Pazar, Aralık 7, 2025
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 319

Doğanyurt Kaymakamı Ahmet Karatepe: Doğanyurt cazibe merkezi olacak

0
Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
      Doğanyurt Kastamonu’nun deniz sahilinde kalan ilçelerinden birisidir. İlçenin güzel bir doğal görünümü vardır. Doğanyurt Kaymakamı Ahmet Karatepe yaptığı yoğun çalışmalarla ilçede turizm atağını başlatmıştır. İlçede işsizliği önlemek amacıyla 1000 kişinin çalışacağı tekstil fabrikasının kurulması çalışmalar yapmaktadır.
      Kaymakam Ahmet Karatepe ilçenin gelişmesi yönündeki çalışmaları nedeniyle ilçe halkının takdirini kazanmıştır. Doğanyurt Kaymakamı Ahmet Karatepe, Doğanyurt konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
Genel asayişi açısından son derece huzurlu ve güvenlidir
      “İlçemiz; genel asayişi açısından son derece huzurlu ve güvenlidir. İlçemiz insanları, devletine sadakatle bağlıdır. Bakanlar Kurulu Kararı ve müteakibinde 31.03.2008 tarihli Bakanlık Onayı ile kurulması kararlaştırılan, ilçe Emniyet Teşkilatımız ile İlçe merkezimizde Jandarma Komutanlığınca başarılı bir şekilde ifa edilen önleyici ve adli güvenlik hizmetleri bundan böyle İlçemiz Emniyet Amirliğince yürütülecektir. Böylece İl genelimizde polis teşkilatımızın son halkası da tamamlanmıştır. Devlet-vatandaş işbirliği ile Emniyet Teşkilatımızın binası 3 gün gibi kısa bir süre içerisinde tamamlanmış ve hizmete hazır hale gelmiştir. İlçemiz genelinde işlemi biten 1 merkez mahallesi ve 19 köyümüze ait, toplam 20.094 parselin tapu dağıtımını gerçekleştireceğiz. Tapu ve kadastro çalışmalarına 16.04.2007 tarihinde başlanılmış ve 08.09.2008 tarihinde, bütün bu özverili çalışmalar sonuçlanarak kesin kabul ve devir işlemi gerçekleşmiştir. Sadece 195 davalı parsel sayısı ile oldukça başarılı bir çalışma sağlanmıştır. 

                           
                             
Doğanyurt Kaymakamı Ahmet Karatepe

Devletimizin güvencesi ve teminatı altına alınmıştır
     Vatandaşlarımıza dağıttığımız tapularla kendi ektiği-diktiği arazisinin resmen sahibi haline gelecektir. Vatandaşlarımızın arazileri bugün alacakları tapuları ile Devletimizin güvencesi ve teminatı altına alınmıştır. Yine, TAKBİS sistemi ülkemizde ilk olarak ilçemize kurulmuştur. Böylece; vatandaşlarımız, bilgisayar ve internet teknolojisi ile tapu hizmetlerinden faydalanırken de daha hızlı ve kaliteli hizmet alacaktır. Kamu internet erişim merkezimizin açılışı ile birlikte E-Türkiye uygulamasına geçişle birlikte vatandaşlarımız, günlük hayatın hemen her aşamasında olduğu gibi, kamu hizmetlerinden faydalanırken de bilgisayar teknolojisinin olanaklarını kullanır hale gelmiştir.
Ücretsiz bilgisayar ve internet
     Devletimiz, vatandaşlarımızın bu imkanlardan yararlanması için ücretsiz bilgisayar ve internet olanağını da sunmaktadır. Bugün yine himayelerinizde gerçekleştireceğimiz son teknoloji ürünü 30 bilgisayar ve diğer bilgisayar ve internet donanımı içeren, Milli Eğitim Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı protokolü ile kurulan, KİEM ile ilçemiz vatandaşlarına da bu imkanı sunmanın memnuniyeti içerisindeyiz. İlçemiz köylerine 6 İlköğretim okulunu yaptıran Sayın Fahrettin İNAN’ın en son yaptırdığı Küçüktepe Köyü Akile İNAN ilköğretim okulu ve TOÇEV ve SHOW TV tarafından yaptırılan Gökçe ve Denizgörülen Köyleri ilköğretim okullarının açılışlarını yaptık. İlçemize büyük hayırseverlik yapan, onlarca öğrencimizin yüzünü güldüren Sayın Fahrettin İNAN’a ve TOÇEV ve SHOW TV ailesine ve sponsorlar Anfa A.Ş. ve  Saantçı Yalın’a da sonsuz teşekkürlerimi sunmak isterim.  
Hediyelik eşya satış yeri
      “İlçemiz Halk Eğitim Merkezinde bu yıl hediyelik eşya üretimine başlanmıştır. SYDV Genel Müdürlüğüne sunulan hediyelik eşya satış yeri projesi ile hem ilçemizin tanıtılması, hem de HEM ürünlerinin ekonomiye kazandırılması hedeflenmiştir.
1000 kişinin istihdam edileceği tekstil fabrikası
     İlçemiz Belediyesince desteklenen proje ile Halk Eğitim merkezinde yetiştirilecek kursiyerlerimiz, doğrudan iş sahibi olacaktır. Yaklaşık 1000 kişinin istihdam edileceği merkezde ihraç edilecek ürünler üretilmesi planlanmaktadır.
Balık satış merkezi
     İlçemiz halkının büyük çoğunluğu balıkçılıkla geçimini sağlamaktadır.Gelir getirici bir proje daha Başbakanlık-Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Genel Müdürlüğünce onaylanarak, istenilen kaynak Kaymakamlığımız SYDV hesabına aktarılmıştır.    Balık satış Merkezi Projesi ile, nominal değeri 1 milyon YTL’ye ulaşan ilçemiz balık rezervinin ekonomiye reel olarak girdisinin sağlanması hedeflenmiştir.
     Söz konusu merkezde yer alacak soğuk hava deposu ile balık satışında çok büyük rahatlama sağlanacak, vatandaşlarımız da sürekli balık edinme imkânına erişecektir. Daha önce, yine SYD Vakfı Genel Müdürlüğümüzce onaylanan köy konutlarının tamiri, balık lokantası, meyve fidancılığından sonra onaylanan projemizle elde edilecek kaynak ile ilçemiz ekonomisinde çarpan etkisi sağlanacaktır. 

                            
                                       
        Doğanyurt ilçesi

 Uzunkum plajına yol projesi
     Kayran Köyünde bulunan, yaklaşık 2 km. uzunluğundaki plaja turizm yolu açarak bölgenin kalkındırılması hedeflenmiştir.  
Hükümet konağı
      Başbakanlık(S.Y.D.V.); İçişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı tarafından gönderilen ödenekler ile Hükümet Konağımız çağdaş hizmet sunacak düzeye eriştirilmiştir. Yapılan tadilatlar ve yeni donanım ile hem vatandaşlarımız hem de kamu görevlileri açısından en yüksek verimin alınması hedeflenmiştir.
Turistik lokanta
      Yoğun bir çalışma sonucunda; daha önce belediye kahvehanesi olarak işletilen yerde yöresel yemeklerin, balık ürünlerinin ve pide çeşitlerinin sunulacağı turistik lokanta faaliyete geçirilmiştir. Böylece; tüm Doğanyurtlulara yakışır bir dinlenme mekanına ve balıkçılarımızın ürünlerini anında değerlendireceği bir işyerine kavuşmuş bulunuyoruz. 
      Başlıca diğer S.Y.D.V projelerimiz ise şunlardır; Köy evlerini tamiri projesi, Hediyelik Eşya satış Yeri Projesi. Bütün öğrencilere (İlköğretim-Lise Üniversite)yaklaşık 50.000 YTL’lik eğitim yardımı ilk dönem için yapıldı.
       İlçemiz sel felaketi geçirmiştir.29 Eylül’ü 30 Eylül’e bağlayan gece sabah 05.30’a kadar bizzat tarafımdan idare edilen afette 30 ev tahliye edilmiş ve can kaybı yaşanmamıştır.”
 




Bu sayfa hakkındaki yorumlar:
Yorumu gönderen: bahattin gelişin , 24.01.2009 01:35:44:
değerli kaymakam beye selam olsun ben doğanyurtluyum istanbulda yaşıyorum sizlerden bir hayırlı bir işe girişme temennisinde bulunacağım doğanyurt sahil boyu değilde doğanyurt orman içi armut çukuru ismi ile tabir edilen orman güzergahından kastamonu sınırlarına bağlanan yolun var olduğu bilinmekte bu yolu genişletip bakım ve onarımı yapılp hizmete girmesini saygılarımla arz ediyorum kastamonu doğanyurt arası kısalacak ve sahil yolundan daha güvenlı olacaktır .

Yorumu gönderen: bahattin gelişin, 16.01.2009 23:14:53:
kaymakam bey takdire şayan bir kişiliğe sahip Allah uzun ömür versin evliliğide hayırlı mesut bahtiyar olsun.

