Soykırımın
Hocalı kolu…
“Ben
savaşlar hakkında, Alman faşistlerinin gaddarlığı hakkında çok
duydum, fakat Ermeniler 5-6 yaşındaki çocukları, sivil halkı
katletmekle onları gölgede bıraktılar “.
(Fransız
gazeteci Jan-İv Gnet)
Soykırım
insanlık tarihinin en ciddi ve karmaşık sorunlarındandır.
Soykırım bir etnik toplumun dil, din, kültür vb. malum nedenlerle
bilinçli şekilde yok etmeğe yönelik bir eylemdir. Bir grubun
varlığının tamamen silinmesi amacıyla her türlü şiddet ve
vahşeti içeren kuramdır.
Tarih boyunca ezeli Azerbaycan
topraklarını sahiplenmeye çalışan, kendi menfur ve sahte
niyetlerini gerçekleştirmek ümidiyle yaşayan Ermeniler
zaman-zaman bu isteklerini gerçekleştirmek için fırsat
kazanmışlardır. Yirminci yüzyılın sonlarında da SSCB’nin
çökmesi, yeni çatışma ocaklarının kurulması “Büyük
Ermenistan” düşü ile çırpınan Ermenilerin aktifleşmesine
ortam yaratıyordu. 1988-1991 yılları arasında Dağlık Karabağ
çevresinde çok çelişkili, karmaşık bir durum idi. “Türksüz
Ermenistan” sloganı altında mücadeleye kalkan Ermeni
milliyetçileri Azerileri kendi dede-baba yurtlarından zorla
çıkarıyor, etnik temizlenmeye maruz bırakıyorlardı. 1991
yılının Ekim ayından 1992 yılının Şubat ayına kadar, yani 5
ay süreyle ise Ermeniler Dağlık Karabağ’ı Azerbaycanlılardan
neredeyse, “temizlemişlerdi”.
Hocalı
faciası Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun en
korkunç sayfalarından biridir. Yüz yıllardır Azerbaycanlılara
karşı şovenist, antoqonist ilişki yürüten Ermeni vahşetinin
iğrenç ve hain sayfalarından biri (1905-1907; 1918-1920; 1948-1953
ve s.). 1992 yılı 25 Şubat 26’sına bağlayan gece Ermeni-Taşnak
silahlı kuvvetleri ve eski Sovyet 366. motorlu alayı Hocalı
bölgesine saldırdı, yüzyılın en dehşetli soykırımlarından
biri gerçekleştirildi. Henüz 1991 yılının sonlarına doğru
Ermeni silahlı birlikleri tarafından Hocalı, ablukaya alınmış,
Dağlık Karabağ’dan ordusu çıkarıldıktan sonra tam
kuşatılmıştı. Fakat bağımsız devlet yapılanması yoluna yeni
temel atmış Azerbaycan’ın iktidarını eline geçirmek isteyen
daireleri Hocalıdan daha “önemli” nitelendirdikleri
kişisel çıkarlarıyla meşgul idiler. Devlet yetkililerinin aciz
ve suskun pozisyonları da Hocalı faciası için zemin
hazırlamıştı.
Hocalı’ nın ele geçirilmesi için
gerçekleştirilen askeri operasyon sırasında şehrin yerli halkına
karşı toplu şiddet gerçekleştirilmiştir. Bağımsız koridor
hakkında ise Hocalı nüfuzu, hemen bilgilendirilmiştir. Olay
tanıklarının ifadelerinden, Hocalı soykırımına dair dünya
basınında demeçlerinden, fotoğraflardan, Ermeni katılımcıların
itiraflarından görüldüğü gibi Hocalı faciası Ermeni
milliyetçilerinin Azerbaycan halkına karşı yaptığı soykırım
ve etnik temizlik politikasının en kanlı biçimidir. Bu soykırım
eylemi başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi olmak üzere,
birçok uluslararası hukuki-normatif düzenlemelere (İnsan hakları
ve temel özgürlüklerin korunmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi,
Cenevre Sözleşmesi vb.) Kaba şekilde ihlal edilmesine yol
açmıştır. Barış, insanlık restore etmeye çalışan dünya
birliği bu facianın organizatörleri ve katılımcılarına karşı
kesin tutumdan vazgeçmesi, onların suçlanmasının edilmemesi
adalet ve hümanizme yönelik faaliyetleri şüphe altına düşürüyor.
