Cuma, Aralık 19, 2025
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 242

Trabzonun turizm değerleri

0

  Trabzon tarihi geçmişi ve turizm değerleriyle Karadeniz Bölgesinin en önemli illerinden birsidir. Şehir birçok tarihi olaylara tanıklık etmiş ve bölgenin marka şehri olmuştur. Günümüzde de sosyal, turizm, ekonomik yönden önemli mesafe kaydetmiştir. Trabzon’un en önemli turizm değerlerinden birisi olan Trabzon’un tarihi eserlerini tanıtmak için bu yazı dizisini kaleme aldım;

  Trabzoın  Çifte Hamam: Trabzon Merkez ilçede, Orta Hisar Mahallesi’ndedir. Kitâbesi olmadığından, ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Çİfte bugüne kadar çeşitli onarımlar görmüştür.

  Hacı Arif Hamamı: Trabzon il merkezinde (merkez ilçede); Pazarkapı Mahallesi’nde, Pazarkapı Câmii’nin güneyinde-dir. XVIII. yüzyıl Osmanlı eserlerindendir. Dikdörtgen planlı olup, dört eyvanlıdır.

  Fatih Hamamı: Trabzon merkez ilçede, Hacı Kasım Mahallesi’ndedir. Yapılış tarihi belli değildir. 1461 yılında Trabzon’un fethinden sonra yapıldığı tahmin edilmektedir. Bugün büyük bir bölümü yıkılmış durumda olan hamamın doğu bölümündeki sıcaklık ayakta kalmıştır.

  Sekiz Direkli Hamam: Trabzon merkez ilçede, Pazarkapı Mahallesi’ndedir. Ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı kesin olarak belli değildir. Bizans Devleti döneminde Trabzon’a gelen Selçuklular tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. Sekiz sütun üzerine  oturtulan büyük bir kubbesi vardır.

  İskender Paşa Hamamı: Trabzon merkez ilçede; Çarşı Mahallesi’nde, Taş Han’ın batısındadır. İskender Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yapılış tarihi kesin olarak belli değildir. Ancak, 1519-1533 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmektedir. Dikdörtgen planlı olup, batısı erkeklere, doğusu kadınlara olmak üzere iki bölümden meydana gelmektedir.

  Bedesten: Trabzon merkez ilçede, Çarşı Mahallesi’ndedir. Osmanlı Devleti döneminde XV. yüzyılda yapılmış bir ticaret merkezidir. Kareye yakın bir dikdörtgen planlı olup, her cephesinde birer kapısı vardır. Yapılış tarihi kesin olarak belli değildir.

  Tophane Hamamı: Trabzon il merkezinde; Pazarkapı Câmisi’nin kuzeyinde olup, büyük değişikliklere uğramıştır. 1494 (H.900) yılında Kasım adlı bir mimar tarafından yapılmıştır. Bugün kullanılan hamam doğu-batı yönünde uzanmaktadır.

  Meydan Hamamı: Trabzon merkez ilçededir. XIX. yüzyılın sonlarında Kazazâdeler tarafından yaptırılmış bir çifte hamamdır.

  Orta Hisar Muvakkithânesi: Trabzon il merkezinde, Orta Hisar’da Fatih Câmi’sinin kuzeyinde yer alır. Bugün İmam odası olarak kullanılmaktadır. XIX. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir.

  Çarşı Câmi’si Muvakkithânesi: Trabzon il merkezinde, Çarşı Câmi’sinin batısında bulunuyordu. 1847 yılında yaptırılmıştır. Kitâbesi Trabzon müzesindedir.

  Hâtuniye Mektebi: Trabzon il merkezinde; Hâtuniye Câmi’sinin batı tarafına 1514 (H. 920) yılında yapılmıştır. Bugün bu mektep ayakta değildir. Yerine, 1899 yılında hâlen Gülbahar Hâtun İlkokulu olarak kullanılan bina yapılmıştır.

  Hâtuniye İmareti:  Trabzon il merkezinde, Hâtuniye Câmi’sinin bitişiğinde yapılmıştır.

  Hâtuniyye Daru’l-Kurrâsı:   Trabzon il merkezindedir.

  Kabak Meydanı Şadırvanı: Trabzon il merkezinde, Kavak Meydanı diye anılan yerde, XVI. yüzyılda yapılmıştır. Daha sonra yapılan onarım sırasında kiremit kaplı kubbesi bakırla değiştirilmiştir…

Azerbaycanlı Prof. Dr. Memmed Feteliyev’in Osmanlı belgeli kaynaklı kitapları

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Türk milleti yeryüzü tarihinin en büyük devrimini yaşayan yerkürenin devlerine karşı varlık mücadelesi vermiştir. Kitaplar insanlara çoğunlukla kendi talihlerini açmak için yetenek aşılarlar. Hiçbir gemi, bizi bir kitap kadar uzaklara götüremez.    

