Çağımız bilgi ve iletişim çağıdır. İnternetin yaygınlaşması ile çocuklar ve gençler zamanlarının büyük bir kısmını sanal ortamda geçirmekte ve arkadaşlık ilişkilerini sanal alem üzerinden kurmaktadırlar. İnternetin gelişimi çocuklar ve gençler üzerinde pozitif bir katkı sunmanın yanında negatif etkisi de yadsınamaz ölçektedir.
Özellikle internet ortamının ortaya çıkardığı başlıca negatif etkenlerin başında ise siber zorbalık gelmektedir. Ülkemizde hem çocuklar ve gençler hem de aileler bu hususta yeterli bilgiye ve duyarlılığa sahip değillerdir. Bu konuda bilgi ve duyarlılık konusunda ailelerimiz yeterli donanıma ve bilgiye sahip değildirler. Bu nedenle, gittikçe hayatımızı kuşatan sanal dünyada özellikle siber zorbalık gibi karşımıza çıkan sinsi tuzaklar konusunda gençleri bilgilendirmek ve bilinçlendirmek gerekmektedir.
Diğer yandan ise bu teknolojiler, bilgiye ulaşma ve bilgilendirme alanlarında müthiş olanaklar da sunabilmektedir. Bilgi İletişim Teknolojileri alanında yaşanan bu modern ikilemi farkındalık yaratarak bilinçlendirmek çocukları gençleri ve ailelerini siber zorbalıkla karşılaştıklarını haklarını savunur bireyler haline getirmektir. Bu bağlamda ailelerin, çocuklarının bilinçli sosyal medya kullanımı ve siber zorbalık karşısında çocuklarının nasıl yanında duracakları, onları nasıl koruyabilecekleri üzerinde bilinçlendirmek, bilgilerini artırmak ve toplumsal bir farkındalık oluşturmaktır.
Öncelikli olarak çocukların ilgi alanlarının farklılaştırılması gelmektedir. Bu bağlamda kaçınılmaz fayda sağlayacak olan, sosyal aktivitelerin çoğaltılmasıdır. spor yapmayan, hareketsiz kalan kişiler, olumsuz arkadaş ortamı ve bağımlı arkadaş çevresi olanlar, iletişim kurma konusunda sorun yaşayanlar ve aile içi çatışmaları sıklıkla yaşayanlar bağımlılık riski altındadır.
Ailelerin teknoloji bağımlılığının yol açtığı siber zorbalıktan çocuklarını kurtulmak için değişikliklere adım adım gitmeleri gerekmektedir. Herhangi bir destek almadan önce aileler çocukları için herhangi bir çatışma ortamı yaratmadan bahsedeceğim bu huşulara dikkate eder ilk adımları atabilirler;
• Teknoloji başında geçirdiği zamanın değerlendirmesini yapın ve zararlarını gözden geçirin.
• Yavaş yavaş ama kararlı şekilde teknolojik ürünle geçirilen zamanı azaltın ve bu vakti spor, hobi, etkinlik, arkadaşlarla vakit geçirme gibi etkinliklerle doldurun.
• Gece uyumadan en az 30 dakika öncesinde teknolojik üründen uzaklaştırın ve uyku vaktine önem verin.
• Kahvaltıdan önce teknolojik ürünü ellerine almalarına mümkün oldukça imkan vermeyin,
• Etraflarındaki teknolojik ürünlerin sayısını minimuma indirin.
• Gerekirse uzman yardımı alın ve teknolojinin çocuklarınızı esir almasına izin vermeyin.
Çocuğun kendini tanıma, öfke kontrolü, stresle baş etme, iletişim, “hayır” diyebilme ve problem çözme gibi yaşam becerilerindeki eksiklikler bağımlılık riskini arttırmaktadır. Arkadaş grubunda popüler olmak isteyen ancak kendini ifade etmekte zorlanan, çekingen bir genç, cesaretini arttırmak amacıyla sosyal medyada kendini farklı biri gibi tanıtabilir.
Bunlar siber zorbalığa giden yolun taşlarını döşemektedir. Bu yüzden belirttiğimiz hususlara ailelerin kendilerine en uygun yöntemi belirleyerek çocuk ile çatışmaya girmeden kendilerine ve çocuklarına bir yol haritası çizmeleri çok önemlidir.
Gelecek nesiller için gittikçe büyüyen bu sorun öncelikli olarak aile içinde çözümler bulunarak gerekirse uzman desteği alarak zarar görmeden çözüme kavuşturulmalıdır. Güvende ve güvenilir nesiller yetiştirmek aileden başlar.
Çağımızın büyüyen sorunu siber zorbalık