Hocalı
katliamı Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı uzun yıllardır
yürüttüğü kasıtlı soykırım politikasının bir parçasıydı.
Hocalı soykırımına siyasi değer verilmesi
1993 yılında
halkın ısrarı ile
iktidara getirilen Haydar Aliyev iç istikrarın sağlanması,
siyasi, ekonomik çöküşün önlenmesi yönünde faaliyete başladı.
1994’de ateşkesi sağlamayı başardı. Dış politikada temel görev
Azerbaycan’ın bağımsızlığının tanınması ve Azerbaycan
hakkında objektif fikrin oluşumu idi. Ayrıca Hocalı Soykırımı
Azerbaycan’ın sosyal-politik fikir tarihinde önemli yerlerden
birini tutmalı, bundan sonra devletin hem iç, hem de dış
politikasında Hocalı soykırımı, onun objektif şekilde
anlatılması, tanınması ön plana geçmeli, bu yolda fiili adımlar
atılmalı idi. Maalesef, Azerbaycan’ın başının iç işlerine
karıştığı, yeni ilerlemeye doğru attığı adımların
zamanında yurt dışındaki imkanları kullanan Ermeniler dünya
birliğine Hocalı Soykırımı hakkında çarpık bilgiler aktarmaya
çalışmış ve bunu bir anlamda başarmışlardır.
Hocalı
soykırımına siyasi değerin verilmesi Ulu önder Haydar Aliyev’in
girişimleri ile olmuştur. Halen Cumhurbaşkanlığı yetkilerini
kullanırken Yüksek Sovyet Başkanı Haydar Aliyev Ermeni
saldırısının önlenmesi amacıyla acil önlemler alınması için
BM Güvenlik Konseyi’nin derhal çağrılması talebi Güvenlik
Konseyi Başkanına 26 Temmuz 1993 tarihli yazılı başvuru ile
yapılmıştır. 1994 yılı 24 Şubat’ta Milli Meclisin kararı ile
her 26 Şubat «Hocalı Soykırımı Günü” olarak anılması
ve bu konuda uluslararası kurumlara bilgi verilmesi ile Hocalı
soykırımına ilk kez siyasi değer verilmiş oldu. Milli lider
Haydar Aliyev’in girişimi ile yüzyılın bu büyük faciası devlet
tarafından yüksek düzeyde değerlendirildi. 1995 24 Şubat’ta
Milli Meclisin dünya parlamentolarına ve uluslararası kuruluşlara
Hocalı Soykırımı ile ilgili başvurusu yapıldı. Milli lider
Haydar Aliyev Hocalı Soykırımının tanınmasının temel
müsebbibi, girişimcisi olmuştur. Bu konudaki fikrini Ulu önder
şöyle ifade etmiştir: “… 1994 26 Şubat arifesinde ben
Milli Meclis’e teklif verdim. Milli Meclis karar aldı ve Hocalı
Soykırımı Hocalı faciası günü ilan edildi. Bugün bizim
tarihimizde, bizim takvimimizde matem
günüdür, hüzün günüdür. Bunu biz kanunla kabul ettik…”,
Soykırım
kurbanlarını her zaman anarak, şehitlerin anısını aziz tutan
milli lider Haydar Aliyev 1997 25 Şubat’ta “Hocalı soykırımı
kurbanlarının anısına 1 dakikalık saygı duruşu ilan edilmesi
hakkında” ferman imzaladı. Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ,
Hocalı Soykırımının onuncu yıldönümü ile ilgili Azerbaycan
halkına 2002 yılı 25 Şubat tarihli ulusa sesleniş konuşmasında
belirtiyordu ki: “Bugün Azerbaycan hükümeti ve halkı önünde
Hocalı Soykırımı ve tamamen Ermenilerin Dağlık Karabağ’da
yaptıkları vahşetler hakkında gerçekleri olduğu gibi, bütün
gerçeklik ve dehşetleri ile dünya devletlerine, parlamentolarına,
geniş kamuoyuna duyurmak, tüm bunların asıl soykırımı eylemi
olarak tanınmasını görevi durmaktadır. Bu Hocalı şehitlerinin
ruhu karşısında bizim vatandaşlık ve insanlık borcumuzdur. Öte
yandan, facianın asıl uluslararası hukuki-siyasi değer alması,
onun ideologlarının, organizatörlerinin ve gerçekleştirenlerin
layıkıyla cezalandırılması tamamen insanlığa yönelik böyle
acımasız eylemlerin gelecekte tekrarlanmaması için önemli
şarttır “.
