ABD
ve
dünya
tarihinin
önemli
şahsiyetlerinden
biri,
kendine
özgü
onurlu
iz
bırakmış
George
Washington
konuşmalarının
birinde
demiştir
ki:
“Yeni
kurulan
her
devletin
ömrünün
uzun
olmasını
onun
kurucusu
olan
liderlerin
siyasi
dehası
belirler”.
Bu
açıdan
geçen
yüzyılın 90’lı
yıllarının
başlarında
bağımsızlığını
yeniden
elde
eden
ve
tarihten
gelen
devlet
gelenekleri üzerinde
bir
devlet
kuran
Azerbaycan’a
Haydar
Aliyev
gibi
bilge
liderin,
ileri
görüşlü
politikacının,
mahir
devlet
adamının
rehberlik
etmesi
devletçilik
tarihimizde
kendi
önemi
ile
seçilir.Öncelikle,
Azerbaycan
SSCB
Devlet
Güvenliği
Komitesine,
1969
yılından
sonra
ise
Cumhuriyetimize
rehberlik
eden
Haydar
Aliyev
ülkemizin
bağımsız
devlet
geleneklerinin
yeni
düzlemde
geliştirilmesinde,
milli
devlet
bilincinin
oluşmasında
bedelsiz
hizmetler
vermiştir.
Haydar
Aliyev
1969-1970
yıllarında
gerçekleştirilen
Azerbaycan
KP
MK-nın
toplantılarında,
aktivistlerin
toplantılarında
ve
diğer
toplantılardaki
konuşmalarında
sürekli
olarak
ekonomik
ve
kültürel
yapılanma
konularını
analiz
eder
ve
yeni
görevleri
öne
sürümekteydi
.
Aynı
yıllar
da
Azerbaycan’ın
ekonomik
ve
sosyo-politik
hayatında
dönüş
aşaması
oldu.
Cumhuriyetimizin
dinamik
gelişimi
için
karmaşık
programların
hazırlanmasına
Azerbaycan
Komünist
Partisi
MK-nın
birinci
sekreteri
Haydar
Aliyev’in
etkinliği,
eşsiz
girişimciliği
ve
büyük
organizasyonu
tüm
1970-80
yıllarında
başarılarının
temeli
oldu.
Haydar
Aliyev’in
kesin
tutumu
sonucunda
Ermenilerin
Azerbaycan’ın
tarihi-etnik
toprağı
olan
Dağlık
Karabağ’a
asılsız
iddialarına
karşı
direnç
gösterildi,
Azerbaycan
topraklarının
bir
karışı
bile
Ermenistan’a
verilmedi
[Qasımlı
MC
Haydar
ALİYEV-
İstiklale
giden
yol
(1969-1987
yılları)
Bakü:Bakü
Universitesi yayınları, 2006,
s.326].
1978
yılında
Azerbaycan
SSCB
Anayasası’nın
kabul
edilmesi
Haydar
Aliyev’in
uzak
görüşlü
bir
adımı
idi.
Onun
girişimiyle
o
dönemdeki
Anayasamızda
Azerbaycan
dili
devlet
dili
ilan
edildi.
Bu,
o
dönemde
devletçiliyimizin
kornumasına
doğru
atılan
oldukça
cesur
bir
adım,
dilimizin,
milli
devlet
geleneklerimizin
geliştirilmesine
Haydar
Aliyev
tarafından
gösterilen
bedelsiz
hizmet
idi.
Eğer
o
dönemde
Haydar
Aliyev
dil
meselesinde
merkez
karşısında
geri
çekilseydi
bu
adım
milli,
manevi,
devletçilik
geleneklerimizin
sürdürülmesinde en
güçlü
silah
olan
dilimizin
ölmesine,
millet
olarak
milli
varlığımızın
kaybedilmesine
ve
tarihin
sahnesinden
yok
olacağımızın
kaçınılmaz sonuclarından biri idi.
