Perşembe, Aralık 18, 2025
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 280

Azerbaycanlı Şair Muhtar Ahmet İsmailoğlu’ndan Azerice Atatürk sevgisi şiirleri

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Azerbaycanlı Şair Muhtar Ahmet  İsmailoğlu yazdığı  şiirlerinde Cumhuriyetimizin kurucucu Mustafa Kemal Atatürk’e hayranlığını dile getiriyor. Şair Muhtar Ahmet İsmailoğlu’nun  Azeri dilinde Atatürk’le ilgili yazdığı  şiirleri şöyledir;

 

                              ULU  ÖNDƏR,  BÖYÜK  FATEH  ATATÜRK

 
                              Buxovunu parçaladı zillətin,

                              Oyatdın minillik yatmış qeyrətin,

                              Qovuşdurdun xoşbəxtliyə milləti,

                              Ulu öndər, böyük fateh Atatürk!

 

                              Adın-sanın dağa-daşa yazılacaq,

                              İgidlərin yaddaşına yazılacaq,

                              Bayrağın da başı üstə asılacaq,

                              Ulu öndər, boyük fateh Atatürk!

 

                              Tələləri öz əlinlə qurdun sən,

                              Od ələdin başı üstə qurdun sən,

                              Divan tutdun, bircə-bircə qırdın sən,

                              Ulu öndər böyük fateh  Atatürk!

 

                              Qeyrətini təpələr də unutmaz,

                              Dənizlər də, ləpələr də unutmaz,

                              Beşikdəki körpələr də unutmaz,

                              Ulu öndər, böyük fateh Atatürk!

                                                               Muxtar Əhməd İsmayıloğlu

 

                              ATASISAN,  ATATÜRK

 

                              Beşikdə gülən körpənin,

                              Atasısan, Atatürk.

                              Çiçək tək solan körpənin,

                              Atasısan, Atatürk.

 

                              Daş qoyub hasar hörənin,

                              Yadı külə döndərənin,

                              Vətən üçün közərənin,

                              Atasısan, Atatürk.

 

                              Yaddaşa hopdu öyüdün,

                              Göyərir hər gün ümidin,

                              Doğulan hər bir igidin,

                              Atasısan, Atatürk.

                                                    Muxtar Əhməd İsmayıloğlu

 

                             MUSTAFA  KAMAL  ATATÜRK

 

                             Cihad eylədi zülmətə,

                             Çatmaq üçün ədalətə,

                             Dünyanı saldı heyrətə,

                             Mustafa Kamal Atatürk.

 

                             Millətə qürur bəxş etdi,

                             İşıq ilə nur bəxş etdi.

                             Yaşamağa ruh bəxş etdi,

                             Mustafa Kamal Atatürk.

 

                             Doğma yurdu Vətən bildi,

                             Neçə yol öldü, dirildi,

                             Düşmənlərin bağrın dəldi,

                             Mustafa Kamal Atatürk.

 

                             Qaldırdı Türkün bayrağın,

                             Qorudu Türkün torpağın,

                             Qoymadı  sönsün çırağı,

                             Mustafa Kamal Atatürk.

                                                     Muxtar Əhməd İsmayıloğlu

 

Kırgızistan’daki kanlı olaylar ne anlama geliyor?

0

  1990’lı yıllarda dünyada görülen ekonomik ve politik değişim içerisinde en önemlisi Sovyetler Birliği’nin (SSCB) dağılması hareketi olmuştur. 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Orta Asya’da yeni bir süreç yaşanmaya başlamıştır. Sovyetler Birliği dünyada geniş bir coğrafi alanı kapsayan ve içerisinde pek çok topluluğu bir arada barındıran bir devlet olması nedeniyle burada oluşan değişimler tüm dünyayı yakından etkilemiştir

  Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Orta Asya Cumhuriyetleri bağımsızlığını kazandı. Daha sonra bu cumhuriyetler uluslararası arenada ilgi çekmeye başladı, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB ya da Sovyetler Birliği) 1917 Ekim Devrimi’nin ardından Çarlık Rusyası’nın yıkılması ile kurulan devlet.1991 yılının sonunda Sovyetler Birliği resmen dağıldı. Kırgızistan ‘ın başkenti Bişkek’te polis ve hükümet karşıtı göstericiler arasında çıkan çatışmalarda 84 kişinin öldüğü ve çok sayıda kişinin yaralandığını açıklandı.

  Kırgızistan’ın Talas kentinde başlayan olayların başkentte taşınması endişe ile karşılanıyor. Kırgızistan Cumhuriyeti’nde kötü yönetim ve talihsizlik bir türlü Kırgız halkının yakasından düşmüyor. Ülkede yaygın yoksulluk, artan fiyatlar ve yetkililerin yolsuzluk iddialarıyla başlayan siyasi kargaşa Mart başından bu yana varlığını sürdürüyor. Muhalefet, Bakiyev hükümetini insan hakları ihlalleri, otoriter yönetim anlayışı ve rastgele ekonomi politikaları yüzünden eleştiriyor. Bu politikaların sonucunda ülkede temel mal ve hizmetlerin fiyatlarının hızla yükselmesine neden olan bir enflasyon sorunu yaşanıyor.

  Çin, Rusya ve Güneybatı Asya arasında kalan Kırgızistan 1991’de Sovyetler Birliği’nden ayrıldı. Ama bölgede en talihsiz ve fakir ülkelerden birsidir. Yoksulluğun,  yolsuzluğun ve kronik istikrarsızlığın pençesindeki ülkede Mart 2005’te de benzer olaylar yaşanmış ve dönemin devlet başkanı Aksar Akayev koltuğundan olmuştu. Geçtiğimiz günlerde oğlu Maksim Bakiyev’i Yatırım Ajansı’nın başına getiren, dolaylı yoldan veliaht ilan eden ve ‘Demokrasi bize göre değil’ diyen Bakiyev’in ülkesinde ana nüfus Kırgız asıllı.   Özbekler ile Ruslar da önemli bir sayıyı teşkil ediyor.

  Kırgızlar kendi aralarında altı ana klandan meydana geliyor ve sürekli bir çekişme halinde. Aynı zamanda ülkede kuzey- güney çekişmesi de bulunuyor. Özbekistan yönetimi, hükümetin devrildiği ve muhalefetin iktidara el koyduğu Kırgızistan ile olan sınırını kapattı.

  Elektriklerin büyük oranda kesik olduğu Bişkek’te gerginlik sürüyor. Ana caddelerdeki dükkânların yağmalandığı öğrenildi. Başkentin çeşitli bölgelerinden dumanlar yükseliyor. Kent merkezindeki Ala Too meydanında birçok araç yakıldı.

  Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’teki Manas Uluslararası Havalimanı’nın, ülkede süren gerginlik dolayısıyla hizmete kapatıldı ve yeniden hizmete açıldı. Devlet Başkanı Kurmanbek Bakıyev’in, ülkenin güneyindeki Oş kentine gittiği bildirildi. Hem Bişkek, hem de  Oş havaalanlarındaki görgü tanıklarının bu bilgiyi doğruladığı belirtildi. Oş’ta yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı kaydedildi. Daha sonra ülkenin güneyindeki Celalabad bölgesine yerleşen Bakiyev istifa etmeyeceğini duyurdu. 

  Kırgızistan’da geçici hükümetin Ulusal Güvenlik Dairesi Başkanı Kenesbek Duşebayev, yaptığı açıklamada, “Bakiyev’e yönelik herhangi bir silahlı operasyon düzenlenmeyecek. Geçici hükümet olarak bu sorunu barış yoluyla çözmek istiyoruz.’ Ülkemizde, birilerinin kanının akmasını istemiyoruz’,  Kurbanbek Bakiyev’in bile. Bakiyev’i akıllı olmaya ve gönüllü olarak teslim olmaya çağırıyoruz” dedi. Görünen o ki  Bakiyev için iki seçenek gözüküyor. Ya Kırgzistan’ı terk edecek ya da teslim olacak.

  Göstericilerin polis araçlarını yakmaya çalıştığı ve barikat oluşturarak polisin müdahalesine izin vermediği kaydediliyor. İktidarın değişmesini isteyen muhalif grupların başkent Bişkek’e doğru hareket halinde oldukları belirtiliyor. Bişkek’e 20 kilometre mesafede bulunan Rus askeri üssü Kant’ta yüksek alarm seviyesine geçildi. ABD ve Rusya’nın askeri üslerinin bulunduğu Kırgızistan bölgede stratejik öneme sahip. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Andrey Nesterenko, Kırgızistan’daki son gelişmelerin gergin bir duruma dönüşeceği hususunda endişe duyduklarını belirtti. Sözcü, tüm Kırgız karşıt taraflara çağrıda bulunarak şiddete yol vermemesine davet etti. 
  Kırgızistan Başbakanı Daniyar  Usenov ise, Rusya Bişkek büyükelçisini çağırarak Rus basınında olayların taraflı bir şekilde verildiği konusunda uyarıda bulundu. Büyükelçi olaylarla ilgili Rus basının suçlanmasını doğru bulmadığını söyledi. Paniğin hâkim olduğu başkentte halk dükkânları boşaltıyor, trafik, olay bölgesi civarında kilitlendi.  Bazı kaynaklar, Talas kentinde rehin alınan ve dövülen İçişleri Bakanı Moldomusa Kongantiyev’in ağır bir şekilde yaralandığını duyuruyorlar. 

  Gösterilere eski başbakanlardan  Almazbek Atambayev de destek veriyor. Bazı kaynaklar, Türkiye dostu olarak bilinen ve Türkiye’de bazı iş çevreleriyle yakın ilişkisi bulunuyor.

Geçtiğimiz günlerde ise ülkenin güneyinde Oş kentinde ikinci bir ABD üssü açılacağına dair başlayan spekülasyonlar, Rusya’nın tepkisini çekmişti. Kurmanbek Bakiyev aleyhine pek de bağımsız sayılmayan Rus medyasındaki yolsuzluk haberlerinden sonra Kırgız devlet başkanı hakkında haber çıkan basın organlarına değil direk Rusya’ya nota vermişti.

  Kırgız sınır hizmetleri sözcüsü Dizhodar Isakonov, telefonla yaptığı açıklamada, “Özbek tarafının talebi üzerine Özbek-Kırgız sınırında insanların ve araçların geçişi askıya alındı” dedi. Muhalefetin kurduğu 6 aylık geçici hükümetin başına, Bakiyev’in 2005 devrimindeki sağ kolu ve eski Dışişleri Bakanı Roza Otunbayeva geçti. Ülkede birçok bakanlığa geçici atamlar yapıldı. Kırgızistan’da geçici hükümet kuruldu. Geçici hükümetin başına eski Dışişleri Bakanı ve Sosyal Demokrat Partisi Milletvekili Roza Otunbayeva getirildi.

  Muhalefet temsilcilerinin yaklaşık 3 saatlik görüşmesinin ardından basına yapılan açıklamada, kurulan geçici hükümetin dört bakandan oluştuğu belirtildi. Geçici bakanlar, görevlerini yapmak üzere çalışmalara başladı. Kırgızistan’da iş başındaki geçici hükümetinin içişleri bakanlığı, başkent Bişkek’teki durumun sakin olduğunu ve emniyet birimleri tarafından kontrol altına alındığını açıkladı.

  İçişleri Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi, dün gece asker, polis ve gönüllü korumalar tarafından yapılan ortak çalışmalar sonucunda Bişkek’in gece yarısından sonra yağmacılardan temizlendiğini duyururken, bu çerçevede yapılan operasyonda birkaç gencin yakalandığını bildirdi. Geçici hükümetin lideri Roza Otunbayeva, Kırgızistan’ın Türkiye büyükelçisinin yanı sıra, ABD, Almanya, Rusya’daki büyükelçilerin görevlerine de son verilmesi kararını aldı.

  Ayrıca, Devlet Başkanı Kurmanbek Bakiyev’in kardeşi Almanya Büyükelçisi Marat Bakiyev’in de görevinden alındığı kaydedildi. Olayların ardından iktidarı muhalefete kaptıran Devlet Başkanı Kurmanbek Bakiyev, BM’den ülkeye barış gücü göndermesini talep ettiğini söyledi. Başkent Bişkek’ten kaçmak durumunda kalan Bakiyev, ülkenin güneyindeki küçük bir şehirden gazetecilere yaptığı açıklamada, BM’den, 7 Nisan’da meydana gelen olaylarla ilgili bağımsız bir komisyon kurmasını istediğini belirtti.

