Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
K.K.T.C.’de daha önceki hükümetlerde; İçişleri Bakanı, Gençlik ve Spor Bakanı, Turizm Bakanı, Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Demokrat Parti Genel Başkanı, Cumhuriyet Meclisi-Demokrat Parti Lefkoşa Milletvekili, Serdar Denktaş “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
“1990’den beri aktif siyasetin içerisindeyim. İçişleri Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Turizm Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı gibi görevlerde bulundum. 2006 yılından beri de muhalefet partisi olarak karınca kararınca vekillik görevini yerine getirmeye çalışıyoruz.
K.K.T.C. içinde bulunduğu durumu şu an itibariyle nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ekonomik,sosyal, turizm açısından maalesef parlak değildir
Ülkenin içinde bulunduğu durum şu an itibariyle; ekonomik açıdan olsun, sosyal açıdan olsun, hatta turizm açısından da maalesef parlak değildir. Bunun ana nedeni yıllardan beri devam etmekte olan çözüm olacak mı, olmayacak mı belirsizliği insanlarımıza bir bıkkınlık yaratmıştır.
vaatlerle halkımızı bir yerde aldatmışlardır
2004 Annan Planı referandumu öncesinde gerek Avrupa Birliği, gerek Birleşmiş Milletler inanılmaz vaatlerle halkımızı bir yerde aldatmışlardır. Belirsizlikten kurtulma adına insanımız ve büyük çoğunluğu da iki devletin devamının bu planın içerisinde yer aldığı düşüncesinde Birleşmiş Milletler Planına evet demiştir. Beklenti iki taraftan evet çıkması ve dünya ile buluşabilmekti.
Türk tarafı Rum tarafının hayırı karşısında boynu bükük kaldı
Rum tarafı hayır dese bile yıllardan beri yaşamakta olduğumuz izolasyonlar kalkacaktı ve her şey değişik olacaktı. Böyle bir beklenti de vardı. Fakat Türk tarafı Birleşmiş Milletler Planına evet diyerek, Rum tarafının hayırı karşısında boynu bükük kaldı. Belirsizlik hala devam ediyor. İzalosyon güçlenerek devam ediyor. Bu sıkıntı içerisinden ve belirsizlik içerisinde vatandaşımızda da maalesef özgüven açısından büyük bir düşüş yaşanmaya başlandı. Şimdi aradan 7 yıl geçti.
Bu birikimin artık taştığını görüyoruz. Her tarafta eylemler, maalesef iflaslar, hayat kalitenizde sürekli bir düşüş, işler iyiye doğru gitmiyor. Bunun içinden bir şekilde çıkmamız gerekecek. Bu nedenle de ortaya koyduğumuz çabalar içerisinde evet bizim kendi yanlışlarımız var, bu yanlışlarımızı düzeltmemiz gerekir. Ülkenin çeşitli katmanlarından reformlar gerekir. Aman aynı zamanda hemen yanı başımızda Anavatanımız dediğimiz 75 milyonluk pazarın da bize tam olarak bize açılması gereklidir ki insanlarımızı yeniden üretime başlatalım ve bu yalnız kalmışlık hissinden kurtulsun. Başka çaremizde yok. Şu anda bütün uğraşımızda bunun üzerine yönelmiştir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Anavatan’dan neler bekliyorsunuz?
Tek beklediğimiz şudur. Mademki dünya bize izolasyonu uyguluyor? Kendi verdikleri sözleri yerlerine getirmiyorlar. Türkiye pazarı bize tam olarak açılmalıdır. Yani başka bir deyişle Türkiye’nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşması var. Bu Gümrük Birliği Anlaşması içerisine Kuzey Kıbrıs’ı da yerleştirmediler. Avrupa Birliği bunu kendisi yapacak diye söz verdi ama Rum tarafının itirazları nedeniyle 7 yıldır bu sözünü yerine getirmedi.
Onlar kendi sözlerini yerine getirmiyorsa, o zaman Türkiye’nin yapması gerekenler bu gümrük birliği kapsamında kuzeyi de almak suretiyle bizimde o 75 milyonluk pazar içerisinde daha rahat hareket edebilmemizi sağlamasıdır.
Türkiye de sürekli Kıbrıs’ın lehine baskı altına kalmaktan kurtulur
Bunun olmasıyla birlikte 2-3 yıl içerisinde iç yanlışlıklarımızı da düzeltmek suretiyle 3 yıl içerisinde Türkiye’nin artık bize bütçe katkısı yapma ihtiyacı ortadan kalkar. Böylelikle iki halk arasında var olan tarihi güçlü bağlar daha da güçlü bir hale gelir. İki devlet Anavatan, Yavruavatan ama iki devletin idaresi biribirine eş iki devlet muamelesi içerisinde hareket ettiği müddetçe de dünya bunu görür ve daha saygılı bir noktaya geliriz. Türkiye de sürekli Kıbrıs’ın lehine baskı altına kalmaktan kurtulur. Bu noktada ulaştırmak lazımdır.