  Bu kitaplar tüm yönleri ile ve yalnızca Osmanlı‘nın resmi belgelerine dayanıyor.  Dünya’da ve Türkiye’de yaşanan birçok tarihi sorunu analize ederek  ve  bu   sorunların çözümünü işleyen yazar, somut örnekler üzerinde nesnel olarak duruyor. 20. yüzyılın tarihsel gelişiminden kesitlerin ele alındığı kitapta, tarihsel gelişim dinamikleri içerisinde yer yer irdeleniyor.     

  Prof. Dr. Memmed Feteliyev’ in ortaya koyduğu  eserler tarihsel bir kitap özelliği taşıyor. Kitaplar, akıcı anlatımı sayesinde okuyucuyu kesinlikle sıkmıyor. Sayfa sayısı fazla olmasına rağmen bir solukta okunabiliyor. Gazetelerde ve dergilerde de  yazdığı  yazıları ile tanınan Memmed Feteliyev   son zamanlarda yazdığı akıcı kitapları ile adından çokça söz ettirmiştir. Başlıca kitapları şunlardır;  “Türkiye, Yunanistan Büyük Devletler Birinci Dünya Muharabesi  Arefesinde ve Yıllarında (Bakü- 2005), Yunanistan, Türkiye ve Büyük  Devletler 1919-1922 Yıllarında, Balkan, Türkiye ve Balkan Devletleri 1929-1938.ci Yıllarda.”

 

       Azerbaycanlı Prof. Dr. Memmed Feteliyev’in Osmanlı belgeli kaynaklı  kitapları

 

                                         

 

                                  

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün: “2023 yılında yıllık 500 milyar dolar ihracat yapmak”

0

Haber:: İlker ÇAKAN

  Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün,  Kırklareli Organize Sanayi Bölgesi’ne geçerek burada faaliyet gösteren NNT Nano Teknolojileri Bor Ürünleri Anonim Şirketi firmasının tesislerini hizmete açtı.. Fabrika tesisinin açışında bir konuşma yapan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün şunları söyledi;

Devlet ona altyapı hazırlar, önünü açar ve işini kolaylaştırır

  “Açılan her fabrikanın yaptığı üretim, ihracat ve oluşturduğu istihdamla Türkiye’nin hedeflerine bir adım daha yaklaşmasına vesile olduğunu, hükümet olarak Türkiye’de özel sektörün yaptığı yatırımları arttırmak için yoğun bir çaba ve gayret içerisindeyiz. Devlet ona altyapı hazırlar, önünü açar ve işini kolaylaştırır. Bizler de onu yapmaya çalışıyoruz. Ne kadar girişimci ruha sahip insan potansiyelimizin olduğunu gördükçe geleceğe dair umutlarımız her geçen gün daha da artıyor. Özellikle son 10 yıl içerisinde makro istikrarı yakalamak, iş ve yatırım ortamını iyileştirmek ve bunları kökleştirmek için attığımız adımların artık yavaş yavaş meyvelerini topluyoruz.  2002 yılında 43 milyar lira olan özel sektör yatırımları 2010 yılında 164 milyar liraya ulaşmıştır. 2002 yılından 2010 yılına kadar özel sektör yatırımları 4 kat artmıştır. Bu yılın ilk çeyreğinde yapılan yatırımlarla, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50 oranında artmış bulunuyor. Türkiye’nin istikrarlı bir şekilde devam eden büyüme süreci ile birlikte bu rakamların daha fazla artacağından kuşku yoktur.

Dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olmak

  2023 yılında yıllık 500 milyar dolar ihracat yapmak ve dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olmak istiyorsak, bizim bunu ileri teknolojili ürünlere yüksek katma değerli ürünlere geçişle başarabileceğiz. İleri teknolojili ürünlere yüksek katma değerli ürünlere geçişini sağlamak, bizim insanımızın sahip olduğu bir potansiyeldir. Bunu geçekleştirmek için özel sektörün yenilik, ARGE, teknoloji, tasarım ve markalaşma kapasitesini arttıracak adımlara yönelmesi gerekiyor. Bütün özel sektör, Nano Teknoloji A.Ş. gibi kendisini yenileyen ve yeniliklere yönelen çaba içerisinde olmalıdır.”

 
                                   
                                   Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün-
                                               Kırklareli Valisi Mustafa Yaman
 
  Kırklareli Valisi Mustafa Yaman’da yaptığı konuşmada şunları söyledi;

Tesislerimizde toplam istihdam sayısı 30 bin kişi civarındadır

  “Organize Sanayi Bölgemizde ve NNT Nano Teknolojileri Bor Ürünleri Anonim Şirketi firmamızın tesislerinde bulunmaktayız. İlimiz milli gelir sıralamasında kişi başına düşen 17,493.00. TL. ile 9’uncu sırada yer almaktadır. Kişi başına tüketilen elektrik enerjisi bakımından 4’üncü sırada, sanayi elektriği tüketiminde ise 5’inci sıradadır. İlimizde toplam aktif sigortalı sayısı 85.160, bakmakla yükümlü tutulanlarla beraber sosyal güvenlik kapsamındaki kişi sayısı 305.777’dir. İlimiz nüfusunun 332.791 olduğu göz önüne alınırsa bu sayının önemi daha iyi anlaşılabilir. İlimizde Sanayi Sicil Belgeli 256 tesis bulunmaktadır. Bunların 84’ü büyük ölçekli tesislerdir. Bu tesislerimizde toplam istihdam 25 bin, küçük sanayi siteleri ile beraber bu sayı 30 bin kişi civarındadır.

