Oniki ayın sultanı Ramazan Gelsin pideler, gitsin tatlılar Tabi ki gelsin gitsin de, ne kadar, nasıl? Hele de günlerin uzun mu uzun olduğu bu sıcak yaz günlerinde susuzluğa acep ne çare? Bu işin üstesinden, açlıktan susuzluktan oluşabilecek şeker düşüklüğü, sıvı ve mineral kaybı olmadan, ayılmadan bayılmadan, baş ağrısı çekmeden nasıl gelebiliriz?
“Ne acıktım, ne susadım 17 saat boyunca, oh ne rahat” gibi bir sonuç elde etmek tabi ki zor. Bu zorluğu sıfıra indiremeyiz belki ama bu süreci akılcı bir beslenmeyle epey rahatlatabiliriz.
Her şeyden önce bir insanın günlük ihtiyacı olan
Yapılan hatalardan bir diğeri de; sahurda hiçbir şey yememek. Tek öğünle bir günü geçirmek demek vücudun ihtiyacı olan enerjiyi bulamaması demek aslında. Uzun süreli açlık; halsizlik, yorgunluk, uyku hali, bağışıklık sisteminin zayıflamasının yanı sıra kilo kaybına da sebep olacaktır. Sahurda çok yağlı, çok tuzlu, aşırı baharatlı ağır yemekler tüketmek de doğru değil elbette. Bu şekilde yiyerek susuzluktan ne yaparız, o saatler nasıl geçer bilmiyorum artık. Ne yememek, ne çok yemek bir çözüm değil derdimize. Çorba, zeytinyağlı sebze yemeği, yoğurt, süt, haşlanmış yumurta, peynir, domates vb. tüketmek çok daha uygun seçenekler olacak ve açlıkla olan mücadelemizde bizi tok tutacaktır.
Kısacası her zaman olduğu gibi Ramazanda da sağlıklı ve dengeli beslenmek işin özü. Ne pidesiz, ne tatlısız kalalım az az hepsinin tadına bakalım Hayırlı Ramazanlar, sağlıklı iftarlar dilerim