Salı, Aralık 16, 2025
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 274

Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan: “Piraziz; güzel, gözde ve aziz”

0

Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN

  Giresun-Piraziz ilçesi, Karadeniz Bölgesinde şahıs ismiyle anılan tek ilçedir. İlçenin ekonomisi fındık ve balıkçılığa dayanır. Piraziz,  deniz sahilinde bulunun küçük ve şirin bir ilçedir.  Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan, ilçenin her yönüyle kalkınması için ilçede geniş bir çalışma başlatmıştır. Bu çalışma ve bu konuda uygulamaya konulan projeler hayata geçmeye başlamıştır. Piraziz’in geçmiş literatüründe yer alan Piraziz elmasının tekrar eski konumuna gelmesi için çalışmalara hız verilmiştir. İlçede yıl boyunca tüm kültürel faaliyetler hızla devam etmektedir. Kaymakam Ali Hamza Pehlivan’ ın uygulamaya koyduğu projelerle ilçe daha bir canlı havaya bürünmüştür.

  Özellikle bu dönemde mahalli imkanlarla yapılan izcilik merkezi takdire şayandır. Bu izci merkezi sayesinde ülkenin değişik yerlerinden insanlar gelmekte ve  ilçe turizmine ve bölge turizmine katkı yapmaktadır.  Vatandaşa halktan biri gibi davranan ve böylece devlet-vatandaş işbirliğini en olumlu noktaya getiren,  samimi ve içten davranışlarıyla herkesin takdirini kazanan, çalışkan, millet ve devlet için hizmet yapmaktan zevk alan, halka iletişim konusunda idarecilikte örnek model teşkil edecek olan Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan “Piraziz ve başarılı bir mülki idare amiri” konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;

 

                                            
                                         Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan
 
Doğu Karadeniz Bölgesinde ilk kurulan yerleşim alanlarından birisi

  “Piraziz ilçemiz  22 yılık genç bir ilçedir ama yerleşim birimi olarak tarihi çok eskilere dayanır. Doğu Karadeniz Bölgesinde ilk kurulan yerleşim alanlarından biridir. Pir Aziz, ilçemizin kuruluşunda önemli bir yer tutmuş olan, gene ilçemizin kuruluşunda 1300’lü yıllarda ilk adımı atanlardan Şeyh İdris’in talebesi sayılan dönemin Türk Boylarına mensup bir Ahi Beyi’dir. Hacıemiroğulları Beyliğinin bir uzantısı olarak ilçemizin imarını ve iskanına katkı sağlayan geliştirmiş bir şahsiyettir. İlçemiz adını kuruluşunda emeği geçen Pir Aziz’den almıştır. Toplam 130 km2 bir ilçedir. Bozat adında bir beldemiz ve  bu beldemize bağlı 4 mahalle, 18 köyümüz, merkez belediyemize bağlı 9 mahalle vardır. Merkez nüfusumuz 7.600, toplam nüfusumuz yaklaşık 15.000’dir. Bütün Karadeniz Bölgesinde olduğu gibi yazın nüfusumuz iki katına çıkıyor. Giresun ilinin sahilde bulunan en güzel ilçelerinden birisi olan Piraziz bizim gözümüzde güzel, gözde ve aziz bir diyardır.

 

                                       
                                           Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan
                                                   köyde vatandaşla birlikte
 
Köy okullarımızdan birisini izci merkezi olarak tahsis ettik  

  Piraziz’e geldikten sonra ilçemizin potansiyelleri ile ilgili olarak bir takım öngörülerimiz oldu. Bu bağlamda, köy okullarımızdan birisini izci merkezi olarak tahsis ettik. İzcilik Türkiye’de belki gerektiği kadar tanınmıyor. İşin içine girince ne kadar güzel ve yararlı bir faaliyet alanı olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Burayı kendi imkanlarımız ve hayırsever katkılarıyla izci merkezi haline getirmeye çalıştık.  İzcilik merkezi olarak yaptığımız bu binayı her şeyi ile beraber yeniledik. Türkiye’nin her tarafından buraya izciler geldi. Geçtiğimiz yaz bu merkezimize 37 ilin izci temsilcileri aileleri ile birlikte geldi. İzci merkezi ilimizin tanıtımına katkı sağlamaktadır. Bu merkezimizde 2011 yılında 5 resmi program gerçekleşecektir.. Burada böylece yılda yaklaşık 2000 ziyaretçiyi ağırlamayı hedefliyoruz. Ziyaretçilerimiz sadece Pirazizi değil, Giresun ve Ordu’yu da gezeceklerdir. Karadeniz Bölgesinin turizme açılması konusunda bu tür adımların önemli olduğunu düşünüyoruz.

 

                                 
                              Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan izcilerle birlikte
 
Karadeniz Bölgesinde şahıs ismiyle anılan tek ilçe

  Malum fındık yöremizin beynelmilel bir ürünüdür. Yöremizde fındık dışında hangi ürünler yetişir konusunda yaptığımız çalışmalar doğrultusunda bana Piraziz elması konusunda bir rapor geldi. Türkiye’deki ilçeler içerisinde şahıs ismiyle anılan 55 civarında ilçe vardır. Karadeniz sahilinde şahıs ismiyle anılan tek ilçe Pirazizdir. Ülkemizde il ve ilçe adıyla anılan ürün sayısı da çok fazla değildir.  Araştırmalar sonunda literatürde “Piraziz elması” adı altında bir ürün kaydı olduğunu tespit ettik. Bu durum Piraziz elmasının bir marka olduğunu göstermektedir. Bilim adamlarına göre elma antioksidan içermektedir. Elma hakikaten çok değerli bir üründür. Bunun üzerine bu elma ilgili olarak yaklaşık 300 kalem toplattırdım ve Manisa’da bir enstitü ile anlaştık. Rize tarafında buna benzer demir elma adındaki elmayı topladığınızda  bu elma Mayıs ayına kadar bozulmuyor. Fakat bu elma her evin bahçesinde bir tane var, çok uzun büyüyor,  dallarında yoğun elma olduğu için dalları kırılıyor ve bakımı güçleşiyor. Biz bunu bodurlaştıralım dedik ve bodur elma olarak aşılattırdık. Projemizin adını da “Meyvenin Hası Piraziz Elması” koyduk

 

                                         
                                         Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan
                                             çalışma ilkelerini tahtaya yazarken
 
Piraziz elmasını tekrar ayağa kaldırmak istiyoruz

  Şu anda fidanlarımız dikim aşamasına geldi. İki-üç yaşındaki fidanları aşı yaptırdık. Şu anda 300 tane fidanımız geliyor. Damla sulamalı, etrafı çevrili, vatandaşımıza örnek teşkil edecek bir  bahçe kurduk. Hedefimiz bir yıl içinde toplamda 13 dekarlık kapama elma bahçeleri kurmaktır. Buna destek sağlamak amacıyla 1000 tane daha elma kalemi topladık. Bu kalemler ayni şekilde enstitüde aşılanıp, bodur haline getiriliyor. Gelecek Mart-Nisan ayı gibi onları da köylerimizde yaygınlaştıracağız. İlçemizin adıyla anılan bu ürünümüzü de tekrar ayağa kaldırmış olacağız. Geçmiş yıllarda buradan kamyonlarla elma gidiyormuş. Son elli yılda elma ile ilgili olarak münferit fidanlar dikilmiştir. Piraziz elması ile ilgili olarak bugüne kadar toplu bir çalışma yapılmamıştır. Köylerde zaten bir nüfus azalması sözkonusu olduğu için bazı yaşlı vatandaşlarımız dışında aşılama işi yapan pek kalmadı.Geçmişte var olan bir ürünü tekrar ayağa kaldırmak istiyoruz. Bu üretime dayalı bir iştir. Bu konuda vatandaşlarımızı teşvik ediyoruz. Şu anda bir dönümlük bir alan üzerinde bahçe kurduk. Bu elma bahçesinde kullanmak üzere özel toprak getirdik. Diktiğimiz bu elma fidanları bodur olduğu için meyvelerini hemen toplayacağız. İlk 2-3 yılında maksimum verime ulaşacaktır. Böylece bir bahçeden yılda 4-5 ton elma toplama şansı olacaktır. Elmanın yanında ceviz projesi de yaptık. Şu anda 2000 ceviz fidanını vatandaşımıza ulaştırdık.

 

                                      
                                          Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan
                                               elma fidanları dikim çalışmasında
 
Kültürel Gelişim Projesi

  Kültürel Gelişim Projesi üzerinde çalışıyoruz. Vatandaşlarımız tarafından yuğun şekilde kullanılan yaylalarımız ve ziyarete açık türbelerimiz var. Türbelerin inanç turizmi kapsamında değerlendirilmesiyle ilgili olarak Kültür ve Turizm Bakanlığına bir dosya sunduk. Pir Aziz Türbesinin yolunun, türbe ve çevre düzenlemelerinin yapılmasıyla ilgili olarak bir proje geliştirdik. Bu yolun  yaklaşık yüzde 40’ı yapıldı. Vatandaşlarımız böylece yeşillikler içerisinde ilçemizin kuruluşunda emeği geçmiş zatları ziyaret edecek ve bu vesileyle doğal güzellikleri de yakından görmüş olacaklardır. Bölgeye yapılacak ziyaretlerde bir güzergâh sağlamış olacağız. Ayrıca Bendehor adlı kalemizin tescil çalışmalarını başlattık. Bu tarihi kalemizi onardığımızda kale ve çevresi ilçenin seyir ve mesire sahası olacaktır. İlçemizde tescilli beş adet tarihi konağımız bulunmaktadır. Bu konaklardan iki tanesinin onarım projesi bakanlığa sunulmak üzere hazırlanıyor. Bunların onarımı yapıldıktan sonra turizm amaçlı kullanılabilecektir.

  

                                         
                                         Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan
                                     Kızılay Derneğine kan bağışında bulunurken
 
Her köyümüzde üç tane çocuğumuza bisiklet dağıttık
  Temiz Çevre, Duyarlı Toplum Projesi adında çok kapsamlı bir proje geliştirdik. Özellikle köylerimizde kötü bir alışkanlık gereği gözden uzak olur gerekçesiyle su yataklarına çöp atılır. Bu yüzden dere yataklarında müthiş bir çöp birikintisi oluyor. Bununla ilgili bir kampanya yaparak, bu çöpleri temizlettirdik ve imha ettirdik. Hatta her köyümüzde üç tane çocuğumuza İstanbul Piraziz Dernekler Birliği’nin katkılarıyla 18 köyümüzde toplam 60 çocuğumuza bisiklet dağıttık. Görüntü kirliliğiyle ilgili  bizden önceki Kaymakamımızın da girişimleri olmuştu. İlçemizde sıvasız-boyasız ev kalmasın dedik. Hatta eskiyen binalarımız tekrar yenilensin dedik. İnsanların kafasında bu ilçe çok temiz ve düzenli diye izlenim bıraksın. Sahilimiz, binalarımız temiz olsun. Beş Haziran Dünya Çevre Gününde Belediye Başkanımızla beraber ilk fırçayı vurduk. Şimdi boya yapılan binalar pırıl pırıl oldu. Okullarımız ve kamu binalarımızın boyaları eksik veya eskimiş olanların boyaları tamamlandı. Temiz çevre, duyarlı toplum projesine uygun olarak dükkanlarını yeniden düzenleyen esnaflarımız oldu. Bu dükkanların açılışını katıldım ve kendilerine teşekkür ettim. Devlet eliyle birçok şey yapıyoruz ama herkesin kendi dükkanını veya yaşadığı mekanları düzeltmesi de ilçenin kalkınmasına bir katkıdır. Bu konuda örnek tavır sergileyenlere teşekkür plaketi takdim edecegiz.

  Piraziz’in geçmişten günümüze ön plana çıkan bir ürünü de köftesidir.  Bununla ilgili esnafımızla bir araya geleceğiz ve neler yapabileceğimizi konuşacağız. Köfte salonu olan esnafımıza dükkanınızı tertip ve düzene kavuşturun, kaliteli üretim ve saygın servis yapın insanlar köfte yemeden geçmeyelim diyerek sahilden geçerken direksiyonu Pirazize doğru kıracaklardır diyoruz.

