Cuma, Nisan 26, 2024
tr
Ana Sayfa GENEL Azerbaycan Devletinin gelişmesinde Haydar Aliyev fenomeni

Azerbaycan Devletinin gelişmesinde Haydar Aliyev fenomeni

  ABD ve dünya tarihinin önemli şahsiyetlerinden biri, kendine özgü onurlu iz bırakmış George Washington konuşmalarının birinde demiştir ki: “Yeni kurulan her devletin ömrünün uzun olmasını onun kurucusu olan liderlerin siyasi dehası belirler”. Bu açıdan geçen yüzyılın 90’lı yıllarının başlarında bağımsızlığını yeniden elde eden ve tarihten gelen devlet gelenekleri üzerinde bir devlet kuran Azerbaycan’a Haydar Aliyev gibi bilge liderin, ileri görüşlü politikacının, mahir devlet adamının rehberlik etmesi devletçilik tarihimizde kendi önemi ile seçilir.Öncelikle, Azerbaycan SSCB Devlet Güvenliği Komitesine, 1969 yılından sonra ise Cumhuriyetimize rehberlik eden Haydar Aliyev ülkemizin bağımsız devlet geleneklerinin yeni düzlemde geliştirilmesinde, milli devlet bilincinin oluşmasında bedelsiz hizmetler vermiştir.
  Haydar Aliyev 1969-1970 yıllarında gerçekleştirilen Azerbaycan KP MK-nın toplantılarında, aktivistlerin toplantılarında ve diğer toplantılardaki konuşmalarında sürekli olarak ekonomik ve kültürel yapılanma konularını analiz eder ve yeni görevleri öne sürümekteydi . Aynı yıllar da Azerbaycan’ın ekonomik ve sosyo-politik hayatında dönüş aşaması oldu. Cumhuriyetimizin dinamik gelişimi için karmaşık programların hazırlanmasına Azerbaycan Komünist Partisi MK-nın birinci sekreteri Haydar Aliyev’in etkinliği, eşsiz girişimciliği ve büyük organizasyonu tüm 1970-80 yıllarında başarılarının temeli oldu. Haydar Aliyev’in kesin tutumu sonucunda Ermenilerin Azerbaycan’ın tarihi-etnik toprağı olan Dağlık Karabağ’a asılsız iddialarına karşı direnç gösterildi, Azerbaycan topraklarının bir karışı bile Ermenistan’a verilmedi [Qasımlı MC Haydar ALİYEV- İstiklale giden yol (1969-1987 yılları) Bakü:Bakü Universitesi yayınları, 2006, s.326].
  1978 yılında Azerbaycan SSCB Anayasası’nın kabul edilmesi Haydar Aliyev’in uzak görüşlü bir adımı idi. Onun girişimiyle o dönemdeki Anayasamızda Azerbaycan dili devlet dili ilan edildi. Bu, o dönemde devletçiliyimizin kornumasına doğru atılan oldukça cesur bir adım, dilimizin, milli devlet geleneklerimizin geliştirilmesine Haydar Aliyev tarafından gösterilen bedelsiz hizmet idi. Eğer o dönemde Haydar Aliyev dil meselesinde merkez karşısında geri çekilseydi bu adım milli, manevi, devletçilik geleneklerimizin sürdürülmesinde en güçlü silah olan dilimizin ölmesine, millet olarak milli varlığımızın kaybedilmesine ve tarihin sahnesinden yok olacağımızın kaçınılmaz sonuclarından biri idi.
Haydar Aliyev Azerbaycan petrolünün merkeze taşınmasını istemediğinden petrol alanlarıyla özel olarak ilgilenmiş, mali kaynalar ayırarak, böylece ülkenin bölgelerinin geliştirilmesine, yeni iş yerlerinin açılmasına, Azerilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesine, nüfusun demografik gelişimine bölgelerin ve köylerin kültürel simasının değiştirilmesine dair stratejik planlarını hayata geçiriyordu. 70’li yıllarda Azerbaycan’da pamumkçuluğun ve bağçılığın üstün gelişmesinin nedenlerinden biri de işte bu etkenlerle bağlı idi.
Haydar Aliyev kenardan gelenlerin yöneticiliklerine son verme yönünde çalışarak, DTK kurunlarının yöneticilerinin Azerbaycanlılar olması için çaba göstermiş, yerel halkın temsilcilerini yerleştirerek yüksek rütbeler verilmesine aracı oluyordu. O, iktidara geldiğinde ekonomik yönetimde Azerilerin konumlanmalarını, ekonomide yönetimi de onların kontrolüne geçirdi. Bütün Sovyet döneminde Azeriler ilk defa olarak Azerbaycan’da Haydar Aliyev’in iktidarı döneminde ekonomik yerlerde pozisyonlar yakaladılar, onların özgüveni güçlendi [Europe since 1945. An Encyclepedia. Volume 1. Bernard A. Cook. Loyola University New Orleans. Editor. New York and London, Garlond Publishing Inc., 2001.p 70].
80’li yılların başlarında (1982-1987) Moskova’ya yüksek göreve getirilen Haydar Aliyev   Azerbaycan’ın milli devlet çıkarlarını daha yüksek düzeyde savunmaya başladı.
