Perşembe, Mayıs 2, 2024
tr
Ana Sayfa GENEL Azerbaycan'da tarım ve özelleştirme

Azerbaycan’da tarım ve özelleştirme

    İdari yapılanma konusunda her zaman ve her ülke için ideal olabilecek bir modelden söz etmek imkânsızdır. Ülkelerin idari yapılanlarını, ekonomik ve coğrafi yapıları gelenekleri, stratejik durumları gibi unsurlar belirlemektedir. Ancak, Batı Avrupa ülkelerinde birbirinden bağımsız olmakla birlikte eş zamanlı olarak başlayan ve birbirlerine benzerlik gösteren reformlara bakıldığında idari reformların en azından belli bir temel üzerinde yürütüldüğü ifade edilebilir. Bu reformlarda genellikle yerel yönetimlerin güçlendirildiği, ülkelerin merkezi birimlerinden yerel yönetimlere doğru görev ve kaynak aktarımının yapıldığı, yerel yönetimlere belli konularda özerklikler verildiği, halkın katılımını arttırıcı uygulamaların geliştirildiği görülmektedir. Azerbaycan’da son yıllarda Kamu Yönetimi ile ilgili reform tartışmaları gündemin baş maddesi haline gelmiştir. İdari yapılanmamızın değiştirilmesi konusunda genel bir mutabakat vardır. İnsanlarımız bazı reformlar yapıldığı takdirde, kamu hizmetlerinin daha iyi yerine getirileceğine ve sıkıntıların giderileceğine inanmaktadırlar. Reform için gerekli olan yeterli kamuoyu desteği mevcuttur.

    Siyasal sistemleri ne olursa olsun bütün ülkeler, yönetim sistemleri içerisinde yerel yönetimlere yer vermektedirler. Ancak her ülkede yerel yönetimlerin gücü, yetkileri, görev alanları ve yapıları farklılıklar arz etmektedir. Ülke yönetim sisteminin bütünlüğü içerisinde yer alan yerel yönetimler yerel halka kamu hizmeti sunan, organları halk tarafından seçilen özerk kamu tüzel kişilikleridir. Federal, üniter bütün ülkelerde yerel yönetimlerin gücü ve etkinliği ile, demokrasinin yerleşikliği doğru orantılıdır. Hatta yerel yönetimlerin gücü ile ülkenin iktisadi gelişmişliği de çoğu zaman doğru orantılıdır. Kısaca yerel yönetim ve yerel demokrasi ile iktisadı kalkınma ve demokratikleşme arasında doğru orantılı bir ilişki vardır. Hatta aksine iddialara rağmen, yerel yönetimler ülke bütünlüğünün sağlanmasında da önemli işlevler görmektedirler.

    Çünkü kendi kendini yöneten halk, yönetim ve katılma ile kendini geliştirmekte, milli bütünlüğe entegre olmaktadır. Azerbaycan, Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra 1991 yılında bağımsızlığını kazanmış yeni bir devlettir. Önce Çarlık Rusya’sı ardından da Sovyetler Birliğinin bünyesinde yer almıştır. Bugünkü idari yapı Sovyetler Birliğinden miras kalmıştır. Yapılan yeni düzenlemelere rağmen eski sistemin ağırlığı devam etmektedir. Yöneticilerin büyük bir bölümü eski sistemde de bu görevleri yerine getiren insanlardır. İdari yapıda yapılan ve yapılması planlanan bütün reformlar yönetici ve bürokratların aktif ya da pasif direnişi ile karşılaşmakta ve yavaş ilerlemektedir. Bu da bürokrasinin dünyanın her yerinde yaşanan değişimlere karşı bir direnci olarak algılanabilir. Yeni yetişen genç yöneticilere görev verilmemesi de bürokrasinin bu tutumundan kaynaklanmaktadır.