 
                                        
                                         Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan
                                       yol yapım çalışmlarını yerinde incelerken
 

Çevre temizliğini bir gün değil, her gün yapmaya çalışıyoruz

  Bu konuda yapmaya çalıştıklarımızdan sadece dış görünüşü önemsediğimiz anlamı çıkmamalıdır. İnsanlar giysileriyle karşılanır, fikirleriyle uğurlanır derler. Gelişmiş ülke veya şehirlere gittiğimizde çok tertipli, düzenliydi diyoruz. Bizde olabiliriz. Çevremizi temiz ve düzenli hale getirelim diyoruz. İlçenin görünümüne sende bir katkı sağlamış olursun diyoruz. Çevre temizliğini bir gün değil, her gün yapmaya çalışıyoruz. Kurumlarımızda çöpe atılan kağıtları geri dönüşüme kazandırmaya çalışıyoruz. Belediye çöpleri ayrıştırılıyor. Tarımsal ilaçların sulara karışmaması, biyolojik ilaçlama yapılırken diğer yerlere zarar verilmemesi konusunda çalışmalar yapıyoruz. Köyde yaşamanın çağdaş normlardan uzak olmak anlamına gelmediği, köylerimizin de belli bir tertip-düzeninin olması gerektiği, çöplerin uygun şekilde bertarafı için muhtelif alanlarının oluşturulması gerektiği konusunda çalışmalar yapıyoruz.

     

                                       
                                       Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan ve
                                       Piraziz Belediye Başkanı Hasan Şenel çevre
                                   çevre temizliğinde birlikte bina boyası yaparken
 
Eğitim kalitesini yükseltmeye yönelik çalışmalarımız var

  Okullarımızın eğitim-öğretim kalitesini ve başarı seviyesini yükseltmeye yönelik çalışmalarımız bulunuyor. Bu konuda Giresun Valimiz Sayın Mustafa Yaman’ın yüksek hassasiyet ve talimatlarına uygun şekilde hareket ediyoruz. İl geneline baktığımızda ilçe olarak her geçen gün üst sıralara çıkıyoruz. Öğrencilerimizi evlerinde ziyaret ediyoruz. Okul aile birliği toplantılarına katılıyoruz. Burada velilerimizle görüşüyoruz. Mağdur olan öğrencilerimizi tespit ettik ve yaklaşık 500 öğrencimize seviye tespit sınavlarına hazırlık desteği verdik ve internet üzerinden konu takibi yapabilecekleri internet paketi alarak öğrencilerimizin kullanımına sunduk.

 
                                              
                                            Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan
                                             Anaokulu Halkoyunları Ekibi birlikte
 
Ahilik cömertlik ve kardeşlik projesi 

  Kültürel faaliyetler kapsamında önem verdiğimiz bir diğer projemiz ise  Ahilik Kültürü ve Piraziz Projesidir. Ahilik özetle cömertlik ve kardeşlik demektir. Karadeniz Bölgesinde Ahilik kültürünün var olduğu  noktalardan birisi de Piraziz’dir. İlçemizde Türk ve Müslüman yerleşiminin oluşmasında ilk adımları atan Şeyh İdris ve Pir Aziz birer Ahi lideridir. Ahi liderleri  bulundukları yerlerde hem kanaat önderliği hem de idarecilik yapmış, mezraların, köylerin imarı ve iskanını sağlamıştır. Bu bağlamda, araştırmacı tarihçi yazar Mehmet Fatsa’nın rehberliğinde ilçemizin kuruluş dönemini ve Ahilik kültürünü ortaya koyan bir senaryo hazırladık, Piraziz Yarenleri adı altında bir de müzik gurubu oluşturduk ve tarihi Tiralizadeler konağında tiyatro ve müzik içerikli bir gösteriyi Ekim ayında kutlanan Ahilik Haftasında sergiledik. Bu gösteriyi Giresun ve İstanbul’da da Piraziz gecesi olarak sunmayı düşünmekteyiz. Ayrıca her ay seçilecek bir konunun sunulacağı, çeşitli   hikaye,destan, fıkra ve yöreye özgü tarihi veya güncel öykülerin anlatılacağı, şiir, şarkı ve türkülerin sergileneceği bir kültür sanat programı icra etmeyi planladık ve ilk programımızı Aralık ayı içinde gerçekleştirdik.   Bu proje ile ilçemizin ve yöremizin tarihine ışık tutup nerden nereye ne şekilde geldiğimizi ve bu bağlamda kültürümüzün kilometre taşlarından Ahilik anlayışını  insanlarımıza hatırlatmayı amaçladık.

 
                                         
                                        Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan
 
  İlçemizle ilgili her türlü konuyu kapsayacak bir de almanak hazırlığı içindeyiz. Bu kitap içinde ilçemizin dünü, bugünü ve yarınlara yönelik projeleri yer alacak. Bu çalışma ile ilçemizin bir nevi master düzeyde fotoğrafını çekmiş olacağız ve bizden sonrakilere kayıtlı bilgi altyapısı teşkil etmiş olacağız. İlçemizle ilgili bütün konulara bir bütün içinde bakıyoruz ve İlçe olarak kabuğumuzu kırmaya, kendimizi aşmaya çalışıyoruz. Üzerinde çalıştığımız projeler için Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı ve Avrupa Birliği fonlarından da yararlanmak istiyoruz

  

                                    
                                         Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan
                                         112 Acil  Servis Hizmelerini denetlerken
 
Çocuklarımıza yönelik futbol okulu açtık   

  Piraziz’de amatör ligde oynayan bir futbol takımımız bulunuyor. Yaz tatilinde çocuklarımıza yönelik futbol okulu açtık. Bu çocukların antrenmanlarına gittim. Bu okulun öğretmeni antrenör lisanslı beden eğitimi öğretmeniydi. Çocuklar hem eğlendi hem de futbolu sağlıklı yaşam kurallarını öğrendi. Voleybol ve basketbol kursları da düzenledik. Bağlama, gitar, özellikle idareci ve öğretmenlerimizin ihtiyaç duyduğu diksiyon kurslarımız devam ediyor.

                                        
                                          Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan
                                          futbol okulunda çocuklarla top oynarken
 
Toplumun tüm kesimlerine hitap eden kurslar açtık 

  Geçen yıl Halk Eğitim Merkezinde 160’ın üstünde kurs gerçekleştirdik. Hasta bakım, cenaze yıkama, kurban kesme kursları ile gittiğiniz bir yerde, uğradığınız bir bakkalın tavrı o ilçe ile ilgili olarak size izlenim verir, bu ilk görüşme size gittiğiniz yer hakkında olumlu veya olumsuz  kanaat bırakır düşüncesinden hareketle nezaket kuralları ve esnaf için müşteriyle ilişkiler kursu gibi pekçok değişik başlıklarda kurslarımız ve seminerlerimiz oldu. Bu ve benzeri alanlarda Sağlık Bilimleri Fakültemizle de işbirliği içindeyiz. Etkinliklerimizde paydaş olarak yer alıyor.  

 

                                           
                                          Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan
                                  Bozat beldesinde Halk Eğitim Merkezi el sanatları
                                 sergisini annesi Aysuna Pehlivan’la birlikte açarken
 
Vatandaşla işbirliği içerisinde ilçede bir hareketlilik sağlıyoruz

  Halkla ilişkileri pekiştirmek maksadıyla Belediye Başkanımızla beraber halk günü tertipledik. Burada Belediye ve Kaymakamlığın yaptığı çalışmaları anlattık. Vatandaşlarımızla birlikte ilçemizle ilgili konuları masaya yatırıp bilgi alışverişinde bulunduk. Vatandaşlarımızla iletişim ve işbirliğini çok önemsiyoruz. Bu durum proje ve faaliyetlerimizin etkinliğini ve hareketliliğini artırıyor. Herkesin içinde yaşadığı yerin sorunlarından öte güzelliklerine yönelik farkındalık düzeyini de arttırarak hem yaptığı işi hem de genel olarak hayatını daha lezzetli hale getirmesini arzuluyoruz. Sabahları yürüyerek işe gelirken birbirimize gülümseyip selam vererek güne başlamanın günümüzün daha iyi geçmesinin anahtarı olduğuna inanıyoruz. Sorunlu bir konu üzerinde düşünmeden, ani karar vermek yerine üzerinden mesela 24 saat geçtikten sonra tekrar değerlendirmenin daha yararlı sonuçlar getireceğini tecrübe ediyoruz.

Doğuştan devlete karşı bir saygı vardır

  Her zaman kolay olmasa da hayata ve olaylara pozitif bakmanın getirisi yüksek oluyor.  Sıkıntısı olsa da haline şükredip sabırla çalışanların durumlarının belli bir süre sonra iyi noktalara geldiği görülüyor. Bir şeye olumsuz bakmak, başarısızlığı tetikliyor aslında. Bir şeye olmaz diye hedefsizce girdiğinizde hakikaten o iş olmayabiliyor. Ayhan Nasuhbeyoğlu Valimiz “Paramız yoksa da cesaretimiz var.” derdi. Örneğin biz İzci merkezine sıfır bütçe ile başladık. Şimdi 100 bin liranın üstünde iş yaptık. Bizim toplumumuzda vatandaşın devlete bağlılığı, batıda olduğu gibi sözleşmeye dayalı bir bağlılık değildir. Vatandaşımızın bağlılık anlayışında bir kutsama durumu vardır. Bu durum doğrudan bir saygı vesilesi oluyor ve bu saygıyı, devlet kademelerinde çalışan kişilerde somutlaştırıyor. Biz kamu görevlilerinin de her şeyden önce bu devletin bir vatandaşı sıfatıyla tevdi edilen görevlerin emanetçisi olduğumuzu, devletimize ve milletimize olan saygı ve bağlılığımızı etkin hizmet ederek göstermemiz gerektiğini unutmamamız icap eder.

 

                                           

                                        Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan
 
Sevgi ve saygı gösterdikçe daha da sevgi ve saygı görüyorsunuz
  Vatandaş bahse konu kamu hizmeti emanetini en iyi şekilde muhafaza eden, hakkını vererek sonrakine devreden bir idareci görmek istiyor. Vatandaşımıza bazen bizim yerimizde siz veya bir yakınınız bulunabilirdi diyoruz. Öyleki bizden sonra da nöbeti bir başkası alacaktır. Siz vatandaşa ne kadar yakın davranırsanız vatandaş kendini o kadar mutlu ve güvende hissediyor. Yolda verdiğiniz bir selam bile gönlünü almaya yetiyor çoğu insanın. Saygı gösterdikçe saygı görüyorsunuz. Sevgi gösterdikçe daha da çok sevgi görüyorsunuz. Maddi şeyler kullanıldıkça aşınır belki ama manevi şeyler kullanıldıkça artıyor, çoğalıyor.

 

                                           

                                          Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan
                                       ABD’de Virginia Commonwealth Üniversitesi
                               tarafından uygulanan Profesyonel Gelişim Programında
 
En olumsuz durumda dahi olumlu düşünmek gerekir

  Çalışırken disiplini elden bırakmamak gerekir. Disiplin olmadan başarı olmaz çünkü disiplinsizlik motivasyonunuzu dağıtır. Bu durum yaptığınız işinizi severek, zevk alarak icra etmenini engellemez. Sebat ve samimiyeti diğer evrensel değerlerle donatarak birlikte çalışmayı, birlikte üretmeyi ve paylaşmayı sağladığınız zaman başarı kaçınılmaz olur. Olumlu düşünce bu konuda çok önemli destek noktalarınızdan biridir. Negatif bulutları dağıtarak yola koyulmak gerekir.  Zira sizin moral motivasyonunuzun düşük olması mesai arkadaşlarınıza da vatandaşa da yansır. En olumsuz durumda dahi çıkış yolu sağlayacak olumlu birşey düşünmeye çalışmak gerekir. Vatandaşın devletten beklentisi yüksektir. Hiç kimse yoksa devlet vardır der ve size en azından derdini anlatmak ister. Kendisini dinleyen bir kamu görevlisi vatandaşın devlete karşı güven ve inancını daha da arttırır.”

