Salı, Nisan 23, 2024
tr
Ana Sayfa GENEL Ermenistanın etnik temizlik, soykırım ve saldırganlık politikasının aşamaları

Ermenistanın etnik temizlik, soykırım ve saldırganlık politikasının aşamaları

  Son iki yüzyılda halkımıza karşı Ermeni milliyetçileri tarafından gerçekleştirilen etnik temizlik, soykırım ve saldırganlık politikası Azerbaycan tarihinin facialarla, aynı zamanda kanlı olaylarla dolu çok acı aşamalarını oluşturmaktadır. Bu milliyetçi-şovenist politikanın temel amacı Azerileri tarihi topraklarından kovmakla bu ezelî Azerbaycan topraklarında Ermenilerin uydurdukları “Büyük Ermenistan” devletini kurmak olmuştur.

  Ermenistan’ın bu cinayet politikasının devamlılığını kanıtlayan olgu şu ki, sadece XX yüzyılda Azeriler 4 kez – 1905-1907, 1918-1920, 1948-1953 ve nihayet 1988-1993 yılları arasında Ermeni milliyetçileri tarafından işlenen soykırıma maruz kalmıştır.

XX yüzyılın başlarında Ermenilerin Azerbaycanlılara karşı soykırım politikası

  XX yüzyılın başlarında Ermeni milliyetçileri “Taşnaksütyun” partisinin programında öne sürdüğü “Büyük Ermenistan” fikrini gerçekleştirmek doğrultusunda çalışmalarını genişleterek kendi tarihi topraklarında yaşayan Azerileri planlı biçimde kendi yurtlarından kovmakla etnik temizlik ve soykırım politikalarını hayata geçirmeye başladılar.

  Öyle ki, 1905-1907 yıllarında Ermeniler Bakü’de, Gence’de, Karabağ’da, Erivan’da, Nahçıvan’da, Ordubat’ta, Şerur-Dereleyezde, Tiflis’te, Zengezurda, Kazah’da ve başka yerlerde sivil Azerilere karşı katliamlar yapmış, nüfus vahşice katledilmiş, şehir ve köyler yakılmış ve dağıtılmıştır. Ermeni silahlı çeteleri Şuşa, Zengezur ve Cebrail kazalarında, Erivan ve Gence guberniyalarında Azeriler yaşayan 200’den fazla yerleşim bölgesini viran koymuş, on binlerce soydaşımız kendi öz yurtlarından göçmeye zorlanmışlardır. Ermeniler 200 bin Azerbaycanlını çocuk, kadın, ihtiyar fark gözetmeksizin katl etmekle, bu bölgelerde Çarlık Rusyasının kendilerine vaad ettiği “Ermenistan Devleti” ni kurmak için etnik temizlik hayat geçirmişler.

  1917 yılında Rusya’da yaşanan Şubat ve Ekim olaylarından sonra “Taşnaksütyun” partisi ve Ermeni Ulusal Kongresi daha geniş faaliyete başladı. İlk adım olarak kendilerini Kafkasya’da Bolşevik hakimiyetinin yasal temsilcileri olarak gören maskelenmiş taşnaklar, özellikle Türkiye’den kaçıp gelen Ermenileri silahlandırarak Sovyet hakimiyeti kurmak adı altında Bakü’de hakimiyeti ele geçirdiler. Lenin tarafından Aralık 1917’de Kafkasya’ya olağanüstü komiser tayin edilen taşnak S.Şaumyan Azerilerin toplu katliamının teşkilatçısı ve başkanına çevrildi .

  Ermeni silahlı kuvvetleri tarafından 1917 yılının başlarından Mart 1918’e kadar olan dönemde Erivan guberniyasında 197 köy, Zengezur kazasında 109, Karabağ’da 157 köy tahrip edilmiş, diğer bölgelerde 60 yerleşim yeri imha edilmiş ve yakılmıştır.

 1918 yılı başlarında, yani Mart katliamı sırasında doğrudan Şaumyan’a bağlı Ermeni silahlı kuvvetlerinin sayısı 20 bine yakındı. Bolşeviklerin, ayrıca Lenin’in himayesinde Şaumyan Bakü Kommunasının başkanı oldu ve onun önderliğinde 1918 Martında Ermeniler tarafından sivil Azerilere karşı gerçek soykırım yapıldı.