Kızılcahamam Kaymakamı Bilal Çelik: “Kızılcahamam gizli cennettir”

0
Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
    Kızılcahamam ilçesi Ankara’nın en güzel turizm bölgelerinden birisidir. Her türlü turizme uygun bir ilçedir. Özellikle kaplıca turizmi ile meşhur bir ilçemizdir. Toplam 104 köyü olup, ilçe merkezi nüfusu 16.800’dür. İlçede turizm yatak kapasitesi oldukça yüksektir. Kısaca yapılan yatırımlarla her yönüyle turizme hazır ender bölgelerimizden birisidir. Kızılcahamam Kaymakamı Bilal Çelik, ilçeye devlet hizmetini en iyi sunmaya çalışmıştır. 
    Kızılcahamam’ın toplam 650 km.lik köy yolu ağının 605 km.sini asfalt yaptırmış, içme suyu şebekesi olmayan köy bırakmamıştır. İlçenin turizm yönünden daha iyi bir konuma gelmesi için yoğun gayret sarf ediyor. Kaymakam Bilal Çelik, devlet adamı duruşu, yaptığı çalışmalar ve ilçede devlet-vatandaş işbirliğini sağladığı için Kızılcahamam halkının takdirini kazanmıştır. Kızılcahamam Kaymakamı Bilal Çelik, Kızılcahamam konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
Kaplıca ve sağlık turizmi açısından Türkiye’nin lider ilçesidir
    “Kızılcahamam kaplıca kentidir. Hamamlarıyla meşhur bir ilçemizdir. Kızılcahamam topraklarının % 47’si ormanlarla kaplıdır. Bu nedenle Kızılcahamam Ankara’nın adeta akciğerleridir. Bu ormanlar insanların hafta sonu piknik yapmaları için idealdir. Doğa turizmi için ideal bir yerdir. Sahip olduğu göllerle olta balıkçılığı için uygun şartlar sunmaktadır. Kısaca eşsiz güzelliklere sahip bir ilçe olarak tanımlayabiliriz. Kaplıca ve sağlık turizmi açısından Türkiye’nin lider ilçesidir. Her yıl ilçemize yaklaşık bir milyona yakın sağlık turizmi için gelen insan vardır. Ankara’nın sıkıcı ve boğucu havasından uzaklaşmak isteyen insanlar yeşil alan olarak ilçemize geliyorlar. Bu anlamda o insanlara güzel imkanlar sunuyoruz.
Kızılcahamam son derece eşsiz bir doğa parçasıdır
    Kızılcahamam’a özel yiyecek kültürü vardır. Özellikle et açısından güzel şartlara sahiptir. Kızılcahamam’ın % 30’u meralarla kaplıdır. Ekilebilir alanı çok olmayan bir ilçedir. Ekilebilir alanda kuru tarım yapılmaktadır. Az bir bölümde sebze ekimi yapılmaktadır. Üretilen sebzeler kaliteli olarak yetiştirilmektedir. Ürünler organik olarak yetiştirildiği için, Ankara’dan gelen piknikçiler tarafından tercih edilmektedir. Kızılcahamam son derece eşsiz bir doğa parçasıdır. Ankara’nın teneffüs bahçesidir. Ankara’nın su ihtiyacını karşılayan üç baraj bizim ilçemiz sınırları içerisindedir. Bir tanesi de Çamlıdere ilçesi ile bizim sınırlarımız arasındadır. Bu nedenle Kızılcahamam Ankara’nın su ihtiyacını karşılayan havzası niteliğindedir. Bu bakımdan köylerimizde fazla yapılaşmaya izin verilmiyor.1970–1980 yılları arasında ormanlarımız Ankara keçisi için koruma altına alınmıştır. Keçilerin o yıllarda ormanlara verdiği zarar nedeniyle sayısı yüz binlere ulaşan Ankara keçisinin sayısı, bugün otuz binlere düşmüştür. İlçemiz Ankara’nın et açısı anlamında en önemli ilçelerinden birisidir. İlçemizin yüksek yerlerinde kekik otlarıyla, doğal otlarla beslenen hayvanların etleri son derece lezzetlidir. Bu nedenle ilçemize pikniğe gelen insanların et ihtiyaçları, ilçemizden karşılanmaktadır. İlçemiz böylece güzel imkânlara sahiptir.
Köy nüfusu büyük oranda düşmüştür
    Köyden kente göç nedeniyle ilçemizde köy nüfusu büyük oranda düşmüştür. Kızılcahamam’ın toplam 104 köyü vardır. Bu köylerde yaşayan nüfus ise 8000 civarındadır. Her köyün nüfusu ellinin altına düşmüş durumdadır. İlçemiz doğal sporları için ideal bir yerdir. İlçemizde doğa yürüyüşleri son zamanlarda popüler olmaya başladı. Bisiklet sürücüleri ilçemizin doğal alanlarını tercih ediyorlar.
Geçim kaynaklarımız turizme bağlıdır
     Bunları toplu olarak değerlendirdiğimizde Kızılcahamam’ı turizm merkezi olarak görmek yanlış olmaz. İlçe merkezi nüfusu 16.800’dür.Kızılcahamam nüfus hareketliliği hızlı artan bir ilçe değildir. Çünkü bütün geçim kaynaklarımız turizme bağlıdır. İlçemizde turizm amaçlı yatak kapasitesi 4500 civarındadır. İlçemizde turizm belgeli 4 otel bulunmaktadır. Ancak belediye ruhsatlı otel sayımız fazladır. Bunlar toplam 15 civarındadır. İlçemizde beş yıldızlı Asya Termal Tatil Köyümüz, dört yıldızlı Patalya Termal Otel, üç yıldızla Ab-ı Hayat Oteli, Şifa Hayat Suyu otelleri turizm belgelidir. Kızılcahamam’daki yatak kapasitesi Antalya’nın 1980 yılındaki yatak kapasitesine eşittir. Bu bir ilçe için iyi bir imkandır. İlçemizde ayrıca aile pansiyonculuğu da yaygındır. İlçemiz her bütçeye hitap edebilen imkanlara sahiptir. İlçemizin yanında bulunan soğuksu milli parkına yazın hafta sonunda yaklaşık 5600 araç gelmiştir. Böylece 15000–20.000 nüfusu sadece piknik amaçlı ilçemizde ağırlıyoruz. İlçemiz her türlü versiyonunun deneyen bir ilçe durumundadır. Kızılcahamam Ankara turizminin kalbidir.

                       
                                      Kızılcahamam ilçesi

Toplam 650 km yolun, 605 km.sini asfalt yaptık
     Kızılcahamam’ın çok geniş bir coğrafyası vardır. Toplam 104 köyümüzün yol ağı 650 km.dir. Toplam 650 km yolun, 605 km.sini asfalt yaptık. Sadece 45 km. asfalt olmayan bir yolumuz kaldı. Bu da önümüzdeki yıl içinde yapılacaktır. Yirmi km. uzunluğundaki bir grup yolun acilen yapılması gerekiyor. Ödenek temin edersek, bu kısmı da asfalt yapacağız. Böylece asfaltı olmayan köyümüz kalmamış olacaktır. İçme suyu şebekesi olmayan köyümüz yoktur. Sağlık açısından sakıncası olmayan suya köylerimiz kavuşturulmuş durumdadır. 28 köyümüzün kanalizasyonu tamamlanmış durumdadır. Bundan sonra 20–25 köyün kanalizasyonu yapılacaktır. Kanalizasyon yapılabilmesi için belli bir nüfusun olması gerekiyor. Az nüfuslu köylerde kanalizasyon çalışmıyor. Bu nedenle kanalizasyon yapılacak köy sayısı 60 civarındadır. Bunlar yapıldığında köylerimizin alt yapı sorunu kalmamış olacaktır. Köylerimizde göç nedeniyle üretim çağı diyebileceğimiz 15–60 yaş arasında çok az sayıda insan vardır.
Okullarımızda eğitim sorun yoktur
    Bu nedenle okula giden öğrenci sayımız oldukça azdır. Sadece Semer Köyümüzde 30–35 civarında öğrencimiz vardır. Onun dışında hiçbir köyümüzde okulumuz açık değildir. Taşımalı eğitimle öğrenicilerimiz merkezi okullara getirilmektedir. Okullarımızda eğitim sorunu yoktur. İlköğretim okullarında derslik başına düşen öğrenci sayımız 26’dır.Milli Eğitim Bakanlığının nihai hedefi olan 30’un üzerine çıkmış durumdayız. İlçemizde okullaşma yüzde yüzdür. Eğitimde bir sorunumuz yoktur. Okullarımızın fiziki gelişmişlik durumu oldukça tatmin edici durumdadır. Derslik sayımız yeterlidir.
Kızılcahamam mükemmel imkânlar sunuyor
    Kızılcahamam’a çok fazla gelen Ankaralı var ama ancak bazı Ankaralılar için Kızılcahamam bilinmeyen bir yerdir. Onları da Kızılcahamam’a davet etmek istiyorum. İlçemizi gelip görmelerini tavsiye ediyorum. Kızılcahamam gezilip, görülmeye değer bir yerdir. Bu nedenle Kızılcahamam mükemmel imkânlar sunuyor. İnsanlarımızı Kızılcahamam’a davet ediyorum. Kızılcahamam gizli cennettir. Ankara’da yaşayan üç-üç buçuk milyon insanı hesapladığımız zaman birçokları için Kızılcahamam bilinmeyen gizli bir yerdir. Ben onların bu güzellikleri keşfetmelerini tavsiye ediyorum.”
 