Haydar
Aliyev
Azerbaycan
petrolünün
merkeze
taşınmasını
istemediğinden
petrol
alanlarıyla
özel olarak ilgilenmiş,
mali
kaynalar ayırarak,
böylece
ülkenin
bölgelerinin
geliştirilmesine,
yeni
iş
yerlerinin
açılmasına,
Azerilerin
yaşam
koşullarının
iyileştirilmesine,
nüfusun
demografik
gelişimine
bölgelerin
ve
köylerin
kültürel
simasının
değiştirilmesine
dair
stratejik
planlarını
hayata
geçiriyordu.
70’li
yıllarda
Azerbaycan’da
pamumkçuluğun
ve
bağçılığın
üstün
gelişmesinin
nedenlerinden
biri
de
işte
bu
etkenlerle
bağlı
idi.
Haydar
Aliyev
kenardan gelenlerin
yöneticiliklerine
son
verme
yönünde
çalışarak,
DTK
kurunlarının
yöneticilerinin
Azerbaycanlılar olması için
çaba
göstermiş,
yerel
halkın
temsilcilerini
yerleştirerek
yüksek
rütbeler
verilmesine
aracı
oluyordu.
O,
iktidara
geldiğinde
ekonomik
yönetimde
Azerilerin
konumlanmalarını,
ekonomide
yönetimi
de onların
kontrolüne
geçirdi.
Bütün
Sovyet
döneminde
Azeriler
ilk
defa
olarak
Azerbaycan’da
Haydar
Aliyev’in
iktidarı
döneminde
ekonomik
yerlerde
pozisyonlar
yakaladılar,
onların
özgüveni
güçlendi
[Europe
since
1945.
An
Encyclepedia.
Volume
1.
Bernard
A.
Cook.
Loyola
University
New
Orleans.
Editor.
New
York
and
London,
Garlond
Publishing
Inc.,
2001.p
70].
80’li
yılların
başlarında
(1982-1987)
Moskova’ya
yüksek
göreve
getirilen
Haydar Aliyev Azerbaycan’ın
milli
devlet
çıkarlarını
daha
yüksek
düzeyde
savunmaya
başladı.
Hayd ar
Aliyev’in
Azerbaycan’da
nüfuzunun
yüksek
olması
ve
halk
tarafından
çok
sevilmesi
70’lerin
sonundan
itibaren
Moskova’yı
açıkça
olmasa
da,
gizlice
rahatsız
ediyordu.
ABD’de
yayınlanan
bir
kitapta
yazıyordu
ki,
Azerbaycan’ın
Haydar
Aliyev’in
gizli
politikasının
altında
olması
Moskova
için
çokta
istenen
bir durum değildi.
Batı
yorumcularının
bir
çoğu
ise
, SSCB
rehberi
olan
Andropovun
onu
SSCB
Bakanlar Kurulu
Birinci
Yardımcısı
atamayla,hasta
olan
ve oturumlara
katılamayan
77
yaşındaki
Başbakan
N.A.Tixonovun
boşalacak
yerine
düşünmesiydi
[Joseph
L.
Nogee
.Soviet
Politics.
Russia
after
Brezhnev.
New
York:
Proeger
Publishers,
1985.p.140-141].
ABD
tarihçisi
Martin
İvn
yazıyor
ki,
Haydar
Aliyev
Andropovun
güvendiği
adamlardan
birisiydi.
Fakat
Andropovun
yanında
güvenli,
çalışkan,
bilgili,
becerikli
bir
kişilik
olarak
bilinen
Haydar
Aliyev
1985
yılında
iktidara
gelen
dar
düşünceli,
sorumluluğu
olmayan
M.S.Gorbaçov
tarafından
kıskançlıkla
karşılanıyordu.
Çeşitli
iftiralarla
onun
nüfuzunu
düşürmek
için
pratik
faaliyete
geçildi.
1987
yılı
Ekim
ayının
21-de
yapılan
Sov.
İKP
MK
toplantısında
Haydar Aliyev
“hastalığına
göre”
görevden
alındı
[Evon
M.
The
Andropov
file.
New
York,
Mc.
Graw.
–
Hill
Book
Company,
1983.p.82].
Fakat
buna
rağmen
Haydar
Aliyev
siyasi
faaliyetine
devam etdi.