2003
15 Şubat’ta Hocalı göçmenlerinin Birleşmiş Milletler, Avrupa
Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na başvurusu
yapıldı. Başvurunun amacı dünyanın nüfuzlu uluslararası
örgütleri olan Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa
Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na 1992 Şubat’ında
Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinde Ermeniler tarafından
işlenmiş Hocalı soykırımı hakkında gerçekleri dünya
kamuoyunun dikkatine sunmak ve bu kanlı cinayete hukuki-siyasi değer
verilmesini sağlamaktan oluşmaktaydı.
Cumhurbaşkanı İlham
Aliyev tarafından da her yıl soykırım ülkemizin her yerinde
soykırım kurbanları anılıyor. Soykırımın 20.yıldönümü ise
2012 yılında halk yürüyüşü ile yapılmıştır.Başkentin
Hürriyet meydanından başlayan, 60 binden fazla kişinin katıldığı
halk yürüyüşü Hocalı faciası kurbanlarının hatırasını
anmak ve Ermeni faşistleri tarafından insanlığa karşı işlenen
vahşi cinayeti yeniden dünya kamuoyunun dikkatine sunmak amacı
taşıyordu.
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev 2011 yılı 23 Şubat
tarihli konuşmasında belirtmiştir ki: ” …bizim siyasetimiz,
özellikle yurtdışındaki faaliyetimiz, Hocalı hakkında
gerçekleri dünya birliğine göstermemiz bu durumu, neredeyse,
tamamen değiştirdi… Hocalı Soykırımı Ermeni vahşetini
göstermiştir… Ben eminim ki, gün gelecek Hocalı faciasını
işleyen, sivil halka karşı zulüm eden, ahalini öldüren Ermeni
suçluları yargı önünde cevap vereceklerdir. O gün gelecektir”.
Benzeri
görülmemiş vahşeti, vahşetle işlenmiş, insanlığa sığmayan
Hocalı Soykırımı ve genellikle, Azerbaycan halkının
adaletsizliğe maruz kaldığı Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık
Karabağ sorununun tüm gerçekleri dünya kamuoyuna detayları ile
iletilmesi, onların kesin konumlarını bildirmeleri için ciddi ve
hedefli çalışma yapılmalıdır. Çünkü soykırıma siyasi
tutumun bildirilmemesi yeni katliamların vuku verebileceği
kanaatini, ayrıca zeminini oluşturur. Aynı zamanda soykırım
faciasının objektif şekilde tanınması birliğin, dayanışmanın,
hümanizmin onayı, uluslararası ispatının sonucu olarak
zorunludur. Hocalı Soykırımı Ermenistan tarafından
gerçekleştirilen kasıtlı ve düşünülmüş siyasetin bir
parçası olmakla Ermeni barbarlığının, vahşetinin de en tepe
noktasıdır. Bu trajedi her şeyden önce insanlığa, hümanizme
karşı işlenmiş bir eylemdir.
Soykırımı
tanıyan devletler Hocalı Soykırımı aynı zamanda Ermenistan
tarafından gerçekleştirilen kasıtlı ve düşünülmüş
siyasetin bir parçası olarak beyan edilmelidir. Tesadüf değildir
ki, yirminci yüzyılın en kanlı ve korkunç cinayetlerinden biri
olan Hocalı soykırımının dünya devletleri tarafından tanınması
ve soykırım olarak kabul edilmesi, ona siyasi değer verilmesi
yönünde gerçekleştirilen siyaset artık olumlu sonuçlar
göstermektedir, dünyanın birçok devletleri tarafından bu
soykırım eylemi kötülenmiştir.
