Cumartesi, Aralık 6, 2025
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 325

Minikler folklor ekibi başarılı

0

Haber: İlker ÇAKAN

   Amasya Akşemseddin  İlköğretim Okulu Amasya Yöresi Folklor ekibi oynadığı ülke oynadığı oyunlarla herkesin takdirini kazanıyor. Folklor yarışmalarında çeşitli dereceleri var.

 
                                          
                                     Amasya Akşemseddin  İlköğretim Okulu
                                               Amasya Yöresi Folklor Ekibi

Kirazlı Türkiye bayrağı

0

Haber: İlker ÇAKAN                                                                                          

   Amasya il merkezine bağlı İlyas Köyünde ikamet eden ve Amasya’da kiraz kralı olarak bilinen Abdullah Yıldızeli(65) ve eşi Samiye Yıldızeli(64), Amasya Uluslararası Atatürk Kültür ve Sanat Ekinlikleri Programı gereği Amasya’ya gelen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e Amasya Napolyon kirazından yapılmış Türk bayraklı kirazlı tablo hediye etiler.  

 

 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: Tarihimizi, geçmişimizi iyi bilmemiz gerekir

0

Haber: İlker ÇAKAN

    Amasya Uluslararası Atatürk Kültür ve Sanat Etkinlikleri programı nedeniyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Amasya’ya ya geldi. Amasya’da birçok programa katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, daha Amasya Yavuz Selim Meydanında halka hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi;

Amasya Tamimi ile ne kadar onur, gurur duysalar azdır

     “Türkiye’nin en büyük şirin illerinden birisi olan Amasya’da bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Tarihimizdeki önemli günleri anarken, bunları daha da anlamlı yapan yıllar vardır. Mesala 25. yıl, 50. yıl gibi, doksancı yıl dediğimizde bunun anlamı daha da büyüktür. Amasyalılar Amasya Tamimi ile ne kadar onur, gurur duysalar azdır. Çünkü kurtuluş savaşımızın temelleri, Türkiye Cumhuriyetinin temelleri buralarda atılmıştır. Tarihimizi, geçmişimizi iyi bilmemiz gerekir. Bundan 90 yıl önce yani 1919 yılında büyük Atatürk ve arkadaşları İstanbul’dan Samsun’a geçip, Samsun üzerinden de Amasya’ya, Anadolu’ya, Anadolu’nun içlerine geldiler. Amasyalılar onları büyük bir coşkuyla ve büyük bir samimiyetle karşıladı. Bütün halk toplanmış, başta müftü efendi olmak üzere, herkes Atatürk’ü, arkadaşlarını büyük bir coşkuyla kucaklarına basmışlardır. Emrinizdeyiz demişlerdir. Bundan 90 yıl önce yani 12 Haziran 1919 yani bugün, 10 gün sonra da burada gördükleri o azim karşısında hep beraber dünyaya haykırmışlardır. Milletin istikbali, milletin kurtuluşu yine milletin azmiyle, kararlılıkla olacaktır diye bütün dünyaya haykırılmıştır. Buradan alınan bu güçle Mustafa Kemal Atatürk Erzurum’a gitti. Daha sonra Sivas’a geçildi. Sivas’ta temel daha güçlendirilmiştir. Sonra Ankara’da TBMM açıldı. Böylece Kurtuluş savaşı yapıldı.

 
                                           
                                               Cumhurbaşkanı Abdullah Gül-
                                                   15.P.Eğt. Tugay Komutanı
                                                    Tuğg. Mustafa Canatan
 
Tarihin çok eski medeniyetleri gelmiş, geçmiştir

    Amasya, 1919 yılından öncede çok önemli bir şehirdi. Bu gördüğümüz, minareler, kubbeler bu şehrin şehzadeleri, büyük sultanları, devlet adamlarını nasıl yetiştirdiğini açıkça gösteriyor. Bunların şahitleridir. Amasya çok daha eskiye gidiyor. Burada tarihin çok eski medeniyetleri gelmiş, geçmiştir. 7500 sene önceler kadar giden, insan kalıntıları ve bu insanlardan kalan eserler vardır. Kültürü ve tarihi çok zengin olan, aynı zamanda Allah’ın verdiği bu güzel nimetler, Yeşilırmağın etrafında kurulmuş, bu güzel şehirde her geldiğimde yeni bir güzellik görüyorum. Sizler bu şehrin içinde yaşadığınız için adeta bunun farkında olmuyorsunuz.

 Bu topraklar bizlere 90 yıl önce emanet edilince, bizlerden beklentiler oldu. Bize bu vatan emanet edilince, vaktimizi o zor günleri hatırlayarak günlerimizi geçirmeyeceğiz. Tam tersine o günlerden aldığımız işaretlerde var.