 
 
 
 
 
 




Bu sayfa hakkındaki yorumlar:
Yorumu gönderen: inek, 29.11.2008 14:16:24:
danalar yalan söylüyor ben polis lojmanıdayım her tarafı asfalt değil çağatay ilköğretim okulunun otaraflarda asfalt değil

Eyüp Kaymakamı Osman Kaymak: “Hizmetimiz vatandaş odaklı”

0
Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
        Eyüp ilçesi, İstanbul’un en eski ilçelerinden birisidir. Tarihi mekânı nedeniyle, özellikle Eyüp Sultan Hazretlerinin burada metfun olması nedeniyle meşhur olmuştur. Buraya günde ortalama 15.000–20.000 arasında ziyaretçi gelmektedir. Toplam nüfusu 320.000’dir. İlçeye yeni atanan Kaymakam Osman Kaymak daha önce görev yaptığı yerlerde başarılı hizmetlere imza atan, halkın sevgisini kazanan, çalışkan, devletin kendisine verdiği görevi en iyi yapmaya çalışan, Sorunları kısa zamanda çözme ve çözüm üretmeye çalışan, olaylara çözüm üretme anlayışı ile olaylara yaklaşan, çözüm odaklı bir yönetim anlayışı uygulayan. kaymakamlarımızdandır. Kısaca görev yaptığı yerlerde halkın gönlünü kazanmıştır. Eyüp Kaymakamı Osman Kaymak, Eyüp konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
Günlük 15.000–20.000 kişi burayı ziyaret ediyor
     “Sizinle daha önce görev yaptığım yerlerde değişik röportajlarımız olmuştu. Sizi Eyüp’te misafir etmekten büyük mutluluk duyuyorum. Son kaymakamlar kararnamesi ile Eyüp Kaymakamlığına atanmış bulunuyorum. Göreve başladığım 10 gün içinde Eyüp’ü tanımaya çalışıyorum. Daha önce Eyüp’ü pekiyi bilmezdim, sadece Eyüp Sultanı ziyarete gelirdim. Eyüp ilçesinin son nüfus sayımına göre nüfusu 320.000’dir. Eyüp’ün bir özelliği, burada Eyüp Sultan Hazretlerinin yatıyor olmasıdır. Burası önemli günlerde yoğun ziyaretçi akınına uğramaktadır. Günlük 15.000–20.000 kişi burayı ziyaret ediyor. Burada Belediyenin güzel çalışmaları var. Müftülük gayet güzel organize olmuş. Genel anlamda sistem oturmuştur. Biz burada var olan ve yürüyen sistemi daha iyi nasıl yürütürüz, insanlar daha rahat nasıl hareket ederler, daha nasıl mutlu ederiz, buraları daha aslına uygun halkın hizmetine nasıl sunarız. Bunun gayreti içinde olacağız. Yapılan çalışmaları daha ileriye götürmek için belediye ve kurumlarla koordineli içinde çalışmaya çalışacağız.
Eyüp büyük şehrin sorunlarını yaşıyor
     Eyüp İstanbul’un bir ilçesi olmasına rağmen büyük bir şehirdir. Eyüp büyük şehrin sorunlarını yaşıyor. Daha önce görev yaptığım ilçeler taşra ilçeleriydi. Taşraya göre kaymakamlık görevi burada biraz daha farklıdır. Kaymakamlık burada nerede, konumumu çözmeye çalışıyorum. Son olarak çıkarılan mahalli idareler yasası ile belediyeler çok güçlendirildi. Böylece pek çok kaynak, yetki, imkân mülki idareden belediyelere doğru kaydırıldı. Bunların çok yerinde olanları ve olmayanları vardır. Bunlar ayrıca tartışılır. Bu durum halkın nezdinde, makine parkı imkânları, personeli, parası hizmet yönüyle belediyeyi ön plana çıkarıyor.
Kaymakam pek çok konuda yetki sahibidir
      Ama kaymakamlığı da şöyle yerinde belirlemek gerekir. Kaymakam devletin temsilcisidir. İlçenin mülki amiridir. Genel idarenin temsilcisidir. Bu nedenle kaymakam pek çok konuda yetki sahibidir. Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde etkin bir görevi vardır. Bu nedenle sistemi çalıştırma görevi kaymakama verilmiştir. Valiye bağlı olarak biz bu hizmetleri yerine getirmek zorundayız. Amacımız hizmetleri en iyi şekilde vatandaşımıza götürmektir. Hizmetimiz vatandaş odaklı, vatandaşı öne çıkaran, vatandaşın kamu kurumlarına geldiğinde güler yüz ve tatlı dille ayrılması, işinin çabuk ve seri bir şekilde görülmesi, görülmediyse vatandaşa yol ve yönlerin gösterilmesi, vatandaşların kamu kurumlarından mutlu bir şekilde ayrılmasını hedeflemişizdir. Bu anlayışla bugüne kadar hizmet ettik.
Eyüp, zengin ve fakirin bir arada yaşadığı bir yerdir
       Bu nedenle Eyüp’ü tanımaya çalışıyorum. Eyüp’te 60.000’e yakın öğrenci vardır. Ayrıca 60’a yakın kurum ve 2000’e yakın öğretmen vardır. Bu şekilde devlet hizmeti yürüyor. Eyüp’te çok büyük manada asayiş sorunu yoktur. Güneydoğulu vatandaşların oluşturduğu bir iki mahallede asayiş olayları oluyor ama şu an önemli bir sorun yoktur. Bu durumu arkadaşlarla takip ediyoruz. Çok büyük sorun olacağını tahmin etmiyorum. Konjöktöre göre zaman zaman yılda bölücülerin, teröristlerin belli günleri vardır. Bu günlerde lastik yakarak ses getirmeye çalışıyorlar. Bunlar ne aşamada, bunları takip etmeye çalışacağız. Eyüp aslında eski bir İstanbul ama sanayi yoktur. Eyüp’te modern bir kent görüntüsü var ama halk yapısı olarak çok zengin bir halkın oturduğu yer değildir. Halk içinde şöyle bir söylenti vardır. Eyüp’te orta halli vatandaşlar oturmakta, Kemerburgaz’da ise gelir seviyeleri yüksek, milli gelirden payı yüksek olan zengin vatandaşlar oturmaktadır denilmektedir. Eyüp, zengin ve fakirin bir arada yaşadığı bir yerdir.
Çözüm odaklı bir yönetim anlayışı uyguluyorum
      Çalışmalarımızla bu dengeyi kurmaya çalışıyoruz. Eyüp’ü tanımaya çalışıyorum. Herkesten bir şey almaya çalışıyorum. Gözlemleme ve değerlendirme aşamasındayız. İstanbul’u tanımaya çalışıyoruz. Ne yapabiliriz onu araştırmaya çalışıyorum. Bizi idareci olarak tanıyorsunuz. Sorunları kısa zamanda çözme ve çözüm üretmeye çalışıyorum. Olaylara çözüm üretme anlayışı ile olaylara yaklaşıyoruz. Çözüm odaklı bir yönetim anlayışı uyguluyorum. Kendi adıma görev yaptığım yerlerde çalışmalarımı başarılı buluyorum. İdareciliğimizde halkla bütünleşme vardır. İlçenin sorunlarını ayırım gözetmeden bütün kamu kurumlarıyla, siyasi parti temsilcileriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla ortak hedefe odaklanmayı yaptık. Suluova’da, Elmadağ’da, vali yardımcısı olarak Niğde’de çok güzel himmetlerimiz oldu. Görev yaptığımız yerlerde iz bıraktık. Biz memleketin her tarafını seviyoruz. Burası benim için çok farklı bir yerdir. Peygamberimeze hizmet etmiş, ona ev sahipliği yapmış Eyüp Sultan Hazretlerinin metfun olduğu yerde onun misafiriyiz. Onun komşularına hizmet etme şerefine nail olacağız.
Makamlara yatmaya değil, çalışmaya geldik
     Bu yönüyle de kendimi bahtiyar hissediyorum. Allah bizi mahcup etmesin, bizi sevenlerin dualarını bekliyorum. Burada mübarek bir yerde görev yapmak herkese nasip olmaz. O yönüyle kendimi bahtiyar hissediyorum. Allaha şükür ediyorum. Bu o sorumluğun üzerinde olduğunu hissediyorum. Bu makamlara yatmaya değil, çalışmaya geldik. Daha önce görev yaptığım ilçelerdeki performansımı burada da göstermek isteriz. Ama burada bunu merak ediyorum. Burada kaymakama düşen konum nedir? Bunu ne kadar aşabiliriz? Bunu zaman gösterecek. Bu nedenle bizi izlemeye devam edin diyorum.”




Bu sayfa hakkındaki yorumlar:
Yorumu gönderen: mustafa aydoğdu, 28.11.2008 23:05:38:
sayın kaymakamım herzaman olduğu gibi size güveniyor sonsuz sayğılarımla

Üsküdar Kaymakamı İzzettin Küçük: “İstanbul’un güzellikleri Üsküdar’da

0
Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
     Üsküdar, İstanbul’un en nadide şehirlerinden birisidir. Toplam 588.000 nüfusu vardır. Üsküdar, tarihi geçmişi ve doğal güzellikleriyle adeta İstanbul’u büyülemektedir. Bu nedenle ünlü şairimiz Yahya Kemal Beyatlı şöyle diyor; “Üsküdar bir ulu rüyayı görenlerin şehridir” Üsküdar ilçesine yeni atanan Kaymakam İzzettin Küçük daha önce görev yaptığı yerlerde başarılı hizmetler yapan ve devlet adamlığı duruşu ile herkesin takdirini kazanan kaymakamlarımızdan birisidir. Üsküdar Kaymakamı İzzettin Küçük, Üsküdar konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
İstanbul’un bütün güzellikleri ve özellikleri Üsküdar’da mevcuttur
     “İstanbul bütün medeniyetimizin hülasası sayılır. Ülkemizin en nadide şehirlerinden birsidir. Üsküdar ise İstanbul’un hülasası ve çekirdeğidir. İstanbul’un bütün güzellikleri ve özellikleri Üsküdar’da mevcuttur. Boğazın o muhteşem yakasında o konuşlanmış, mimarisi, kültürüyle, sanatçısı, doğal güzelliği ile İstanbul’un en nadide parçalarından birisidir. Üsküdar’ın geçmişi çok eskilere dayanıyor. İstanbul’u meşhur eden, İstanbul’un fethini ilk gören semt olmasıdır. Yahya Kemal Beyatlı bir şiirinde; “Üsküdar bir ulu rüyayı görenlerin şehridir” diyor. Bu nedenle Üsküdar pek çok şarkıya, türküye ilham kaynağı olmuştur. Edebiyatımızda, literatürümüzde Üsküdar’la ilgili pek çok şarkılarımız mevcuttur. Bunlardan en güzeli kâtibim şarkısıdır. Bununla ilgili Üsküdar’da Eylül ayında Kâtibim Festivali düzenlenmektedir. Bu festival yedi gün sürmektedir. Bu festivalin içeriği; daha çok kültür, sanat, edebiyat, musiki alanındadır.
Üsküdar tarihi kimliği hala muhafaza edilen bir yerdir
     Üsküdar; Anadolu’dan Avrupa’ya giden o köprünün manevi anlamda köprübaşıdır. Anadolu’nun bütün güzellikleri ile Avrupa’nın değerlerinin buluştuğu, kesiştiği bir yeridir. Bu anlamda da Üsküdar güzeldir. Üsküdar çok ender bulunan mekânlardan bir tanesidir.
 Üsküdar tarihi kimliği hala muhafaza edilen bir yerdir. Burada pek çok tarihi eser mevcuttur. Bunların içinde; camiler, medreseler, okullar, tarihi hapishaneler, ayrıca çeşitli tarihi mekân mevcuttur. Bunlardan örneğin 160 yıl önce yapılan Kuleli Askeri Lisesi bir mekteptir. Boğazın nadide bir gerdanlığı gibi ışıl ışıl parlamaktadır. Bunun gibi pek çok yapı vardır. Üsküdar’ın toplam nüfusu 588.000’dir. Böyle bir ilçede kaymakamlık yapmak çok iyi bir duygudur. İnsanın yaşadığı bölgenin kalabalıklaşması, aynı zamanda oradaki yaşamın derinleşmesi anlamına geliyor. Kısaca yaşadığınız bölgede pek çok meslek dalları ve iş kolları var. Büyük bir şehre geçiyorsunuz. Şehir hayatını teneffüs ediyorsunuz. Nüfusun çokluğunun bir faydası da budur. Her boyutuyla ve anlamıyla bir şehirdir. Bu nedenle böyle bir anlamı vardır.”
 
