Pazartesi, Aralık 22, 2025
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 186

Kısa kısa (Her yönüyle düşünüp tartışmak)

0

 Gündeme yetişmek gerçekten zor, günlük değil neredeyse saatlik değişikliklerle karşı karşıya kalabiliyoruz. Ancak bunlardan bir bölümü uzun soluklu bir bölümü ise kısa sürede gündem den düşebiliyor. Meslek olarak işin içinde olmamız ve yüksek öğrenim ve lise öğrenim düzeyinde veli olmamız nedeniyle birkaç şeyi ifade etmem kaçınılmaz hale gelmiştir. Neredeyse her konuda hep örnek vererek bahsettiğimiz ABD’de 4000’in üzerinde üniversite var eğer onlarda da bize benzer bir Yüksek Öğretim Kurulu gibi bir yapı olsaydı ve rektör atamaları bizimki gibi olsaydı sanırım ABD başkanı bütün işi gücü bırakır atanacak rektör dosyaları ile uğraşırdı.

  Bizde, bırakın rektör atamayı alınacak araştırma görevlisine bile YÖK karar verebiliyor. Üniversiteye giriş sınav sistemleri sürekli değişiyor. Oysa bilim evrenseldir, sorular, sistemler ne kadar değişse de bilimsel gerçeklikler değişir mi? Değişmez. O halde gerekli olan istikrardır. Ne öğrencilerin ne de velilerin kafalarının karışmasına gerek vardır.   Gelelim dershanelere, dershanelere ihtiyaç olmaması için sınıflarda öğrenci sayısının azaltılması gerekir (Fen liseleri kontenjanı sınıf bazında 24 idi ama o da arttı). Eğitim araç ve gereç kalitesinin tüm yurttaki eğitim kurumlarında eşit hale gelmesi gerekir. Öğretmenlerimizin gelir düzeylerinin artması gerekir. Okul sayısının artması gerekir. Öğretmen sayısı ve kalitesinin artması gerekir. Bunlar neyle olacak peki. Sürekli olarak dershaneler nedeniyle yılda şu kadar milyar dolar harcama yapılıyor denilmiyor mu? Bu parada harcanmıyor mu? Harcanıyor, demek ki kaynak sorunu yok sadece bu kadar paranın rasyonel bir şekilde eğitim kurumlarına aktarılmasını sağlamak bunu kim yapacak, bunu ne veliler yapar ne dershane sahipleri ne de diğerleri. Bunu yapacak olan devlet. İşte bu düzenlenmeli, ama buda iki yılda olmaz ha deyince, sabırla en alt düzeyden başlayıp en üst aşamaya kadar sürdürülmeli.

  Bir diğer konuda öğrencilerin kızlı erkekli evlerde barınmaları ve bunlara ait şikayetler, yaşam tarzları vs. Devlet rüştünü ispatlamış insanların nasıl yaşayacağını düzenlemek istiyor. Suç kavramı farklı burada. Suç işlendiği takdirde bunun kızlı erkekli olmasına bakılır mı? NÇ davasını hatırlarsanız, 18 yaşından küçük olmasına rağmen olayda kızın rızası olduğu iddiasına dayanılarak suçlular neredeyse affedilmemiş miydi? O zaman şu soru akıllara geliyor, 18 yaşından küçük kızların nasıl istismar edildiğini sık sık ulusal basında çıkan haberlerde görüyoruz, bu durumda, 18 yaşındakilere seçilme ve ülkeyi yönetme hakkının verilmeye çalışıldığı ya da bahsedildiği dönemde dört milyon öğrencinin ancak üç yüz bin kadarının devlet yurtlarında barındırılma imkânının olduğu buna karşılık diğerlerinin de özel yurt ve evlerde kaldığı neden göz önüne alınmıyor. Ya da 18 yaşından büyük gençler biz kendi rızamızla kalıyoruz denilirse ne olacak. Kaldı ki ilgili birim ve yöneticilerimiz yasa dışı olarak evlerin apart olarak kiraya verilmesi gibi durumlarda ya da suç işlenmesi gibi durumlarda gerekli tedbirleri zaten aldıklarını söylüyorlar.

  Öyleyse suç işlenmesi veya yasa dışı faaliyetler bir kenara gençlerin yaşam tarzları neden dikkate alınıyor. Ayrıca bu dört milyon öğrencinin ne kadarı böyle yaşıyor ve ne kadar aile buna müsaade ediyor. Her yönüyle düşünüp tartışmak lazım.  

  İzmir milletvekili Mustafa Balbay nihayet tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. Adalet ve demokrasinin işlediğini görmek güzel.

Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesinin 23. sayısı çıktı

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Gürcistan-Acara Özerk Cumhuriyetinin başkenti Batum’da 05.07.2011 tarihinde yayın hayatına başlayan ve Batumi-Georgia Network Medya Grup tarafından çıkarılan ve yaklaşık 3 yıldır yayın hayatına devam eden, Türkiye temsilciliğini de Habergünebakış Sitesinin yaptığı (www.habergünebakis.com) Karadeniz Bölgesinin Türkçe-Gürcüce dilinde onbeş günlük olarak yayınlanan tek gazetesi olan ve Gürcistan-Batum, Artvin, Rize, Trabzon, Giresun’un Ordu, Samsun illerinde dağıtımı yapılan uluslararası “Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi”nin 23. sayısı çıktı. Kuşe kağıda baskılı, haftalık tirajı 8.000 ve 8 sayfa renkli olarak yayınlanmaktadır.

      

       1-http://r1311.hizliresim.com/1h/s/uvdgr.jpg

       2-http://k1311.hizliresim.com/1h/s/uupjn.jpg

       3-http://j1311.hizliresim.com/1h/s/uvdkf.jpg

    4-5 http://t1311.hizliresim.com/1h/s/uvdnd.jpg

       6-http://t1311.hizliresim.com/1h/s/uvdrd.jpg

       7-http://r1311.hizliresim.com/1h/s/uvdv0.jpg

       8-http://r1311.hizliresim.com/1h/s/uvdxh.jpg

 

          
        Haberci Gazetesi 1. sayfa       Haberci Gazetesi 2. sayfa   Haberci Gazetesi 3. sayfa
      
              
              
                        Haberci Gazetesi 4-5. sayfa                     Haberci Gazetesi 6.sayfa 
 
                            
                             Haberci Gazetesi 7. sayfa       Haberci Gazetesi 8.sayfa 

Karabük Valisi İzzettin Küçük: “Karabükün yarını bugünden daha güzel olacaktır”

0

Haber: İlker ÇAKAN

ქარაბუქის გამგებელი იზზეთთინ ქუჩუქ: ქარაბუქის ხვალინდელი დღე დღევანდელისაგან გაცილებით კარგი იქნება
Zamanın tanığı saat kuleleri!

დროის მაცნე-საათის კოშკი

  Karabük Valisi İzzettin Küçük’ün önderliğinde projelendirilerek yapımı tamamlanan “Zamanın Tanığı Saat Kuleleri” Parkı ziyaretçilerin ilgi odağı oluyor. Safranbolu Saat Kulesi’nin ev sahipliğinde, diğer şehirlerden seçme 15 saat kulesinin 1/10 ölçekli orijinallerine uygun maketleri Safranbolu Saat Kulesi’nin bulunduğu Kale çevresinde aynı mekan içinde sergileniyor.

