Geçmişin ana gerçekleri bu şekilde ortada iken Yunanistan’ın Makarios Yönetimine vermiş olduğu 11.2.1972 tarihli ültimatom niteliğindeki notadan sonra çok yanlış değerlendirmeler yapıldığı ve bu yanlış değerlendirmelerin Makarios’u bir “Bağımsızlık Şampiyonu Lider” pozisyonuna bürüdüğü ve böylece Makarios’a bu siyaseti gütme olanağı verildiği görülmektedir. Sanki Makarios Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı için mücadele ediyormuş gibi bir yargı ile yanlış bir değerlendirme yapılıyor.
Halbuki Makarios senelerdir Enosis için çalışmakta ve millî hedef olarak nitelendirdiği Enosis’e ulaşmak için Akritas Plânı gibi bir utanç belgesini hazırlayarak insanlık dışı metod ve baskılarla Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yıkarak Kıbrıs Türk halkını Yunan esareti altına sokmaya uğraşmaktadır.
Makarios bir bağımsızlık taraftarı olamaz, çünkü bütün geçmişi Enosis’i gerçekleştirmeyi amaç edinmiş, ideal bilmiş bir kiliseye bağlanmaktadır.
Evvelâ Makarios’un Mart 1971’de açıkça “Enosis’i engelleyen herhangi bir anlaşmayı imzalamayacağım” şeklinde söylediği sözlerini hatırlayalım.
Bunun hemen akabinde “Millî Cephe” adıyla bilinen yeraltı örgütü rnensuplarıyla yaptığı bir konuşmada Makarios “Devamlı surette Enosis için çalıştığını ve bu çabadan asla vazgeçmeyeceğini” açıklayacaktı ve 29 Ekim, 1971 tarihinde de Grivas taraftarlarının eleştirilerine ayni Makarios “Gelmiş geçmiş her Yunan hükümetine Enosis’i ilan etmeye hazır olduğunu bildirdiğini fakat Yunan hükümetlerinin böyle bir teklifi kabul etmelerinden doğacak sonuçları omuzlayamadıkları için ilân edilemediğini” açıklayacaktı.
Makarios bu açıklamaları yaparken siyasette “mümkün olanı temin etmenin” en akıllıca yol olduğunu söylemekte ve hemen hemen her hafta kendisi ve vekilleri vasıtasıyla “ideallerinin ölmediğini, ölmeyeceğini; Kıbrıs’ın Yunanlılığını ve Yunanistan’la ergeç birleşeceğini” yaymaktadır.
Yukarıda da izah edildiği gibi Akritas Plânı Makarios’un eseridir. 1963 olayları bu plâna göre başlatılmıştır. Plânın hedefi ise Enosis’i engelleyen anlaşmaları bertaraf etmek ve “günü geldiğinde” Enosis’i plebisit yolu ile gerçekleştirmektir.
Plânın gerektirdiği bu hedefe varmak için jenosit hareketine girişilmiş 1967 krizi ile bu yolun çıkar yol olmadığı anlaşıldıktan sonra “müzakere yolu ile mümkün olanı temin” yolu denenmeye başlanmıştır