Hocalını
tanıyan devletler ve eyaletler:
|
Devletler
|
ABD
eyaletleri
|
|
Meksika;
Pakistan;
Kolombiya;
Çek
Cumhuriyeti;
Bosna
Hersek;
Peru;
Sudan
|
Massachusetts
eyaleti; Texas
eyaleti; New
Jersey eyaleti; Georgiya
eyaleti; Men
eyaleti; New
Mexico; Arkansas
eyaleti; Mississippi; Oklahoma
eyaleti; Tennessee
eyaleti; Pensilvanya
eyaleti; Batı
Virginia
eyaleti; Connecticut
eyaleti; Florida
eyaleti |
“Hocalı’ya
adalet-Karabağ’a özgürlük” uluslararası bilgi ve
kışkırtma kampanyası
Hocalı
gerçeklerinin dünyaya ulaştırılması, uluslararası dağıtım
ve katliamın objektif değerlendirilmesi yönünde atılan adımlarda
Haydar Aliyev Vakfının müstesna rolü göz ardı edilemez. Fonun
emeği ve maksatlı faaliyetleri sonucunda dünya ülkeleri Ermeni
saldırganlarının insanlığa sığmayan katliamları hakkında
daha dolgun bilgilendirilmektedir. Bir takım devletler, uluslararası
kuruluşlar, etkili kurumlar insanlığa karşı işlenmiş bu
cinayetin asıl mahiyetini anlayarak katliamı şiddetle kınıyorlar.
Haydar Aliyev Vakfı tarafından Hocalı soykırımı ile ilgili 100e
kadar malzemenin yurtdışında sergisi düzenlendi, Azerbaycan
kültürel mirasının düşman tarafından çiğnenmesi,
kültürel-tarihi yapıların yıkılması ile ilgili çeşitli
dillerde yayınlanan kitap ve kitapçıklar yurtdışında
yayınlandı.
Haydar Aliyev Vakfı Başkan Yardımcısı, İslam
Konferansı Teşkilatı (İKT) Gençlik Forumu’nun kültürlerarası
diyalog üzere Genel Koordinatörü Leyla Aliyeva’nın girişimiyle
2008 yılından itibaren faaliyete başlamış “Hocalı’ya
adalet” kampanyası Hocalı gerçekliklerinin tanıtımı
yönünde yorulmadan faaliyet göstermektedir.
Geçtiğimiz
dönemler boyunca başarılı propagandası ile eyleme dünyanın
birçok ülkelerinden yüzlerce gönüllü katıldı. Propaganda
kampanyası sadece Hocalı soykırımını dünyaya tanıtmakla
kalmamakta, aynı zamanda, Ermenistan’ın yıkıcı ve saldırgan
politikalarının ortaya çıkarılması ile ilgili aktif çalışma
yapıyor. Genellikle, İKÖ’ nün Diyalog ve İşbirliği uğrunda
Gençlik Forumu da Ermenistan’ın işgalci tutumunun dünya çapında
kötülenmesi yönünde net faaliyet gerçekleştiriyor. Onlarca
ülkenin gençlik örgütlerini birleştiren İKÖ’ nün Gençlik
Forumu İslam Konferansı Teşkilatı
onaylanmış
tesisatı, hem de BM “Medeniyetler alyansı” kurumunun
resmi ortağıdır. İKT Gençlik Forumu Yönetim Kurulu 2008 yılının
Nisan ayında Kuveyt’te düzenlenen 6’ncı oturumunda Haydar Aliyev
Vakfı Rusya Delegasyonu Başkanı Leyla Aliyeva forumun kültürler
ve medeniyetler arası diyalog konularında birinci baş koordinatörü
seçilmesi ise İKT Gençlik Forumu’nun Azerbaycan topraklarının
Ermenistan tarafından işgaline daha çok dikkat ayırmasında
önemli rol oynadı. İşte bunun sonucuydu ki, bu yıl 17 Mayıs
İstanbul’da İKT Gençlik Forumu ve İSESKO – nun organizasyonu ile
düzenlenen İKT uzmanlarının iki günlük toplantısında Leyla
Aliyeva’nın girişimiyle başlatılan “Hocalı’ ya adalet –
Karabağ’a özgürlük” kampanyası İKT uzmanları tarafından
desteklendi ve 26 Şubat – Hocalı soykırım gününün İKT
ülkelerinde insani felaketler kurbanlarının hatırasını anma
günü olarak kutlanması konusunda karar alındı. Ayrıca, Hocalı
katliamının islam ülkelerinde ders kitaplarına dahil edilmesi ile
ilgili teklifin de İKT bakanlarının toplantısına sunulmasına
karar verildi.