Gece ve gündüz çok çalışmamız gerekiyor

    Türkiye’yi dünya medeniyetlerinin en üstüne taşımak, onlarında ilerisine taşımak, onlarla en iyi şekilde yarışmak da bize gösterilen bir istikamettir. Bugün hepimiz gece ve gündüz çok çalışmamız gerekiyor. Ülkemizi, memleketimizi daha güzel imar etmek için, daha çok geliştirmek için, çocuklarımıza daha güzel bir Türkiye bırakmak için, bugünü yaşayanlara da daha müreffeh bir hayat imkanı verebilmek için, hepimizin çok çalışması gerekiyor. Okullarımıza çok önem vermemiz gerekiyor. Amasya’daki çocukların sergilerini tek tek ziyaret ettim. İlkokul çocuklarının buluşları, gayretleri, bilimi, ilmi sevme aşklarını görmek beni gerçekten çok heyecanlandırdı.

Her şeyi devlete bırakmamamız gerekiyor

   Türkiye onların elinde büyüyecektir. Geleceğimiz onların elinde yükselecektir. Onun için hepimiz eğitime çok önem vermeliyiz. Devlet elinden gelen bütün imkanları yapıyor. Amasya’da eğitimde 20 kişilik sınıflar olduğunu öğrendim. Bunlar övünülecek şeylerdir. Saanyide, tarımda, turizmde çok güzel gelişmelerin olduğunu duymak beni çok memnun etmiştir. Ama unutmayın ki her şeyi devlete bırakmamamız gerekiyor. Bir taraftan devlet çok çalışırken, bizler vatandaşlar olarak hepimiz bir yarış içerisinde olmalı, bütün ülkemizi, şehirlerimizi yüceltmemiz ve yükseltmemiz gerekir. Amasya’nın çok ayrı özelikleri var. İklimi,  coğrafyası ayrı. Tarım için en elverişli şehirlerimizden birisidir.

 
                                          
                                                Cumhurbaşkanı Abdullah
 
Amasya’yı en iyi şekilde yerli ve yabancı insanlara tanıtmak gerekir

    Bu kültür, tarih, 7500 yıl geriye giden tarihi birikim, birçok şehzadenin burada yetişmiş olması, Fatihlerin, Yavuzların, Akşemseddinlerin,  hepsinin Amasya’da bulunmuş olmaları burayı tarihi açıdan çok önemli hale getirmektedir. Bu şehirde turizmin gelişmesinin şartlarından birisidir. Amasya’yı en iyi şekilde yerli ve yabancı insanlara tanıtmak gerekir. Bu sizlerin vazifesidir. Bu konuda gayretli çalışmalar gördüm. Bu çalışmalar Amasya’yı birkaç yıl sonra çok daha farklı kılacaktır. Amasya’ya daha çok yerli ve yabancı insanlar gelip, gezecektir. Buranın güzelliklerini gittikleri yerlere taşıyacaklardır. Hepinize parlak, aydınlık gelecekler temenni ediyorum.”

Dazkırı Kaymakamı Metin Demirel: Hayatınıza yön vermek sizin elinizde

0

Haber: İlker ÇAKAN

   Afyonkarahisar- Dazkırı ilçesi, 1958 yılında belediye teşkilatına kavuşmuş ve ilçeye 1 Bucak, 1 Kasaba ve 36 Köy bağlanmıştır. 1988 yılında Başmakçı Bucağının, 1990 yılında Evciler Kasabasının ilçe olması nedeniyle 13 köy Başmakçı İlçesine, 7 köy de Evciler İlçesine bağlanmış ve 1 köyün de belediye olması ile Dazkırı’ya bağlı 15 köy kalmıştır.Dazkırı’nın toplam alanı 338 km2’dir. İlçe merkezinin rakımı 830 m. dir. İlçe, merkeziyle birlikte 15 köy ve 1 kasabadan oluşmaktadır. İlçe merkezi nüfusu 4.481’dir Dazkırı halısının ne zaman ve kim tarafından dokunduğu bilinmemekle beraber 150–200 senelik bir geçmişi olduğu ortaya çıkmıştır.Dazkırı,halısı ünlü bir ilçedir. Dazkırı halısı olarak bilinen halılar ilçenin Aşağı yenice köyünde dokunmuştur. Dazkırı yöresinde toprak kıraç ve verimsiz olduğundan tarım yeteri kadar gelişmemiştir. Yöre halkı geçimini sağlayabilmek için tarım dışında başka gelir kaynakları aramış ve halıcılığı gelir kaynağı olarak seçmiştir. Bu nedenle yörede halıcılık gelişmiştir. Halı motifleri nesilden nesile kültür mirası olarak geçmiş, halıcılığın mazisi çok uzun olmasına rağmen geçmiş zaman içinde çok az farklılıklar göstermiştir.

