Perşembe, Aralık 18, 2025
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 281

Amasya Vali Yardımcısı Hakan Kubalı: “Amasya ekonomisi turizm açısından bir cazibe merkezidir”

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Amasya Vali Yardımcısı Hakan Kubalı  “Amasya ekonomisi nasıl?” konulu yaptığı açıklamada şunları söyledi;

Merzifon dinamik ve canlı bir ekonomik yapıya sahiptir

  “Amasya kent merkezi turizm açısından önem taşımaktadır. Amasya ili merkez ve ilçeleriyle bir tarım kentidir. Merzifon Amasya’nın sanayi açısından önem taşıyan bir ilçesidir. Amasya ekonomisinin çok kısa bir özeti budur. Amasya’da ekonominin gelişmesinin sac ayakları da bunlardır. Amasya il merkezinin turizm potansiyeli mutlaka değerlendirilmelidir. Kent halkı Amasya’da turizm ağırlıklı ekonomik girişimciliğe yatırım yapmalıdır. Merzifon’da bulunan Organize Sanayi Bölgesi Amasya’nın sanayisi açısından son derece önemli bir merkezdir. Buradan birçok ülkeye ihracat yapılmaktadır. Merzifon dinamik ve canlı bir ekonomik yapıya sahiptir. Merzifon sanayisi Amasya’yla bir bütündür. Amasya’da yaşayan birçok girişimci Merzifon Organize Sanayi Bölgesi’nde fabrikalar kurmuşlardır. Aslında Amasya-Suluova-Merzifon üçgeni bölgede bütünlük sergileyen canlı bir ekonomik özellik göstermektedir.

Yeşilırmak Amasya’nın en büyük zenginliğidir

  Amasya tarihiyle de öne çıkan bir ildir. Birçok uygarlık Amasya’yı başkent olarak kullanmıştır. Çünkü Amasya Anadolu’da Karadeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgeleri arasında bir geçiş kapısıdır. Amasya’da tarım sektörü özellikle öne çıkmaktadır. Yeşilırmak Amasya kent merkezi dahil olmak üzere Amasya’yı il boyunca kat etmekte, geçtiği tarım arazilerini de sulamaktadır. Yeşilırmak verimli toprakların hayat kaynağıdır. Türkiye’de birçok nehir kurumuşken, Yeşilırmak bütün canlılığıyla adı üzerinde yemyeşil Amasya İli boyunca süzülmektedir. Yeşilırmak Amasya’nın en büyük zenginliğidir.

Türk yıldızları Amasya semalarında

  Amasya il Merkezi’nde bulunan Kral Kaya Mezarları binlerce yıldır gören herkesi büyülemektedir. Amasya, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluş ve kuruluşuna beşik olmuş, tarihi Amasya Genelgesi’nin yayımlandığı, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nın mücadele aşamasını başlattığı il olmanın gururunu taşımaktadır. Kent ekonomisine katkıda bulunan en önemli iki sektör, eğitim ve savunmadır. Amasya’da bulunan Er Eğitim Tugayı Türkiye’de birçok insanın asker ocağı olmuştur. Birçok kişiden Amasya’da askerlik yaptığını duyabilirsiniz. Merzifon’da bulunan Hava Kuvveti, Amasya açısından bir gururdur. Türk yıldızları Amasya semalarında ulusumuzun gücünü dosta düşmana göstermektedir.

Gençler Amasya’da ekonomik ve toplumsal yaşama renk katmaktadırlar

  Amasya Üniversitesi binlerce öğrenciye eğitim hizmeti vermektedir. Yurdumuzun dört bir yanından Amasya Üniversitesi’nde öğrenim görmek için gelen gençler Amasya’da ekonomik ve toplumsal yaşama renk katmaktadırlar. Gençler birçok toplumsal ön yargıyı değiştirmeyi başarmışlardır. Kentin ana caddelerinde her an görebileceğiniz yabancı yerli turistler Amasya’da bulunup doğa ve tarihle böylesine iç içe olmanın heyecanını objektiflerine yansıtmaktadırlar.

Suluova İlçesi ülkemizin soğan sektöründe başkentidir

  Suluova İlçesi ülkemizin soğan sektöründe başkentidir. Yol boyunca sergilenene soğanlar ülkemizin en iddialı soğanıdırlar. Taşova ilçemize doğru Amasya kent merkezi’nden çıkıştan itibaren yine yol boyunca adım başı mesafede sergilemektedir. Amasya elmasını ülkemizde bilmeyen yoktur. Amasya kirazı dünyaca ünlüdür. Amasya kirazı bugün birçok ülkeye ihraç edilen birinci sınıf bir kirazdır. Amasya’nın Baraklı üzümü de aynı şekilde birinci sınıf kalitede bir üründür. 

