Pazartesi, Ekim 14, 2024
tr
Ana Sayfa GENEL Ermenistan'ın etnik temizlik, soykırım ve işgalcilik politikasının sonuçları

Ermenistan’ın etnik temizlik, soykırım ve işgalcilik politikasının sonuçları

  Tarihi olgular gösteriyor ki, stratejik açıdan önemli bir öneme sahip olan Azerbaycan’ın Karabağ Bölgesinin Dağlık Bölümüne İran’dan ve Türkiye’den çok sayıda Ermeni nüfusunun aktarılmasına XIX yüzyılın başlarında başlanmıştır. Çarlık Rusyasının sömürgecilik politikasının bir parçası olan bu göçürülme süreci bütün XIX yüzyıl boyunca devam ettirilmiş ve sonuçta bölgede demografik duruma etki göstermiştir. Ermenilerin bu bölgede yapay olarak çoğaltılması onların yirminci yüzyılın başlarından başlayarak Azerbaycan’a karşı toprak iddialarının baş kaldırmasına sebep olmuştur.

  “Büyük Ermenistan” fikri ile yaşayan Ermeniler kendi amaçları için dış hamilerinin yardımlarıyla çeşitli dönemlerde Azerilere ve Türklere karşı korkunç terör ve soykırım hayata geçirmekle etnik temizlik politikası yürütmüşler. Öyle ki, Azerbaycan halkı son 200 yılda Ermeni milletcilerinin sürekli olarak etnik temizlik, soykırım ve saldırganlık politikasına maruz kalarak, kendi tarihi topraklarından göç ettirilmiş, göçkün ve zorunlu mülteciye çevrilmişlerdir.

  Sovyet döneminde Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinin dağlık kısmında yaşayan Ermeni toplumu tüm siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel konuları içeren muhalefete sahip olsa da, Ermenistan kendi toprak iddialarını birkaç kez ortaya atmış, ancak isteğine ulaşamamıştır.

Fakat, buna karşılık 23 Aralık 1947 yılında SSCB Bakanlar Sovyeti’nin “Ermenistan SSC’den kolhozcu ve diğer Azerbaycanlı nüfusun Azerbaycan SSC’nin Kür-Aras ovasına aktarılması hakkında” kararına göre 1948-53 yıllarında Azerbaycanlıların tarihi topraklarından, özellikle de Erivan ve çevre bölgelerinden toplu sınırdışı edilmesi sonucunda 150 bine yakın soydaşımız şiddete maruz kalarak Azerbaycan’ın aran (düzlük) rayonlarına aktarılmıştır.

  XX yüzyılın 80’li yıllarının ikinci yarısında Ermeniler kendilerinin yakın ve uzak yurtdışındaki hamilerinin yardımlarıyla “Büyük Ermenistan” fikrini hayata geçirmek için açıklık ve demokrasiyi kullanarak yeniden Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesine dair toprak iddiaları ileri sürdüler. SSCB’nin çöküşü sırasında Dağlık Karabağ bölgesinde yaşayan Ermenilere Azerbaycan’dan ayrılarak Ermenistan birleşmeyin zorunluluğu fikrini yapay olarak kabul ettiren saldırgan devlet buna ulaşmak için Dağlık Karabağ’dan 50 bin azerbaycanlını soykırım ve tecavüze maruz bırakıp göçe maruz koymuş, ayrıca Ermenistan’dan 250 bin azerbaycanlını tarihsel yaşadığı topraklardan şiddetli bir şekilde sınırdışı etmiştir.

  Sorunun başlangıcında saldırgan saldırıya maruz kalanın aynı tutulması sonucunda bugüne kadar çözümlenemeyen sorun meydana gelmiş oldu. Sovyet yönetiminin konuya zamanında ve ilkeli fiyat vermemesi, Ermenistan’ın toprak iddialarının asılsız olduğunun gösterilmemesi önce Esgeran, sonra ise, Ermeniler tarafından özel plan çerçevesinde hazırlanmış Sumqayıtta yaşanan trajik olaylara yol açtı.

  Artık 1988 yılının ikinci yarısında durum o kadar karışık bir hal aldı ki, Dağlık Karabağ Bağımsız Vilayetinin Azeri halkına karşı silahlı saldırı oldu. Öyle ki, Ağustos’un sonu ve Eylül’ün başlarında Kerkicahan ve Hocalı üzerine ermenilerin toplu saldırısı yaşandı. 18 Eylül’de Ermeniler Hankendi’nde yaşayan 15 bin kadar azerbaycanlını kentten zorla çıkardılar, onların evleri yakıldı, kendilerini ise Şuşa ve çevre rayonlara taşınmaya zorladılar.

