Pazar, Mayıs 5, 2024
tr
Ana Sayfa GENEL Türkiyenin bölgesel politikası ve Azerbaycan

Türkiyenin bölgesel politikası ve Azerbaycan

  Yeni jeopolitik değişikliklerin yaşandığı bu dönemde dünya siyasi ve ekonomik gücünün önemli bölümü toplamış Avrupa ne kadar öneme sahipse, artık Asya bölümü de bundan az olmayan bir önem taşımaktadır.

  “Soğuk Savaş” sona erdikten sonra şekillenen yeni dünya düzeninde Türkiye ve Azerbaycan’ın jeopolitik önemi yeterince artmıştır. Bu her şeyden önce, belirtilen ülkelerin bulunduğu arazi, bu bölgede büyük devletlerin çıkarlarının çatışması ile ilgili olmuştur.Türkiye ve Azerbaycan’ın jeopolitik konumunu güçlendiren faktörlerden biri de, onun Hazar-Volga su yoluna, Karadeniz üzerinden Akdeniz ve dünya okyanusuna çıkışının olmasıdır.

  Batı-Doğu uygarlıklarının, Avrupa ve Asya kıtaları arasında, kuzey-güney, doğu-batı ulaşım kesişme noktasında bulunan Türkiye ve Azerbaycan sahip oldukları stratejik coğrafi ilgiyi çekmiş, çeşitli zamanlarda farklı işgalci güçlerin işgallerine maruz kalmıştır. Bu ülkeler hem askeri-stratejik açıdan, hem de ekonomik ve kültürel açıdan dünya uygarlığına önemli katkılar vermiş ve bugün de gerek bölgede ve gerek se de dünyada yaşanan süreçlere bu veya diğer şekilde katılıyorlar.

  Türkiye ve Azerbaycan çok önemli stratejik öneme sahiptir. Onların sahip oldukları arazi mensup oldukları bölgeye dahil olan ülkelerden herhangi birini gözaltında tutmak için çok avantajlıdır. Bu ülkelerin coğrafyası Güneydoğu Avrupa, Akdeniz havzası ve Balkanlar, Yakın ve Orta Doğu, Güney Kafkasya bölgeleriı gibi çok geniş bir araziye doğrudan etki göstermek olanağı yaratıyor.

  Bu bölgede yaşanan jeopolitik rekabete İran ve Rusya’nın örneğine baktığımızda, bu iki devletin Kafkasya bölgesinde stratejik çıkarları çarpışıyor. Fakat taktik çıkarları örtüşüyor. Her ikisinin stratejik çıkarları bu bölgeyi kendi etkileri altına almaktır. Taktik çıkarlarına gelince, bağımsız ve güçlü Azerbaycan devletinin oluşması onların hiçbirinin çıkarınca değildir. Çünkü, bağımsız Azerbaycan Devleti Batı ile sıkı işbirliği yapıyor ve bu onlar tarafından olumsuz karşılanıyor. Azerbaycan bağımsız olması, kendi doğal kaynaklarını bağımsız kullanması Rusya ve İran’ın stratejik planlarına uymuyor. Bu nedenle de her ikisi Ermenistan’a yardım ediyor (1)

 Türkiye’nin Rusya ile qeçmişte bir takım sorunlar yaşamış  ve  savaşlar yapmıştı. Ama ilişkilerin son zamanlarda olumlu yönde gelişmesi Azerbaycan’ın bölgesel konumlarının güçlendirilmesi açısından da önemlidir.

  Türkiye-Rusya ilişkilerinin gelişme dinamigine dikkat edersek, soğuk savaş yıllarında bu ilişkilerin ideolojik çatışma düzleminde olduğunu, geçen yüzyılın 90’lı yıllarında ekonomik işbirliği, jeopolitik rekabet aşamasına geçtiğini ve  XXI yüzyılın başlarında ise çok taraflı ve stratejik işbirliği dönemine girdiğini görmek mümkündür.

  Şüphesiz ki, Türkiye-Rusya ilişkilerini sorunsuz olarak algılamak mümkün değildir.Rusya-Ermenistan askeri işbirliğinin genişletilmesi ve bunun bölgede güçler oranına olumsuz etki göstermesi, Karabağ sorunun çözümünde Moskova’nın tam adil olmayan tutumu, Azerbaycan’ın karbohidrogen kaynaklarının istismar edilmesi ve dünya pazarlarına çıkarılmasına Kremlin engellemek girişimleri Ankara-Moskova ilişkilerine de etkisiz kalmıyor.

  Türkiye’nin Batı devletleri, özellikle de ABD ile müttefikliyi Azerbaycan’ın da dış politika alanında işbirliğini etkiliyor. Bir olguyu da belirtmeliyiz ki, Türkiye’yi jeopolitik açıdan Kafkasya’dan ayrı düşünülemez. Kafkasya bölgesi Türkiye’nin dış politikasına etkilemekle beraber, bölgede Türk halklarının mevcutluğunu onun iç siyasetinde de önemli role sahiptir. Ayrıca, bu bölge Türkiye’nin Orta Asya’nın Türk devletleri ile doğrudan temas kurmasına önemli bir köprü rolünü oynuyor.

