Cuma, Mayıs 3, 2024
tr
Ana Sayfa GÜNCEL TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar: "Verilen sözler tutulmalı, vatandaşın ekmeğiyle oynanmamalı"

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar: “Verilen sözler tutulmalı, vatandaşın ekmeğiyle oynanmamalı”

Haber: İlker ÇAKAN

  “Ramazan ayı yaklaşırken üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını takip etmeye devam ediyoruz. Ramazan ayında yaş meyve sebzede fiyat artışı beklemiyoruz. Et fiyatlarındaki artışa dikkat…Ramazan fırsatçılığı yapılmasın. Tüketicilerimizin yeterli ve güvenilir gıdaya uygun fiyatla erişebilmesi sağlanmalıdır… Üreticiden tüketiciye varıncaya kadar tüm taraflar bu hususta gereken hassasiyeti göstermelidirler…” diye söyleyen Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi;

Yeterli ve güvenilir gıdaya erişim

  “Dünya nüfusundaki hızlı artışla birlikte gıda maddelerine duyulan ihtiyaç da yoğun bir şekilde artmış ve giderek de artmaktadır. Dünya nüfusundaki artışın yanı sıra son yıllarda yüksek enerji fiyatları sebebiyle biyoyakıtlara olan ilginin artması, küresel iklim değişikliği, bazı ülkelerdeki gelir artışları, tüketim alışkanlıklarının değişmesi gibi faktörlerle tarımın stratejik önemi dünyada daha net hissedilmiştir. Bu nedenlerle günümüzde yeterli ve güvenilir gıdaya erişim tüm dünya ülkelerinin öncelikleri arasında yerini almıştır. Bu bağlamda gıdanın üretildiği tarım sektörünün ne denli önemli olduğu açıkça ortaya çıkmıştır. Tarımsal üretimde yaşanan bir değişim doğrudan gıda fiyatlarına yansımaktadır.

Spekülatif fiyat artışlarını önlemektir

  Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak bizler de üreticiden tüketiciye, halkımızın tamamını yakından ilgilendiren gıda fiyatlarındaki değişimleri, takip etmeye ve kamuoyunu doğru bilgilendirme amacıyla açıklamalarımıza devam ediyoruz. Açıklamalarımızın amacı, tüketicinin ödediği fiyattan üreticilerimizin yeterince yararlanamadığını ortaya koymak, ayrıca fiyat artışlarının üreticilerimizden mi, yoksa aracı veya perakendecilerden mi kaynaklandığı konusunda doğru bilgiler sunmak,  olası bir spekülatif fiyat artışlarını önlemektir.

Halkımızın mağdur edilmemesi

  Ramazan ayının yaklaşması nedeniyle gıda piyasalarında bir hareketlilik başlamıştır. Gıda piyasalarında yaşanan bu hareketlilik bazı spekülatörlerin iştahını kabartmaktadır. Halkımızın mağdur edilmemesi için spekülatörlere fırsat verilmemeli, piyasaların canlanması için Ramazanı dört gözle bekleyen esnaf zan altında bırakılmamalıdır. Ramazan ayında zam yapılmayacağına dair basında, perakendeciler tarafından çeşitli açıklamalar yapılmıştır.  Yapılan açıklamalardan memnuniyet duymakla birlikte, verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Verilen sözler tutulmalı, vatandaşın ekmeğiyle oynanmamalıdır. Türkiye Ziraat Odaları Birliği konunun yakından takipçisi olacaktır.

30 Temmuz’dan bu yana son bir haftalık fiyat değişimi…

  1 haftada üretici fiyatında hiç artış olmayan dana ve kuzu etinde market fiyatları artıyor…

Aylık fiyat değerlendirmesini yaptığımız, 30 Temmuzdan bu yana son bir haftadaki fiyat değişimine baktığımızda, market fiyatlarında 10 üründe fiyat değişimi olmazken, 10 üründe azalma, 9 üründe ise fiyat artışı olmuştur. Havuç, limon, kavun, nohut, kırmızı mercimek, pirinç, yumurta, süt, tavuk eti ve toz şeker fiyatlarında değişim görülmezken, kuru incirde %0,7, yeşil fasulyede %1,2, kuru fasulyede %1,5, kuru üzümde %4,2, sivri biberde %4,4, fındıkta %4,9, soğanda %6,5, patateste %8,2, patlıcanda %8,4 ve armutta %12,9 fiyat düşüşleri görülmüştür. Buna karşılık, salatalıkta %18,1, elmada %6,3, ette %5,9, karpuzda %3,6, kuru kayısıda %3,3, şeftalide %3,2, kuzu etinde %2,8 domateste %0.87 ve yeşil mercimekte %0,8 fiyat artışları olmuştur.

