Haber: İlker ÇAKAN
Türkiye’de yapısal değişim ve dönüşüm sürecinin mimarları
“Kıbrıs’ta bulunmaktan son derece memnunum. Organize Sanayi Bölgesi ve Enerji konularını birlikte ele aldığı ve bu toplantıyı burada düzenlediği için OSBÜK Başkanı ve TOBB Sanayi Odaları Konsey Başkanı Sayın Nurettin Özdebir ve OSBÜK Yönetim Kuruluna teşekkür ediyorum. Bu sabah Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakanın bizimle bir arada bulunması bize şevk veriyor. Burada benzer etkinlikler için ve yatırımlar için cesaret veriyor. Başta Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbaka olmak üzere, Sayın Bakanlara teşekkür ediyorum. Sayın Başbakan Yardımcımız Türkiye’de yapısal değişim ve dönüşüm sürecinin mimarlarındandır. Burada bizimle birlikte olması bize cesaret veriyor. Sayın Başbakan Yardımcımıza iş dünyası adına şükranlarımı sunuyorum.
Artık neredeyse her ilimizde en az bir OSB bulunuyor ve sanayicisinden sıradan vatandaşına herkes o ildeki OSB’nin nerede olduğunu biliyor. 1980’de Türkiye’de sadece 12 OSB vardı. Bugünse 200’e yakın OSB yatırımcılarla dolmuş durumda. Üstelik bunlar tüm Anadolu’ya yayılmış. İstihdama ve mesleki eğitime ciddi katkı sağlıyor. Tek-durak ofis anlayışıyla hizmet veriyor. Bu sayede sanayimizin geldiği nokta çarpıcı bir başarı hikâyesidir. İtalya ile Çin arasındaki geniş coğrafyada en büyük sanayi üretim kapasitesi bu topraklardadır.
Manisa OSB’yi 200 Avrupa şehri arasında
1980’lerin başında Suudi Arabistan ekonomisi, Türkiye’den daha büyüktü, Yunanistan’la ise eşit konumdaydık. Bugünse Türkiye bu bölgenin en büyük ekonomisi ve sanayisi konumundadır. Türkiye bunu, petrol veya doğalgaz gibi kaynaklara sahip olmadan, sadece girişimci gücüyle başarmıştır. Dünyaca ünlü Financial Timesın çıkardığı, “Foreign Direct Investment” dergisi Manisa OSB’yi 200 Avrupa şehri arasında “doğrudan yabancı yatırım için en uygun şehir” seçmiştir. OSB’ler, sektöre giriş engellerinin azaltılması konusunda fayda sağlamış bir modeldir. Zira OSB yönetimlerine verilen ruhsat ve izin verme yetkileri sayesinde, bünyesindeki firmalara çeşitli altyapı hizmetleri sunulmaktadır.
Türkiye’de kişi başına yıllık elektrik tüketimi 2400 kilowat saat civarında
Elektrik, su, telefon gibi altyapı hizmetlerinin işletmelere sağlanması, OSB içinde yer alan firmalar için çok daha çabuk gerçekleşmektedir. Bugünkü toplantıyı ben çok önemsiyorum. Bu organizasyonu düşünenleri, emeği geçenleri tebrik ediyorum. Zira, özellikle enerji alanında OSB’lerin önemi önümüzdeki dönemde giderek artacaktır. Bakın, Dünya Bankası verilerine göre, Türkiye’de kişi başına yıllık elektrik tüketimi 2400 kilowat saat civarında. Bizim arasına girmeyi hedeflediğimiz Dünyanın en büyük 10 ekonomisi içinse bu oran 6 ile 8 bin kilowat saat arasında.
Cumhuriyetimizin 100. Yılında, dünyanın 10 ekonomisi içinde
Yani, eğer Cumhuriyetimizin 100. Yılında, dünyanın 10 ekonomisi içinde olacaksak, 500 milyar dolar ihracat yapacaksak, enerji altyapımızı da 2-3 kat da büyütmemiz gerekecek. Bu yatırımların yapılmasında ve sanayicilere göreli olarak daha ucuz elektriğin sunulmasında OSB’lerin önemli bir rolünün olacağını düşünüyorum. OSB’ler elektrik ve doğalgaz tüketimi açısından çok önemli müşterilerdir. Sayın Bakanımızın, yatırımcı dostu vizyonu çerçevesinde, OSB sanayicimizin enerji maliyetlerini düşürecek tedbirleri alacağını umuyoruz. Ayrnı şekilde, Elektrik Piyasası Kanunu ile elektrik üretmede OSB’lere üretim, temin ve dağıtım yetkisi verildiği gibi, Doğal Gaz Piyasası Kanunu’da değişiklik yapılarak benzer yetkinin doğal gaz alanında da verilmesi son derece yararlı olacaktır.