    Dazkırı Kaymakamı Metin Demirel ilçenin ekonomik ve sosyal yönden gelişmesi için büyük gayret gösteriyor. İlçede özellikle iş istihdamı yaratılması konusunda üstün gayret gösteriyor. İlçenin sorunlarını yerinde tespit ediyor. Dazkırı ilçesi mantarcılık sektörü açısından sayılı ilçelerimizden birisidir. Burada en büyük mantar üretim tesisleri vardır. Dazkırı ilçesinden, yurtiçine  ve yurt dışına  mantar satışı yapılmaktadır.

    Dazkırı Kaymakamı Metin Demirel Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi Dazkırı Meslek Yüksekokulu’nda düzenlenen söyleyişe katıldı. Öğrencilere hedefleri doğrultusunda çok çalışmalarını söyledi. Dazkırı MYO konferans salonunda düzenlenen “Hayata Doğru Bir Adım Sohbeti” isimli söyleşiye yüksekokul öğrencilerinin yanı sıra Dazkırı Belediye Başkanı Hüseyin Gürçam, Meslek Yüksekokul Müdürü Doç. Dr. Mehmet Karagül ve öğretim görevlileri katıldı. Dazkırı Kaymakamı Metin Demirel, yaptığı konuşmada şunları söyledi;

 
     
          Dazkırı ilçesinin genel görünüşü            Dazkırı ilçesinin şehir merkezi görünüşü
 
Piyasanın aradığı nitelikli eleman olabilirsiniz

    ” Selçuk Üniversitesi Teknik Bilimler Fakültesi Harita Kadastro Bölümünü bitirdikten sonra 3 ay boyunca Milli Kütüphanede ders çalışarak, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümünü kazanarak daha sonra okulunu bitirdim. Ben de sizler gibi yüksekokul bitirdim. Şu anki durumunuzu çok iyi anlıyorum. Muhasebe ve elektrik bölümünde okuyorsunuz. Piyasanın aradığı nitelikli eleman olabilirsiniz. Veya çok çalışıp dikey geçiş sınavlarına girerek fakülte bitirme şansınız da var. Hayatınıza  yön vermek sizin elinizde. Ortaokul yıllarında öğretmenime okumayacağımı söyledim. Bana hayatta bir hedef belirlememi ve o hedefe doğru ilerlememi söyledi.

 
                       
                      Kökboya ile boyanan                                  Dazkırı kilimi
                      halı ve kilim iplikleri     
 
Ben de bir hedef belirledim ve o hedefe ulaşmak için çalıştım

    Ben de bir hedef belirledim ve o hedefe ulaşmak için çalıştım. Size bir anımı anlatmak istiyorum. Üniversiteyi bitirip, boş kaldığımız bir dönem harçlık kazanalım diye evimizin karşısındaki inşaata çalışmak için gittim. Usta benden avuç içlerimi göstermemi istedi. Nasırlı görmeyince sen kazma kürek sallayamazsın, git işine bak dedi. Gerçektende öyle herkes bildiği ve yapabileceği işin en iyisini yapmak zorundadır. Sizler bir tercih yaptınız. Tercihleriniz içinde yüksekokul vardı. Alternatifi değerlendirdiniz. Ailenizde okusun bari diye gönderdi. Yüksekokulu küçümsemeyin. Okuduğunuz bölümü bitirip iyi bir elektrik teknikeri veya iyi bir muhasebeci olabilirsiniz. Veya başarılı olup dikey geçiş sınavını kazanarak fakülte bitirebilirsiniz. Gençliğinize kanmayın. Oturup ders çalışın, belirlediğiniz hedefe emin adımlarla yürüyünüz”

                                                                
      

                     Acıgölde Flamingolar                          Dazkırı Kaymakamı Metin Demirel

                                                                                       ödül verdiği öğrencilerle

 

                                      

                                                  Halı dokuyan Dazkırılı kızlar

 

 

 
 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinamik, dürüst, iş bitirici, yorgun olmayan yönetici olmak