  30 Temmuzdan bu yana son bir haftadaki fiyat değişimine baktığımızda, üretici fiyatlarında,  15 üründe fiyat değişmezken, 6 üründe azalma, 6 üründe ise fiyat artışları olmuştur. Patlıcan, kavun, karpuz, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı, kuru incir, fındık, yumurta, süt dana eti ve kuzu eti fiyatlarında değişim görülmezken, yeşil fasulyede %3,7, limonda %3,8, domateste %4,9, şeftalide %5,1, soğanda %7,7 ve armutta ise %14,9 fiyat düşüşleri görülmüştür. Buna karşılık, sivri biberde %15, elmada %14,8, salatalıkta %10,7, havuçta %6,1, patateste %4,9 ve kuru üzümde %2,1 fiyat artışları olmuştur.

Market fiyatlarının arttığı görülmektedir

  Son bir haftadaki market ve üretici fiyatlarını birlikte değerlendirdiğimizde karpuz, yeşil mercimek, kuru kayısı, dana eti ve kuzu etinde üretici fiyatı değişmezken, market fiyatlarının arttığı görülmektedir. Basında da yer aldığı üzere son bir haftada üreticide et fiyatları değişmemesine rağmen marketlerde dana eti %5,9, kuzu eti %2,8 artış göstermiştir.  Domates ve şeftalide ise üretici fiyatları düşerken market fiyatları artış göstermiştir. Yeşil fasulye, soğan ve armutta ise marketlerdeki fiyat düşüşü üreticiden daha az olmuştur. Verilerden de görüldüğü üzere üretici fiyatlarındaki düşüş marketlere yansımamıştır.

Geçen yıl ve bu yıl Ramazan öncesi fiyatların karşılaştırması

  Ramazan öncesinde üretici ve market fiyatları arasındaki farkı incelediğimizde, üretici ve market arasındaki fiyat farkının %322’lere ulaştığı görülmektedir. Ürün grupları itibarıyla baktığımızda ise bu oranın yaş sebze ve meyvede %322,5 kurutulmuş ürünlerde %279,1, baklagillerde %269,4, pirinçte %166,5’lere ve hayvansal ürünlerde %203’lere kadar çıktığı görülmektedir. Üretici ve market fiyat farkının en fazla olduğu ilk beş ürün ise sırasıyla salatalık(%322,5), patlıcan(%294,5), limon(%288,1), kuru incir(%279,1), ile yeşil fasulyedir(%274,6).

   Marketlerde ve üreticide geçen yıl ramazan öncesine göre fiyatı en çok artan ürünler limon, dana eti, fındık, kuzu eti ve kuru kayısı olurken, fiyatı en çok düşen ürün ise patates olmuştur.

Geçen yıl ramazan öncesine göre fiyat değişimine baktığımızda, market fiyatlarında sadece şeftalide fiyat değişimi görülmezken, 13 üründe azalma, 15 üründe ise fiyat artışı olmuştur.

Kavunda %1,6, elmada %1,6, yeşil fasulyede %2,4, pirinçte %4,7, karpuzda %4,8, armutta %11,4, havuçta %13,4, kırmızı mercimekte %13,8, soğanda %17,8, patlıcanda %22,7, sivri biberde %23,7, domateste %33,6 ve patateste %46,9 fiyat düşüşleri görülmüştür. Buna karşılık, limonda %76,7, dana etinde %41,7, fındıkta %25,4, kuzu etinde %25,1, kuru kayısıda %18,2, kuru üzümde %15,6, sütte %15,2, kuru incirde %12, salatalıkta %10,9, tavuk etinde %6,7, kuru fasulyede %6,3, toz şekerde %2,6, yumurtada %2,3, yeşil mercimekte %2,3 ve nohutta %1,4 fiyat artışları olmuştur.