İKT
Dışişleri Bakanları toplantısının 35. oturumunda “Hocalı’
ya adalet – Karabağ’a özgürlük” kampanyası ile ilgili
kararın dışişleri bakanları tarafından desteklenmesi dünyanın
57 ülkesinde ilgili kampanyanın gerçekleştirilmesi için
siyasi-hukuki tabanı oluşturulmasına yol açtı.2009 yılının
Mayıs ayında ise İKT Dışişleri Bakanları Konseyi Şam’da geçen
36. toplantısında bakanlar Gençler Forumu hakkında kabul
ettikleri nihai kararda “Hocalı’ ya adalet – Karabağ’a
özgürlük” kampanyasını tam destekleyerek üye ülkeleri bu
kampanyada aktif katılmalarının çağırdı. Bununla da Hocalı
faciası hakkında gerçeklerin dünya kamuoyuna iletilmesine ve
olayın dünya kamuoyu tarafından hukuki-siyasi ve manevi
değerlendirilmesine ulaşmaya yönelik uluslararası bilgi ve
kampanyası faaliyete başladı.
2011 yılında İslam
Konferansı Örgütü Parlamentolar Birliği (İKÖ PB) Leyla
Aliyeva’nın girişimi ile gerçekleş tirilen “Hocalı ‘ya
adalet” uluslararası kampanyasına destek olarak beyanname
kabul etti. İKÖ Parlamentolar Birliği Konseyi’nin Birleşik Arap
Emirliklerinin (BAE) başkenti Abu Dabi’de düzenlenen 13’üncü
oturumunda konseye üye ülkelerin kabul ettikleri Ebu-Dabi
beyannamesinde Hocalı faciasını insanlığa karşı işlenmiş
büyük bir suç olarak tanımaya çağırdı. Kararın 3’üncü
fıkrasında yer aldı ki, İKÖ PB-ye üye parlamentolar Ermeni
silahlı kuvvetleri tarafından Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Hocalı
kentinde sivil Azerbaycanlı nüfusa karşı işlenen toplu katliamı
insanlığa karşı suç olarak tanıyor. Belge üye devletler
belirtilen suça ulusal düzeyde gerekli değerin verilmesine
çağırıldılar.
Kampanyanın
doğrudan yararlı tarafı Hocalı gerçeklerinin dünyanın birçok
ülkelerinde yayılması, yüzyılın soykırım vahşetinin
gösterisi ile sonuçlanmıştır. 2013 Aralık 9-11-de Gine
Cumhuriyetinin başkenti Konakri de 57 ülkenin üye olduğu İslam
İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi (İİT DİBK)
40. toplantısında temsil olunan Diyalog ve İşbirliği Uğrunda
İslam Konferansı Gençlik Forumu tarafından oturuma Hocalı
faciasını soykırım belgesi olarak tanınması hakkında karar
tasarısı sunuldu. İİT DİBK bu kararı kabul etmekle Hocalı
faciasını soykırım eylemi olarak tanıdığını bir kez daha
beyan etti. Oturumun beyannamesinde “Hocalı’ ya adalet”
kampanyasına dair özel madde konulmuştur. Aynı paragrafta der ki:
“İİT DİBK” Hocalı’ ya adalet “uluslararası bilgi
kampanyasını alkışlıyor ve üye devletlerden bu soykırımı
yasasını ulusal ve uluslararası düzeyde insanlığa karşı suç
olarak tanınması için kampanyanın çalışmasında aktif yer
almaya ve gerekli çaba göstermeye çağırmaktadır”. Kampanya
kapsamında görülen amaçlı faaliyet sonucunda 2013 yılının
Şubat ayında Kahire’de yapılan İİT yüksek kurumu olan devlet
başkanlarının zirve toplantısında Hocalı faciası insanlığa
karşı suç ve soykırım eylemi olarak tanındı.