 
                                     T.C. PİRAZİZ KAYMAKAMLIĞI WEB SİTESİ
                                        http://www.piraziz.gov.tr/index.php?
                                     option=com_content&task=view&id=352&Itemid=5
 
                     KAYMAKAMIMIZ ALİ HAMZA PEHLİVAN’IN HABERGÜNEBAKIŞ
                                     İÇİN İLKER ÇAKAN’LA YAPTIĞI SÖYLEŞİSİ
                                                                   
                                                  Pazartesi, 27 Aralık 2010   
  Kaymakamımız Ali Hamza PEHLİVAN ‘ ın İlker ÇAKAN ile yaptığı , İlçemizle ilgili çeşitli konuların ele alındığı söyleşi ” Piraziz ; Güzel , Gözde ve Aziz ”  başlığıyla Habergünebakış web sayfasında ve gazetesinde yayınlandı.
 

Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan: “Habergünebakış Sitesi güncel, interaktif ve dinamik”

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Giresun-Piraziz Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan,  Habergünebakış (www.habergunebakis.com) sitesi ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi;

  “Habergünebakış Sitesi her şeyden önce güncel, interaktif, dinamik, haber verme ötesin de değişik konulardaki bilgide yurdumuzun değişik coğrafyalarında neler yapılıyor,  hangi idarecimiz;  ne ile iştigal ediyor, ne düşünüyor, hangi mesajı vermek istiyor, hatta bu sitenin  uluslararası boyutu da var. Kardeş belediyelere de aracılık ediyor. Dolayısıyla şahsınızda Habergünebakış Sitesinde emeği geçen herkesi kutluyorum.”

Azerbaycan -Türkiye ilişkileri perspektifinde Türk Dünyası zirvesi ve yüksek düzeyli stratejik işbirliği

0

  Güney Kafkasya’da kalıcı istikrarın ve bölgesel işbirliğinin önündeki engellerden biri olan Ermenistan-Azerbaycan Yukarı Karabağ sorununun ve bunun yol açtığı bölgesel istikrarsızlığın Azerbaycan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve sınırlarının dokunulmazlığı temelinde, barışçıl yöntemlerle çözüme kavuşturulmasına önem verdiklerini ifade etmişler, Ermenistan-Azerbaycan Yukarı Karabağ sorununun çözümünün Avrasya coğrafyasında barış, istikrar ve refahın sağlanması yönünde somut bir ilerleme oluşturacağına dair inançlarını yinelemişlerdir. Toplantıda, katılımcı ülkeler arasındaki dostluk ve iş birliğinin geliştirilmesinin yanı sıra ikili, bölgesel ve uluslararası konularda ortak değerlendirmeler yapıldı.Toplantının ardından imzalanan 60 maddelik bildiride, Tük Dili Konuşan Ülkeler Konseyinin İstanbul’da çalışacak olan sekretaryasına ilk Genel Sekreter olarak Türkiye’nin teklif ettiği Büyükelçi Halil Akıncı’nın atanması onaylanmış, Nahçıvan Anlaşmasının imzalandığı gün olan 3 Ekim’in Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Günü olarak kutlanmasını başkanlar teşvik etmeyi karalaştırmışlardır.

  Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanmıştı. Erdoğan, “Türkiye ile Azerbaycan dünya üzerinde emsali bulunmayan nitelikte ilişkileri olan iki kardeş ülkedir ve Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi bu kardeşliği taçlandıran kalıcı bir eser olacaktır. Bu düşüncelerle Türkiye-Azerbaycan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin gerek ikili ilişkilerimiz, gerekse bölgesel işbirliği adına hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.   Görüşmelerde en önemli adımlardan bir tanesi, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin kurulması konusunda alınan karardır.  Bu konuda çalışmalar yoğun bir şekilde devam ediyor.  Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev’in, İstanbul ziyaretinde bunun temelini atılmış olacak. Bu işbirliği Türkiye-Azerbaycan arasında geleceği kuşatan en önemli adım olacaktır.  Uluslararası ekonomik krizde Azerbaycan güçlü çıkan, fırsatı iyi değerlendiren ülkelerden birisi oldu. Türkiye de bu işi en az zararla atlatan bir ülke oldu.    

  “Türkiye ile Azerbaycan, dünya üzerinde emsali bulunmayan nitelikte ilişkileri olan iki kardeş ülkedir ve Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi, bu kardeşliği taçlandıran kalıcı bir eser olacaktır” dedi.Terörizm, aşırıcılık, insan ticareti ve yasadışı göç,  uyuşturucu ve psikotropik maddeler, ateşli silah kaçakçılığı ile sınıraşan örgütlü suçlar da dâhil olmak üzere, her türlü suçun yarattığı uluslararası güvenliğe yönelik tehditlerle mücadelede işbirliğinin ve ortak mücadelenin önemini bir kere daha vurgulamışlar ve bu amaçla kendi aralarında ve uluslararası toplumla dayanışmanın önemini teyit etmişlerdir

  Sınırların zorla değiştirilmesinin kabul edilemeyeceğine dair tutumlarını tekrar vurgulamışlar, uluslararası toplumun, barış ve istikrarı, devletlerin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit edebilecek saldırılarla mücadelesinin güçlendirilmesinin küresel güvenliğin tesisindeki belirleyici bir unsur olduğuna dair inançlarını kaydetmişlerdir. Türk Dili Konuşan Ülkelerin ortak hassasiyetlerinin uluslararası kuruluşların gündeminde daha fazla yer alması için bölgesel ve uluslararası kuruluşlarda ortak tutum belirlenmesinin önemine dikkat çekmişlerdir. Bu bağlamda, uluslararası toplantılar öncesinde, bir araya gelerek işbirliği olanaklarının görüşülmesinin, ilişkilerin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi açısından yararlı olacağını dile getirmişlerdir.

  Kazakistan’ın 2010 yılında AGİT Dönem Başkanlığı’nı üstlenmesinin ve başarıyla sürdürmesinin AGİT katılımcı ülkelerinin Kazakistan’a duydukları güvenin somut göstergesi olduğunu vurgulayarak, Kazakistan’ın AGİT Dönem Başkanlığı’ndaki başarısının devam etmesini dilediklerini belirtmişlerdir. AGİT İstanbul Zirvesinden on bir yıl sonra ilk AGİT Zirvesinin Astana’da yapılması kararı dolayısıyla AGİT Dönem Başkanı Kazakistan’ı tebrik etmişler, 2010 yılında Kazakistan’ın liderliğinde Avrupa güvenliğine ilişkin olarak sürdürülen diyaloğun Astana Zirvesi’nde alınacak kararlarla daha ileri bir aşamaya ulaşmasını umduklarını ifade etmişlerdir.Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı’nın (CICA) Asya kıtasında barış ve istikrara artan katkılarının önemini teyit ederek, CICA’nın bir siyasi diyalog forumu olarak, işbirliğine dayalı güvenliğin sağlanması yönündeki çabalarına aktif destek beyan etmişlerdir.İstanbul Zirvesi ile CICA Dönem Başkanlığı’nın bir Türk Cumhuriyeti’nden, bir başka Türk Cumhuriyeti’ne geçmiş olmasından duydukları memnuniyeti ifade etmişler, Kazak Dönem başkanlığında kurumsallaşmasını başarıyla tamamlayan CICA’nın, şimdi eylem aşamasına geçmiş olduğuna atıfla, Asya’da güven arttırıcı önlemlerin hayata geçirilmesinde üstlenilmiş olan öncü role ve sorumluluklara işaret etmişlerdir.

   Kazakistan’ın 2010 AGİT Dönem Başkanlığı ile Türkiye’nin 2010-2012 CICA Dönem Başkanlığının Avrasya güvenlik kuşağındaki merkezi konumlarının ülkelerini çok taraflı işbirliği platformlarında dayanışma içinde, daha aktif olmaya teşvik ettiğini dile getirmişlerdir. Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı’nın (TÜRKSOY) ortak değerlerin ortaya çıkarılması, zenginleştirilmesi, yaygınlaştırılması ve tanıtılması ile Türk Dili Konuşan Ülkeler ve halklar arasındaki kültürel işbirliğinin derinleştirilmesi için önemli bir görevi yerine getirdiğini yinelemişlerdir. Dünya medeniyetlerinin gelişimine önemli katkılar sağlayan zengin Türk kültür mirasının muhafazası ve Türk Kültürünün desteklenmesi amacıyla Bakü’de özel bir Vakfın kurulmasını amaçlayan girişimin hayata geçirilmesinin önemini teyit etmişlerdir. TÜRKSOY’un 2012 yılı için Astana’yı Türk Kültür Başkenti olarak ilan etme önerisini desteklemektedirler.

  Türk Parlamenterler Asamblesi (TÜRKPA) Sekretaryasının Bakü’de faaliyete geçmesinden duydukları memnuniyeti dile getirmişler ve TÜRKPA’nın, Türk Dili Konuşan Ülkelerin parlamentoları ile diğer ülkelerin parlamentoları arasındaki işbirliğinin geliştirilmesine katkı sağlayacağını kaydetmişlerdir. Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin İstanbul’da yerleşik Sekretaryası’nın kuruluş çalışmalarının son aşamaya gelmesinden duydukları memnuniyeti dile getirmişler ve Sekretarya’nın ilk Genel Sekreteri olarak, Nahçıvan Anlaşmasının yürürlüğe girmesinin ardından resmi olarak görevini üstlenecek olan Türkiye’nin adayı Büyükelçi Halil Akıncı’nın atanmasını onaylamışlardır.Türk Dili Konuşan Ülkeler Dışişleri Bakanlarına, Nahçıvan Anlaşması’nda öngörülen ilgili belgelerin sonuçlanması ve kabul edilmesi hususunda talimat vermişlerdir.

  Ticaret ve ekonomi alanındaki ilişkilerin eşitlik ve karşılıklı çıkar ilkeleri temelinde geliştirilmesi ile sanayi, tarım, ulaştırma, iletişim, hidroelektrik, alternatif enerji ve turizm dahil olmak üzere tüm alanlardaki işbirliğinin genişletilmesine dair niyetlerini ifade etmişlerdir.   

  Türk Dili Konuşan Ülkelerin dinamik bir şekilde gelişmekte olan ekonomilerinin, muhtelif alanların yanı sıra iş sahasında işbirliğinin geliştirilmesi açısından uygun şartlar yarattığını kaydetmişler ve mevcut potansiyelin azami ölçüde kullanılmasının önemini teyit etmişlerdir.Ekonomik işbirliğini geliştirmek amacıyla Türk Dili Konuşan Ülkeler İş Konseyi’nin kurulmasını kararlaştırmışlardır.Özel sektöre yeni fırsatlar yaratılması ve petrol dışı sektörlerde kalkınmanın desteklenmesi amacıyla İstanbul’da “Türk Dili Konuşan Ülkeler Kalkınma Bankası” ve ortak bir Sigorta Şirketi kurulması imkanını araştırmayı kararlaştırmışlardır.

  Avrupa’nın enerji güvenliğini temin eden Hazar havzası enerji kaynaklarının artan önemini teyit ederek, stratejik Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattının küresel enerji güvenliğine ve bölge ülkelerinin sürdürülebilir ekonomik kalkınmalarına hizmet ettiğine dair inançlarını dile getirmişlerdir.  Bu çerçevede, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının kapasitesinin arttırılmasının ve sözkonusu boru hattının Aktau limanıyla bağlantısının önemine dikkat çekmişlerdir. Türk Dili Konuşan Ülkeler arasındaki ulaşımı kolaylaştıracak olan ve 2012 yılında hayata geçirilmesi planlanan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu bağlantısının aynı zamanda Avrasya bölgesindeki ticaret hacmini arttıracağını, bölgesel kalkınma ve ekonomik işbirliğini kolaylaştıracağını dile getirmişler ve demiryolu bağlantılarının kısa bir zamanda tesis edilmesi   BM Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) Yürütme Kurulu 2011-2015 dönemi üyelikleri için Ekim 2011’de yapılacak seçimlerde Türkiye’ye destek verdiklerini beyan etmişlerdir. BM İnsan Hakları Konseyi’ne 2012-2015 dönemi üyelikleri için 2012’de gerçekleştirilecek seçimlerde Kazakistan’ı ve 2013-2016 dönemi üyelikleri için 2013’te gerçekleştirilecek seçimlerde Türkiye’yi desteklediklerini dile getirmişlerdir.