0

   Gazetecilik mesleğim gereği Türkiye’nin değişik yerlerine gidiyorum. Bu seyahat sırasında ilginç olaylarla, ilginç yönetici tipleriyle karşılaşıyorsunuz. Geçen günlerde Afyonkarahisar iline bağlı  Dazkırı ilçesine gittim. İlçe sanayi yönünden gelişmiş, özellikle mantar üretimi yoğunluğu açısından ülkemizin önemli yerlerinden birisidir. Dazkırı’da Kaymakamı Metin Demirel’i ziyaret ettim. Bu arada Dazkırı Kaymakamı Metin Demirel devlet duruşu ve çalışkanlığı ile Dazkırılıların takdirini kazanmış bir kaymakamdır. Dazkırı ilçesinde gezerken bir vatandaş bana gazeteci olarak şunu sordu. Eski kaymakamımız İbrahim Küçük’ü tanıyor musunuz? Onu muhakkak tanımanı tavsiye ederim dedi. Neden dediğimde? Şöyle anlattı. Eski kaymakamımız çalışkan, fırtına gibi yöneticidir.

    Dazkırı ilçemize çok şey kazandırdı. İçişleri bakanlığı Eski Personel Dairesi Başkanı ve Balıkesir AKP Milletvekili Ali Osman Sali İçişleri Bakanlığına giderek, yetkililere şunları söylüyor. Balıkesir-Dursunbey ilçesi benim ilçem ve ilçemin toplam 102 köyü var. İlçeme; dinamik, dürüst, iş bitirici, yorgun olmayan bir kaymakam lazım diyor. Bunun üzerine Personel Genel Müdürü araştırma yapıyor, sayın milletvekilim diyor sizin şartlarınıza uyan sadece Dazkırı Kaymakamı İbrahim Küçük var diyor. Onun ancak farklı bir yönü var, bildiğini yapar. Doğru bildiği konuda kimseyi dinlemez diyor. Bunun üzerine milletvekili tam benim aradığım kaymakam diyerek Kaymakam İbrahim Küçük’ün haberi olmadan Dazkırı Kaymakamlığından, Balıkesir Dursunbey Kaymakamlığına atamasını yaptırır.2004–2006 yılları arasında Dazkırı Kaymakamlığı görevinde bulunan Kaymakam İbrahim Küçük 2006 yılından itibaren Dursunbey Kaymakamlık görevini yürütüyor.

    Bunun üzerine merak ettiğim için, Kaymakam İbrahim Küçük çalışmalarını yerinde görmek için Dursunbey ilçesine gittim. Dursunbey ilçesi coğrafi yönden Balıkesir ilinin en büyük ilçelerinden birisidir. Kerestecilik sektörü yönünden önemli yerlerimizden birisidir. Türkiye’de bir ilçede iki Orman İşletme Müdürlüğü bulunan tek ilçedir. Toplam 102 köyü ile Türkiye sıralamasında 10. sıradadır. Biraz önce anlattığım tayin serüvenini Kaymakam İbrahim Küçük’e sorduğumda kendiside doğruluğunu teyit etti. Bunu niçin uzun anlattınız ne gerek var diyebilirsiniz. Ben diyorum ki yeter ki çalışma yönteminizle herkesin takdirini kazanın ve halkın gönlünde bir yönetici olun, size yönetici olarak çok talip olur. Paylaşılamayan yönetici olursunuz. Artık masabaşı yöneticilik devri bitmiştir. Başbakanımızın dediği gibi yönetici artık halkın içinde olacak ve devlet ve millet için çalışacaktır.

    Dursunbey Kaymakamı İbrahim Küçük gördüğüm kadarıyla ve uygulamalarıyla farklı bir yöneticilik sergiliyor. Balıkesir Milletvekili Ali Osman Sali’nin dediği gibi aslen Trabzon-Sürmene’li olan Kaymakam İbrahim Küçük; çalışkan, dürüst, iş bitirici, yorgun olmayan bir yöneticidir. Helal olsun sana diyebileceğimiz çalışkan kaymakamlarımızdan birisidir. Örnek yönetici Kaymakam İbrahim Küçük’ü daha iyi tanımanız amacıyla yöneticilik konusundaki ilginç görüşleriyle sizleri baş başa bırakıyorum;