Kırklareli OSB 3.674 dönüm alana kurulmuştur

  Kırklareli OSB 3.674 dönüm alana kurulmuştur. Toplam sanayi parseli, 2.480 dönümdür. Sanayi parseli sayısı 94’tür  ve 45’i tahsis edilmiştir. Bunlardan 14 tesisimiz halen faaliyette, 31 tesisimiz de montaj ve proje aşamasındadır.  Ayrıca, Evrensekiz ve Büyükkarıştıran da kurulacak Islah OSB’ lere ait ıslah komisyonları kurulmuş ve çalışmaları hızla devam etmektedir. Geçtiğimiz ay içerisinde fabrikalarımızın kullanacağı alanlara ait yolların Valiliğimiz İl Özel İdaresince asfaltlaması yapılmıştır. Hizmet satın almak suretiyle 24 saat güvenlik teşkilatı oluşturulmuştur. Trakya Kalkınma Ajansından % 75 hibe desteği sağlanarak arıtma tesisimiz ihale edilmiş ve yer teslimi yapılmış, kısa sürede bitirilecektir.  Sayın Başbakanımız ve zat-ı alinizin özel ilgi ve desteği ile son yıllarda özel sektörümüz AR-GE çalışmalarına büyük önem vermektedir. NNT Nano Teknolojileri Bor Ürünleri Anonim Şirketi firmamız bunun en güzel örneklerinden biridir.  Bu durum, ülkemizin, dünya ticaretinde, katma değeri yüksek teknolojik ürünlerle yer aldığının ve alacağının da ayrı bir göstergesidir. Sayın Bakanım, Sayın Başbakanımız ve hükümetimize, Sayın Milletvekillerimize, İlimize, İlimiz yatırımlarına, OSB’ye ve yatırımcılarımıza vermiş olduğunuz ilgi ve desteklerinizden dolayı teşekkür ediyorum. Ayrıca NNT Nano Teknolojileri Bor Ürünleri Anonim Şirketinin üretim ve faaliyetlerinin ilimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyor, ilimizde istihdam oluşturan, yatırım yapan ve yapacak olan tüm müteşebbislerimize başarı temennilerimle, hepinize saygılarımı sunuyorum.”

  Yapılan açılışın ardından tesislerin bahçesinde ultra güçlendirilmiş alüminyum zırh tanıtımı oldu ve kurşun  geçirmezliği test edildi.  Daha sonra  NNT Nanoteknoloji A.Ş İcra Kurulu Başkanı Cafer Akın, Bakan Ergün’e, Vali Mustafa Yaman’a ve beraberindekilere, BORPOWER olarak bilinen nano teknoloji yağlayıcıları, savunma sanayi, uzay sanayi, temiz enerji sektörü, alternatif tıp, ağır sanayi, elektronik, bilişim teknolojileri çalışmalarıyla ilgili bilgiler verdi. Tesisin açılışına; Kırklareli Valisi Mustafa Yaman, Milletvekili Şenol Gürşan, Kırklareli Belediye Başkanı Cavit Çağlayan, Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aykaç ile kamu kurum temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Göreme 10.Geleneksel Yemek Festivalinde yöresel yemekler yarıştı

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden Nevşehir’in merkeze bağlı Göreme Beldesinde düzenlenen 10.Geleneksel Yemek Festivali’nde yöresel yemekler yarıştı.

Göreme beldesinde, El Sanatları Merkezi’nde düzenlenen festivalin açılışında konuşan Göreme Belediye Başkanı Nuri Cingil, bölgenin kültürel geçmişinde vazgeçilmeyen bir öneme sahip yöre mutfağının, gelecek kuşaklara daha sağlıklı bir şekilde aktarılması ve geçmiş kültür mutfak kültürünün yaşatılması amacına yönelik düzenlenen yemek festivalinin her geçen yıl büyük ilgi ile izlendiğini belirtti.

 
                                   
                                               Nevşehir-Göreme Peri Bacaları 
 
  Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkanı  yaptığı konuşmada, son yıllarda 30 bine ulaşan yatak kapasitesi ile Türkiye’nin en önemli kültür turizm merkezlerinden biri olan Kapadokya bölgesinin kendine özgü olan kültürel geçmişinde önemli yer tutan mutfağının bu tür etkinliklerle hak ettiği noktaya ulaşacağına inandığını belirtti.

