XX yüzyılın sonunda Ermenilerin Hocalı’da yaptıkları bu kanlı facia tüm insanlığa karşı yöneltilmiş en ağır suçlardan biri olarak değerlendiriliyor. Dünya tarihinde Hocalı faciası tarihin hafızalardan hiç silinmeyen Xatın, Hiroşima, Nagazaki, Sonqmi, Ruanda, Srebrenitsa ve Xolokost gibi korkunç facialardan hiç de geri kalmıyor. Adı geçen olaylar savaşlar tarihine sivil halkın soykırımı olarak dahil olmuş ve tüm dünyada geniş yankı doğurmuştur.
Planlı şekilde gerçekleştirilen bu soykırımın özellikle Hocalı’da işlenmesi sırasında Ermeniler Azerbaycan’ın bu eski yerleşim bölgesinin yeryüzünden silinmesini amaç edinmiştiler. Çünkü Hocalı Azerbaycan’ın eski dönemlerine sahip alanlardan biri olarak tarih ve kültür anıtları ile seçilmekteydi. Azerbaycanlılardan oluşan 7 bin kişiden fazla nüfusu olan Hocalı (arazisi: 0,94 kv. Km.) Ermeniler yaşayan köylerin kapsamında en büyük ve eski yerleşim yeri olmuştur. Öyle ki, burada eski tarihi anıtlar günümüze kadar kalmakta idi. Bilindiği gibi, Hocalı yakınlarında bizim milattan önce XIV-VII yüzyıla ait olan Hocalı-Gedebey kültürünün örnekleri mevcuttu. 1992 Şubat’ında Ermeni-Rus birleşik silahlı kuvvetleri Hocalı nüfusunu acımasızca katl ederken soykırımın en iğrenç aşaması olan izi kaybetmek gibi menfur eylemlere de el atmış ve Azerbaycan halkı, aynı zamanda insanlık için ender anıtlar örneği olan Hocalı anıtlarını da dağıtmışlar.
Aynı zamanda, Hocalı şehri Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinde stratejik bir toprak gibi de Ermenileri rahatsız etmekteydi. Çünkü, Hocalı Hankendinden 10 km. güneydoğuda, Ağdam-Şuşa ve Esgeran-Hankendi yollarının arasında yerleşiyordu. Şehrin önemini arttıran nedenlerden biri de Dağlık Karabağ’ın tek havaalanının işte burada yerleşmesi idi. Dolayısıyla Ermenistan silahlı kuvvetlerinin temel amacı Hocalıdan geçen Esgeran-Hankendi yolunu kontrol etmek ve Hocalı’da bulunan havalimanını ele geçirmekti. Henüz faciadan 4 ay önce, yani Ekim 1991 yılı sonundan itibaren şehre giden tüm otomobil yolları kapanmış ve Hocalı’nın ablukası başlanmıştı. Ayrıca, 2 Ocak ‘tan itibaren Hocalı’ya elektrik verilmesi de kesilmişti.
Böylelikle, artık Hocalı’nın Azerbaycan’ın diğer bölgeleri ile tüm ilişkileri kesilmiş, sadece tek ulaşım vasıtası helikopter kalmıştı. Ancak birkaç ay sonra Hocalı ile helikopter ilişkisi de kesildi. Yani 28 Ocak 1992 yılında Ağdamdan Şuşaya uçan 27137 sayılı Mİ-8 helikopter şehre ulaşmamış , Halfeli köyünün üzerinde Hankendi tarafından açılan roket ateşi sonucu partlatılmıştı, içerisinde bulunan 3 kadro üyesi ve 41 yolcu hayatını kaybetmişti . Bundan sonra ise, Ermenistan ordusu ardarda yukarı Karabağ’da Azeriler yaşayan son yerleşim yerlerini de işgal ettiler.
1992 yılının başlarında Ermeniler daha vahim suçlar işlediler. Öyle ki, Şubat ayının birinci ongünlüğünde Şuşanın Malıbeyli ve Kuşçular, aynı zamanda Dağlık Karabağ dışında bulunan Kelbecer’in Ağdaban köyleri Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından istila edildi. Saldırı sırasında 100’den fazla Azerbaycanlı öldürülmüş, 140’dan fazlası yaralanmış ve esir alınmıştır. Bu kanlı olaylar Hankendi’nde yerleştirilmiş Rusya’nın 366. motoatıcı ve 81. Alayı’nın katılımıyla gerçekleştirilmiştir .
