Cumartesi, Nisan 20, 2024
tr
Ana Sayfa GENEL Telif Hakları

Telif Hakları

  Dünya devletlerinde olduğu gibi ülkemizde de kanun ve nizamnameler ihtiyaçtan veya siyasi rejimden dolayı zaman zaman değişmektedir. Bu itibarla Türkiye’de Telif Haklarının gelişimini gösteren kilometre taşlarını sizlerle beraber hatırlamaya çalışalım.  Bilindiği gibi telif, bilim adamı, yazar, sanatçı ve şairin emeğinin karşılığıdır.

  Ülkemizde kanun düzeyinde Telif Hakkı ilk defa Osmanlı döneminde ele alındı ve Telif verilmeye başlandı. 1839–1861 yılları arasında Padişah olan Abdülmecid döneminde 1857 yılında çıkarılan “Telif Hakkı Nizamnamesi” yazar, şair ve sanatçıya pek fazla bir hak vermedi ama bu alanda bir başlangıç olduğu gerçektir. Telif Hakkının kanun ile ele alınmasını sağlar.

  1909 -1918 tarihleri arasında Osmanlı Devleti’nin başına geçen Padişah Mehmet Reşat döneminde 1910 yılında bilim adamı, sanatçı ve yazarların hakları yeniden gündeme gelir. 1857 yılında ferman olarak halka duyurulan :

  Hakkı Telif Nizamnamesi günün ihtiyaç ve şartlarına göre yeniden düzenlenir. 1910 yılında “Telif Kanunu” adı altında yürürlüğe girer. Aradan çok zaman geçmeden Birinci Dünya Savaşı çıkar. Rafta bekleyen kanun hiç uygulanmadan:

  Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Türk Milleti’nin Kurtuluş Savaşı başlar.  Osmanlı Devleti’nin dönemi resmen biter. Anadolu Toprakları üzerinde Ulu Önder Atatürk’ün liderliğinde Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim 1923 tarihinde kurulur. Savaşın geride bıraktığı derin yaraların sarılması uzun zaman alır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birinci Anayasası 1923’de kabul edilir. 1927 yılında İstanbul Radyosu kurulup yayına başlar. Radyo programları için yazar ve sanatçıların eserleri kullanılmaya başlanır.

  1933 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun Onuncu Yıl kutlamaları için Ulu Önder Atatürk Nutkunu okurken ülke sorunlarını ve yapılması gerekenleri sıralar. Kalkınma seferberliği başlatılır.

  1938 yılında Ankara Radyosu kurulur. Bilim adamı, yazar, şair ve sanatçıların eserleri  radyo programlarında kullanılmaya devam edilir.

  10 Aralık 1948  tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kabul edilir. Türkiye de bu Beyannamenin altına imza atar. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 27. maddesi şöyledir.

  1.Herkes, toplumun kültürel yaşamına özgürce katılma,  sanattan yararlanma ve bilimsel gelişmeye katılarak yararlarını paylaşma hakkına sahiptir.

  2.Herkes yaratıcısı olduğu bilim, yazın ve sanat ürünlerinden doğan manevi hakları “Temel İnsan Hakları” olarak tescil edilmiş olması Telif Haklarının kabul edilmesidir.

   Dünya’daki bu gelişme üzerine Türkiye’de 1951 yılında 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çıkarılır. Bilim adamı, yazara ve sanatçıya eserinin değeri sorulmaz ama o günün yetkilisi her kim ise yayın bedeli olarak (telif) ne takdir etmişse eser sahibine bir miktar ödeme yapılır.

  1960 yılında askeri darbe yapılır. 1961 de Anayasa ikinci defa yazılır.

  1964 yılında TRT Genel Müdürlüğü kurulur. Telif durumda pek değişiklik olmaz. Yine yazar ve sanatçıların eserlerine başkaları değer biçer.

  1969 yılında TRT siyah-beyaz televizyon yayınları başlar. Bilim adamı, yazar ve sanatçıların eserleri daha çok kullanılır. On yıl gibi kısa bir zaman sonra renkli televizyon yayınları ve özel TV kanalları yayına girmeye başlar.

  Türkiye’de 1980 yılında Askeri darbe yapılır. Halk oylaması sonunda 1982 Anayasası yürürlüğe girer.

  1982 Anayasasının bazı bölümlerine beraberce bakalım ;

  -Madde 25 – Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.

  -Madde  26 – Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.

  -Madde  27 – Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanda her türlü araştırma hakkına sahiptir. Yayma hakkı, Anayasanın 1, 2 ve 3 ncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılmaz.

  -Madde 28 – Basın hürdür, sansür edilemez… diye yazılsa da devletin güvenliği dikkate alınarak kanunla düzenlemeler yapılır.

  – Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri uygulanır.

  1986 yılında 5846 sayılı Kanunda yapılan değişiklikle Telif Haklarının korunması için Meslek Birlikleri kurulur.

  Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM) 28 Nisan 1986 tarihinde ilk yönetimi Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından atanır. T.C. Bakanlar Kurulu kararı ile kurulur.

  İlesam’ın Görevleri :

  Bilim adamı, yazar, şair ve sanatçıların eserlerinden doğan maddi ve manevi haklarını korur. Telif Haklarını savunur. Korsan yayınlarla mücadele eder. Üyeleri adına yayın kuruluşları ile sözleşme yapar. Eserleri koruma altına alır.

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

SON HABERLER

Gürcistan, Avrupa’nın en güvenli ülkelerinden birisi

Gürcistan; farklı doğası, kültürü ve tarihi zenginliği ile bilinen muhteşem bir ülkedir. Gürcistan'ın adı Aziz George'dan geliyor Gürcistan'ın İngilizce ismi "Georgia"nın kökeni kesin olarak bilinmese de,...

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya

Anayasa Mahkemesi Başkanı Prof. Dr. Zühtü Arslan’ın görev süresinin 20 Nisan’da dolacak olması nedeniyle Anayasa Mahkemesinde Genel Kurul’da bugün başkanlık seçimi yapıldı. Genel Kurul’da...

Önce insan, sonra bakan

Ticaret Bakanlığı görevine başladıktan sonra yeni düzenleme ve başarılı çalışmaları ile kamuoyunun takdirini kazanan, “İhracatımızı yüksek teknolojili düzeylere çıkarma hedefindeyiz. İnovasyon, yatırım, üretim, katma...

Gümrük Muhafaza’dan 252 milyon lira değerinde kaçak eşya operasyonu

Ticaret Bakanlığı Gümrük Muhafaza ekiplerince Mersin ve Ankara'da gerçekleştirilen operasyonlarda, 252 milyon lira değerinde kaçak ticari eşya, makaron ve kıyılmış tütün ele geçirildi. Ticaret...

SON YORUMLAR

error: Content is protected !!