Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
Çanakkale-Eceabat Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı B. Erdinç Tursun, Eceabat konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
Milli Park sorunumuz vardır
“Toplam 455 üyemiz vardır. Her yıl 25-30 üyemiz çıkıyor ve bir o kadar üyemizde her yıl yeni kayıt yaptırıyor. Dolaylı olarak üye sayımızda bir azalma ve çoğalma olmuyor. Üyelerimize kredi veriyoruz ancak paranın geri dönüşümünde sorun yaşıyoruz. Bu sorunumuz yıllara geriye doğru baktığımızda geriden gelen bir sorunumuzun olduğu ortaya çıkmaktadır. Bizim Milli Park sorunumuz vardır. 2002 yılında Sayın başbakanımızın ilçemize gelmesi ile birlikte biz bu turizmi lehimize çeviremedik. Çevre illerden gelenler burayı bir potansiyel gördü. Eceabat halkı olarak biz bundan gerekeli faydayı sağlayamadık. Örnek olarak İstanbul- Kağıthane Belediyesi geliyor. Buraya yılda onbinlerce insan geliyor ama gelen insanlar çeşitli firmalarla yemekleri geliyorlardı. Daha sonraki yıllarda yöre insanımız kendini geliştirdi. Yöresel faaliyette bulunan birkaç işletmeci arkadaşlarımız çıktı.
İl dışındaki belediyeler Çanakkale turları düzenliyorlar
Bu seferde belediyeler işi taşeron firmalara işi ihale etti. Kendileri bu sefer sabah öğle akşam diye fiyat vermeye başladılar. Bu firmalar insanları on bin liraya doyuracağım diyor fakat kendisi belediyeye onbeşe veya yirmiye satıyor. Burada suya sabuna dokunmadan ortada bir rant var. İl dışındaki belediyeler Çanakkale turları düzenliyorlar. Fakat biz esnaf olarak bir şey kazanamıyoruz. Onlar her şeylerini beraber getiriyorlar. Sadece bize çöp bırakıyorlar. Belediyeler bu tur işlerinden ellerini çeksinler. Belediyelerin işleri turizm yapmak değildir. Bu işi her bölgede çalışan insanlar yapsınlar. Bu iş için ben Ulaştırma Bakanlığından D2 belgesi aldım.Fakat Ulaştırma Bakanlığının çıkarmış olduğu bu belgeyi Çanakkale Valiliği kabul etmeyerek bu konuda iş yapanlara Y belgesi vermeye başladı. Burada bir haksızlık olmuş oldu. Bu konuyu biz mahkemeye verdik.
D2 belgesini almak için devlete o zaman 16 milyar yatırdım
Valilik savunmasında gezi özgürlüğünü kısıtlayamazsınız tezini savundu. Y Belgelerinin süresi 2015 yılında bitecek ve bu belgeyi alanlar tekrar insan taşıyamayacak. Ben D2 belgesini almak için devlete o zaman 16 milyar yatırdım. Daha önce D2 belge almayan insan tur taşımacılığı yapmıyordu. Ben bu yüzden ceza yediğim için D2 belgesi aldım. O zaman Çanakkale Valiliği bir genelge çıkararak, valilikten Y belgesi alanların Eceabat içinde tur taşımamacılığı yapabileceğini belirtti. Y Belgesi güzergah taşımacılığı belgesidir. Bizim aldığımız D2 belgesi ise Türkiye ve yurt dışına grup yolcusu taşıma belgesidir. Kısaca D2 belgesi zaman tarifesiz yolcu taşımacılığı belgesidir. Bir yolcuyu bir yerden alıp, diğer yere arak durak yapmadan saat tarifesi olmayan düzenli-düzensiz yolcu taşımacılığıdır. D2 belgesinin değeri 16 milyardır.
Valiliğin verdiği bu Y belgesinin değeri 500 TL’dir
Bunun yanında 75 koltuklu bir araç istiyor. Bunun için ayrıca üç araç alsanız 50’şer milyardan üç araç 150 milyar eder. Çanakkale bölgesinde bu belgeyi 3 kişi aldı. Biz bu belgeyi aldıktan 3 yıl sonra Valilik ilçeler arası 100 km. sınırı aranmaksızın Y Belgesi vereceğini belirtti. Valiliğin verdiği bu Y belgesinin değeri 500 TL’dir: Çanakkale Valiliği Y Belgesi ile ilgili genelgeyi 2 yıl önce çıkardı. Çanakkale Valiliğinin vermiş olduğu Y belgesinin iptali için Eceabat, Ezine, Bayramiç Taşıyıcılar Kooperatifi olarak bununla ilgili mahkemeye dava açtık. Mahkeme gezi özgürlüğünü kısıtlayamazsınız diye karar vererek davayı biz kaybettik.