  Nevşehir Valisi Abdurrahman Savaş da 12 aya yayılan kültürel turizmin en önemli temel merkezlerinden birini oluşturan Kapadokya bölgesinde oldukça zengin yapıdaki mutfak kültürünün yaşatılması için çaba harcanması gerektiğine inandıklarını belirterek, gerek ülke mutfağı ve gerekse de bölgenin yöresel mutfağını dünya insanları ile paylaşmanın da gerektiğini ifade etti.

  Kapadokya ve Göreme yöresine özgü ana yemek, çorba, tatlı ve çömlek peyniri kategorilerinde yapılan yarışmaya, ev hanımlarının yanı sıra aralarında erkeklerin de bulunduğu 60 kişi katıldı. Letonya Riga Turizm ve Ticaret Okulu Yemek Kalitesi ve Denetleme Komitesi Başkanı Dace Varpa, Mutfak Dostları Derneği ve İstanbul Profesyonel Aşçılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Emrullah Gümüştaş, Kapadokya Aşçılar Derneği Başkan Yardımcısı Ahmet Böcü, Türkiye Aşçılar Federasyonu Temsilcisi Rıfat Sınmaz’dan oluşan jüri, yemekleri tadarak değerlendirme yaptı.

Çorba dalında

  1. lik ödülü Patates Çorbası ile Hatice Çankaya’ya

  2. lik ödülü Dil beyin çorbası ile Nevin Akdemir’e ve

  3. lük Çömlekte bulgur çorbası ile Fatma Keleş’e verildi.

Ana yemek dalında

1’lik ödülü Çirleme yemeği ile Nurten Büyüksaraçoğlu’na

2’lik ödülü Köftedokya etsiz çiğ köfte yemeği ile Nevzat Uzun’a ve

3’lük ödülü Lahana Sarması ile Ayşe Özgür’e verildi.

Tatlı dalında  

1’lik ödülü Nuray Çopur’a

2’lik ödülü Tülay Aktaş’a ve

3’lük ödülü Fatma Güler’e verildi.

  Çömlek peyniri kategorisinde de Menekşe Yücebilgili birinci olurken,  Zehra Akyıl ise ikinciliği elde etti. Yarışmanın birincilerine bin, ikincilerine 750 ve  üçüncülerine ise 500 lira ödül ile çeşitli hediyeler verildi. Yarışmada derece elde edenlere ödüllerini Nevşehir Valisi Abdurrahman Savaş, Garnizon Komutanı Jandarma Albay Turgay Aras, Nevşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz Kılıç, Göreme Belediye Başkanı Nuri Cingil verdi.

  Festivalde ayrıca, festivalin düzenlenmesine katkı sağlayan kurum ve kuruluşların temsilcilerine de teşekkür plaketleri verildi. Nevşehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Muammer Başer de plaket alanlar arasında yer aldı. Festival TRT Televizyonu Anadolu kanalında canlı yayınlanırken, Japon Fuji TV de festivalden çekimler yaptı.

  Festival nedeniyle Göreme Turizm Geliştirme Kooperatifi Turizm Kompleksi’nde de çeşitli sanatçıların eserlerinden oluşan “Kapadokya” konulu karma resim ve fotoğraf sergisi açıldı. Festivale katılanlara, sergilenen yemekler ikram edilirken, festival çerçevesinde düzenlenen eğlence programları ise ülkedeki terör olayları nedeniyle iptal edildi. Yemekleri kadar tarihi de önemli bir yer tutuyor ülkemiz kayıtlarında.

  60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya tüm dünyanın hayranlıkla izlediği peri bacaları çıkmıştır.

  Bölge,günümüzde turizm açısından büyük bir öneme sahiptir. Avanos, Ürgüp, Göreme, Akvadi, Uçhisar ve Ortahisar Kaleleri, El Nazar Kilisesi, Aynalı Kilise, Güvercinlik Vadisi, Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak Yeraltı Şehirleri, Ihlara Vadisi, Selime Köyü, Çavuşin, Güllüdere Vadisi, Paşabağ- Zelve belli başlı görülmesi gereken yerlerdir.Kayalara oyulmuş geleneksel Kapadokya evleri ve güvercinlikler yörenin özgünlüğünü dile getirirler. Bu evler ondokuzuncu yüzyılda yamaçlara ya kayaların ya da kesme taştan inşa edilmişlerdir. Bölgenin tek mimarı malzemesi olan taş yörenin volkanik yapısından dolayı ocaktan çıktıktan sonra yumuşak olduğundan çok rahat işlenebilmekte ancak hava ile temas ettikten sonra sertleşerek çok dayanaklı bir yapı malzemesine dönüşmektedir.