  Azerbaycan Cumhuriyeti ile Kırgız Cumhuriyeti’nin, 2011 yılında gerçekleştirilecek seçimlerde 2012-2013 Dönemi ve Kazakistan’ın 2016 yılında gerçekleştirilecek seçimlerde 2017-2018 Dönemi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliklerine adaylıklarını ciddiyetle değerlendireceklerini teyit etmişlerdir. Türkiye ile Azerbaycan, dünya üzerinde emsali bulunmayan nitelikte ilişkileri olan iki kardeş ülkedir ve Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi, bu kardeşliği taçlandıran kalıcı bir eser olacaktır” dedi.Türkiye-Azerbaycan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Kuruluşu Anlaşması,   alınan kararlar son derecede önemlidir.

  Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Azerbaycan ziyareti ilişkileri geliştirme konusuna yeni bir ivme kazandırdı. Azerbaycan – Türkiye ilişkileri çok önemlidir. Türkiye, Azerbaycan’ın ciddi stratejik ortağıdır. Dini, dili, kültürü aynı olan iki kardeş devlettir. Gücünü ve işbirliğini zengin tarihimizden alıyor. TürkiyeAzerbaycan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Kuruluşu Anlaşması sonuçlarının son derece önemli olduğu kanısındayım. TürkiyeAzerbaycan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Kuruluşu Anlaşması , ilişkileri geliştirme konusuna yeni bir ivme kazandıracak.

Arabesk kültürü üzerine alışık olmadığımız bir yazı

1

  Çocukluğumuzda ve ilk delikanlılık yıllarımızda Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay dinlerdik… Kasetleri dışında yasaktı yaptıkları müziği yaymaları ama onlar çocuğundan gencine, orta yaşlısından yaşı geçkinine, kadınından erkeğine kadar oldukça geniş bir kesime hitap ediyorlardı… Ucu çıkmaz sokak olan yoksul mahallelerimizde yaşanan gizli aşkların en güzel tercümanıydı onların şarkıları… Ve alın teriyle kazanıp biriktirdiği parasıyla “Murat 124″ alan komşumuz “hatasız kul olmaz yazdırıvermişti arka cama, beyaz yağlı boya ile… Alın terimizin en iyi sembolüydü onların ettiğin sözler…

  Ferdi Tayfur’un “Çeşme” adlı şarkısına yaptığı film Türk Sinema tarihinde en uzun süre gösterimde kalan ve en çok ağlatan film unvanını halen korumaktadır… Kara bıyıklı, mahzun bakışlı mahallemizin delikanlıları gibi görünürlerdi gözümüze… Onlar hakkında kötü hiçbir şey yazılmazdı gazetelerde, hep güzel şeylerde geçerdi adları… Halen de öğle…

  Yaptıkları müziğe arabesk denildi… Ve halkı karamsarlığa, isyana teşvik ettikleri gerekçesi ile yasaklandı yaptıkları müzik… Uzun yıllar yasaklı kaldılar… Lise yıllarında koskocaman Ankara’da Orhan Gencabay kartpostalı bulamadığımı dün gibi anımsarım…

  Mütevazı göründüler gözümüze hep… Lüks mekânlarda, tüm değerlerimize aykırı pozlar vermediler hiç… Bir birleri hakkında ağza alınmaz laflar etmediler… Kendilerine kurşun sıkanlara bile “beyefendi “dediler…

   Yaptıkları müzik, esasında bizi anlatıyordu… Her halimizle… Yoksulluğa, çaresizliğe dairdi… Ve aşka dairdi… Aşk ıstırabına dairdi… Bu ülkede tüm bunların birer sorun olmadığını kim iddia edebilir?!… Onlar görmek istemediğimiz ve sürekli bastırdığımız zaaflarımızın müziğini yaptı… Onlar bizim gerçeklerimizi bir tokat gibi inadına melodilerle suratımıza patlattı… Ama bizler sindiremedik, Adananın köylüğünden ya da Samsun’un bir balıkçı kasabasından ya da Urfa’da mağaradan bozma bir evde doğan birinin bize bizim en acı, en sevimsiz hallerimizi anlatmasına… Kendilerini entelektüel sınıfına ait hissedenler, sevgilinin hasretinin “Bende özledim bende-resmin var şu an elimde” formatıyla, yalın ve samimi itirafını sindiremedi… Arabesk müziğin enikonu analizi yapılmadan infazı yapıldı…

  Çocukluğumuzun ve ilk aşklarımızın tanığı müziğin temsilcileri halen aynı işi aynı inatla yapıyor… Yine aynı mütevazılıkte ve yine toplumsal değerlere azami saygı göstererek yapıyorlar işlerini… Ve yine en çok dinlenenler arasındalar…

  Entelektüalizm denilen şey… Zorlamayla olan… Kalıplara sıkıştırılacak bir şey değildir… Tam aksine yaşadığınız toplumu ve toplumun taleplerini anlamakla ilgili ve özgür kararlar vermekle ilgili bir konudur…

   Ekmek davası uğruna yurdundan yuvasından ayrılmış birine sevdasını dile getiren;

   Gurbetin kahrını sen çekemezsin

   Düşer bir kötüye çürür gidersin

   Ellerin koynunda nasıl yatarsın

   Bırak şu gurbeti garip sevdiğim  

   Mısraları kadar daha etkili ne olabilir ki…

   İşe yaşadığımız toplumu kabullenmek… Anlamak… Ve anladıkları dilden konuşmakla başlamak lazım… Hani çok bilinen bir tabir vardır “üçüncü sınıf kafalarla birinci sınıf işler yapılmaz” diye…

Türkiyenin bölgesel politikası ve Azerbaycan

0

  Yeni jeopolitik değişikliklerin yaşandığı bu dönemde dünya siyasi ve ekonomik gücünün önemli bölümü toplamış Avrupa ne kadar öneme sahipse, artık Asya bölümü de bundan az olmayan bir önem taşımaktadır.

  “Soğuk Savaş” sona erdikten sonra şekillenen yeni dünya düzeninde Türkiye ve Azerbaycan’ın jeopolitik önemi yeterince artmıştır. Bu her şeyden önce, belirtilen ülkelerin bulunduğu arazi, bu bölgede büyük devletlerin çıkarlarının çatışması ile ilgili olmuştur.Türkiye ve Azerbaycan’ın jeopolitik konumunu güçlendiren faktörlerden biri de, onun Hazar-Volga su yoluna, Karadeniz üzerinden Akdeniz ve dünya okyanusuna çıkışının olmasıdır.

  Batı-Doğu uygarlıklarının, Avrupa ve Asya kıtaları arasında, kuzey-güney, doğu-batı ulaşım kesişme noktasında bulunan Türkiye ve Azerbaycan sahip oldukları stratejik coğrafi ilgiyi çekmiş, çeşitli zamanlarda farklı işgalci güçlerin işgallerine maruz kalmıştır. Bu ülkeler hem askeri-stratejik açıdan, hem de ekonomik ve kültürel açıdan dünya uygarlığına önemli katkılar vermiş ve bugün de gerek bölgede ve gerek se de dünyada yaşanan süreçlere bu veya diğer şekilde katılıyorlar.

  Türkiye ve Azerbaycan çok önemli stratejik öneme sahiptir. Onların sahip oldukları arazi mensup oldukları bölgeye dahil olan ülkelerden herhangi birini gözaltında tutmak için çok avantajlıdır. Bu ülkelerin coğrafyası Güneydoğu Avrupa, Akdeniz havzası ve Balkanlar, Yakın ve Orta Doğu, Güney Kafkasya bölgeleriı gibi çok geniş bir araziye doğrudan etki göstermek olanağı yaratıyor.

  Bu bölgede yaşanan jeopolitik rekabete İran ve Rusya’nın örneğine baktığımızda, bu iki devletin Kafkasya bölgesinde stratejik çıkarları çarpışıyor. Fakat taktik çıkarları örtüşüyor. Her ikisinin stratejik çıkarları bu bölgeyi kendi etkileri altına almaktır. Taktik çıkarlarına gelince, bağımsız ve güçlü Azerbaycan devletinin oluşması onların hiçbirinin çıkarınca değildir. Çünkü, bağımsız Azerbaycan Devleti Batı ile sıkı işbirliği yapıyor ve bu onlar tarafından olumsuz karşılanıyor. Azerbaycan bağımsız olması, kendi doğal kaynaklarını bağımsız kullanması Rusya ve İran’ın stratejik planlarına uymuyor. Bu nedenle de her ikisi Ermenistan’a yardım ediyor (1)

 Türkiye’nin Rusya ile qeçmişte bir takım sorunlar yaşamış  ve  savaşlar yapmıştı. Ama ilişkilerin son zamanlarda olumlu yönde gelişmesi Azerbaycan’ın bölgesel konumlarının güçlendirilmesi açısından da önemlidir.

  Türkiye-Rusya ilişkilerinin gelişme dinamigine dikkat edersek, soğuk savaş yıllarında bu ilişkilerin ideolojik çatışma düzleminde olduğunu, geçen yüzyılın 90’lı yıllarında ekonomik işbirliği, jeopolitik rekabet aşamasına geçtiğini ve  XXI yüzyılın başlarında ise çok taraflı ve stratejik işbirliği dönemine girdiğini görmek mümkündür.

  Şüphesiz ki, Türkiye-Rusya ilişkilerini sorunsuz olarak algılamak mümkün değildir.Rusya-Ermenistan askeri işbirliğinin genişletilmesi ve bunun bölgede güçler oranına olumsuz etki göstermesi, Karabağ sorunun çözümünde Moskova’nın tam adil olmayan tutumu, Azerbaycan’ın karbohidrogen kaynaklarının istismar edilmesi ve dünya pazarlarına çıkarılmasına Kremlin engellemek girişimleri Ankara-Moskova ilişkilerine de etkisiz kalmıyor.

  Türkiye’nin Batı devletleri, özellikle de ABD ile müttefikliyi Azerbaycan’ın da dış politika alanında işbirliğini etkiliyor. Bir olguyu da belirtmeliyiz ki, Türkiye’yi jeopolitik açıdan Kafkasya’dan ayrı düşünülemez. Kafkasya bölgesi Türkiye’nin dış politikasına etkilemekle beraber, bölgede Türk halklarının mevcutluğunu onun iç siyasetinde de önemli role sahiptir. Ayrıca, bu bölge Türkiye’nin Orta Asya’nın Türk devletleri ile doğrudan temas kurmasına önemli bir köprü rolünü oynuyor.

 Kafkasya Bölgesi jeopolitik açıdan çok önemli bir bölgedir ve Kafkasya bölgesi, hem zengin petrol havzası, hem de Basra Körfezi’ni kontrol altına ala bilen bir konuma sahiptir (2, 2). Türkiye Kuzey Kafkasya’da yaşanan anlaşmazlıkların, Abhazya, Güney Osetya, Dağlık Karabağ sorununu kendisinin ulusal çıkarlarına ve güvenliğine karşı olan olay olarak görüyor. Türkiye kendisinin Kafkaslarda ve Orta Asya’da nüfuzunun sürdürülmesinde  Azerbaycan’ı doğal müttefik gibi görüyor. Bu açıdan da Türkiye farklı alanda ilişkilerin kurulmasına ilgi gösteriyor, fakat Türkiye Kafkasya’da Rusya ve İran faktörleri ile karşılaşıyor. Bundan dolayı NATO’nun Doğu’ya doğru ilerilemesiyle ilgilidir. Türkiye Kafkasya’da nüfuzunu güçlendirmek için ABD’nin Doğu politik stratejisinin hayata geçmesinde yardımcı rol oynuyor.