  Vali İzzettin Küçük, Anadolu’da yapılan ilk saat kulesinin 1797 tarihli Safranbolu Saat Kulesi olduğunu, bugün halen çalışır vaziyette olan bu saat kulesinin diğer şehirleri süsleyen saat kulelerinin hepsinin atası konumunda olduğunu ifade ederek “Karabük Valiliği olarak çok yönlü sürdürdüğümüz kültürel faaliyetlerimizi her geçen gün yeni çalışmalarla geliştiriyoruz. Bu kapsamda İlimize kazandırdığımız bir çok değerli eserin yanı sıra, saat kulemizin orijinal hikayesini ve yapısını da İlimizin bir değeri olarak insanlığın hizmetine sunmak istiyoruz.

  Bundan 200 yıl önce hizmete giren ve bu anlamda Anadolu’da yapılan bir çok saat kulesine önderlik eden Safranbolu Saat Kulesini, onun bir nevi çocukları, torunları, mesabesinde olan diğer şehirlerimizin saat kuleleri ile bir araya getirerek aynı mekan içinde sergilemek istedik. Dedelerle torunların buluşması gibi bir saat kuleleri ailesi düşündük. Bu ailenin en büyüğü olarak Safranbolu Saat Kulesi’nin ev sahipliğinde diğer şehirlerimizden seçme 15 saat kulesinin 1/10 ölçekli maketlerini yaptırdık. Orijinallerine uygun olarak yapılan bu maketleri Safranbolu Saat Kulesi’nin bulunduğu Kale çevresinde aynı mekan içinde sergiledik.

  Saat kulelerinden oluşan bir açık hava müzesi haline gelen Kale ve çevresi önemli bir ziyaret mekanı daha kazandı. Amasya, Çorum, İstanbul Dolmabahçe, İzmir Konak, Adana, Samsun, Kütahya, Erzurum, Kayseri, Elazığ Maden, Saraybosna, Bursa Tophane, Edirne, Çanakkale ve İzmit saat kulelerinin maketleri Kale bölgesinde Safranbolu Saat Kulesi’nin önündeki park alanına montajlandı.

 

                             
 
  Tüm saat kulelerinin saatleri çalışır vaziyette yapıldı. Bunun yanında kimi saat kulelerinin aynı zamanda çeşme, minare, yangın kulesi gibi işlevleri de dikkate alınarak maketler üzerinde aynı işlevselliğin yaşamasına özen gösterildi. Bu anlamda İzmir Konak, Çanakkale gibi illerin saat kulelerinin çeşme ve havuzları çalışır hale getirildi. Erzurum ve Kayseri gibi saat kuleleri çevrelerinde ilişik halde olan diğer binaları ile birlikte hazırlandı. Erzurum Saat Kulesi Kale içinde aynı zamanda minare olarak kullanıldığı için mescidi ile birlikte üretildi. Ayrıca kuleden orijinalinde olduğu gibi 5 vakit ezan okunması sağlandı. Kayseri Saat Kulesi muvakkithanesi ile birlikte orijinaline uygun olarak yapıldı. Edirne ve Elazığ Maden Saat Kuleleri halen restorasyonu yapılmamış ve metruk halde olmalarına karşın bu kulelerin aslına uygun halleri arşivlerden tespit edilerek çalışır maket haline getirildi. Bu anlamda Edirne Saat Kulesi Edirne’de yıkık olmasına karşın Safranbolu’da ayağa kaldırıldı. Amasya Saat Kulesi’nin orijinali 1940’da yıkılması ve 2002’de farklı şekilde yeniden yapılmasına karşın, bu saat kulesinin yıkılmadan önceki orijinal hali yine arşivlerden derlenerek aslına uygun halde maket haline getirildi.” dedi.

Tokatlı Kanyonu üzerine yapılan ve Türkiye’de örneği olmayan cam teras

კანიონში გაკეთებული და თურქეთის რესპუბლიკაში უბადლო მინის ტერასა

 მინის ტერასა 11 მეტრის სიმაღლისაა და ისეთი გამძლეა მაუზერის ტყვიაც ვერ გაივლის შიგ.

 

         
 
   Türk mühendisleri tarafından Tokatlı Kanyonu üzerine yapılan ve Türkiye’de bir örneği daha olmayan, 11 metre uzunluğunda ve roket atar mermisinin bile kıramayacağı camdan teras yapıldı. Yaklaşık 200 kişiyi taşıyabilecek kapasiteye sahip ve 100 m2 alandan oluşan terasa güvenlik sebebiyle tek seferde sadece 30 kişi alınıyor.

  Yapılan cam terasın Türkiye’de başka örneğinin olmadığını ve tamamen yerli imkanlar kullanılarak 30 gün gibi kısa sürede inşa edildiğini söyleyen Vali İzzettin KÜÇÜK, “Terasın tamamı çelik konsoldan yapıldı, yapım bakımından terasımız dünyada tek. Terasın açılımı 11 metre ve bu 11 metrenin 3 metresi beton blok üzerinde 8 metresi ise boşlukta konsol, halat veya gergi yok. Üzerinde birer santimden oluşan 3 cam tabaka üst üste bulunuyor. Camların araları ise pvm denen özel bir malzemeyle kaplı. 3 santim kalınlığındaki camı roket atar mermisi bile delemiyor. Metrekareye 750 kilo düşüyor. Burası yaklaşık 100 metrekare olduğuna göre 75 ton ağırlığını kaldırabilir. Ancak biz bir defada bu cam terasa 30 kişi alacağız. Boğaziçi Köprüsünün yüksekliği bile 60 metre, bu terasın yüksekliği ise 80 metre.

Cam terasın yapıldığı alanı özel tespit ettik, 3 kanyonun birleştiği yer olan Tokatlı Kanyonu üzerinde bu projeyi yaptık, seyri çok güzel bir alan. İlimizin prestij projelerinden birisi oldu. Kanyon üzerine yaptığımız cam teras Türkiye’de tek, dünyada ise benzeyen bir örneği Arizona’da var.” Dedi.

Bulak Mencilis Mağarasına özel ışıklandırma

მაღაროშო განათების სისტემა დამონტაჟდა

 
            
 
  Yerli ve yabancı pek çok turistin ilgisini çeken ve Safranbolu turizminin önemli ayaklarından biri olan Bulak Mencilis Mağarası, orijinal doku korunarak yeniden ışıklandırıldı.

Karabük Valisi İzzettin Küçük’ün talimatları doğrultusunda gerçekleştirilen ve mağaranın turizme tam anlamıyla kazandırılması, gelen turistlerin mağarayı rahatlıkla gezebilmesi amacıyla gerçekleştirilen proje kapsamında, hem mağara etrafı düzenlemesi yapıldı, hem de mağara içi son sistem lambalarla orijinal dokuyu bozmayacak şekilde ışıklandırıldı.

  Vali İzzettin Küçük “Türkiye’nin en güzel üç mağarasından biri olan Bulak Mencilis Mağarası yeni ışıklandırma sistemiyle kazandığı görünümü ve otantik yapısıyla turistlerin yine ilgi odağı olacaktır. Profesyonel olarak en son teknoloji kullanılarak ışıklandırıldı. Yeni ışıklandırma sistemi mağaranın orijinal dokusunu artık bozmayacak ve daha hoş görüntü verecek.” dedi.

