Haber: İlker ÇAKAN
დროის მაცნე-საათის კოშკი
Karabük Valisi İzzettin Küçük’ün önderliğinde projelendirilerek yapımı tamamlanan “Zamanın Tanığı Saat Kuleleri” Parkı ziyaretçilerin ilgi odağı oluyor. Safranbolu Saat Kulesi’nin ev sahipliğinde, diğer şehirlerden seçme 15 saat kulesinin 1/10 ölçekli orijinallerine uygun maketleri Safranbolu Saat Kulesi’nin bulunduğu Kale çevresinde aynı mekan içinde sergileniyor.
Vali İzzettin Küçük, Anadolu’da yapılan ilk saat kulesinin 1797 tarihli Safranbolu Saat Kulesi olduğunu, bugün halen çalışır vaziyette olan bu saat kulesinin diğer şehirleri süsleyen saat kulelerinin hepsinin atası konumunda olduğunu ifade ederek “Karabük Valiliği olarak çok yönlü sürdürdüğümüz kültürel faaliyetlerimizi her geçen gün yeni çalışmalarla geliştiriyoruz. Bu kapsamda İlimize kazandırdığımız bir çok değerli eserin yanı sıra, saat kulemizin orijinal hikayesini ve yapısını da İlimizin bir değeri olarak insanlığın hizmetine sunmak istiyoruz.
Bundan 200 yıl önce hizmete giren ve bu anlamda Anadolu’da yapılan bir çok saat kulesine önderlik eden Safranbolu Saat Kulesini, onun bir nevi çocukları, torunları, mesabesinde olan diğer şehirlerimizin saat kuleleri ile bir araya getirerek aynı mekan içinde sergilemek istedik. Dedelerle torunların buluşması gibi bir saat kuleleri ailesi düşündük. Bu ailenin en büyüğü olarak Safranbolu Saat Kulesi’nin ev sahipliğinde diğer şehirlerimizden seçme 15 saat kulesinin 1/10 ölçekli maketlerini yaptırdık. Orijinallerine uygun olarak yapılan bu maketleri Safranbolu Saat Kulesi’nin bulunduğu Kale çevresinde aynı mekan içinde sergiledik.
Saat kulelerinden oluşan bir açık hava müzesi haline gelen Kale ve çevresi önemli bir ziyaret mekanı daha kazandı. Amasya, Çorum, İstanbul Dolmabahçe, İzmir Konak, Adana, Samsun, Kütahya, Erzurum, Kayseri, Elazığ Maden, Saraybosna, Bursa Tophane, Edirne, Çanakkale ve İzmit saat kulelerinin maketleri Kale bölgesinde Safranbolu Saat Kulesi’nin önündeki park alanına montajlandı.
Tokatlı Kanyonu üzerine yapılan ve Türkiye’de örneği olmayan cam teras
კანიონში გაკეთებული და თურქეთის რესპუბლიკაში უბადლო მინის ტერასა
Yapılan cam terasın Türkiye’de başka örneğinin olmadığını ve tamamen yerli imkanlar kullanılarak 30 gün gibi kısa sürede inşa edildiğini söyleyen Vali İzzettin KÜÇÜK, “Terasın tamamı çelik konsoldan yapıldı, yapım bakımından terasımız dünyada tek. Terasın açılımı 11 metre ve bu 11 metrenin 3 metresi beton blok üzerinde 8 metresi ise boşlukta konsol, halat veya gergi yok. Üzerinde birer santimden oluşan 3 cam tabaka üst üste bulunuyor. Camların araları ise pvm denen özel bir malzemeyle kaplı. 3 santim kalınlığındaki camı roket atar mermisi bile delemiyor. Metrekareye 750 kilo düşüyor. Burası yaklaşık 100 metrekare olduğuna göre 75 ton ağırlığını kaldırabilir. Ancak biz bir defada bu cam terasa 30 kişi alacağız. Boğaziçi Köprüsünün yüksekliği bile 60 metre, bu terasın yüksekliği ise 80 metre.
