Mihrace!
Hz.
Peygamberin öpüp kokladığı reyhanlardır; Hasan ile Hüseyin.
Ve
Fatıma’tüz Zehra ile yol alan Ali’nin,
tebessümüdür aşk!..
Hz.
Ebu Bekir’in duası ile can bulan bedenlerde;
Hasan
ile Hüseyin’in, ilahi sırrına erişmektir aşk!..
Hz.
Peygamber hürmetine, dön yüzünü bana!
Benim Rabbim azîz ve rahîmdir. İnsan hiç
severken acı çeker mi? Ben sana acı çekiyorum. Mihrace’m! Sahra çöllerinde
dolaşan divaneyim sanki. Dilimde sen, yüreğimde sen, zikrimde sen, fikrimde
sen. Bir perde iner gözlerime, sonra bir ses işitirim ve Hz. Ebu Bekir’in duası
yankılanır kulaklarımda
“Ey Allah’ım! Peygamber’in Hz. Muhammed’in
hürmetine, dostun İbrahim’in hürmetine, kurtardığın ve seninle konuşan kulun
Musa hürmetine, kelime ve rûhundan olan İsâ hürmetine, Musa’nın Tevrat’ı,
İsâ’nın İncil’i, Dâvud’un Zebûr’u ve Muhammed’in Furkan’ı hürmetine, kullarına
gönderdiğin bütün vahiylerin hürmetine, yerine getirdiğin bütün kazâ ve kaderin
hürmetine, senden isteyip dileğine erişen kullarının hürmetine, fakir yaptığın
zenginin, zengin yaptığın fakirin hürmetine veyâ hidâyet ettiğin sapığın
hürmetine, ihtiyacımı senden istiyorum. Beni mahrum eyleme.
Musa’ya inzâl buyurduğun isminin hürmetine,
kullarının rızıklarını dağıtmakta rolü olan büyük isminin hürmetine, yeryüzünün
karar bulması için, üzerine koyup da onda muvazeneyi temin eden isminin
hürmetine, göklerin üzerine konup onların istiklâle kavuşmasını temin eden
isminin hürmetine, dağların üzerine koydurup onlarda istikrarı temin ettiren
isminin hürmetine, o ismin ki, arşın onunla ayakta durmaktadır, işte onun
hürmetine, senin Tuhûr, Tâhir, Tahhâr, Samed ve Vitr isimlerinin hürmetine, o
mübârek ismin ki, Kitabında senin nezdinde apaçık nûrdan inzâl buyurulmuştur,
onun hürmetine. O ismin ki, gündüzün üzerine onu koymuş, gündüzün nûrlanmasına
vesile olmuştur. Gecenin üzerine onu koymuş, gecenin kararmasına vesile
olmuştur, onun hürmetine, senin azamet ve kibriyânın, kerîm zâtının hürmetine,
senden bana Kur’an ile onun bilgisini ihsân buyurmanı ister ve o bilgiyi
etimle, kanımla, kulağımla, gözümle ayrılmaz bir şekilde karıştırmanı senden
dilerim ve bütün bunların hürmetine senden isterim ki, kuvvet ve kudretinle
benim vücudumu kendi yolunda çalıştırasın. Çünkü günahtan dönüş ve ibâdete
yöneliş, ancak senin kuvvetin ve kudretinledir. Ey rahmet edenlerin en rahmet
edicisi olan Allah!”
Rabbimden başka sığınağım yok. Ellerim
semâ’da dualardayım sevgili. Her nefes alışım senin için. Sabrederken ağlayışım
yine senin için. “Merhamet etmeyene merhamet edilmez” diye buyuran Hz.
Peygamber hürmetine, dön yüzünü bana Mihrace!..