  Türkiye ile Azerbaycan arasında kapsamlı işbirliğinin gelişmesi Türk dilli  halklar üzerinde Rusyanın siyasi, ekonomik kontrolünü zayıflatıyor, Türkiye’nin geostrateji çıkarları ile Rusya’nın geostrateji çıkarları çarpışıyor.

  Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ilişkiler bugün de gelişmektedir. Dünyada soğuk savaşdan sonra oluşmuş siyasi düzeninin çağdaş durumunda her iki ülkenin bölgede ve dünyada yaşanan gelişmelere aynı tutumdan yanaşmaları, onların güvenliği için tehdit yaratan sorunları birlikte çözmek doğrultusunda gerçekleştirdikleri etkinlikler önem arz etmektedir. Her iki taraf mevcut realitelere ilkesel tutum sergiliyor. Bunu doğrulayan etkenlerden biri de resmi Ankara’nın Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun çözümü ile ilgili tutumudur. Azerbaycan’ın haklı tezini net şekilde savunan Türkiye yöneticileri Dağlık Karabağ sorunu adil, uluslararası hukuk ilkeleri temelinde, Azerbaycan’ın toprak bütünlüyü çerçevesinde çözümünü bulmayınca saldırgan Ermenistan’la diplomatik ilişkilerin kurulmasının mümkünsüzlüğünü defalarca beyan etmişlerdir. Ayrıca, Türkiye Ermenistan işgalcilik politikasını sürdüreceği süre zarfında onunla sınırların açılmayacağını da dünya kamuoyunun dikkatine ulaştırmıştır. Üstelik, bu öyle bir ortamda gerçekleşiyor ki, dünya güçleri tarafından, özellikle de Avrupa Birliği ve ABD tarafından Türkiye’ye Ermenistan’la sınırları açmak için baskılar ediliyor, fakat Ankara kendi prensiplerinden taviz vermeyerek, sınırların açılması için Dağlık Karabağ’dan işgal güçlerinin çekilmesini şart gibi ileri sürüyor. Bu da, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin stratejik nitelik taşıdığını bir kez daha gösteriyor.

  Azerbaycan Cumhuriyeti de, Türkiye’ye yönelik baskı ve tehditleri kendi sorunları olarak kabul ediyor ve onların giderilmesi yönünde Ankara’ya her türlü siyasi desteği veriyor. .ABD Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde sözde “Ermeni soykırımı” nın tanınmasını öngören yasa tasarısı Azerbaycan’da net olarak olumsuz karşılanmış, buna resmi düzeyde protesto bildirilmiştir. İşte bu dayanışma sonuçta Ermenilerin ve onların yandaşlarının sundukları projelerin reddedilmesi ile son bulmuştur.

  Türkiye’nin, çözüm yönünde Azerbaycan’ın yardımını daima hissettiği sorunlardan biri de Kuzey Kıbrıs meselesidir. Azerbaycan’ın Kuzey Kıbrıs’ın tecrit durumundan çıkarılması, ya da dünya topluluğu tarafından tanınması ya da Kıbrıs meselesinin, adanın Türk toplumunun çıkarları da dikkate alınarak çözümlenmesi için Ankara’ya destek vermesi de iki ülke arasındaki ilişkilerin stratejik karakterini gösteriyor.

  Azerbaycan ile Türkiye arasındaki stratejik ilişki, ister geçmişte, ister günümüzde bazı çok ciddi denemelerden çıkmıştır. Türkiye ile Ermenistan arasında sınırın açılmaması bir takım güçlerin, özellikle de Ermeni lobisinin etkisi altında olan güçlerin, kitle-iletişim araçlarının Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin bozulmasına yönelik faaliyetleri için bahane olmuştur, fakat bu yönde gösterilen çabalar sonuçsuz kalmıştır.

  Türkiye genç Azerbaycan devletinin güçlenmesini istiyor.  Bu anlamda, Türkiye’nin Azerbaycan’da gerçekleştirilen ordu kuruculuğuna yaptığı katkılar da vurgulanmalıdır. Azerbaycan ordusunun temellerinin oluşturulmasında, subay kadrosunun hazırlanmasında Türkiye hep yardım göstermiş ve göstermektedir.  Bu ilişkilerden memnun olmayan devletler de vardır. Türkiye –Azerbaycan ilişkilerine mane olmaya çalışyorlar ve bazen de başarılı oluyorlar. Şöyle ki, Ermenistan ve onları savunan devletler  Türkiye-Azerbaycan askeri işbirliğini öne sürerek Ankara’nın Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun çözümüne katılmasına itiraz ediyorlar. Bu sorunun ayarlanması ile uğraşan devletlerin ve kurumların sivil adil konumlarının sonucudur ki, Türkiye bugün AGİT Minsk Grubu’nun eşbaşkanları sırasında yoktur.

  Türkiye ile Azerbaycan arasındaki stratejik ilişkiler sadece bu iki ülkenin değil, hem de genel olarak Güney Kafkasya bölgesinde güvenlik ve istikrarın korunması açısından özel öneme sahiptir. Ankara ile Bakü arasındaki mevcut ilişkilerde her-hangi değişikliğin olması söz konusu bölgedeki güçler oranında ciddi değişikliklere yol açmaktadır.Aksine, bu işbirliğinin daha da genişletilmesi Güney Kafkasya’da mevcut anlaşmazlıkların giderilmesine, barış ve istikrarın korunmasına yardım edebilir. Şöyle ki, Türkiye-Azerbaycan stratejik işbirliğini Rusya-Ermenistan-İran birliğinin bölgedeki gelişmeleri tamamen kendi kontrolüne almasının önünü ala bilecek güce sahiptir.

  Yirminci yüzyılın sonuna doğru yaşanan hızlı ve köklü değişiklikler hem Türkiye için kendi üzerine çeşitli yükümlülüklerin almasına neden olmuş, hem de yeni olanaklar ve ufuklar açmıştır. Türkiye’nin Avrupa-Atlantik ve Avrasya mekanında özel bir yeri var. Türkiye, batı toplumuna entegrasyon yolunu tutmuş, ayrıca İslam dünyasının demokratik, laik ve çağdaş devletidir. Türkiye ayrıca, Balkanlar’da, Kafkasya’da ve Orta Asya’da Türk dilinde konuşan 200 milyonluk halk için örnektir. Söylenenleri dikkate alarak belirtmek gerekir ki, “Avrasya’nın Balkanları” denen Güney Kafkasya bölgesinin önemli devleti olan Azerbaycan ile Türkiye arasındaki stratejik işbirliği yeni dünya düzeninin sağlandığı ve küreselleşmenin genişlediği bir dönemde son derece önemlidir.

 

Kaynakça

1. Guluzade V. Geleceğin ufukları. Bakü: Azerbaycan, 1999, 288 s.
2. Yaner S., Türk-Rus ilişkilerinde gizli güç Kafkasiya.İstanbul: Trend Matbaası, 2002, 256 s.

Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu: “Artvin, kültür ve doğa turizminde önemli bir destinasyon olma yolunda”

0

Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN

  Artvin; Karadeniz Bölgesinin doğu tarafında kalan, tüm turizm çeşitliliği yönünden örnek illerimizden birisidir. Özelikle eko turizm açısından da ayrı bir önem taşımaktadır. Gürcistan’a açılan Sarp Gümrük Kapısı Artvin- Hopa sınırları içerisindedir. Artvin, bu özelliği nedeniyle de dış ticaretimiz bakımından ülkemizde farklı bir yeri vardır. Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu; ilin turizm, eğitim ve ekonomik yönden iyi bir konuma gelmesi için yoğun gayret sarf ediyor. Mesai saati gözetmeden ilin her tarafında halkla beraber olmaya önem veriyor. İlin tüm sorunlarının çözümünde halkın görüşlerini önemseyen Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu halktan biri gibi davranıp, samimi, içten, açık sözlülük özellikleriyle halkın sevgisini kazanmış valilerimizden birisidir.

  Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu halkın sorunlarını çözmek bizim görevimiz, sorunu çözülmeyen bir vatandaş varsa  hata bizim, mülki idare amiri halka beraber devlet otoritesini koruyarak görevini yapmalıdır diyor. Özellikleri kimsesizleri sevindirmekten mutluluk duyan, halkın her kesimiyle samimi ve içten davranışla iletişim kuran, çalışkan, görevine bağlı, devlete ve vatandaşa hizmet etmekten zevk duyan Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu, “Artvin” konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;

Artvin, doğal güzellikleri ile ön plana çıkan, serhat bir şehrimizdir

  “Artvin, doğal güzellikleri ile ön plana çıkan, serhat bir şehrimizdir. Kültürel ve doğal kaynakların korunması çalışmalarının giderek daha da önem kazandığı günümüzde, mükemmel olarak korunmuş tabiatı ile daha da önem kazanmakta ve Türkiye’nin eko-turizm merkezlerinden biri olmaya aday bir ildir. Bu doğal güzellikleri insanlara tanıtmak ve insanları bu bölgeye çekmek için turizm noktasında yaptığımız ve daha da yapacağımız bir çok projemiz mevcut. Bu projelerden, Artvin Merkez Mersivan Mevkiinde bulunan ve 2009 yılında hizmete giren Atabarı Kayak Merkezi, şu anda yapımı devam eden ve kısa sürede tamamlanacak olan telesiyej projesi ve akabinde yapılması planlanan konaklama tesislerinin hayata geçirilmesi ile Artvinlileri olduğu kadar bölge insanını da bu bölgeye çekecektir. Sadece turizm noktasında değil eğitim, sağlık, enerji, ulaşım, organik tarım, arıcılık ve spor dallarının da bulunduğu bir çok alanda, bir çok projelerimiz tamamlanmış, tamamlanma aşamasında veya ihale ya da proje aşamasındadır.

 
                                             
                                          Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu
 
Hopa Cankurtaran Tüneli’nin yapımına başlandı

  İlimiz için büyük önem arz eden ve yıllardır halkımızın yapımını arzu ettiği Hopa Cankurtaran Tüneli’nin yapımına başlanmış, bu sayede hem İlimizin sahildeki ilçeleriyle bağlantısı güçlendirilecek hem de Doğu Anadolu Bölgesi ile Doğu Karadeniz’in ulaşımı önemli ölçüde rahatlayacaktır. Ayrıca, Samsun-Hopa arasında ki  duble karayolunun hizmete girmesiyle ulaşımda kalite yükseltilmiş ve  büyük rahatlama sağlanmıştır.

Sarp Sınır Kapısı modernize edilerek hizmet sunum kalitesi yükseltilmiş, Sarp Sınır Kapısı girişinde bulunan alanda ve Sarp Köyü Camii çevresinde ise  ilimizi ve ülkemizi temsile yaraşır bir peyzaj düzenleme projesi Türkiye Peyzaj Mimarları Odası ile birlikte hazırlanarak, projenin gerçekleşmesi için ödenek temini sağlanmıştır.

 
                                        
                                               Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu
                                            köy ziyaretinde vatandaşı dinlerken
 
Arhavi, Hopa ve Şavşat Devlet Hastaneleri binaları da ihale aşamasında

  2007 yılında açılan Artvin Çoruh Üniversitesi, İlimizin sosyal ve ekonomik alanda ilerlemesine oldukça katkı sağlamış ve daha da sağlamaya devam edecektir. Üniversite bünyesinde bir Kültür Merkezi, Borçka İlçemizde ise Meslek Yüksek Okulu yapım inşaatlarına başlanmıştır. Ayrıca, Artvin Merkezde Fen Lisesi açılmış,  Hopa İlçemizde ise Anadolu Lisesi binasının yapımına başlanmıştır. Artvin Merkez’de Devlet Hastanesi Ek Bina İnşaatı ihale edilerek yapımına başlanmış, TOKİ tarafından yapımı gerçekleştirilecek olan Arhavi, Hopa ve Şavşat Devlet Hastaneleri binaları da ihale aşamasındadır.