   Öyle ki, bu 30 Mart’da Ermeni-bolşevik birlikleri Bakü şehrini gemilerden yaylım ateşine tuttular. Ardından ise silahlı taşnaklar Azerilerin evlerine saldırarak amansız cinayetler yaptılar. 31 Mart’ta ve Nisan’ın ilk günlerinde katliamlar toplu karakter aldı. Binlerce sivil Azerbaycanlı sadece ulusal kimliğine göre öldürüldü. Aynı günlerde Ermeni-bolşevik kuvvetleri Bakü’de 12-15 bin sivil Azerbaycanlını öldürdüler. Bu kanlı olaylar sırasında insanlar evlerinde diri diri yakılmış, aynı zamanda özel işkencelerle ve vahşice öldürülmüşlerdir.

  Ermenilerin baskını sonucunda 1918 yılının ilk beş ayında Guba kazasında 16 binden fazla insan gaddarca katledilmiş, 162 köy dağıtılmıştır, bu onlardan da 35-i günümüzde de mevcut değildir .

  Ermeni-Taşnak çetelerinin Guba kazasında Azerilerin toplu katl etmesini tespit eden bilgiler son dönemlerde bir daha ispatlanmıştır. Öyle ki, bulunmuş sayısız insan kemikleri bu katliamlar sırasında Ermeni vandalizmini doğrulayan açık olgulardır. Artık bunların 1918 yılında Ermeni silahlı birliklerinin Guba’ya baskını sırasında gaddarlıkla katledilmiş ve sonradan toplu olarak gömülmüş yerli insanlara ait olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, Azerbaycan’ın yüzlerce yerleşim birimi, aynı zamanda Karabağ’da 150’den fazla köy tahrip edilmiş ve yakılmış, ayrıca Şuşa’da Azerbaycanlılara karşı amansız katliamlar yapılmıştır.

  Genellikle Ermeni taşnakları tarafından 1918 yılı Mart-Nisan aylarında 700 binden fazla Azerbaycanlı, ayrıca Bakü’de ve çevre köylerde 30 bine yakın Azeri gaddarca katledilniştir. Aynı zamanda Zengezur kazasında 10 bin, Şamahı kazasında (şehirle birlikte) 16 bin, Erivan guberniyasında 132 bin Azeri vahşice öldürülmüştür .

  1918-1920 yıllarında bugünkü Ermenistan topraklarında yaşamış 565 bin Azeri’nin 525 bin kişi öldürülmüş ve kendi toprağından göçmeye zorlanmıştır. Bu rakamı Z. Kirokodyan kendisinin “Sovyet Ermenistanının nüfusu 1831-1931” kitabında tasdik ederek yazıyor ki, “1920 yılında Sovyet hükümetine taşnaklardan toplam 10 bin kişiden biraz fazla Türk (Azeri) nüfus kalmıştır. 1922 yılında 60 bin göçmen geri döndükten sonra Azeriler burada 72 bin 596 kişi, 1931 yılında ise 105 bin 838 kişi olmuştur” .

  Bu dönemde Guba kazasında 122, Şamahı kazasında 72, Zengezur kazasında 115, Karabağ’da 157, Erivan guberniyasında 211, Kars ilinde 92 yerleşim birimi yakılmış, yıkılmış ve talan edilmiştir . 1919 yılının son iki ayında Erivan guberniyasının Eçmiedzin ve Sürmeli kazalarında 96 köy, Erivan kazasının ise tüm köyleri yok edilmiştir .

  Azerbaycanlılara karşı işlenen toplu katliamların Bakü, Kuba, Şamahı, Kürdemir, Lenkeranla yanı sıra Erivan guberniyası topraklarında, Zengezurda, Nahçıvan’da, Şerurda, Ordubad’da, Kars’ta ve başka bölgelerde amansız şekilde devam ettirilmesi sonucunda yüzbinlerce Azerbaycanlı en acımasız yöntemlerle katledilmiş, bir milyondan fazla nüfus kendi topraklarından göç düşürülmüştür. Tarihi Azerbaycan topraklarında Ermeniler tarafından bu vahşetler hayat geçirilirken okullar, camiler yakılmış, maddî-kültür örnekleri imha edilmiştir.

