Denizli-Buldan Ticaret Odası Başkanı Halil Baştürkmen, Buldan’da dokumacılık sektörü konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
Buldan’da geçim kaynağı dokumacılıktır
Buldan kriz olayında mutlaka etkilendi
Buldan kriz olayında mutlaka etkilendi. Tekstil sektörü zaten 3-4 yıldır krizdeydi. Ayrıca tekstil sektörü krize alışıktır. Bu kriz önceki krize göre, daha ağır bir krizdir. Buldan’da işyeri kapanan fazla olmadı. Ne yazıkki dünyadaki krizden Buldan’da etkilendi. Buldan’da işsizlik çok fazla yoktur. Buldan bu konuda çok şanslı bir ilçedir. Kadınlarımız evlerinde el işi yaparak, ev ekonomisine destek vermekteler. Erkekler kasnak makinelerinde işleme yaparak ev ekonomisine katkıda bulunmaktadırlar.
Buldan’da çok fazla işsizlik sorunu yoktur
Buldan’da çok fazla işsizlik sorunu yoktur. Dünya pazarlarındaki daralmadan kaynaklanan kriz Buldan’ı da etkiliyor. Denizli’de kapanan iş yeri var. Buldan’da dokuma el işine dayalı olduğu için krizden fazla etkilenmiyor. El sanatı üzerine üretim olduğu için çok fazla kapasite üretim olmuyor.
Buldan daha çok ev tekstiline dayalı üretim yapıyor
Denizli daha çok havlu ve bornoz üzerine üretim yapıyor. Buldan ise daha çok ev tekstiline dayalı üretim yapıyor. Buldan’da geçmişte havlu sektörü çok ağırdı. İlçemiz halkının %
Yıllık ihracat ortalama 45 milyon dolardır
Havlu ihracatı yapılan ülkeler ise özellik Baykan ülkeleridir. Bunlar Rusya etrafındaki ülkelerdir. Yıllık ihracat ortalama 45 milyon dolardır. Buldan duran bir ekonomi yoktur. Devamlı bir ekonomi vardır. Çünkü üreten bir ilçedir. Ekonomi devamlı canlıdır. Ancak çok fazla gelir elde etme yoktur. İnsanlar ancak karnını doyuracak para kazanıyor. Türkiye’de kendine özgü özel üretim yapan yerler vardır. Buldan, Devrek gibi. Özellikle hükümetin bu gibi yerlere destek olması gerekir. Daha iyi kapasitelerini artırmak, daha iyi pazar bulabilmeleri için destek olunması gerekir. KOSGEB destekleri var ama bunlar yeterli değildir. Böyle özelliği olan yerleri uzmanlar gelip, incelemesi, araştırması gerekir. Böylece ekonomi daha fazla canlanır. Amaç insanları mutlu etmek, refah seviyesini yükseltmek değimlidir? Bu tür ilçelere öncelik verilmelidir.
Türk insanının artık mantalitesini değiştirmesi gerekir. Hazırcı ve kolaycı yolları bırakmak gerekir. Kitlesel, kişiye dayalı ürünler üretenlerin ürünlerini kar marjını yüksek tutarak pazarlanması gerekir. Bunu ben kendi iş dünyamda hep prensip edindim. Çok insanın kullanacağı özel ürünler üretmek gerekir. İyi kar marjıyla satacaksınız, iyi para kazanacaksınız ve böylece yaşam düzeyini yükselteceksiniz. Türk insanı kendini geliştirmek zorundadır. Mantalitesini değiştirmek zorundadır. Bunları başaramazsak işimiz çok zor.”