  Kırgızistan’da geçici hükümetin Başbakan Yardımcısı Almazbek Atambayev, devlet başkanlığı görevinden istifa etmeyen ve Calalabad kentindeki Teyyit köyünde babaevine sığınan Kurmanbek Bakiyev’in tutuklanması için çalışmalarda bulunduklarını söyledi.
Rusya’daki temaslarının ardından Bişkek’te basın toplantısı düzenleyen Atambayev, Bişkek’te 2001 yılından bu yana askeri hava üssü bulunduran ABD’ye yönelik eleştirilerde bulundu. Atambayev ülkedeki Amerikan üssüyle ilgili konunun uygar ve dikkatli bir şekilde çözüleceğini bildirdi. 
  Atambayev, ABD Büyükelçisinin, Bişkek’teki üslerini korumak için hak ve özgürlükler ile basın özgürlüğünün çiğnenmesine göz yuman tutumu üzerine daha önce kendisi tarafından uyarıldığını hatırlatarak, “ABD’ye Kırgızistan halkı değil, üs lazımdı” diye konuştu.
Afganistan’da istikrarın ve barışın sağlanmasına geçici hükümetin de önem vererek yaklaşacağını vurgulayan Atambayev, bütün uluslararası yükümlülükleri yerine getirileceğini söyledi. 
  Öte yandan Rusya Başbakanı Vladimir Putin, Kırgızistan yetkilileri ve muhalefeti itidalli olmaya ve şiddetten kaçınmaya çağırdı. Rusya’nın Kırgızistan’daki olaylarda parmağı olduğu iddialarını reddeden Putin, “Ne Rusya ve ne de Rusya yetkililerinin Kırgızistan’da olanlarla herhangi bir ilgisi var” dedi. Bu arada, Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Kırgızistan’daki olayların endişe ile izlendiği belirtilerek, taraflardan itidalli davranmaları istendi.

   Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Mike Hammer, “Durumu yakından takip ediyoruz. Şiddet ve yağma haberlerinden endişe duyduk ve bütün tarafları şiddetten kaçınmaya ve itidalli davranmaya çağırıyoruz” dedi. Kırgızistan, ülkedeki ABD üssünü kapatma kararının ardından Rusya ile yakınlaşmış ve 300 milyon dolar nakit kredi, 2 milyar dolarlık da yatırım kredisi almıştı. Hemen ardından yeniden ABD ile pazarlığa oturan Kırgızistan ABD üssünün devamına karar vermişti.

  Kırgızistan’da işbaşına gelen, geçici hükümetin ekonomi ve maliyeden sorumlu Başbakan Yardımcısı Almazbek Atambayev ilk yurt dışı gezisini Rusya’ya yaptı. Başbakan Yardımcısı, Rusya yönetimiyle görüşmek üzere Moskova’ya gitti. Olayların ardından Rusya yönetimi, Kırgızistan’da yeni iktidarı desteklediğini ve her türlü yardım ve desteği sağlamaya hazır olduğunu bildirmişti. İkili görüşmelerde Rusya’dan Kırgızistan’a mali yardım edilmesi gündeme gelecek. Görünen o ki, yeni yönetim Rusya ile sıcak ilişkiler kurmak niyetindedir.
  Kırgızistan Cumhuriyeti, büyük güçlerin veya uluslararası aktörlerin mücadele alanı olarak görülüyor. Olayların görünürde,  hükümetini insan hakları ihlalleri, otoriter yönetim anlayışı ve rastgele ekonomi politikaları yüzünden başladığını söylemek mümkündür. Ama Kırgızistan’daki olayların ardında uluslararası aktörlerin(ABD, Rusya, Çin) çekişmesini de göz ardı etmemek lazım.

 

 

 

 

 

 

Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı Amasya Şubesi açıldı

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Merkezi Samsun’da olan ve Amasya, Çorum, Tokat. Samsun illerini içine alan Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın Amasya Şubesi geçtiğimiz günlerde; Amasya Valisi Halli İbrahim Daşöz, Tokat Valisi Şerif Yılmaz, Çorum Valisi Nurullah Çakır, Samsun Valisi Hüseyin Aksoy’un katılımıyla açıldı. Bu yıl Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı Dönem Başkanlığını Tokat Valisi Şerif Yılmaz yürütüyor.

  Orta Karadeniz kalkınma Ajansı ile birlikte bölgede bulunan kamu ve özel sektör kurumları ve üniversitelerin arasındaki işbirliğini geliştirmek, mevcut kaynakların etkin bir şekilde kullanılmasını sağlamak için çalışmalar yapılmaktadır. Orta Karadeniz Kalkınma Ajansının buna ilişkin amacı ise yerel potansiyeli harekete geçirmek suretiyle bölgesel gelişmeyi hızlandırmak ve bunun sürdürebilirliğini sağlamak, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmaktır.

 
                               
                                 Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı Amasya Şubesi
                                        Genel Sekreter Mevlüt Özgen(ortada)-
                           Uzman Muat Şimşek(sağda)- Uzman  Erdin Güden(solda)      
 
  Program kapsamında 18 milyon Türk Lirası hibe proje sahiplerine kullandırılacaktır. Eş finansman ile birlikte hesap edildiğinde bölgede yaklaşık 27-30 milyon liralık yani eski para ile 30 trilyonluk bir yatırım gerçekleştirilmiş olacaktır. Bu mali destek programına; Kaymakamlıklar, bölge ve il müdürlükleri, bakanlıklara bağlı kurum, kuruluş, enstitüler, Yerel yönetimler(İl Özel İdare, Belediyeler, tüzel kişiliğe haiz bağlı kuruluşları, köy muhtarlıkları), Mahalli İdare Birliklere Kanunu doğrultusunda kurulmuş birlikler gibi), Üniversiteler ile Ticaret ve Sanayi Odaları küçük ölçekli alt yapı projeleri ile başvurabilmektedir. Yukarıda sayılan paydaşlara proje hazırlayıp, sunmak üzere 90 gün süre verilmiştir.

  Buna göre son başvuru tarihi 13 Aralık 2010 tarihidir. KOBİ mali destek kapsamında 14,5 milyon Türk Lirası hibe kaynak bölgede kullanılmasına başlanmıştır. Ajans tarafında ödenecek hibe desteklerin % 40’lık ilk dilimleri sözleşme imzalayan proje sahiplerinin hesaplarına avans olarak yatırılmıştır. Bu projeler sayesinde bölgede hem yeni iş imkanları ortaya çıkmaktadır, hem de proje uygulayan KOBİ’lerin üretim kapasitelerinde verimlilik ve kalitelerinde artış sağlanacaktır.

 

                                 

                               Orta Karadeniz Kalkın Ajansı Amasya Şubesi açılışında

                              görev alan Rehber-Perihan Kara-Başlangıç Tur Leyla Işık

 

Numan kurtuldu

0

  Bir süredir Saadet Partisi’nde olup bitenleri anlamakta güçlük çekiyorum doğrusu. Uzaktan bakınca, partinin “aksakallıları” Saadet Partisini kitle partisi haline getirerek iktidara alternatif olmayı hedefleyen gençlere “dur” deme gayreti içerisindelermiş gibi görünüyor. Sanki birileri, AKP’nin karşısına dikilme ihtimali olan Numan Kurtulmuş liderliğindeki Saadet Partisi’nden rahatsız oluyor.

  Tartışmaların baş aktörü Fatih Erbakan, daha dünkü çocuk diyebileceğimiz, henüz askerliğini bile yapmamış, üstelik de Erbakan Hocanın mahdumu olmanın ötesinde her hangi bir özelliği ve meziyeti de olmayan sıradan bir partili. Hal böyle iken aksakallılar niçin Fatih Erbakan’ın etrafında toplanıyorlar? SP delegesi nasıl oluyor da Kurtulmuş gibi bir lideri kaybetme pahasına Erbakan Hoca’ya itaat ediyor?