  Ayrıca, eski SSCB yönetiminin hamiliyi sayesinde Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ Bölgesine dair toprak iddiasında bulunan Ermenistan Meclisin gizli talimatına göre, iki hafta içinde, 1988 yılı 22 Ekim ‘den 7 Aralığa kadar olan süre içinde Azeriler yaşayan 22 rayonda 170 sırf ve 94 karışık (Ermenilerle) yerleşim yerleri boşaltılmış, sonuçta 200 bin Azeri nüfus Azerbaycan’a kovulmuştur.

Sonuçta, Ermenistan’ı Azerbaycanlılardan temizlemek talimatı  uygulanarak, 216 Azerbaycanlı vahşice katledilmiş, binlerce kadın, çocuk ve ihtiyar vücut hasar görmüş, on binlerce ailenin emlaki yağma edilmiştir.

  Öyle ki, Sovyet yönetiminin çok ciddi ve affedilmez hataları ve ermeni tarafdarı politikası 1990 yılının sonu-1991 yılı başında durumun gittikçe kötüleşmesine neden oldu, DKBV ve Azerbaycan’ın Ermenistan ile komşu bölgelerinde Ermeni saldırısı daha genişlendi.

  Bu yıllarda Moskova-Bakü yolcu trenlerinde, Tiflis-Bakü, Tiflis-Ağdam, Ağdam-Şuşa, Ağdam-Hocalı güzergahları üzere otomobillerde yapılan terör eylemleri sonucunda yüzlerce Azeri’nin hayatına son verildi. Binlerce Azerbaycanlı Moskova tarafından himaye edilene Ermenilerin işgalcilik politikasının kurbanı oldu.

  Maalesef olayların başlangıcında Ermeni ayrılıkçılarının önünün alınmaması durumu gitgide kötüleştirmekteydi. Sonuçta, ermeniler Azerbaycan hükümeti tarafından kontrol edilmeyen vilayette Ermenistan’dan gönderilen silahlı çeteler ve askeri teknolojinin yardımıyla Azerbaycanlılara karşı daha kanlı cinayetler işlediler ki, bu da sorunun büyüyüp büyük ölçekli savaşa dönüşmesine neden oldu.

  1991 yılından Karabağ’ın dağlık kısmında meydana gelen olayların gerginliği giderek artıyordu. Artık toplumsal-siyasal durum büyük felaketin yaklaşmasını haber vermekteydi.1991 yılının Haziran-Aralık aylarında Ermeni silahlı kuvvetlerinin Hocavendin Karadağlı ve Esgeran ilçesi Meşeli köyüne saldırısında 12 kişi öldürüldü, 15 kişi ise yaralandı. Aynı yılın Ağustos ve Eylül aylarında Şuşa-Cemilli, Ağdam-Hocavend ve Ağdam-Karadağlı otobüslerinin Ermeni silahlı birlikleri tarafından ateşe tutulması sonucu 17 kişi ölmüş, 90 kişiye kadar Azerbaycanlı yaralanmıştır.

  1991 yılının Ekim ayının sonunda ve Kasım ayında Karabağ’ın Dağlık Bölgesindeki 30’dan fazla yerleşim birimi, aynı zamanda Tuğ, İmaret-Kervend, Sırhavend, Meşeli, Cemilli, Umitli, Karadağlı, Kerkicahan ve başka bu gibi diğer stratejik öneme sahip köylermiz Ermeniler tarafından yakıldı, yıkıldı ve talan edildi.

  Genellikle, 1988-1991 yıllarında, yani olayların başlangıcından SSCB’nin çökmesine kadar olan dönemde Birliğin hakim daireleri tarafından himaye edilen Ermenistan Azerbaycan’a karşı açık saldırganlık politikası yürütmüş, sonuçta huzurlu sakinler katledilmiş, yerleşim birimleri yıkılmış, yağmalanmış ve yakılmıştır. Bu yıllarda Dağlık Karabağ’da Ermeniler tarafından işlenen 2559 çarpışma, 315 silahlı saldırı, 1388 ateşe tutma durumları kayda alınmıştır ki, bunların sonucunda 514 kişi ölmüş, 1318 kişi yaralanmıştır.