Hayd ar Aliyev’in Azerbaycan’da nüfuzunun yüksek olması ve halk tarafından çok sevilmesi 70’lerin sonundan itibaren Moskova’yı açıkça olmasa da, gizlice rahatsız ediyordu. ABD’de yayınlanan bir kitapta yazıyordu ki, Azerbaycan’ın Haydar Aliyev’in gizli politikasının altında olması Moskova için çokta istenen bir durum değildi. Batı yorumcularının bir çoğu ise , SSCB rehberi olan Andropovun onu SSCB Bakanlar Kurulu Birinci Yardımcısı atamayla,hasta olan ve oturumlara katılamayan 77 yaşındaki Başbakan N.A.Tixonovun boşalacak yerine düşünmesiydi [Joseph L. Nogee .Soviet Politics. Russia after Brezhnev. New York: Proeger Publishers, 1985.p.140-141].
ABD tarihçisi Martin İvn yazıyor ki, Haydar Aliyev Andropovun güvendiği adamlardan birisiydi. Fakat Andropovun yanında güvenli, çalışkan, bilgili, becerikli bir kişilik olarak bilinen Haydar Aliyev 1985 yılında iktidara gelen dar düşünceli, sorumluluğu olmayan M.S.Gorbaçov tarafından kıskançlıkla karşılanıyordu. Çeşitli iftiralarla onun nüfuzunu düşürmek için pratik faaliyete geçildi. 1987 yılı Ekim ayının 21-de yapılan Sov. İKP MK toplantısında Haydar Aliyev “hastalığına göre” görevden alındı [Evon M. The Andropov file. New York, Mc. Graw. – Hill Book Company, 1983.p.82]. Fakat buna rağmen Haydar Aliyev siyasi faaliyetine devam etdi. 1990 yılının Ocak ayının 20-de ise yaşanan kanlı faciaya göre Haydar Aliyev Gorbaçov’un yürüttüğü kanlı politikaları şiddetle kınamaya başladı.
Azerbaycan ve SSCB yönetiminin engel olmasına rağmen, Haydar Aliyev güçlükle de olsa, 1990 yılının Temmuz ayının 20-de Bakü’ye döndü. Buradan ise o, Nahçıvan’a gitti. Nahçıvan’da halk tarafından büyük sevgi ile karşılanan Haydar Aliyev aynı yıl Nahçıvan Yüksek Sovyeti milletvekili seçildi. Bundan sonra yeniden tüm dikkatini Azerbaycan’ın milli devlet yapısının restorasyonuna yönelten Haydar Aliyev’in talebi ile Nahçıvanın adından “sovyet sosyalist” kelimeleri alındı. 1991 yılı, Eylül ayının 1-de Haydar Aliyev Nahçıvan Yüksek Sovyeti Başkanı seçildi. Bundan sonra Azerbaycan’ın bağımsızlığının ve milli devlet geleneklerinin kurtarma uğruna daha kararlılıkla hareket eden Haydar Aliyev’in girişimciliği ile Azerbaycan’ın bağımsızlığının önemli özellikleri olan üç renkli devlet bayrağımız Nahçıvan Ali Meclisi üzerinde dalgalanmaya başladı.
  Abluka altındaki Nahçıvan’a Haydar Aliyev’in göz ardı edilemez zahmeti sonucunda yardımlar yapılmıştır. Nihayet, Haydar Aliyev’in talebi ile imparatorluk askerleri Naxçıvanı terk etmeye mecbur kalmıştı. Bu ise de-facto olarak, Nahçıvan’da Azerbaycan’ın bağımsızlığının kurtulması demekti demekti. 1991 yılının sonbaharında Azerbaycan’ın bağımsızlığının elde edilmesinde Haydar Aliyev’in önemli rolü oldu.
  1992 yılının Ekim ayında ülkenin 91 kişi aydını “Ses” gazetesi aracılığıyla Haydar Aliyev’e başvurdu. Haydar Aliyev’in yönetimi altında Yeni Azerbaycan Partisi kuruldu. Ulu Önder’in söylediği gibi: “Bizim parti sağduyu, sağduyu – halkı birleştirmek ve Azerbaycan’ın o karmaşık hayatında ülkenin sorunlarının çözümünde yer almak, kendi hizmetlerini göstermek amacıyla kuruldu”.
  1992-1993 yıllarında Azerbaycan’ın başı üzerini yeniden bağımsızlığını kaybetme tehlikesi aldı. Böyle bir durumda 1993 yılının Haziran ayında Haydar Aliyev halkın ısrarlı talebi ile Nahçıvandan Bakü’ye geldi. O, hemen Azerbaycanın üzerini kaplayan tehlikenin giderilmesi ve devlet bağımsızlığının bir de elden verilmemesi için tüm gücünü sarf etti. 1993, Haziran ayının 15-de Haydar Aliyev Azerbaycan Yüksek Meclisi Başkanı seçildi. Bununla da Azerbaycan’ın bağımsız devlet geleneklerinin geliştirilmesi, güçlendirilmesi ve dünya devletleri sırasında kendi değerli yerlerinden birini tutması alanında yeni bir aşama başladı.
  Onun iktidara gelişi ile milli ideolojimizinin yansıdığı devletçilik anlayışı hazırlandı. En önemli sorunumuz olan Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun çözümü yönünde de önemli adımlar atıldı. Ulu önder Haydar Aliyev dış ülkelere yolculukları sırasında esas dikkati bu çatışmalara yönelterek, Ermenistan’ın işgalci siyasetini dünyaya beyan etti. Azerbaycan çevresinde oluşturulan bilgi kuşatmasının yok edilmesi Ulu önder Haydar Aliyev’in faaliyetinin esas yönlerinden biriydi. Bağımsılığımızın ilk yıllarında Azerbaycan’ın bazı sorunlar yaşamasında ülkemiz hakkında bilgisizlik de önemli rol oynamıştı.