  Kimileri bu hikâyeyi Fazilet Partisi’nde vakti zamanında olup bitenlere kadar dayandırıyorlar. 28 Şubat sonrası yaşanan gelişmelerin ardından Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının hareketten kopuşunun Erbakan Hoca’nın bilgisi dâhilinde olduğunu iddia edenler var. Onlara göre bu zaten danışıklı dövüş bir kopuştan başka bir şey değildi. Yani Erbakan Hoca’nın AKP’ye desteği gizliden gizliye sürekli devam etti.

  Üstelik Recai Kutan’ın liderliğinde SP’nin AKP’ye alternatif olması da beklenemezdi. Oysa Numan Kurtulmuş’un genel başkanlığı işleri bir parça değiştirmeye başladı. Zira Numan Kurtulmuş, partinin tabanı dışında da geniş kitlelerce saygı gören ve kamuoyunda takdir edilen bir liderdi.

  Numan Kurtulmuş, kendisine hiç durmadan fren yaptıran aksakallılardan kurtulmak niyetindeydi ve olağanüstü kongrede bunu başardı. İşte belki de bu durum birilerini telaşlandırdı. Belli ki Numan Kurtulmuş iktidara doğru hızla koşmayı hedefliyordu. Kurtulmuş’un yanında saf tutanlarsa bir anda hain ilan edildiler, hakarete uğradılar. Bir sosyal paylaşım sitesinde şahit olduklarım, kimi SP’lilerden duyduklarım “yok artık, bu kadarı da fazla” dedirtecek nitelikteydi.

  Erbakan taraftarı bazı Saadet Partililer, Numan Kurtulmuş’a yönelik ağır bir karalama kampanyası başlattılar. Pek çoğumuzun dürüstlüğü ve samimiyeti ile tanıdığımız GİK üyesi Ali Aktaş da bu hakaret dolu yorumlardan ve haksız saldırılardan nasibini aldı. Kinlerinden iftar yemeğinde okunan Kuran-ı Kerimi bile defalarca sloganlarla kesebilecek kadar gözlerini karartan muhalifler, kamuoyunun önünde nedeni asla anlaşılamayacak bir biçimde öfke saçtılar.

  Numan Kurtulmuş ve arkadaşlarının atanan kayyum tarafından ki davacı tarafın kayyum olarak atanması hadisesini hala anlamış değilim gerçekleştirilecek olağanüstü kongreye katılmama kararı partide paniğe neden oldu. Çünkü başta Necmettin Erbakan olmak üzere parti tabanı gayet iyi biliyor ki Numan Kurtulmuş’un partiden ayrılması, SP’nin hızlı çöküşünün başlangıcı, Kurtulmuş ve arkadaşlarının da iktidar koşusunun hızlanması anlamına gelecektir.

  Numan Kurtulmuş, yakın zamanda merkez sağda yeni ve güçlü bir lider haline gelebilir. Bunun tek ön koşulu ise tıpkı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı gibi, geniş kitleleri içine alacak, radikal fikirlerden arınmış bir merkez sağ parti ile seçmenin karşısına çıkmasıdır. Bunu başarması halinde iktidara ciddi bir alternatif haline geleceği de aşikârdır.

  Şimdi asıl önemli olan Numan Kurtulmuş’un kuru bir siyasi partinin başına geçeceğimi yeni bir siyasi parti kuracağımı eğer yeni bir oluşum içine girerse kendisi büyük bir kayıp olur. Çünkü seçimlere şunun şurasında bir yıldan az bir zaman kaldı Numan Kurtulmuş’un yapacağı en akıllıca iş bir sağ partinin başına geçip, seçimlere öyle girmek olacak bakalım, görelim. Numan kurtuldu…

Amasyalı ünlü sinema oyuncusu Hasan Dolay

0

Haber: İlker ÇAKAN

  2007 yılında Arka Sokaklar Televizyon dizisinde Arap Seyfi karakteri ile kötü karakter rolünde oynamasına rağmen halk tarafından sevilen ünlü sinema oyuncusu Hasan Dolay şimdiye kadar 24 filmde oynamıştır.

  Televizyon dizilerinde kötü adam karakterini canlandıran Amasyalı Hasan Dolay; 14 yaşında İstanbul’a gitmiş ve İstanbul’da kaynakçı olarak geçimini sağlamıştır. Amasyalı Hasan Dolay, daha sonra tanıştığı ünlü sinema sanatçısı Erol Taş’ın kahvehanesinde çalışmaya başlamış. Ünlü Sinema Sanatçısı Erol Taş’ın sayesinde TRT’de yayımlanan Hafız Yusuf Efendi dizisinde figüran olarak ilk defa kamera karşısına geçmiş ve şimdiye kadar; Arka Sokaklar, Bir İstanbul Masalı, Gizli Dünyalar, Son Yaprak, Sırlar Dünyası gibi birçok dizide özellikle “Kötü Adam ve Mafya” rollerinde oynayarak, sinema oyunculuk hayatını sürdürmüştür.

 
                                        
                                  Amasyalı ünlü sinema oyuncusu Hasan Dolay

Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı’ndan logo yarışması

0

Haber: İlker ÇAKAN        

  25 Temmuz 2009 tarih 27299 sayılı resmi gazetede yayınlanan kuruluş kararnamesi ile Trabzon Merkezli olmak üzere Trabzon, Artvin, Giresun, Gümüşhane, Ordu ve Rize illerini kapsayan Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı Amblem (Logo) yarışması düzenliyor.

  Ajansın çok ciddi bir şekilde çalışmalarına başladığını ve ajansın logosunun belirlenmesi için yarışma düzenlediklerini ifade eden Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Çetin Oktay Kaldırım, “Yarışmaya katılan yarışmacılar; Kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini geliştirmek, kaynakların yerinde ve etkin kullanımını sağlama ve yerel potansiyeli harekete geçirmek suretiyle, ulusal kalkınma planı ve programlarda öngörülen ilke ve politikalarla uyumlu olarak bölgesel gelişmeyi hızlandırmak, sürdürülebilirliğini sağlamak, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak üzere çalışmalarına başlamış olan Trabzon, Artvin, Giresun, Gümüşhane, Ordu ve Rize illerini kapsayan Kalkınma Ajansı için uygun kurumsal amblem tasarlamalıdırlar” şeklinde konuştu.

