Türk milleti olarak tarih boyunca insan hak ve hukuklarına saygı göstermişiz. Tüm milletler bizi hep hayırla yad etmişlerdir. Despot ve demokrasi dışı yönetimlerle idare edilen milletler varlıklarını sürdürememişlerdir. Onun için diğer taraftan bizim dinimiz devamlı mütevaziliği saygı ve sevgiyi, hoşgörüyü, alçak gönüllüğü tavsiye etmiştir. Kısaca Türk milleti olarak bizim kültürümüz tarih boyunca bütün milletlere örnek olmuştur. İnsanlar birbirlerine karşılıkla saygı ve sevgi gösterdikleri zaman hep mutlu olmuşlardır. Her zaman olaylar ve huzursuzluklar karşılıklı saygı ve sevgi gösterilmediği zaman olmuştur. Bunun örneklerini aile içinde ve toplumun her katmanında gösterebiliriz.
Topluma saygı göstermeyen ve tepeden bakan yöneticiler başarısız olmuşlardır. Özelliklede kendi çalışma ekibine saygı göstermeyen ve onların duygu ve düşüncelerine değer vermeyen, kendini beğenen, her zaman ben haklıyım,.Maiyetimde çalışan insanlar bir şey anlamaz, onlar her zaman dediğimi yapmak zorundadır diyen yöneticiler her zaman başarısız olmuşlar ve hiçbir hizmet üretiminde tam başarı sağlamamışlar, bulunduğu toplum içinde yeteri değer ve ilgi görmemişlerdir. Bunun yanında çalışan insanlara değer veren ve onların düşüncelerini ve görüşlerini alan yöneticiler her zaman başarılı olmuşlardır.
Zaten bu konuda “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz “diye güzel bir atasözümüz yokmudur. Aklı selim bir insan; yöneticinin bulunduğu binaya girdiğiniz zaman veya herhangi bir personelle konuştuğunuz zaman o yöneticinin kişilik ve çalışma sistemini, başarı durumunu öğrenmiş olursunuz. Yönetici kendini beğenmiş veya başka bir yere tayini nedeniyle yeni görev yaptığı devlet hizmetinde küskünlük ve dargınlık yapmaması gerekir ve halka bunu yansıtmaması gerekir. Devlet hizmetinde devamlılık vardır.
Devlet hizmetinde küskünlük olmaz. Ülkemizin her tarafında görev yapmayı kendi benliğinde kutsal sayması gerekir. Eski görev yaptığı yerdeki yöneticilere saygı göstermesi ve onları özümsemesi gerekir. O yerde en iyi yöneticiliği en ben yaparım, başkası başarılı olamaz mantığından kesinlikle kurtulması gerekir. Her yönetici her zaman her gittiği yerde görevini en iyi şekilde yapmalıdır. Yöneticilikte devlete küsme olmaz. Her yönetici görev yaptığı yerde en iyi şekilde hizmetine devam etmesi gerekmez mi? Tarih boyunca devlete hizmet etmeyi kendine şiar ve ilke edinen yöneticiler hep başarılı olmuşlardır. Her zaman bu yöneticiler insanlara değer vermişler, onların haklarına saygı göstermişlerdir. İnsanlara tepeden bakmamışlar ve halkın içinde olmuşlardır. Halktan kopup bir yönetim anlayışı hiçbir zaman başarılı olmamıştır.
Buraya kadar yönetici ve yönetimde nasıl başarılı olur düşüncesini sorguladıktan sonra geçen günlerde kendimin içinde bulunduğu bir durumu ve yönetim anlayışını sizlerin yorumuna ve sizi vicdanınızın sesiyle baş başa bırakıyorum. Bir ilimizde Orta Karadeniz Kalkınma Ajansının bir bürosunun açılışı saat 13.45’deyapılacaktı ve valilikte ise saat 14.00’de toplantı başlayacaktı. Büronun açılışına Amasya, Çorum, Samsun, Tokat Valileri katılacaktı. Bununla ilgili bilgi notu o yerin basın mensupları telefonlarına mesajla iletildi. Tüm basın mensupları beklenen saatte açılacak büroda beklemeye başlandı. Neyse bir saate yakın beklendikten saat 14.45 bu dört ilin valisi büronun açılışı için geldi ve kurdele kesildi. Büroda hazırlık tam ve güzel ikram hazırlığı yapılmıştı.
Büro personelleri amirlerine en güzel ikram, hizmet yapmanın tüm pazarlıklarını yapmışlardı. Bu durum gerçekten takdire şayandı. Burada görev yapan personelin amirlerine ikram yapmanın heyecan sevgisini yaşadıkları gözlerinden okunuyordu. Neyse açılış kurdelesi kesildi. Ev sahibi yönetici öğle yemeklerini yedikleri için bu ikramı kabul edemeyeceklerini söyleyerek bürodan ayrıldılar. İşte size bir yöneticinin maiyetinde çalışan insanların duygu ve düşüncelerine bakış açısı. Amirlerinize saygı ve sevgi gereği en güzel ikram yapmak için en hazırlık yapıyorsunuz ve amirlerinizin açılışa belirtilen saatte gelmemesine rağmen bir saate yakın bekliyorsunuz ve o onure edilmeniz anlamında ikramlarınız kabul edilmiyor.
Yöneticiler verdikleri sözlere dikkat etmelidir. Verilen söz devlet adına ve devleti temsilen verilen bir sözdür. Yöneticiler her zaman karşındaki insanların gönlünü almalı ve onların duygu ve düşüncelerine tercüman olmalıdır. Siz yönetici olarak; verdiğiniz sözde durmazsanız, karşıki insanın duygularına saygı göstermezseniz, ben yöneticiyim benim dediğim olur, yönetici olduğum için her zaman ben haklıyım, mantığı ile bakarsanız hizmette başarıyı yakalama şansınız azalır. Toplum içinde de gerekli sevgi ve saygıyı göremezsiniz, Ya sizce?