    

Dikmen Kaymakamı Cahit Karatepe: Orman zengini ilçe

0
 Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
     Dikmen, Sinop ilinin deniz sahilinden iç kısımda kalan ilçelerinden birisidir. Sinop iline olan uzaklığı 73 km. olup. Sinop’un doğusunda, Samsun ili sınırında bulunmakta ve Durağan ve Gerze ilçeleri ile komşudur. 1990 yılına kadar Gerze’ye bağlı bir bucak olan Dikmen, bu tarihte ilçe olmuştur. Batı Karadeniz havzasında yer alan Dikmen ilçesinin toplam 30 köyü olup, Güzelce Çay vadisinde, çam ormanları arasında kurulmuş küçük bir yerleşim yeridir. Yerleşim havzasının genel özelliğine paralel olarak, dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahip olan Dikmen ilçesi, 1.derece heyelan bölgesidir. İlçe halkının temel geçim kaynağı orman işçiliğidir. İlçede eğitim seviyesi çok düşüktür. İlçe merkezi nüfusu kenar mahalleler hariç 600–700 civarındadır.
      İlçe Kaymakamı Cahit Karatepe ilçede göreve başladıktan sonra yoğun bir çalışma temposuna girerek, ilçenin kültürel ve sosyal yönden gelişmesi için çeşitli aktiviteler yapmıştır. Kaymakam Cahit Karatepe halkla iyi diyalog kurarak devlet- vatandaş kaynaşmasını sağlayarak, Dikmen halkının sevgisini kazanmıştır. İlçede sosyal aktivite adına ilçe merkezine mahalli imkânlarla halı saha yaptırıyor. Halı saha yapım çalışmalarını bizzat kendisi takip ediyor. Bu da kendisinin devlet işlerinin takibi konusunda önemle durduğunu göstermektedir. Kaymakam Cahit Karatepe şöyle diyor; “Düşüncesi ve aklı fakir olanlar, ömür boyu ekonomik olarak fakir olmaya mahkûmdur. Ülkemizin diğer yerlerinde ormanları vatandaş işgal ederken, Dikmen, Sinop’ta orman vatandaşın arazisini işgal etmektedir.
     Nüfusu binin altındaki belde ve ilçelerin kapatılması gerekir. Bunlar kanunla olacak işlerdir. Böylece tasarrufa gidilmiş olacaktır. Bir kaymakamın yetişmesi için çok iyi bir eğitim gerekiyor. Bu kadar bilgi birikiminden sonra bir kaymakamın küçük ilçede görev yapması sonucu insan köylüleşiyor. Bunu köylüyü kötü görme ve küçük görme anlamında söylemiyorum. Kültür ve bakış açısından ufuk daralıyor. Kaymakamların ve eğitimli insanların böyle yerlerde karışılacağı en büyük risk geldikleri yerlerde körleşmeleri, köylüleşmeleri, yerinde saymalarıdır.” Dikmen Kaymakamı Cahit Karatepe, Dikmen konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
Bu bölgede devletin hizmet sunması çok zordur
     “İlçemiz 1990 yılında ilçe olmuştur. İlçe kurulduğunda 18.000 olan nüfus bugün binin altına düşmüştür. Sinop’un en küçük ilçelerinden birisidir. Dikmen iş imkânı olan bir bölgemiz değildir. Toplam 30 köyümüz olup, 178 yerleşim yerinden oluşmaktadır. İlçemizde Karadeniz Bölgesine has bir yapılanma vardır. Bir köyün 8–10 mahallesi olabiliyor ve bu mahallelerde birbirinden çok uzaktır. Bu mahallelerin birbirine uzaklığı 3–8 km. arasında değişmektedir. Bu bölgede devletin hizmet sunması çok zordur.
Temel geçim kaynağı orman işçiliğidir
     İlçemizin temel geçim kaynağı tarım, ormancılık ve hayvancılıktır. İlçemizde tarım ve hayvancılığın yeri çok azdır. İlçemizin daha ziyade temel geçim kaynağı orman işçiliğidir. Tarım ilkel imkânlarla yapılmaktadır. Tarımda öküzler kullanılmaktadır. Ancak mevcut tarlalar da traktör kullanmaya müsait değildir. Susuz topraklar olması nedeniyle, mevcut araziler verimli değildir. Köylerimiz orman bölgesi olması nedeniyle, evler daha ziyade ağaçtan yapılmıştır. Nüfus ise genelde yaşlı insanlardan oluşmaktadır.15 yıl önce yirmi bin olan nüfus, bugün binin altına düşmüştür. 
                         
                                          
Dikmen  ilçe merkezi

Bahar aylarında dua ve şükür bayramı diye
her köyde bir koyun, inek kesilir
     İlçemizde yazın güzel faaliyetler olmaktadır. İlçemizde diğer yörelerden farklı olarak, bahar aylarında dua ve şükür bayramı diye her köyde bir koyun, inek kesilir. İnsanlara ziyafet verilir. Bu sırada öğle namazı kılınır ve dua edilir. Yağmur yağması için dua bayramı yapılır. Bu güzel bir gelenektir. Bu bayramı sadece bu yörede gördüm. Bu geleneğin korunması gerekir. İstanbul’da 30–35 bin civarında Dikmenli yaşamaktadır. Bu nüfusun büyük bir kısmı yazın ilçemize gelir. Bu nüfus ilçemizde yazın sosyal ve kültürel etkileşim sağlamaktadır. Oradaki güzellikler ve yenilikler köy yaşamına aktarılıyor. Bu nedenle bu güzel bir uygulamadır. Böylece kültürel ve sosyal etkileşim sağlanıyor.
Saray Köyümüzde sırık kebap ve güreş şenlikleri yapılır
      İlçemize bağlı Saray Köyümüzde sırık kebap ve güreş şenlikleri yapılır. Yaklaşık günde bin civarında sırık kebabı ve kuzu satılır. Böylece güzel bir festival olur. Tarım arazisi az ilçemiz topraklarının % 70’i ormanlarla kaplıdır. Halkımızın geçim kaynağı daha ziyade ormanda çalışmadır. Hayvancılık halkımızın ikinci temel kaynağıdır. Fakat tarımdan gelir elde edilip, satılan bir şey yoktur. Kendisini besleme adına tarımcılık yapılmaktadır. Kısaca üretim yapıp, dışarıya satış yoktur. Buna uygun arazi ve su yoktur.
İlçemizin eğitim seviyesi çok düşüktür
      İlçemizin eğitim seviyesi çok düşüktür. Bunun nedeni birleştirilmiş sınıf dediğimiz köy okullarıdır. Bunun için çok uğraştık. Köylerdeki okulları velilerin isteği ile kapattırıp, bu öğrencilerimizi daha iyi eğitim görmeleri için ilçemizde bulunan üç tane yatılı bölge okuluna almaktır. Köy okullarımızda 5 sınıf bir arada tek öğretmenle çok sağlıklı bir verim alınmamaktadır. Köylerdeki vatandaşları çocuklarını yatılı bölge okullarına göndermeleri konusunda ikna edemedik. Birleştirilmiş sınıf olan köy okullarımızda çocuklarımız okuma yazmayı zor öğreniyor ve okuma yazmayı öğrenemeyen çocuklarımız da oluyor. Bu okullardan mezun olan çocuklar, yatılı bölge okullarına geldiklerinde aradaki beş senelik kaybı telafi edemiyorlar. Bu nedenle ilçemiz eğitimde son sıralardadır. Bunun için çok uğraştık. Köylerdeki okullarda beş sınıf bir arada kalınacak yerler çok sağlıklı değildir. Oralara normal öğretmen bulamıyoruz, vekil öğretmen görevlendiriyoruz. Bu imkânların bu çocuklara fazla bir şey vereceği yoktur. Bu konuda bu yıl da çok uğraştık, başarılı olamadık. Vatandaşı ikna edemedik. Vatandaş çocuğunun okuldan sonra hayvanın peşinde koşmasını ve yanında kalmasını istiyor. Düşüncesi ve aklı fakir olanlar ömür boyu ekonomik olarak fakir olmaya mahkûmdur.