                                  
                                             
                                         Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu’ndan
                                                           çocuk sevgisi
 
Organik tarımın geliştirilmesi

  İlimiz sınırları içerisinde bulunan Çoruh Nehri ana kolu üzerinde yapımı planlanan Muratlı, Borçka, Deriner, Artvin ve Yusufeli Barajlarından, Borçka Barajı ile Muratlı Barajı tamamlanmış ve enerji üretilmeye başlanmıştır. Diğer baraj inşaatlarının da tamamlanmasıyla Türkiye’nin enerji ihtiyacının önemli bir kısmı bu barajlardan karşılanacaktır. Ayrıca bu barajlar sayesinde istihdam oranı artarak işsizlik oranı büyük ölçüde azalmış ve Artvin ekonomisine büyük katkı sağlanmıştır. Organik tarımın geliştirilmesi ve yüksek rakımlı arazilerde geç yetişen kiraz üretimi konularında da önemli çalışmalar gerçekleştirilmiş ve bu sayede tarım arazisi dar olan İlimizin bakir topraklarının istihdama yönelik olarak işlenmesi hedeflenmiştir.

 
                                       
                                         Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu’ndan
                                                       vatandaş evi ziyareti
 
Son yıllarda artarak devam eden yatırımlar

  Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından finanse edilen Artvin Şehir Merkezi girişi Çoruh Vadisi bölümünde Kent Park yapımı projelendirilmiş, proje hazırlık sürecinin tamamlanmasının ardından Kent Park yapımına başlanacaktır. Amacımız Artvin’imizi, değerli Artvinli İşadamlarımızın da katkılarıyla daha güzel ve yaşanması daha kolay bir kent haline getirmek ve istihdamı artırarak göç olgusunu en aza indirmektir. İlimiz coğrafyası gerçekten zor bir coğrafyadır. Bu zorluk, hizmetlerin getirilmesi aşamasında bir çok sorunu da beraber getiriyor. Ancak, son yıllarda artarak devam eden yatırımlar sayesinde bu zorluklar aşılmakta ve yapılan yatırımlar meyvelerini yavaş yavaş vermektedir. Şehrimizin, konumu itibarıyla dezavantajları olduğu gibi bir çok avantajı da bulunmaktadır.

 
                                        
                                           Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu
                                   Sarp Sınır Kapısında TIR şoförleriyle birlikte
 
Sarp Sınır Kapısı, Türkiye’nin kuzey komşularına açılan tek sınır kapısı

  İlimiz sınırları içerisinde bulunan Sarp Sınır Kapısı, Türkiye’nin kuzey komşularına açılan tek sınır kapısıdır. Bu kapı İlimize ve ülkemize ticari ve ekonomik alanda bir çok kazanımlar sağlamaktadır. Artvin ülkemizin kuzeydoğu noktasında bulunan, kültürel ve doğal zenginlikleri ile tanınan görülmesi gerekli bir serhat kentimizdir. Tarihte genellikle Livane  ve Çoruh adıyla bilinen kent Artvin, ülkemizin kuzeydoğu noktasında bulunan, kültürel ve doğal zenginlikleri ile tanınan, görülesi bir serhat kentimizdir. Tarihte genellikle Livane ve Çoruh adıyla bilinen kent 1956 yılında Artvin adını almıştır. Karadeniz ve Kafkas kültürünün hakim olduğu il topraklan oldukça engebeli bir arazi yapısına sahiptir.

 
                                                           
                                         Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu Sarp
                                         Gümrük Kapısında TIR şoför koltuğunda
 
Çoruh Nehri boyunca halka halka dizilen barajlar

  Yüksek dağların üzerine kurulan şehir, kasaba ve köyleri ile ‘Göğe Komşu Topraklar’ unvanını gerçek manada hak etmiş olan Artvin ilimiz, tarım ve sanayi sektörlerinin yeterince gelişmemiş olması nedeniyle Batı illerimize göç vermektedir. Ekonomisi daha çok madencilik, fındık, çay, narenciye üretimine dayalı olan Artvin son yıllarda Çoruh Nehri boyunca halka halka dizilen barajlar dolayısı ile bir enerji üretimi ve barajlar kenti haline gelmiştir.Bakir doğası, tarihi camileri, kiliseleri gibi kültürel zenginliği ile ‘Alternatif Turizmde Alternatifsiz İl’ olarak da görülmeye başlayan Artvin, son yıllarda yapılan çalışmalarla Kültür ve doğa turizminde önemli bir destinasyon olma yolunda ilerlemektedir. Bu konuda Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) ile birlikte hareket edilmekte ve çeşitli projelerle turizm sektöründe profesyonellik artırılmaya çalışılmaktadır. Organik tarımın geliştirilmesi ve yüksek rakımlı arazilerde geç yetişen kiraz üretimi konularında da önemli çalışmalar gerçekleştirilmiş ve bu sayede tarım arazisi dar olan İlimizin bakir topraklarının istihdama yönelik olarak işlenmesi hedeflenmiştir.

 

                                   
                                               Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu
                                                           vatandaşın evinde
 
Artvin Çoruh Üniversitesi şehre yeni bir dinamizm katmış

  Yeni kurulmuş olan Artvin Çoruh Üniversitesi (AÇÜ) şehre yeni bir dinamizm katmış, gerek sosyo-kültürel gerekse başta orman varlığı ve biyosfer çeşitliliği gibi bilimsel anlamda ile farklı bir ufuk ve bakış açısı kazandırmaya başlamıştır. Artvin, özellikle son yıllarda yapılan kamu yatırımları ile ulaşım konusunda oldukça iyi bir standart yakalamış olup, gerek Karadeniz Sahil Yolu gerek, Doğu Anadolu bağlantı yolu ve gerekse Hopa Cankurtaran Tüneli ile ulaşılması güç bir kent olmaktan uzaklaşmıştır. Ayrıca, Batum Havaalanının iç hat olarak kullanılmaya başlanılmasıyla, özellikle İstanbul’dan gelecek olan konuklarına daha rahat kucak açabilmenin mutluluğunu yaşamaktadır.

 

                                    
                                           Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu’ndan
                                                             vatandaş sevgisi
 
Hopa Limanı nedeniyle çok önemli bir ticaret merkezi

  Serhat kentimiz Artvin, Gürcistan’ın Acara Özerk Bölgesine, özellikle de Batum şehrine olan yakınlığı ile misafirlerine ‘Bir tatil İki Ülke’ şeklinde özetlenebilecek avantajları da sunmaktadır. Kısaca ifade etmek gerekir ise, Kafkaslara açılan penceremiz olan Artvin, yemyeşil doğası, harikulade yaylaları, gölleri ve başı dumanlı dağlan ve kayak tesisi ile kendisini ziyarete gelenleri fazlası ile memnun gönderecek zenginliklere sahiptir. Artvin, turizm faaliyetlerinin yılın 12 ay yapılmasına imkan veren doğası, coğrafyası, iklimi ve  kültür ve tabiat varlıkları ile eko-turizm, doğa turizmi ve kültür turizmi yapılmasına en elverişli illerimizin başında gelmektedir.  Konaklama tesislerine olan ihtiyacın giderilmesi ile önemli bir doğa merkezi olacaktır. Doğasının bakir olması nedeniyle, organik tarım yatırımları için uygun arazilere sahip olan İlimiz, son yıllarda bu yönüyle de yatırımcıları beklemektedir. Ayrıca, Gürcistan’la sınır ili olması ve Hopa Limanı nedeniyle çok önemli bir ticaret merkezi olmaya aday bir konumdadır. Artvinli işadamlarını Artvin’e yatırım yapmaya davet ediyoruz.”

Eski Başbakan Tansu Çiller için ” Sensiz olmuyor ana” pankartı

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Demokrat Parti Rize il kongresi yapıldı. DP Rize il kongresinde bir konuşma yapan DP Çayeli eski İlçe Başkanı Süleyman Kalyoncu yaptığı konuşmada şunları söyledi; Bu memlekette bir şeyler yaptıklarını iddia edenler var. Çok iddialı konuşanlar da var. Bizden önce seçtikleriniz dönüp Rize’ye bakmadılar diyenler var. Ben açık söylüyorum Rize’ye çok iyi bakıldı. Bakanlara da huzurlarınız da teşekkür etmek istiyorum. Rize’de 45 fabrika ve  125 bin insanı emekli eden Sayın Süleyman Demirel’i alkışlamanızı istiyorum.

  Bu memlekette Karadeniz otoyolunu yapan ve yapımı sırasında birçok sıkıntı yaşayan Ahmet Mesut Yılmaz’ı da alkışlamanızı istiyorum. Çay kesme politikaları ile Rizelinin cebine milyonlarca liranın girmesini sağlayan Sayın Tansu Çiller’i alkışlamanızı istiyorum. Demokrat Parti de yeni bir genel başkan ihtiyacının yaşandığını ve bu isimin de Tansu Çiller olması gerekir.” DP Rize il kongresinin yapıldığı salona asılan ve Eski Başbakanlardan Tansu Çiller için yazılan ” Sensiz olmuyor ana” pankartı  dikkat çekti.

              

Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu: “Eğitimdeki çalışmalarımız belli oranda meyvesini verdi”

0

Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
  Rize, Karadeniz Bölgesinde, çay üretimi ile ün yapmış illerimizden birisi olup, ilin ekonomisi çay tarımına dayanır. Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu daha önce; 2005 yılında Devlet Personel Başkanlığı Başkan Yardımcılığı, daha sonra da Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı görevlerinde bulunmuş olup, halen Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu Başkanlığını da yürütmektedir. Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu, Rize’de göreve başladıktan sonra ilin öncelikli konularını tespit ederek; eğitim, sağlık ve turizm konuları üzerinde önemle durmuştur. .Bu konularda Rize ilini iyi bir noktaya getirmek için büyük bir uğraş veriyor.

  Özellikle eğitim alanında başarıyı yakalayarak, ” Anakız Okuldayız” kampanyasında Rize’yi Türkiye’de birinci sıraya yükseltmiştir. Diğer taraftan eğitimde başarıyı yakalama yönteminde uyguladığı Türkiye örneği modeliyle Rize il olarak üniversiteler arası seçme sınavında 68-69 sıradayken, 38 sıraya yükselmiştir. Hedefinin ilk on sıraya yükseltmek olduğunu belirtiyor. Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu’nun eğitim alanında başarıyı yakalamada uyguladığı metot Türkiye’de örnek alınacak bir uygulama olup ve bu başarı da gerçekten taktire şayan bir başarıdır.

  Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu; çalışkan, görevine son derece bağlı, uyguladığı projelerde başarıyı yakalayan, halka iletişimi iyi bir noktaya getirerek, Rize halkının taktirini ve sevgisini kazanan, uyguladığı idarecilik metodu ile Türkiye’de mülki idarede örnek alınacak valilerimizden birisidir. Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu, “Rize’de; eğitim, sağlık, turizm ve başarılı bir mülki idare amiri nasıl olmalıdır” konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;

 
                               
                                                                 Rize
 
Okul çeşitliliği açısından  Türkiye’nin en iyi illerinden birisidir

  “Böyle bir imkan verdiğiniz için teşekkür ederim. Göreve başladığımda önce bir envanterimizi çıkardım. Elimizdeki imkanlar nedir? Ne yapıyoruz? Diye o soruyu sorarak yola çıktık. Gördüm ki Rize fiziki koşulları itibariyle Türkiye’nin en iyi illerinden birisidir. Okul çeşitliliği açısından baktığımda da yine Türkiye’nin en iyi illerinden birisidir. Mesleki eğitim açısından baktığımda Türkiye’deki iller arasında hemen hemen ilk sırada yer alıyor. Okullarımızın mesleki eğitime yönelik kısmı % 65’tir.Bütün bunları değerlendirdiğimizde üniversiteler arası seçme sınavında ve ilköğretim okulları sonrasında yapılan seviye belirleme sınavında neredeyiz sorusunun cevabın aradık. Aldığımız cevap pek iç açıcı değildi. Öyle gördük. Okullarımızda fiziki problem ve öğretmen problemi olmayacak. Bizde sınıfların ortalaması yirmidir.