Dünden bugüne bilgisayar teknolojisi! Kent Tarihi MüzesiBilgisayar Tarihi”

საფრანბოლუში კომპიუტერის მუზეუმი გაიხსნა

           
               
 
   Bilgisayar makinesinin icadıyla ilgili bir çok rivayet bulunsa da esasında bu günkü anlamda kullandığımız digital işlemci bilgisayarların tarihi henüz çok yenidir. Daha bir insan ömrü bile diyemeyeceğimiz bir zaman dilimi içinde başdöndürücü bir hızla gelişen ve neredeyse icat edenin bile takipten aciz kaldığı bu teknoloji artık günlük, hatta anlık dilimlerle sürekli yenilenmekte, başka bir değişle an be an eskimektedir.

  Fikrin oluşması ile ürünün ortaya çıkması ya da piyasasının ürünü tanıması arasındaki süreç o kadar hızlı işlemektedir ki, ürün piyasaya çıktığında onu eskiden yeni fikirler çok daha önce medyaya düşmekte ve ürünler daha rafa konmadan eski model haline gelmektedir.

Günlük telaşımız içinde ne olduğunu anlamadan içine düştüğümüz bu girdaptan bir an başımızı kaldırıp baktığımızda, daha bir kaç yıl önce özene bezene aldığımız ve kimselere dokundurmaya kıyamadığımız bilgisayarlarımızı, hurda olarak bile değerlendiremediğimizi görüyoruz. Nasıl bir süreçtir ki bu gidişat; yaşlı genç demeden herkesi peşine takıyor ve nasıl bir alettir ki bu bilgisayar dost düşman, herkesin elinden düşmüyor. Tüm insanlığın çevresinde pervane olduğu bu teknoloji, artık siyasetten, ekonomiye, askeriyeden, eğitime kadar hayatın tüm alanlarında mutlak galip unsur olarak karşımızda duruyor. Onlar durunca hayat duruyor. Bankalar, kasalar, çarşılar, borsalar, işletmeler, haberleşme, ulaşım, eğitim, savaş ve daha nice iş… O yoksa hiç bir şey yok…

  Böylesine güçlü bir sektör oluşturan bilgisayarın kısır tarihi kendi cürmüyle orantılanamayacak kadar büyük bir yer işgal ediyor. Daha 20 yıl önce kocaman kasalarda megabaytlarla övündüğümüz bilgisayarlar, artık parmak kadar disklere sığan gigabaytlarla, terabaytlarla ifade ediliyor. Yarın neler olacak kimse tahmin bile edemiyor.

Bilgisayarı oluşturan iki temel unsur; yazılım ve donanım. Biri soyut diğeri somut iki kavram. Tüm iletişimi belirleyen sadece 1 ve 0 rakamlarından oluşan sonsuz bir dünya… Adeta maddeyle mananın gizemli buluşması. Biri varlığı, diğeri yokluğu ifade eden iki rakamın insan idrakini imkansız kılan esrarlı buluşmaları. Tüm bilgisayar alemini varlıkla yokluk arasında koşuşturan ve büyüten bu süreç, gerçekten sadece “Ram”lardan, Harddisk’lerden, Anakart’lardan ibaret bir oluşum değildir elbet. Bunda ilahi sırların yanında, insan beyninin ve evrenin oluş hikayesinin de izlerine rastlamak mümkündür…

  Ülkemizde bilgisayarın tarihi batıya göre 20-30 yıl daha sonra başlamasına karşın, artık günümüzde bu açık tamamen kapanmış ve ülkemiz de bilişim konusunda dünyaya entegre olmuştur. Bu süreci yaşı 40’ın üzerinde olanlar çok yakından izleme fırsatı bulmuşlardır. Genç kuşaklarımız ise bilgisayarı günlük yaşamın bir parçası olarak, daha ana karnında tanımaya başlamışlardır. Bu kuşaklar arasındaki farkı lafla anlatmak gerçekten çok zordur. Daha 1980’de bazı bilgisayarların Hard disk’siz çalıştığını ve 1.44 megabaytlık disketlere kayıt yapıldığını ve bilgilerin bunlarla taşınıp saklandığını, floppy denilen disket sürücülerin çok önemli bir görev ifa ettiğini nasıl anlatacağız?

  Ya da daha 1990’larde 4 megabayt Ram’ın 80 megabayt Harddisk’in çok güçlü bir makina anlamına geldiğini ve fiyatının 3.000 Dolardan daha fazla olduğunu biz biliyoruz da çocuklarımız bunu nasıl bilecek? Gençler her halde bizim aklımızdan zorumuz olduğunu düşünecekler.

  Karabük Valisi İzzettin Küçük, böyle hızlı değişen bir dünyada kısa bir zaman tüneli oluşturmak ve zamanı yakalayıp, küçük bir mekan içinde sergilemenin çok ilginç olabileceğini düşündüklerini belirterek “Bu nedenle bazı kolleksiyoner arkadaşlarımızın da yardımıyla, tarihin incisi Safranbolu’muza küçük ama şirin bir Bilgisayar Tarihi Salonu dizayn etmeye karar verdik. Kısa ama yoğun ve hızlı geçen bilgisayar tarihimizden bazı kesitleri piyasa şartlarında temin ederek, bu ürünleri salonumuzda belli bir kronoloji ile sergilemek üzere hazırladık. Tabi ki sadece ürünleri sergilemeyi düşünmedik. Bu ürünlerin yazılımlarının, programlarının da çalışır vaziyette olmasına gayret ettik. Büyük ölçüde bunu da başardık.

  Ziyarete açılan salonumuzda; 1975’lerden bu yana ülkemizde kullanılan bilgisayarlardan örnekler, yardımcı üniteler, bilgi taşıma araçları gibi somut ürünlerin yanında, bu bilgisayarlarda kullanılan sistemler ve programlarla ilgili de dökümanlar da ziyaretçilere tanıtılıyor.

  Bilgisayar Tarihi Salonu’nda bilgisayarın son 40 yıllık ömründen kesitlerin yanında pano ve afişlerle bilgisayarın bilinen kadim tarihinden de söz ediliyor. Bunların yanında bilgisayar dünyası ile ilgili küçük bilgi notları ve anekdotlar da ziyaretçilerin bu konuda bilinçlenmelerine yardımcı oluyor.

  Tamamen amatör bir ruhla yola çıkılan bu süreçte, kendi çapımızda güzel Safranbolu’muza güzel bir artı dağer daha kazandırmayı amaçladık. Bu nedenle salonumuz her zaman ziyaretçilerin hizmetinde olacak. Bilgisayar varoldukça bu salon da yaşayacak ve gelişek.” dedi.

Ovasından bal, dağından yağ akan Egenin güzel ve şirin ilçesi KİRAZ

0

Haber: İlker ÇAKAN

  ეგეოსის ულამაზესი და უმშვენიერესი რაიონი ქირაზი

    İzmir iline bağlı Kiraz ilçesinin; yüzölçümü: 585 km2, toplam nüfusu 44.587, merkez nüfusu: 8.721, rakımı: 310 m il merkezine uzaklığı   : 142 km.dir. Kiraz ilçesi İzmir’in doğusunda yer alır. Doğusunda Alaşehir, batısında Ödemiş, kuzeyinde Salihli ve güneyinde Nazilli yer alır. İlçenin temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Önemli ihraç ürünleri kestane ve kirazdır. İlçe ile özdeşleşmiş unsurlar ise; Kiraz, karpuz, kestane, patates ve süttür.