                              
                                        
Dikmen ilçesi genel görünüşü

Her şartlarda köylerimize ulaşma imkânını sağladık
      Köydes çalışmalarında önemli mesafeler aldık. Göreve başladığımda gidilemeyen köy yollarına, artık bugün rahatlıkla gidilebiliyor. İlçemizde yaz ve kış aylarında gidilemeyecek hiçbir yerleşim yeri yoktur. Bazı grup köy yollarımızı asfaltla kapladık. Her şartlarda köylerimize ulaşma imkânını sağladık. İçme suyu yönüyle yöremiz fakirdir. Bakanlığın su yönünden acil eylem planına aldığı yerlerden biriside Sinop ilidir. Yöremizde sular çekiliyor. Dikmen ilçemizin etrafı 15–20 sene öncesi boş arazi iken, bugün ormanlarla kaplıdır. Ülkemizin diğer yerlerinde ormanları vatandaş işgal ederken, Dikmen, Sinop’ta orman vatandaşın arazisini işgal etmektedir. Orman ağaçlarının tohumları rüzgârla çevresindeki tarlalara dağılır. Bir yıl sonra buralar fışkırırcasına kızılçam ormanlarla kaplanır. 
Yöremiz fazlaca ormanlaşma sürecine girdiği için ormanlar suyu tutuyor
     Yöremiz fazlaca ormanlaşma sürecine girdiği için ormanlar suyu tutuyor. İlçemizden geçen ve eskiden ismi Kanlıçay olan bu derede yazın su olmaz, kışın olur. Bu su kıtlığına rağmen içme suyu olmayan köy bırakmadık. İlçemizin toplam 7000 nüfusu olmasına rağmen üç tane doktor vardır. İlçemizin sağlık hizmetleri yönünden sağlık sorunu yoktur. İlçemiz kalkınmada öncelikli bir yöre olmasına rağmen, ilçemizde çok iyi bir imkân yoktur. İlçemizden yoğun göç olması nedeniyle, ilçede çalışacak insan bulunmamaktadır. İlçemizin Kanlıçay mevkiinde iki tane balık fabrikası, salyangoz fabrikası vardır. İstanbul’da bulunan Dikmenli iş adamlarımız ilçemizde fabrika kurmak için girişimde bulundular. Kendilerine yardımcı olacağımı söyledim.    

                                 
                               
Dikmen Kaymakamı Cahit Karatepe yaptıracağı
                               halı saha inşaatında çalışmaları  kontrol ediyor
                          
Kültür ve bakış açısından ufuk daralıyor
      Dikmen ilçe merkezi nüfusu kenar mahalleleri ile birlikte bindir. Bu mahalleler dışındaki nüfus 600–700 civarındadır. Bu ilçede kaymakamlık teşkilatı olmadığı zaman ilçe ne kaybeder diye sorarsanız? Sosyal Yardımlaşma ve Nüfus İdaresinin burada bir birimi kurulur. Kısaca Gerze ilçesinden burası rahatlıkla idare edilir. Buda devletin düşüneceği ve karar vereceği bir husustur. Nüfusu binin altındaki belde ve ilçelerin kapatılması gerekir. Bunlar kanunla olacak işlerdir. Böylece tasarrufa gidilmiş olacaktır. Bir kaymakamın yetişmesi için çok iyi bir eğitim gerekiyor. Bu kadar bilgi birikiminden sonra bir kaymakamın küçük ilçede görev yapması sonucu insan köylüleşiyor. Bunu köylüyü kötü görme ve küçük görme anlamında söylemiyorum. Kültür ve bakış açısından ufuk daralıyor. Kaymakamların ve eğitimli insanların böyle yerlerde karışılacağı en büyük risk geldikleri yerlerde körleşmeleri, köylüleşmeleri, yerinde saymalarıdır.”
 
 
    
 

 





Bu sayfa hakkındaki yorumlar:
Yorumu gönderen: Ali KOPLAY, 15.09.2008 19:12:57:
Sayın ve Değerli İlker ÇAKAN bey, Sayın Kaymakam beyle çok hoş ve bilgilendirici bir ropörtaj gerçekleştirmiş.Sayın ÇAKAN’ın bu nitelikteki ropörtajlarının giderek artması dileğiyle…..Saygılarımla. www.alikoplay.org ww

Çatalpınar Kaymakamı Bilgehan Bayar: “Eğitim üzerinde önemle duruyoruz

0
Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
     Çatalpınar ilçesi Ordu ilinin iç kesiminde kalan ilçelerinden birisidir. Çatalpınar ilçesi ekonomik yönden Fatsa ilçesine bağlı olup, Fatsa’ya uzaklığı 20 km’dir. Çatalpınar Kaymakamı Bilgehan Bayar vatandaş- devlet kaynaşmasını en iyi şekle getirerek, ilçenin her yönüyle gelişmesi konusunda gayret gösteriyor. Çatalpınar Kaymakamı Bilgehan Bayar, Çatalpınar konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
Ekonomisinin % 95’i fındığa, % 5’ide bal üretimine dayanır
      ” Çatalpınar 1991 yılında kurulan ilçelerden birisidir. Ekonomisinin % 95’i fındığa, % 5’ide bal üretimine dayanır. Ekoonmisi genel anlamda Fatsa ilçesine bağlıdır. İlçenin zengin adamları Fatsa’da iş yapmaktadır. Bal üreticileri Karadeniz’in doğusuna, Doğu Anadolu’ya gitmekteler. Önümüzdeki ayın ortalarında ise ilçeye geri dönmekteler. Fındık halkın tek geçim kaynağıdır. Fındık fiyatlarının artması veya düşmesi buradaki esnafı direkt etkiliyor. 2007 yılında göreve başladım. Köydes projesi kapsamında çok ciddi çalışmalar yaptık. İçme suyu ve yol çalışmaları konusunda çalışmalarımız devam ediyor. İçme suyu olmayan köyümüz yoktur. Köy yollarımızda sıkıntılarımız var. Bu sorunları elimizden geldiği kadar gidermeye çalışıyoruz. Biz yatırımcı bir kuruluş değiliz. Bu konuda belediyenin çok güzel yatırımları var. Şu anda 10 km.lik asfalt yol çalışması vardır. İlçe çok güzeldir.
        
                         
                                             Çatalpınar ilçesi
 
Eğitim üzerinde önemle duruyoruz
       Eğitim üzerinde önemle duruyoruz. Öğretmen ve öğrencilerimizle sık sık toplantılar yapıyoruz. Kız çocuklarımızın orta öğretimden sonra lise ve diğer okullara kayıt olması için elimizden geleni yapıyoruz. Bununla ilgili dershanelerle anlaşmalar yapıyoruz. Bununla ilgili kitap ve kırtasiye alımları yapıyoruz. Çeşitli okullarımıza yatılı öğrenci gönderme konusunda çalışmalarımız var.
Halka çok güzel diyalogumuz var
      Sosyal diyalog olarak halka hizmet, hakka hizmet anlayışı ile hareket ediyoruz. Eğer halka hizmet etmekle halkın rızasını kazanıyorsan, halka hizmet ediyorsun demektir. köylerimiizn her birine en az 2–3 defa tüm daire müdürlerimizi de alarak gidiyoruz. Vatandaşlarla karşılıklı sohbet ediyor, onların sıkıntılarını dinliyoruz. Biz onlardan istediklerimizi onlara aktardık. Halkımızın tüm etkinliklerinde, acılı ve tatlı günlerinde beraberiz. Halka çok güzel diyalogumuz var. Sosyal olarak ileri düzeyde bir ilçe değildir. Fatsa’ya göre bu anlamda geri kalmış bir ilçedir. Bu nedenle eğitime çok ihtiyaç vardır. Eğitim açığı vardır. Biz bu açığı kapatmaya çalışıyoruz. Eğer bir evde üniversite okumak isteyen öğrenci olursa, buna maddi anlamda destek yapıp, evine giderek okuması için ikna ediyoruz.”   
 
 

Safranbolu Kaymakamı İzzettin Küçük: “Müze kent Safranbolu”

0
Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN         
     Karabük iline bağlı ve UNESCO tarafından koruma altına alınan müze kent Safranbolu, Türkiye’nin markasıdır. Safranbolu Kaymakamı İzzettin Küçük; devlet yönetiminde engin tecrübeleri olan, samimi, içten davranış ve söylemleri ile devlet adamı duruşu sergileyen,  ilçenin turizm yönünden kalkınması için yaptığı çalışmalar ve bu çalışmaları turizmcilerle beraber yürüttüğü için, yöre halkının takdirini ve sevgisini kazanmıştır. Safranbolu Kaymakamı İzzetin Küçük, Safranbolu konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
Osmanlı mimarisinin canlı örneği
      “Safranbolu 1995 yılında dünya mimari milat listesine girdi. UNESCO tarafından koruma altına alının bir kenttir. Türkiye’de şehir olarak korunan tek yer Safranbolu’dur. Safranbolu’da yaklaşık 1200 ev koruma altındadır. 97 çeşme, 27 cami, han, hamam, köprüleriyle bir şehir yaşıyor. 17–18. yüzyılda yapılmış Osmanlı mimarisinin günümüze taşınmış canlı örneğidir. Bu nedenle Safranbolu; koruma altına alınan diğer yörelerden çok farklıdır. Müze kent Safranbolu denmesinin nedeni budur. İlçeye girdiğiniz zaman adeta müzeye giriyorsunuz ve tarih içinde yolculuk yapıyorsunuz. Bir şehri şehir yapan tüm unsurlar yaşıyor. 2003 yılında Rodos’ta yapılan Avrupa tarihi Kentler Birliği toplantısında Avrupa’nın en iyi korunan 23 şehrinden birisi seçildi. İstanbul’da yapılan Tarihi Kentler Sempozyumunda ise  9 yerde korunan en iyi şehir Safranbolu seçildi. Kısaca Safranbolu Türkiye’nin markası olmaya adaydır.
 
