Yazar: İlker ÇAKAN
Amasya Üniversitesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü-Yazar Aziz Şeker “Bir Anadolu Ozanı Yaşar Kemal ” adlı yeni kitabı yayınlandı. Yazar Aziz Şeker; İstanbul-1976 doğumlu, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü çıkışlı (1999). Yüksek lisans derecesini Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim dalında “Yaşar Kemal’in Romanlarında Sosyal Konular” isimli teziyle aldı. Yayınlanmış kitapları ise şunlardır;
Anısı Beyaz (Şiir, 2002); Ne Gün Batsın Karanlıklar Çöksün Ne de (Deneme, 2003); Suya Düşen Yüzün (Şiir, 2003: SES 6. Kültür Sanat Yarışması Şiir Özendirme Ödülü); Anılar Suya Düşse (Öykü, 2004); Küreselleşen Dünya’da Geleceğin Sosyal Hizmeti (Ankara: SABEV: 2004); Sosyal Hizmetin Sefaleti (Ankara: SABEV: 2006); Sosyal Hizmette Paradigma Arayışları (Ankara: SABEV: 2006); Sosyal Hizmetin Hayaletleri-Başka Bir Sosyal Hizmet Mümkün (Ankara: SABEV: 2007); Sosyal Çalışma Mesleği (Ankara: SABEV: 2008); 101 Soruda Sosyal Çalışma ve Sosyal Hizmetler (Ankara: SABEV: 2009); Ayrılıklar Güzelse (Öykü, Ankara: SABEV: 2009); Topluma Hizmet Uygulamaları (Ankara: NOBEL: 2009) Küreselleşme ve Sosyal Devlet Yeni Bir Sosyal Politika Arayışı. (Söyleşiler, Ankara: SABEV: 2010); Sosyal Hizmetlerde Etik (Ankara: SABEV: 2011), Bir Anadolu Ozanı -Yaşar Kemal- (Ankara: eğitenkitap yay. 2011).
Genelde sanat, özelde edebiyat olgusunun gelişmesinde de toplumsal koşullar önemli oranda belirleyici olmuştur. Ve hatta bu gelişime yön vermiştir diyebiliriz. Bu durum, edebiyat ile toplum arasında kurulabilecek bir ilişkinin gerekçelerini de aydınlatmaktadır. Öyle ki, bundan dolayı sanat ve toplum ilişkisini açıklamada pek çok sanat sosyologu farklı yaklaşımlar ileri sürmüşlerdir.
Bizim için en kapsayıcı yaklaşım biçimi olan ve aynı zamanda edebiyat olgusunu belirleyen; “sanatçı-toplum-eser-okur” diyalektik örüntüsüdür. Bunu gözardı etmeden üzerinde çalışacağımız edebiyatın roman türüyle ilgili olarak şunları söyleyebiliriz: Roman, insanın ve toplumsalın soyutlanmış ve imgelere-imajlara aktarılmış bir biçimi olmasının yanında toplumsal değişimleri yansıtan, çeşitli toplumsal konuları işleyen ve farklı sosyo-ekonomik durumları/psikososyal gerçeklikleri örgüsüne konu edinen bir edebiyat türüdür. Bu açılım doğrultusunda roman sanatının estetik kuruluşunda, insanın ve toplumun varlık nedenlerinin malzeme olarak kullanıldığı rahatlıkla ifade edilebilir.
Çalışmada Yaşar Kemal’in, toplumsal konuları eserlerinde işleyiş niteliği edebiyat sosyolojisi açısından incelenmiştir. Tek bir yazarın romanlarını, gelişim çizgisi boyunca ele almamızın nedeni, yazarın eserlerinin Türkiye’nin toplumsal yapısının gerçeklerini verişinin özgünlüğünün yanı sıra, eserlerinin ancak bir bütün halinde incelendiğinde edebiyat sosyolojisi yönünden daha doyurucu sonuçlara varılabileceği gerçeğidir.
Türkiye’de toplumsal yapı değişimlerinin yoğun yaşandığı dönemlerde Kemal tarafından yazılan eserler, okuyucuya edebiyat sosyolojisi bakımından hem geçmişin getirdiği doğrular hem de geleceğin ne gibi değişiklikleri yaşatabileceğine dair birçok veri de sunmaktadır.
Türkiye’nin toplumsal yapısı Osmanlı İmparatorluğu gibi geniş bir idari mekanizmanın çeşitli izlerini-değerlerini de taşımaktadır. Geleneksel-dinsel-sultan ağırlıklı bir yönetimle idare edilen bu yapı Birinci Paylaşım savaşıyla birlikte parçalara ayrılırken Anadolu’daki varlığını da Milli Mücadeleyle gelen “ideolojik ve siyasal ihtilal” sonucunda kurulan ulus eksenli bir Cumhuriyet idaresine bırakmıştır. Cumhuriyet bir yandan laik-demokratik temel üzerine inşa olurken bir yandan devlet yapısı otoriteyle gücünü göstermeyi sürdürmüş ve halkın devlet kurumuna bakış açısı bu anlamda kutsal devlet imajıyla çoğunluk özdeşleşmiştir. Askerlerin halkla birlikte özveriyle kurduğu Cumhuriyetin üzerinde askerin etkisi ise hep varola gelmiştir.
Yaşar Kemal’in romanlarının çözümlemelerine ilişkin yapılan birçok incelemede romanlarında; kutsal devlet aygıtlarını sorgulayan, gelişme dinamikleri içerisindeki Türkiye’nin toplumsal yapısının sosyo-ekonomik gerçekliğine, toplumsal yapı ve kültür kaynaklarına yönelik kimi argümanları yansıttıkları görülmüştür.