Yapılacak olan şeyin en iyi şekilde yapılması gerekir

    “İnsanların evlerinin dahi güzel olması gerekir. Zaman zaman kamu binaları neden lüks yapılıyor diye eleştiri yapılır. Ben bu eleştirilere hiç katılmıyorum. Yapılacak olan her şeyin en iyi şekilde yapılması gerekir. Kısaca evimizi, sokaklarımızı, yolumuzu, dükkânımızı en iyi şekilde yapmamız gerekir. Kamu binalarını da en iyi şekilde yapmamız lazım. Hastanelerimizi ve okullarımızı da en iyi şekilde yapmamız lazım. Köylerimizde okul binalarını yapıyoruz ama bu okullarda ne çevre düzenlemesi var, ne bahçe duvarı var, ne de diğer alt yapısı var. Bu tür binalar bir iki yıl sonra tamir edilecek hale geliyor. Ama biz bu binaları yaparken doğru-dürüst yapsaydık bu hale gelmezdi diye düşünüyorum. Bu nedenle yapılacak olan tüm birimlerin iyi yapılması gerekir. Buralarda iyi hizmet düşüncesinin yaygınlaşması lazımdır. Fiziki koşullar iyileştirildiği takdirde diğer hizmetler ve zihniyet tartışma konusu olabilir Fiziki koşulları iyileştiremeyen bir zihniyetin, hizmet anlayışını değiştirdim demesi sadece bir hayalden ibarettir.

İşin kolayı fiziki koşulları iyileştirmektir

    Çünkü kabul etmek gerekir ki; işin kolayı fiziki koşulları iyileştirmektir. Önemli olan hizmet anlayışını zihniyeti değiştirmek olmakla birlikte fiziki koşulları değiştirmeden, diğer hizmet koşullarını değiştireceğim diyen bir yönetim anlayışına asla inanmıyorum. Bu tamamen bir hayalden ibarettir. Hem fiziki koşulları iyileştireceğiz, hem de zihni ve düşünsel koşulları, hizmet anlayışını iyileştirmek peşinde koşmalıyız. Benim idarecilik anlayışım buna dayanıyor.

Başarının birinci koşulu samimiyettir

    Başarının birinci koşulu samimiyettir. Bu nedenle insanların öncelikle samimi olmaları gerekir. Çünkü görevler birer tiyatro alanı değildir. Yöneticilerin yapmış olduğu görevler de bir tiyatro işi değildir. İnsan önce kendi yaptığı şeye inanmalı, saygı duymalı ve samimi olmalıdır. Sonra kendi sınırları içerisinde olan işlere başkalarını müdahale ettirmemelidir. Ama bunda da yanlış anlaşılma olmamalıdır. Bu dışarıya tamamen kapalı olma anlamına gelmemeli, nitekim hepimiz insan olarak çevremizden etkileniriz. Hiçbir şey yerinde durmuyor, gelişen, değişen, sürekli yeni buluşların olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Yönetici kendi görev alanlarında inisiyatif kullanacak düzeyde ise yönetici inisiyatifini kullanmalı ve başkalarına bunu devretmemelidir. Bu yetkiyi devredecekse, o kişilerin bu konuda yetkin ve uzman olmaları gerekir. Ülkemizdeki yönetimin ikilemlerinin temel nedenlerinin başında birtakım yerlerdeki kişilerin unvanlarının ve pozisyonlarının gerektirdiği işleri kendilerinin yapmamalarından kaynaklanmaktadır. Ben buna karşı çıkıyorum.

Herkes kendi işini yapmalıdır

   Herkes kendi işini yapmalıdır diyorum. Dolayısıyla yönetim anlayışındaki farkımız bundan kaynaklanmaktadır. Ama bu farklılık aynı zamanda dışa kapalılığı da beraberinde getirmemelidir. Yönetim hayatımda temel prensiplerimden bir tanesi de işin izlenecek ve izlenemeyecek bölümlerinin varlığını kabul etmektir. İşin açık ve şeffaf olması gereken birçok bölümleri elbette ki vardır. Ancak Türkiye’de bazı yöneticilerimiz bunu o kadar ileri götürmektedir ki bu kimi zaman basına da çıkmaktadır. Kapının vatandaşa açık olmasını kapıyı sökmek olarak ifade eden yöneticilerimiz vardır. Ben bunu komik buluyor ve buna gülüyorum. Yönetici; kapısının ne zaman açık ne zaman kapalı olacağını, neyin söylenip neyin söylenmeyeceğini, neyin sır neyin şeffaf olması gerektiğini bilen adamdır. Bunu bilmeyen, bunu ayırt edemeyen kişilerin eğitim hayatlarının tekrar gözden geçirilmesi ve algılamalarının sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü kapının açık olması mecazi anlamdır.