 28 Mayıs 1918’de Azerbaycan Halk Cumhuriyeti kurulduktan sonra olağanüstü soruşturma komisyonu kurulmuş ve Ermenilerin yaptıkları bu cinayetler araştırılmaya başlanmıştır. Hükümetin kararı ile her yıl (1919 ve 1920 yılında Martın 31-da iki kez milli matem günü olarak anılmıştır) 31 Mart’ın matem günü olarak anılması karara alınmıştı. Fakat Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin çöküşü bu işi sona ulaştırmaya olanak vermedi .

   “Büyük Ermenistan” fikri ile yaşayan Ermeniler kendi amaçları için dış hamilerinin yardımıyla çeşitli dönemlerde Azerilere ve Türklere karşı korkunç terör ve soykırım hayata geçirmekle etnik temizlik politikası yürütmüşler. Öyle ki, Azerbaycan halkı son 200 yılda Ermeni  milliyetçilerinin sürekli olarak etnik temizlik, soykırım ve saldırganlık politikasına maruz kalarak, kendi tarihi topraklarından göç ettirilmiş, mülteci ve zorunlu göçküne çevirilmişlerdir.

  Çarlık Rusyasının sömürgecilik politikasının bir parçası olan göçüme süreci bütün XIX yüzyıl boyunca devam ettirilmiş ve sonuçta bölgede demografik duruma etki göstermiştir. Ermenilerin bu bölgede yapay olarak çoğaltılması onların yirminci yüzyılın başlarından başlayarak Azerbaycan’a karşı toprak iddiaları ve saldırganlık siyasetinin baş kaldırış sebebi olmuştur.

  Güney Kafkasya’nın Sovyetleşmesini kendi amaçları için kullanan Ermeniler 1920 yılında Zengezuru ve Azerbaycan’ın bazı topraklarını Ermenistan SSC’nin arazisi ilan ettiler. Sonraki dönemlerde ise bu topraklarda yaşayan Azerilerin sınırdışı edilmesi politikasını daha da genişlettiler.

  Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinin dağlık bölümüne XIX yüzyılda aktarılan Ermenilere 1923 yılı Temmuz 7-de muhtar vilayet statüsü verildi ki, bu da Sovyet Rusyasının himayesi ve desteği ile gerçekleştirildi . Bu olay sadece Azerbaycan’ın idari-toprak bölgüsünün ihlali değil, aynı zamanda Ermenilerin ülkemize karşı gelecek toprak iddiaları için bir araç oldu.

  Sovyet döneminde Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinin dağlık kısmında yaşayan Ermeni toplumu tüm siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel konuları içeren muhalefete sahip olsa da, Ermenistan kendi toprak iddialarını birkaç kez ortaya atmış, ancak isteğine ulaşamamıştır.

  Fakat, buna karşılık 23 Aralık 1947 yılında SSCB Bakanlar Sovyeti’nin “Ermenistan SSC’den kolhozcu ve diğer Azerbaycanlı nüfusun Azerbaycan SSC’nin Kür-Aras ovasına aktarılması hakkında” kararına göre 1948-53 yıllarında Azerbaycanlıların tarihi topraklarından, özellikle de Erivan ve çevre bölgelerinden toplu sınırdışı edilmesi sonucunda 150 bine yakın soydaşımız şiddete maruz kalarak Azerbaycan’ın aran (düzlük) rayonlarına aktarılmıştır .

XX yüzyılın sonunda Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı toprak

iddaaları ve saldırganlık politikası

  XX yüzyılın 80’li yıllarının ikinci yarısında Ermeniler kendilerinin yakın ve uzak yurtdışındaki hamilerinin yardımlarıyla “Büyük Ermenistan” fikrini hayata geçirmek için açıklık ve demokrasiyi kullanarak yeniden Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesine dair toprak iddiaları ileri sürdüler. SSCB’nin çöküşü sırasında Dağlık Karabağ bölgesinde yaşayan Ermenilere Azerbaycan’dan ayrılarak Ermenistan birleşmeyin zorunluluğu fikrini yapay olarak kabul ettiren saldırgan devlet buna ulaşmak için Dağlık Karabağ’dan 50 bin Azerbaycanlını soykırım ve tecavüze maruz bırakıp göçe maruz koymuş, ayrıca Ermenistan’dan 250 bin azerbaycanlını tarihsel yaşadığı topraklardan şiddetli bir şekilde sınırdışı etmiştir.