1992 yılında ülkemize karşı uygulanan “Özgürlüğü Savunma Yasası” na adaletsiz 907.değişiklik de bu bilgisizliğin ve fiili faaliyet göstermemenin sonucuydu. Bu değişikliğin ülkemize maddiden çok, manevi zararını öne çıkaran Ulu önder dünyanın en prestijli kurumlarının kürsülerinde Azerbaycan gerçeklerini, Dağlık Karabağ sorununun asıl önemini uluslararası kamuoyunun dikkatine iletti. Ermeni yalanları olgularla ortaya çıkarıldı.
Haydar Aliyev’in uzak görüşlü politikaları sonucunda 1994 yılının Mayıs ayında Ermenistan’la ateşkes konusunda anlaşmaya varıldı. 1994 yılının Eylül ayının 20-de ise yabancı ülkelerin petrol şirketleri ile Hazar’ın petrol ve gazla zengin yapılarının işletilmesi konusunda “Yüzyılın Anlaşması” adlı tarihi belge imzalandı.
Bununla da Azerbaycan’ın ekonomik yönden daha da geliştirilmesine ve güvenliğinin sağlanması için daha başarılı eylemler gerçekleştirmeye ortam yarattı. Hazar petrolünü dünya pazarlarına nakline ortam yaradan Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol, ayrıca Bakü-Tiflis-Erzurum doğal gaz boru hatlarının işe düşmesi Azerbaycan’ın bağımsızlığına verilen daha bir katkı oldu.
Haydar Aliyev’in yönetimi altında hazırlanarak 1995 yılında yapılan halk referendumunda kabul edilen Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasası demokratik, laik, hukuk ve üniter cumhuriyet gibi devlet mekanizmasının temelini koydu. Anayasanın kabulü Azerbaycan’ın zengin devletçilik tarihinin, devletin egemen tesisat gibi varlığının onaylanması idi.
  Ulu önderimiz petrolden elde edilen gelirlerin ekonominin diğer önemli alanlarına yöneldilmesini, diğer sektörlerde yeni üretim tesislerinin kurulması yolu ile yeni iş yerlerinin açılması, bir sözle, nüfusun sosyal güvenlik önlemlerinin kendisinin ekonomik politikalarında sürekli prioteritet görev olarak incelemiştir. “Ekonomisi güçlü olan devlet herşeye kadirdir” ilkesine dayanarak siyaset hayata geçiren Haydar Aliyev ekonomik gelişmede demokrasileşme sürecine önem vermekle, ekonomik ilerlemeleri diğer alanların gelişmesine katkıda bulunan bir itici güç olarak kabul ediyordu.
“Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Fonu’nun oluşturulması hakkında” 29 Aralık 2000 tarihli ferman da bu yüksek amaçların gerçekleştirilmesine hizmet etmişti. Fonun faaliyetlerinin başlıca konusunu petrol ve gaz üretiminden elde edilen finansal gelirlerden şimdiki ve gelecek nesillerin yararına amaçlı kullanım oluşturuyor. Haydar Aliyev’in devlet yapılanması alanındaki temel hizmetlerinden biri ve belki de en önemlisi, sağlıklı güçleri seferber ederek güçlü devlet yapıları oluşturması, bağımsızlığımızın, iç, sosyal-siyasi istikrarın gerçek sağlayıcısı olan devlet yönetimi aparatı oluşturmasıydı.
Azerbaycan gençlerinin çağdaş, gelişmiş, entelektüel gibi olgunlaşmasında Ulu Önder’in büyük çabası olmuştur. Haydar Aliyev’in fermanı ile 1994 yılının 26-da Gençlik, Spor ve Turizm Bakanlığı oluşturuldu. 1995 yılında ise o, Azerbaycan gençlerinin forumunun geçirilmesi teklifini ileri sürmüştü, 2 Şubat 1996 tarihinde bağımsız Azerbaycan gençlerinin ilk forumu yapıldı. Foruma Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev bizzat katılmıştır. 1 Şubat 1997 tarihinde forumun yıldönümü dolayısıyla gençlerin bir grubunu kabul eden Haydar Aliyev “2 Şubat – Azerbaycan gençleri gününün ilan edilmesi hakkında” Serencam imzalamıştır. 1999 yılında Haydar Aliyev tarafından imzalanan “Devlet Gençlik Politikası hakkında” ferman bu alana Başkan çapında büyük önem verildiğinin göstergesiydi.
  Milli lider demokratik, uygar toplumda insan haklarının korunmasını, çok partili sistemin oluşturulmasını, muhalif güçlerle yapıcı işbirliği açısından yasalara dayanan tutumunu da göstermiştir. İlk defa olarak Azerbaycan devletinin başkanının emrinde iqtidaryönümlü ve muhalif siyasi güçler kavramı kullanılmıştır. Milli lider Haydar Aliyev’in ülkemize rehberlik yaptığı 1993-2003 yıllarında insan hak ve özgürlüklerinin korunması için sağlam temel oluşturulmuştu. 1998 yılında Doğu’da ilk kez ülkemizde ölüm cezası iptal edildi. Bugün dünyanın birçok gelişmiş ülkelerinde bile, ölüm cezasının hala iptal olunmadığını ve düzenli olarak uygulandığı dikkate alınırsa, Ulu önderin bu adımının ne derecede büyük hukuki, tarihi değer taşıdığı anlaşılır. 1995 yılından af sistemi çıkarılmış, bu dönemden itibaren imzalanan emir ve fermanlara esasında binlerce vatandaşımız özgürlüğe kavuşmuştur. 1998 yılının Ağustos ayının 6’sında ulu önderimiz Haydar Aliyev’in imzaladığı özel Serencamla Azerbaycan’da sansürün kaldırılması ile basının gelişimi dikkate çarpmaya başladı. 1999 yılında “medya hakkında” Azerbaycan Cumhuriyeti Kanununun, diğer hukuki-normatif düzenlemelerin kabulü yapıldı.