1990
yılının
Ocak
ayının
20-de
ise
yaşanan
kanlı
faciaya
göre
Haydar
Aliyev
Gorbaçov’un
yürüttüğü
kanlı
politikaları
şiddetle
kınamaya
başladı.
Azerbaycan
ve
SSCB
yönetiminin
engel
olmasına
rağmen,
Haydar
Aliyev
güçlükle
de
olsa,
1990
yılının
Temmuz
ayının
20-de
Bakü’ye
döndü.
Buradan
ise
o,
Nahçıvan’a
gitti.
Nahçıvan’da
halk
tarafından
büyük
sevgi
ile
karşılanan
Haydar
Aliyev
aynı
yıl
Nahçıvan
Yüksek
Sovyeti
milletvekili
seçildi.
Bundan
sonra
yeniden
tüm
dikkatini
Azerbaycan’ın
milli
devlet
yapısının
restorasyonuna
yönelten
Haydar
Aliyev’in
talebi
ile
Nahçıvanın
adından
“sovyet
sosyalist” kelimeleri
alındı.
1991
yılı,
Eylül
ayının
1-de
Haydar
Aliyev
Nahçıvan
Yüksek
Sovyeti
Başkanı
seçildi.
Bundan
sonra
Azerbaycan’ın
bağımsızlığının
ve
milli
devlet
geleneklerinin
kurtarma
uğruna
daha
kararlılıkla
hareket
eden
Haydar
Aliyev’in
girişimciliği
ile
Azerbaycan’ın
bağımsızlığının
önemli
özellikleri
olan
üç
renkli
devlet
bayrağımız
Nahçıvan
Ali
Meclisi
üzerinde
dalgalanmaya
başladı.
Abluka
altındaki
Nahçıvan’a
Haydar
Aliyev’in
göz
ardı edilemez
zahmeti
sonucunda
yardımlar
yapılmıştır.
Nihayet,
Haydar
Aliyev’in
talebi
ile
imparatorluk
askerleri
Naxçıvanı
terk
etmeye
mecbur
kalmıştı.
Bu
ise
de-facto
olarak,
Nahçıvan’da
Azerbaycan’ın
bağımsızlığının
kurtulması
demekti
demekti.
1991
yılının
sonbaharında
Azerbaycan’ın
bağımsızlığının
elde
edilmesinde
Haydar
Aliyev’in
önemli
rolü
oldu.
1992
yılının
Ekim
ayında
ülkenin
91
kişi
aydını
“Ses”
gazetesi
aracılığıyla
Haydar
Aliyev’e
başvurdu.
Haydar
Aliyev’in
yönetimi
altında
Yeni
Azerbaycan
Partisi
kuruldu.
Ulu
Önder’in
söylediği
gibi:
“Bizim
parti
sağduyu,
sağduyu
–
halkı
birleştirmek
ve
Azerbaycan’ın
o
karmaşık
hayatında
ülkenin
sorunlarının
çözümünde
yer
almak,
kendi
hizmetlerini
göstermek
amacıyla
kuruldu”.
1992-1993 yıllarında Azerbaycan’ın başı üzerini yeniden bağımsızlığını kaybetme tehlikesi aldı. Böyle bir durumda 1993 yılının Haziran ayında Haydar Aliyev halkın ısrarlı talebi ile Nahçıvandan Bakü’ye geldi. O, hemen Azerbaycanın üzerini kaplayan tehlikenin giderilmesi ve devlet bağımsızlığının bir de elden verilmemesi için tüm gücünü sarf etti. 1993, Haziran ayının 15-de Haydar Aliyev Azerbaycan Yüksek Meclisi Başkanı seçildi. Bununla da Azerbaycan’ın bağımsız devlet geleneklerinin geliştirilmesi, güçlendirilmesi ve dünya devletleri sırasında kendi değerli yerlerinden birini tutması alanında yeni bir aşama başladı.