  Ayrıca, eski SSCB yönetiminin hamiliyi sayesinde Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesine dair toprak iddiasında bulunan Ermenistan Meclisin gizli talimatına göre, iki hafta içinde, 1988 yılı 22 Ekim ‘den 7 Aralığa kadar olan süre içinde Azeriler yaşayan 22 rayonda 170 sırf ve 94 karışık (Ermenilerle) yerleşim yerleri boşaltılmış, sonuçta 200 bin Azeri nüfus Azerbaycan’a kovulmuştur. Sonuçta, Ermenistan’ı Azerbaycanlılardan temizlemek talimatı  uygulanarak, 216 Azerbaycanlı vahşice katledilmiş, binlerce kadın, çocuk ve ihtiyar vücut hasarı görmüş, on binlerce ailenin emlaki yağma edilmiştir .

  Mono-etnik devlet yaratmayı başaran Ermenistan silahlı kuvvetleri ona hamilik eden devletlerin yardımından yararlanarak, Dağlık Karabağ bölgesinin (4,4 bin km ²) sınırları dışında bulunan ve onun arazisinden 4 kez büyük olan Laçin, Kelbecer, Ağdam, Füzuli, Cebrail, Kubatlı ve Zengilan bölgelerini işgal ettiler. Tüm bu bölgeler Ermeniler tarafından etnik temizlemeye maruz kalmıştır. Öyle ki, Ermenistan’ın toprak davası nesnesi olan Dağlık Karabağ’ın 120 bin kişilik Ermeni toplumunun kendi kaderini tayin etmek girişimi gibi kaleme verdiği bu süreç Azerbaycan’ın işgal altındaki bölgelerinden 1 milyondan fazla nüfusun (toplam nüfusun % 15 i) kendi toprağında göçmesine neden oldu .

  Halihazırda Azerbaycan topraklarının % 20 ‘den fazlası Ermenistan silahlı kuvvetlerinin işgali altındadır. İşgal sonucunda 900`e yakın yerleşim birimi, 22 müze ve 4 resim galerisi, tarihi önemi olan 9 saray, ender tarihi önemli   40 bin müze serveti ve ekspanatı, 44 tapınak ve 9 cami yıkılmış, yağmalanmış ve yakılmıştır. Ayrıca, 927 kütüphanede 4,6 milyon kitap ve değerli tarihi-el yazmalar imha edilmiştir.

  Aynı zamanda, devlet terörizmi ve soykırım politikası yürüten Ermenistan ve işgal altındaki ülkelerdeki ayrılıkçı rejim tarafından genel, çeşitli yollarla (yolcu otobüslerinde, yolcu ve yük trenlerin, Bakü metrosunda, hava ulaşımında, yolcu taşıyan deniz feribotunda, yerleşim birimlerinde, sivil ve devlet binalarında) 373 saldırılar hayata geçirilmiştir kii, sonuçta 1200 kişi ölmüş, 1705 kişi yaralanmıştır.

  Bütün dönemlerde olduğu gibi Ermenilerin gerçekleştirdiği bu işgalcilik siyaseti toplu katliamlarla beraber hayata geçmiştir. Öyle ki, 1988-1993 yıllarında Ermenistan’ın askeri saldırısı sonucunda 20 000 Azerbaycanlı hayatını kaybetmiş, 100.000 kişiden çoğu yaralanmış, 50. 000 kişi ise çeşitli derecede hasar alarak özürlü olmuştur. Çatışma döneminde 4.853 kişi kayıp düşmüş, onlardan 1.357si esirlikdən azad edilmiş, 783 kişi ise halen Ermenistan’da esir durumunda kalmaktadır. Uluslararası Kızıl Haç Komitesi’nin verilerine göre 439 kişi esirlikte ölmüştür .

  XX yüzyılın sonunda Ermenilerin Hocalı’da yaptıkları bu soykırımı tüm insanlığa karşı yöneltilmiş en ağır suçlardan biri olarak değerlendiriliyor. Dünya tarihinde Hocalı faciası tarihin hafızalardan hiç silinmeyen Xatın, Hiroşima, Nagazaki, Sonqmi, Ruanda, Srebrenitsa ve Xolokost gibi korkunç facialardan hiç de geri kalmıyor. Adı geçen olaylar savaşlar tarihine sivil halkın soykırımı olarak dahil olmuş ve tüm dünyada geniş yankı doğurmuştur.

