Kamuda tasarruf etmek, halkın yanında olmak, kamu görevlilerinin ve özellikle kamudaki yetkililerin vatandaşa halktan biri davranmaları devletimizin ve milletimizin geleceği için çok önemlidir. Yazının konu başlığı devletin resmi araçlarının kamu hizmetleri dışında kullanılmamasına yönelik mülki idare amiri olarak bir kaymakamımızın bir serzenişidir. Rize-İkizdere Kaymakamı Abdil Koç vali ve kaymakamlarımızın kamuda yaptığı uygulamalarda örnek olmaları gerektiğine vurgu yapıyor. İkizdere Kaymakamı Abdil Koç’un konuyla ilgili olarak “İyi bir mülki idare amiri nasıl olmalıdır?” sorusuna yönelik mesaj dolu aşağıdaki açıklamalarını sizlerle paylaşmak istedim.
“Evden makama yürüyerek gelip-gidiyorum
Mülki idare amiri olarak vali ve kaymakamların vatandaşa tepeden bakmamaları gerekir. Vatandaş, vali ve kaymakamla karşılaştığı zaman arada çok ciddi bir mesafe hissetmemelidir. Vatandaş bu da bizden birisidir, annesi ve babası Anadolu insanı, Anadolu çocuğu, sosyeteden gelmiş bir insan değil demesi gerekir. Bu da tarımı, toprağı, hayvanı bilir. Çiftçinin, fakirin halinden anlar düşüncesinden hareketle bir sıkıntısı olduğu zaman mülki idare amirine kaymakamına ve valisine gidebilmelidir. Evden makama sabah-akşam gelip- giderken makam aracı kullanmıyorum ve yürüyerek gelip- gidiyorum. Vatandaş kaymakamda yürüyor diyor. Neticede insansınız. Bu kısa mesafede arabaya binmek yazıktır ve günahtır.
Annemden özel imtiyazlı olarak doğmadım
İşin esprisi hem de spor yapmış oluyorsunuz. Vatandaşın kaymakamı sokakta görmesi ayrı bir sembolik değere sahiptir. Yürüyerek gittiğini görmesi vatandaşın mülki idare amirinin kendisine tepeden bakmadığını bu şekilde anlamış oluyor. Kaymakamda yürüyor buda bizden birisidir diyor. Vatandaştan bu konuda olumlu tepkiler alıyorum. Annemden özel imtiyazlı olarak doğmadım. Kaymakam olarak bana imtiyazlar verilmedi. Makam şoförünü özel işlerimde kullanmıyorum. Makam araçları şahsa özel tahsisli değildir. Kamuya tahsislidir. Devlet beni kamu görevi yapmak için bu göreve getirdi. İmtiyazlar verilmedi. Kaymakamlık araçları kamu aracıdır. Diğer kamu görevlileri kaymakamda kamu aracını kullanmadan yürüyerek işe geliyorsa biz neden bu konuda kamu aracı kullanalım derse bu benim için güzel bir örnektir. İmtiyazlar olmadan devletin bu işini sürdürmek zorundayım.
Şehir içinde makam aracı kullanmıyorum
Vatandaşın içinde ne kadar çok olursan vatandaşın o kadar hoşuna gidiyor. Sokakta giderken yaşlı bir vatandaşın halini sormak, bir kahvede çay içip vatandaşla sohbet etmek önemlidir. Vatandaşımız artık bizde bunları görmek istiyor. Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız bizi görev yerlerine gönderirken bu talimatı verdi. Dedi ki halkın içinde olacaksınız. Mesleğimin başında kaymakam böyle konuşabiliyorum inşallah ileride farklı durumlarla karşılaşmam, bakış açım değişmez. Şehir içinde makam aracı kullanmıyorum.
Makam aracı su yakmıyor. Neticede devletin cebinden giden şeylerdir
Almanya’da staj olarak görev yaptığım şehrin kaymakamı 70 yaşlarında birisiydi. Evinden işine gelip giderken makam aracını kullanmayıp, bisikletle gelip- gidiyordu. Bu güzel bir örnektir. Makam aracını görev yapmak için kullanıyordu. Evine gidip, gelmeyi iş olarak görmüyordu. Almanlar bizden daha fakir ülke mi? Almanların tasarruf yapmaya ihtiyacı mı var? Yoktur. Makam aracı su yakmıyor. Neticede devletin cebinden giden şeylerdir. Bir hafta önce kamu araçlarının yakıtları dudak uçuklatıyor diye bir haber gördüm. Bunlar önemli şeylerdir. Damlaya damlaya göl olur. Benim burada yaptığım bir tasarruf Türkiye çapında uygulanabilirse kamu açısından belki çok önemli değerlere sahip olacağız.”