OSB’lerin yeni teşvik modelinin merkezinde olması
Aynı mesele su tüketimi, çevresel hizmetler, AR-GE faaliyetleri gibi konular için de geçerli. İşte bu açıdan OSB’lerin altyapı noktasında bu hizmetleri sunma işlevleri daha da önemli hale gelecek. Hepimizin bunun farkında olması gerekiyor. Hazırlıklarımızı ve altyapımızı dünyanın 10 büyük ekonomisinden birinin OSB’lerini hazırlamak adına yapmamız gerekiyor. Ayrıca çarpık sanayileşmenin önlenmesi ve tarım arazilerinin korunması için fabrikaların OSB’lere taşınması teşvik edilmeli, yeni fabrikaların da buralarda kurulması için sanayiciler yönlendirilmelidir. OSB’ler kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdamın önlenmesi açısından da en uygun faaliyet alanları olduğundan bütün OSB’lerin yeni teşvik modelinin merkezinde olmasında büyük fayda görüyoruz.
Tek başına OSB’leri kurmak, sanayileşme için yeterli değildir
OSB’ler bölgesel sanayi gelişimi için oldukça etkili bir araçtır. Ancak tek başına OSB’leri kurmak, sanayileşme için yeterli değildir. OSB’lerin genel bir sanayi stratejisinin parçası olması gerektiği de unutulmamalıdır. Bu çerçevede nitelikli insan kaynağına, teknolojiye, altyapıya ve finansmana erişimin temini sağlanmalıdır. Öte yandan OSB’ler konusunda yapacaklarımızın sonuna gelmiş değiliz. Türkiye’nin OSB modelinin de geliştirilmeye ihtiyacı vardır. Doğu Asya’da OSB’ler daha büyük alanlarda kurulmakta ve kendileri ayrı birer şehir haline gelmektedir.
Fren-denge mekanizmaları son derece sağlıklı işlemektedir
Bizdeki OSB’lerin neredeyse 10 katı büyüklüğünde olan bu OSB’ler, yaşam, üretim, eğitim, teknoloji ve lojistik merkezi olarak tasarlanmışlardır. Buralarda teknoparklar ve lojistik merkezler kurulmaktadır. Liman, havaalanı, meslek okulları ve üniversiteler, hatta yerleşim ve turistik alanlar sanayi tesislerinin yanı başında yer almaktadır. Asya’daki bu bölgelerin bir ortak noktası da yönetişim modellerinin bir hayli gelişmiş olmasıdır. Bölge yönetimi özel sektör tarafından yapılırken, bir kamu idaresi de etkin biçimde denetimi sağlamaktadır. Fren-denge mekanizmaları son derece sağlıklı işlemektedir. Sanayimizin, dolayısıyla da ekonomimizin bir üst lige sıçrama yapması için artık farklı bir büyüme modelini benimsememiz gerekiyor. Yeni bir OSB politikası da bu büyüme modelinin önemli bir parçası olmalı.
Filistin’de bir Organize Sanayi Bölgesi kurmak için çalışmalarımız
Yemen’de, Moritanya’da, Benin’de organize sanayi bölgeleri kurmak
Bu çerçevede 50 yıllık OSB tecrübesini başka ülkelere daha organize biçimde aktarabiliriz. Türkiye’nin bugün ulaşmış olduğu sanayi üretim yapısından ve OSB tecrübesinden, etrafımızdaki ülkelerin ve hatta çok daha geniş bir coğrafyanın öğrenebileceği çok şey var. Biz, TOBB olarak bu OSB modelimizin bölge ülkelerine de yayılması için bir dizi çalışma yürütüyoruz. Filistin’de bir Organize Sanayi Bölgesi kurmak için çalışmalarımız artık yatırım aşamasına geldi. Bunun dışında İslam Kalkınma Bankası ile işbirliği içinde Yemen’de, Moritanya’da, Benin’de organize sanayi bölgeleri kurmak için çalışmalar başlattık.
Çinli şirketler tarafından Afrika, Ortadoğu ve Asya’da yapılacak 50 adet OSB projesi
Türk özel sektörü tarafından, başka ülkelerde kurulacak OSB’ler, yerel ekonomiye katkılarının yanında, Türk değer zincirlerinin bu ülkelere yayılmasına da büyük bir katkı sağlayabilir. Bu yolla, bu ülkelerdeki iş yapma ortamı, Türk yatırımcılar için daha elverişli hale getirilebilir. Bu şartları yerine getiren projelere kamu tarafından teşvik sağlanması da yeni OSB politikası kapsamında düşünülebilir.
Mesela Çin devleti, Çinli sanayi şirketlerinin küreselleşmesine katkı sağlamak amacıyla, Çinli şirketler tarafından Afrika, Ortadoğu ve Asya’da yapılacak 50 adet OSB projesinin yatırım maliyetinin yüzde 30’unu karşılama kararı almış. Bizim de, en azından kendi doğal hinterlandımız için geç kalmamamızda fayda vardır. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, sizleri tekrar saygıyla selamlıyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.”