  Ajansın bölgede dengeli bir kalkınmanın gerçekleştirilmesi için önemli bir fırsat olduğunu belirten Genel Sekreter Kaldırım, kamu yönetiminde proje mantığının hakim kılınması ve yatırımların bölgemize çekilmesi için kalkınma ajansının çok önemli bir işlev gördüğünü de sözlerine ekledi. Öte yandan Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı için amblem (Logo) belirlemek üzere tertiplenen ödüllü yarışma neticesinde birinciliği kazanacak eser sahibine 5.000 TL, ikinciliği kazanan eser sahibine 3.000 TL ve üçüncülüğü kazanacak eser sahibine ise 1.000 TL para ödülü verilecek. Yarışma için hazırlanacak çalışmaların hasar görmeyecek şekilde paketlenerek başvuru formu ile birlikte en geç 22 Ekim 2010 Cuma günü, saat 17.00’ye kadar Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansına posta – kargo ile gönderilmesi veya elden teslim edilmesi gerektiği belirtildi.

Enerji Verimliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Gürkan: “Türkiye’nin enerji ve iklim odaklı kalkınma yaklaşımı geliştirmesi”

0

Yazan: İlker ÇAKAN

  Türkiye Enerji Verimliliği Derneği tarafından hazırlanan ‘Türkiye Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışmaları Raporu’ dernek üye ve temsilcilerinin katıldığı bir toplantıda masaya yatırıldı. Enerji Verimliliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Gürkan, dernek başkan yardımcıları URAK Başkanı Ali Y. Koç ve TİM Başkanvekili Adnan Ulubaş’ın katıldığı toplantıda, dernek üyelerinden Socar& Turcas Enerji Holding CEO’su Kenan Yavuz, Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Kibar, raporun hazırlanmasında proje liderliğini üstlenen Ömer Turhan ve Enerji Verimliliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Akça da hazır bulundu. Enerji Verimliliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Gürkan, “Türkiye rekabetçilik, sürdürülebilirlik ve yeşil ekonomiye geçiş programı etrafında ulusal ve uluslararası işbirlikleri geliştirilmeli ” dedi.

  Türkiye’de enerji ve verimlilik konusunda çalışan, politika yapan, karar veren kamu yöneticilerine, girişimcilere ve profesyonellere katkı sağlamak amacıyla her yıl düzenli olarak hazırlanan Türkiye Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışma Raporu 2010 yılı sonuçları kamuoyu ile paylaşıldı. Bu yılki ‘Yeşil Ekonomi’ başlıklı raporun hazırlanma sürecinde 200’den fazla sektör temsilcisi, kamu yöneticisi, akademisyen ve uzman ile derinlemesine mülakat yapıldı, küresel yönelimler incelendi, tarandı ve ortak akıl toplantıları yapılarak veriler toplandı. 

Türkiye’de yeşil ekonomi bilincinin acilen gelişmesi gerekiyor

  Raporun sonuçlarının değerlendirildiği toplantıda konuşan Enerji Verimliliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Gürkan, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin enerji ve iklim odaklı yeni bir kalkınma yaklaşımı geliştirmesinin şart olduğunu söyledi. Enerji arz güvenliği sorunları, artan enerji maliyetleri, kentleşme, iklim değişikliği ve küreselleşmenin sebep olduğu etkiler nedeniyle enerjinin verimli kullanılması gerektiğine dikkat çeken Erkan Gürkan, Türkiye’nin bu konuda kat edecek çok yolu olduğunu ifade etti.Yeniçağın ekonomisini en iyi tarif eden kavramın ‘Yeşil Ekonomi’ olduğunu vurgulayan Erkan Gürkan, “Yeşil ekonomi aynı zamanda uluslar arası rekabetin yaşanacağı yeni bir yarışma alanı. Kim toprağı, havayı, suyu, enerjiyi daha iyi kullanırsa veya daha iyi kullanacak aletler geliştirirse, yarışı o kazanacak. İşte Türkiye açısından kritik soru, biz bu yarışmaya katılacak mıyız, katılmayacak mıyız? Türkiye’de yeşil ekonomi bilincinin acilen gelişmesi gerekiyor” dedi. 

Karbon emisyon azatlımı faaliyetlerine başlanmalı

  Bir yandan yüksek enerji maliyetleriyle baş etmeye çalışan Türk sanayisinin diğer tarafta rekabetçi gücünü koruyacak bir biçimde Kyoto sonrası karbon emisyon azaltımı faaliyetlerine başlaması gerektiğine dikkat çeken Erkan Gürkan, Türkiye’nin dünyada oluşan yeni gidişata uyum sağlamasının yaşamsal öneme sahip olduğunu söyledi. Erkan Gürkan şöyle devam etti: “Uluslararası Enerji Ajansı’nın ve AB’nin verilerine göre Türkiye verimlilik konusunda üye ülkeler arasında maalesef geride. 1000 USD GSYİH başına tüketilen enerji miktarı olarak tarif edilen enerji yoğunluğu Türkiye’de 0,27 TEP düzeyinde. Örneğin bu rakam Japonya’da 0,10, Almanya’da 0,16 düzeyinde”. Türkiye’nin ekonomisini büyütürken verimliliği de artırmak zorunda olduğuna dikkat çeken Erkan Gürkan; yenilenebilir, yerli ve alternatif enerji kaynaklarının ve teknolojilerinin geliştirilmesi için derhal Enerji Araştırmaları ve Uygulamaları Merkezi’nin kurulması gerektiğini belirtti.

Türkiye enerji verimliliği sıralamasında sonuncu sırada

  Uluslararası Enerji Ajansı’nın raporuna göre Türkiye’nin verimlilik uygulamalarının gerçekleştirilme yüzdeleri bakımından sonuncu olduğuna dikkat çeken Erkan Gürkan, Türkiye’deki binaların % 95’inden fazlası yalıtımsız olduğunu söyledi.  “Atık ısı kullanımı yüzdesel olarak neredeyse sıfıra yakın. Üstelik attığımız, verimsiz kullandığımız enerji için döviz ödemekteyiz” diyen Erkan Gürkan, son 10 yılda dış ticaret açığımızın % 41’ini petrol ve doğalgaz ithalatının oluşturduğunu vurguladı. Son 10 yılda Türkiye’nin 154 milyar USD birincil enerji ithal ettiğine dikkat çeken Erkan Gürkan, bu rakamın dış ticaret açığımızın % 41’ini oluşturduğunu söyledi. Gürkan, “Enerjiyi boşa harcamamak Türkiye için yaşamsal bir öneme sahip. Verimlilik tüm toplum katmanlarını ilgilendiriyor. Şehirler, sektörler ve şirketler artık yeşil stratejiler geliştirmeli ve uygulamalı” dedi. Kentleşme ve sanayileşme enerji ihtiyacını arttırıyor. Sanayileşen ve kentleşen ülkemizde enerji arz güvenliği en önemli sorunların başında geliyor.