  Geçen yıl Ramazan öncesine göre, üretici fiyatlarında ise yine şeftalide fiyat değişimi görülmezken, 11 üründe azalma, 15 üründe ise fiyat artışı olmuştur. Limonda %73,9, kuzu etinde %68,2, dana etinde %67,6, kuru kayısıda %66,7, fındıkta %51,6, nohutta %44,3, kuru üzümde %33,3, pirinçte %27,6, sütte %25,7, elmada %25,4, yeşil mercimekte %21,4, sivri biberde %15, salatalıkta %14,4, kuru fasulyede %13,6 ve yumurtada %9,1 fiyat artışı görülmüştür. Buna karşılık, soğanda %6,2, kavunda %10, yeşil fasulyede %14,4, armutta %15,3, havuçta %17,4, karpuzda %20, patlıcanda %21, domateste %22, kırmızı mercimekte %38,5, kuru incirde %40,9, patateste %70,3 fiyat düşüşleri görülmüştür. Geçen yıl Ramazan öncesine göre üretici ve market fiyatlarını birlikte değerlendirdiğimizde üretici ve markette fiyatı en çok artan ürünler dana eti, kuzu eti, limon, fındık ve kuru kayısı olmuştur.

Üretici fiyatlarındaki düşüş marketlere yansımamıştır

   Kuru kayısıda bu yıl çiçek döneminde meydana gelen don olayı nedeniyle rekoltenin az olması üretici ve marketlerde fiyat artışına yol açmıştır. Limonda görülen fiyat artışı ise dönemsel bir artıştır. Limonda, yeni mahsulün henüz hasadının yapılmaması ve depolarda muhafaza edilen ürün stokunun azalmasına bağlı olarak fiyatlar artış göstermiştir. Yeşil fasulye, havuç, armut, kavun, karpuz, kırmızı mercimek ve patateste ise üretici fiyatları çok düşerken, market fiyatları daha az düşüş göstermiştir. Limonda marketlerdeki fiyat artışı üreticideki fiyat artışından fazla olmuştur. Kuru incirde ise üretici fiyatı düşerken market fiyatı artış göstermiştir. Görüldüğü üzere bu ürünlerde Üretici fiyatlarındaki düşüş marketlere yansımamıştır.

Yaş sebze ve meyvede fiyat artışı beklemiyoruz…

  Halkımızın Ramazan ayında en uygun fiyatla satın alabileceği ürün grubu yine yaş sebze ve meyvelerdir. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Ramazan Ayı sebze ve meyvenin kaliteli, bol ve ucuz olduğu bir mevsime denk gelmektedir. Halkımız Ramazan’da bol miktarda yaş sebze ve meyve tüketebilir…Ayrıca fakirin eti olan baklagillerde de hasat dönemi olması sebebiyle bu ürünlere kolaylıkla erişim sağlanabileceği düşünülmektedir.

Kurutulmuş ürünlere dikkat!

  Geçen yıl Ramazan ayı öncesi değerlendirmemiz ile kıyasladığımızda kurutulmuş ürünlerde(kuru üzüm, kuru incir, kuru kayısı ve fındık) geçen yıla göre marketlerde ortalama %18 fiyat artış görülmüştür.  Özellikle Ramazan ayında halkımızın bu ürün grubuna talebi artmaktadır. Talep artışı suiistimal edilmemelidir.

Et fiyatlarının artışında üreticinin vebali yoktur

  Bir diğer dikkat edilmesi gereken ürün grubu ise hayvansal ürünlerdir. Yumurta, süt ve et market fiyatları geçen yıl Ramazan öncesine göre artış göstermiştir. Hayvansal ürünlerde en fazla artış kuzu eti ve dana etinde görülmüştür. Birliğimizce geçen yıl ramazan öncesi yaptığımız açıklamamızda et fiyatlarına dikkat çekilmiş, ilerleyen dönemlerde tedbir alınmadığı takdirde üreticilerin bu ürünleri marketlerde daha yüksek fiyatlara tüketmek durumunda kalması kaçınılmaz olacağı belirtilmiştir. Bugün gelinen noktada Birliğimizin tespitlerinin ne kadar yerinde olduğu görülmektedir.

  Bilindiği üzere ülkemizde son zamanlarda et fiyatları önemli bir artış trendine girmiş, neticede Hükümet aldığı ithalat kararı ile Et ve Balık Kurumuna yetki vererek fiyatları ithalatla terbiye etme yoluna gitmiştir. İthalat kısa bir süre et fiyatlarını kontrol altında tutabilir ama, uzun sürede fiyatların ucuzlaması yurt içinde hayvancılığın geliştirilmesi, üretimin ve verimliliğin artırılmasıyla mümkündür. Atalarımız, “elden gelen öğün olmaz, o da zamanında bulunmaz demişlerdir.”  Öncelikle sorunun çözülmesi noktasında Türkiye’de et fiyatlarının neden bu kadar arttığının iyi analiz edilmesi gerekmektedir.

