Yatağında uzanıyordu, uzanmak da diyemeyiz aslında, isteyerek gerçekleştirdiği bir eylem değildi bu. Bildiğiniz yatıyordu işte. Artık yatağa mahkûmdu; yatağa, ilaçlara, doktorlara, hemşirelere İstese de kalkamayacaktı belki, torununu parka götüremeyecekti bir daha. Eşinin sitemli yakarışlarını şimdiden duyar gibiydi ” Ne olurdu içmeseydin, ne olurdu yanımda olsaydın.” Geçen yılları, o klasik tabirle gözünün önünden bir film karesi gibi geçirdi. Her karede elinde bir sigara. Baş düşmanını nasıl da dost edinmiş, baş tacı yapmıştı zamanında. Şimdi zamanı geriye alabilir miydi? Şu tertemiz havayı kirletmeden soluyabilir miydi yeniden? Her ziyaretçisine öğütler veriyordu. Konuşabilecek takati kalmayacak günlerin geleceğini biliyordu. O zamana kadar kime ne söylese kardı. Ağrıları vardı ve tüm vücudunu sarmış o kötü huylu tümörleri. Onları her nefeste kendi beslemişti zamanında. Ne acı, ne trajik kendi ipini kendi çekmişti. Ne zamanı geriye alabilirdi, ne acılarını dindirebilirdi, sağlığının değerini kaybetmeden bilecekti
Aslında hepimiz biliyoruz yapılması gerekenleri, yapılmaması gerekenleri. Sağlıklı beslen, bağımlılık yapıcı maddelerden uzak dur, düzenli spor yap ve benzeri. Önemli olan bildiklerimizi ne kadar hayata geçirdiğimiz. Akşamları saatlerce izlenen televizyon programları yerine çıkıp bir yarım saat yürümek mi zor; sigaradan doğan zararlarla uğraşmak yerine, bırakmak için çabalamak mı; çocukların masa başlarında saatlerce sanal oyunlar oynayarak sedanter bir yaşam seçmeleri mi, yoksa özgürce top oynayarak hareketli yaşam sürmeleri mi? Sağlık deyince hemen akla tansiyon, obezite, şeker hastalığı vb. gelmesin. Ruh sağlığının da önemini benim kadar hepiniz biliyorsunuz.
Masa başında iletişime kapalı ruhlar, hazır gıdalarla beslenmekten kilo almış gencecik bedenler. “Ya Doktor Hanım ne yesem yarıyor, bu şişkinlik gitmiyor” diyorlar. Soruyorum ve anlıyorum ki günlerde pastalar çörekler havalarda uçuşuyor, spor desen hiç yok, çünkü ona vakit yok. “Ya Doktor Hanım sabah bir gıcık öksürük kendime gelemiyorum, yediklerimden tat alamıyorum” diyorlar. Soruyorum ve anlıyorum ki daha bir bardak su içmeden, bir lokma yemeden yakılan bir sigara ve gün boyu o keyif bu dert derken içilen bir paket. Sağlığınızın değerini kaybetmeden bilmelisiniz. Bunun farkına varmanız, anımsamanız için Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 7 Nisan günü tüm dünyada “Dünya Sağlık Günü” olarak kutlanmakta. Ama biliniz ki, hiç kimse kendiniz kadar düşünemez sizi aslında ve hiç kimse kendiniz kadar zarar veremez size. Bu paradokstan kurtulmak sizin elinizde, ya kararlı davranıp sağlıklı ve mutlu bir yaşam yaşayacaksınız ya da