 
                                   
                                        Başbakan Tayyip Erdoğan’in Rize Valisi
                                          Seyfullah Hacımüftüoğlu’nu ziyareti
 
Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 19’dur

  Bu rakam çok zorlanan okullarda 25-30’dur.Bunlarda sayılı birkaç okuldur. Geri kalan okullarda ortalama yaklaşık yirmi civarındadır. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 19’dur. Bu rakamlar dünya standardıdır. Özel okul standardında sınıflardır. Tüm bunları bir araya getirdiğimizde bulunduğumuz yer iyi bir değil kanaati hasıl oldu. Gördük i bizim birinci işimiz eğitimde kaliteyi artırmak oldu. Çünkü bir öğrencinin bir yılını ıskaladığınız zaman, o öğrencinin beklide ömrünü ıskalanmış olursunuz. Bu konuda geç kalmamak gerekir. Bin yıldır yol olmayan bir yere yol yapmayabilirsiniz. Bu yol bir veya beş yıl daha kalabilir. Zaten yol yoktu diyebilirsiniz. Dünya kuruldu, kurulalı bir yaylada bir yolunuz olmayabilir. Başka yollarla çıkabilirsiniz. Onun alternatifi bulunur. Ama bir öğrencinin bir ve iki senesini boş geçirdiğinizde ona fırsat verirseniz hayatı kurtulacakken, destek vermediğimiz takdirde, yönlendirici olmadığımız takdirde eğer başarısız olacaksa onun elli yılını kaybettiniz demektir. Buna hakkımız yoktur düşüncesinde yola çıktık. Eğitimin en önemli ayağının öğrenci ile birlikte, öğrenci, öğretmen, idareci üçgeninde en önemli ayağı kanaatim odur ki oda velidir. Düşündük ve arkadaşlarımızla ayını kanaati paylaştık ve dedik ki velilerimize ulaşalım. Yaklaşık 20.000 ‘e yakın veliye çeşitli seminerlerle ulaştık.

 
                                         
                                         Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu
                                                        çocuklarla birlikte
                                                 
Eğitimle ilgili çeşitli seminerler düzenledik

  Velilerimize şunu söyledik. Değerli veli siz bir öğrencinin velisisiniz. Sizin en kıymetli varlığınız olan bu öğrencinin okula gidip, gitmediğini, gidiyorsa derse ilgisini, öğretmenin öğrencisiyle ilgilenip, ilgilenmediğini her halükarda takip etmekle mükellefsin. Doğrusu budur, eğer gerçek manada yatırım istiyorsan, yatırım yani getirisi en iyi yatırım çocuğunuza yaptığınız eğitim yatırımıdır. Bu felsefe ile çeşitli seminerler düzenledik ve yirmibine yakın veliye ulaştık. Bu ufak bir rakam değildir. Aşağı yukarı bu rakam bizim toplam velimizin üçte biri demektir. Bu seminerlere bu senede devam ediyoruz. Velinin okulla temasını artırmak, öğretmenle temasını artırmak ve öğrencisini ne yapıp ne ettiğini bilmesini sağlamak için böyle bir çalışma yaptık. İkinci olarak da öğretmen arkadaşlarımıza yönelik çalışmalar gerçekleştirdik. Bu senede gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bu gerçekleştirdiğimiz seminerle de öğretmenlerimiz mesleklerinde yeni gelişim ve değişimlerde haberlerinin olup, olmadığını, yoksa haberdar edildiğini, yeni dallarında yayınlanan dergilerden makalelere kadar haberdar edilmelerini ve insan ilişkilerinde, öğrenci-öğretmen ilişkilerinde yeni trendlerin ne olduğunu bilmeleri açısından çeşitli seminerler düzenledik.

İkibin civarında öğretmenimiz seminerlerden geçti

  Bunları genelde içerden değil de bu işin uzmanlarını getirerek yapmaya çalıştık. İkibin civarında öğretmenimiz bu seminerlerden geçti. Bu yıl itibariyle tüm öğretmenleri bu seminerlerden geçirmeyi düşünüyoruz. Tamamladığımızda duracak mıyız? Tekrar başlayacağız. Çünkü bilim yerinde durmuyor. Gelişmeler geçen seneki gibi değildir. Çok şey değişiyor, çok şey gelişiyor. Öğretmenlerimizi aynı zamanda moral ve motivasyon açısından desteklemek bağlamında kim başarılı olur ise onu takdirname ile ödüllendirmek, imkanlarımız ölçüsünde ödüllendirmek gayreti içinde olduğumuzu deklere ettik. Öğrencilerimizin başarılı olanlarını ödüllendireceğimizi deklere ettik. Buna göre zaten hazırlıklarımız vardır. Netice itibariyle bu çalışmalarımız belli oranda meyvesini verdi.

 
                                        
                                        Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu’ndan  
                                                           kız öğrencilerle 
 
“Anakız Okuldayız” kampanyasında Türkiye’deki iller arasında ilk sıraya yerleştik
  “Anakız Okuldayız” kampanyasında Türkiye’deki iller arasında ilk sıraya yerleştik. Bu çalışmanın birinci meyvesi budur. İkinci meyvesi ise; üniversiteler arası seçme sınavında 68-69. sıralardaydık, şu an itibariyle 38. sıradayız. Elbette hedefimiz olmalıdır. Rize bu koşullarda ilk on içinde yer alacak gibi olmalıdır. İlk on içinde de kalıcı olmalıdır. Bir defa yer alıp, sonradan bırakmak değil, bir defa yer alacağız ve ilk on içinde kalıcı olacağız. İlk on içinde olmak zor ama Rize’nin bu potansiyeli onu ilk ona taşıyacak bir potansiyeldir. Rize’de mesleki eğitim % 65’tir. Genel eğitim dediğimiz genel liseler ise % 35 olarak paylaşılmış durumdadır ki bu Avrupa standardıdır. Rize’de mesleki eğitim gerçekleşmiş durumdadır. .Şu örnek olarak sunulması lazım gelir. Mesleki eğitimden hayata atılan hemşehrilerimizin % 73’ü şu an istihdam ediliyor. Biz onları da takip ediyoruz. Denizcilik Meslek liselerimizden mezun olan hemşerilerimizin % 100’ü iş imkanı bulabiliyor. Mesleki eğitimi Türkiye’nin her tarafında değerlendirmemiz gerekiyor. Bizim masaya sadece kalem efendisi yetiştirmek gibi bir işimiz yoktur. Esas iş üretenlere ihtiyacımız vardır.

Mesleki eğitim çok önemlidir

  Onun için mesleki eğitim çok önemlidir. Başka nitelikleri olan; şiirde, sanatda, edebiyatda, matematikde yeteneği üstün olanlar kendi dalında gider ve eğitimini görür.Türkiye böylece  matematik zekası olandan matematikten,sanatta yetenekli olan kişiden sanatından istifade ederek, edebiyatta iyi olan kişiden de edebiyat alanında vereceği eserlerinden istifade eder. Doğrusu budur ve bunun alt yapısı Rize’de mevcuttur. İşin doğrusu il valisi olarak benden önce bu sahada emeği geçen herkese, siyasilerimizden, valilerimize, kaymakamlarımıza kadar teşekkür borçlu olduğumu her fırsatta söylüyorum. Biz geldikten sonra da eksiklikleri tamamlama gayreti içinde olduk. Yeni okullar yapmadık değil, mesala benim imzaladığım sözleşmelerin şu an itibariyle değeri aşağı yukarı 40 milyon TL.’dir. Okullar babında bu resmi rakamla 40 trilyon TL.’dir. Bu rakam küçük bir rakam değildir. Bunun propagandasını yapmakta doğru bir şey değildir. Cengiz ailesi Kalkandere’de bize 25.000 metrekare kapalı alanı olan bir yüksekokul külliyesi yapıyor. Bunun yaklaşık maliyeti de yaklaşık 25-30 trilyon civarındadır. Buda küçük bir iş değildir. Ama hayırsever vatandaşlarımız bunları yaparken tören istemez, sadece açılışında bulunur ve bir hatıra remi çeker oda aslında olgunluğun ve fedakârlığın bir simgesidir. Bu bağlamda da hemşehrilerimize teşekkür borçluyuz. Eğitimde onda kalacağız ama ilk onda kalıcı olmamız lazımdır. Eğitimde bunun dışında Ardeşen’de Fen Lisesini bu yıl açtık. Ülkemizde çok az olan Sosyal Bilimler Lisemiz şu anda beş yıl eğitim vermek üzere eğitim faaliyetine başladı. Okul çeşitliği açısından da hiçbir sıkıntımız yoktur. Denizcilik Meslek Lisesinden, Fen Lisesine, Anadolu Öğretmen Lisesinden, Anadolu Kız Meslek Lisesine kadar tüm okullarımız mevcuttur. Bunların kalitesini yükseltmek görevini ifa etmeye çalışıyoruz. Belli bir oranda başarılı olduk ama bizim için yeterli değildir. Daha da öteye gitmek arzumuzdur.

 
                               
                                      Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu’ndan
                                         Pazar Meslek Yüksek Okulu ziyareti
 
Düzenli bir sağlık merkezi haline gelmesi

  İkinci hedefimiz düzenli bir sağlık merkezi haline gelmesi için önayak olmak bunun için çalışmaktır. Bu konuda Tıp Fakültesinin açılmış olması, nitelikli öğretim üyelerinin gönüllü olarak Rize’ye gelmesi ve netice itibariyle bir Eğitim Araştırma Hastanesinin ortaya çıkması zaten doğal bir merkez haline getirdi. Hedef sadece Rizeli hemşehrilerimizin, hastalarımızın, komşu illere, Ankara’lara gitmesini önlemek esası değildir.Buranın bölgenin merkezi olmasını sağlamak ve  Gürcistan Bölgesinden gelecek olanlar da hizmet edebilir olmaktır.Oradan rahatsız olan birisinin ben Rize’ye gidersem tedavi olurum inanışını yaygınlaştırmak ve bu inanışı doğru olarak beslemektir.İnandırdım geldi, baktı demek değildir. Bunu kalıcı hale getirmektir. Pazar-Ardeşen arasında yapımını gerçekleştirdiğimiz Kaçkar Devlet Hastanesi ile birlikte merkezde 354 yataklı Rize 82.Yıl Verem Hastanesi devreye girdiğinde, Eğitim Araştırma Hastanesi ile birlikte toplam üç hastane toplam yatak sayımızda 1000’i geçmiş olacaktır.

 
                                        
                                        Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu’ndan
                                                 Kızılay Derneğine kan bağışı
 
Bayramlarda hastane ziyareti yapıyorum

  Zaten hızla merkez olmaya yönelmiş Rize’yi gerçek anlamda bir merkez haline getirecektir. Oradaki hizmet kalitesini de elbette dünya standartlarında vermekle mükellefiz. Ona da hazırlıklıyız. Şu anda Eğitim Araştırma Hastanesinde verilen hizmet, Türkiye’nin her tarafında verilen hizmetin altında olmadığı gibi, fazlalıkları da var, en azından denize nazırdır. Odalarımızda hastalarımıza hizmet veriyoruz. Bayramlarda hastane ziyareti yapıyorum. Evine gidemeyen hastalarımızla yaptığımz konuşmalarda hemen hemen tümü evime gitmiyorum ama evimde gibiyim diyor. Allah devletimizden,  doktorlarımızdan razı olsun dediklerini işitince hem memnuniyetimi artırıyorum, hem de merkez olmamız çabamızın daha hızlandırmamız lazım geldiğini bize öğretmiş ve göstermiş oluyor. Burayı sağlıkta merkez haline getirme, bunu aynı zamanda uluslar arası boyutta planlama, hizmeti o kalitede sunmaktır. Bu tür faaliyetleri sürdürüyoruz.