Verimlilik teknik bir mesele değil bir kültür ve anlayış meselesi

  İklim değişikliği ve artan sera gazı emisyonu tüm dünyada yeni bir ekonomik anlayışı tetikledi. Yeşil ekonomi olarak tarif edilen bu yaklaşım ülkemizde henüz yeterince anlaşılabilmiş değil. Kyoto sonrasına ülkemizi hazırlamak için bir dizi çalışmanın yapılması gerekli. Ülkemizin rekabetçi gücünü yükseltmek için yeşil ekonomi ürün ve hizmetlerini bir kaldıraç olarak kullanmalıyız. Uluslararası Enerji Ajansı’nın hazırladığı bir çalışmaya göre enerji verimliliği ve yeşil ekonomi kapsamında dünya çapında 2010-2030 arası 8,3 Trilyon USD yatırım yapılırsa bu yatırımdan 8,6 trilyon kazanç elde edilecek ve karbon emisyonu azalacak. Son 10 yılda Türkiye 154 milyar USD birincil enerji ithal etti. Bu dış ticaret açığımızın % 41’ini oluşturdu. Enerjiyi boşa harcamamak Türkiye için yaşamsal bir öneme sahip. Verimlilik teknik bir mesele değil bir kültür ve anlayış meselesi. Enerji verimliliği konusunda toplumsal bilinç oluşturmak şart. Verimlilik tüm toplum katmanlarını ilgilendiriyor. Şehirler, sektörler ve şirketler artık yeşil stratejiler geliştirmeli ve uygulamalı. 0,27 TEP olan Türkiye’nin enerji yoğunluğunu 0,10 TEP düşürecek bir ulusal verimlilik hedefi benimsenmeli. Ulaşım araçlarında elektrik kullanımı artacak. 2030’da araçların yarısından fazlası alternatif yakıtlarla çalışacak.

Rekabetçilik, sürdürülebilirlik ve yeşil ekonomiye geçiş programı

  Verimliliğe sadece enerjiyi kullanırken değil, üretirken, dağıtırken, piyasa ve kamu

mekanizmalarını çalıştırırken kısaca her aşamada dikkat edilmeli. Elektrikli ev aletleri, aydınlatma, yalıtım, ısıtma ve soğutma, elektrikli motorlar, ulaşım ve sanayi üretiminde verimlilik için yapılması gereken çalışmalar var. İklim değişikliği tehditi altındaki bölgelerimiz için özel çalışmalar yapılmalı. Toprak, su ve havanın korunması verimlilik bağlamında ele alınmalı. Türkiye Enerji Verimliliği Derneği tarafından hazırlanan ‘Türkiye Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışmaları Raporu’ dernek üye ve temsilcilerinin katıldığı bir toplantıda masaya yatırıldı.

   

Karadağ Başbakanı Milo Dukanoviç: “Türk yatırımcılarla birlikte çalışmak istiyoruz”

0

Haber: İlker ÇAKAN 

  TOBB Başkanı ve EUROCHAMBRES Başkan Yardımcısı M. Rifat Hisarcıklıoğlu Karadağ Başbakanı Milo Dukanoviç ile görüştü. Karadağ’ın Budva kentindeki görüşmede, Dukanoviç, Hisarcıklıoğlu’na Türk yatırımcılarla birlikte çalışmak istediklerini iletirken, “Burada yatırım yapın. Örneğin otomobil, beyaz eşya, elektronik eşya ve tarım alanında burada birlikte çalışalım. Belki bölgeye giriş için burayı üs haline getiririz” dedi. Hisarcıklıoğlu ise, balkanlarda 20 bin Türk girişimcisi olduğu ve Türk girişimcilerin Türkiye dışındaki yatırımlarının 20 milyar ABD dolarına ulaştığı bilgisini verirken, Karadağ’ın geleceğine inandıklarını söyledi. Hisarcıklıoğlu, uygun görüldüğü takdirde OSB’lerle ilgili deneyimleri de Karadağ ile paylaşabileceklerini aktardı.

TOBB Başkanı ve EUROCHAMBRES Başkan Yardımcısı M. Rifat Hisarcıklıoğlu:

“İş Konseyinin de talebi ile THY Podgorica’ya doğrudan uçmaya başladı”

  Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (EUROCHAMBRES) Başkan Yardımcısı sıfatıyla Karadağ’ın Budva şehrinde gerçekleştirilen “Karadağ Ekonomisi: Ulaşılan Başarı Düzeyi, Gelişme Yönü ve Beklentiler” konulu toplantıya katılan TOBB Başkanı ve EUROCHAMBRES Başkan Yardımcısı M. Rifat Hisarcıklıoğlu Karadağ Başbakanı Milo Dukanoviç  tarafından kabul edildi. Türkiye’nin Karadağ Büyükelçisi Birgen Keşoğlu’nun da katıldığı görüşmede TOBB Başkanı ve EUROCHAMBRES Başkan Yardımcısı M. Rifat Hisarcıklıoğlu Karadağ’daki toplantıya Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği temsilcisi olarak geldiğini hatırlattı ve Türkiye’nin Karadağ ile olan yakın ilişkileri üzerinde durdu. İş konseyinin çalışmalarından da söz eden Hisarcıklıoğlu “İş Konseyinin de talebi ile THY Podgorica’ya doğrudan uçmaya başladı.

Ekonomimiz dünyanın 16’ncı, Avrupa’nın da 6’ncı büyük ekonomisidir

  Doğrudan uçuşlar, ülkelerimiz arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri daha da geliştirecektir” dedi. Türk iş dünyası hakkında Başbakan Dukanoviç’e  bilgi veren TOBB Başkanı ve EUROCHAMBRES Başkan Yardımcısı Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu: “Ekonomimiz dünyanın 16’ncı, Avrupa’nın da 6’ncı büyük  ekonomisidir. 135 milyar dolarlık ihracatımızın % 92’si sanayi mallarından oluşmaktadır.

11 değişik otomobil markasının üretim yaptığı tek ülke Türkiye’dir

  Dünya’da ABD’den sonra 11 değişik otomobil markasının üretim yaptığı tek ülke Türkiye’dir. Avrupa’da satılan her 3 televizyondan biri Türkiye’de üretiliyor. Aynı şekilde, her 3 beyaz eşyadan biri de Türkiye’de üretiliyor. Müteahhitlik sektörümüz, 82 ülkede, iş yapıyor. Dünya’da müteahhitlik sektöründe Çin’den sonra ikinci sıraya yükseldik. Turizm’de dünyanın 7’nci büyük destinasyonuz. Balkanlarda 20 bin Türk girişimci var. Türk girişimcilerin Türkiye dışındaki yatırımlarının tutarı 20 milyar ABD dolarına ulaştı        

Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması işlerlik kazansın

  Görüşmede, “Siyasi düzeydeki iyi ilişkileri, iş yapma ortamında da bize vermenizi istiyoruz. Türkiye ile Karadağ arasında Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması işlerlik kazanmalıdır” ifadesini kullanan Hisarcıklıoğlu, Karadağ’ın geleceğinin çok iyi olacağına inandıklarını vurguladı.