Fiyat artışının nedenlerine baktığımızda;

  1) 2007-2008 döneminde tüm dünyada yaşanan girdi artışları ülkemizde kuraklıkla birlikte etkisini daha şiddetli hissettirmiştir. Bu dönemde süt ve et gibi ürün fiyatlarının da yerinde sayması, yüksek maliyet baskısına dayanamayan birçok işletmenin tasfiye olmasına neden olmuştur.

   2) 2008’in son çeyreğinde süt arzının en düşük olduğu dönemde süt fiyatları düşmüştür. Bu duruma 2009 Haziran sonuna kadar müdahale edilmemiştir. Neticede, yüksek maliyet baskısı ile düşük fiyat kıskacı arasında kalarak üretimi devam ettiremeyen birçok süt işletmesi hayvanlarını kesime sevk etmiştir. Bu dönemde yaklaşık 250 binden fazla damızlık hayvan kesilmiştir. Süt piyasasındaki istikrarsızlık nedeniyle kesime sevk edilen her damızlık hayvanın, en az iki yıllık bir emeğin yok olması ve besi çiftliklerine her yıl verilemeyen bir canlı hayvan anlamına geldiği herkes tarafından bilinmelidir.

  3) Girdi maliyetlerindeki artışlar üretici et maliyetlerinin ve dolayısıyla fiyatların artmasında önemli rol oynamıştır. Bütün bu gelişmelerden sonra, Ağustos 2009 döneminden günümüze kadar geçen süreçte yaklaşık olarak Arpa %11, Kepek %56, Ayçiçeği tohumu küspesi %121 ve besi yemi ise  %19 oranlarında artmıştır. Besicilerin en önemli girdileri canlı hayvan ve yemdir. Çiftçilerimiz ise bu süreçte besiye koyacakları canlı hayvanın kilosuna 8-9 TL ödüyorken, bugün 12-13 TL’ye zor almışlardır. Yani canlı hayvan maliyetleri de %45’ler civarında artmıştır.

Bütün bu gelişmeler neticesinde et fiyatları da artış göstermiştir

  Kamuoyunda et fiyatlarının Ramazan ayında daha da artacağı yönünde söylemler yer almakta, et fiyatlarında spekülasyonun zemini oluşturulmaya çalışılmaktadır. Kamuoyunda bu tarz söylemleri yok etmek için yurt dışından hayvan ithal etmek yerine, ülkemizdeki hayvancılığın geliştirilmesi ve et üretimini artırılması hususunda kalıcı önlemler üzerinde durulmalıdır. Sorunun kalıcı olarak çözümüne yönelik T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından, 2010 yılında uygulanmak üzere, süt sığırcılığı, damızlık etçi sığır yetiştiriciliği, büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yatırım kredilerinde, büyükbaş hayvan besiciliğinde ise işletme kredilerinde faiz indirimi %100 olarak uygulanacaktır. Yani bu konularda kredi kullanmak isteyen üreticilerimiz %0 faizle kredi kullanabileceklerdir. Ayrıca, büyükbaş hayvan besiciliği konusunda kredi kullanma limiti 1.500.000 TL iken yapılan değişiklikle bu tutar 3.000.000 TL’ye artırılmıştır. Alınan bu karar olumlu karşılanmakla birlikte, kararların sürekliliği ve hayvancılıkla ilgili politikaların birbiri ile uyumlu olması önem taşımaktadır.

Son günlerde dünya buğday fiyatlarında da önemli artışlar yaşanmaktadır

  Özellikle, dünyanın önemli buğday üreticisi ve ihracatçısı olan Rusya’da yaşanan aşırı kuraklık, bu ülkede buğday üretiminde düşüşe yol açmış ve Rusya bu hafta içinde, buğday ihracatını durdurduğunu açıklamıştır. Bu gelişmeler dünya piyasalarında spekülasyona açık bir ortam oluşturmaktadır.

  Uluslararası sermaye gıda sektörünü kazanç kapısı yapmıştır. Borsada oynar gibi buğday fiyatları ile oynuyorlar. Düşük fiyattan alıp, piyasayı yükselttikten sonra, yüksek fiyattan satıyorlar. Türkiye’de de benzer oyunlar oynanıyor. Üreticinin elinde buğday olmadığından bu tür spekülatif davranışlarda bulunma imkanı yoktur.2010 yılı Dünya toplam buğday üretimine baktığımızda önemli bir azalma olmadığını görmekteyiz Ukrayna ve Rusya’da bir miktar azalma görülmektedir,  buna karşılık AB’de(27) ise artış vardır. Bu nedenlerle Dünya buğday fiyatlarındaki artışları suni buluyoruz. Son yıllarda gıda fiyatlarında spekülatif artışlar küresel sermayenin gıda sektörüne yöneldiğini gösteriyor. Spekülatörler Üretimde görülen %1-2’lik düşüşleri dahi amaçları doğrultusunda kullanıyorlar. Dünyada oynanan spekülatif oyunlardan milletimizi korumak için önümüzdeki yıllarda buğday üretimimizi artırarak 25 milyon tona çıkarmalıyız. Yoksa halkımızın temel gıda maddesi olan buğdayın başımızı çok ağrıtacağı bir gerçektir.