“Hocalı’
ya adalet” uluslararası bilgi ve kışkırtma kampanyası şimdi
dünyanın birçok ülkesinde yüzlerce gönüllü tarafından
başarıyla uygulanmaktadır. Bu yıl da kampanya “Yalanla
mücadee için ateş yak” (“Light a fire to fight the
liar”) başlığında propagandaya başladı ve artık dünyanın
çeşitli ülkelerinde anma eylemleri gerçekleştirilmiştir.
1992 yılı 26 Şubatı Hocalı faciası halkımıza karşı işlenen
soykırımdır. Hümanizme, barışa, güvenliğe, insanların en
temel ve önemli haklarına yönelik bir eylemdir. Bu tarih bir
şehrin nüfusunun bilinçli, düşünülmüş şekilde yok edilmesi
amacını taşıyan adımdır. Bu facia bir daha onu gösteriyor ki,
Ermeniler sadece bizim topraklarımızı işgal edip, sahiplenmekle
değil, hem de bizim bir millet olarak varlığımızı sonlandırmak
hırsı ile yaşıyorlar. Ermeni milliyetçileri kendi bebeklerine
bile Türk nefreti ile göz açtırıp, Türk düşmanlığının
aşılıyorlar. Türkün azapla yok edilmesi, tarihten silinmesi bir
görev gibi her Ermeni’nin karşısına konulmaktadır. Böyle bir
gösterişli, acımasız, cellat, kinci bir ruhla büyümüş
milletten hangi hümanizmi beklenir? Soykırım sonucunda şehrin 5
bin kişi nüfusundan 335 kişi şehit olmuş, Ağdamın merkezine
ulaşmak umuduyla şehri terk eden 2500 Hocalı vatandaşından 613-ü
düşman mermisiyle katliamın kurbanı olmuştur. Aynı zamanda 63’ü
çocuk, 106’sı kadın, 70’i yaşlı ve kadın olmak üzere – 613
kişi Hocalı sakini katledildi, 8 aile tamamen yok edildi, 25 çocuk
her iki ebeveynini, 130 çocuk ebeveynlerinden birini kaybetti.
Düşman mermisiyle yaralanan 487 kişiden 76 tanesi çocuktu. 1275
Hocalı lı esir, 150 Hocalı lı ortadan kayboldu. Devletin ve
vatandaşların malvarlığına 1 Nisan 1992 tarihindeki fiyatlarla
5milyar ruble değerinde hasar vurulmuştur. “Ermeni soykırımı”
altında dünyaya yalan haberler yayan, tarihi ve insanlığı
lekelemeye çalışan Ermeniler yakın geçmişte yaşanan trajediyi
“Hocalı savaşı” adı altında sunuyor, vahşi
niyetlerini gizlemeye çalışıyorlar. Maalesef, taraflı tutum
sergilemeyen uluslararası birlikler Azerbaycan’ın hak sesini
duymazdan geliyorlar.
Bugün
çok uluslu Azerbaycan milletinin önündeki temel görevlerden biri
nerede yaşamasına bakılmaksızın Ermenilerin Dağlık Karabağ’da
yaptıkları vahşetler hakkında gerçekleri olduğu gibi, tüm
boyut ve dehşetleri ile dünya devletlerine, parlamentolarına,
geniş kamuoyuna duyurmak, tüm bunların asıl soykırım eylemi
olarak tanınmasını ulaştırmak görevi durmaktadır. Bu en
azından Hocalı şehitlerinin ruhu karşısında bizim vatandaşlık
ve insanlık borcumuzdur. Soykırıma siyasi değerin verilmemesi,
Ermenistan hükümetinin yıkıcı politikalarının ortaya
çıkarılması dünyanın enerji güvenliği için önemli rol
oynayan Güney Kafkasya bölgesinde istikrarın ciddi şekilde
bozulmasına yol açabilir. İnsanlığa karşı en büyük suçlardan
biri olan Hocalı soykırımında bulunanlar, bu soykırıma ortak
olanlar uluslararası hukuk kanunlarında yaptırımlarla
yargılanmalı cezalandırılmalıdırlar.