  Kullanılan malzemenin bol olması ve kolay işlenebilmesinden dolayı yöreye has olan taş işçiliği gelişerek mimari bir gelenek halini almıştır. Gerek avlu gerekse ev kapılarının malzemesi ahşaptır. Kemerli olarak yapılmış kapıların üst kısmı stilize sarmaşık veya rozet motifleriyle süslenmiştir. Yöredeki güvercinlikler 19. yüzyılın sonları,18. yüzyılda yapılmış küçük yapılardır. İslam resim sanatını göstermek açısından önemli olan güvercinliklerin bir kısmı manastır veya kilise olarak inşa edilmişlerdir. Güvercinliklerin yüzeyi yöresel sanatçılar tarafından zengin bezemeler, kitabeler ile süslenmişlerdir. Bölge şarapçılık ve üzüm yetiştiriciliği ile de ünlüdür. Kapadokya’yı eskiden ev olarak kullanıyorlardı.Bu yüzden şimdi kalıntılar çıkartılıyor. Bunlar tarihi eser olarak koruma altına alınıyor.

  Yarışmada ve etkinlikler boyunca tatmaya fırsat bulduğum lezzetleri paylaşıyorum sizinle. Tarifler mutlaka bir köşede dursun ziyafetlerinizin vazgeçilmezleri olacak;

Patates Çorbası:

  Malzemeler:1 adet havuç, 1 adet patates, 1 adet soğan, 2 diş sarımsak, sıvı yağ, et suyu, tuz. Terbiyesi için:1 kase  yoğurt, 3 çorba kaşığı un,1 adet limon,

  Yapılışı: Tencereye sıvıyağı koyup küçük, küçük doğradığınız soğan ve sarımsakları da ilave edip kavurun. Sonra rendelediğiniz havuç ve patatesleri ekleyin kavurma işlemine devam edin.Üstüne sıcak et veya tavuk suyunu döküp tuzunu ekleyip kaynamaya bırakın.

  Terbiyesini hazırlamak için limonu çukur bir kasenin içine sıkın.Limonun üstüne 3 çorba kaşığı un ekleyin ve karıştırın. Onun üstüne 1 kase yoğurt ekleyin ve karıştırmaya devam edin. Terbiyeyi açmak için ilk olarak soğuk su sonrasında sıcak su kullanarak terbiyeyi açın.Bu şekilde hazırladığınız terbiyeyi tencereye karıştırarak azar, azar dökerek çorbayı kaynatın. Çorbayı servis tabağına alıp üstüne erittiğiniz tereyağı gezdirerek servis yapın.

  Çirleme:

  İsteğe göre alacağınız, kuşbaşı doğranmış etler haşlanır. Daha sonra ince doğranmış soğan yağda pembeleştirilerek baharat, tuz, güzel temizlenmiş ve sıcak suda yıkanmış kuru Üzüm, haşlanmış et, yeteri kadar su ve pekmez ilave edilerek pişirilir. Piştikten sonra sıcak servis yapılır. Yemeğimizin bir ölçüsü yok tamamen göz kararı yapılıyor. Pekmezi ilave ederken yemeklerin içinde fazla tatlı sevmeyenlere göre ayarlamanız yeterli olacak.

Tandırda kuru fasulye

  Malzemeler: 2 Su bardağı Kuru fasulye, 2 adet Kuru Soğan, 1 yemek kaşığı salça, 1 yemek kaşığı tereyağı, Kaburga veya Kemikli Et, Pul biber, Tuz

  Yapılışı: Fasulye bir tencerede ayıkladıktan sonra haşlanır. Soğan yağ ile kavrulur; salçası ilave edilir. Topraktan yapılan çömleğe fasulye, soğan, kaburga, Tuz ve biber konur. Üzerine Suyu ilave edilir. Çömleğin ağzı kapatılır. Saman ile yakılarak harlanmış tandıra közlerin arasına bırakılır. Tandırın ağzı kapatılır. 4-6 saat sonra tandırdan çıkarılır, soğumaya bırakılır. Üzerine eritilmiş tere yağı dökülür ve servis yapılır

 
                                               
                                           Tandırda kuru fasulyenin pişirilmesi
 
Burma baklava

  Malzemeler: 1kg toz şeker, 1 kg un, 150-200 gr tereyağı, 200 gr çekilmiş iç ceviz, 2 yumurta, unun alabildiği kadar Süt

  Yapılışı: Un, yumurta süt katılarak kulak memesi kıvamına gelene kadar yoğrulur. Yumurta büyüklüğünde yumrulara bölünen hamur ince bir oklava ile incecik açılarak yufka haline getirilir. Yufkanın üzerine ceviz atılarak oklavaya sarılır. İki baş tarafından tutularak ortaya doğru büzülür. Büzdükten sonra oklavadan çıkarılarak 3-4 parçaya bıçakla kesilerek bölünür. Tepsiye kenarından başlanarak içe doğru dizilir. Fırına vermeden 1 tavada tereyağı eritilir ve üzerine dökerek hamur ıslatılır. Fırına verilen hamur üzeri kızarana kadar pişirilir. Bir kapta kaynatılarak 1 kg şeker eritilir ve baklavanın üzerine dökülür. Şeker sıcak ise baklava soğuk olmalıdır. Baklava sıcak ise şerbetin soğuk dökülmesi gerekir.