Dünya Bankası ve İMF bize yol göstermiyor. Biz, programlarımızı uyguluyoruz

  TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (ETÜ) hakkında bilgi veren Hisarcıklıoğlu, kurdukları düşünce kuruluşu ile de bölge ülkelerine dönük çeşitli alanlarda kapasite inşa çalışmaları yapıldığını anlattı. Artık, Dünya Bankası ve İMF bize yol göstermiyor. Biz, programlarımızı uyguluyoruz. Tecrübelerimizi paylaşıyoruz. Bu tecrübelerimiz arasında organize sanayi bölgesi çok önemli. Türkiye’de sanayi alt yapısının gelişmesi ve yaygınlaşması açısından çok önemli bir işlevi yerine getirdi. Bu alanlardaki deneyimlerimizi memnuniyetle paylaşmak isteriz” dedi.

 
                                    
                               TOBB Başkanı ve EUROCHAMBRES Başkan Yardımcısı
                             M. Rifat Hisarcıklıoğlu-Karadağ Başbakanı Milo Dukanoviç
 
Karadağ Başbakanı Milo Dukanoviç:

“Bölgenin en dinamik ekonomisi olma yolundayız”

  Karadağ Başbakanı Milo Dukanoviç ise iki ülke ve odalar arasındaki ilişkilerden memnuniyet duyduğunu belirtirken, Büyükelçi Sayın Keşoğlu ile de çok iyi ilişkilerimiz var. İlişkilerimiz giderek gelişiyor. Türkiye’den Karadağ’a gelecek yatırımlardan çok mutlu olacağız. Bazı işadamlarınız burada yatırım yaptı. Kuşkusuz bu sadece bir başlangıç. Küçük bir ülke olsak da, Bölgemizin en dinamik ekonomisi olma yolundayız. Çok hızlı bir gelişme olacak. Özellikle, inşaat, enerji ve turizmde çok hızlı bir gelişme olacak. Türk firmalarını bekliyoruz. Karadağ’ın kapıları size sonuna kadar açıktır” diye konuştu.

Türkiye, Avrupa için de çok önemli bir güç

  Türkiye’nin gücünün ve potansiyelinin farkında olduklarını bildiren Dukanoviç, şunları söyledi: “Türkiye, Avrupa için de çok önemli bir güç. Avrupa’nın bunun farkında olduğunu söylemem zor. Avrupa’da maalesef birçok ülke Türkiye’nin gücünün ve potansiyelinin yeterince farkında değildir. Bu durum elbette kendi zararlarınadır. Biz bunun farkındayız.

Son yıllarda ekonomimizin geldiği noktadan çok umutluyuz. Özellikle, enerji, altyapı, inşaat ve konut sektöründeki gücünüzü bilerek bu konuyu açtım.

Bölgeye giriş için burayı üs haline getiririz. Bu konuda birlikte çalışalım

  Endüstri konusunda çok önemli adımlar attığınızı biliyorum. İhracatınızın kompozisyonu da bunu gösteriyor zaten. Turizmde de çok iyi konumdasınız. Ama burada Allah vergisi doğal güzellikler kuşkusuz önemli. Burada yatırım yapın. Örneğin, otomobil, beyaz eşya, elektronik eşya ve tarım alanında burada birlikte çalışalım. Belki bölgeye giriş için burayı üs haline getiririz. Bu konuda birlikte çalışalım. Her iki taraf olarak nerede buluşabileceğimize bakalım.”

                                                                                     

Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nün başarısı

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Trabzon- İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri edinilen bilgilere göre yapmış oldukları   çalışmalarda; mitsubishi marka panelvan minibüs içerisinden ve Gürcistan’dan İstanbul iline gitmekte olan Gürcistan plakalı araçlardan muhtelif markalarda toplam 18.630 karton paket gümrük kaçağı sigara ele geçirilmiş, toplam 4 şüpheli şahıstan Gürcistan uyruklu olan 3 şüpheli yapılan adli işlemlerden sonra sınır dışı edilip,1 şüpheli hakkında da adli tahkikatın devam etmekte olduğu öğrenildi.

Ahmet Ayaz’ın “Bir Demet Şiir” kitabı üzerine

0

  1947’de Gaziantep-Oğuzeli’nin Yakacık Köyünde doğdu. İlköğrenimini Yakacık Köyünde, Orta ve Lise Tahsilini Gaziantep’te tamamladı. Uzun Süre Gaziantep Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü emrinde şef olarak görev yaptı. 1995 tarihinde “Askerin Türküsü”  isimli şiiri Tuğ General. Zafer Özkan tarafından bestelettirilerek 10. Piyade Tugayı Marşı yapıldı. 1988 yılında Gaziantep Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünden emekliye ayrıldı. 2007 Sabit İnce Jüri Özel Ödülü, aldı. “Doğduğum Günden Beri(Şiirler)”,  Şair, araştırmacı yazar, gazeteci olarak dikkat çekti.  Bir süre Atatürkçü Düşünce Derneği, Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti gibi daha birçok derneğin yönetim kurulu ve üyelik görevlerinde bulundu. Birçok dergide şiirleri yayınlanmış,  gazete ve dergilerin bir kısmında da “Kültür ve Sanat” sayfaları çıkartmıştır.

  “Doğduğum Günden Beri, Mayıs 2007″  adlı kitabının sunuş yazısında, Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı, sayın Abdullah Sabri Kocaman Ahmet Ayaz’dan için şöyle diyor: ” ‘Bir ülkenin türkülerini yapanlar yasalarını yapanlardan daha güçlüdür.’  Büyük ozan  Pablo Neru’da.  Geleneğin, göreneğin, örf ve adetlerin, özgün yaşamın sonuçlarına bakarak… Her  kuş kendi coğrafyasının  renklerini taşır kanatlarında…’ sözünde olduğu gibi,  Sayın Ayaz’da da  kendi coğrafyasının renklerini yansıttığı bu kitabıyla, önemli bir çalışmaya imza attı.” Sanatçı Ahmet Ayaz,  Şiir hakkındaki görüşlerini:  “Şiir, şairin iç dünyasını yansıtır. Biraz da zor iştir; fakat işçilik işi değildir. Kelimelerin yan yana dizilmesiyle meydana gelir; ama kelimeleri de şiirin ustaları dizer; çünkü kabiliyet gerekir. Kabiliyet ise şairlerin yaradılışlarında mevcuttur. Şiirde ölçü, uyak, olmasa da nesirden farklı bir yapıdır. Bir anlam bütünlüğü, bir ana fikir olmalıdır.