Mahkeme bununla ilgili Çanakkale Valiliğinin vermiş olduğu Y belgesini uygun gördü. Bu konuda valilik kararı Ulaştırma Bakanlığının çıkarmış olduğu karardan üstün değildir. Eceabat’a yılda ortalama 2 milyondan fazla insan geliyor. Biz yöre esnafı olarak bundan yeteri kadar faydalanamıyoruz. Bunun için taşımacılık yapan firmaların düzenli olması ve belediyelerin bu işten el çekmeleri, taşımacılık işlerini turizm belgelerin araçların yapması gerekir. Bunun sonucu yöre insanına katkısı olacaktır. Özellikle ilçede paket turu yapacak firmaların oluşturulması gerekir. Belediyeler turizmden el çeksinler, yolcularını Eceabat sınırlarında bıraksınlar ve Eceabat sınırları için gelen misafirleri biz gezdirelim diyoruz. Bu önerimizi Eceabatlı esnaflar olarak istiyoruz.
Turlarlarla gelen insanlar rehber almadan gezemeye çıkamıyorlar
İlçemize 2 km. uzaklıkta ana tanıtım merkezi yapıldı. Bu ana tanıtım merkezinin 3-4 yıl önce ihalesi verildi. Zamanında bu ihale ile ilgili birçok söylentiler çıkmıştı. Buraya il dışından gelen turlarlarla gelen insanlar rehber almadan gezemeye çıkamıyorlar. Buraya turlarla gelen insanlara bazı standartlar getirildi. Tanıtım merkezine gelecek insanları gezi alanında gezdirmek için Çevre ve Orman Bakanlığı-Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından 90 tane araç alımı için ihale yapılacağını öğrendik. Bu araç alımını bir firma alacak. Buradan yine böylece hiçbir gelir Eceabat insanına yansımayacaktır. Bu durumu ilçemize Mart ayında gelen Çevre ve Orman Bakanımız Veysel Eroğlu’na söylemiştim. Bu konuşma basına kapalı olarak yapıldı.
Biz milletvekillerimizden çocuklarımıza iş istemiyoruz.
Biz milletvekillerimizden çocuklarımıza iş istemiyoruz. Biz müstecir olmak istiyoruz. Bu alınacak 90-100 tane arabayı bizim kooperatiflerimiz alsın. Böylece ilçe dışından şehitlikleri gezmek için Eceabat’a otobüslerle gelen insanlar ana tanıtım merkezine gelecek daha sonra ise alınacak bu 90 tane araçla ziyaretçiler bu araçlarla rehberler eşliğinde gezeceklerdir. Bu ilçe içi taşımacılığı ile ilgili 90 araç alımı ihalesinin kooperatif olarak bize verilmesini istiyoruz. Biz alınacak o arabaların üzerinde şoförlük yapmak istemiyoruz. Biz müstecir olarak devletimize katma değer vergisi verip, istihdam sağlamak istiyoruz. Milletvekillerim ve bakanlarımdan benim çocuklarıma iş bul istemiyorum. Ben yıllarca Milli Parklarda taşımacılıkta zarar görmüş bir insanım.
Sayın Başbakanıma ve Sayın Cumhurbaşkanıma,
bütün bakanlarıma buradan sesleniyorum
Bundan sonra bunun meyvesini görmek istiyorum. Sayın Başbakanıma ve Sayın Cumhurbaşkanıma, bütün bakanlarıma buradan sesleniyorum. Devlete verdiğim vergi 2002 yılına kadar yükselirken, devlete verdiğim vergi 2002 yılından sonra düşmeye başladı. Ben vergimi yükseltip, devletime daha çok vergi vermek istiyorum. Ben alınacak arabalarda şoförlük yapmak istemiyorum, ben müstecir olmak istiyorum. Benim esnafım müstecir olmak istiyor. Buraya Milli Park kurulalı 30 yıl oldu. Şimdiye kadar ekonomik olarak kazanamadık. Artık burada yaşamanın meyvelerini görmek istiyoruz. Burada geçen bir anımı anlatmak istiyorum. Büyük Anafartalar da yaşayan arkadaşım Direk Avcı’nın babası Dede Mehmet Avcı o zaman tarlasına yağmurdan sığınmak için 3-4-5 metrekare dam yaptırdı. O zamanlar burada hapishaneler vardı.