K.K.T.C. Hükümet çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir vizyonları olmadığı için ne yapacaklarını da bilmiyorlar
Kendi içimizde mevcut hükümeti en çok eleştiren muhalefet liderlerinden biriyim. Bu bizim içimizi ilgilendiren bir konudur. Bir vizyonları olmadığı için ne yapacaklarını da bilmiyorlar. Bir önceki hükümete tepki nedeniyle halkımız büyük oranda onay vererek kendilerini iktidara getirdi ama maalesef yine insanlarımızı hayal kırıklığına uğratan bir dönem yaşıyoruz. K.K.T.C. Cumhuriyet Meclisinin toplam 50 milletvekili vardır. Demokrat Parti olarak mecliste 5 milletvekilimiz vardır.
Mevcut hükümet bizden 3 milletvekili transfer
etmek suretiyle tek başına iktidarı yürütüyor
2009 yılında ki geçen seçimden % 10 oy alarak çıktık. Ancak mevcut hükümet bizden 3 milletvekili transfer etmek suretiyle tek başına iktidarı yürütüyor. Son yapılan bütün araştırmalar da görülüyor ki yükselişte olan tek partiyiz.
Diğerlerinin tümünde düşüş varken, sadece Demokrat Parti yükseliyor. İlk seçimde birinci parti olarak çıkmayı hedefliyoruz. Seçimler bu yılın içinde olacak gibi görünüyor. Erken seçim kapıdadır.
K. K T. C. İşsizlik sorunu var mı? Bu konudaki düşünceleriniz nedir?
17.000’nin üzerinde işsiz gencimiz var
Ekonomi gittikçe daralıyor. Dolayısıyla iş imkanları kısıtlanıyor. Bizim bir başka yanlışlığımız da gençlerimizi, çocuklarımızı illaki üniversite mezunu yapıncaya kadar her aile okutur. Burada bu oran % 99 gibi bir rakamdır. Büyük ölçüde teknik elaman sıkıntımız var ve eğitim sistemini de ona göre programlamadığımız için bir dönem bu sıkıntı giderek büyüdü ve bu eksikliği Türkiye’den tamamlamağa çalıştık. Ancak orda da kontrolsüz bir yapı oluşturduğumuz için 2006 yılı sayımlarına göre 260.000 civarında olması gereken toplam nüfus buna vatandaş olmayan da dahil bugünlerde konuşuyoruz, ne olduğunu bilmiyoruz ve 700-800 binlerden bahs ediliyor ama bu toplam nüfusun son istatistiklere göre 17.000’nin üzerinde işsiz gencimiz var.
Kaçak işverenden tutun, kaçak işçiye kadar
her türlü olumsuz ortam şu anda mevcuttur
Buna lise mezunu kesim dahil değildir. Kaçak işverenden tutun, kaçak işçiye kadar her türlü olumsuz ortam şu anda mevcuttur. Bunun düzeltilmesi için atılması gereken adımlar maalesef atılmıyor. Giderek daha kötü bir noktaya geliyor. 2009 yılında ortaya bir programla çıktık. Herkes takdir etti. Herkes ayakları yere basan programdır dedi ama oy vermedi. Şimdi umarım bu kez doğru olan yapılır.
Kıbrıs Türk halkına ve Anavatan’a mesajınız nedir?
Kıbrıs Türkünün tarih boyunca en büyük gücü Türkiye kamuoyu olmuştur
Özellikle son dönemlerde bu iki halkın birbirinden soğumasına yönelik girişimler var. Bu oyuna gelmememiz lazımdır. Kıbrıs Türkünün tarih boyunca en büyük gücü Türkiye kamuoyu olmuştur. Kamuoyunun Kıbrıs desteği devam ettiği müddetçe hep biz burada kazandık. O hassasiyette zafiyet olduğu zamanlarda da hep başımıza bir işler geldi. Onun için buna dikkat etmemiz lazım. Çok sık kullanılan işte Kıbrıs’ta Kıbrıslılar Türkiyelileri sevmez, Türkiyelilerde bizleri istemez söylemleri mutlaka kulak ardı edilmesi gerekir.
Türkiye’den gelen karşı çıktığımız insanlar
ya bir hırsızlık yapmıştır, ya bir münasebetsizlik yapmıştır
Burada karşı çıktığımız Türkiye’den gelen insan yok mu vardır ama emin olun ki ya bir hırsızlık yapmıştır, ya bir münasebetsizlik yapmıştır. Türkiye’nin her yerinde herkesin karşı durduğu tiplerdir bu tipler. Ben bunu genelleştirip de Kıbrıslılar Türkiyelileri sevmez diye bir yaklaşıma girmem.