Zerdali çorbası:

  Malzemeler: 2 su bardağı yarma, 0,5 kg çekirdekli kuru kayısı, 1 yemek kaşığı kuru siyah üzüm, 1 çay bardağı pekmez

  Yapılışı: Yarma ayıklanıp yıkanır ve bir tencerede su içinde kaynatılır. Kaynamaya başladıktan sonra pekmez, kayısı ve kuru üzüm ilave edilir. Orta ateşte pişirilir ve soğumaya bırakılır. sıcak ve soğuk olarak servis yapılabilir.

Lüleburgazgücü Bayan Futbol Takımı Türkiye Bayanlar Futbol liginde

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Türkiye Bayanlar Futbol 1.Ligi’nde Trakya’yı temsil eden Lüleburgazgücü Bayan Futbol Takımı, Kırklareli Valisi Mustafa Yaman’ı makamında ziyaret etti. Bayan Futbol Kulüpleri Birliği Derneği Başkanı Ahmet Yıldıray Sayar, Lüleburgazgücü Bayan Futbol Kulüp Başkanı Bayram Güdücü, Kulüp Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Daloğlu, Kulüp Danışmanı Öner Çavaş, futbolcular; Gülizar Soğukçelik, Leyla Kanbir ve Tako Tatvashvili’ yi makamında ağırlayan Vali  Mustafa Yaman, Bayanlar 1. Liginde mücadele eden Lüleburgazgücü Bayan Futbol Kulübüne başarılar diledi. Ziyarette Lüleburgazgücü Bayan Futbol Takımının futbolcuları Vali Mustafa Yaman’a takımlarının formasını hediye etti.

 

Amasya Valisi Abdil Celil Öz: “Japon balıkları turisti çekecek”

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Amasya Valisi Abdil Celil Öz yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Amasya’nın sadece kültür, tarih ve turizm şehri olmadığını aynı zamanda başta sanayi olmak üzere varolan  diğer potansiyellerini değerlendireceğiz Amasya’ya genel olarak baktığımızda kültür ve turizmin yanında sanayiden tarım ve hayvancılığa kadar bir çok alanda projeleri  harekete geçireceğiz.

Japon balıkları turisti çekecek.”

  Geçtiğimiz hafta gittiği Japonya seyahatinden de bahseden Amasya Valisi Abdil Celil Öz konuşmasına şöyle devam etti;” Japonya’daki gittiğimiz turizm fuarında bizim standımız birinci seçildi. Japon balıkları projesini faaliyete geçirmeyi düşünüyoruz. Amasya il merkezinde uygun bir yere havuz açarak renkli Japon balıklarını burada yetiştirmek ve sergilemek suretiyle Japon turistleri ilimize çekeceğiz. Japonlar bu balıklara çok ilgi gösteriyorlar. Bu proje Türkiye’de bir ilk olacaktır.”  

KAYAD Genel Başkanı Ali Koplay TRT Genel Müdürü adayı

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Kamu  Yönetimi  Araştırma Derneği ve Sağlık  Bakanlığı Başmüfettişi, Habergünebakış (www.habergunebakis.com)  Sitesinin  köşe  yazarı Ali Koplay; Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 11 Ekim 2011 tarihli toplantısında alınan karar gereğince, 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun ile 2954 Sayılı Radyo ve Televizyon Kanununun amir hükümleri çerçevesince 21 Kasım 2011 tarihi itibarıyla boşalacak olan TRT Genel Müdürlüğü’ne  aday  oldu. (www.kayad.org.tr  www.alikoplay.org)

 

Türkiye- Gürcistan Haberci Gazetesi

0

  Gürcistan-Acara Özerk Cumhuriyetinin başkenti Batum’da yayın hayatına başlayan ve Batumi-Georgia Network Medya Grup tarafından çıkarılan, Türkiye temsilciliğini de Habergünebakış Sitesinin yaptığı  (www.habergünebakis.com)  Karadeniz Bölgesinin Türkçe-Gürcüce dilinde haftalık olarak yayınlanan tek gazetesi olan Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesinin dördüncü sayısı çıktı.”Türkiye-Gürcistan  Haberci Gazetesi”nde kağıdı kuşe olup, renkli yayınlanmaktadır.

  Türkiye’de ve Gürcistan’da  Türkçe ve Gürcüce dilinde ilk defa gazete unvanını taşıyan  Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesinin yayın hayatına başlaması nedeniyle bir açıklama yapan Artvin-Hopa Kaymakamı Abdullah Akdaş şunları söyledi;

  “Batum’la bizim tarihi birlikteliğimiz var. Batum’da hem bizim Müslüman kardeşlerimiz, hem de bölge ile akraba olan ırkdaşlarımız oradalar. Geçmişten bugüne her ne kadar komünist Rusya, S.S.C.B. zamanında bu ilişki kesintiye uğrasa da, o ilişki şu an son hızıyla gelişiyor. Şimdi Türkçe-Gürcüce dilinde yayınlanacak olan Haberci Gazetesinin çıkmasıyla da bence iki halk birbirine daha da yaklaşacaktır. İki ülkenin vatandaşlarından; Batum’dakiler Türkiye tarafında ne oluyor onu öğrenecekler.