1992-1993 yıllarında Azerbaycan’ın başı üzerini yeniden bağımsızlığını kaybetme tehlikesi aldı. Böyle bir durumda 1993 yılının Haziran ayında Haydar Aliyev halkın ısrarlı talebi ile Nahçıvandan Bakü’ye geldi. O, hemen Azerbaycanın üzerini kaplayan tehlikenin giderilmesi ve devlet bağımsızlığının bir de elden verilmemesi için tüm gücünü sarf etti. 1993, Haziran ayının 15-de Haydar Aliyev Azerbaycan Yüksek Meclisi Başkanı seçildi. Bununla da Azerbaycan’ın bağımsız devlet geleneklerinin geliştirilmesi, güçlendirilmesi ve dünya devletleri sırasında kendi değerli yerlerinden birini tutması alanında yeni bir aşama başladı.
Onun
iktidara
gelişi
ile
milli
ideolojimizinin
yansıdığı
devletçilik
anlayışı
hazırlandı.
En
önemli
sorunumuz
olan
Ermenistan-Azerbaycan,
Dağlık
Karabağ sorununun
çözümü
yönünde
de
önemli
adımlar atıldı.
Ulu
önder
Haydar
Aliyev
dış
ülkelere
yolculukları
sırasında
esas
dikkati
bu
çatışmalara
yönelterek,
Ermenistan’ın
işgalci
siyasetini
dünyaya
beyan
etti.
Azerbaycan
çevresinde
oluşturulan
bilgi
kuşatmasının
yok
edilmesi
Ulu
önder
Haydar Aliyev’in
faaliyetinin
esas
yönlerinden
biriydi.
Bağımsılığımızın
ilk
yıllarında
Azerbaycan’ın
bazı
sorunlar
yaşamasında
ülkemiz
hakkında
bilgisizlik
de
önemli
rol
oynamıştı.
1992
yılında
ülkemize
karşı
uygulanan
“Özgürlüğü
Savunma
Yasası”
na
adaletsiz
907.değişiklik
de
bu
bilgisizliğin
ve
fiili
faaliyet
göstermemenin
sonucuydu.
Bu
değişikliğin
ülkemize
maddiden
çok,
manevi
zararını
öne
çıkaran
Ulu
önder
dünyanın
en
prestijli
kurumlarının
kürsülerinde
Azerbaycan
gerçeklerini,
Dağlık
Karabağ
sorununun
asıl
önemini
uluslararası
kamuoyunun
dikkatine
iletti.
Ermeni
yalanları
olgularla
ortaya
çıkarıldı.
Haydar Aliyev’in uzak görüşlü politikaları sonucunda 1994 yılının Mayıs ayında Ermenistan’la ateşkes konusunda anlaşmaya varıldı. 1994 yılının Eylül ayının 20-de ise yabancı ülkelerin petrol şirketleri ile Hazar’ın petrol ve gazla zengin yapılarının işletilmesi konusunda “Yüzyılın Anlaşması” adlı tarihi belge imzalandı.
Haydar Aliyev’in uzak görüşlü politikaları sonucunda 1994 yılının Mayıs ayında Ermenistan’la ateşkes konusunda anlaşmaya varıldı. 1994 yılının Eylül ayının 20-de ise yabancı ülkelerin petrol şirketleri ile Hazar’ın petrol ve gazla zengin yapılarının işletilmesi konusunda “Yüzyılın Anlaşması” adlı tarihi belge imzalandı.
Bununla
da
Azerbaycan’ın
ekonomik
yönden
daha
da
geliştirilmesine
ve
güvenliğinin
sağlanması
için
daha
başarılı
eylemler
gerçekleştirmeye
ortam
yarattı.
Hazar
petrolünü
dünya
pazarlarına
nakline
ortam
yaradan
Bakü-Tiflis-Ceyhan
petrol,
ayrıca
Bakü-Tiflis-Erzurum
doğal
gaz boru hatlarının
işe
düşmesi
Azerbaycan’ın
bağımsızlığına
verilen
daha
bir
katkı
oldu.
Haydar
Aliyev’in
yönetimi
altında
hazırlanarak
1995
yılında
yapılan
halk
referendumunda
kabul
edilen
Azerbaycan
Cumhuriyeti
Anayasası
demokratik,
laik,
hukuk
ve
üniter
cumhuriyet
gibi
devlet
mekanizmasının
temelini
koydu.