Yönetici nezaketli olmalı ve karşısındakini mutlaka dinlemelidir

   Yöneticinin kapısı iş görmek isteyen, haklı talebi olan vatandaşa her zaman açık olacaktır. Devletin görevlilerinin etrafına haksızlık yapan, toplumu sömüren, sorumsuz kişilere karşı dirayetli şekilde durmayı bilmeleri gerekmektedir. Kişisel olarak vatandaşa karşı son derece anlayışlıyımdır. Başarının temeli samimiyetten geçiyor. Eğer yönetici karşısındakini dinlemezse, sorunlarını anlamazsa o zaman yapılacak işlerin doğru olması tamamen tesadüflere kalmaktadır. Yönetici nezaketli olmalı ve karşısındakini mutlaka dinlemelidir. Ama ondan sonraki bölümde kararlılığını da iyi sergilemelidir. Çünkü toplumumuz bazen nezaketi bir zafiyet olarak da görmektedir. Kendi kendimizi aldatmamalıyız, halk günü düzenleyen bir idarecinin halkla ilgili olduğunu asla düşünmüyorum. Toplumuzda iyi ve kötü yöneticiler olabilir. Bunları iyi etüt etmek, iyi irdelemek gerekir. Yönetici; halk günü uygulaması yerine sorunları çözüm için gerektiğinde halkla görüşme ortamını oluşturabilendir. Nezaketi zafiyet olarak yorumlayan kişilere karşı iyi mesafe konmalı, başkalarına karşı da nezaketin asla elden bırakılmaması gerekir. Böyle bir yönetim anlayışına sahibim. Yöneticinin başarılı olması için en önemli özelliklerinden birisi de karar vermedir. Karar verme kendi içerisinde bazı unsurları da barındırmaktadır.

Cesur olmayan bir yönetici karar veremez

    Karar vermenin içerisinde hızlı karar verme, yerinde karar verme unsurları bulunmaktadır. Yönetici bu karar verme yeteneğini kullanabilmesi için cesaretli de olması gerekir. Cesur olmayan bir yönetici karar veremez, karar veremeyen birisinin de yerinde mi, hızlı mı ne tür karar verdiğini test etmenin imkanı olmayacaktır. Bunlar birbirlerine zincirleme şeklinde bağlıdırlar. Kişisel olarak son derece hızlı karar verebilen, yerinde ve ileriye dönük kararlar oluşturma uğraşında bir yönetim anlayışına sahibim. Bunu önemli bir yöneticilik vasfı olarak algılayıp artı bir özellik olarak kullanmaya devam ediyorum. Toplumla iyi diyalog kurabiliyorsunuz, meramınızı anlatmış oluyorsunuz ve sorunları da çözmüş oluyorsunuz. Yönetici sorunlardan kaçmamalı, sorunların üzerine gitmelidir. Cesur olmalı ve yerinde karar vermeli, hızlı karar vermeli, samimi olmalıdır. Bunların hepsi birleşince beraberinde başarı kendiliğinden geliyor.

Ortalama bir yönetim anlayışının olması gerekir

   Ortalama bir yönetim anlayışının olması gerekir. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var diye bir söz vardır. Ama yoğurdu da bir üslubu ile yemek gerekir. Almış olduğumuz devlet ve memuriyet terbiyemiz ile bize yüklenen sorumluluk gereğince bazı konularda kendilerimize sınır çizmek zorundayız. Devlet yöneticilerinin ortalama bir duruşunun olması gerektiğine kalpten inanıyorum. Ama o ortalama duruş içerisindeki bazı konularda kişiliklerden kaynaklanan artılar bu görevlere olumlu bir katkı yapmış olabilirler. Toplumda; “Koltuğa şeref veren ve koltuktan şeref alan ” diye bir deyim vardır. Toplumda bulunduğu makamdan ya da oturduğu koltuktan dolayı bir insan saygı görüyorsa orada bir problem vardır. Kendi kişilik ve diğer unsurlarından dolayı toplumda saygı görüyorsa, o kişi temsil ettiği makama olan güveni de artırıyor. O zaman o kişiye başarılı bir idareci denilebilir. Şahsen birçok meslektaşımı başarılı buluyorum. Bu ülkede ve bu işte bayağı bir kahramanların olduğunu ama bir bölümünün vitrine çıkabildiğini, diğerlerinin balık bilmezse halık bilir misali işin yükünü taşımaya devam ettiklerini ve onları minnetle anmanın bir insanlık borcu olduğunu, arka planda olan bu kahramanların da onore edilmesi gerekir diye düşünüyorum. Yöneticilik dışında insani yönümüzü de arka plana atmamalıyız.

İnsanın binlerce rolü vardır

    İnsanın hayatta binlerce rolü vardır. Kaymakam olarak belli yerlerde bulunuyorsunuz, misafirliğe gittiğinizde, orada konuk olarak bulunuyorsunuz. Eş için koca, çocuk için baba, markette müşterisiniz. Futbol oynarken orada bir futbolcu, okula eğitici, fotoğraf çekerken fotoğrafçı olarak görülüyorsunuz. İnsanlara karşı samimi olduğunuzda, işinizin gereğini yaptığınızda elmalarla armutları birbirine karıştırmadığınız ve kişilik ve tavrınızı ortaya koyduğunuz özelikle de net olduğunuzda her şey daha kolay oluyor. 