                               
                                                         
 Safranbolu 
      
Safranbolu % 85 yerli turizmle ayakta duruyor
     Safranbolu % 85 yerli turizmle ayakta duruyor. Yabancı turist sayısı ise % 15’tir. Bu şu anlama geliyor. Safranbolu yabancılar tarafından çok iyi bilinmiyor. Safranbolu turizm yönünden olumsuz etkenlerden birisi de, yol itibariyle güzergâh dışı kalıyor. Çünkü İstanbul’a gelen bir turist deniz ve tarih turizmini birlikte istiyor. Bu nedenle turistler Akdeniz bölgesindeki tarihi mekânlara gidiyor. Bu sorunu aşmak için İstanbul’daki tur acenteleriyle çalışmalar yapıyoruz. Safranbolu’yu bir havuz olarak değerlendiriyoruz. Amasra, Ilgaz Dağları çerçevesinde Batı Karadeniz Bölgesinin parçası olarak düşünüyoruz. Bu şekilde bunu da aşacağımıza inanıyoruz. Safranbolu’nun tanıtımı için pek çok çalışma yapılıyor. Ankara’da 100 yere Safranbolu’yu tanıtıcı resimler astık. Bunun geri dönüşümü muhakkak olacaktır. Fuarlara katılıyoruz. Böylece Safranbolu Türkiye’nin markasıdır. Gelen turist sayısı her geçen gün artacaktır.
Tanıtım atağına devam edeceğiz
      Safranbolu yaşamında turizm ayrılmaz bir parçadır. Tarihi kent dediğimiz yerde tarihi konaklarımız var. Pek çok otelimiz, lokantalarımız var. Bunlar Safranbolu ekonomisinin % 25-30’nu teşkil ediyor. Bu rakamın daha da gelişeceğine inanıyorum. Safranbolu’da turizmin gelişmesi için hedefimiz kongre merkezi yapmaktır. İnsanlar artık toplantı ve seminerlerin tarihi mekânlarda yapılmasını istiyorlar. Bu nedenle kongre merkezine ihtiyacımız vardır. Bu yapıldığı takdirde, Safranbolu turizmine büyük katkısı olacaktır. Tanıtım atağına devam edeceğiz. Tanıtım için İstanbul’da da 200 adet billboard kiralama düşüncemiz var. Üç yıl içinde 50 çeşme, 17 cami, 30 ev restore, eski hükümet konağı, hıdırlık tepesi restore edildi. Turizmde önemli mesafeler kaydettik. Yıllık turist sayımız 400–420 bin civarındadır. Bu rakam birkaç yıl içinde bir milyonu aşacaktır.
Otantik ürünlerimizi üretmek istiyoruz
      Evrensel, globalleşen dünyada kendi farklılıklarını ortaya koyabilen ülkeler daha öne çıkacaktır. Globalleşme tek düzeleşmeyi getiriyor ama globalleşen, evrenselleşen dünyada farklı özellikleri ve nitelikleri olan yerler kendilerini ifade ettiklerinde dünya ve ülke konjonktüründe daha iyi yer edineceklerdir. Safranbolu lokumu ve el sanat ürünleri tanıtımda yeterli değildir. Türkiye’de bir gerçek var, o da Safranbolu’yu etkiliyor. Çin malı hediyelik eşyalar çok ucuz. Bunlar her yeri istila ettiği gibi, Safranbolu’yu da istila etti. Buna karşı biz kendi otantik ürünlerimizi üretmek istiyoruz. Bu konuda çalışmalarımız var. Safranbolu evi, Safranbolu el dokumaları, Safranbolu yemenisi, semer üretimi gibi çalışmalarımız var. Demirciler çarşımızı ayakta tutuyoruz. Türkiye tek demirciler çarşısı Safranbolu’dadır. Tarihimizden gelen hediyelik eşyaları üretmemiz hususunda gayret ettirmemiz ve artırmamız gerekiyor. Fedakârlık yaparak bize yer verdiğiniz teşekkür ederim.” 
 

Azdavay Kaymakamı Salih Ayhan: “Milletin hizmetindeyiz, hizmetkârıyız”

