Bundan sonraki gelişmelerde Grivas’ın faaliyete geçtiği görülür. EOKA taktikleri ile faaliyetlerini başlatır. Okullardan teksir makineleri, kamplardan silahlar çalınır, çeteler dağlara çıkar, adadaki kaçak ve kayıplar çoğalır.
Böylece Makarios, Yunanistan’ın kendisine Enosis için kendi bildiği yoldan gitmesinde yardımcı olmayacağını anlar ve Grivas’a karşı açıkça silah ithal etmek suretiyle eline bir pazarlık kozu temin etmek ister. Bunu açığa vurmakla ümidi, Yunanistan’ın kendisi ile el altından uyuşacağıdır.
Halbuki Cunta fırsat bekliyordu. Bu nedenle silah ithali meselesini fırsat bilir ve 11.2.1972 tarihli ültimatom niteliğindeki notası ile açıkça Makarios’un karşısına geçer.
(Burada bir parantez açarak bu karşı geçişin Bağımsızlık taraftan bir Makarios’a değil, Enosis’i kendi bildiği yönden gerçekleştirmek için çaba harcayan bağımsızlık düşmanı bir Makarios’a karşı olduğunu yeniden ortaya koymakta fayda vardır. Yunanistan Cuntası ise bunu ya parken Enosis idealini yine terk etmiş değildir. Ancak Cunta kendi geleceği bakımından bu Enosis çabasındaki öncülüğü ve liderliği Makarios’tan almak için bu gibi bir harekete yönelmek gereğini duymuştur.)
Olay ve gelişmeleri kaydedip değerlendirmeye devam edelim;
Enosis davasını Yunanistan’la tam bir işbirliği ve anlayış halinde yürüttüğünü yaydığı sürece kuvvetli duran Makarios için, Cunta’nın bu açıkça karşı çıkışı ve Grivas önderliğindeki milliyetçi güçleri desteklemesi zararlıdır. Ancak bir Cunta reisi olarak Papadopulos’un
gerilemesi beklenemez, O halde Makarios gizli bir anlaşma ile Papadopulos’un bazı taleplerine boyun eğmezse ikinci fiilî bir darbe beklenebilir.
Bu şekilde bir gizli anlaşma söz konusu olduğu takdirde Makarios’un, silahlar konusunda 1966’da olduğu gibi bir Birleşmiş Milletler kontrolünü kabul etmesi; kısa bir süre içerisinde 1-2 Bakanını hastalık v.s. gibi nedenlerle ve istifa yolu ile değiştirmesi beklenebilir.
Bu arada Makarios’un ani bir darbe ile ortadan kaldırılması da mümkündür.
8-Olaylar bu şekilde gelişmez Makarios yine kendi bildiğini okumaya devam ederse bu taktirde Rumlar arası bir iç savaşın başlaması mümkündür. Böyle bir gelişme Millî Muhafız Ordusu’nun duruma el koyarak adada sıkı yönetim ilan etmesine vesile olabilir.
Böyle bir çatışma tehlikesi ile karşılaşacak olan Rum toplumunu yeniden birleştirmek gayesiyle Türkleri müşterek düşman haline getirecek bir eyleme sevk edilmesi kuvvetle muhtemeldir. (Çünkü bugünkü ihtilâf her ne kadar mevcutsa da Rumların her iki kanadının da müşterek gayede (ENOSİS) ve müşterek düşmanda (TÜRKLER) ezelden beri birleştikleri inkarı imkansız bir gerçektir).