Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
Sosyal alanda birçok sivil toplum kuruluşlarında kuruculuk ve yöneticilik görevlerinde bulunan Tekin Küçükali; Sürmene Kültür ve Yardımlaşma Derneği başkanlığını yaptığı dönemde bir ilke öncülük yaparak Karadeniz’de organize şenliklerin yapılmasını sağladı.Trabzon’lu dernekleri İstanbul’daki başkanları birlikte bir ilki gerçekleştirerek 67 derneğin katılımıyla birleşik dernekler birliğini kurdu..Karadeniz orkestrasını kurarak yöresel enstrümanlarla istiklal marşımızı icra ettirdi.
Karadeniz Vakfı başkan yardımcılığı, Avrasya Bir Vakfında kurucu üyelik ve genel sekreterlik görevi yaptı.Yardımlaşamaya ve yardımlaşma kuruluşlarına büyük önem veren Tekin Küçükali 2003 yılında Türk Kızılay yönetim kurulu üyeliğine seçildi. 2005 yılına kadar bu görevi yürüttükten sonra 2005 yılında Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanlığına seçildi. Sosyal yardımlaşma ve dayanışma konusunda ülkemizde bir ekol olan, Türkiye sevdalısı Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanı Tekin Küçükali; Türkiye Kızılay Derneği konulu yaptığımız röportajda şunları söyledi;
Yeni bir anlayış getirdik
“Bizden önce afet, olduktan sonra, bizden sora afet olmadan önce gündeme geliyor.Bunlara afet önce ve sonra yapılacak işlerdir.Türkiye’de afetten sonra iyileştirici çalışmalar yapılmaktadır. Biz buna yeni bir anlayış getirdik. Pilot bölge olarak İstanbul’dan başladık.Aften önce, afet anı ve sonrası diye bir eğitim modeli ortaya koyduk. Bu sistemin başına Prof. Dr.Ahmet Mete Işıkkara’yı getirdik.Toplum giderlerini teşkilatlandırmak. Bunlar mahalle ve köylerde en çok tanınanlar insanlardır.Bunları eğitebilmek için gereken altyapıyı oluşturduk. Ortadoğu Teknik Üniversitesi ve İlahiyat Fakültesi ile ortak bir çalışma grubu oluşturduk.
Zora dayalı kan alınmaz
Şu an 700 eğitmeni hazırladık.Önümüzdeki günlerde muhtarlar, din görevlileri gerekli eğitimi alacaklardır.Budan şunu amaçlıyoruz. Afet olduğu zaman insanların yaralı olarak nereye gitmesini gerektiğini bilmesi lazımdır. İnsanların bu sırada başıbozuk ordular gibi sağa sola koşmamsı gerekir.Bunun için mahalle ve köylerde toplanma yerlerinin olması gerekir.Böylece sağlık teşkilatının oraya gelmesi gerekir.Yaralıların oraya gelmesi gerekir. Karnı acıkan insanların nerede karınlarını doyurabileceklerini bilmesi gerekir.Öğretmenlerin çocukları toplana yerine getirmesi gerekir.Böylece birbirini takip eden birçok programlar var.Bu sistemi bir CD haline getirip otomobili ve bilgisayarı olan herkese vermemiz gerekir.Bununla ilgili ihtiyaç 5 milyon CD’yi 2007 yılı içinde dağıtmış olcağız. Dünyada gelişmiş ülkeler kendi iç problemlerini çözerken insan sağlığına son derece önem vermişlerdir.Bunları yaparken tüm alt birimlerini dikkate almışlardır.Bunların içinde en önemli meselelerden biriside kandır.Kan verenler ve bağışlayanlar, kanı ihtiyacı olan insanlara götürecek olan doktordur. İnsanlar ihtiyacı olmadan kan verme alışkanlığına sahip olmalıdır.Doktorda kanı insandan alıp, insana vermemelidir.Kana kan çalışmamalıdır.Bu sistemi dünya artık terk etti. Çünkü kan verme gönüllülük işidir. Zora dayalı kan alınmaz.Doktorlar eskiden hastayı ameliyat yapmadan önce kan ihtiyacı olduğunda kan ihtiyacını giderecek 3-5 kişi bul, ondan sonra ameliyat yapalım diye söylerlerdi. Bu zorlamadır. Gayri medeni bir davranıştır.
