Cumartesi, Nisan 20, 2024
tr
Ana Sayfa GENEL Kitap okumama alışkanlığı

Kitap okumama alışkanlığı

  Maalesef kitap okuma alışkanlığımız yok. Mazeret olarak ya paramız ya da zamanımız yok diyoruz. Aslında bunlar doğru gerekçeler değil. Millet olarak okuma alışkanlığını okullarımızda kazanamıyoruz. Öğrenim hayatı bittikten sonra da okumaya ilgi duymuyoruz. Okumaktan zevk almıyoruz. Tembelliğe kaçıyoruz. TV seyretmek, internet başında, kahvehanede zaman geçirmek daha kolayımıza geliyor. Kütüphaneler bomboş. Öğrenciler artık ödev yapmak için bile kütüphaneye gitmiyor. Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin yaptığı bir araştırmaya göre 65.000 kişiye bir kütüphane, 95 kişiye bir kahvehane düşüyor. Gerçi adam başına bir kütüphane düşse ne olur? Gitmedikten sonra! Okullarda, kitap okuma kampanyaları düzenleniyor.

  Sonunda ödül var. Alışkanlık kazandırmak açısından belki önemli ama mahkemelerde de ceza olarak da kitap okuma cezası verilebiliyor. Ne kadar kötü değil mi? Kitap okumak için ya ödül ya ceza!  İçimizden gelerek isteyerek, tad alarak okumuyoruz. İstatistikler öyle söylüyor. Oysa kişisel gelişim için okumak önemli. Kitap okuma; hava gibi, su gibi, yemek gibi günlük hayatımızın bir parçası olmadıkça kültürel birikimimizi tamamlamamız ve millet olarak ta bilgi çağını yakalamamız mümkün değildir. Bilgi dağarcığımızı ve kelime hazinemizi geliştirmek için mutlaka okumalıyız. Okumak, karar verme yeteneğimizin gelişmesine de katkı sağlar. Hepsinden önemlisi, kitap okumak hayal kurmamızı sağlar. İnsanlar ne kadar hayal kurarsa bilim ve teknolojide o kadar gelişir.

   Ama biz millet olarak okumuyoruz; işte kitap okuma alışkanlığı ile ilgili bizim açımızdan ürkütücü rakamlar;

   -Toplam nüfusu sadece 7 milyon olan Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100.000 tirajla basılırken, Türkiye’de bu rakam 2000 – 3000 civarında basılmaktadır.

   – Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen yıllık kitap alımı, ortalama 100 ABD doları, Türkiye’de ise bu rakam 10 ABD dolarının altındadır.

  – Türkiye’de her 100 kişiden sadece 4,5 kişi kitap okuyor.

  – Japonya’da yılda 4 milyar  200 milyon kitap basılıyor. Türkiye’de sadece 23 milyon.

  – Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Raporu’nda, kitap okuma oranında Türkiye, Malezya, Libya ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. sırada.

  – Japonya’da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25, Fransa’da 7. Türkiye’de ise yılda 12 bin 89 kişiye 1 kitap düşüyor.

  – Türkiye’de yüksek öğrenim görenlerin oranı 1965′e göre 14 kat arttı. Ama yüksek öğrenim mezunlarının kitap okuma oranı 1965′in de altında kaldı.

  -Bir Japon bir yılda ortalama 25 kitap okuyor
  -Bir İsviçreli bir yılda ortalama 10 kitap okuyor.
  -Bir Fransız bir yılda ortalama 7 kitap okuyor
  -Türkiye’de 6 kişiye yılda 1 bir kitap düşüyor.
  -Türkiye’de okuma alışkanlığına sahip olan kişi sayısı ortalama 40 bin kişi

  İstatistiklere baktığımızda okuma alışkanlığının milli gelir ile doğru orantılı olmadığını da görüyoruz. Yine bizim için kötü olan bir gerçek de üniversiteye giden gençlerimizde okumuyor. Bu nedenle gençlerimiz içine kapalı ve çeşitli ortamlarda kendi düşüncelerini ifade edememektedirler.   Bilgi çağında okumanın önemi büyük ama farkında değiliz. Kitabın önemi gerçek anlamda bilinmiyor: Kitabın düşünce dünyamızın vazgeçilmez enerji kaynağı olduğunun bilincinde değiliz. Bu yüzden üniversite mezunları arasında bile mutsuz insan sayısı çok.

Okuma alışkanlığı nasıl kazanırız?

  Kitap okuma alışkanlığını çocuklarımıza nasıl kazandırırız? Ya da kitap okumama alışkanlığına nasıl son verebiliriz? Sorusu ile ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

  Kişiler okuma eylemini bir ihtiyaç olarak görürlerse hayat boyu ve sürekli bir okuma alışkanlığı kazanırlar. Eğer ihtiyaç olarak görmezlerse ki, şimdi çoğumuz ihtiyaç olarak görmüyoruz, o nedenle sürekli okuma alışkanlığı kazanamıyoruz. Okuma alışkanlığının temeli ailede atıldıktan sonra devamı okulda öğretmenler tarafından öğrencilere kazandırılıyor.

  Okuma alışkanlığı, ancak çocukluk döneminde kazanılır. Genel olarak ailenin çocuğuna göstereceği ilgi ve vereceği destek çocukların bu gün ve gelecekte okuyan ve ne istediğini bilen kişiler olmasını sağlamaktadır.