  İzmir iline bağlı Kiraz ilçesinin; yüzölçümü: 585 km2, toplam nüfusu 44.587, merkez nüfusu: 8.721, rakımı: 310 m il merkezine uzaklığı   : 142 km.dir. Kiraz ilçesi İzmir’in doğusunda yer alır. Doğusunda Alaşehir, batısında Ödemiş, kuzeyinde Salihli ve güneyinde Nazilli yer alır. İlçenin temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Önemli ihraç ürünleri kestane ve kirazdır. İlçe ile özdeşleşmiş unsurlar ise; Kiraz, karpuz, kestane, patates ve süttür.
ქირაზის რაიონის მთავარი შემოსავალის წყარო მესაქონლეობა და სოფლის მეურნეობაა.
                   
   
 

Turkiye Cumhuriyeti döneminde Kiraz-Keles

Kiraz’ın ilçe oluşu:

  Keles/Kiraz, 1506-1530 yılları arasında köy statüsünde kalmıştır.

  Keles, 1530-1811 yılları arasında bucak merkezidir.

  Keles, 1811-1867 yılları arasında Kaza merkezidir.

  Keles, 1867-1923 yılları arasında Nahiye merkezidir. (Ödemiş kazasına bağlı)

  Keles, 1948 yılında ilçe olmuş ve Kiraz adını almıştır.

  İzmir, 20 Ocak 1921 tarihinde TBMM tarafından kabul edilerek yürürlüğe konulan, “Teşkilât-ı Esasiye Kanunu (Anayasa)”nun 9. Maddesinde yer alan, “Vilâyetler kazalardan, kazalar da nahiyelerden oluşur”, hükmüne dayanılarak, yönetim yapısı yeniden düzenlenerek; 13 kaza, Keles dâhil 28 nahiye ve 225 köyden meydana gelen il merkezi haline getirildi. 1923 yılında da Keles, Adagide, Balyambolu ve Birgi, Ödemiş kazasına bağlı nahiyelerdir. Keles’in bu tarihteki yüzölçümü ise; 254,25 km2’dir. Bu tarihte Keles’e bağlı 31 köy ve merkezin toplam nüfusu 14.999 kişidir. 31 Aralık 2009 tarihi itibariyle açıklanan rakamlara göre; Kiraz ilçesinin toplam nüfusu 44.436 kişidir. 44.436 kişinin; 22.140 kişisi erkek ve 22.296 kişisi de kadındır. Kiraz İlçe Merkezi’nin toplam nüfusu 8.469 olup 4.073’i erkek ve 4.396’ü de kadındır. Kiraz’a bağlı 52 köyün toplam nüfusu 35.967 kişi olup, bu nüfusun 18.067 kişisi erkek ve 17.900 kişisi de kadındır (Köy isimleri ve detaylı bilgiler Bölüm 3 Yönetim Teşkilatı kısmındadır)

  
         
 
  Keles, Cumhuriyet’in ilanı sırasında Ödemiş’e bağlı nahiye iken, 1948 yılında Kiraz adı verilerek ilçe yapılmıştır. Her ne hikmetse; Keles adı, kirazının bol olmamasına rağmen, yöre halkı tarafından da hiçbir anlam ifade etmeyen ve hâlen de benimsenememiş olan, Kiraz ismini almış ve böylece de Keles adı, diğer tarihî değeri ve hatırası olan yer adları gibi, tarihe karışmıştır. Ancak, bu tarihe karışma, resmî makamlar ve belgeler nezdindedir. Keles halkı, hiçbir zaman Keles ismini dilinden düşürmemiş ve hâlen de en yaygın olarak Kiraz değil, Keles ismi kullanılmaktadır.

  Hayvancılık ve tarım temel geçim kaynaklarıdır. Devlet ve özel sektör tarafından yatırımın pek fazla gerçekleştirilmediği ilçenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır. Sulu tarım alanlarında; patates, pamuk, karpuz, kıraç alanlarda tütün, buğday en çok yetiştirilen ürünlerdir. Tütüncülük kota nedeniyle son derece azalmıştır. Nerdeyse bütün ürünlerin yetişmesine elverişli topraklara sahip ilçede çok fazla ekonomik yönü olmayan birçok meyve ve sebze de (lahana, incir, marul) yetiştirilmektedir. İncir, zeytin, kestane, elma, kiraz bahçeleri vardır. Dağlık kesimlerde hayvancılık ve daha yükseklerde orman ürünleri ve benzeri ile halk geçimini sağlar. Tarım ve hayvancılık içicedir.

İklim ve bitki örtüsü

  Kiraz ilçesi, büyük bir oranı Küçük Menderes Havzası’nda yer almış olup, ilçe merkezinin doğusuna ve kuzeyine doğru dağlar yükselir. Yükseklik ile ağaçlık alanlar da başlar. En çok meşe, palamut ve çam ağaçları görülür. Çavuş Dağı’nın ve Bozdağlar’ın eteklerinde küçük düzlükler oluşmuştur. İlçede genel olarak Akdeniz ve Ege tipi iklim görülür. İlçe merkezine hemen hemen hiç kar düşmez, kar sadece dağların yüksek kısmında görülür. Genel olarak mevsime göre bol yağmur görülür.

  İlçede son zamanda küresel ısınma ile ağacın yararlarını daha iyi kavrayan halk çevresini ağaç dikmeye özellikle kiraz, zeytin, yemiş (incir), kestane ve buna benzer gelir getiren meyvelere çok önem vermektedirler. Umurlu ve Dokuzlar Köyleri’nde kestane üretimine önem verilmektedir.

 
        
Tarım ve hayvancılık

  Halkın genellikle geçim kaynağı tarla tarımı, meyve, bağ- bahçe, pamuk, patates, tütün ve yaylalarında kuru fasulye ve barbunya ekimi yapılmaktadır. İlçede hayvancılık da son yıllarda hızlı bir ilerleme kaydetmiş ve kaliteli kültür ırklarının çoğalmasıyla da iyi besleme ve bakım mecburiyeti önem kazanmış olup, bunun da ancak kaliteli kaba yemden karşılanması mümkün olduğundan son yıllarda yem bitkileri üretimi de orantılı olarak yükselme göstermeye başlamıştır. İlçede en çok yetiştirilen yem bitkileri yonca, silajlık mısırdır. Topraklarının büyük bir bölümünde sulu tarım yapılmaktadır.

  İlçede üretilen sebzelerin başında, sulu tarım yapılan yerlerde patates, karpuz hayvansal yem bitkileri olan yonca, fiğ, silajlık mısır, pancar yaylalarda kuru fasulye ve barbunya kuru tarım olarak az miktarda hububat ve tütün ekimi yapılmaktadır.

  İlçede en büyük meyvelik alanını incir, zeytin bir kısmını da kestane kaplamaktadır. Son yıllarda uygulanan Sosyal Yardımlaşma Vakfı ve İlçe Tarım Müdürlüğü’nün birlikte hazırladıkları projeler ile ceviz ve bodur kiraz önem kazanmıştır.