Anayasanın
kabulü
Azerbaycan’ın
zengin
devletçilik
tarihinin,
devletin
egemen
tesisat
gibi
varlığının
onaylanması
idi.
Ulu
önderimiz
petrolden
elde
edilen
gelirlerin
ekonominin
diğer
önemli
alanlarına
yöneldilmesini,
diğer
sektörlerde
yeni
üretim
tesislerinin
kurulması
yolu
ile
yeni
iş
yerlerinin
açılması,
bir
sözle,
nüfusun
sosyal
güvenlik
önlemlerinin
kendisinin
ekonomik
politikalarında
sürekli
prioteritet
görev
olarak
incelemiştir.
“Ekonomisi
güçlü
olan
devlet
herşeye
kadirdir”
ilkesine
dayanarak
siyaset
hayata
geçiren
Haydar
Aliyev
ekonomik
gelişmede
demokrasileşme
sürecine
önem
vermekle,
ekonomik
ilerlemeleri
diğer
alanların
gelişmesine
katkıda bulunan
bir
itici güç
olarak
kabul
ediyordu.
“Azerbaycan
Cumhuriyeti
Devlet
Petrol
Fonu’nun
oluşturulması
hakkında”
29
Aralık
2000
tarihli
ferman
da
bu
yüksek
amaçların
gerçekleştirilmesine
hizmet
etmişti.
Fonun
faaliyetlerinin
başlıca
konusunu
petrol
ve
gaz
üretiminden
elde
edilen
finansal
gelirlerden
şimdiki
ve
gelecek
nesillerin
yararına
amaçlı
kullanım
oluşturuyor.
Haydar
Aliyev’in
devlet
yapılanması
alanındaki
temel
hizmetlerinden
biri
ve
belki
de
en
önemlisi,
sağlıklı
güçleri
seferber
ederek
güçlü
devlet
yapıları
oluşturması,
bağımsızlığımızın,
iç,
sosyal-siyasi
istikrarın
gerçek
sağlayıcısı
olan
devlet
yönetimi aparatı
oluşturmasıydı.
Azerbaycan
gençlerinin
çağdaş,
gelişmiş,
entelektüel
gibi
olgunlaşmasında
Ulu
Önder’in
büyük
çabası
olmuştur.
Haydar
Aliyev’in
fermanı
ile
1994
yılının
26-da
Gençlik,
Spor
ve
Turizm
Bakanlığı
oluşturuldu.
1995
yılında
ise
o,
Azerbaycan
gençlerinin
forumunun
geçirilmesi
teklifini
ileri
sürmüştü,
2
Şubat
1996
tarihinde
bağımsız
Azerbaycan
gençlerinin
ilk
forumu
yapıldı.
Foruma
Azerbaycan
Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı Haydar
Aliyev
bizzat
katılmıştır.
1
Şubat
1997
tarihinde
forumun
yıldönümü
dolayısıyla
gençlerin
bir
grubunu
kabul
eden
Haydar
Aliyev
“2
Şubat
–
Azerbaycan
gençleri
gününün
ilan
edilmesi
hakkında”
Serencam
imzalamıştır.
1999
yılında
Haydar
Aliyev
tarafından
imzalanan
“Devlet
Gençlik
Politikası
hakkında”
ferman
bu
alana
Başkan
çapında
büyük
önem
verildiğinin
göstergesiydi.
