İç dünyamızda ne kadar az çelişki yada diğer tabirle paradoks yaşarsak kendimizi daha mutlu hissederiz her halde. Son zamanlarda bu paradoksu sık yaşıyoruz sanki. Bilindiği gibi kısa süre önce milletvekili ve emekli milletvekili maaşları artışı yaşanmış ancak artışın toplum vicdanında tartışma yaratması nedeniyle Cumhurbaşkanımızın da uyarısıyla yeniden düzenlenmişti. Yasanın geçmesi bir gecede olmuş, görülen lüzum üzerine TBMM’ye iade edilen yasa yeniden görüşülmüş ve yeni oranlar yürürlüğe girmişti. Böylece asılın değilde vekilin maaşları %60 yerine (8000 TL) % 45 arttırıldı (6000 TL).
Bu işlemler yaklaşık üç hafta içinde tamamlanarak işlem tamamlandı. Ülkemizde sadece bizim vekillerimiz değil normal yani asıl emekli olan insanlarımız da var. Onlar içinde intibak yasası çıkarıldı. Emeklilerimize 10 TL ile 300 TL arasında artış yapılacağı söylendi. İntibak yasasının da kısa süre içerisinde meclise getirileceği ifade edildi. Burada paradoks nerededir? Kendi maaşlarının artışı için son derece verimli çalışma yapan vekillerimizle, normal vatandaşların maaşlarını düzenleyecek vekiller aynı vekiller değil midir? Neden kendi maaşlarının yasa teklifini verirken normal vatandaşlarımızın emekli maaş intibak yasa teklifini vermemişlerdir. 12 Eylül Anayasa Değişiklik Referandumu yapıldı, memurlara sendika ve toplu sözleşme hakkı verildi, memur maaşlarının 6 ayda bir arttırıldığının bunun da genellikle Ocak ayında olduğunun yıllardır bilinmesine rağmen, Şubat ayını yarıladığımız Mart ayının kapıya dayandığı şu günlerde ortada tıs yok. Denebilir ki bu kadar yoğun gündemde daha önemli konular var. Doğru daha önemli konular var. O, halde vatandaştan, toplumdan beklenen hassasiyeti önce vekillerimiz göstermeli. Bir diğer konu daha önce seçim ve referanduma konu olan afişler.
Bunlardan bir tanesini hatırlatmak istiyorum. Afiş “Üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğü” konusunun vurgulandığı özel uygulama yada kayrılmanın olmayacağı vurgusu idi. Son günlerde basından takip ettiğimiz kadarıyla bazı devlet görevlilerinin soruşturulması için kanun çıkarılması gerektiği ve ilgili bakanımız da bunun kişiye özel olarak algılanmaması için üst düzey önemli görevli kişiler için bir yasa olması gereğini açıkladı. Yasa önerisi komisyondan geçti. Aslında bana kalırsa bütün bu çelişkilerin nedeni hukukun üstünlüğünün ve ileri demokrasi kurallarının bir türlü hayata uzun süredir geçirilemeyişidir. Kurumsallaşmanın gerçekleşmesinin hata yapılmadan ve demokratik usullere uygun olarak yapılması zorunluluğunu unutmamalıyız. Kanunlar, kurallar ve hukuk milletin refahı ve huzuru için olmalıdır.