Bağları ve meyve bahçeleriyle ün yapmış Kiraz, ova köyleri önemli bağcılık ve tarım merkezidir. Dağlık bölgede yerleşik köylerde, arazinin uygun olmaması nedeniyle bahçe tarımı olanakları sınırlıdır. Özellikle; Umurlu, Karabolu, Taşlıyatak köylerinde Kestane ve Kiraz üretimi ve genel olarak küçükbaş hayvancılık yapılmaktadır. Yörede yetişen başlıca ürünler patates, tütün, pamuk, zeytin, kestane, ceviz ve üzümdür.

 

                   
  İlçede incir, zeytin, elma, kiraz, kestane, armut ve ceviz gibi meyveler ile pamuk, patates, sebzecilik yoğun olarak yapılmaktadır. Ayrıca kıraç alanlarda tütün üretimi yapılmaktadır. Son çalışmalar ile tütün alanları daraltılarak vişne, ceviz, kestane gibi ağaç çeşitlerinin ikame edilmesine yönelik çalışmalar devam etmektedir. İlçe merkezinde ve sulanabilir arazilerde hayvancılığın kaba yem ihtiyacını büyük ölçüde gideren mısır silajı ve yem şalgamı ekilişi önemli bir yer tutmaktadır.

  İlçe ekonomisinin temelini tarım sektörü teşkil etmekte olup toplam arazinin %24,6’sı olan 14.410 ha.’lık alanda 8.362 çiftçi ailesi tarımsal faaliyetlerle iştigal etmektedir. İlçede çeşitli kültür bitkilerinin ekildiği arazi kullanım miktarları tabloda gösterilmektedir.

Genel arazi dağılımı                                

                                         Sulu(Ha)                Kuru(Ha)                  Toplam(Ha)                                                 

Tarla alanı                           1.510                       7.980                          9.490

Zeytin alanı                                                        2.708                          2.708                    

Meyvelik Alan                       499                        2.241                          2.740

Sebzelik Alan                      1.100                                                        1.100

Bağ Alanı                            115                                                               115

Kavaklık                              110                                                               110

Süs Bitkileri                            7                                                                   7      

Tarıma elverişli bos arazi                                 1.730                           1.730

Ara Toplam:                       3.341                       14.659                       18.000

Çayır Mera Alanı                                                                                     9.200

Tarım Dışı Alanı                                                                                     9.975

Orman Alanı                                                                                          21.425

Toplam:                                                                                                  58.600

Tarım arazi sulama durumu

 İlçenin kuru tarım alanı 10.052 ha., sulanabilir tarım alanı ise 4.358 ha’ dır. Bu sulanabilir tarım arazilerinin su kaynağı artezyen, derin kuyu pompaları ve Küçük Menderes çayıdır. Küçük Menderes Çayı yazın kurumaktadır.

 

Hayvan varlığı

Kültür                  33.310

Melez                   14.062

Koyun                  35.000

Keçi                       3.000

Saanen Süt Keçisi    180

At                             800

Eşek                      1.750

Katır                         150

Tavuk                153.000

Hindi                   50.250

Arı  kovanı             1.600

 

Hayvansal üretim

   Hayvancılık ürünlerinden süt; Pınar Süt ve Ülker Süt tarafından toplanmakta kısmen bölgede çalışan 8 adet mandıra işlenmekte kısmen de Peynir, Yağ, Yoğurt gibi gıda maddelerinin aile içerisinde yapımında tüketilmektedir. Yumurta tamamen iç pazar ihtiyacını karşılamak üzere pazarlanmakta, Tiftik ve Yapağı da bölgeye gelen tüccarlar tarafından alınmaktadır. Günlük et tüketimi de tamamen ilçe bünyesinden karşılanmaktadır. İlçenin büyük bir geçim kaynağını oluşturan hayvancılık; son yıllarda daha bilinçli ve örgütlü yapılmaya başlaması ile gerek iyi cins hayvan üretimi gerekse üretilen hayvansal ürünlerin işlenmesi ve değerlendirilmesinde, Kiraz Kaymakamlığı, Sosyal Yardımlaşma Vakfı, İlçe Tarım Müdürlüğü’nün önderliğinde uzun yıllardır faaliyette bulunan İğdeli Kooperatifi kendini modernize ederek daha kaliteli ve çok miktarda süt ve süt ürünleri işler duruma geliştir.

  Bunun yanında ülke genelinde İlk defa kadınların girişimleri ile Sosyal Yardımlaşma Vakfı desteği ile ilçemiz Yağlar Köyü’nde kurulan kooperatifle süt verim yüksek kalitede inek yetiştirilmeye başlanmıştır. Bunun yanında yine ilçe kaymakamlığı desteği ile çok sayıda köylerimize süt toplama merkezleri kurulması ile elde edilen ürünlerin daha kullanışlı olarak işleme merkezlerine ulaşımı sağlanmıştır. İlçemizin kırsal bölgesi olan Solaklar Köyü’nde, Kiraz Kaymakamlığı’nın hazırlamış olduğu proje ile süt verimi yüksek olan 180 adet Saanen Keçisi’nin yetiştirilmesine başlanmıştır. Bunun yanında yüksek kapasitede süt ürünleri işleyen ona yakın işletme bulunmaktadır. Bu işletmeler sayesinde ilçedeki çalışanlar sayesinde mevcut işsizlik sorununa katkı sağlamaktadır.

A- Et Üretimi( ton / yıl )

Sığır eti: 1250

Koyun-Keçi eti: 35

B- Hayvansal Üretim( ton / yıl )

Süt üretimi: 82.000

Peynir üretimi: 5000

Yün ve yapağı üretimi: 250

Bal üretimi: 15

Yumurta üretimi: 700.000 adet

 
                                                      Kiraz fotoğrafları
                   
                 
          
          

Uluslararası iki ödüllü Karabük Üniversitesi

0

Haber: İlker ÇAKAN

  საერთაშორისო ორი პრიზის ამღები ქარაბუქის უნივერსიტეტი 
  Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin Uysal`ın “Karabük Üniversitesi” konulu açıklaması şöyledir: “Ülkemizin en genç üniversitelerinden birisi olan Karabük Üniversitesi Ankara’ya 215 km, İstanbul’a 396 km uzaklıktadır. Üniversitemiz; ağır sanayinin başkenti olan ve öğrencilerimiz için açık laboratuar olarak kullanılma imkanı bulunan Demir Çelik Fabrikalarının yer aldığı Karabük ilinde kurulmuştur. Karabük İli UNESCO tarafından koruma altına alınan Dünya miras kenti Safranbolu’yu, Hadrionapolis Antik Kenti ile ün yapmış Eskipazar’ı, dünyanın en güzel ormanlarına ve doğa sporlarının yapıldığı alanlara sahip olan Yenice’yi ve doğal güzellikleri ile göz kamaştıran Ovacık ve Eflani’yi içinde barındıran Batı Karadeniz’in en güzide bir kentidir.