  Ne yazık ki, bugünlerde şiirin büyük çoğunluğu da siyasî mafyaların eline geçti. Türk şiiri kan kaybına uğradı; ama ne olursa olsun bir Necip Fazıl Kısakürek, bir Tevfik Fikret, asla inkar edilemezler. Günümüzün ustalarından Yavuz Bülent  Bakiler, Abdürrahim Karakoç, edebiyatımızda sönmeyen birer yıldızdırlar. Parlayıp duracaklardır. Eline kalemi alanların hepsi de şair olsaydı, Ahmet Haşim’in, Muallim Naci’nin isimleri çoktan unutulurdu. Yukarıda belirttiğim gibi tezekten kale yapmayın.  Bir yağmur sonucunda sel götürür her tarafı pis kokular sarar,  rezil olursunuz. Şiir konusunda şiirin ucundan kıyısından bir şeyler anlatmaya çalıştım.

  Bir de usta kalemlerimiz ne demişler onlara bir göz atalım.” diyerek şiir hakkında düşüncelerini sıraladıktan sonra usta kalemlerin “Behçet Necatigil(Şiir Defteri), Suut Kemal Yetkin(Denemeler), Hasan Hüseyin(Yazko Edebiyat), Munis Faik Ozansoy(Hisar), Cahit Sıtkı Erdoğan(Ziya’ya Mektuplar), Orhan Veli Kanık(Varlık Dergisi); Nazım Hikmet Ran(Mapushaneden Mektuplar), Necip Fazıl Kısakürek(Büyük Doğu), Ahmet Hamdi Tanpınar(Yaşadığım Gibi), Abdulhak Hamit(Makber), Nurullah Ataç(Günce), Yavuz Bülent Bakiler(Bizim Ece), hakkındaki görüşlerini dile getirir.

  Ahmet Ayaz,(Kavgam Barış İçin) adlı kitabında da şiirle ilgili olarak şu görüşlerini sıralıyor: ” …Taş ve biriketlerin dizilişinden binalar, sözcüklerin dizilişinden ise şiirler meydana gelir; ama her ikisi de usta ister. Şiirin hası, okuyucunun beyninde iz bırakır. Gerisi baş ağrısıdır.”Şiir için söylenecek çok şey vardır. Şiir için söylenecekler asla yeterli de olmayacaktır. Şiir yazmak hem kolaydır hem de çok çok zordur. Bir Fransız yazar: “Yirmi bin yıl sonra okunmayacağımı bilseydim, elime kalemi almazdım.” diyor. Yahya Kemal: “Bir şiiri yazdığımda kelimeler oturmamış ise bu şiiri çoğu kez uzun yıllar askıya alırım, bekletirim. O şiire bir kelimeyi yerleştirmek için yıllarca beklerim, bulduğum kelime uymazsa yine beklerim. Böylece bir şiiri, bazen on yıl, on beş yıl beklettiğim olmuştur.” demektedir.  Ahmet Ayaz’ın düşünceleri de bundan farklı değil.

  Doğrusunu söylemek gerekirse şiir, bir mermer ustasının mermere, bir hattatın yazıya, bir kuyumcunun altına, zümrüte sanatını, zekası, hayâllerini kazıması kadar zor bir iş şiir. Sabır, zaman, azim ve çalışma ister. Şiir, okunduğu esnada insanı duygulandıran, düşündüren, düşünürken güldüren, bir şeyler veren ve yığınların yüreklerini o şey uğrunda titretendir. 

Şiir, bazen dağda Köroğlu, Dadaloğlu, bazen bir tekkede Yunus, Hacıbektaş  bazen yumruklarımızı sıkıp sessiz sessiz gözyaşı döktürten bazan da elimizi kulağımıza attırıp hüngür hüngür ağlatan büyülü bir şeydir. Yoksa, şiir şiir olmaktan çıkıp nesir olur. Halbuki, şiiri nesirden ayıran en önemli fark, söylenmek istenen bir çok maksadı, kısa ve öz olarak, kolay ve etkileyici bir şekilde, bir veya birkaç mısrada anlatabilmiş olmasıdır.  

Ahmet Ayaz ve “Bir Demet Şiir” seçkisi:

  “Bir Demet Şiir”, küçük bir ansiklopedi diyebileceğimiz bir kitap.  Toplam 252 sayfadan ibaret; ama taşıdığı değer açısından ölçüldüğünde iki yüz elli iki kilo altın değerinde… Toplam olarak kırk dokuz sanatçının kısaca tanıtıldığı nefis bir baskı, kapak ve dizan ile birleştirilmiş nadide eser.

Tek kusur ciltlenmesinde. Elinize aldığınızda uzun soluklu açıp kapamalar sonucu ciltleri dağılıyor. Bu eserde bir çok değerli şairin hayatı değer buluyor:

  Ahmet Ayaz, Abdülhadi Bay, Ahmet Berat Ünal, Ahmet Çevik, Ahmet Yumuşak, Ali Aldemir, Ali Çapan, Ali Gözütok, A.Soydan Atasayar, Ayfer Yaba, Ayşenur Bulgu, Canan Ereren, C.Orkun Pehlivan, Ercan Kurban, Erkan Acar, Fahri Bulut, Fatma Biber, Gürsel Güveloğlu, Hasan Geneyikli, İsmihan Erdoğmuş, Kazım Güveloğlu, M. Fatih Öztemir, M. İhsan Uslu, Mehmet Kara, Mehmet Nacar, Mehmet Türkan, M. Yıldırım Katrancı, Mert Heper, Mukim İşbilir, Musa Karaca, Nuray Kurban, Orhan Erdoğan,  Osman Genç, Osman Öcal, Pınar Atay, Rahime Kaya, Recep Akıl, Remzi Timar, Sacide Yaylaz, Seyfeddin Karahocagil, Songül Karsan, Suna Hemengül, Süleyman Erkuvan,  Şükran Günay, Şükrü Aktaş, Tamer Abuşoğlu, Turan Ufuktan, Vehibe Yersel, Yusuf Değirmencioğlu gibi sahasında ün yapmış sanatçılara yer veriyor.

  Sanatçı bu eserinde ele aldığı sanatçıların kısa hayat hikâyeleri ve eserlerinden sonra şairlerin şiirlerinden seçilmiş örnekleri sergiliyor. Sayın Ayaz’ı bu verimli çalışmalarından dolayı kutluyoruz. Daha nice güzel çalışmalara bu çalışmaların örnek teşkil ederek emeğin, alın terinin, gayretin ve de maharetin gören gözler tarafından iltifata tabi olması dileklerimizle başarılarının devamını diliyoruz.

error: Content is protected !!