0
Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
    Azdavay ilçesi Kastamonu ilinin turizm ve tarihi yönüyle önemli ilçelerinden birisidir. Azdavay şehir merkezi adeta ıhlamur ağaçlarıyla süslenmiştir. Azdavay yazın ıhlamur kokusundan insanı büyülemektedir. Azdavay diğer yönüyle de yöresel kıyafetlerin giyildiği ender şehirlerimizden birisidir.
    Azdavay ilçesi kaymakam yönünden şanlı bir ilçedir. Kaymakam Salih Ayhan çalışkanlığı, cesareti, kararlılığı ve samimiyeti ile Azdavay halkı ile bütünleşmiş ve onların takdir ve sevgisini kazanmıştır. Kamu görevlilerinin bütünlük içinde daha iyi görev yapması için piknikler düzenlemektedir. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle düzenlenen etkinlikler sayesinde bayrama büyük katılım sağlanmıştır. Azdavay ilçesine katkılarından dolayı Azdavay Belediye Meclisince kendisine fahri hemşehrilik beratı verilmiştir. Kaymakam Salih Ayhan bizim görevimiz halkımıza en iyi hizmeti ermektir diyor. Azdavay Kaymakamı Salih Ayhan, Azdavay konulu yaptığım röportajda şunları söyledi:
Yol standartlarımız yükseldi ve ulaşım kolaylaştı
     “Azdavay’ın; 49 köyü, 4 mahallesi, bir beldesi olup, 780 km. yol ağına sahiptir. Doğal güzelliği ile ülkemizin önde gelen ilçelerinden birisidir. Özellikle eko turizm yaz mevsiminde gelişme gösterir. İlçenin nüfusu yazın artmakta, kışın ise azalmaktadır. Geçmiş tarihine baktığımız zaman; 1987 yılında ilçemizin nüfusu 35.000, köy ilkokulu sayısı ise 135’dir.bugün ise ilçenin genel nüfusu 7.800, köylerdeki ilkokul sayısı ise 5’dir.Bu rakamlar ilçemizin ne kadar göç verdiğini göstermektedir. İstanbul’da bulunan Azdavay Dernekler Birliğine kayıtlı Azdavay’lı sayısı 80.000’dir. Son iki yolda Köydes’le ilgili yoğun bir çalışma vardır. Böylece köylerdeki alt yapı sorunları çözülünce, Azdavay’dan göç eden vatandaşlarımız bugün köylerimize ev yapmaya başladılar. Yaptığımız yollar gönül köprüsü oldu. Yol standartlarımız yükseldi ve ulaşım kolaylaştı. Bugün Ankara’ya 3 saatte, İstanbul’a 4,5 saatte ulaşılabiliyor.
İlçemizde genç nüfus yoktur
    İlçemizde genç nüfus yoktur. Kış döneminde 21 tane kahvehane açıktır. Bu rakam ilçemizdeki işsizliğini ne kadar fazla olduğunu göstermektedir. Kendi kurumsal imkânlarımızla imkân ve ihtiyaçlarımızı dengeleyerek hizmet sunmaya çalışıyoruz. Kış dönemlerinde kapalı spor salonunu olması, ilçemizin en önemli konularından birisidir. Böylece bir nebzede olsa insanlarımızı kahvehaneden kurtaracağını düşünüyorum. Halk Eğitim merkezi kaynaklarını artırarak halkın eğitim ve kültür seviyesini artırmaya çalışıyorum. 600 milyar ödenekle ilçemizde kapalı spor salonu yapılacaktır. Bu gelişme ilçemiz için sevindiricidir.
Turizme öncelik verilmesi gerekir
     Turizme öncelik verilmesi gerekir. Bu nedenle alt yapı, konaklama, ulaşımın gelişmesi gerekir. İlçemizde bir otel vardır. Yakında bir otel daha açılacaktır. Tanıtım iyi yapıldıktan sonra, ilçemizde yaz döneminde hareketlilik daha da artacaktır. İlçemizin ekonomik olarak üç değeri vardır. Kömür madeninde 300 iş istihdamı bulunan iş yerlerimiz vardır. Kastamonu’da en çok orman alanına sahip ilçeyiz. Orman ürünlerimizin yıllık 8 trilyon cirosu vardır. Bunlar yeterli değildir. İlçemizde mermercilik de gelişmeye başladı. Mermer, kömür, madenciliğimizi iyi değerlendirmemiz gerekir. Bunun için yatırımcıyı teşvik edeceğiz. Bu nedenle ilçemizi iyi tanıtmamız gerekir. Özellikle orman ürünlerinin ilçede işlenerek, ilçeye katkısı olması gerekir. Bunun için ilçemizde kereste fabrikası kurulması gerekir. Sunta fabrikamız vardır.
Devlet olarak rutin görevleri yapıyoruz
     Nüfus piramidimize baktığımız zaman genç nüfusumuz çok azdır. İlçemizde nüfus yaş ortalaması 43’dür.Bu rakam Türkiye nüfus yaş ortalamasının üzerindedir. Türkiye ortalamasına baktığımız zaman Azdavay emekliler ilçesi olmuştur. Böylece üreten değil, tüketen ilçe olmuştur. Buna çözüm bulmak gerekir. Bu nedenle kurumsal olarak üzerime düşenleri yapmaya çalışıyorum. Devlet olarak rutin görevleri yapıyoruz. Ancak farklı bir şey yaparak rutin görevlerin dışına çıkmak gerekir. Bunlar özel yurt yapımı, fabrika açtırma gibi. Bürokrasi; iş istihdamı için bir takoz değil, adeta takozu alıp, gaza basan insan olmalıdır.
Azdavay giysisi dünya literatürüne girmiş ve dünya üçünçüsü
      Azdavay tarihi yönüyle köklü bir ilçedir.1800 yıllarda Kastamonu’ya bağlı 30 kadıdan birisidir. Bu da tarihteki değerini göstermektedir. İlçemiz 1946 yılında ilçe olmuştur. İlçemizin köklü ve geleneksel bir yapısı vardır. Bunun için ilçemizde kültürün canlandırılması gerekir. Folklorik bebeğimiz vardır. Şu anda giyilen ve kullanılan kıyafetler geçmiş kültürümüz yansıtıyor. Böylece ilçemizin kendine has bir giysisi vardır. Azdavay giysisi dünya literatürüne girmiş ve dünya üçüncüsü olmuştur. Azdavay bebekleri, Azdavay giysisine uygun olarak yapılmaktadır. Bu giysilerin bir kişiye maliyeti 500 YTL’dir. Sadece bir kuşak 150 YTL’dir. 
Modern idarecinin olması gerekir
      Bu yıl dünya çocukları Azdavay bebekleri giydi. TBMM Başkanlığı 1000 adet Azdavay bebeğini dünya çocuklarına dağıttı. Azdavay bebek yapımı için kadınlarımıza Halk Eğitim Merkezinde kurslar açtık. Azdavay bebekleri 10 aile tarafından yapılmaktadır. Bugün Ardahan bebekleri Çin’e ihraç edilmektedir. Artık; işletmeden, projeden, planlamadan anlamayan idarecinin olmaması gerekir. Modern idarecinin olması gerekir. Kaymakamlar oturmakla da maaşların alırlar, iş yaparak da maaşlarını alırlar. Çalışmakla insan haz alır, mutlu olur. Yurtdışı eğitim sayesinde Avrupa’yı gezmiş oldum. Bundan şunu çıkardım. Avrupa’ya göre bizim ülkemiz çok güzel. Avrupalılar kendi ülkelerini tanıtmışlar. Biz yatmışız, Ülkemizi tanıtmamışız. Bizim ülkemiz, kültürümüz, doğal dokumuz Avrupa’dan daha üstündür. Biz değerlerimizi, kültürümüzü, doğal varlıklarımız yansıtmıyoruz, tanıtmıyoruz. 1200 metreyi aşan yüksekliği eşsiz bir gözetleme noktasına sahip Çatak kanyonu Azdavay’ın benzersiz doğal harikalarından birisidir. Azdavay coğrafyasının barındırdığı gizili doğal hazinelerinden birisi de Medil Mağarasıdır. Ayrıca ilçenin sembolü olan Aşıklar Köprüsü Azdavay’ın doğasına eklenen romantik bir simgedir. İlçenin sembollerinden biride ana cadde üzerinde karşılıklı sıralanmış ıhlamur ağaçlarıdır. Bu nedenle Azdavay yazın adeta ıhlamur kentine döner. Azdavay florasındaki çiçek zenginliği bu çiçeklerden elde edilen doğal çiçek balı ile de ünlüdür.
Azdavay’ı samimi olarak seviyorum
    Kaymakamın görevi; görev yaptığı ilçeyi en iyi temsil etmek, değerlerini ortaya çıkarmak, sorunlarını gidermek, onlarla hem dem olmaktır. Buna layık olmaya çalışıyorum. Akşam yatağa yattığım zaman; ne hata ettim, bugün ilçemiz için ne yaptım diye düşünüyorum. Meslektaşlarımızın görev yaptıkları ilçelere bağlılıkları vardır. Azdavay’ı samimi olarak seviyorum. Bu nedenle; eğitime verilen destek, mimari tarzdaki restorasyon çalışmaları ve ilçemiz adına her hizmet alanında fedakarlığı büyük dirayet ve cüretkarlılıkla sürdürüp neticeye ulaştırdığımdan dolayı tarafıma Azdavay Belediye Meclisince Fahri hemşehrilik beratı verildi.
Halkın içinde olmaktan zevk almak gerekir
     Başarılı olmak için; görev yapılan yerde doku uyuşması gerekir. Halkın içinde olmaktan zevk almak gerekir. Ufkumuzu geniş tutmak gerekir. Yerel idarecilerle iş birliği yapmak gerekir. Vizyonumuzu dış dünyaya açık tutmak gerekir. Makamına kapanmaması gerekir. Başarının yolları budur. Görev yapacağımı en iyi şekilde araştırarak, o yere giderim. Kısaca görev yapacağım yere gitmeden önce, o yeri tanıma açısından dersime iyi çalışırım. Görev yapacağım yeri en iyi şekilde tanımam gerekir. Halka ilgili diyalogun iyi korunması gerekir.
Sayın valimiz Nurullah Çakır’ın halkın içinde olması takdire şayandır. Doku uyuşmazlığının olmaması gerekir. Evrensel bilginin yerele aktırılması gerekir. İlçeler artık sırça köşkten yönetilmiyor. Yönetimler artık halkla birlikte yapılıyor. İlçemizdeki kurum amirleri ve adliye personeli ile iyi bir diyalog kurmak amacıyla piknikler düzenliyoruz. Görevde liyakat, ehliyet önemlidir.
Biz milletin hizmetindeyiz, hizmetkârıyız
      Azdavay’a iki yıl içinde 4,5 trilyon para geldi. Kaymakamlık şantiyesinde 12 araç var. Bu nedenle Kastamonu ilinin en büyük araç şantiyesi ilçemizde bulunmaktadır.700 milyara iki araç daha aldım. İlçenin idare ettiği kaymakam; vatandaş tarafından bu kaymakam nasıl denildiğinde idare ediyorum denilen kaymakamdır. İlçeyi idare eden kaymakam ise vatandaş tarafından bu kaymakam nasıl denildiğinde bu kaymakam çalışıyor denilen kaymakamdır. Biz milletin hâkimi ve amiri değiliz. Biz milletin hizmetindeyiz, hizmetkârıyız. Bizim güvenimiz milletimizin sevgisi, vizyonumuz bize olan itimatlarıdır. Azdavay’a hizmet yapacak herkese ihtiyacımız vardır. Bizim görevimiz, onların bize olan samimiyet derecesinden bu kişileri yakalamak gerekir.
Gerçek vatanseverlik, ülkesine, milletine hizmet etmektir
     Türkiye değişiyor. Gerçek vatanseverlik, ülkesine, milletine hizmet etmektir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk şöyle diyor; “Yorulmadan, çalışmadan rahat yaşamanın yollarını arayan insanlar; önce hürriyetlerini, sonra istikballerini, sonra, haysiyetlerin kaybederler.” Onun için gayret göstermeliyiz, çalışmalıyız, ter dökmeliyiz. Bu gemi su alırsa hepimiz batarız. Bunun için herkesin özellikle dikkatli olması gerekir. İlçemizi tanıtmak için sertifikalı rehberlerimiz var. Konaklamada sıkıntımız yok. Herkesi Azdavay’a bekliyoruz.”
                     

Sarıkaya Kaymakamı Yaşar Dönmez: Türkiye’deki üç önemli şifalı kaplıcadan birisi Sarıkaya’da