Görevinizi zamanında ve iyi yapmalısınız

   Komik bulmadığınız fıkraya gülmek ne derece tutarsızsa, eve gelen misafirinize kaymakamlık yapmaya kalkmak da yanlış anlaşılmaları ve başarısızlıkları beraberinde getirir. Göreviniz neyse ona inanıyorsanız onun gereğini yapmalısınız. Hayatımızın bir parçası kaymakamlık, bir parçası sporculuk, babalık gibi v.s. Dinleyici olarak bulunduğunuz seminerde dinleyici olarak bulunurken orayı yönetmeye kalkarsanız görevler karışır. Yetkilerinizi doğru yerlerde ve doğru mekanlarda kullanırsanız, hem hayatta başarılı olursunuz hem de yapmış olduğunuz görevden sonra da orada hayırla yad edilirsiniz. İnşallah memleketimiz daha iyi yerlere gelir:”

  Dursunbey Kaymakamı   İbrahim Küçük gibi örnek yöneticilerin çoğalması dileğiyle.

 

 

 

 

 

 

Bayanlar A Voleybol Milli Takımının yıldız voleybolcusu

0

Haber: İlker ÇAKAN

   Türkiye A Bayanlar Voleybol Milli Takımının yıldız oyuncusu Asuman Karakoyun (23) maç boyunca oynadığı; oyun tekniği, performansının devam etmesi, başarılı grafiği ile herkesin takdirini kazanarak dikkat çekiyor. Türkiye Bayanlar Voleybol Milli Takımımız oyuncusu Asuman Karakoyun(23), aynı zamanda Türkiye Bayanlar Voleybol Genç Milli Takım oyuncusu ve Eczacıbaşı Bayanlar Voleybol Takımında oynuyor.

 
   
                                  Bayanlar A Voleybol Milli Takımının
                                               Başarılı Oyuncuları
                                  Asuman Karakoyun(23)- Eda Erdem(14)

Avrupa 3. Lig Erkekler Voleybol Türkiye-İngiltere maçında galibiyet sevinci

0

Haber: İlker ÇAKAN

   Amasya-Suluova Mahmut Demir Kapalı Spor Salonunda yapılan Avrupa 3. Lig Erkekler Voleybol maçında İngiltere’yi 3–1 (31–29, 25–27, 25–22, 25–19 ) yendik. Erkekler A Voleybol Milli Takımımızın üstün performans gösterdiği maça yoğun ilgi vardı.

 Erkekler Voleybol Milli Takımımızda şu oyuncular oynadı;

   Ayvazoğlu(4)xx, Tekeli(9)xxx, Peşken(11)xx, Aksoy(12)xx, Kandemir(15)xx, Dağcı(16)xx, Elgaz(19)xx, Çapan(20)xx, Barış(21)xx, Subaşı(22)xx, Başaran(23)xx, Kılıç(24)xx. İngiltere A Erkekler Voleybol Milli Takımi ise şu oyunculardan oluştu; Pipes(2)xx, Haldane(4)xx, Plotyczer(5)xx, Mcgivern(7)xx, Pink(9)xx, Miller(11)xx, Lamont(12)xx, Bennett(13)xx, Sliti(14)xx, Weemes(15)xx, O’malley(17)xx, Hunter(19)xx.

 
     

   Türkiye-İngiltere Erkekler Voleybol Maçı      Türkiye-İngiltere Erkekler Voleybol

                                                                               Maçını izleyen seyircilier

 

 

Grubumuzda birinci veya ikinci olacağız

0

Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN

   Türkiye A Bayanlar Voleybol Milli Takım Antrenörü Mehmet Bedestenlioğlu, Avrupa Bayanlar Voleybol Ligi konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;

Grubumuzda lider durumundayız                                                                                      

   “Avrupa Bayanlar Voleybol Ligi Avrupa’da bu yıl ilk defa yapılan bin organizasyondur. Bu ligde iki grup vardır. Biz B grubundayız. Grubumuzda; Fransa, İngiltere, Romanya olmak üzere 4 takım vardır. Grubumuzda Romanya hariç tüm maçlarımızı oynadık. Romanya maçında Romanya’da iki defa yenildik. Şu anda grubumuzda lider durumundayız. Romanya ile oynayacağımız maç grubun sonucunu belirleyecektir. Buradaki en önemli olay zaten 11–12 Temmuz’da Avrupa Liginin finali oynanacaktır. Grubunda ve birinci ve ikinci olan takımlar Kayseri’ye geleceklerdir. Bizim için sonuç önemli değil, zaten otomatikman katılıyoruz. Dolayısıyla bizim grubumuzdan oraya bir takım çıkacaktır.

