Dünyada finans krizin devam etmesine bakmayarak Azerbaycan Cumhuriyeti‘nin stratejik döviz rezervleri artmakta devam etmiştir. 2009-yılında 20.4 milyar dolar olan döviz rezvlerinin hacmi 8.6 milyar dolar artarak 2010 yılında 29 milyar dolar olmuştur. Stratejik döviz rezervlerinin artması ülkede efektif para politikasının hayata geçirilmesinin göstericisi gibi belirtilebilir.
Aynı zamanda döviz rezervleri yüksek ekonomik artımın mantığı sonucu gibi de değerlendirile bilir.Azerbaycan’da büyük oranda döviz rezervlerinin toplanmasına sebep petrol-doğalqaz politikası olmuştur. Bu da hem ekonomik, hem alt yapı, hem de sosyal sorunların çözümü için onlardan istifade edilmesine ve güçlü mali kaynakların elde edilmesine olanak yaratmıştır. Yükselen mali-döviz rezervleri hesabına ekonomide yüksek dayanıklılık potensiali yaratılmıştır.
Hayata geçirilen para kredit ve monetar politika ülkenin banka sisteminin dinamikliğini artırmakla kalmamış, aynı zamanda finans istikrarının dayanıklılığına ve döviz gelirlerinin artmasına olanak tanımıştır. Azerbaycanda artan stratejik döviz rezervleri Azerbaycan‘ın uluslararası ödeme gücünü sağlamakla yanaşı küresel etkilerin yaranmasının karşısını almıştır. Yani, küresel ekonomik kriz döneminde büyük hacimde döviz rezervlerine sahip olan ülke gibi Azerbaycan krizin etkilerini azaltmağa muvaffak olmuştur. Makro-ekonomik temellerin yaratılması mali istikrarın güclenmesi yönünde adımlar genel olarak döviz pazarının tüm seqmentlerinin inkişaf temposu ile seyr etmesine sebep olmuştur. Milli valyutanın aktif para aleti gibi değerinin artırılması, güçlenmesi, döviz rezervlerinin yüksek değer kazanmasında, hem de mali ve tüketim pazarının üretim yönlü ithalın kesin pahalaşmasının karşısını almıştır. Bu gelişme, aynı zamanda ülke nufusunun birikmlerinin kesin bir biçimde değerden düşmesi, döviz rezervlerine olan yabancı borç yükünün artması gibi tehlikeleri etkisiz hale getirilmiştir.
Azerbaycan Cumhuriyeti’nde hayate geçirilen ekonomik siyaset sonucu döviz rezervlerinin artması ülkede tüm ekonomik ve sosyal alanlarda projelerin hayata geçirilmesi için müsait bir ortam yaratılmıştır. Artan döviz rezervlerinin hesabına yatırım projelerinin ölçeği daha da artmıştır. Son yıllarda Azerbaycan ekonomisine 10 milyarlarla yatırım yapılmıştır ki, bunun sonuncunda da iç yatırımlar dış yatırımları büyük oranda geçmiştir. Aynı zamanda ekonominin çeşitlendirilmesi ve ülkenin taleplerini karşlamak için yatırım şeklinde sanayi üretimine, alt yapı projelerine koyulan sermayeler artmıştır. Artan döviz rezervleri sonucunda Azerbaycan uluslararası arenada da etkili olmaya başlamıştır.
Bununla Gayri Safi Milli Hasıla ve Gayrı Safi Yurt İçi Hasıla arasındakı farkın ortadan kalkacağı ve Azerbaycanlı sermayedarların yabancı ülkelerde daha aktif faaliyet göstermeleri temin olunacak. Şunu da vurqulamak gerekir ki, mevcut durumda Azerbayacanlı iş adamları Gürcistan, Türkiye, Moldova ve s. Ülkelere yatırım yapıyor. Azerbayacan’ın Türkiye Cumhuriyeti ile derin bağları mevcuttur. Azerbayacan Türkiye ekonomisi ile ilişkileri daha da genişletmiş, her iki ülke ekonomisi ister devlet kurumları, isterse de özel sektör kurumları için açık olmuştur. Türkiye Azerbaycan‘ın petrol, qaz, enerji, tekstil ve qıda sektörüne, otomobil, tarım ve köy işkileri, lizinq, siqorta, hizmet, üretim, turizm ve diğer sektörlerine yapılan yatırımları ile önde görülüyor.
Nahçıvan Özerk Cumhuriyetinin siyasi ve ekonomik kalkınmasında önemli rol oynayan Türkiye Cumhuriyeti Nahçıvan’ın dünyaya enteqrasyonu için ilave komünikasyon ve ulaştırma hatlarının gerçekleşmesine de öz töhfesini vermek kabiliyetindedir. Bakü-Tiflis-Kars tren yolunun Nahçıvan’a kadar uzatılması, Nahçıvan-Iğdır doğalqaz boru hattının yapılması hazırda gündemde duran esas projelerden biridir.
Türkiye işadamları Azerbaycan‘ın yerli üretim imkanlarının formalaşmasında ve bölgelerin gelişmesine de büyük projelere de imza atmışlardı. Türk yatırımcılar Azerbaycanın her bir bölgesini kapsayan “Sinerji” konsepti ise genel olarak ülke yönetiminin hayata geçirdiği ekonomik politikanın hedeflerini kapsayan bir şekilde göze çarpıyor.
Türk şirketleri yeni iş yerlerinin yapılması ve yoksulluğun azaltılması ile bağlı stratejinin gerçekleşmesinde en aktif iştirak eden kurumlardır.
Türk iş adamları son yıllarda finans ve banka sektöründe de üstünlük elde etmeğe muvaffak olmuşlardır. “Koçbank”, “Parabank”, “Türk İş Bankası”, “Azerbaycan Senayi Bankı”, “Azer-Türk Bank” ülkemizin mali-kredit sistemende aktif rol oynuyorlar. Bu bankalardan “Azer-Türk Bank” tarım ve köy işlerine ve sahibkarlığa mali destek göstermesiyle seçilmişler. Özenle belirtilmesi gerekir ki, Türkiye’nin en büyük kimya sanayisi olan “Petkim”in hisselerinin alınması, “Tefen” şirketi ile hisseleri alış-satışına dair sazişin imzalanması Azerbaycan’ın Türkiye’de en büyük potensial yatırımcı gibi gücünün artmasının örneğıdir. Mevcut durumda iki ülke arasında yapılan yatırımların umumi hacmi 10 milyar doları bulmuştur.
Her iki ülke dünya ekonomisine enteqrasyonun, kalkınmanın ve bölgesel iş birliğinin yeni biçimlerini oluşturmaktadırlar. Kardeş ülkeler arasında yapılması planlanan uzun dönemli işbirliği proqramlarının icrası yakın gelecekte hem Türkiye’nin, hem de Azerbaycan ekonomisinde dinamizmin artmasına imkan vermiş olacaktır.