Alışkanlık deyince akla ilk gelen sigara, alkol, uyuşturucu oluyor. Ama günümüzde öyle tehlikeli alışkanlıklarımız var ki… Yavaş, yavaş öldürdüğü gibi hepimizi bu tuzağa sürüklüyor. Şöyle geniş bir pencereden baktığımız zaman görüyoruz ki, biz yetişkinlerin çoğuda bu renkli çeşitliliğe bağımlı. Düşünen insan sayısı gün geçtikçe azalıyor. Fikir üreten ise gayet az. Fakat üretemeyen, zevke, konfora, hazıra, lükse düşkün, insanlar yüzünden düşünen, gören insanlarda tehlike altında. Çalışarak elde edilen başarı gibi gerçek hazları, lezzetleri, duyguları bir kenara bırakıp, tembelce, emeksizce oturduğu yerden sanal yolla mutluluğu seçenler, mülkiyetsizliğe de alışır, vatansızlığa da.
Alışkanlık duygusu kullanılarak yapılan Haarp, sanal hazlarla kendini mutlu etme oyunu, asla gerçeği yansıtmadığı gibi insanların fikir üretebilme yetisini elinden alıyor. Kişi böylece mankurtlaştırılıyor, başkasının çizdiği labirentler içinde ilerleyip yön bulmaya çalışıyor. Ve asla kendisine ait bir yön ve sonuç elde edemiyor. İnsan sadece kendi ürettiği fikirler sayesinde gelişeceği gibi, bulduğu yön ve sonuçta kendisine ait olacaktır. Ve asla sınır yoktur.
Beynini kullanmayıp başkasının düşünceleriyle ilerlediğini sanmak,
elini başkasının cebinine alıştırmak,Peşin para yerine kartın düşünmeden kullanıması gibi çok tehlikeli alışkanlıklar var.
Bu gün şeytanın ekmeğine bal süren küresel şirketler biz insanlara, alışkanlıklarımız üzerinden savaş açtı! Ve bu savaşta çok eski olmasına rağmen kazanan hep şeytan oldu.
Bu alışkanlıkların düşman tarafındaki adı zihin kontrolüdür. Bu aynı zamanda Haarp’tir. Tek taraflı savaştır. Lâkin bu oyunu öyle ustaca sergiliyorlar ki savaşılan taraf, savaşıldığından habersiz işte burası çok tehlikeli “bunu lütûf olarak görüyorlar” Yazık bizim insanımıza, körpe zihinli çocuklarımıza, gençlerimize.
Ellerine verilen tablet ve telefonlarla ulaşmak istemeselerde her türlü ahlâksızlık gözlerinin önünde.Ve bu alışkanlık silahı sadece Türkiye üzerinde kullanılmıyor. Geniş açıdan baktığımızda bunun bir dünya sorunu olduğunu görüyoruz. Küresel duygu silahı, bir toplumun manevi ve ahlâki değerlerine deyim yerindeyse ateş açıyor.
Dinsizleştirme, cinsiyetsizleştirme, mülkiyetsizleştirme, Türksüzleştirilme üzerinden ağır darbe alıyoruz.Unutulmasın ki, Türk bu oyunları fark edip anlamaya başladı. Ayağa kalkıp silkelenmesi yeter! Zümrüdü anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğar. İslâm’ın hakim olduğu Anadolu topraklarında tüm kudsiyetiyle hakimiyetini sürer.
Alışkanlıklarını gözden geçir!
Kimsenin seni güdmesine izin verme!
Tebrikler