13 Şubat’tan 17 Şubat’a kadar ise, Ermenilerin Hocavend ilçesi Karadağlı köyüne saldırısında onun 92 köy korucusu ve 54 sakini öldürülerek Silos kuyusuna atılmış, 117 kişi köy nüfusu (çocuk, kadın, ihtiyar, delikanlı) rehin alınmış ve sonradan onların 77’si vahşice katledilmiştir. Ayrıca, 1991 yılı 28 Haziran da Ermeniler bu köyün Verendeli Çiftliği’nde 6 kişiyi yandırmıştılar.
1992 yılı 25 Şubat’tan 26’na geçen gece Ermenistan silahlı kuvvetleri Hankendi’nde yerleşen eski SSCB’nin 4. ordusunun 23. bölmesine dahil olan 366. motoatıcı alayın 10 tankı, 16 zırhlı transpartyoru, 9 yayaların savaş aracı, 180 kişi askeri uzmanı ve hayli askeri kuvvesiyle Hocalini kuşattı. Ermeniler en modern silahlarla şehre saldırarak Hocalı kentini yerle bir ettiler. Bir çok ağır araçla şehir tamamen yıkılmış, yakılmış ve insanlar özel acımasızlıkla katl edilmiştiler. Aralarında başları kesilen, gözleri çıkarılan, derisi soyulan, diri diri yakılan ve diğer şekle salınanlar çoğunlukta teşkil ediyordu.
Bu soykırım sonucunda, resmi rakamlara göre, 613 kişi öldürülmüştü ki, onlardan 63’ü çocuk, 106’sı kadın, 70’i ise yaşlılar vardı. 8 aile tamamen yok edilmişti. 76’sı çocuk olmakla 487 kişi sakat edilmişti. Ayrıca, 1.275 kişi esir alınmış, 150 kişi kayıp düşmüştür .
Kuvvetler oranı eşit olmayan savaşlardan sonra Hocalı’da olan koruma kuvvetleri son kişiye kadar savaşıp düşmana çok ciddi direniş gösterdiler. Bunun kendisi de o dönemde savunma yeteneği zayıf olan bir şehri savunan insanların gösterdiği en büyük kahramanlık örneği idi. Hocalı’ya saldırı sırasında kuşatmada kalmış kentin 3.000 kişiyedek silahsız sivil halkı düşmandan kurtulmak için şehri terk etti. Ne yazık ki, o dönemde Hocalı’ya hiçbir yardım gösterilmemesi nedeniyle bu nüfusun hemen hemen büyük bir bölümü Ermeni vahşetinden kurtulamadı.
Soruşturma belgelerinden belli oluyor ki, saldırıya önderlik eden ve halihazırda Ermenistan Savunma Bakanı olan Seyran Ohanyanın, ayrıca 366. alayın 3. batalyonunun komutanı Yevqeniy Nabokihinin takımında ek olarak 50’den fazla ermeni subayı ve gizirleri katılmıştır .
Rus subayı binbaşı Yuriy Girçenko günlüğünde yazıyor ki, “Hocalı’ya saldırı planı çok gizli hazırlanmıştı. Öncelikle kent ablukaya alındı. Burada silahlı OMON-çular da vardı. Dolayısıyla, Ağdam doğrultusunda bir koridor açıldı ve silahsız çıkmak kaydıyla OMON-çulara gitmek izni verildi. Koridorla OMON-çularla beraber sivil halk da çıkmaya başladı. Onlar koridorun sonuna geldiğinde asıl katliam başladı. OMON-çular katl edildikten sonra çocuk, kadın, ihtiyar olsun, tüm yakalananların diri diri gözleri çıkarılıyor, kulakları kesilerek derisi soyulurdu. Kaçanları ise, Gülablı köyüne kadar takip edip öldürdüler. Koridorda 200’den fazla, kentte ise 300’den fazla Azerbaycanlı esir alındı”.
Hatta, Rusya basınında da Ermeni gaddarlığını kanıtlayan makaleler yer almıştır. Öyle ki, “İzvestiya” gazetesinin 13 Mart 1992 tarihli sayısında Rus askerinin dili ile aşağıdaki bilgiler yer bulmuştu: “Binbaşı Leonid Kravets: ben tepenin üstünde 100’e yakın cesedi gözlerimle gördüm. Bir oğlanın başı yoktu, her yanda özel acımasızlıkla öldürülmüş bayan, çocuk ve ihtiyar cesedi görünüyordu” . Ermenilerin Hocalı’da yaptıkları vahşilikleri delillerle isbat eden Rusya’nın«Memorial» Hukuk-Savunma Merkezi’nin bilgisinde hatta, diri insanın kafasının derisinin soyulması bilgisi da kayda alınmıştır .