  Türklerde Batum tarafında ne oluyor onu öğrenecekler. Aynı zamanda kültürel işbirliği ortaya çıkacaktır.  Bizim valiliğimizin turizm açısından söylediği “İki devlet tek tatil” diye bir sloganımız vardır. Bunu düşünüyoruz. Batum Havalimanını ortak hava limanı olarak kullanıyoruz. Bir aya kalmaz Sarp Sınır Kapısından kimlikle  geçiş başlayacaktır.

  Bununla birlikte özellikle Acara Bölgesi ile Artvin, Rize, Trabzon illerini kapsayan Doğu Karadeniz Bölgesi arasındaki hem ticari ilişki, hem kültürel ilişki, hem ekonomik ilişki canlanacak ve daha da artacaktır. Dolayısıyla sizin bu yaptığınız hizmet, çalışma da bölge için bence çok güzel, mükemmel olacaktır. İki bölgenin birbirini tanıması da güzel olacaktır. Hopa Kaymakamlığı olarak bu konuda türlü desteği vermeye hazırız.  Hopa Kaymakamlığı olarak biz elimizden ne geliyorsa, yaparız.”

  Türkçe-Gürcüce dilinde Türkiye-Gürcistan’da ilk defa yayınlanan ve Türkiye- Gürcistan’da dağıtımı yapılan ” Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi’nin yayın hayatına başlaması nedeniyle Batumi-Georgia Network Medya Grup tarafından yapılan “Yayın  politikamız”  konulu açıklama şöyledir;

  Türkçe ve Gürcüce dilinde çıkan, başlangıçta on günde bir yayın hayatına başlayan ve daha sonra da haftalık ve üç günde bir yayınlanması planlanan, hedeflenen tiraj 10.000 adet olup, dağıtım yeri Türkiye ve Gürcistan’dır. Türkçe-Gürcüce dilinde yayınlanan  “Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi’nin idari yeri Batumi-Georgia’dır. Hedeflerimiz Türkiye ve Gürcistan arasındaki; dostluk, ticari, kültürel işbirliğinin daha da geliştirilmesine katkı sağlamaktır.

  Gazetemizin bu yayın hedefleri doğrultusunda iki halk birbirine daha da yaklaşacaktır. Gürcistan’da yaşayan Gürcü halkı Türkiye tarafında ne oluyor onu öğrenecektir. Türkiye tarafında yaşayan halk da Gürcistan tarafında neler oluyor onu öğrenecektir. Böylece kültürel işbirliği daha da gelişmiş olacak ve iki ülke vatandaşları karşılıklı sosyal, kültürel, ekonomik ilişkilerde daha bilinçli hale gelecektir.

  Kısaca gazetemizin bu yayın ilkeleri doğrultusunda iki ülke vatandaşlarının birbirlerini daha iyi tanımaları sayesinde iki ülke arasındaki kültürel, sosyal, ticari ilişkilerdeki mevcut gelişme daha hızlanacaktır.

  Gürcistan ve Türkiye’de olmak üzere; tüm iş adamları, resmi kurum ve kuruluşlar, yerel ve bölgesel sektörler ve diğer kuruluşlar olmak üzere geniş bir dağıtım ağına sahiptir. Genelde dağıtım ağırlık olarak  Karadeniz Bölgesine hitap etmektedir.Gazetemiz dışında internet ortamında  sitelerimizle devamlı haber takibi yapılarak kişisel ve kurumsal takip sistemine geçilecektir.”

  Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi Başbakanlık  Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünce Türkiye’de örnek gazete gösterilmesi nedeniyle TRT Anadolu Televizyonu ve Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünce ortak düzenlenen ve her gün saat 10.30-12 saatleri arasında yayınlanan”Anadolu’nun Sesi” programının 19.10.2011 tarihindeki programına Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni ve Genel Koordinatörü olarak davet edildim.

“Yaşamıştır” diyerek Türk şiirine ismini yazdıran Çiğdem Sezen Köprülüoğlu

0

  1961 İzmir doğumlu. İzmir Karataş Lisesinden mezun olduktan sonra, basın da muhabir olarak görev yaptı. Bu arada, gönül verdiği el sanatları, hobi olmanın dışında, zaman içinde ekonomik olarak da, hayatında önemli ölçüde yer aldı.
Uzakdoğu ürünlerinin ülkemizi işgal etmediği yıllarda, akıllara gelecek her türlü malzemelerden oluşturduğu hediyelik çalışmaların da yer aldığı ürünlerle, sezonluk dükkânlar açtı. Bunların yanı sıra, uzun zaman takı tasarımı, mum, ayna, cam vitray, tişört baskı, serigraf baskı, çalışmalarıyla uğraştı. Yeni merak sardığı “Sukabağı Sanatı” da ona doyumsuz çalışma zevki verdi. Çok yoğunlaşmasına rağmen şimdilik ufak çapta 2 kez sergi açtı. Sukabağı çalışmalarını Bu arada uzun süre, yerel bir televizyon kanalında haber müdürü olarak görev yaptı.