ქარაბუქის უნივერსიტეტის რექტორი პროფესორი ბურჰანეთთინ უისალ ქარაბუქის უნივერსიტეის შესახებ შემდეგნაირად გვიამბობს: „ ქარაბუქის უნივერსიტეტი ჩვენი ქვეყნის ერთ-ერთი მხრცოვანი უნოვერსიტეტია, ანკარადან დაშორებულია 215 კილომეტრით, სტამბოლიდან კი 396 კილომეტრია.

 

            

Karabük Üniversitesinin tarihçesi

  Karabük Üniversitesi, 5662 sayılı Kanun ile 29 Mayıs 2007 tarihinde, Karabük ilinde Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’ne bağlı olarak eğitim faaliyetlerini sürdürmekte iken adı ve bağlantısı değiştirilen; Fakülte, Yüksekokul, Meslek Yüksekokulu ve bu kanun kapsamında kurulan Fen Bilimleri Enstitüsü ve Sosyal Bilimler Enstitüsü ile  kurulmuştur.

 “Türkiye’nin en hızlı büyüyen Üniversitesi”  iddiasını taşıyan Üniversitemiz 2007 yılında; 4 fakülte, 1 yüksekokul ve 2 meslek yüksekokulu ile bünyesinde bulundurduğu 116 akademik personel, 122 idari personel kadrosuyla ve 4685 öğrenci sayısı ile eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetlerine başlayan Karabük Üniversitesi’nin bugün 12 Fakülte, 4 Yüksekokul, 7 Meslek Yüksekokulu, Fen, Sosyal, Sağlık ve Demir Çelik Enstitüsü olmak üzere 4 Enstitü ve 7 Araştırma ve Uygulama Merkezi ile bünyesinde bulundurduğu 717 akademik personel, 392 idari personel kadrosu ve 32.793 öğrenci sayısı ile eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetlerini sürdüren ulusal ve uluslararası platformlarda hızla büyüyen, fark yaratan bir üniversite konumuna gelmiştir.

  Karabük Üniversitesi denildiğinde akla gelen en temel olgu, üniversitemizin gelişim sürecinde elde ettiği başarılardır. Karabük’ten yükselen ve bugün mensubu olmaktan gurur duyduğumuz Karabük Üniversitesi, kalitesi ve faaliyetleriyle ülke sınırlarını aşan bir üniversitedir.

Karabük Üniversitesi var olan değerlerinin üstüne her geçen gün yenilerini ekliyor. Karabük Üniversitesi olarak eforumuzu her alanda mücadele ederek değil güçlü yanlarımızı daha da pekiştirmek için kullanacağız. Yani bizi farklı kılan birkaç alanda daha da güçlenerek yolumuz devam edeceğiz.

 
                              
 
Üniversitenin ilkleri- Raylı Sistemler Mühendisliği

  Karabük Üniversitesi olarak ülkemizdeki özellikle hızlı trenlerin yaygınlaşmaya başladığı ve demiryolu taşımacılığının hız kazandığı bir dönemde, demiryolu alt ve üst yapısının teknik eksikliği tespit edilerek Türkiye’de ilk ve tek olan Raylı Sistemler Mühendisliği Bölümü 2011-2012 eğitim öğretim döneminde eğitim öğretim faaliyetlerine başladı. Ülkemizin ray ihtiyacını karşılamak için KARDEMİR A.Ş.ile Devlet Demir Yolları arasında bir anlaşma yapmış olup, bu rayların gerekli testlerinin yapılacağı alanda Karabük Üniversitesi yerleşkesinde yapılacak olan 5 km’lik test yolu olarak tespit edilmiştir. Bu test yolunda ray-teker ilişkileri, sinyalizasyon ve telekomünikasyon ile ilgili testler ve altyapı üstyapı etkileşimleri de gözlemlenebilecektir. Ülkemizin ray ihtiyacının KARDEMİR AŞ. tarafından temin edileceği ve bunların testininde Karabük Üniversitesi’nde yapılacağı düşünüldüğünde Raylı Sistemler Mühendisliği’nin Karabük Üniversitesi’nde var oluş nedeni ve bölümün ne kadar bir öneme sahip olduğu ortaya çıkmaktadır.

   Üniversitemiz Mühendislik Fakültesi bünyesinde Tıpla alakalı cihazların üretimi ve işletmesi konusunda uzman yetiştirecek olan Türkiye’de tek Tıp Mühendisliği bölümü açılmıştır. Tıp mühendisliği, öğrencilerinin mühendislik ilkelerini kullanmasını ve tıbbi cihazları, biyomalzemeleri, teşhis ve tedavi aletlerini, tıp ve biyoloji alanında ihtiyaç olan diğer teknolojileri tasarlamayı, geliştirmeyi ve onları test etmeyi hedefler. Ayrıca, laboratuvar ve araştırmalar eşliğinde yaşamın döngüsünün yapısını, işleyişini ve yeni ilkelerin keşfedilmesini amaçlar. Kısacası, Tıp Mühendisliği insan sağlığında problemleri çözmek için tıbbı, bilimi ve mühendisliği entegre eden bir bölümdür. Bölüme 2013-2014 eğitim öğretim yılında öğrenci alınmıştır.

 
                             
 
Türkiye‘ de ilk ve tek olan Demir Çelik Enstitüsü

თურქეთში პირველი და ერთადერთი დემირ ჩელიქის უნივერსიტეტი

  Ülkelerin gelişmişliklerine sanayinin önemi çok büyüktür. Yine Türkiye ‘ de ilk ve tek olan Demir Çelik Enstitüsü bölgeye ve Ülkeye hizmet için çalışmalara başladı. Türkiye’nin ilk entegre demir çelik fabrikası ve uzun mamülde cevhere dayalı üretim yapan tek kuruluş KARDEMİR AŞ.’nin Karabük’te bulunduğu düşünüldüğünde Karabük Üniversitesi’nde açılan Demir Çelik Enstitüsü ile Reel Demir Çelik sektöründe Karabük, ayrı bir öneme sahip olacaktır. Sektörün tüm gelişmeleri ve geleceği bu enstitü tarafından izlenecek, gerekli tahliller, analizler burada gerçekleştirilecek ve sektörün yurt dışında yaptırdığı birçok işlem MARGEM’de yapılır hale gelecektir.

Tasarım ve Ulaştırma Mühendisliği

  Ülkemiz açısından da son derece önemli olan bir görevi gerçekleştirmek adına Mühendislik Fakültesi bünyesinde İnşaat Mühendisliği ana bilim dalında Ulaştırma Mühendisliği bölümünü açtık. İnsan ve taşınacak malların hem ulaşımını planlayacak hem de yollar, otobanlar, tren yoları, kavşaklar, alt ve üst geçitler, metrolar gibi ulaşım ve alt yapılarının güvenli dizaynını tasarlayacak olan Ulaştırma Mühendislerimiz ile ülkemizin ulaşımını da dizayn etmiş olacağız. Bölüme 2013-2014 eğitim öğretim yılında öğrenci alınmıştır.

Türkiye’de yine ilkler arasında ve üniversitemiz bünyesinde yer alan Tasarım Mühendisliği programı Mühendisliğin ve Endüstriyel Tasarım konularının çalışma metotlarını ve ön görülerini birleştirmektedir. Mühendislik nitelikleri ile Tasarım yeteneklerini birleştirerek, öğrencilere ürün geliştirme projeleri için mükemmel bir temel yapı hazırlar, bu gibi projeleri yönetme ve geliştirmede becerisini kazandırır.

