Siz
öldürmeyi iyi bilirsiniz dediği zaman Recep Tayyip Erdoğan, Şimon Peres çok
şaşırmış görünüyordu. Aslında onlar öldürmeyi gerçekten iyi biliyorlardı, bir
süre önce 1 İsrailli askerin ölmesi bahane edilerek fosfor bombalarıyla adeta
yakılarak 1500’e yakın Filistinliyi öldürmüşlerdi. Şimdide 3 gencin ölümü
bahane edilerek yüzlerce insan öldürülüyor. Çocukları, kadınları ayırt etmeden
öldürüyorlar.
Peki
bunlar bu vahşeti nereden öğrendiler, elbette Nazi Almanya’sından. Siklon B
gazı, yani HCN, yani hidrojen siyanür. Hitler topladığı Yahudileri çocuk kadın
demeden öldürüyordu, onları gaz odasına doldurup kapıyı kapatıp üstlerinden
Siklon B tabletlerini bırakıp ölmelerini de sorumlu nazi subayı küçük bir
pencereden gözetliyordu, eğer ölüm uzun sürüyorsa yukarıdan yeniden siklon B
tabletleri atılmasını emrediyordu. Ölenler daha sonra gaz odasının hemen
yanında fırında yakılıyordu. Külleri tarlalara bırakılıyordu.
Kadınların saçlarından kumaş örülüyordu. Bu
arada kendisine doktor denilen canavar Josef Mengele Auschwitz-Birkenau toplama
kampında çocuklara akıl almaz işkenceler yapıyordu. Sadece bir insanın
sığabileceği bir hücrenin içine konulup günlerce aç susuz bırakılıp ölmeleri
bekleniyor ölmezlerse hemen dış avluda kurşuna diziliyordu. İnsani duygularını
kaybetmemiş Yahudi halkını bir kenara koyarsak bu Yahudiler bundan ders çıkarıp
daha insancıl davranacaklarına tersine nazilerden daha vahşice insan öldürmeyi
öğrendiler. Çocukları, kadınları sivil insanları acımasızca öldürenlere lanet
olsun. Bu nasıl savunma hakkıdır ki üç kişinin ölümü bahane edilerek yüzlerce
insan öldürülüyor. 2004 yılında Polonya Krakov’da düzenlenen bir kongre
esnasında Krakov’a yakın olan toplama kamplarını görme imkanım olmuştu.
Bu nedenle bu zulmü yaşayan bir ülke nasıl
olur da çocukları kadınları sivilleri hiç suçu olmayan insanları öldürüyor akıl
alır gibi değil. Hollanda bilindiği gibi Boşnakların katledilmesinden,
soykırımdan kısmen suçlandı. Avrupa, insan haklarının beşiği, rönesansla güya
aydınlanmış Avrupa ve batı vahşeti kınıyorlar, o kadar. İsrail öldürmeye devam
ediyor. Daha öncede ifade etmiş olabilirim, 1992-93 yılları arasında ABD’de
görev yaparken yerel bir gazetede çıkan karikatür aklıma geldi yine. Bir Boşnak
yardım için Birleşmiş Milletlerin kapısını çalıyor arkasında ise silahı ile
sırplı öldürmek için yaklaşıyor. Birleşmiş Milletlerin cevabı ise bugünkünden
farklı değildi. BM yetkilisi kapıyı açmazsak gider belki ifadesi vardı. O insan
hakları savunucusu bilimum batı vs. gözlerini yumdular Avrupa’nın ortasında soykırıma
ortak oldular.
Hadi batıyı bırakalım, ya kendilerini
Müslüman ülke olarak adlandıran toplam nüfusu bir buçuk milyar olduğu söylenen
İslam ülkeleri ne yapıyor. HİÇ. Bu İsrail Mavi Marmara’da 10 vatandaşımızı
öldürmüştü, bilmediğimiz başka bir şey yoksa tazminat koparmak için
uğraşıyoruz. Suriye, bir uçağımızı düşürmüş pilotumuz şehit olmuştu,
Reyhanlı’da 50 den fazla insanımız ölmüştü, o hafta duyarlılık gösterip
sanatçılarımız konserlerini iptal etmişlerdi. Musul’da haber yapılması
yasaklanan bir durum var. Korkulu rüya içerisinde gibiyiz, ne zaman rahat bir
nefes alacağız.