Hastaneler ile bağlantı içindeyiz
Biz diyoruz ki kan vermenin insan sağlığı ile doğrudan ilgili olduğunu insanlara eğitim yoluyla anlatmalıyız. Bunu çok basite indirirsek vatandaşın anlayabileceği tarzda doğruyu yakalamış gibi oluruz. İnsan vücudunda bulunan trombositler 120 günde kendilerini yenilerler.Vücutta karaciğer ve dalak öncelikle bu işi yapar. Biri kanı üretir, diğeri kirli kanı toplar. Dalakta toplanan kirli kan dışkı olarak dışarıya atılır.Bizde diyoruz ki insan sağlığına bu kadar yaralı olan bir ürünü götürüp tuvalete atma diyoruz. Bunun yerine her dört ayda bir bunu kan olarak Kızılay’ın kan birimlerine ver. Biz online sistemi ile hastaneler ile bağlantı içindeyiz. Bilgisayar ortamında hangi hastanenin hafta içerisinde kaç ameliyat yapacağını, ne kadar kana ihtiyacı olduğunu, hangi değerlerde kan istediğini görüyoruz. Böylece ameliyatlar başlamadan önce ihtiyaçları olan kanları ilgili hastanelere teslim ediyoruz.. Kan çadır ve battaniye gibi uzun soluklu saklamaya gerekli bir ürün değildir.
Kızılay sessiz ve güzel bir görev yaptı
Kanın belirli bir saklama süresi vardır. Kanın belirtilen süre içinde kullanılması gerekir. Kısa bir süre içinde Ankara Anafartalar çarşısında büyük bir terörist saldırı oldu. Bu olayda yüzlerce insan yaralandı ve ölenler oldu. Daha önce toplu yaralanmalar ve ameliyatlarda televizyonlar kan için alt yazı ilan yaparlar.Radyolarda kan anonsu yaparlardı.Şimdi artık bunları duymuyoruz. Bu nedenle demek ki Kızılay sessiz ve güzel bir görev yapmıştır. Kan insandan insana verilen bir üründür.Bunun bir imalatı olmadığına, göre kan verme alışkanlığımızın olması gerekir. Kanı tuvalete atmaktansa Kızılay’a vermek gerekir. Dünyada 185 ülkenin üye olduğu Kızılay ve Kızıhaç kuruluşlarının bir federasyonu vardır. Biz bu federasyonun hem üyesi, hem de yönetim kurulu üyesiyiz .Her yıl dört yılda bir Avrupa Konferansı olur. Dört yıl önce Almanya-Berlin’de yapılan toplantı bu yıl ülkemizde yapılmıştır. Kızılay olarak uluslararası yaptığımız operasyonlar ve yardımlar üstün olduğu, kriterler daha uygun olduğu için Rusya ve Hollanda’nın isteği olmasına rağmen Avrupa Konferansı 20-24 Mayıs 2007 tarihleri arasında 80 ülkenin katıldığı ve bu ülkelerin 51’inin AB ülkesi olduğu Avrupa Konferansı İstanbul’da yapıldı.
Hilali Kızılhaç’ın yanına koyan Osmanlı Devleti
İnsanların yardımları ile ayakta duruyoruz
Kızılay olarak biz insanların yardımları ile ayakta duruyoruz. Kızılay olarak biz hiçbir ad altında para almayız. Biz bunu gönüllü yaparız. Bazıları bizi hükümetin ve devletin bir unsuru olarak değerlendirip, karıştırıyor. Biz böyle birileri değiliz. Böyle bir şey yoktur. Türkiye’de toplam 658 şubemiz olup,.bu şubelerin yaklaşık 11000 civarında yöneticisi olup,.bunlar tamamen gönüllü çalışıyorlar. 400 bine aşkın üyemiz vardır. 4500 çalışanımız vardır. Bir milyon 175 bin gönüllümüz vardır.Gönüllü ile üye arasında fark vardır.Gönüllü üye olmazlar. Gönüllü çağrılmadan giden demektir.Gönüllüyü siz sevmeseniz de, gönüllü sizi sever. İnsanı seviyorsa gönüllü olmuştur. Gönüllü almadan verendir. Üyeler tam gönüllük statüsüne uymazlar. Biz böylece 1,5 milyon civarında bir kimseyiz.
Türk milleti bizi bağrına basmaya devam etsin
Kızılay olarak Türk milletinin merhamet eliyiz. Onun uluslararası platforma yumuşak gücüyüz. Türk milleti bizi bağrına basmaya devam etsin. Birlikte çok şeyler yapacağız. Ancak bizden şunu beklemesinler. Biz birileri gibi bir eve iki tane koltuk, iki tane halı alıp, mikrofonu önüne dayayıp, kameranın karşısında insanları ağlatıp, insanların merhamet duygularını hortumlama anlayışı bizde yoktur Bize yardım edeceksiniz, şunu söylüyoruz; bizim her bankada 2868 nolu Kızılay hesap numaramız vardır. Bize cep telefonundan 2868’e mesaj gönderebilirsiniz.Her mesaj 5 YTL’dir Bu da bir yardımdır.”