Ladik’te bulunan Kayak Merkezi Amasya’dan sadece bir en beş dakikadır

  Amasya’da bulunan birçok gölet Amasya tarım arazilerini bağları ve bahçeleri sulamaktadır. Amasya Akdağ’ın eteklerindedir. Akdağ Karadeniz’i İç Anadolu’ya bağlayan, zirvesi kar, uçsuz bucaksız orman örtüsüyle kaplı bir doğal sıra dağdır. Merzifon’da bulunan Tavşan Tepe Vezirköprü’ye dek uzanan ancak doğal tablolardaki panoramik görülebilecek güzellikte, güneşe dost bir dağ dizinin sadece birisidir. Amasya’da bulunan dağlar turizm açısından, dağ köylerinde yaşayan halkın geçimleri açısından önem taşımaktadır. Akdağ’dan çıkan sular Amasya il merkezi dahil olmak üzere birçok kentin içme suyu ihtiyacını karşılamaktadır. Ladik’te bulunan Kayak Merkezi Amasya’dan sadece bir en beş dakikadır.

Amasya bir turizm kentidir

  Boraboy gölü Türkiye’nin en güzel göllerinden birisidir. Turizm açısından bölgede Boraboy gölünün değerini bilmeyenimiz yoktur. Amasya bir turizm kentidir. Amasya ekonomisi turizm açısından bir cazibe merkezidir. Merzifon’da bulunan Organize Sanayi Bölgesi genişletilmelidir. Amasya tarım ekonomisi Türkiye’yi besleyecek bir potansiyele sahiptir. Amasya, bu yönleriyle, “üreten” bir il olduğundan, örnek bir ilimizdir.”

“Türkü’nü Söyle” programı birincisi Oflu Azmi Saral’a Of Kaymakamı Tuncay Sonel’den ödül

0

Haber: İlker ÇAKAN

  ATV ‘de yayınlanan “Türkü’nü Söyle” adlı yarışma programında finale kalarak birinci olan ve tüm Ofluları gururlandıran İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı 3.sınıf öğrenci Azmi Saral’a  Of Kaymakamı Tuncay Sonel  tarafından üniversite eğitiminin boyunca kendisine burs sözü ödülü verildi Konuyla ilgili görüşlerini açıklayan  Of Kaymakamı Tuncay sonel şunları söyledi;

 
                               
                             “Türkü’nü Söyle” programı birincisi Oflu Azmi Saral’a 
                                         Of Kaymakamı Tuncay Sonel’den ödül
 
  “Azmi evladımız bizleri hem gururlandırdı, hem de mutlu etti. Ben buradan tüm Oflular adına kendisine göstermiş olduğu üstün başarıdan dolayı teşekkür ediyorum.İnşallah sanat adına ileride daha güzel işler yapacak ve uluslararası areneda da ülkemizi  başarıyla temsil edecektir.” Türkü’nü söyle programı birincisi Azmi Saral’da  “Kaymakamımız Tuncay Sonel’in  sıcak ilgisinden dolayı kendisine teşekkür ederim. Oflunun başaramayacağı iş yoktur. Ben de bu yarışmaya katılarak bunu ispat etmek istedim. Bu yolda yürürken bana  destek olan tüm hemşerilerime şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

 

Amasya’nın başarılı geleneksel halk oyunları ekibi

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Amasya İl Milli Eğitim Müdürlüğü-Spor Kulübü Geleneksel Halk Oyunları Ekibi; Türk Halk Oyunları Federasyonunun düzenlediği halk oyunları yarışmasında il birincisi ve Ordu-Fatsa’da düzenlenen bölge yarışmasında birinci, Manisa’da ise bölge birincisi olmuştur.

 
                             
                           Amasya Milli Eğitim Müdürlüğü  Geleneksel Halk Oyunları
                          Ekibi ve Antrenör Beden Eğitimi Öğretmeni Birsen Demirtop
 
  Akhisar’da düzenlenen Türkiye Şampiyonasında da Türkiye 7.olarak başarılı olmuştur. Ayrıca Spor Kulübü öğrencileri Milli eğitim Bakanlığının düzenlediği halk oyunları yarışmasında da Amasya Akşemsettin İlköğretim Okulu olarak il birincisi, bölge ikincisi olmuştur. Amasya Geleneksel Halk Oyunları Ekibinin antrenörlüğünü ise Beden Eğitimi öğretmeni Birsen Demirtop yapmaktadır.