   Bu çerçevede ilk öğrencilerimiz, ilk umutlarımız olarak üniversitemizdeki yerlerini aldılar. Gelecekte ise ilk mezunlarımız olarak başarılı çalışmaları ile gurur kaynağımız olacaklar.

Ülkemizin ihtiyacı olan yeni meslek dallarını üniversitemize kazandırarak bu yarışta hep bir numara olacağız. Aktuerya ve Risk Yönetimi, İmalat Mühendisliği, Enerji Sistemleri Mühendisliği, Mekatronik Mühendisliği, vb. bizlerin tercih edilmesinde en önemli etken olan bölümlerdir.

Öğrencilerin mezun olduklarında onlara iş ve kariyer imkanı sağlayabilecek yeni bölümler açtık. Onları; kariyerlerini belirlerken seçeneksiz bırakmadık. Sunduğumuz alternatiflerle Karabük Üniversitesi çatısı altında hedefleriyle buluşturduk. Bu gayretlerimiz karşılıksız kalmadı ve bugün Karabük Üniversitesi; başarıları herkes tarafından takip edilen, 292 aktif programı ile tercih edilir bir üniversite haline geldi.

Çift anadal ve yan dal eğitimi

  Gençlerimiz, üniversitemizde hem örgün öğretimi hem de uzaktan öğretimi aynı zamanda okuma fırsatı bulabilmektedir. Ayrıca, üniversitemizde 19 programda çift anadal ve yan dal eğitimi verilmektedir. Yani öğrencilerimiz bir üniversite kazanıp iki diploma ile mezun olabilmektedirler.

Erasmus ve Farabi Programları

  Dünyaya kapılarını açan evrensel bir üniversite olmak, üniversitemizin önemli hedeflerinden biridir. Bu bağlamda, yurt dışında farklı ülkelerde bulunan üniversitelerle yaptığımız ikili anlaşmalar çerçevesinde, öğretim üyesi ve öğrenci değişimi çalışmalarına ayrı bir önem vermekteyiz. Üniversitemiz bugüne kadar 21 AB ülkesindeki 108 farklı Üniversite ile “Öğrenci hareketliliği” ve “Personel Hareketliliği” olmak üzere toplam 868 bölümde anlaşma sağlamış ve 1000‘e yakın kontenjana sahip duruma gelmiştir. Öğrencilerimizi de bir dönem veya bir yıllığına yurt dışında bir üniversitede öğrenim görmek üzere gönderiyoruz. 2013-2014 yılı Erasmus hareketlilik faaliyeti hibe miktarına 391.450 euro göre Karabük Üniversitesi 162 Türk Üniversitesi arsında 40. Sırada yer almaktadır. Avrupa’nın 21 ülkesinde mutlaka bir Karabük Üniversiteli öğrencimiz var.

   Üniversitemiz farabi programı kapsamında ise 64 değişik üniversiteyle 70 bölüm ve yaklaşık 600 öğrenciyi kapsayan anlaşmalar yapmıştır.Tüm bu gelişmelerin ışığında, inanıyoruz ki Karabük Üniversitesi, akıllarda kalan “yeni üniversite” düşüncesini “dünya standartlarında, evrensel bir üniversite” olarak değiştirmiştir.

Üniversitemizde 10 ülkeden 83 yabancı uyruklu öğrenci eğitim öğretim görmektedir.

Uluslar arası tanınırlık-Diploma eki etiketi

  Karabük Üniversitesi kurulduğu 2007 yılında Uluslararasılaşma ve Tanınırlık çalışmalarına başlamış olup bugün gelinen noktada Karabük Üniversitesi Avrupa Komisyonu’ndan aldığı ve Türkiye’de 44 üniversitede bulunan “Diploma Eki” Etiketi belgesi ile artık tüm dünyada tanınıyor. Bu da üniversitemizi diğer üniversitelerden farklı kılan bir durumdur.

25 000 kişilik stadyum ve spor tesisleri

25 000 კაციანი სტადიონი და სპორტული დაწებულებები

  Karabük Üniversitesi geçen kısa süre içerisinde yeni açılımlarla rekabet gücünü arttırma arzusu içerisinde. Karabük Üniversitesi ülkemizin spor müsabakalarının yapılacağı merkez olma arzusu içerisindedir. Bu amaçla da Üniversitemiz içerisinde 25 000 kişilik stadyum ve spor tesisleri yapımına başlanmış olup, ülkemizde bulunan 180 üniversitenin tüm spor müsabakalarını ve Dünya Spor Oyunlarının  bir ayağını Karabük’te yapma arzusu içerisindedir. Karabük Üniversitesi’nin uluslarasılaşması ve rekabet gücünü artıracak her türlü tedbirler alınmıştır ve bundan sonra Karabük Üniversitesi daha güçlü olacaktır. Yine bir olarak yapımına başlanıp Haziran 2013’de hizmete açılacak olan Hasan Doğan Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu ve Stadyumu projesi, projesi işlevselliği ile bir ilki ve bu ilke bir de çevre düzenlemesinde yapacağımız bir ilk daha eklenecek. Stadyumlar genelde birbirine benzer, farklılıkları temelde kapasiteleridir. Öyle bir stadyum projelendirdik ki içerdiği mekanlar, işlevselliği ve çevresiyle birlikte ülkemizdeki stadyumlardan en dikkat çekici ve fark edilebilir olanıdır. Ulusal değerlerimizden birisini, ay ve yıldız ile stadyumu kucakladık. Adeta pırıldayan bir mücevher gibi ulusal değerlerimiz stadyumu kucaklayacak ve parıldamasını sağlayacak.

Üniversite-Sanayi işbirliği

   Ülkemizde Üniversite Sanayi işbirliğine model olabilecek seviyede güçlü bir işbirliği Karabük Üniversitesi ile KARDEMİR A.Ş. arasında gerçekleştirilmektedir. Bu bağlamda Karabük Üniversitesi, KARDEMİR A.Ş. personelinin 2011 yılı hizmet içi eğitiminin %20 si vermiş olup, 2012 yılında %60’ı verilmiş olup 2013 yılı içindev 5228 personele eğitim verilmiştir. Üniversite-sanayi işbirliği kapsamında gerçekleştirilen projeler ile yeni teknolojiler geliştirilmekte, modern laboratuarlarda bilimsel-teknolojik araştırmalar yapılmakta, Ar-Ge ile ithalatı azaltıcı ihracatı artırıcı çalışmalar yapılmaktadır. Yine Üniversitemiz ve KARDEMİR A. Ş ile birlikte; Enerji Verimlilik Artırıcı Proje kapsamında toplam 1.154.158,00 TL lik Akademik Projeler yapılmıştır.”

 
                                          Karabük Üniversitesi fotoğrafları
 
     
 
     
 
    

Safranbolu Belediye Başkanı Necdet Aksoy: “”Safranbolu’da 1 milyon turist hedefi”

0

Haber: İlker ÇAKAN 

 საფრანბოლუს მერი ნეჯდათ აქსოი: ჩვენი მიზანია წელიწადში საფრანბოლუს ტურისტების რაოდენობამ 1 მილიონს მიაღწიოს.