Gelibolu Yarımadası Milli Parkının tüm işletmeciliğini biz istiyoruz
Bu nedenle Dede Mehmet Avcı 6 ay bu hapishanede yattı. Hapishaneden çıktıktan sonra adam kahrından vefat etti. Bu hiçbir zaman unutamadığım bir anıdır. Saroz Körfezine yapı yapan zenginler ise para cezası ödeyerek hayatlarında hiçbir kısıtlama yaşamadılar. Biz o zaman ilk şehitlerimizi burada verdik. Biz yerel halk olarak Gelibolu Yarımadası Milli Parkının tüm işletmeciliğini biz istiyoruz.Raci Bademli tarafından hazırlanan beş yıllık uzun dönemli kalkınma- gelişme planı o dönemin bakanına, cumhurbaşkanına sunulduğu zaman buradan pay alacaktık.Buradan hiçbir pay alamıyoruz. Bize ev pansiyonculuğunu uygun görüyorlar. Bizi Biz burada 200-300 yataklı pansiyona bakıyorduk. Burası 3-5 yılı sonra turizme açılacak ve buraya dışarıdan insanlar gelecektir.
Biz ırgatlık yapmak istemiyoruz
Böylece diğer yerlerde olduğu gibi ırgatlık yapacağız. Biz ırgatlık yapmak istemiyoruz. Yerel yöneticilerimiz bu konuda pasif davranıyorlar. Bizim gibi gerekli duyarlılığı göstermiyorlar. Son 15 yıldır buraya gelen kaymakamlarımıza kendilerine Malkara örneği vererek diyorum ki Malkara’ya 30-40 yıl önce orada görev yapan kaymakamımız o zaman fabrika işletim ünitesi ile birlikte kurulan süt birliği ilçeye 10 km. uzakta iken bugün ise Malkara 10 km. dışarı büyüdü ve o zaman kurulan süt fabrikası bugünkü ilçe sınırları içinde kaldı. Böylece o zaman kurulan süt fabrikası sayesinde Malkara bugün çok büyüdü. Bundan önceki kaymakamdan iki ay önce gelen kaymakamımız bir süt birliği kurdu. Daha sonra gelen kaymakamız tarafından bu süt birliğinin işletmesi bir şahsa verildi. Bu şahısta bildiğim kadarıyla üreticilere süt parası vermiyor, yem veriyor.
Buranın işletme hakkı bizim hakkımızdır
Türkiye bulunan 35 milli parktan birisi Gelibolu Yarımadası Milli parkıdır. Burası ayrı özellikle işletiliyor. Buranın işletme hakkı bizim hakkımızdır. Burada insanlara birbiriyle geçinemediği için bize de ceza veriliyor. Devlette siz birbirinizle geçinemiyorsunuz diye işletmeciliği başkalarına veriyor. Bizde böylece ırgatlık yapmış oluyoruz. Burada bağcılık yapmak istiyoruz. Buradaki devletin ziraat kurumu bir işe yaramıyor. Vatandaşla yeteri kadar ilgilenmiyorlar. Bundan yaklaşık 20 yıl önce bir tane emlakçı insanlarımızı ikna ederek elerindeki tarım arazileri satın aldı.Bugün burada 5-6 emlakçının elinde olan ve geçmiş dönemlerde 5-10 bin dönüm yerler toplanmış ve parsellenmiş ve burada % 20 inşaat oluyor. Şimdi satın alınan bu tarım arazilerinde bağcılık yapılıyor ve şimdi bizimkiler burada ırgatlık çalışıyor.
Geçmiş dönemlerde alamadığımız kredilerimizi bu dönemde aldık
Buranın üzüm bağları meşhurdur. Daha önce zaten burası eski Yunan kasabasıdır. Hayvancılık için kredi veriliyor. Devlet bunun karşılığı ipotek istiyor. Vatandaş ipoteği nasıl verecektir. Eskiden kredim 20 milyar iken bugün kredim 5 milyara çıktı. Bugün bölgemizde 75 milyar kredi verilebiliyor. Biz geçmiş dönemlerde alamadığımız kredilerimizi bu dönemde aldık. Bu yüzden buna sebep olanlardan Allah razı olsun. Biz zor dönemlerden, krizlerden geçtik. Bugün faiz oranı % 6’dır. Bu çok güzel bir orandır. Bugün rafımızı dolduracak mal alabiliyoruz ama satacak müşteri bulamıyoruz. Bu nedenle bize işletmecilik verilsin istiyoruz. Böylece özerkliğimiz olsun. Bizim milli parkımız diğerlerinden farklıdır. Bizimle ilgili Bakanlar Kurulundan bir karar çıkarılsın istiyoruz..”