 
                                                       
                                                Şair  Çiğdem Sezen Köprülüoğlu
 
  Klozetlerde kişiye özgü hijyen sağlayan ürünün patentini aldı. İkinci ürününün patent hazırlığını sürdürürken, bazı dostlar karalayıp bir köşelere kaldırdığı bu satırlarını sizlerle paylaşması gerektiği konusunda ısrarcı oldular. Onlara da dediği gibi “Ben bir şeyler yazdım, siz onlara, şiir diyorsunuz.” Söylemimi size de tekrar ediyorum. Satırlarımı sizlerle sohbet olarak da değerlendirebilirsiniz.
Kitapta, edebi değer konusunda hiçbir ısrar taşımayan Köprülüoğlu, hayata dairlik konusunda, pek fazla tevazu göstermemektedir. Kitabı okuyan herkes kendisinden, yaşamından bir şeyler bulacaktır. Ama mutlu, ama mutsuz, ama sevgi, ama incinmişlikleri, hakkında… Kitabı hazırlarken beslendiği en önemli kaynağın, habercilik yanının olduğunu fark etti.

BULUP DA VURAMADIM

Beni öyle incittin ki,
Kendimi vurasım geldi;
Ama öyle kapılmışım ki sana,
Kendimi bulamadım,
Bulup da vuramadım

  

YAŞAMIŞTIR


Mezar taşıma,
“Yaşamıştır” damgası
Vursunlar…


“Acıyı kana kana,
Mutluluğu damlayla,
Yaşamıştı.”
Yazsınlar.

Sonra, taşımda yer kalırsa,
“İyi maratoncuydu,
Hiç aksatmadı koşuyu,
Hep aradı mutluluğu.”
Diye kazsınlar…

Olmazsa, romanımı
Assınlar taşıma…
Ama korkarım,
Okuyanları ağlatmaya…

1950-1954 devresinde Türk halkı şiddetle karşı çıkar

0

  Makarios,  Yunan devlet adamlarını  da bu rüyanın tahakkuk edeceğine inandıracaktı. Böylelikle Rum toplumu kilise ve dolayısıyla Makarios önderliğinde gizli gizli silahlanmakta, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak için çete savaşlarına hazırlanmakta idi.

  Bu dönemde de Rumlar, otonom, kuvvetli ve zengin bir kilise etrafında örgütlenmiş durumdadırlar. Kilisenin bu özelliği Osmanlı İmparatorluğu’nun müsamahakâr ve adilâne idaresinin ortaya koyduğu bir özellikti.

  Halbuki Türk halkı bu dönemde yeni yeni teşkilâtlanmaya başlıyor. Gerçi Rumların Enosis istekleri her zaman için Türk halkının  “Türkiye ile Birleşme” haklı isteği ile karşılanıyordu ama türlü baskılar ve İngiliz Koloni idaresinin kasıtlı tutumu bu haklı isteği ileriye götürecek örgüt kurulmasını önlemiş, İngilizlerin 1914-18 yıllarında Türk liderlerini ve ticaret erbabını zindanlara atması toplumu her açıdan zayıf bir duruma düşürmüştü.

   “Koloni İdaresinin bu baskıları ve ayırımcı tutumu gözle görülür şekilde ortada idi. Rumların kilisesi bağımsız ve ekonomik yönden güçlü bir örgüt iken, Türk halkının  ata yadigârı Evkaf İdaresi bir İngiliz Murahhasla, İngilizlerin tayin ettiği bir Türk Murahhasın idaresi altına sokulmuştu. Bundan istifade ile Evkafın birçok    değerli  malı yok pahasına elden çıkarılmış veya ilgisizlik yüzünden, zaman aşımı ile Rumların eline geçmişti. Ve bu   şekilde Türk halkının  dayanabileceği bir iktisadî kaynak Koloni İdaresi’nin keyfince yönetiliyordu. 

  Öte yandan gençliğe Türklük şuurunu  aşılayacak,  davasını öğretecek  yegâne  kuruluşlar  olan  okullarımıza  (bilhassa  lisemize)    İngiliz Müdürler tayin ediliyor, hattâ bayrağımızı çekmeye izin verilmiyordu. Rum toplumu   1931-1945   yılları   arasında  zirvesine  varan  bu  baskılara  kilise örgütünün   malî   ve   manevî   kaynakları   ile   boyun   eğmek   mecburiyetini hissetmezken, ekonomik durumu tamamen mahvedilmiş,   liderliği hapislerde çürütülmüş Türk halkı boyun eğmek zorunda kalıyordu.”

  Bütün bu haksız ve ayırımcı tutuma 1950-1954 devresinde Türk halkı şiddetle karşı çıkar ve yavaş yavaş örgütlenmeye geçer…

error: Content is protected !!