Ayrıca, Ermeni-Rus birleşik silahlı kuvvetlerinin Azeri nüfusa karşı Hocalı’da insanlığa sığmayan ve benzeri görülmemiş gaddarlığı olaydan az sonra dünyanın en öndegiden yayın organlarının sayfalarında da yer bulmuştur.
Ermenilerin en modern araçları ve paralı çeteleri hakkında Ermeni lobisinin geniş faaliyet gösterdiği Fransa’da yayınlanan “Valer aktuel” dergisi 14 Mart 1992 sayısında konu hakkında bilgi vererek yazıyordu: Bu “özerk bölgede ‘Ermeni silahlı birlikleri Ortadoğu’dan gelenlerle en modern askeri araçlara, özellikle helikopterlere sahiptirler. ASALA’nın Lübnan’da ve Suriye’de askeri kampları ve silah-mühimmat depoları var. Ermeniler Karabağ Azerbaycanlılarını katl etmiş, 100’den fazla Müslüman köyünde katliam yapmışlar” .
Ayrıca, Fransa’nın “Le Monde” gazetesi 14 Mart 1992 tarihli sayısında Ermenilerin yaptıkları vahşetler hakkında: Ağdamda olan yabancı gazeteciler Hocalı’da katledilmiş kadınlar ve çocuklar arasında kafasının derisi soyulmuş, tırnakları çıkarılmış üç ceset görmüşler. Bu Azerbaycanlıların propagandası değil, gerçekdir ” .
Ermenilerin yaptıkları vahşilikleri sağ kalmış Hocalıların diliyle İngiliz “The Times” gazetesi 1 Mart 1992 tarihli sayısında şöyle tasvir ediyordu: “Ermeni askerleri yüzlerce aileyi öldürdüler. Sağ kalanlar diyorlar ki, Ermeniler 450 ‘den fazla çoğu kadın ve çocuk olan Azerbaycanlını kurşunlamışlar. Yüzlerce, belki de binlerce kişi kayıp düşmüştür. Hocalı kaçan diğer kadınlarla ve çocuklarla bir arada Ağdama gelmiş Raziye Aslanova diyor ki, onlara ardı-arkası kesilmeden ateş açıyorlardı. İnsanları diri diri yakıyor, kafalarının derisini soyuyordular. Dediğine göre, kocası, kayınbiraderi ve oğlu katledilmiş, kızı ise kayıp düşmüştür ” .
Ayrıca, İngiltere’nin “Financial Times” gazetesi 14 Mart 1992 tarihli sayısında Rus ordusunun içerisinde Ermenilerin olması ile ilgili yazıyordu: “General Polyakov bildirdi ki, 366. alayda bulunan 103 Ermeni askeri Dağlık Karabağ’da kalmıştır”. Fakat, 2 Mart 1992’de Hocalı soykırımının izlerini kaybettirmek için Ruslara ait 366. motoatıcı alay Gürcistan’ın Vaziani şehrine taşınmış, 10 Mart’ta ise mareşal Şapoşnikovun emriyle aynı alay iptal edilerek içeriği başka alaylara dağıtılmıştır.
(1) Boran Aziz. Hocalı soykırımı: nedenleri, hayata geçirilme yolları ve sonuçları.
Bakü, 2008, s.10.
(2) Aynı yerde s.10
(3) Ermeni terörist gruplarının insanlığa karşı cinayetleri (XIX-XXI asır.).
Bakü, 2002, s.282.
(4) Hacıyev N. Dağlık Karabağ tarihinden dökümanlar. Bakü, 2005, s.143.
(5) Ermeni terörist gruplarının insanlığa karşı cinayetleri
(XIX-XXI asır.). Bakü, 2002, s.284.
(6) Aynı yerde, s.284-286.
(7) Hacıyev N. Dağlık Karabağ tarihinden dökümanlar. Bakü, 2005, s.144-145.
(8) “İzvestiya”, 13 Mart 1992
(9) Hacıyev N. Dağlık Karabağ tarihinden dökümanlar. Bakü, 2005, s.144.
(10) “Valer actual” dergi , 14 Mart 1992.
(11) “La Mond”, 14 Mart 1992
(12) “The Times”, 1 Mart 1992
(13) “Financial Times”, 14 Mart 1992
(14) Hacıyev N. Dağlık Karabağ tarihinden dökümanlar. Bakü, 2005, s.145.