    Bu çalışmanın amacı; Bağımsız Azerbaycan  Cumhuriyeti’ndeki siyasal, yönetsel ve ekonomik gelişmelerle birlikte devlet yapılanması, kamu yönetimi ve yerel yönetimler sistemini bir bütünlük içinde ele alarak federatif bir devlet yapısından Milli devlet yapısına geçme sürecinde sorunları dile getirmek, bunun için de Azerbaycan’da devlet yapısının, belediyeleri ve yeniden düzenleme, tarım ve özelleştirme çalışmalarını incelemektir.  

    Devletlerin özelleştirme uygulamalarına gitmelerinin temelinde nüfusun ve ihtiyaçların hızla artması ancak kaynakların kıt olması ya da o oranda artmaması yatıyor diyebiliriz. Gerçi bu ifade iktisat politikası içinde hemen hemen her konunun özünü oluşturmaktadır. Ancak ekonomik tıkanmalar, kaynak tahsisinde etkinsizlik, politik baskıların artması, devletin asli görevlerine yetmemeye başlaması, kamunun ekonomideki payının artması ile ekonomik etkinlik ve verimliliğin azalması, v.b. sebepler kaynakların çoğunu kullanan devletin başarılı olamadığı sonucunu doğurmuştur. Bu doğrultuda kaynakları daha etkin ve verimli kullanmada başarılı olduğu ispatlanan özel kesime kamusal mal ve hizmetlerin üretiminin devredilmesi ile hem kaynaklar etkin kullanılmış olacağı hem de ekonominin daha iyi işleyeceği düşünülmektedir. 1970’li yılların sonunda İngiltere’de ortaya çıkıp, 1980’li yılların başında ABD’de ve daha sonra da birçok ülkede uygulamaya giren özelleştirme çalışmalarına 1983 ten itibaren Türkiye’de katılmış, amaçları, hedefleri, yasal düzenlemeleri ve uygulamaları bakımından birçok değişikliğe uğrayarak, 2005 yılına kadar istenen düzey ve başarıyı yakalayamamıştır.

    Bağımsızlık sonrası Azerbaycan, özelleştirme uygulamalarında büyük bir atılım yapmış olsa da bugüne kadar uygulanması gereken “Özelleştirme ilkelerine” tam olarak uyulmamış, istihdam azalmalarına karşı önlem alınamamış, iş kaybı tazminatları ödenememiş, hedeflenen özelleştirme yöntemlerinden halka arz geri planda kalarak blok satışlara ağırlık verilmiş, stratejik konularda devletin sahip olacağı “İmtiyazlı hisse” oluşturulamamıştır. Belki bunlardan daha önemlisi özelleştirme konusunda siyasi tercihler etkili olmuş, toplumun oldukça geniş kesimini doğrudan ilgilendirmesine rağmen, kamu vicdanında özelleştirme kabul görmemiş daha doğrusu en geniş toplum kesimlerinin desteğinin alınması gerekirken bu uzlaşma sağlanamamıştır.

    Tarım Azerbaycan ekonomisinin petrolden sonra ikinci önemli sektörüdür ve nüfusun yaklaşık %40’ından fazlası tarım sektöründe istihdam edilmektedir. SSCB döneminde, merkezi planlama stratejileri çerçevesinde, Azerbaycan bir tarım ülkesi olarak varlığını sürdürmüştür. 1993 yılında Dağlık Karabağ ile birlikte topraklarının %20’sini kaybeden ülkenin sebze, meyve ve üzüm yetiştirmeye elverişli tarımsal alanları da elden çıkmış ve bu ürünlerin üretiminde büyük ölçüde düşüş meydana gelmiştir. Tarım alanlarının Ermenistan’ın eline geçmesi ile birlikte sebze üretimi yarıya inmiş, üzüm üretimi ve şarap ihracatı önemli ölçüde azalmıştır. 117 üzüm işleme fabrikasından çoğu üretim dışı hale gelmiştir.