Cam terasın yapıldığı alanı özel tespit ettik, 3 kanyonun birleştiği yer olan Tokatlı Kanyonu üzerinde bu projeyi yaptık, seyri çok güzel bir alan. İlimizin prestij projelerinden birisi oldu. Kanyon üzerine yaptığımız cam teras Türkiye’de tek, dünyada ise benzeyen bir örneği Arizona’da var.” Dedi.
Bulak Mencilis Mağarasına özel ışıklandırma
მაღაროშო განათების სისტემა დამონტაჟდა
Karabük Valisi İzzettin Küçük’ün talimatları doğrultusunda gerçekleştirilen ve mağaranın turizme tam anlamıyla kazandırılması, gelen turistlerin mağarayı rahatlıkla gezebilmesi amacıyla gerçekleştirilen proje kapsamında, hem mağara etrafı düzenlemesi yapıldı, hem de mağara içi son sistem lambalarla orijinal dokuyu bozmayacak şekilde ışıklandırıldı.
Vali İzzettin Küçük “Türkiye’nin en güzel üç mağarasından biri olan Bulak Mencilis Mağarası yeni ışıklandırma sistemiyle kazandığı görünümü ve otantik yapısıyla turistlerin yine ilgi odağı olacaktır. Profesyonel olarak en son teknoloji kullanılarak ışıklandırıldı. Yeni ışıklandırma sistemi mağaranın orijinal dokusunu artık bozmayacak ve daha hoş görüntü verecek.” dedi.
Dünden bugüne bilgisayar teknolojisi! Kent Tarihi Müzesi “Bilgisayar Tarihi”
საფრანბოლუში კომპიუტერის მუზეუმი გაიხსნა
Fikrin oluşması ile ürünün ortaya çıkması ya da piyasasının ürünü tanıması arasındaki süreç o kadar hızlı işlemektedir ki, ürün piyasaya çıktığında onu eskiden yeni fikirler çok daha önce medyaya düşmekte ve ürünler daha rafa konmadan eski model haline gelmektedir.
Günlük telaşımız içinde ne olduğunu anlamadan içine düştüğümüz bu girdaptan bir an başımızı kaldırıp baktığımızda, daha bir kaç yıl önce özene bezene aldığımız ve kimselere dokundurmaya kıyamadığımız bilgisayarlarımızı, hurda olarak bile değerlendiremediğimizi görüyoruz. Nasıl bir süreçtir ki bu gidişat; yaşlı genç demeden herkesi peşine takıyor ve nasıl bir alettir ki bu bilgisayar dost düşman, herkesin elinden düşmüyor. Tüm insanlığın çevresinde pervane olduğu bu teknoloji, artık siyasetten, ekonomiye, askeriyeden, eğitime kadar hayatın tüm alanlarında mutlak galip unsur olarak karşımızda duruyor. Onlar durunca hayat duruyor. Bankalar, kasalar, çarşılar, borsalar, işletmeler, haberleşme, ulaşım, eğitim, savaş ve daha nice iş
O yoksa hiç bir şey yok
Böylesine güçlü bir sektör oluşturan bilgisayarın kısır tarihi kendi cürmüyle orantılanamayacak kadar büyük bir yer işgal ediyor. Daha 20 yıl önce kocaman kasalarda megabaytlarla övündüğümüz bilgisayarlar, artık parmak kadar disklere sığan gigabaytlarla, terabaytlarla ifade ediliyor. Yarın neler olacak kimse tahmin bile edemiyor.