Çağdaş Dünya ve Türk Edebiyatında önemli bir yeri olan Yaşar Kemal’in toplumsal konulu eserleri içinde (hemen hemen bütün eserlerinde bu yön belirgindir) her ne kadar değişim içindeki Çukurova yöresi başat kılınmış olsa da; İstanbul’dan Sarıkamış’a oradan da mübadele yıllarına kadar: toplumsal-tarihsel hayatımızın birçok özelliğinin estetik bir örgü içinde sergilendiğine tanık olmaktayız. Ayrıca düşsel-gerçekçi, masal-efsane-destan motiflerinin roman örgülerinde ustalıkla kullanılmış olması da romancının doğu dünyasını yansıtış özelliğini belirginleştirmektedir. Bu ise bizi, mitolojik ve insancıl arayışların Yaşar Kemal’in romanlarında somutlandığı gerçeğine götürmektedir.
Çalışmanın amacı, sosyolojik açıdan bir öneme ve işleve sahip olan toplumsal konuların Yaşar Kemal’in romanlarında, roman kurucu öğesi olarak kullanılışının edebiyat sosyolojisi bağlamında kritiğini yapmaktır. Daha açık bir ifadeyle değişmekte olan sancılı bir toplumsal yapıda değişmenin yüzünün hissedildiği; devletin, ailenin, kültürün, kültürel değişmenin, toplumsal tabakaların, kültürel yaşam unsurlarının, folklor değerlerinin, tarihin bir döneminde yaşanan eşkıyalığın, göçün, eşitlik ve özgürlük sorunsalının, kan davasının, köy ve köylü gerçeğinin, kent ve kentsel değişmenin, nüfus mübadelesinin, eğitimin, değişen çevrenin ve roman dış kurucu unsur olarak doğa betimlemelerinin yazarın romanlarında nasıl ele alındığına edebiyat sosyolojisinin olanakları açısından bakmaya çalışmaktır.
Diyebiliriz ki, Yaşar Kemal Türk romanını dünyaya açmış bir sanatçı olarak Lukacs’ın dediği gibi “gerçekten büyük romancılar ( ) daima Homeros’un öz oğullarıdırlar,” düşüncesini hak eden bir yazar olarak belirmektedir. Yaşar Kemal bir büyük romancı olmanın yanında bu değeri hak etmiş aydın sorumluluğuna sahip biri olarak edebiyat tarihinde yerini alırken Anadolu coğrafyasında yaşayan kültürlerin insanlığını yazmıştır.
Yaşar Kemal insanlığa, barışa, insanlık değerlerine, sevgiye, saflığa, güzelliğe, doğaya, halk gücüne, kardeşliğe inanmış, işkenceye karşı, anti demokratik uygulamalara karşı duran erdemli bir yazardır. İnsanların dünya üzerinde birbirlerine yaptıkları kötülükleri gördükçe bazen şunu da düşünmüyor değildir: “Bu dünya sevgisiz bir dünya. Dünyayı sevmeyenlerin, ağaçları, kuşları, ak bulutları, mavi göğü, akarsuları, topal karıncayı, hasta kurbağayı sevmeyenlerin dünyası. İnsanoğlunu sevmeyenlerin dünyası. İnsanın yozlaşma belirtisi, insanın sevgisizliğiyle başlar. İnsanlar çok uzun zamandan bu yana sevgiyi unutmuşlar. Acılı. Güzelliği, dostluğu unutmuşlar. Dehşet bir özlem içinde insanoğlu. İnsanoğlu sevgi dolu bir yaratıktır.”
Prof. Dr. Ali Erkul: “Yaşar Kemal Türkiye ve dünya roman haritasında önemli bir yere sahiptir. Yazarın Türkiye toplumsal koşullarının ve toplumsal değişmesinin konu olarak işlendiği eserleri değişen bir toplumu anlamamızda birçok veriyi sunmaktadır. Aziz Şeker’in bu çalışması Yaşar Kemal’i bir bütünsellikte işlediği gibi Türkiye toplumsal yapısının Cumhuriyet ile birlikte değişimini’ farklı yönlerden değerlendirmemizi kolaylaştırmaktadır. Edebiyat sosyoloji bağlamında ilgiyle okunacak olan bu yapıt, Yaşar Kemal’in edebiyatını inceleyecek olanlar için de önemli bir boşluğu dolduracaktır.”
Aziz Şekerde Yaşar Kemal
Yaşar Kemalin son romanı Çıplak Deniz Çıplak Ada Bir Ada Hikayesi 4 Aziz şekerin dört dörtlük Bir Anadolu Ozanı Yaşar Kemal incelemesi, araştırması ve monografisi çalışmasını tüm değeriyle taçlandırdı; üzerine taç oldu. Yaşar Kemali bir araştırma titizliğinde inceleyen ve ayrıntılı bir monografik değer taşıyan bu çalışmasından daha kapsamlı bir Yaşar Kemal çalışması var mıdır bilmiyorum. Bu kitap ele alınmadan ne Yaşar Kemal ne Türk romanı incelenebilir artık. Eksikli kalır.
geleceğin Yaşar KEMAL i Aziz ŞEKER
ÜSTAT AZİZ ŞEKER TOPLAR DAĞLARIN RÜZGARINI, BİR KUŞLUK VAKTİ ERKENDEN DAĞITIR ÇOCUKLARA..