Sanatçı Sefer Karabulut’tan Amasya’nın elmaları klipi

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Amasya’nın elmaları klipinin Amasya’da çekim çalışmalarına başlayan Adanalı Türk Halk Müziği Sanatçısı Sefer Karabulut askerliğini Amasya’da yapmıştır. Halen Muğla-Marmaris’te Yat döşeme işi ile uğraşmaktadır. Sanatçının “Marmaris’ten Datça’ya” adlı kendi bestelerinden oluşan bir albümü 2008 yılında çıkmıştır. Bu albümde Marmaris’ten Datça’ya adlı şarkısına klip çekmiştir. “Amasya’nın elmaları” adlı şarkısının da içinde bulunacağı yeni albüm çalışmasına başlamıştır.

 
                          
                                 Amasya’nın elmaları klibinin çekim çalışamaları
 
  Amasya’nın elmaları adlı türkü klipinin çekim çalışmalarını Amasya’da tarihi Bimarhane’de başlatan Sanatçı Sefer Karabulut böyle bir klipi hazırlamama Amasya ve Amasyalı sevgisi etkili olmuştur. Şarkının müzikleri İzmir’de bir stüdyo tarafından hazırlanmış olup, klip Yönetmenliğini Vedat Çağırgan, Müzik Yönetmenliğini ise Mehmet Düzgün yapmaktadır. Amasya’nın elmaları klibinde; Sakine rolünde İzmirli Manken Kübra Pekmez ve Amasya Milli Eğitim Müdürlüğü Spor Kulübü Amasya Geleneksel Halk Oyunları oynamaktadır.
                          Amasya’nın elmaları klibinin sözleri

           Kızlar gider ekine                                       Nakarat                                   

           Göze sürme çekile                              Amasya’nın elmaları

           Amasya kurban olsun                          Yemyeşil olmuş bağları
           Kız sendeki kahküle                            Yeşilırmak hoyrat akar

                                                                     Delip geçiyor dağları

           Bahçeye gül ekile                                Yeşilırmak nazlı akar

           Dibine su döküle                                  Silip geçiyor dağları.

           Onbeş kızın içinde                                              Türk Halk Müziği Sanatçısı

           En güzeli Sakine                                                        Sefer Karabulut

 
           Sarı çarşaf dokudum

           Yar mektubun okudum

           Ferhat ile Şirin’e

           Bugün rahmet okudum.

 
          
   Amasya Halk Oyunları Ekibi ve Sanatçı Sefer Karabulut  İzmirli Manken Kübra Pekmez
 
                           
                                Amasya’nın elmaları klibi hazırlık çalışmaları
 
          
        Sanatçı Sefer Karabulut-Sinema Sanatçısı         THM Sanatçısı Sefer Karabulut-
       Hasan Dolay-Müzisyen Muammer Palamut         Sinema Sanatçısı Hasan Dolay

YİBO’ larda Belletici öğretmenlik….

0

  Yatılı İlköğretim Bölge Okulları ülkemizin inkar edemeyeceğimiz bir gerçeği. Kapatalım, dönüştürelim, birinci kademe öğrencilerini tamamen taşıyalım gibi söylemler  ya da uygulamaların, çok da uygulanabilirliği yok. Bir ilçede öğrenci taşıma ihalesi yapıyorsunuz, ihaleye giren olmuyor, ne yapacaksınız? Ya da Karadeniz’de taşımanın yapılamayacağı köyler ve mezralar var, buradaki çocukları yaşı ne olursa olsun, nasıl eğiteceksiniz? Okulları dönüştürelim ya da 1.-5. sınıf öğrencilerinin tümü taşınsın demek ile olmuyor!

  222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 9 uncu maddesinde; Nüfusun az veya dağınık olduğu yerlerde; köyler gruplaştırılarak, merkezi durumda olan veya durumu uygun bulunan köylerde ilköğretim bölge okulları ve bunlara bağlı pansiyonlar, gruplaştırmanın mümkün olmadığı yerlerde ise yatılı ilköğretim bölge okulları veya gezici okullar açılabilir. Gezici okullarda gezici öğretmenler görevlendirilir. Şehir ve kasabalarda, ihtiyaca göre yatılı veya pansiyonlu okullar kurulabilir, hükmü yer almaktadır.

  Henüz dağınık yerleşim yerlerinin toplulaşmadığı ülkemizde, Yatılı İlköğretim Bölge Okulları 6-14 yaşındaki çocuklarımıza eğitim öğretim hizmeti vermeye devam edecektir.