Bu soykırım sonucunda, resmi rakamlara göre, 613 kişi öldürülmüştü ki, onlardan 63’ü çocuk, 106’sı kadın, 70’i  ise yaşlılar vardı. 8 aile tamamen yok edilmişti. 76’sı çocuk olmakla 487 kişi sakat edilmişti. Ayrıca, 1275 kişi esir alınmış, 150 kişi kayıp düşmüştür .

  Tüm dünyanın gözü önünde yaşanan bu korkunç soykırımın asıl mahiyeti sadece ulusal lider Haydar Aliyev 1993 yılında siyasal iktidara yeniden döndükten sonra açıklanmış, Şubat 1994 yılında Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisi Hocalı soykırımına politik-hukuki değer vermiştir. Ayrıca Azerbaycanlılara karşı zaman zaman işlenmiş soykırım ile ilgili ulusal lider Haydar Aliyev’in 26 Mart 1998’de imzaladığı kararnameyle 31 Mart Azerbaycanlıların Soykırım Günü ilan edilmiştir.

  Ayrıca, ulusal liderin “1948-1953 yıllarında Azerilerin Ermenistan SSC topraklarındaki tarihi-etnik topraklarından kitlesel biçimde çıkarılması hakkında” 18 Aralık 1997 tarihli fermanı Ermenistan SSC arazisinden Azerilerin çıkarılmasının kapsamlı araştırılması, bu cinayete hukuki-siyasi değer verilmesi ve onun uluslararası kamuoyuna ulaştırılması açısından önem arz etmektedir. Bu fermanlar sadece tarihimizin kanlı sayfalarının öğrenilmesi ve hafızalarda kazınması değil, aynı zamanda ermeni şovinizmi ve terörizminin ifşa edilmesi açısından da önemlidir.

  Halihazırda bu süreç Azerbaycan’ın dış politikasının temel yönlerinden biri olarak belirlenmiştir. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in başarılı dış politikası sonucunda artık bir takım uluslararası kurumlar kabul ettiği bir takım belgelerde Ermenistan işgalci devlet gibi gösterilmiştir.

  Uluslararası hukuka göre soykırım barış ve insanlık aleyhine yönelen ameldir ve en ağır suç olarak algılanıyor. Bu konuda BM Genel Kurulu’nun 9 Aralık 1948 yılı tarihli 260 (III) sayılı

kararı kabul edilmiş ve 1961 yılından yürürlüğe giren “Soykırım cinayetinin önlenmesi ve cezalandırılması” sözleşmede soykırım cinayetinin hukuki dayanağı tespit edilmiştir.

Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı saldırısı sırasında bu sözleşmede tespit edilmiş soykırım suçuna giren tüm ameller Azerbaycanlılara karşı uygulanmıştır. Bu işgalci devletin yürüttüğü saldırganlık politikası 20 yıldan fazladır ki, dünya kamuoyunun gözü önünde yaşanıyor. Bu nedenle devletimiz bu sözleşmeyi göz önünde tutarak, Ermenistan Cumhuriyeti’ne karşı BM Uluslararası Mahkemesinde dava kaldırmak için tüm yasal hukuklara sahiptir.

  Sorunun çözüme bağlanması sürecinde Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev başta barış seçeneğine öncelik vermektedir. Fakat Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Azerbaycan halkı ve devletinin bu işgali, etnik temizlik politikası ve topraklarımızın geçici olarak kaybedilmesi ile asla barışmayacağını bildirmekle beraber, kendi topraklarımızı geri almak için tam hakkımızın olduğunu ve bunun uluslararası hukuk kuralları ile teyit edildiğini vurgulamıştır. _____________________________

 1-Azerbaycanlıların soykırımı hakkında (8 dilde), Bakü, 1998, s.14.

 2-Arzumanlı V., Mustafa N. Tarihin kara sayfaları. Göçürülme. Soykırım. Mültecilik. Bakü, 1998, s.34.

  3-Azerbaycanlıların soykırımı hakkında (8 dilde), Bakü, 1998, s.14.

  4-Memmedov H., Memmedov N., Türkiye’de ve Azerbaycan’da ermeni milliyetcilerinin cinayetleri, Bakü, 2006, s.47.