Milli lider demokratik, uygar toplumda insan haklarının korunmasını, çok partili sistemin oluşturulmasını, muhalif güçlerle yapıcı işbirliği açısından yasalara dayanan tutumunu da göstermiştir. İlk defa olarak Azerbaycan devletinin başkanının emrinde iqtidaryönümlü ve muhalif siyasi güçler kavramı kullanılmıştır. Milli lider Haydar Aliyev’in ülkemize rehberlik yaptığı 1993-2003 yıllarında insan hak ve özgürlüklerinin korunması için sağlam temel oluşturulmuştu. 1998 yılında Doğu’da ilk kez ülkemizde ölüm cezası iptal edildi. Bugün dünyanın birçok gelişmiş ülkelerinde bile, ölüm cezasının hala iptal olunmadığını ve düzenli olarak uygulandığı dikkate alınırsa, Ulu önderin bu adımının ne derecede büyük hukuki, tarihi değer taşıdığı anlaşılır. 1995 yılından af sistemi çıkarılmış, bu dönemden itibaren imzalanan emir ve fermanlara esasında binlerce vatandaşımız özgürlüğe kavuşmuştur. 1998 yılının Ağustos ayının 6’sında ulu önderimiz Haydar Aliyev’in imzaladığı özel Serencamla Azerbaycan’da sansürün kaldırılması ile basının gelişimi dikkate çarpmaya başladı. 1999 yılında “medya hakkında” Azerbaycan Cumhuriyeti Kanununun, diğer hukuki-normatif düzenlemelerin kabulü yapıldı.
Milli lider demokratik, uygar toplumda insan haklarının korunmasını, çok partili sistemin oluşturulmasını, muhalif güçlerle yapıcı işbirliği açısından yasalara dayanan tutumunu da göstermiştir. İlk defa olarak Azerbaycan devletinin başkanının emrinde iqtidaryönümlü ve muhalif siyasi güçler kavramı kullanılmıştır. Milli lider Haydar Aliyev’in ülkemize rehberlik yaptığı 1993-2003 yıllarında insan hak ve özgürlüklerinin korunması için sağlam temel oluşturulmuştu. 1998 yılında Doğu’da ilk kez ülkemizde ölüm cezası iptal edildi. Bugün dünyanın birçok gelişmiş ülkelerinde bile, ölüm cezasının hala iptal olunmadığını ve düzenli olarak uygulandığı dikkate alınırsa, Ulu önderin bu adımının ne derecede büyük hukuki, tarihi değer taşıdığı anlaşılır. 1995 yılından af sistemi çıkarılmış, bu dönemden itibaren imzalanan emir ve fermanlara esasında binlerce vatandaşımız özgürlüğe kavuşmuştur. 1998 yılının Ağustos ayının 6’sında ulu önderimiz Haydar Aliyev’in imzaladığı özel Serencamla Azerbaycan’da sansürün kaldırılması ile basının gelişimi dikkate çarpmaya başladı. 1999 yılında “medya hakkında” Azerbaycan Cumhuriyeti Kanununun, diğer hukuki-normatif düzenlemelerin kabulü yapıldı.
Müttefik
cumhuriyetler
arasında
birinci
olarak
tarım
reformu
Haydar
Aliyev’in
yönetimi
altında
Azerbaycan’da
geçirildi.
Toprağın
büyük
bir
bölümü
kendi
sahiplerine
iade
edildi.
Böylece,
gıda
sorununun
çözümüne,
hem
de
bölgelerin
nüfusunda
olan
maddi
ve
mali
kaynaklarından
üretimin
gelişmesi
için
kullanılmaya
ortam
oluştu.
2001
yılının
Kasım
9-10-da
Ulu
önder
Haydar Aliyev’in girişimi
ile
Dünya
Azerbaycanlılarının
I
kurultayının
yapılması
vatandaşlarımızla
dayanışmanın
sağlanmasına,
Azerbaycan
gerçeklerinin
uluslararası
kamuoyuna
aktarılmasında
önemli
bir faktör
olan
diasporanın
örgütlenmesi
için
yasal
altyapının
temelinin
konulmasına,
yapılacaklar
bir
merkezden
yönetilmesi
için
Diasporla
iş
Devlet
Komitesi
oluşturulmasında
temel
rolünü
oynadı.
Milli
Lider
Azerbaycan’ın
perspektif
kalkınma
önceliklerini
doğru
belirleyerek
sivil
Batı
değerlerinin
toplumda
tam
benimsenilmesine,
demokratik
değerlerin
daha
sağlam
yer
bulmasına,
insan
ve
vatandaş
hak
ve özgürlüklerinin
güvenli
teminatına
her
zaman
özel
dikkatle
yaklaştı.
