Bir ülkenin kalkınmışlığına dair fiziki göstergelerinden biri de kentlerinin görünümüdür
Yani kaldırımları, çarşı pazar yerleri, trafik ve otoparkların durum ve dağılımı
Sokaklara çöp atılmaması ve tükürülmemesi
Listeyi uzatmak mümkün
Bu liste uzadıkça ne yazık ki; kalkınmışlık, çağdaşlık adına olmaması gerekenlerin bizim ülkemizde yaşama dair genel kabul gören birer teamülden sayıldığı gerçeği ortaya çıkıyor
Bir ülke, o ülkede yaşayan insanlardan daha medeni olamaz
Bu iş bir tek bireyle başlar
Siz bir yurttaş olarak ne kadar medeniyseniz mensubu bulunduğunuz ülke de o kadar medeni olacaktır
Değişime kendinizden başlamadığınız sürece ,ülkenin genel görünümüne dair iyimser beklentileriniz de olmasın
Sihirli bir değnek dokunmayacaktır olumsuzlukların üzerine!
***
Bu peşrevden sonra konuyu biraz daha özelleştirelim
Çağdaşlığın sembolü olarak Avrupa Birliği ülkeleri görülmekte ve gösterilmektedir
Hiç gocunmaya gerek yok bu böyledir
İşe basit gibi görünen “kaldırımlardan” başlayalım
Çağdaş ülkelerde kaldırımlar, en az otuz santimlik setlerle kara yollarından ayrılmamıştır
Sadece bir çizgi vardır ve herkes o çizginin öte yanıyla bu yanında ne yapılması lazımsa onu yapar
Kargaşa, ihmal ve ihlal söz konusu değildir
Esnaf olarak tabir ettiğimiz iş kolları bu ülkelerde de mevcuttur ama hiçbir esnaf kaldırıma tezgâh açıp, başkalarının yaşam alanını gasp etmez
Çağdaş ülkelerde kaldırımlara seyyar tezgâhlar kurulmamasını, gelişi güzel araç park edilmemesini, engelliler için pozitif ayrımcılık yapılarak, özel parkurların yapılmış olmasını, sadece yasalar ve yasaklarla açıklamak mümkün ve yeterli midir sizce?
Sadece yasalarla ve yasaklarla çağdaş davranış şeklinin içselleştirileceğine inanmıyorum
Bu iş farkındalıkla çözüme kavuşacaktır
Bir toplumun parçası, bireyi olduğunu fark etmek ve o topluma, o toplumdaki her bir bireye ve topyekun çevreye karşı sorumlulukların farkında olmak!..
Bu nasıl mı olacak?
Gözümüzü kulağımızı kapatmadan, söylememiz gerekenleri yutmadan olacaktır
Kavga etmeden, ısrar ederek olacaktır
Yanlış bulduğumuz davranışların muhataplarına, bu yanlışından dönmeleri için baskı yapmakla olacaktır
Yurttaş bilinciyle olacaktır! Bu ülkeyi sevmek, bu ülke için çabalamak sadece hamasi nutuklar atmaktan ibaret değildir!
Ha diyorsunuz ki;”kaldır tezgahını kaldırımdan” dersek sağlam bir dayak yeriz!.. “Sağlam bir dayak yerim“ mantığıyla hamle ederseniz kuvvetle muhtemeldir şiddete maruz kalmanız.Ama daha çağdaş ve ikna edici üslupla sonuç alınır diye düşünüyorum
Peki belediyeler ne iş yapar?
Zabıtası var zaptiyesi var!..Bassın cezayı!..
Vallahi, bildim bileli ceza yazıyor zabıta, tezgâhları kaldırmak için baskınlar yapıyor ama çözüm yok
Ceza bu manada caydırıcı olmaktan çok kışkırtıcı oluyor… Toplumsal tepkiyle desteklenmiş ceza mekanizması kesin ve kalıcı sonuç manasına gelmektedir.
İşin özü; daha çağdaş bir kentte, ülke de hatta dünyada yaşamak istiyorsak işe kendimizle başlayacağız! Bu iş bir tek bireyle başlıyor!