  Okullarımızda, Milli Eğitim Bakanlığımız son dönemlerde Ülke genelinde okuma kampanyaları düzenlemektedir. En yakın zamanda düzenlenen kampanyanın adı Türkiye Okuyor ve Ana Kız Okuldayız Kampanyaları… Okuma kampanyalarının devlet eliyle desteklenmesi önemli ama sivil toplum örgütlerinin de desteklemesi daha da önemli! Ben, Milli Eğitim Bakanlığımızın kampanya düzenlemesini anlamlı buluyorum. Bizlerin yani Milli Eğitim Bakanlığı yöneticilerinin, öğretmenlerinin asli görevlerinden bir tanesi çocuklara-gençlere okuma alışkanlığı kazandırmaktır. Yeterli olmuyor ki, bu tür okuma kampanyaları düzenleniyor. Okuma alışkanlığı kazandırma işine öncelikle aileden başlamak gerekiyor.

  Aileler çocuklarına okuma alışkanlığı kazandırmak için şunları yapmalıdırlar;

  1-Okul öncesi çağındaki çocuklara aileleri renkli masal kitapları okuyarak ve anlatarak çocuklarımıza kitap sevgisini kazandırabilirler.

  2- Oyuncakların arasına renkli kitaplar konmalıdır.

  3- Evlerde kitaplıklar oluşturulmalıdır.

  4- Çocuklara doğum günlerinde özel günlerde hediye olarak kitap alınmalıdır.

  5- Anne ve babalar ellerinde gazete, dergi, kitap ile işten evlerine dönseler bu durum çocuklar üzerinde okumaya karşı bir ilgi uyandıracaktır.

  6- Evde, çocuk dergilerine abone olmakta okuma alışkanlığına katkı sağlar.

  7- Çocuğumuza öteki odaya git kitap oku demek doğru bir davranış değildir.

  8- Evde, çocuk ile birlikte kitap okunmalıdır. Yüksek sesle kitap okunup değerlendirme yapılmalıdır. Bunun için zaman ayırmak önemlidir.

  Öğretmenler ve okul, çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için şunları yapmalıdırlar;

  1-Her öğretmen sınıfa girerken çocukların düzeyine uygun elinde kitapla girse, O’nu model alan öğrenciler, O kitabı merak edip okuyacaktırlar.

  2-Aslında kitap okuma alışkanlığı kazandırma işi yalnızca sınıf öğretmenleri ile Türkçe öğretmenlerinin işi de değildir. Tüm öğretmenlerin bir amacı da çocuklarımıza gençlerimize kitap okuma alışkanlığı kazandırmaktır.

  3- Her sınıfın bir kitaplığı olmalıdır. Öğrencilerin düzenli olarak kitaplıktan yararlanıp yararlanmadıkları takip edilmelidir. Öğrenci takip edilmediğini anlarsa okumayabilir. Öğrencilerin kitap okuyup okumadıklarını izlemek ve not etmek gerekir.

  4- Kitapların çocukların düzeyine uygun olması gerekir.

  5-Okulda kitap okuma çalışmalarına ailelerde katılmalıdırlar. Bunun için saat ayrılmalıdır. Ancak bu şekilde daha çok etkili olunabilir.

  6- Çocuklar okuduktan sonra takdir edilmeli ve ödüllendirilmelidir.

  7- Okullarda kitap stantları olmalı, kitapları kütüphanelerden çıkarmak gerekir. Okulların şeref köşeleri var alınan ödüller salonlarda sergileniyor onun gibi stantlar yapılmalıdır. En çok okunan kitapları bu stantlarda sergilenerek kaç öğrencinin okuduğunu etiketlenmelidir.

  8-Ayrıca imkânlar ölçüsünde çocukları kitap yazarları ile buluşma etkinliği düzenlenmelidir,

  9- Kütüphanelerin fiziki durumunu iyileştirmek gibi etkinliklerde kitap okuma alışkanlığına katkı sağlayacaktır.

  Bu yazdıklarım, çocuklarımıza kitap alışkanlığı kazandırma noktasında sadece birkaç öneri, çok farklı yöntemlerle de kitap okuma alışkanlığı kazandırılabilir. Ama şu bir gerçek ki, günümüzde ailenin içinde olmadığı bir metodun okuma alışkanlığı kazandırmada başarılı olması imkânsızdır. Maalesef kitap okumama alışkanlığımıza çare bulamaz isek yarınlarımız aydınlık olmayacaktır. Kitap okuma konusunda Millet olarak S.O.S vermekteyiz!

  1. Kitap okuma
    Kitap okuma alışkanlığı kamu kuruluşlarındaki personeli özendirme ile başlayabilirmi. Örneğin ben hiç bir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde Kitaplık görmedim.

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

SON HABERLER

Gürcistan, Avrupa’nın en güvenli ülkelerinden birisi

Gürcistan; farklı doğası, kültürü ve tarihi zenginliği ile bilinen muhteşem bir ülkedir. Gürcistan'ın adı Aziz George'dan geliyor Gürcistan'ın İngilizce ismi "Georgia"nın kökeni kesin olarak bilinmese de,...

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya

Anayasa Mahkemesi Başkanı Prof. Dr. Zühtü Arslan’ın görev süresinin 20 Nisan’da dolacak olması nedeniyle Anayasa Mahkemesinde Genel Kurul’da bugün başkanlık seçimi yapıldı. Genel Kurul’da...

Önce insan, sonra bakan

Ticaret Bakanlığı görevine başladıktan sonra yeni düzenleme ve başarılı çalışmaları ile kamuoyunun takdirini kazanan, “İhracatımızı yüksek teknolojili düzeylere çıkarma hedefindeyiz. İnovasyon, yatırım, üretim, katma...

Gümrük Muhafaza’dan 252 milyon lira değerinde kaçak eşya operasyonu

Ticaret Bakanlığı Gümrük Muhafaza ekiplerince Mersin ve Ankara'da gerçekleştirilen operasyonlarda, 252 milyon lira değerinde kaçak ticari eşya, makaron ve kıyılmış tütün ele geçirildi. Ticaret...

SON YORUMLAR

error: Content is protected !!