Müttefik cumhuriyetler arasında birinci olarak tarım reformu Haydar Aliyev’in yönetimi altında Azerbaycan’da geçirildi. Toprağın büyük bir bölümü kendi sahiplerine iade edildi. Böylece, gıda sorununun çözümüne, hem de bölgelerin nüfusunda olan maddi ve mali kaynaklarından üretimin gelişmesi için kullanılmaya ortam oluştu.
2001 yılının Kasım 9-10-da Ulu önder Haydar Aliyev’in girişimi ile Dünya Azerbaycanlılarının I kurultayının yapılması vatandaşlarımızla dayanışmanın sağlanmasına, Azerbaycan gerçeklerinin uluslararası kamuoyuna aktarılmasında önemli bir faktör olan diasporanın örgütlenmesi için yasal altyapının temelinin konulmasına, yapılacaklar bir merkezden yönetilmesi için Diasporla iş Devlet Komitesi oluşturulmasında temel rolünü oynadı.
  Milli Lider Azerbaycan’ın perspektif kalkınma önceliklerini doğru belirleyerek sivil Batı değerlerinin toplumda tam benimsenilmesine, demokratik değerlerin daha sağlam yer bulmasına, insan ve vatandaş hak ve özgürlüklerinin güvenli teminatına her zaman özel dikkatle yaklaştı. Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev uluslararası kurumlar ve Avrupa’nın saygın kuruluşları ile etkin ve iş ilişkilerinin kurulmasına önemle dikkat ediyordu. Azerbaycan liderinin NATO, AGİT, Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşların çalışmalarına aktif katılımı da, hiç kuşkusuz Azerbaycan’ın dış politikasının başarıları ve ülkemizin nüfuzunun göstergesi sayılabilirdi. Haydar Aliyev tarafından temeli atılan dengeli dış politika konseptinin öngörüsü şudur ki, bu kavram bugün de Azerbaycan devleti önünde duran sorunları çözmeye muktedir olan tek kavramdır. Haydar Aliyev’in kararlı çabası sonucu Azerbaycan Cumhuriyeti 2002 yılında Avrupa Konseyi’ne tam üye kabul edilerek avropa ailesine kavuşmuş ve burada kendine ait yerini almıştır.
  Çağdaş Azerbaycan’ın kalkınma modelinin tezahürlerinden biri de Azerbaycançılık ideolojisidir. Milli lider Haydar Aliyev milli ideolojinin kurulması, halka ulaştırılması yönünde halkımıza çok büyük, önemli bir bilimsel miras bıraktı. O miras ki, onun üzerinde bugün bağımsız Azerbaycan devleti hızla gelişmektedir.
Azerbaycan devletçiliğine, devletçiliğimizin gelişmesine verilen değerli katkılar işte Ulu önder Haydar Aliyev kişiliğinde en yüksek zirveye ulaştı. Halkına, onun bilgeliğine, entelektüel potansiyeline sonsuz güven Haydar Aliyev kimliğini ideal seviyeye taşıdı. Haydar Aliyev tamamen Türk dünyasının büyük devlet adamı, aynı zamanda günümüzde devletçiliğin yeni tipolojisinin temelini atanlardan biridir. Haydar Aliyev’in zengin devlet tecrübesi bugün tüm dünyada kabul edilir, saygıyla karşılanır ve yüksek derecede ölçülür. Milli lider bizim için bilimsel ilkelere ve zengin entelektüel potansiyele dayalı mükemmel bir devletçilik anlayışı yaratmış, kamu yönetimi alanında zengin bilimsel teorik ve pratik miras bırakmıştır. Onun devlet düşüncelerinin bilimsel teorik temelleri sadece bugün için değil, gelecek için de önemlidir.
Bu gün Azerbaycan Haydar Aliyev yolu ile ilerliyor ve gelişiyor. Haydar Aliyev devlet yöneticiliği okulunun en ünlü temsilcisi uluslararası saygın siyasetçi olarak kabul edilmiş, modern zihnin, kalifiye ve cesur Cumhuriyet Cumhurbaşkanı İlham Aliyev attığı adımlarda Haydar Aliyev siyasi kursunun, Ulu önderin zengin devlet okulunun iyi takipçisi olduğunu doğrulamıştır. Kazanılan her başarı ise Milli lider Haydar Aliyev’in temelini koyduğu devlet stratejisinin pratik sonucu olarak dikkat çekiyor. Ulu Önder’in kaydettiği: “Azerbaycan dünyaya güneş gibi doğacaktır” fikri artık kendi onayını bulmaktadır.