Türklüğünü korumak için mücadele eden Kıbrıslı Türklerdir
Farklı alışkanlıklarımız var. Mağazalarımızda çalışanlar gelen müşteriye çok fazla itibar etmezler. Halbuki bu bir alışkanlıktır. Yıllarca böyledir. Gelen müşteri rahatça dolaşıp, alacağı emtianın üzerinde yazan fiyat bellidir, onu görür. Eğer isterse alışverişini yapar, istemezse yapmaz. Bu buranın alışkanlığıdır. Buranın karakteridir. Bunu sevgisizlik diye algılamamalıdır ve bileceğiz ki Akdeniz’de halen bu yaşayan devletin içerisinde yaşamaya devam edebiliyorsak, bunun nedeni Türkiye’de bu hassasiyettir, bu sevgidir. Türkiye’nin hala Akdeniz’de dediği geçiyorsa, , sözü geçiyorsa bunun nedeni asırlarca burada Türklüğünü korumak için mücadele eden Kıbrıslı Türklerdir. Kim ayıracak bunu, kim zayıflatacak bu işbirliğini. Mümkün değildir ama işte uğraşlarım da oldu. Bu oyuna gelmeyeceğiz.
K.K.T.C.’nin turizm politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Turizmde son yıllarda çok önemli bir düşüş yaşanmaktadır
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin geleceği turizmde ve bu hizmetler sektöründedir. Ancak maalesef turizmde son yıllarda çok önemli bir düşüş yaşanmaktadır. Son dönemlerde kendi havayolumuzun da ortadan kalkmasıyla doğan bir pazarlama boşluğu oluştu ve maalesef bu yıl kayıp yıllardan biri olarak geçecektir. Ümit ederim hükümet gelecek yıl hiç değilse gerekli hazırlıkları yapar ve 2005’lerdeki seviyeye ulaşır.
Turizmde politika yanlışlığı var
Ondan sonra onu katlar. Turizmde politika yanlışlığı var. 1994’den 2006’ya kadar değişik bakanlar olmasına rağmen aynı doğrultuda bir politika devam ettirildi. Bir mastır planı hazırlığı vardı ama yasallaşmış değildi. Yasallaşmamış olmasına rağmen bütün bakanlar o yasallaşmış gibi hareket etti. Maalesef 2006’dan itibaren bu çark değişti. Her gelen daha önce gelenlerin yaptıklarını sıfırladı. Yeniden başladı. Maalesef o yıldan itibaren düşüş başladı. Şu gün hala daha 2005 hedeflerine ulaşmaya çalışıyor. İnsanlar o kadar geriye düştü. Sıkıntı buradadır.
K.K.T.C ile Azerbaycan ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kıbrıs’ta Kıbrıslı Türklerin hakları işgal altındadır
Türk dünyasının birbiriyle işbirliği, güç birliği yapması şarttır. Hepimizin kendimize göre sorunları var doğru. Ama bu sorunların dışında çok daha fazla da müştereklerimiz var. Birlikte hareket etmeyi öğrenmeliyiz. Karabağ meselesini hep; işte Kıbrıs’ta Kıbrıslı Türklerin yaptığını Karabağ’da olanın karşıtı gibi göstermeye çalışırlar. Bu aslında yanlıştır. Kıbrıs’ta Kıbrıslı Türklerin hakları işgal altındadır.
Karabağ’da Azerbaycan’ın toprakları işgal altındadır
Karabağ’da Azerbaycan’ın toprakları işgal altındadır. Aynı kaderi paylaşıyoruz. Eş bir durumumuz. Biz birinin toprağını işgal etmiş değiliz. Biz işgal edilmiş haklarımızı koruyabilmek için yine yarısına sahip olduğumuz hak açısından sahip olduğumuz topraklara kendi evimizi kurduk.Dolayısıyla Azerbaycan’la , Türkiye ile diğer Türk devletleri ile eşit devletler olarak ama Avrupa Birliği nasıl ki işte Almanya’sı, Fransa’sı Portekiz’i vs. bir araya gelip bir zemin yaratmaya çalışırlar.
Türk devletleri de kendi arasında bu ekonomik zemini mutlak surette oluşturmalıdır. Avrupa Birliği ile uğraşmak yerine Türk Devletleri arasında oluşacak benzeri bir birlik; kültürel, ekonomik, sosyal çok daha birbirimize yeter, güçlü duruma geliriz. O zaman gücün nerede olduğunu göreceğiz.
K. K. T.C. Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ın
evladı olarak soy ağacından konu eder misiniz?
Kıbrıs halkı köken itibariyle Türkmen’dir
Büyüklerimizin araştırdığına göre Konya Karaman’dan Kabakulak veya Kabasakal öyle bir soydan geliyoruz. 1571’den sonra buraya yerleşmişler. Altı kardeşten şimdi üç kardeş kaldı. Üç kardeşimizi kaybettik. Bir erkek iki kız olmak üç kardeşiz. Kıbrıs halkı köken itibariyle Türkmen’dir. Osmanlı zaten gidip devir aldığı sağlam kılsın diye yerlere Türkmen kökenli insanları yerleştirdi. Atalarımız demek ki en sağlamı çıkmış, 450 yıldır burada direniyoruz.”