  Ülkemizde bu yıl 19 milyon ton civarında bir buğday üretimi beklenmektedir. Geçen sene ülkemizde buğday üretimi yüksekti. TMO da geçen sene çok yüksek bir hububat alımı gerçekleştirmişti. Bu nedenle, bu yıl alınan ürünle birlikte TMO stoklarında yaklaşık 2.5 milyon ton buğday bulunmaktadır. Maliye Bakanlığı tarafından da Ramazan ayı vurguncuları için hazırlık yapıldığı, Ramazan boyunca gerekli denetimlerin yapılacağı basına da yansımıştır. Konun sıkı bir şekilde takip edilerek tüketiciler mağdur edilmemelidir. Tüketicilerimizin yeterli ve güvenilir gıdaya uygun fiyatla erişebilmesi hepimizin dileğidir. Üreticiden tüketiciye varıncaya kadar tüm taraflar bu hususta gereken hassasiyeti göstermelidirler.

Tarım, ekonominin anahtar sektörüdür

  Tarım, ekonominin anahtar sektörüdür. Tarımda meydana gelen en ufak bir değişim ülke ekonomisi ve halkın ekonomisini doğrudan etkilemektir. Bilindiği üzere tarım üstü açık bir fabrikadır. Bu nedenle üretimde riskin en fazla olduğu bir sektör olması nedeniyle her zaman desteklenmesi gerekmektedir. Serbest piyasa ekonomisinin tavizsiz uygulandığı ABD ve AB’de bile her zaman tarım değişik şekillerde desteklenmektedir. Tarımsal üretimde meydan gelen bir değişim fiyatlara doğrudan yansımaktadır. Arzın azaldığı dönemde fiyatlar artarken, arzın çoğaldığı dönemde fiyatlar dibe vurmaktadır.

Üretimde istikrarın bozulmasına fırsat verilmemeli

  Fiyat dalgalanmalarından hem üreticilerimizin hem tüketicilerimizin mağdur olmaması açısından üretimde istikrar sağlanmalıdır. Üretimde istikrarın bozulmasına fırsat verilmemeli, sıkıntının yaşandığı durumlarda tedbirler zamanında alınmalı, spekülasyona fırsat verilmemelidir. Üretici, esnaf, halk Ramazanı dört gözle beklemektedir. Tüm taraflar Ramazan ayının anlam ve önemine yakışır şekilde hareket etmeli, halkımız mağdur edilmemelidir. Gıda denetimleri artırılmalı, halkın sağlığıyla oynanmamalıdır. Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak fiyatları yakından takip etmeye ve halkımızı bilgilendirmeye devam edeceğiz.”                                         

 

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

SON HABERLER

Ünlü Keman Sanatçısı Marina Lobanova-Famous Violin Player Marina Lobanova

Dünyaca ünlü Rus Keman Sanatçısı Marina Lobanova, 1999 yılına kadar Belarus'un başkenti Minsk'te yaşadı. Dünyanın çeşitli ülkelerinde konserler veren ünlü Kemancı Marina Lobanova, 2022...

Amasya eski Belediye Başkanı Mehmet Sarı’ya Amasya’da yoğun ilgi

Daha önceki dönemde Mahalli İdareler Seçimlerinde MHP’den oy çoğunluğuyla Amasya Belediye Başkanı seçilen ve daha sonra da Milletvekili Genel Seçimlerinde MHP Amasya Milletvekili adayı...

Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e yeni havalimanı inşa edilecek

Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze, başkent Tiflis'te yeni bir havalimanı inşa etmeye karar verdiklerini duyurdu. Başbakan Irakli Kobakhidze, Başbakanlık Binası'nda başkanlık ettiği Bakanlar Kurulu toplantısında...

Gürcistan Trabzon Başkonsolosu Nikoloz Iashvili’den Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Çakan’a teşekkür plaketi

Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Çakan Gürcistan Trabzon Başkonsolosluğuna yeni atanan Başkonsolos Nikoloz Iashvili ziyaret ederek kendisine yeni görevinde başarılar dileyerek tebrik...

SON YORUMLAR

error: Content is protected !!