 
                                           
                                           Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu
 
Turizmde dünya harikası yerler

  Turizmde biliyorsunuz burası dünya harikası yerlerdir. Buraların güzelliği inanılır gibi değildir. Ne resimden algılayabilirsiniz, nede anlatımla algılayabilirsiniz. Bunu sadece gelip, görmekle ancak anlayabilir, tadabilir, hissedebilirsiniz. Beş duyunuzdan, beşinin de faaliyette olması lazımdır. Buradaki güzellikleri gözünüz görecek, kulağınız işitecek, kuş sesini, nehrin akışını, köprünün üzerinde duracaksınız. O köprüden vadinin uğultusunu, derenin şırıltısını, gelip-geçen araç sesini, insan sesini orada işiteceksiniz. Mahalli yemekleri orada tadacaksınız. Bütün duyularınız ancak size bir fotoğraf çıkarabilir. Fotoğraf makinesi değil, sadece anlatımla, sadece duyarak, sadece görerek buraları anlamak son derece zordur. O yüzden turizm buranın olmazsa olmazlarından birisidir. Buna yönelik aktivitelerimiz vardır. İkizdere bölgesine Ridos Termal Turizmine hizmet ediyor. Burası önemli bir turizm merkezi konumundadır. Burası bilinir bir konuma geldi. İyidere-İkizdere yolunu bir-iki noksanı dışında tek şeritli olarak bitirmiş durumdayız. Şubat veya Mart ayında bu yolun tamamını bitiririz.  Böylece İyidere ve İkizdere’ye gitmek son derece kolay olacaktır. Gelenleri il olarak orada misafir etmek şansımız olacaktır.

 
                               
                                                         Rize Anzer Yaylası
 
Fuarlara fazlasıyla katılıyoruz

  Tam simetrik olarak şehrin öte yakasında meşhur Ayder Turizm Bölgesi vardır. Aynı zamanda burası bir termal merkezdir. Burada Türkiye’nin hiçbir yerinde olmayan helikopter ve kayağın birleşmesi olan heliksi sporunun da konaklama merkezidir. Yaz ve kış Ayder  hem kaplıcasıyla, heliksi helikopterle birlikte yapılan kayağı ile hem de yürüyüş parkurları ile yani yazın yeşilliği, kışın karı ile orası da bir merkezdir. Rize merkezde de görülecek, gezilecek fazlasıyla yer vardır. Rize il merkezinde 61 tane tarihi köprümüz vardır. Bunların her birisi birer gerdanlıktır. Bunların fotoğraflarla tadılması mümkün değildir, mutlaka gezip, üzerinden bir geçmek lazımdır. Bunların tanıtımı ile ilgili hem internet ortamında, hem basında temaslarımız vardır. Fuarlara fazlasıyla katılıyoruz. Rize tanıtım günleri bu yıl Ankara ve İstanbul’da birer defa gerçekleştirildi. İnsanlarımızın, vatandaşlarımızın Rize’ye gelmelerini, geldiklerinde bu güzellikleri bizimle paylaşmalarını arzu ediyoruz.Elbette geldiklerinde burada sosyal ve ekonomik hareketliliğe aracılık edeceklerdir.Ayrıca bizim üniversitemiz oldukça önemlidir.Üniversitemizi son derece önemsiyorum.

 
                                     
                                 
                                                           Kemerli köprü
 
Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen insanlardan olacak

  Buradaki varlığını şu an itibariyle çok yeni bir üniversite olmasına rağmen onbinin üzerinde öğrencisi vardır. Hedef yirmişbeşbin öğrencidir. Yirmibeşbin kişilik bir nitelikli bir üniversite burada faaliyet gösterirse dört-beş kişiden birinin dışarıdan gelen öğrenci bir misafir olarak  değerlendirdiğimizde her beş kişiden biri Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen insanlardan olacaktır. Bu ayın zamanda Rize’nin değişim ve dönüşümünü yeni davranış kalıplarıyla karşılaşmasını, bunların oluşturacağı dönüşümü de görmek mümkün olacaktır. 2023 yılında 25.000 nüfuslu bir üniversiteyi hedefliyoruz ve bunun için gayret sarf ediyoruz. Dört yılda 10.000 nüfuslu bir üniversite haline geldi.

Sevgi ve saygıya dayalı bir mekanizmanın başarılı olacağına inanıyorum

  Her yiğidin yoğurt yemesi farklıdır. Benim tarifim başka mülki idare amirlerine uymaz. Bende başarılı olan bir metot, başka bir mülki idare amirinde başarılı olmayabilir. Her mülki idare amiri ayır bir idarecidir. Kendi metodunu kendi belirler. Bizi sınırlayan kanunlar, tüzükler, yönetmelikler var.O çerçevede metodu siz belirleyeceksiniz. Kişisel olarak bir metot ise teşkilatımla, kadromla karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı bir mekanizmanın başarılı olacağına inanıyorum. Korkutmalı, cezalandırma üzerine kurulu bir sistemin başarılı olamayacağını düşünüyorum. Cezalandırdığınızda zaten kaybediyorsunuz. Çok ısrarcı ise cezalandıracaksınız, oda bir metottur. Böylesi de vardır, ne yaparsanız, yapın sonuç alamazsanız, elbette cezalandıracaksınız. Sevgi ve saygı karşılıklı olacaktır. Aslınızı saymayacaksınız diye bir şey yoktur. Aslınızda saygın bir insandır.

 
                                           
                                       Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu’na
                                                       vatandaş sevgisi
                                             
Sevginizi hissettireceksiniz, ondan sonra da iş isteyeceksiniz

  Ona gerekli özeni ve önemi vermeniz lazım. Siz sayarsanız, oda sizi sayar. Bulunduğunuz konumdan dolayı sayılmayacaksınız. siz olduğunuz için sayılırsanız, o zaman başarı gelir diye düşünüyorum. Bunu yapmanız için sizinde saymanız lazımdır. İster bu yedi yaşında komşunun bir çocuğu olsun, isterse 70 yaşında bir hemşehrimiz olsun. Her kim olursa olsun, bir birey olarak kıymettir ve o kıymete saygı duymak lazımdır. Sevginizi de hissettirirseniz, beraberinde başarı getirir diye düşünüyorum. Fire veren olmaz mı? Elbette olur. İnsanoğlu sayılmaya ve sevilmeye her zaman açıktır ve bu beraberinde başarı getirir demem bütün görev hayatım boyunca prensibim bu olmuştur. Karşınızdakini hangi konumda olursa, olsun sayacaksınız. Sevginizi hissettireceksiniz, ondan sonra da iş isteyeceksiniz. İstismar ederse, o zaman sevgiden yoksun bırakırsınız, zaten fark eder.

Halk kendisine yakın insanı seviyor

  Buda çok da zor sevgi ve saygıya dayalı bir mekanizmanın başarılı olacağına inanıyorum değildir. Ben bunun üzerinden kurulu tabiî ki hukuku, adaleti merkez edinen bir duruşu da sergilemek gerekiyor. Sevgi bunun hepsini kapsar. Sevgide de adil olmak koşuluyla adil olacaksınız. Bunların beraberinde bir-iki tecrübenizi de katarsanız yemeğin tuzu-biberi olur, lezzet katar. Tecrübeniz sadece odur. Esas işi siz yapmıyorsunuz, kadronuz yapıyor. Siz yönlendiriyorsunuz, sizde pişen yemeğe azıcık tuz ekiyorsunuz, azıcık da biber ekiyorsunuz ve daha da lezzetli hale getiriyorsunuz, ondan sonrada diyorsunuz ki işte bizim yemeğimiz budur, bu yemekten tadın. Zaten yemeğiniz iyi ise tadan çok olur. Halk kendisine yakın insanı seviyor. Kendi dilinden konuşanı seviyor. Bana göre en önemlisi kendi değer yargılarıyla barışık yöneticiyi seviyor. Bu durum her yerde ayrı farklılık arz edebilir. Ama gittiğinizde bir bölgenin, bir yörenin kendisine has oluşturduğu değer yargıları var. O değerlerle çatışmamak esas olmalıdır.  Tam tersi saygı duyulmalıdır ve barışık olmalıdır diye düşünüyorum.Çünkü o bir gelenektir ve çok kıymetli bir söz var onu paylaşayım. “Gelenek ölü aklı değildir, gelenek ölülerin aklıdır. Ölüler her zaman dirilerden daha fazladır.” Dolayısıyla gelenek mevcut akıldan daha kapsamlı bir akıldır.

 
                                         
                                        Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu’ndan
                                                             çocuk sevgisi
       
 
İnsanımızın  engin hoşgörü tavrı vardır

  Çok sorgulamaya da gerek yoktur. Eğer bir şey gelenek olmuşsa ve o yörede benimsenmişse onunla çatışmaya gerek yoktur. Çünkü o  o bölgenin birikmiş aklıdır. Binlerce, onbinlerce, yüzbinlerce insanın birikmiş aklından bir kişinin aklı daha iyi olmaz diye düşünüyorum. O gelenek size ters de gelse, çünkü sizin yetişme geleneğiniz ona ters olabilir, sizinki de ama onunla çatışmayı gerekli kılmaz. Çatışmamanız lazım. Çatışmazsanız zaten sizi otomatik olarak severler, benimserler, hatta bazen yanlış bile yapsanız, yok o yanlış yapmaz kanaati ile sizi hoş görürler. Bizim insanımızın böyle engin hoşgörü tavrı vardır. Yeter ki siz onun değerleri ile çatışmayın ve ne olursanız olun bu fark etmez. Türkiye’nin ister kuzeyinde, ister doğusunda olun, ister batısında olun, her nerede olursa olsun, Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde çalışmış bir mülki idare amiri olarak bunun her yerde işlediğini gördüm. Bu kişiliğinizi değiştirmeniz anlamına gelmez. Değiştirmenizi de gerekli kılmaz. Siz kendi duruşunuzu, yaşantınızı yaşayın, yeter ki oradakinin yaşantısına, değer yargılarına ve duruşuna saygı duyun. Siz saygı duyduğunda, oda size saygı duyuyor ve sizi anlayışla karşılıyor. Sanıyorum bunu yaptığımızda her idareci aslında başarılı olur. Bulunduğu bölgenin değer yargılarına, geleneklerine, göreneklerine saygılı olacak, adil olacak, işine sevgiyi ve saygıyı katacaktır.”  

Kalkandere Kaymakamı Nedim Akmeşe’den Kızılay’a kan bağışı

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Rize- Kalkandere Kaymakamı Nedim Akmeşe,Rize il merkezinden periyodik olarak Kalkandere ilçe merkezine gelen Türk Kızılay’ı Rize Şubesine ait  kan bağış otobüsünde kan bağışında bulundu. Kaymakam Nedim Akmeşe’nin kan bağışında bulunurken o sırada kan bağış otobüsü çevresinde bulunan gençlerin de kan bağışında bulunmak için yazıldıkları dikkat çekti. Kalkandere Kaymakamı Nedim Akmeşe ilçedeki kamu personelini ve ilçe halkını Türkiye Kızılay Derneğine kan bağışında bulunmaları için gayret gösteriyor.

 
                                                 
                                           Kalkandere Kaymakamı Nedim Akmeşe
                                           Kızılay Derneğine kan bağışı yaparken

Kalkandere Kaymakamı Nedim Akmeşe: “Habergünebakış sitesine teşekkürü borç biliyorum”

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Rize- Kalkandere Kaymakamı Nedim Akmeşe, Habergünebakış (www.habergunebakis.com) sitesi ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi;

  “Habergunebakış sitesini bundan sonra takip edeceğim. Bu sitede özellikle bazı kaymakamlarımıza yönelik haberlere yer verilmiş. Ben işin açıkçası kendi eksikliğim olarak görüyorum. Daha önce ismini duymuş olmakla beraber takip etmiyordum ama bundan sonra özellikle takip edeceğim. Meslektaşlarımızın ve meslek büyüklerimizin çalışmalarından ilhamda alabiliriz. Böylece onların çalışmalarını takip etme imkanına sahip olmuş oluruz. Böyle bir site hazırlayan ve özellikle vali ve kaymakamlarımıza yönelik olarak, onların çalışmalarını haberleştiren sizlere teşekkür ediyorum. Teşekkürü borç biliyorum.”

error: Content is protected !!