Haber: İlker ÇAKAN
Rize Dernekleri Federasyonu ile Rize Ticaret Borsası tarafından; Başbakanlık Türk Tanıtma Fonunun katkılarıyla ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın destekleriyle düzenlenen “Yeşil Altın- Türk Çayının Markalaştırılması ve Uluslar arası Tanıtımı 2023 Vizyonu Çalıştayı” Rize Ticaret Borsası toplantı salonunda başladı. Çalıştayın açılışında; Rize Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Süleyman Basa, Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan, Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, Rize Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Yılmaz, Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı, Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu, Gümrük ve Tekel Bakanı Hayati Yazıcı birer konuşma yaptılar.
Daha sonra oturum başkanlığını Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu’nun yönettiği “2023’e giderken Türk çayı” konulu panel ile oturum başkanlığını Rize Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Osman Karamustafa’nın yaptığı “Markalaşma ve önemi” konulu paneller düzenlendi. Daha sonra ise Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan’ın yönettiği ” Dünyada niçen marka değiliz?” konulu panel düzenlendi.
“Başlamak, başarmak demektir. Çay için eylem planı hazırladık. Kaçak çayın ülkemize girmemesi için yoğun gayret ediyoruz. Bu nedenle mevcut çay stokların kontrol altında tutuyoruz. Çayın dünya pazarlarında bir marka değeri kazanması için çay üretiminin bütün aşamaları ve pazarlanması önemlidir. Kalitenin, markalaşmanın ilk adımıdır. Türk Çayı ve altında oluşacak markalarla, Türk çay içme kültürü ve diğer geleneksel unsurlar dünyaya tanıtılacaktır. Hektar başına elde edilen çay ürünü bazında Türkiye, 2 bin 618 kilogram ile dünya birincisi konumunda bulunmaktadır. Kişi başına çay tüketiminde de yine dünyada ilk sıradayız. Hedefimiz, hem üretim hem dünya pazarlarına sunumunda, Türk çayını, alternatifi olmayan bir içecek haline getirmektir.
Hükümet olarak, 2023 yılına kadar dünya çapında en az 10 marka üretme hedefi koyduk. Bu 10 markadan biri mutlaka “Rize Çayı-Türk Çayı” olmalıdır. Ülkemizde, sudan sonra en çok içilen, sağlık yönünden bilimsel olarak yararları kanıtlanan organik Türk Çayını bir marka olarak dünyaya tanıtmak hepimizin ortak gayesidir. Kaliten, markalaşmanın ilk adımıdır. Her kaliteli ürün marka değildir. Markalaşma, kaliteyi pazarlama stratejisidir.
Önce bütün bu süreçlerdeki aksayan yönleri doğru tespit edip, mükemmel üretim ve pazarlama sistemini oluşturmalıyız. Günümüz dünyasının ekonomik ilişkilerinde bu durumun birçok örneği mevcuttur. Doğru pazarlama stratejilerini kullanan bir firma Afrika’nın, Güney Amerika’nın yoksul bölgelerinin yegane zenginliği olan kahve çekirdeğini uluslararası bir marka haline getirerek, yüksek kar marjıyla pazarlayabilmektedir. Bu güç de o ürünü bir marka haline getirebilme yeteneğidir.
Hem üretiminde hem dünya pazarlarına sunumunda, Türk çayını, alternatifi olmayan bir içecek haline getirmektir. Ülkemizde, sudan sonra en çok içilen, sağlık yönünden bilimsel olarak yararları kanıtlanan organik Türk çayını bir marka olarak dünyaya tanıtmak hepimizin ortak gayesidir. Hükümet olarak, 2023 yılına kadar dünya çapında en az 10 marka üretme hedefi koyduk. Bu 10 markadan biri mutlaka “Rize Çayı-Türk Çayı” olmalıdır. Dünya çapında marka üretmenin, aynı zamanda kendi kültürünü tanıtmak ve transfer etmek anlamına da gelmektedir. “Turkish Tea” olarak adlandırılacak olan Türk çayı ve altında oluşacak markalarla, Türk çay içme kültürü ve diğer geleneksel unsurlarımız dünyaya tanıtılacaktır. Türk çayını markalaştırıp yurt dışına ihraç ettiğimizde, çayımızın değeri artacak ve öncelikle yaş çay üreticimiz kazanacaktır.
Dünya çay ekim alanlarının % 2.51’ini oluşturmaktadır
Çay üretim miktarı bakımından ise 3 milyon 950 bin ton olarak ölçülen 2009 dünya
Dünya genelindeki çay üretimine bakıldığında, 2009 yılı itibariyle 3 milyon 14 bin hektar olarak ölçülen çay ekim alanlarının % 47’sinin Çin’de bulunmakta, Türkiye’de 75 bin 851 hektar olan çay ekim alanlarının ise dünya çay ekim alanlarının % 2.51’ini oluşturmaktadır.
Çay üretim miktarı bakımından ise 3 milyon 950 bin ton olarak ölçülen 2009 dünya üretiminin % 34.82’sini Çin üretmektedir. Bunu sırasıyla Hindistan, Kenya, Sri Lanka ve % 5.02 ile Türkiye takip etmektedir. Geçen yıl ülkemizin çay ithalatında ilk üç sırayı % 56 ile Sri Lanka, % 13 ile Kenya ve % 11 ile İran almıştır. Bu yılın Ocak-Ağustos döneminde ise en fazla ihracat gerçekleştirilen ilk üç ülke sırasıyla Belçika, Hollanda ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmuştur.”