 Kafkasya Bölgesi jeopolitik açıdan çok önemli bir bölgedir ve Kafkasya bölgesi, hem zengin petrol havzası, hem de Basra Körfezi’ni kontrol altına ala bilen bir konuma sahiptir (2, 2). Türkiye Kuzey Kafkasya’da yaşanan anlaşmazlıkların, Abhazya, Güney Osetya, Dağlık Karabağ sorununu kendisinin ulusal çıkarlarına ve güvenliğine karşı olan olay olarak görüyor. Türkiye kendisinin Kafkaslarda ve Orta Asya’da nüfuzunun sürdürülmesinde  Azerbaycan’ı doğal müttefik gibi görüyor. Bu açıdan da Türkiye farklı alanda ilişkilerin kurulmasına ilgi gösteriyor, fakat Türkiye Kafkasya’da Rusya ve İran faktörleri ile karşılaşıyor. Bundan dolayı NATO’nun Doğu’ya doğru ilerilemesiyle ilgilidir. Türkiye Kafkasya’da nüfuzunu güçlendirmek için ABD’nin Doğu politik stratejisinin hayata geçmesinde yardımcı rol oynuyor.

  Türkiye ile Azerbaycan arasında kapsamlı işbirliğinin gelişmesi Türk dilli  halklar üzerinde Rusyanın siyasi, ekonomik kontrolünü zayıflatıyor, Türkiye’nin geostrateji çıkarları ile Rusya’nın geostrateji çıkarları çarpışıyor.

  Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ilişkiler bugün de gelişmektedir. Dünyada soğuk savaşdan sonra oluşmuş siyasi düzeninin çağdaş durumunda her iki ülkenin bölgede ve dünyada yaşanan gelişmelere aynı tutumdan yanaşmaları, onların güvenliği için tehdit yaratan sorunları birlikte çözmek doğrultusunda gerçekleştirdikleri etkinlikler önem arz etmektedir. Her iki taraf mevcut realitelere ilkesel tutum sergiliyor. Bunu doğrulayan etkenlerden biri de resmi Ankara’nın Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun çözümü ile ilgili tutumudur. Azerbaycan’ın haklı tezini net şekilde savunan Türkiye yöneticileri Dağlık Karabağ sorunu adil, uluslararası hukuk ilkeleri temelinde, Azerbaycan’ın toprak bütünlüyü çerçevesinde çözümünü bulmayınca saldırgan Ermenistan’la diplomatik ilişkilerin kurulmasının mümkünsüzlüğünü defalarca beyan etmişlerdir. Ayrıca, Türkiye Ermenistan işgalcilik politikasını sürdüreceği süre zarfında onunla sınırların açılmayacağını da dünya kamuoyunun dikkatine ulaştırmıştır. Üstelik, bu öyle bir ortamda gerçekleşiyor ki, dünya güçleri tarafından, özellikle de Avrupa Birliği ve ABD tarafından Türkiye’ye Ermenistan’la sınırları açmak için baskılar ediliyor, fakat Ankara kendi prensiplerinden taviz vermeyerek, sınırların açılması için Dağlık Karabağ’dan işgal güçlerinin çekilmesini şart gibi ileri sürüyor. Bu da, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin stratejik nitelik taşıdığını bir kez daha gösteriyor.

  Azerbaycan Cumhuriyeti de, Türkiye’ye yönelik baskı ve tehditleri kendi sorunları olarak kabul ediyor ve onların giderilmesi yönünde Ankara’ya her türlü siyasi desteği veriyor. .ABD Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde sözde “Ermeni soykırımı” nın tanınmasını öngören yasa tasarısı Azerbaycan’da net olarak olumsuz karşılanmış, buna resmi düzeyde protesto bildirilmiştir. İşte bu dayanışma sonuçta Ermenilerin ve onların yandaşlarının sundukları projelerin reddedilmesi ile son bulmuştur.

  Türkiye’nin, çözüm yönünde Azerbaycan’ın yardımını daima hissettiği sorunlardan biri de Kuzey Kıbrıs meselesidir. Azerbaycan’ın Kuzey Kıbrıs’ın tecrit durumundan çıkarılması, ya da dünya topluluğu tarafından tanınması ya da Kıbrıs meselesinin, adanın Türk toplumunun çıkarları da dikkate alınarak çözümlenmesi için Ankara’ya destek vermesi de iki ülke arasındaki ilişkilerin stratejik karakterini gösteriyor.