Okul olmayan köylerde, çocuklar olmasa bile bu tür okullara ihtiyaç var. Bir şekilde ailesinin yanında eğitim öğretim görmesi mahsurlu çocuklarımızda var. Bunlar için var olan Sosyal Hizmetler Kurumunun bu hali ile bu hizmeti karşılaması zor görünüyor. Bu neden ile tekrar ifade ediyorum ülkemizin bir gerçeğidir, Yatılı İlköğretim Bölge Okulları…

  Ülkemizde 574 yatılı ilköğretim okulunda, 10.000’e yakın derslikte toplam 270.000 civarında öğrenci eğitim öğretim görmektedir. Milli Eğitim Bakanlığımız geçen yıl içerisinde İl’lerde Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının sorunları ile ilgili okul müdürleri ile toplantılar düzenlemiştir. Gerçi sadece geçen yıl değil her öğretim yılı sonunda problemler ile ilgili bir şekilde raporlar düzenlenir. Önemli olan raporlar ve toplantılar düzenlemek değil, önemli olan çözüm için adımlar atmaktır. Bu öğretim yılı başında okulların fiziki yapılarının iyileştirilmesi için İl’lere büyük ödenekler gönderildi. Ayrıca, pansiyonlu okullara bayan yönetici öğretmen görevlendirilmesi yapılması hususundaki talimatı da önemsiyorum. Ama bunlar küçük adımlar daha radikal tedbirler alınmalıdır.

  Bence; Yatılı İlköğretim Okullarının çözülmesi gereken en önemli sorunu belletici öğretmenliktir. İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 74.maddesinin a) bendi değiştirilmelidir. En büyük sıkıntı, bu okullarda derse giren öğretmenlerin gün boyu nöbet tutmamalıdırlar. Sabahtan nöbete başlayan öğretmen, ötekisi gün sabaha kadar görevli, sonra derse girmeye devam ediyor. İcapçı doktorlar en az 24 saat hastaneye uğramıyorlar. Bundan ne kadar verim alabilirsiniz. 3 güne bir, 4 güne bir nöbet geldiğini düşünün öğretmenin aile hayatı, sosyal hayatı bundan olumsuz etkileniyor. Bu ister istemez işini de etkiliyor. Çocuklarımız içinde aynı şey geçerlidir. 574 Yatılı İlköğretim Bölge Okulumuz var, bunlara 3 ya da 4 er tane Belletici öğretmen alınsa ki toplam da en fazla 2.000 gibi bir sayı yapar, bu da önemli bir problemi çözer diye düşünüyorum.

  Nöbet tutan okul öğretmenlerine verilen 6 saatlik ücreti arttırmak ya da yöneticilere öğretmen yokluğunda nöbet tutturmak sorunu çözmez. Okul yöneticilerine nöbet tutturmak çok büyük bir yanlış olur. Bu kadar sırada bekleyen öğretmen adayları var, bunlardan bir kısmı hizmet içi eğitimden geçirilerek, belletici öğretmen olarak atanabilir. Bu şekilde daha fazla atama yapılarak, öğretmen adayları arasındaki işsizlik azaltılabilir. Belletici öğretmenler; öğrencilerin saat 15.00’ten sonraki zamanını planlayabilirler. Sonra, böyle bir uygulama gerçekleştirildiği takdirde, Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının lojmanlarından öğretmen dışındaki personel, özellikle belletici öğretmenler yararlandırılır.

  O zaman, öğretmenler Yatılı İlköğretim Bölge Okulu lojmanlarından yararlandırılmazlar. Öğretmen diğer okullardaki gibi görev yapar. Bütün gününü okul bahçesi içerisinde geçiren öğretmen ne kadar verimli olur?    Yıllarca bu okullarda görev yapanlar var. Bu okullarımıza 10-15 yıllık öğretmenler atanmalı ve 5 yıldan fazla öğretmenler görev yaptırılmamalıdır. Bu okullarda görev süresi 5 yılı aşan öğretmenlerin yerleri değiştirilmelidir.

  Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının birçok sorunu daha vardır, diyebilirsiniz. Bence; en önemli ve çözülmesi gereken sorun “Belletici Öğretmenlik” sorunudur.

 

Turizm şehri Amasya’nın yılların trafik karmaşası sorununu kim çözecek?