Bilgisayarı oluşturan iki temel unsur; yazılım ve donanım. Biri soyut diğeri somut iki kavram. Tüm iletişimi belirleyen sadece 1 ve 0 rakamlarından oluşan sonsuz bir dünya
Adeta maddeyle mananın gizemli buluşması. Biri varlığı, diğeri yokluğu ifade eden iki rakamın insan idrakini imkansız kılan esrarlı buluşmaları. Tüm bilgisayar alemini varlıkla yokluk arasında koşuşturan ve büyüten bu süreç, gerçekten sadece “Ram”lardan, Harddisk’lerden, Anakart’lardan ibaret bir oluşum değildir elbet. Bunda ilahi sırların yanında, insan beyninin ve evrenin oluş hikayesinin de izlerine rastlamak mümkündür
Ülkemizde bilgisayarın tarihi batıya göre 20-30 yıl daha sonra başlamasına karşın, artık günümüzde bu açık tamamen kapanmış ve ülkemiz de bilişim konusunda dünyaya entegre olmuştur. Bu süreci yaşı 40’ın üzerinde olanlar çok yakından izleme fırsatı bulmuşlardır. Genç kuşaklarımız ise bilgisayarı günlük yaşamın bir parçası olarak, daha ana karnında tanımaya başlamışlardır. Bu kuşaklar arasındaki farkı lafla anlatmak gerçekten çok zordur. Daha 1980’de bazı bilgisayarların Hard disk’siz çalıştığını ve 1.44 megabaytlık disketlere kayıt yapıldığını ve bilgilerin bunlarla taşınıp saklandığını, floppy denilen disket sürücülerin çok önemli bir görev ifa ettiğini nasıl anlatacağız?
Ya da daha 1990’larde 4 megabayt Ram’ın 80 megabayt Harddisk’in çok güçlü bir makina anlamına geldiğini ve fiyatının 3.000 Dolardan daha fazla olduğunu biz biliyoruz da çocuklarımız bunu nasıl bilecek? Gençler her halde bizim aklımızdan zorumuz olduğunu düşünecekler.
Karabük Valisi İzzettin Küçük, böyle hızlı değişen bir dünyada kısa bir zaman tüneli oluşturmak ve zamanı yakalayıp, küçük bir mekan içinde sergilemenin çok ilginç olabileceğini düşündüklerini belirterek “Bu nedenle bazı kolleksiyoner arkadaşlarımızın da yardımıyla, tarihin incisi Safranbolu’muza küçük ama şirin bir Bilgisayar Tarihi Salonu dizayn etmeye karar verdik. Kısa ama yoğun ve hızlı geçen bilgisayar tarihimizden bazı kesitleri piyasa şartlarında temin ederek, bu ürünleri salonumuzda belli bir kronoloji ile sergilemek üzere hazırladık. Tabi ki sadece ürünleri sergilemeyi düşünmedik. Bu ürünlerin yazılımlarının, programlarının da çalışır vaziyette olmasına gayret ettik. Büyük ölçüde bunu da başardık.
Ziyarete açılan salonumuzda; 1975’lerden bu yana ülkemizde kullanılan bilgisayarlardan örnekler, yardımcı üniteler, bilgi taşıma araçları gibi somut ürünlerin yanında, bu bilgisayarlarda kullanılan sistemler ve programlarla ilgili de dökümanlar da ziyaretçilere tanıtılıyor.
Bilgisayar Tarihi Salonu’nda bilgisayarın son 40 yıllık ömründen kesitlerin yanında pano ve afişlerle bilgisayarın bilinen kadim tarihinden de söz ediliyor. Bunların yanında bilgisayar dünyası ile ilgili küçük bilgi notları ve anekdotlar da ziyaretçilerin bu konuda bilinçlenmelerine yardımcı oluyor.
Tamamen amatör bir ruhla yola çıkılan bu süreçte, kendi çapımızda güzel Safranbolu’muza güzel bir artı dağer daha kazandırmayı amaçladık. Bu nedenle salonumuz her zaman ziyaretçilerin hizmetinde olacak. Bilgisayar varoldukça bu salon da yaşayacak ve gelişek.” dedi.