Grup birincisi olarak katılmayı hak etmek istiyoruz

   Ama biz bunları hiç göz önüne almadan bütün maçları kazanıp, grup birincisi olarak katılmayı hak etmek istiyoruz. Bundan sonraki maçları kaybetsek bile konumumuza göre grubumuzda ya birinci, ya da ikinci olacağız. Bunda şu ana kadar bir problem yoktur. Ben bu takımla beraber 5 maça çıktık ve hepsini kazandık. Umuyorum bundan sonraki üç maçımızı da kazanacağız. Amasya Tamiminin 90. yılını kutluyoruz. Bununla ilgili yapılan organizasyonda Amasya Valiliği Voleybol Milli Takımlarımızı buraya davet etti. Türkiye Voleybol Federasyonu da uygun gördüğü bu seri maçlarının burada oynanması uygun görüldü.Bunun için maçlarımızı Amasya’da oynuyoruz.”

 

Avrupa Bayanlar Voleybol B grubunda İngiltere’yi yendik

0

Haber: İlker ÇAKAN

   Avrupa Bayanlar Voleybol Ligi Avrupa’da bu yıl ilk defa yapılan bin organizasyon. Bu ligde iki grup olup, biz B grubundayız. Grubumuzda; Fransa, İngiltere, Romanya olmak üzere 4 takım vardır. Grubumuzda Romanya hariç tüm maçlarımızı oynadık. Amasya Mahmut Demir Kapalı Spor Salonunda oynanan Türkiye- İngiltere maçında A Bayanlar Voleybol Milli Takımımız İngiltere’yi 3–0((25–11, 23–12, 25–14)yendi. Bayan Voleybol Milli Takımımız şu oyunculardan oluşmaktadır;

   Gülden(2)xx, Seray(4)xx, Polen(6)xxx, Duygu(7)xx,  Neriman(13)xx, Eda(14)xxx, Meryem(15)xx, Özge(18)xx, Melis(20)xx, Neşve(21)xx, Büşra(22)xxx, Asuman(23)xxxxx. İngiltere Bayan  Voleybol Milli Takımı ise şu oyunculardan oluştu; Thom(1)xx, Wicks(2)xx, Osborne(3)xx, Laybourne(4)xx, Taylor(6)xxx, Berteli(7)xx, Bragg(8)x, Morgan(9)xx, Beattie(10)xx, Reid(12)xx, Sandel(16)xx, Carter(18)xx. Bayan Voleybol Milli Takımımız oyuncularından  Asuman(23)’nın maç boyunca mücadele hırsı, performansı ve başarı grafiğinin yüksekliği dikkat çekti. A Bayanlar Voleybol Milli Takımımız grubunda son maçını 27-28 Haziran 2009 tarihlerinde Romanya ile Amasya’da Mahmut Demir Kapalı Spor Salonunda oynayacaktır.

 

                            

                                     Türkiye A Bayanlar Voleybol Milli Takımı

 

      

               Türkiye-İngiltere Bayanlar                                        Türkiye-İngiltere Bayanlar

                           Voleybol Maçı                                                           Voleybol Maçı

                                                                      

     

         Türkiye-İngiltere Avrupa B Grubu                        Türkiye-İngiltere Avrupa B Grubu

                Bayanlar Voleybol Maçı                                         Bayanlar Voleybol Maçını 

                                                                                                    izleyen seyirciler  

 

                           

                                   İngiltere A Bayanlar Voleybol Milli Takımı

 

 

 

 

Türkiye Bayanlar Voleybol Milli Takımımızdan babalar günü hediyesi

0

Haber: İlker ÇAKAN

   Avrupa Bayanlar Voleybol Ligi B grubu maçları için Amasya’da bulunan Türkiye A Bayanlar Voleybol Takımımız, 21 Haziran Babalar günü  nedeniyle; Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık olmak üzere, Türkiye Voleybol Milli Takımlar Genel Koordinatörü Cengiz Göllü ve Türkiye A Bayanlar Voleybol Milli Takım Antrenörü Mehmet Bedestenlioğlu ve diğer teknik heyet çeşitli hediyeler takdim ettiler. için hazırlıklarına devam ettiler.

 

error: Content is protected !!