Cumhurbaşkanı
Haydar Aliyev
uluslararası
kurumlar
ve
Avrupa’nın
saygın
kuruluşları
ile
etkin
ve
iş
ilişkilerinin
kurulmasına
önemle
dikkat
ediyordu.
Azerbaycan
liderinin
NATO,
AGİT,
Avrupa
Birliği
gibi
uluslararası
kuruluşların
çalışmalarına
aktif
katılımı
da,
hiç
kuşkusuz
Azerbaycan’ın
dış
politikasının
başarıları
ve
ülkemizin
nüfuzunun
göstergesi
sayılabilirdi.
Haydar
Aliyev
tarafından
temeli
atılan
dengeli
dış
politika
konseptinin
öngörüsü
şudur
ki,
bu
kavram
bugün
de
Azerbaycan
devleti
önünde
duran
sorunları
çözmeye
muktedir
olan
tek
kavramdır.
Haydar
Aliyev’in
kararlı
çabası
sonucu
Azerbaycan
Cumhuriyeti
2002
yılında
Avrupa
Konseyi’ne
tam üye
kabul
edilerek
avropa
ailesine
kavuşmuş
ve
burada
kendine
ait
yerini almıştır.
Çağdaş
Azerbaycan’ın
kalkınma
modelinin
tezahürlerinden
biri
de
Azerbaycançılık
ideolojisidir.
Milli
lider Haydar
Aliyev
milli
ideolojinin
kurulması,
halka
ulaştırılması
yönünde
halkımıza
çok
büyük,
önemli
bir
bilimsel
miras
bıraktı.
O
miras
ki,
onun
üzerinde
bugün
bağımsız
Azerbaycan
devleti
hızla
gelişmektedir.
Azerbaycan
devletçiliğine,
devletçiliğimizin
gelişmesine
verilen
değerli
katkılar
işte
Ulu
önder
Haydar
Aliyev
kişiliğinde
en
yüksek
zirveye
ulaştı.
Halkına,
onun
bilgeliğine,
entelektüel
potansiyeline
sonsuz
güven
Haydar
Aliyev
kimliğini
ideal
seviyeye
taşıdı.
Haydar
Aliyev
tamamen
Türk
dünyasının
büyük
devlet
adamı,
aynı
zamanda
günümüzde
devletçiliğin
yeni
tipolojisinin
temelini
atanlardan
biridir.
Haydar
Aliyev’in
zengin
devlet
tecrübesi
bugün
tüm
dünyada
kabul
edilir,
saygıyla
karşılanır
ve
yüksek
derecede
ölçülür.
Milli
lider
bizim
için
bilimsel
ilkelere
ve
zengin
entelektüel
potansiyele
dayalı
mükemmel
bir
devletçilik
anlayışı
yaratmış,
kamu
yönetimi
alanında
zengin
bilimsel
teorik
ve
pratik
miras
bırakmıştır.
Onun
devlet
düşüncelerinin
bilimsel
teorik
temelleri
sadece
bugün
için
değil,
gelecek
için
de
önemlidir.
Bu
gün
Azerbaycan
Haydar
Aliyev
yolu
ile
ilerliyor
ve
gelişiyor.
Haydar
Aliyev
devlet
yöneticiliği
okulunun
en
ünlü
temsilcisi
uluslararası
saygın
siyasetçi
olarak
kabul
edilmiş,
modern
zihnin,
kalifiye
ve
cesur
Cumhuriyet
Cumhurbaşkanı
İlham Aliyev
attığı
adımlarda
Haydar
Aliyev
siyasi
kursunun,
Ulu
önderin
zengin
devlet
okulunun
iyi
takipçisi
olduğunu
doğrulamıştır.
Kazanılan
her
başarı
ise
Milli
lider Haydar Aliyev’in
temelini
koyduğu
devlet
stratejisinin
pratik
sonucu
olarak
dikkat
çekiyor.
Ulu
Önder’in
kaydettiği:
“Azerbaycan
dünyaya
güneş
gibi
doğacaktır”
fikri
artık
kendi
onayını
bulmaktadır.