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

SON HABERLER

Gürcistan, Avrupa’nın en güvenli ülkelerinden birisi

Gürcistan; farklı doğası, kültürü ve tarihi zenginliği ile bilinen muhteşem bir ülkedir. Gürcistan'ın adı Aziz George'dan geliyor Gürcistan'ın İngilizce ismi "Georgia"nın kökeni kesin olarak bilinmese de,...

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya

Anayasa Mahkemesi Başkanı Prof. Dr. Zühtü Arslan’ın görev süresinin 20 Nisan’da dolacak olması nedeniyle Anayasa Mahkemesinde Genel Kurul’da bugün başkanlık seçimi yapıldı. Genel Kurul’da...

Önce insan, sonra bakan

Ticaret Bakanlığı görevine başladıktan sonra yeni düzenleme ve başarılı çalışmaları ile kamuoyunun takdirini kazanan, “İhracatımızı yüksek teknolojili düzeylere çıkarma hedefindeyiz. İnovasyon, yatırım, üretim, katma...

Gümrük Muhafaza’dan 252 milyon lira değerinde kaçak eşya operasyonu

Ticaret Bakanlığı Gümrük Muhafaza ekiplerince Mersin ve Ankara'da gerçekleştirilen operasyonlarda, 252 milyon lira değerinde kaçak ticari eşya, makaron ve kıyılmış tütün ele geçirildi. Ticaret...

SON YORUMLAR

error: Content is protected !!