    İklimi tarımsal üretime oldukça elverişli olan Azerbaycan’ın başlıca tarım ürünleri pamuk, tütün, çay, zeytin, sebze ve meyvedir. Ham ipek üretimi ve buna bağlı olarak dut ağacı tarımı da oldukça yaygındır. İyi kalitede zeytin üretilmesine rağmen zeytinyağı ve sabun üretimi Ermenistan’da gerçekleştirilmektedir. Azerbaycan, “Rus Havyarı” olarak bilinen, dünya siyah havyar üretiminin %80’ini gerçekleştirmekte ve büyük bölümünü ihraç etmektedir.

    SSCB’nin dağılması ile birlikte, Sovhozlar (devlet çiftlikleri) ve Kolhozlar (kollektif çiftlikler) kendiliğinden çözülmeye başlamıştır. Makroekonomik ve politik istikrarın sağlanması ile hükümet tarımsal alanda reform çalışmalarına hız vermiştir. 1995 yılında uygulamaya konulan Tarım Reformu Yasası ve toprak reformuna yönelik hukuki düzenlemelerin (Toprak Kanunu, Mülkiyet Hakkında Kanun, Köylü İşletmelerinin Kurulması Hakkında Kanun, Sahipkarlık Hakkında Kanun v.b.) yapılması ile birlikte, Sovhoz ve Kolhozların sayısı azalırken, aile çiftliklerinin sayısı artmaya başlamıştır.     Pamuk üretiminde geçmişten beri önemli bir yere sahip olan ülkede üretim, büyük kısmı Rusya ve Özbekistan’dan gelen nitrojen gübre ve biçme makineleri gibi girdilerin eksikliği ve bunların yedek parça fiyatlarındaki artışlar nedeniyle düşmüştür.

     Pamuk üretimindeki düşüş devam etmektedir. Önemli ölçüde pamuk üretilmesine rağmen, pamuk işleme tesisleri az sayıdadır. Aynı sorun tütün ve çay için de geçerlidir. Azerbaycan tarım ve hayvancılık sektöründe önemli bir potansiyele sahip olmasına rağmen, SSCB döneminden kaynaklanan yapısal nedenlerle kendi kendine yetemez duruma gelmiştir (http://www.atonet.org.tr/yeni/index.php?p=1180&l=1).

    Azerbaycan’da reform için gerekli olan yeterli kamuoyu desteği mevcuttur. Tüm bu engellerin aşılmasının zor olmadığını belirtmek istiyorum. Bunun için, sadece siyasal iktidarın ve bürokratların kararlılığı yeter.

 

 

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

SON HABERLER

Ünlü Keman Sanatçısı Marina Lobanova-Famous Violin Player Marina Lobanova

Dünyaca ünlü Rus Keman Sanatçısı Marina Lobanova, 1999 yılına kadar Belarus'un başkenti Minsk'te yaşadı. Dünyanın çeşitli ülkelerinde konserler veren ünlü Kemancı Marina Lobanova, 2022...

Amasya eski Belediye Başkanı Mehmet Sarı’ya Amasya’da yoğun ilgi

Daha önceki dönemde Mahalli İdareler Seçimlerinde MHP’den oy çoğunluğuyla Amasya Belediye Başkanı seçilen ve daha sonra da Milletvekili Genel Seçimlerinde MHP Amasya Milletvekili adayı...

Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e yeni havalimanı inşa edilecek

Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze, başkent Tiflis'te yeni bir havalimanı inşa etmeye karar verdiklerini duyurdu. Başbakan Irakli Kobakhidze, Başbakanlık Binası'nda başkanlık ettiği Bakanlar Kurulu toplantısında...

Gürcistan Trabzon Başkonsolosu Nikoloz Iashvili’den Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Çakan’a teşekkür plaketi

Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Çakan Gürcistan Trabzon Başkonsolosluğuna yeni atanan Başkonsolos Nikoloz Iashvili ziyaret ederek kendisine yeni görevinde başarılar dileyerek tebrik...

SON YORUMLAR

error: Content is protected !!