Tarih
ve insanlık boyunca samimiyet ve dürüstlük hem prim yapmıştır.
Dürüst olmayı yüce dinimiz ve diğer kutsal kitaplarda hem
önermişlerdir. Samimi ve dürüst olmayan devlet, yönetici, iş
adamı, herkes hayatları boyunca sıkıntılı dönemler
yaşamışlardır. İnsanın yaşarken hep şöyle düşünmesi
gerekmez mi? Öldükten sonra hayırla ve hoş bir seda ile anılmak.
Günümüzde riyakar olmak, yalan
konuşmak, iki yüzlü davranmak neredeyse bir sanat haline gelmiştir.
Bu da insanlar arasındaki güven bunalımını artırmaktadır
Kültürel değerlerimizden uzaklaştıkça toplumda insanların
birbirine saygı ve sevgisi azalmaktadır. Geçmiş dönemlerde
insanlar birbirine kültürel değerlerine göre değer verirlerdi.
İnsanın makamına veya zenginliğine göre değer verilmez, onun kültür
yapısına göre değer verilirdi. Toplumda; o insan ne kadar iyi
insan, herkese yardımcı olur, iyilik yapan bir insan diye
konuşulurdu.
Günümüzde ise artık kültürlü
kavramı konuşulmuyor. İnsanların zenginlikleri ve makamları
konuşuluyor. Ona göre insana değer veriliyor. Zengin olmanın
kaynağının haram veya helaldan geldiğine bakılmaksızın onun
zenginliği konuşuluyor ve toplumda saygın bir kişi olarak
anılıyor. Kendi kendime soruyorum değer yargılarımız mı
değişti? Bunu iyi irdelememiz gerekir.
Günümüzde artık her yerde
saygılı ol, kültürlü ol, yalan konuşma kavramları
konuşulmuyor. Bunun yerine evlerde aileler içinde, cadde, sokakta,
okulda toplumun her kesiminde konuşma “PARA” kelimesi ile başlıyor.
Atalarımız önce nasılsınız, iyimisiniz, sağlığınız nasıl
diye söze başlarlardı. Konuşmalarda samimiyet ve dürüstlük
vardı. İnsanlar o kadar birbirine kadar bağlıydı ki ve kültürel
işbirliğinde samimimiyet kokardı. Kültürel yozlaşma sayesinde
birbirimize iki yabancı gibi bakar olmadık mı? Buna bir örnek
vereyim. Belediye otobüsleri daha doğrusu toplu taşıma araçlarına
bindiğinizde toplumsal kültürel değerlerimizin ne hale geldiğini
daha iyi anlamış olacaksınız. Milli Eğitim sistemimizde kültürel
değerlerimize daha çok değer verilmesi
gerektiğine küçük bir örnektir.
Toplu
taşıma aracında diyelim ortaöğretim çağındaki çocuklarımız
oturuyor. O anda arabaya 40-60 yaş ve daha yukarısı yaşlılarımız
arabaya biniyor. Bunlar araba içinde ayakta bekliyor, o gençler
koltuklarında oturuyor. Buna üzülmemek olur mu? Kendi kendime
soruyorum Bu çocuklarımıza ailelerinde ve okullarda; büyüklere
saygı ve sevgi kültürü, samimi olmak kavramları üzerinde
durulsa ve önem verilseydi bu manzaralarla karşılaşmak mümkün
olur muydu? Günümüzde insanlar birbiriyle kapalı mekanlarda veya
ikili karşılaşmalarda gayet samimi görünüyor. Birbirinden
ayrıldıklarında hemen birbiri aleyhine konuşmalar başlıyor.
Böyle bireylerin çok olduğu toplumlarda samimiyet ve dürüstlük
olur mu? Onun için bu toplumlarda sıkıntı ve bunalımlar olmaya
devam eder.
Tarih
boyu her toplum kendi kültürel değerlerine değer vererek devlet
olarak ayakta kalmışlardır. Toplum bireyleri arasındaki
ilişkilerde kültürel bağlılık yerine maddi çıkarlar ön plana
çıktığında o toplumlar sıkıntılı dönemler yaşamışlardır.
Kim
ne derse desin; ister zengin, ister fakir, makam sahibi olsun veya
olmasın samimi ve dürüst insanların sayıları günümüzde azda
olsa toplum vicdanında her zaman saygı ve sevgi görmektedir.
Günümüzde; iki yüzlü ve riyakar değilde, samimi ve dürüst
insan sayılarının çoğalması dileğiyle.