  6-Aynı yerde, s.35.

  7-Memmedov İ., Esedov S., Ermenistan Azerbaycanlıları ve onların acı akibeti (kısa tarihi oçerk), Bakü, “Azerbaycan”, 1992, s.22.

  8-Azerbaycanlıların soykırımı hakkında (8 dilde), Bakü, 1998, s.14.

  9-Arzumanlı V., Mustafa N. Tarihin kara sayfaları. Göçürülme. Soykırım. Mültecilik. Bakü, 1998, s.44.

  10– Azerbaycanlıların soykırımı hakkında (8 dilde), Bakü, 1998, s.8.

  11-Mahmudov Y., Şükürov K., Karabağ. Gerçek Tarih, olgular, dokümanlar. Bakü, 2005, s.77

  12- Azerbaycanlıların soykırımı ile ilgili Azerbaycan Cumhuriyyetinin Cumhur başkanının fermanı, 26 mart 1992 – Azerbaycanlıların soykırtımına dair (8 dilde). Bakü, 1998, s.8; Ermeni terörist gruplarının insanlığa karşı cinayetleri (XIX-XXI asır.).  Bakü, 2002, s.157-160.  

  13-Arzumanlı V., Mustafa N. Tarihin kara sayfaları. Sınırdışı. Soykırım. Göçgünlük. Bakü, 1998, s.68.

  Azerbaycanlıların soykırımı ile ilgili Azerbaycan Cumhuriyyetinin Cumhurbaşkanının fermanı. 26 Mart 1992

  Azerbaycanlıların soykırımı hakkında (8 dilde), Bakü, 1998.

  Arzumanlı V., Mustafa N., Tarihin kara sayfaları Göçürülme. Soykırım. Mültecilik.     Bakü, 1998.

  Azerbaycan tarihi. En eski zamanlardan XX asra kadar. Ders kitabı. Bakü, 1994,

  Ermeni terörist gruplarının insanlığa karşı cinayetleri (XIX-XXI asır.). Bakü, 2002.

  Ermenistan devletinin Azerbaycan Cumhuriyyetine karşı saldırısı. Bakü, 1994.

  Halilov H., Karabağın ulus dünyası. Bakü, 1992, Azerneşr yayınevi.

  Mahmudov Y., Şükürov K., Karabağ. Gerçek Tarih, olgular, dokümanlar. Bakü, 2005.

  Memmedov H., Memmedov N., Türkiye’de ve Azerbaycan’da ermeni milliyetcilerinin cinayetleri.  Bakü, 2006.

  Memmedov İ., Esedov S., Ermenistan Azerbaycanlıları ve onların acı akibeti (kısa tarihi oçerk). Bakü, 1992.

  Şavrov N.N., Kafkasyada Rusiya çıkarlarına tehlike: Gelecekte Muğanın yabancılara verilmesi. Bakü, 1990.

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

SON HABERLER

Gürcistan, Avrupa’nın en güvenli ülkelerinden birisi

Gürcistan; farklı doğası, kültürü ve tarihi zenginliği ile bilinen muhteşem bir ülkedir. Gürcistan'ın adı Aziz George'dan geliyor Gürcistan'ın İngilizce ismi "Georgia"nın kökeni kesin olarak bilinmese de,...

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya

Anayasa Mahkemesi Başkanı Prof. Dr. Zühtü Arslan’ın görev süresinin 20 Nisan’da dolacak olması nedeniyle Anayasa Mahkemesinde Genel Kurul’da bugün başkanlık seçimi yapıldı. Genel Kurul’da...

Önce insan, sonra bakan

Ticaret Bakanlığı görevine başladıktan sonra yeni düzenleme ve başarılı çalışmaları ile kamuoyunun takdirini kazanan, “İhracatımızı yüksek teknolojili düzeylere çıkarma hedefindeyiz. İnovasyon, yatırım, üretim, katma...

Gümrük Muhafaza’dan 252 milyon lira değerinde kaçak eşya operasyonu

Ticaret Bakanlığı Gümrük Muhafaza ekiplerince Mersin ve Ankara'da gerçekleştirilen operasyonlarda, 252 milyon lira değerinde kaçak ticari eşya, makaron ve kıyılmış tütün ele geçirildi. Ticaret...

SON YORUMLAR

error: Content is protected !!