0

  Turizm ve marka kent Amasya, ülkemizin en önemli kültür turizmi merkezlerinden birisidir. Amasya yıllar boyu birçok uygarlıklara beşiklik etmiştir.  Amasya’nın ortasından geçen Yeşilırmak’ın devasa akışı ile ayrı bir güzellik katmaktadır. Amasya iki dağ arasında olmasına rağmen  doğal güzelliği ve ihtişamı ile tarihi filmlere ve dizilere sahne olacak birçok yerleri mevcuttur.

  Osmanlı devleti zamanında şehzadeler Amasya’dan yetişmiştir. Diğer yönden ülkemizin kurtuluşuna adım atılan Amasya Tamimini Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Amasya’da kaleme almıştır. Amasya’nın bu kadar önemini anlattıktan sonra Amasya ilimizin yılların biriken ve bir türlü çözülemeyen sorunu olan il merkezinin trafik karmaşasından söz etmek istiyorum.

  Karadeniz Bölgesini,  Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya bağlayan  devlet  karayolu Amasya il merkezinden geçmektedir. Bu yüzden Amasya bu yönüyle de adeta merkez konumundadır. Amasya’yı Tokat ve Sivas’a bağlayan devlet karayolu il merkezi ortasından geçmektedir. Dar olan bu yolun kenarlarına da özel araçların park edilmesi nedeniyle il merkezinde bu yol her an kazaya davetiye çıkarmaktadır. Diğer yönden ilin trafiğini yavaşlatacak çevre yolu yapımı yıllarca devam etmektedir.

  Ama yolun ne zaman biteceği henüz kesinleşmiş değildir. Özelikle Amasya çıkışında Yampaş market yanındaki dört yol kavşağına trafik ışıkları her nedense bir türlü konulmuyor? Bu kavşaktan geçen araçlar ve insanlar her geçişlerinde ölümle dans etmektedir. Burada trafik yönünden her nedense yeterli trafik tedbirleri alınmıyor. İl merkezinden geçen anayolun iki tarafı adeta özel araçların park yeri olmuştur. Amasya’da yıllarca her nedense bir türlü geçerli trafik tedbirleri alınmıyor veya alınamıyor.

  Bu tedbirleri almaya her nedense yetkililer cesaret edemiyor. Şehir merkezlerinde freni patlayan araçların ne kadar can aldığını televizyonlardan görüyoruz. İnsanlarımız öldükten sonra mı tedbir alıyoruz?  Diğer taraftan şehir içi taşımacılıkta kullanılan özel halk otobüslerinin durak yerleri zamanla özel araçlarla kapatıldığı için bu araçlar yolcu almak için durak yerlerinde durduklarında trafik durmaktadır.  Buralarda her nedense hiçbir belediye trafik zabıtasını ve trafik polisi gözükmüyor. Bu trafik karmaşası kültür turizminin merkezi Amasya’ya hiç yakışmıyor.

  Yetkililerin Amasya il merkezindeki trafik karmaşasını bir an önce çözmeleri ve Allah esirgesin olacak trafik kazasında kaybolacak mal ve can kaybının vicdan azabından nasıl kurtulacakların merak ediyorum. Tedbirmi dersiniz işte tedbir size, trafikte çözüm yolu göstermek için şehir planlamacısı veya trafik uzmanı olmanıza gerek yoktur. Gören göze çözüm yolu vardır. Eğer siz çözüm yolu bakan gözle bakmazsanız gerekli çözüm yolları üretemezsiniz. Hem mazeret üretirsiniz. Hep mazeretlere takılırsanız veya birilerinin hatırı kalır veya oy kaygısıyla bakarsanız hiçbir zaman çözüm üretemezsiniz. Biraz önce bahsettiğim gibi şehir içinde anayol kenarında özel araçlara park yasağı veya plaka sınırlaması getirerek trafik akışını hızlandırabilirsiniz.

  İl merkezinde en büyük yolcu taşımalığını yapan özel halk otobüslerinin duraklarında rahat bir şekilde yolcu almalarını sağlamakla birlikte olası bir trafik kazasında meydana can ve mal kaybını önlemiş olacaksınız. Bu yazdıklarımı bilmeniz için Amasya il merkezinde uzun süre yaşamanıza gerek yoktur. Özel aracınızla veya yürüyerek Amasya il merkezine Tokat girişinden başlayarak il merkezi çıkışında Amasya otogar kavşağına kadar gitmeniz yeterli olacaktır.