0
Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN        
    Sarıkaya, Yozgat ilinin en büyük ilçelerinden birisi olup, şirin bir ilçedir. İlçenin il merkezine uzaklığı 80 km. uzaklıktadır. Yozgat-Kayseri devlet karayolu ilçe merkezinden geçer. Şifalı kaplıcalarıyla ünlü bir ilçemizdir. İlçe merkezi nüfusu 22.200 olup, ilçenin gelişmesi termal turizmine bağlıdır. İlçede termal turizminin gelişmesi için mevcut tesisler yeterli olmayıp, bu konuda yeni yatırımlara ihtiyaç vardır.
     Sarıkaya Kaymakamı Yaşar Dönmez, ilçede kısa bir süre önce göreve başlamasına rağmen, yöre halkına en iyi hizmet vermek için tüm köyleri gezmiş ve vatandaşlarımıza devlet hizmetini vermek için büyük uğraş veriyor. Kaymakam Yaşar Dönmez, Sarıkaya’nın ekonomik ve turizm yönünden gelişmesi için büyük gayret sarf ediyor. Daha önce görev yaptığı yerlerde de vatandaşa yaptığı hizmetlerle, alçak gönüllüğü, vatandaştan biri gibi davranıp ve devlet adamlığı duruşu sergilediği için halkın sevgi ve takdirini kazanmıştır. Sarıkaya’da da aynı şekilde devlet-vatandaş birlikteliğini en iyi şekilde sağlamaya çalıştığı için ilçe halkının takdirlerini kazanmıştır. Çalışkan ve görevine son derece bağlı Sarıkaya Kaymakamı Yaşar Dönmez, Sarıkaya konulu yaptığımız röportajda şunları söyledi; 
Sarıkaya denilince akla kaplıca gelir
     “Sarıkaya ilçemiz, Yozgat il merkezine 80 km. uzaklıkta olup, en son nüfus sayımına göre ilçe merkezi nüfusu 22.200’dür.Toplam nüfusumuz ise 60.000 civarındadır. İlçemize bağlı 3 kasabamız, 56 köyümüz vardır. İlçemizin temel geçim kaynağı tarımdır. Tarım için uygun arazi bulunmaktadır. İlçemizin tarımdan sonra, diğer geçim kaynağı hayvancılık ama buda ileri seviyede değildir. Diğer taraftan yurtdışında işçi olarak çalışan Sarıkayalıların da ekonomik yönden ilçemize büyük katkıları vardır. İlçemizde kaplıca çok önemlidir. Sarıkaya denilince aklımıza kaplıca gelir. İlçemizde mülkiyeti özel idareye ait olan iki tane kaplıcamız vardır, Diğer taraftan da bir vatandaş tarafından yaptırılan kaplıca termal otel vardır. İlçemizde kaplıca yönüyle 3 tesis bulunmaktadır. 
Yaz aylarında nüfus iki katına çıkıyor
    İlçemizin yaz aylarında nüfusu ciddi boyutta artarak nüfus iki kata çıkmaktadır. Kaplıcalarımıza çevre il ve ilçelerden vatandaşlarımız gelmektedir. Bu nedenle Sarıkaya ilçemizde yaz aylarında ticari ve nüfus yönünden hareketlilik yaşanmaktadır. İlçemizin alt yapısı iyi durumdadır. Özellikle son üç yılda KÖYDES kapsamında ciddi çalışmalar yapılmıştır. Bu nedenle köylerimizin alt yapı sorunları büyük ölçüde giderilmiştir. Toplam 56 köyümüzden, sadece iki köyümüzün yolu asfalt değildir. Bu iki köyümüzün yolu da 2008 yılında asfalt yapılacaktır.
KÖYDES’te önemli başarı
    İlçemizde KÖYDES kapsamında güzel çalışmalar yapılmıştır. 2007 yılında köylerimizde; 43 km. 1.kat, 50 km. 2. kat asfalt yapılmıştır. 20 köyümüzde de içme sularına ek çalışmalar yapılmıştır. Bunlar son derece önemli, güzel ve ciddi rakamlardır. Bu konuda başta ilimiz valisi olmak üzere, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Ayrıca 2007 yılında iki köyümüzde de özel idare kaynaklı kanalizasyon yapılmıştır. Bu tüm çalışmalar, KÖYDES konusunda Yozgat’ta ve Sarıkaya ilçemizde önemli bir başarının sağlandığının göstergeleridir.
Türkiye’deki üç önemli şifalı kaplıcadan birisi
    İlçemiz güvenlik yönünden son derece huzurlu bir ilçedir. Ciddi bir olay yaşanmamıştır. Vatandaşlarımız devletine, milletine bağlı, birbirlerine saygılı huzur içerisinde yaşıyorlar. İlçemizde bu konuda güzel bir tablo vardır. Mevcut kaplıcaları ve vatandaşları birbirine sevgi ve saygı ile birbirine bağlı, şirin, huzurlu, mutlu bir ilçemizdir. Kaplıcalarımızın suyunun sıcaklık derecesi 42–45 derece arasında olup, yapılan tahliller sonucunda romatizmalı hastalıklara iyi geldiği tespit edilmiştir. Kaplıcalarımız; sıcaklığı ve içerdiği mineraller yönünden Türkiye’deki üç tane önemli şifalı kaplıcadan birisi olduğu biliniyor. Ülkemizdeki üç önemli kaplıca; Denizli, Yalova, Sarıkaya(Yozgat)’dadır. Böylece Sarıkaya Kaplıcamız şifa yönünden ülkemizde üçüncü sırada yer almaktadır. İlçemizin konaklama amaçlı; 300 termal otel olmak üzere, toplam 800 yatak kapasitesi vardır. İlçemizde iş istihdamı yönünden 200 kişinin çalıştığı ayakkabı fabrikası vardır. Diğer taraftan istihdam yönünden kaplıca otelde de 50 kişi çalışmaktadır. 
Kaplıca suyundan seracılık projesi
    Bunun yanında ilçemizde kaplıca suyundan faydalanmak suretiyle seracılık düşünülmektedir. Bununla ilgili özel teşebbüs tarafından proje hazırlandı. Arazi temini konusunda çalışmalara başlandı. Kaplıca suyu serayı ısıtmada kullanılacaktır. Böylece Sarıkaya’da kış aylarında da serada sebze üretilecektir. Bu nedenle ilçemizde seracılık konusunda önemli gelişme olacaktır. Sarıkaya’nın ekonomik ve sosyal yönden gelişmesi kaplıcaya bağlıdır.
Kaplıca turizmine yönelik yatırımlara ihtiyaç var
    Sarıkaya’da kaplıca turizmine yönelik yatırımlara ihtiyaç vardır. Şu anda ilçemizde özel teşebbüsün yaptığı bir termal otel vardır. İlçemizde bu otelden daha kapsamlı yeni termal otellere ihtiyaç vardır. İlçemizde kaplıcaya talep fazla, fakat alt yapı yetersiz olduğu için ihtiyacı karşılamıyor. Sarıkaya Kaplıcalarının ülkemizdeki tanıtımı yetersizdir. Bu konuda çaba sarf etmek gerekir. Vatandaşlarımızın çoğu şifa yönünden Türkiye’nin üç kaplıcasından birisi olduğunu bilmiyor. Tanıtım yapılması için önce tesis gerekir. Tanıtım sorununun çözülmesi için kaplıca turizmine dönük yatırımların yapılması gerekir. Bu konuda girişimler vardır.2008 yılı içerisinde Sarıkaya’da beş yıldızlı bir termal otelin temeli atılacaktır.”



Bu sayfa hakkındaki yorumlar:
Yorumu gönderen: hasan çelik, 25.11.2008 14:37:42:
gercekten cok dürüst doğru bir sunum olmuş başarılarınızın devamını dilerim

Gümüşhane Valisi Enver Salihoğlu: “Organize tarım bölgesi oluşturmak

0
Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN            
     Gümüşhane, Doğu Karadeniz Bölgesinin içi kesiminde kalan bir ilimizdir. Gümüşhane; Trabzon-Erzurum karayolu üzerinde ve Harşit Çayı kıyısında, Cumhuriyetimizden sonra engebeli bir arazi üzerine kurulmuş, 8 km. uzunluğunda bir vadi kenttir. Gümüşhane Valisi Enver Salihoğlu, Gümüşhane konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
Gümüşhane’de istihdam yaratacak çalışmalar yapmak zorundayız
     “Gümüşhane’de iki yıldır görev yapıyorum. Türkiye’nin her tarafında görev yapmış bir kişiyim. Gümüşhaneliler vatansever, ülkesini seven insanlardır. Gümüşhane göç veren bir ildir. Adrese dayalı nüfus sayımında nüfusun düştüğü görülmektedir. Gümüşhane’de istihdam yaratacak çalışmalar yapmak zorundayız. Çeşitli projeler üretmeye çalışıyoruz. Gümüşhane’nin geleneksel ürünü olan dut ve cevizle ilgili teşvik yapmaya çalışıyoruz. Bu yıl böğürtlenle ilgili çalışmalarımız var. Gümüşhane’de kuşburnu ve böğürtlen işleyen fabrikamız vardır.
Organize tarım bölgesi oluşturmak hedefimizdir
     Gümüşhane’de bir organize tarım bölgesi oluşturmak hedefimizdir. Bunun için Kelkit’te bir yer tahsis etmeye çalışıyoruz. TBMM’den organize tarım bölgelerini belirleyen bir düzenleme çıktı. Gümüşhane’nin geleceği için organik tarım ve organize tarım bölgesi çok önemlidir. Gümüşhane ‘de turizmde önemlidir. Çok sayıda tarihi eser vardır. Doğal güzellikler vardır. Bununla ilgili tanıtım programları yapıyoruz. Bunun yanında sosyal projelerimiz de vardır. İstihdama yönelik projelerimiz vardır. İlköğretimi bitiren kız çocuklarımızın tamamının liseye devam etmesini sağlamak istiyoruz. Okul öncesi eğitimde Gümüşhane Türkiye’nin öncelikli illerinden birisidir. Daha önce % 26 olan okul öncesi eğitim oranını % 60 ‘a çıkardık. Bu oran % 70’lyere çıkacaktır.
                                
                                                                 
                         
                                                  Gümüşhane

Altın ve gümüş madenlerimizde çalışmalar vardır
     Gümüşhane Üniversitesi kısa bir süre önce kuruldu. Bu üniversiteye bağlı üç fakültemiz, 5 tane yüksek okulumuz vardır. İlçelerimizde yeni okullar açmak istiyorlar. Biz bunları destekliyoruz. Gümüşhane Üniversitesi ilin ekonomik, kültürel yapısını değiştirmek açısından önem arz etmektedir. Daha önce aktif olmayan vakıf aktif hale gelmiştir. Bu vakıf Gümüşhane için katkı yapacak bir kuruluştur. Köydes kapsamında yollarımızı geliştiriyoruz. İçme suyu bulunmayan köyümüz yoktur. En önemli sorunumuz göçtür. Gümüşhane’de istihdam yaratacak alanlar bulunmuyor. Madenlerimiz çok önemlidir. Şu anda altın ve gümüş madenlerimizde çalışmalar vardır. Yılbaşında altın üretimine başlanılacaktır. Gümüş madeni üretimi de önümüzdeki yıl üretim aşamasına gelecektir
Geleneksel pestil üretimi ile ilgili atölye ve fabrikalarımız var
     Bu madenler Gümüşhane’de yeni çalışma alanları yaratması açısından çok önemlidir. Bu iki maden tesisinde 400’ün üzerinde insan çalışıyor. Bu çalışmalar aktif hale geldiğinde bu sayı daha da artacaktır. Diğer yer altı zenginliklerimizden mermer gibi bir kısmı işletiliyor.16 tane kafes balıkçısı vardır. Bunlar Gümüşhane’nin ekonomisine katkı sağlayacaktır. Geleneksel pestil üretimi ile ilgili atölye ve fabrikalarımız vardır. Gümüşhane şimdilik bunlarla istihdam alanı yaratıyor. İstihdam olmadan Gümüşhane’de insanları tutmak oldukça zordur. İlimizde açılan çağrı merkezi oldukça bize destek sağlıyor. Kelkit’teki organik tarım işletmesi de önemlidir. Gümüşhane’nin çok önemli gelenekleri vardır. Yetiştirdiği çok önemli insanları vardır. Demekki Gümüşhane’de bir değer vardır. Bunları korumamız yeniden ihya etmemiz gerekir. Aksi taktirde göç devam eder.Göç konusu birinci planda ele alınması gerekir.”
 
error: Content is protected !!