  Turist sayısı geçen yıla göre yüzde 25 artan Safranbolu’nda 1 milyon turist hedefine kilitlendiklerini ifade eden Safranbolu Belediye Başkanı Necdet Aksoy, geçen yıl 204 bin turisti ağırladıklarını bu rakamın günübirlik gelen turistlerle birlikte 600 bine ulaştığını belirterek, “1 milyon rakamına ulaşmak için kongre turizmi adına da hazırlıklarımızı sürdürüyoruz” dedi
  Yıl içinde bir master plan dahilinde tanıtım çalışmaları başta olmak üzere bir dizi çalışma yaptıklarını söyleyen Aksoy, geçen yıl yerli ve yabancı 210 bin civarında turist geldiğini, bu rakamın günü birlikçilerle birlikte 600 bine ulaştığını söyleyerek, ” Şehrimize gelen turist sayısı geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 25 arttı. Bu kendiliğinden olmuyor, Safranbolu’yu tanıttıkça oluyor. Bizlerde Safranbolu Belediyesi olarak tanıtıma büyük önem veriyor, bir turizm firması gibi Safranbolu’muzu her platformda temsil ediyoruz. bu konuda ne kadar ciddi ve azimli olduğumuz, aldığımız uluslar arası ödüller, turizm ile ilgili çalışmalar ve kentimizin çeşitli yerlerine astığımız afişler ile de görülmekte. Bir sonraki yıl inanıyorum ki bu seneki tanıtımla beraber daha yüksek bir turist sayısına ulaşacağız. Hedefimiz 1 milyon turisti yakalamak. Bu hedefe bizi ulaştıracak her türlü tanıtım argümanını kullanmaya devam edeceğiz ” dedi.
  წინა წელს საფრანბოლუში 210 ათასი ტურისტი იყო, როგორც უცხოელი, ისე ადგილობრივი რომელმაც 600 ათასს მიაღწია.

  Kongre turizmini mutlaka ilçeye yerleştireceklerini vurgulayan Safranbolu Belediye Başkanı Dr. Necdet Aksoy, ilçede kültür turizminin yerleştiğini belirterek, ”  Öğretmen evi inşaatı tamamlandı ve 300-350 kişilik toplantı salonu bulunuyor. 2 toplantı salonumuz var. Her türlü toplantıyı yapabilecek kapasitede, lükste ve alt yapısını oluşturduğumuz salonlar bunlar. Yine beş yıldızlı otelde de en az 3-4 tane en az 30 kişilik toplantı salonları oluşturulacak. Bunlar da devreye girdiğinde Safranbolu’da toplantı salonu ihtiyacını ortadan kaldırmış olacağız. Hedefimiz 1 milyon turist ve biz Safranbolu olarak bunu başaracağız ” dedi.

 

                                                  Safranbolu fotoğrafları

 

      

 

       

Karabük Valisi İzzettin Küçük: “Türkiye- Gürcistan Haberci Gazetesi iki ülke arasında

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Karabük Valisi İzzettin Küçük gazetemiz Türkiye- Gürcistan Haberci Gazetesi ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Türkiye- Gürcistan Haberci Gazetesi Türkiye ile Gürcistan arasında gerçek bir dostluk köprüsüdür. Bu nedenle iki ülke arasındaki kültürel, ekonomik, sosyal ilişkilerin gelişmesine ve dostluk bağlarının güçlenmesinde büyük katkısı olmaktadır.”

  ქარაბუქის გამგებელი იზზეთთინ ქუჩუქ:

თურქეთ-საქართველოს გაზეთი მაცნე, ორ ქვეყანას შორის გადებული ხიდია  მეგობრობისა.

 

                                    

                                                    Karabük Valisi İzzettin Küçük

Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin Uysal: “Türkiye- Gürcistan Haberci Gazetesinin iki dilde yayınlanmasından mutlu oldum”

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.  Burhanettin  Uysal, gazetemiz Türkiye- Gürcistan Haberci Gazetesi ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi:

   “Biz aynı coğrafyanın milletleri olarak Gürcistan dilinde ve kendi dilimizde Türkiye- Gürcistan Haberci Gazetesinin yayınlanıyor olmasından dolayı çok mutluluk duydum. Bizim geçmişimiz ortaktır. İnşallah bugünkü çalışmalarımız neticesinde de geleceğimizin ortak olacağına inanıyorum. Bu coğrafyada huzurun ve refahın hakim olması için elbirliği ile mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyorum.”  

  ქარაბუქის უნივერსიტეტის რექტორი პროფესორი ბურჰანეთთინ უისალ: ძალიან ბედნიერი ვარ, რომ თურქეთი-საქართველოს გაზეთი „მაცნე” ორ ენაზე იქნა გამოცემული.

 

Karabük Demir Çelik İlköğretim İlkokulu

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Okulunda yaptığı çalışmalarla öğrenci velilerinin takdirini toplayan Karabük İlköğretim İlkokulu Müdürü Recep Keleş  okulu ile ilgili olarak şunları söyledi; “Okulumuz, 1937 yılında Karabük Demir Çelik Fabrikasını kuran İtalyan firma tarafından çelikten yaptırılmıştır. 1937 yılında Karabük Demir Çelik Fabrikası çalışanlarının çocuklarına özel  okul olarak açılmış, Türkiye`nin ilk özel okuludur.1955 yılında Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmıştır.

   Eski Cumhurbaşkanımız Turgut  Özal`dan başarı belgesi almıştır.Yine 2000`li yılların çevreci konulu kompozisyon dalında okulumuz öğrencisi Mübeccel Harbutlugil ülke birincisi olmuş ve dönemin Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol`dan başarı belgesi almıştır. Okulumuzun il birincilikleri de devam etmektedir. 1995 -2013 yılları arasında  47 öğrencimiz çeşitli yarışmalarda il birincisi olmuştur. Halen 57 öğrencimiz ana sınıfında, 230 öğrencimiz ise ilkokulda öğrenim görmektedir. 12 öğretmen çalışmaktadır.  Okul müdürü olarak 2010 yılından bu tarafa görev yapmaktayım.”

 

                         Karabük Demir Çelik İlköğretim İlkokulu fotoğrafları

                  

                                        

Gürcistan-Batum Devlet Kukla Tiyatrosu

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Gürcistan-Batum Devlet Kukla Tiyatrosu 1936 yılında kurulmuştur. Batum Devlet Kukla Tiyatrosu Türkiye, Uktaryna, Bulgaristan gibi ülkelerde uluslararası ödüller almıştır.  Tiyatroda 20 oyuncu görev yapmaktadır. Batum Devlet Tiyatrosu  Giresun -Bulancak ilçesinde de oyun oynamıştır. Batum Devlet Kukla Tiyatrosu Müdürlüğünü yedi yıldır Medea Charkviani yürütmektekdir

  ბათუმის სახელმწიფო თოჯინების თეატრი 1936 წელს დაარსდა. თეატრს თურქეთის, უკრაინის, ბულგარეთის და სხვა ქვეყნების საერთაშორისო ჯილდო აქვს აღებული. თეატრში დასაქმებულია 20 მსახიობი. ბათუმის სახელმწიფო თოჯინების თეატრის დირექტორი მედეა ჩარკვიანია. 

 

                                             

                                         Batum Devlet Kukla Tiyatrosu Müdürü

                                                          Medea Charkviani             

error: Content is protected !!