  Amasya’da yaşanılan, örnek alınması gereken farklı bir konuyu sizinle paylaşmak isterim.  Her zaman ağaç kesilmesine karşı olduğumuzu ve erozyonla mücadele için sürekli ağaç dikilmesi gerektiğini her zaman yetkililer diler getirir. Bu konuda çok çalıştıklarını söylerler. Geçen günlerde Amasya’da bankalar caddesinde özel bir kişi tarafından zamanında 60 yıl önce fidan olarak dikilmiş. Yaya kaldırımından iç tarafta olmasına rağmen kamuya hiçbir zararı olmayan, oraya bir küçük bir işyeri açılmasına zarar olacağı gerekçesiyle edinilen bilgilere göre konuyla ilgili yetkili kurum personelinin kesilmesinde sakınca yoktur görüşü de alınarak 60 yıllık çam ağacı kesildi.

  Diğer taraftan Amasya otogar kavşağından çıkıp, Tokat yönüne seyir eden araçların Ticaret lisesi kavşağına kadar şehir içinde ralli yarışı yaptığına ne dersiniz. Bu dediğim yol üzerinde bu iki kavşak arasında her yıl en az 10 kişinin öldüğü ve çeşitli mal kaybının olduğu biliniyor mu? Türkiye’nin her tarafında şehir içinde hız sınırlaması uygulaması kontrol edilirken, her ne nedense Amasya il merkezinde süreklilik arz eden hız sınırlaması kontrolü yapılamıyor.  Bu kontrollerin ihmalden mi yoksa personel yetersizliğinden yapılamadığı çözülemiyor. Ben buna bir anlam veremiyorum? Ya sizce? Kaybolan mal varlığı ülkemizin milli ekonomik değerlerinden bir parçadır. Ölen ve sakat kalan da bizim insanımızdır.

  Bu tedbirlerin alınmamasını çevre yolunun veya otoparkların olmaması gibi mazeretlerin arkasına sığınmamak gerekir. Gerçekten alınacak tedbirler çok basit ve uygulaması kolay ve her vatandaşımızın memnun kalacağı bir durumdur. Amasya’nın yıllarca  kanayan yarası olan şehir içinden geçen uluslararası karayolunda alınması gerekli tedbirlerin uygulanması dileğiyle.   

 

KESK -Eğitimsen Amasya şubesi mitingine 20 kişi katıldı

0

Haber: İlker ÇAKAN

  KESK’e bağlı Eğitimsen Amasya Şubesince Amasya Yavuz Selim Meydanında düzenlenen, çeşitli sloganların atıldığı ve yazılı pankartların bulunduğu mitinge yaklaşık 20 kişi katıldı. Edinilen bilgilere göre Amasya’da yaklaşık 500 üyesi bulunan sendikanın üyelerinin düzenlenen bu mitinge katılımının azlığı dikkat çekti.

 
                               
                                         KESK-Amasya Eğitimsen Şubesi mitingi

Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak: “Trabzon Türkiye’de yaşanabilir 4. şehir”

0

Haber: İlker ÇAKAN     

  Trabzon Kız Teknik Öğretim Olgunlaşma Enstitüsü ve Pratik Kız Sanat Okulu’nun hazırladığı ve Avrupa Birliği tarafından desteklenen 319 Bin Avro’luk “El Emeği Göz Nuru Kadının Kurtuluşu” adlı projenin tanıtımı yapıldı. Kız Teknik Öğretim Olgunlaşma Enstitüsü’nde düzenlenen tanıtım etkinliğine Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak, Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, Trabzon Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Turan, Milli Eğitim Müdürü Selim Yavuz Sandıkçı, proje ekibi ve davetliler katıldı. Projenin tanıtım toplantısında bir konuşma yapan Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak şunları söyledi;

Mesleki eğitimle bayanlar hem üretiyorlar, hem mutlu oluyorlar

  “Trabzon’un her dönem önemli bir sanat, kültür, eğitim, spor, ticaret ve turizm şehri, Trabzon’un bugününün iyi, geleceğinin de çok iyi olacağını söyledi. Trabzon Türkiye’de yaşanabilir 4. şehirdir. Bu duruma kadınların etkisinin büyüktür. Mesleki eğitimin önemine Mesleki eğitimle bayanlar hem üretiyorlar, hem mutlu oluyorlar, hem de elde ettikleri gelirle yavrularını okutuyorlar. Bu durum Ulu Önder Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine çıkmamıza da katkı yapmaktır”

  Trabzon Kız Teknik Öğretim Olgunlaşma Enstitüsü ve Pratik Kız Sanat Okulu’nun hazırladığı ve 30 Temmuz 2010 tarihi itibari ile yaşama geçen projenin süreci 12 ay olup, amacı ise yörede kadın istihdamının arttırılması ve kadınların iş hayatına aktif katılımlarının sağlanmasıdır. Proje kapsamında Trabzon il ve ilçelerinde bakım sorumlulukları nedeniyle işsiz kalmış yada tarım sektöründe çalışan 15–50 yaş arası 165 kadına bölgesel özellikli yöresel el sanatları ve girişimcilik eğitimleri verilecek, başarılı olan kursiyerlerin rol alacağı bir üretim ve ürünlerin satılacağı bir merkez modeli oluşturulacak.