  Mono-etnik devlet yaratmayı başaran Ermenistan silahlı kuvvetleri ona hamilik eden devletlerin yardımından yararlanarak, Dağlık Karabağ Bölgesinin (4,4 bin km ²) sınırları dışında bulunan ve onun arazisinden 4 kez büyük olan Laçin, Kelbecer, Ağdam, Füzuli, Cebrail, Kubatlı ve Zengilan bölgelerini işgal ettiler. Tüm bu bölgeler Ermeniler tarafından etnik temizlemeye maruz kalmıştır. Öyle ki, Ermenistan’ın toprak davası nesnesi olan Dağlık Karabağ’ın 120 bin kişilik Ermeni toplumunun kendi kaderini tayin etmek girişimi gibi kaleme verdiği bu süreç Azerbaycan’ın işgal altındaki bölgelerinden 1 milyondan fazla nüfusun (toplam nüfusun % 15’i) kendi toprağında göçmesine neden oldu.

  Halihazırda Azerbaycan topraklarının % 20’den fazlası Ermenistan silahlı kuvvetlerinin işgali altındadır. İşgal sonucunda 900`e yakın yerleşim birimi, 22 müze ve 4 resim galerisi, tarihi önemi olan 9 saray, ender tarihi önemli  40 bin müze serveti ve ekspanatı, 44 tapınak ve 9 cami yıkılmış, yağmalanmış ve yakılmıştır. Ayrıca, 927 kütüphanede 4,6 milyon kitap ve değerli tarihi-elyazmalar imha edilmiştir.

  Askeri saldırı cumhuriyetin 17 bin km2 en verimli topraklarının işgaline, 900 yerleşim biriminin, 7 bin sanayi ve tarım alanının, 700 eğitim, 665 sağlık ocağının, 800 km. araba yolunun, 160 köprünün, 23 bin km. su ve 15 bin km. elektrik hattının yok edilmesine sebep olmuştur. Dakikleşdirilmemiş bilgiye göre, manevi-psikolojik darbelerden ilave olarak, Azerbaycan ekonomisine yaklaşık 60 mld. ABD dolarından çok hasar değmiştir.

  Bütün dönemlerde olduğu gibi Ermenilerin gerçekleştirdiği bu işgalcilik siyaseti toplu katliamlarla beraber hayata geçmiştir. Öyle ki, 1988-1993 yıllarında Ermenistan’ın askeri saldırısı sonucunda 20 000 Azerbaycanlı hayatını kaybetmiş, 100 000 kişiden çoğu yaralanmış, 50 000 kişi ise çeşitli derecede hasar alarak özürlü olmuştur. Çatışma döneminde 4853 kişi kayıp düşmüş, onlardan 1357si esirlikdən azad edilmiş, 783 kişi ise halen Ermenistan’da esir durumunda kalmaktadır. Uluslararası Kızıl Haç Komitesi’nin verilerine göre 439 kişi esirlikte ölmüştür.

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

SON HABERLER

Ticaret Bakanımız Prof. Dr. Ömer Bolat örnek bir devlet adamı

Ticaret Bakanımız Prof. Dr. Ömer Bolat’ın çalışmalarıyla ilgili konuları haber kanallarında ve sosyal medyada devamlı takip ediyorum. Şimdiye kadar şahsıyla ve bakanlığı döneminde çalışmaları...

Acara Özerk Cumhuriyeti Hükümet Başkanı Tornike Rijvadze’nin çalışma toplantısı

Gürcistan-Acara Özerk Cumhuriyeti Hükümet Başkanı Tornike Rijvadze, Bakanlar ve bakanlıkların üst düzey yetkilileri ile bir çalışma toplantısı düzenledi. Hükümet Başkanı Tornike Rijvadze yaptığı açıklamada;...

Gürcistan-Acara Tanıtım Günleri

არკეტინგული კამპანია, რომლითაც აჭარის ულამაზესი ტურისტული ადგილები მილიონობით ადამიანს გავუზიარეთ. კამპანიის ფარგლებში გამოქვეყნებულ აჭარის საპოპულარიზაციო პოსტებზე წვდომები ჯამში 240 მილიონ წვდომას აღემატება ძალიან დიდი მადლობა პროექტში...

Artvin Valisi Dr. Turan Ergün

Artvin Valisi Cengiz Ünsal’ın son valiler kararnamesi ile İçişleri Bakanlığına “Vali-Mülkiye Başmüfettişi” olarak atanmasından sonra; Uşak Valisi olarak görev yaparken Artvin Valisi olarak atanan...

SON YORUMLAR

error: Content is protected !!