  Azerbaycan ile Türkiye arasındaki stratejik ilişki, ister geçmişte, ister günümüzde bazı çok ciddi denemelerden çıkmıştır. Türkiye ile Ermenistan arasında sınırın açılmaması bir takım güçlerin, özellikle de Ermeni lobisinin etkisi altında olan güçlerin, kitle-iletişim araçlarının Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin bozulmasına yönelik faaliyetleri için bahane olmuştur, fakat bu yönde gösterilen çabalar sonuçsuz kalmıştır.

  Türkiye genç Azerbaycan devletinin güçlenmesini istiyor.  Bu anlamda, Türkiye’nin Azerbaycan’da gerçekleştirilen ordu kuruculuğuna yaptığı katkılar da vurgulanmalıdır. Azerbaycan ordusunun temellerinin oluşturulmasında, subay kadrosunun hazırlanmasında Türkiye hep yardım göstermiş ve göstermektedir.  Bu ilişkilerden memnun olmayan devletler de vardır. Türkiye –Azerbaycan ilişkilerine mane olmaya çalışyorlar ve bazen de başarılı oluyorlar. Şöyle ki, Ermenistan ve onları savunan devletler  Türkiye-Azerbaycan askeri işbirliğini öne sürerek Ankara’nın Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun çözümüne katılmasına itiraz ediyorlar. Bu sorunun ayarlanması ile uğraşan devletlerin ve kurumların sivil adil konumlarının sonucudur ki, Türkiye bugün AGİT Minsk Grubu’nun eşbaşkanları sırasında yoktur.

  Türkiye ile Azerbaycan arasındaki stratejik ilişkiler sadece bu iki ülkenin değil, hem de genel olarak Güney Kafkasya bölgesinde güvenlik ve istikrarın korunması açısından özel öneme sahiptir. Ankara ile Bakü arasındaki mevcut ilişkilerde her-hangi değişikliğin olması söz konusu bölgedeki güçler oranında ciddi değişikliklere yol açmaktadır.Aksine, bu işbirliğinin daha da genişletilmesi Güney Kafkasya’da mevcut anlaşmazlıkların giderilmesine, barış ve istikrarın korunmasına yardım edebilir. Şöyle ki, Türkiye-Azerbaycan stratejik işbirliğini Rusya-Ermenistan-İran birliğinin bölgedeki gelişmeleri tamamen kendi kontrolüne almasının önünü ala bilecek güce sahiptir.

  Yirminci yüzyılın sonuna doğru yaşanan hızlı ve köklü değişiklikler hem Türkiye için kendi üzerine çeşitli yükümlülüklerin almasına neden olmuş, hem de yeni olanaklar ve ufuklar açmıştır. Türkiye’nin Avrupa-Atlantik ve Avrasya mekanında özel bir yeri var. Türkiye, batı toplumuna entegrasyon yolunu tutmuş, ayrıca İslam dünyasının demokratik, laik ve çağdaş devletidir. Türkiye ayrıca, Balkanlar’da, Kafkasya’da ve Orta Asya’da Türk dilinde konuşan 200 milyonluk halk için örnektir. Söylenenleri dikkate alarak belirtmek gerekir ki, “Avrasya’nın Balkanları” denen Güney Kafkasya bölgesinin önemli devleti olan Azerbaycan ile Türkiye arasındaki stratejik işbirliği yeni dünya düzeninin sağlandığı ve küreselleşmenin genişlediği bir dönemde son derece önemlidir.

 

Kaynakça

1. Guluzade V. Geleceğin ufukları. Bakü: Azerbaycan, 1999, 288 s.
2. Yaner S., Türk-Rus ilişkilerinde gizli güç Kafkasiya.İstanbul: Trend Matbaası, 2002, 256 s.

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

SON HABERLER

Ünlü Keman Sanatçısı Marina Lobanova-Famous Violin Player Marina Lobanova

Dünyaca ünlü Rus Keman Sanatçısı Marina Lobanova, 1999 yılına kadar Belarus'un başkenti Minsk'te yaşadı. Dünyanın çeşitli ülkelerinde konserler veren ünlü Kemancı Marina Lobanova, 2022...

Amasya eski Belediye Başkanı Mehmet Sarı’ya Amasya’da yoğun ilgi

Daha önceki dönemde Mahalli İdareler Seçimlerinde MHP’den oy çoğunluğuyla Amasya Belediye Başkanı seçilen ve daha sonra da Milletvekili Genel Seçimlerinde MHP Amasya Milletvekili adayı...

Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e yeni havalimanı inşa edilecek

Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze, başkent Tiflis'te yeni bir havalimanı inşa etmeye karar verdiklerini duyurdu. Başbakan Irakli Kobakhidze, Başbakanlık Binası'nda başkanlık ettiği Bakanlar Kurulu toplantısında...

Gürcistan Trabzon Başkonsolosu Nikoloz Iashvili’den Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Çakan’a teşekkür plaketi

Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Çakan Gürcistan Trabzon Başkonsolosluğuna yeni atanan Başkonsolos Nikoloz Iashvili ziyaret ederek kendisine yeni görevinde başarılar dileyerek tebrik...

SON YORUMLAR

error: Content is protected !!