Çöplerimize ne oluyor?

0
  Her gün evlerimizden poşet poşet çöp çıkıyor. Haftanın belli günlerinde toplanan çöplerimizden kurtulmuş oluyoruz. Peki çöplerimize ne oluyor? İstanbul’da günde yaklaşık 10. 000 ton çöp çıkmaktadır. Görevlilerin her gün değişik semtlerden topladıkları çöpler “Katı atık aktarma istasyonlarına” götürülür. (İstanbul’da üçü Avrupa üçü de Anadolu yakasında bulunan altı adet aktarma istasyonu vardır. Avrupa yakasında: Şişli, halkalı, Yeni Bosna, Halkalı. Anadolu yakasında: Aydınlı, Hekimbaşı, Küçükbakkalköy)Aktarma istasyonlarına getirilen her üç çöp kamyonunun çöpü bir siloya sığacak şekilde preslenerek “Katı atık düzenli depolama alanlarına” götürülür.
  Günde yaklaşık ilçe belediyelerinden aktarma istasyonlarına 1.500 sefer yapılmaktadır. Aktarma istasyonlarından depolama alanlarına dar günde yaklaşık 380 sefer yapılmaktadır. Düzenli depolama alanlarında özel yöntemler kullanılarak çöpler hem ayrıştırılmakta hem de hijyenik şartlara uygun olarak depolanmaktadır. Peki ya yararı nedir? İstanbul; da çöpler 1995e kadar “Vahşi döküm” ile depolanıyordu.
  Bu uygulama çevre ve hava kirliliğine neden oluyor, kontrolsüzlük dolayısıyla patlama ve yangınlar meydana geliyor, her türlü zararlının barınma ve üremesine uygun ortam hazırlanıyor, çevreye ağır kokular yayıyor, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını kirletiyor, dolayısıyla insan sağlığını tehdit ediyordu. Yeni uygulanan metodla çöpler çevreye zarar vermeden bertaraf edilmektedir. 
  İstanbul’un 1995 yılına kadar yaşadığı çöp sorununun aynısı maalesef turizmin başkenti Antalya’da yaşanmaktadır. Oysaki Antalya hem tarihi güzelliğiyle hem de turizmin merkezi olarak bu tür çağ dışı kalmış sorunlardan sıyrılıp çıkması gerekmektedir ne yazık ki belediye yönetimleri Antalya’da bizim belediye şöyle çalıştı şunu yaptı demekten ve siyasetle uğraşıp birbirini yemekten böyle çağdaş ve modern tesisler yapmaya fırsat bulamıyor. Bulamamalarının faturası da biz halka çıkıyor işte kanıtı.
  Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne ait Kızıllı Köyü’ndeki yeni çöplük alanında sabah saatlerinde metan gazı sıkışması sebebiyle yangın çıktı. Ekipler yangına müdahale ettiğinde 80 dekarlık çöplüğün çoğu alev almıştı. Onlarca arazöz ve personel yangınla mücadele ederken, alevleri söndürmek için iki helikopter ve iki uçak da devreye girdi. Antalya-Isparta karayolu üzerindeki Karaöz Beldesine bağlı Kayadibi Köyü yakınlarında çıkan orman yangını Yenice Mahallesi’ndeki evlere sıçradı.
  Köylüler evlerini boşaltırken, yaklaşık 30 evin yandığı bildirildi. Alevlerin çöplüğün hemen yanındaki ormanlık alana sıçramaması için yoğun çaba sarfediliyordu. Dozerler çöplük ile ağaçlık alan arasında set açılmıştı. Yanıcı maddelerin çokluğu ve rüzgâr nedeniyle yangın şu ana kadar söndürülemedi. Çöplükten yükselen dumanlar yaklaşık 100 metre yüksekliğe ulaşırken, duman nedeniyle söndürme çalışmalarına katılanlar zor anlar yaşıyor.
  Kavga ve didişmeyi bırakıp, daha çağdaş ve daha modern bir memleket için çalışan siyasetçiler temennisiyle…

TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete: “Fransa ile ticaret hacmimizi 15 milyar Euro’ya çıkarabiliriz”

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Fransa iş dünyasının temsilcileri TOBB’un konuğu oldu. TOBB Yönetim Kurulu BaşkanYardımcısı Halim Mete’nin başkanlığında, DEİK Türk-Fransa İş Konseyi, karşı kanat kuruluşu MEDEF International heyeti ile bir çalışma yemeği düzenlendi.TOBB Birlik Merkezi’ndeki toplantıda konuşan Halim Mete, iki ülke arasındaki ticaret hacmini kısa vadede 15 milyar Euro’ya çıkartabileceklerini ifade ederken, Fransız-Türk İş Konseyi Başkanı Jean Lemierre, Türkiye ekonomisinin ne kadar kuvvetli ve dirençli olduğunu kriz karşısında ispatladığını söyledi. Mete ve Lemierre üçüncü ülkelerde güç birliğine gidilerek kârın ve riskin paylaşılması gerektiği hususunda görüş birliğine vardı.

  TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete çalışma yemeğinde yaptığı konuşmada Türkiye’nin, İtalya’dan Çin’e uzanan engin coğrafyada, demokrasiyle yönetilen ve serbest piyasa ekonomisine sahip sanayi devi tek ülke olduğunu vurguladı. Türkiye’nin 2002-2008 döneminde yıllık ortama % 6 büyüme gerçekleştirdiğine işaret eden Mete, “Avrupa’daki her 3 televizyondan ve beyaz eşyadan biri Türk malı. Türkiye, Amerika’dan sonra dünyada 7 ayrı marka araba üretilen ikinci ülke. Müteahhitlik sektöründe ise uluslararası ölçekte iş yapan şirket sayısı bazında, Çin’in arkasından dünyada 2. sırada yer almaktayız. Yurtdışındaki projelerimizi büyük başarıyla tamamlıyoruz. Bugüne kadar, 80 ülkede toplam 160 milyar dolar değerinde, 5 bin 200 proje üstlendik. 2009’da küresel krize rağmen, 20 milyar dolarlık yeni iş aldık. Biz bu başarıları Fransız meslektaşlarımız ile paylaşmak istiyoruz” diye konuştu.

“Fransa en fazla ihracat yaptığımız ülkelerden birisi”

  Küresel kriz sonrası yeniden şekillenen güç dengeleri içinde daha fazla işbirliği ile yeni bir küresel düzen kurmanın ve bir refah alanı yaratmanın işadamlarının elinde olduğunu kaydeden Halim Mete, şöyle konuştu: “Fransa ile ikili ilişkilerimizde ise kat ettiğimiz mesafe

çarpıcı. Fransa Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ülkelerden biri. Son 10 yılda dış ticaret hacmimiz yüzde 183 artmış ve bugün bu rakam 11 milyar Euro’ya ulaşmıştır. Ortak gayretlerle, ticaret hacmimizi kısa vadede 15 milyar Euro’ya çıkartabiliriz. Diğer taraftan, doğrudan yatırımlar konusunda, Türkiye’de Fransız şirketleri ikinci. Biz bu verileri yeterli görmüyoruz ve Sizleri Türkiye’de yatırım yapmaya davet ediyoruz.”

Kasım ayında, Fransa’nın G-20 dönem başkanı olacak

  Üçüncü ülkelerde işbirliği kurma konusunda ise potansiyelin kullanılamadığını bildiren Mete, ” Irak ve Körfez bölgesi başta olmak üzere, Ortadoğu’da, Balkanlar’da, Kafkasya ve Orta Asya’da iş yapma tecrübelerimiz var. Bölgeyi çok iyi tanıyoruz. Bu bölgelerde de işbirliği yapabiliriz. Türkiye ve Fransa’nın birbirine rakip olarak çalışmak yerine, güçlerini birleştirerek, üçüncü ülkelerde lider bir ittifak haline gelebileceğine inanıyoruz” dedi.

  TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, önümüzdeki Kasım ayında, Fransa’nın G-20 dönem başkanı olacağını hatırlatarak, “Bize göre, G-20’deki en büyük eksiklik reel sektörün temsil edilmemesidir. Tıpkı finans sektörü gibi, reel sektör temsilcilerinin de G-20’de yer almasının önemli olduğuna inanıyoruz. Fransa’nın dönem Başkanlığı sırasında bu konunun dikkate alınması gerektiğine inanıyoruz” değerlendirmesinde bulundu. 

error: Content is protected !!