Cuma, Aralık 19, 2025
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 243

AB Başkanlığı

0

  2012 yılının ikinci yarısında Rum idaresi “Kıbrıs” olarak, altı ayılığına, AB’nin Başkanlığını üstlenecektir. Hristofyas’ın Sayın Talat’la başlayan görüşmelerde olduğu gibi Sayın Eroğlu ile devam eden görüşmelerde de zaman kazanmak için oyun oynaması bundandır. AB Başkanı olarak Türkiye’yi daha da sıkıştırıp taviz koparacağı inancı ile hareket etmektedir. Sayın Ban Ki Moon da bunun farkına varmış olmalı ki, Haziran’da yapılacak üçlü zirveden önce iki “Kıbrıslı” taraftan uzlaşıcı yaklaşım ve gündemdeki 6 madde hakkında derinliğine görüşme ile elastikiyet beklediğini duyurmuştur. Genel Sekreter’in bu çağrısından anlıyoruz ki, 6 gündem maddesindeki herhangi bir mütabakat’ın Kıbrıs meselesini halledeceğine inanmaktadır. Meselenin ruhuna ve esasına bakmadan devam etmiş olan görüşmeler Kıbrıs Türklerinin hayatından 48 yılı alıp götürmüştür ve bütün gerçeklere rağmen, bir birine güvenmeyen iki halkı, 1960 benzeri ancak garantisiz, bir iç içe ortaklığa zorlamaktadırlar. Bunun sonucu 1963’den daha vahim olacaktır diyoruz; dinleyen yok!

  Şimdi “Ben Kıbrıs’ım, Kıbrıs’ın meşru hükümetiyim, Ben AB üyesi Kıbrıs’ın meşru temsilcisiyim” diyen eli kanlı, geçmişi bozuk, AB’nin inandığı her ilkeyi 16 günlük bebeklerle birlikte toplu mezarlara gömmüş olan bu idareye biz 48 yıldır  “Sen Kıbrıs’ı; Kıbrıs Türklerini temsil edemezsin, sen kanlı darbe ile 1960 ortaklığını yıkmış olan ve kahpelikle, yıktığın devletin adını gasp ederek adayı kendine mal etmeğe çalışın, Kıbrıs meselesi 1974 başlayan istila meselesidir yalanına sarılan; yaptığın kötülükleri inkar eden, eski Rum ortaksın; AB üyeliğin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ve onun halkını bağlamaz demeliyiz.

  Görüşmeler her iki tarafın kabul edebileceği bir uzlaşma için yapılmaktadır. Uzlaşmadan uzak oluş nedeni Rum idaresinin “meşru hükümetliği, yasa dışı AB üyeliğidir”. Hal böyle iken şimdi 6 aylığına AB’nin Başkanlığına oturacaklar, bir o kadar daha şımarıp, azacaklar.

  Türk tarafının bunu kabul etmesi mümkün mü? Görüşmelerin selameti için bu sahtekarların Başkanlığını AB “Kıbrıs meselesi halledilinceye kadar” erteleyemez mi? Erteleyemezse, biz bu yasa dışı gelişme karşısında, “bu sahtekarlıkların, bu gaspçıların, bu yasa dışı Başkanlıkları son buluncaya kadar, görüşmeleri tatil edeceğiz” diyerek, bunların dünya ile alay etmelerini dünyanın gündemine getirme yoluna gidemez miyiz? Yoksa bu sahtekarlık ve AB’nin dörde katlanan bu yanlışı ve duyarsızlığı karşısında da biz kuzu kuzu, masadan kalkmayan uslu çocuk imajımızı korumayı mı yeğleyeceğiz?

Amasyada yayına başlayan Haberci Bölge Gazetesi’ne yoğun ilgi

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Amasya’da yayın hayatına başlayan, Çakanlar Yayıncılık ve Matbaacılık tarafından yayınlanan “Amasya Haberci Bölge Gazetesi, okuyucularıyla buluştu. “Amasya gazete okuyacak” sloganıyla yola çıkan Amasya Haberci Gazetesi, ilk sayısına rekorla başladı. şimdilik 4 sayfalık içeriği ile her yaştan Amasyalının beğenisini kazanmayı amaçlayan gazete, ilk sayısında beş  bin baskı yaparak büyük bir rekora imza attı.
Amasya Haberci gazetesi ilk sayısını Amasya’nın dört bir yanına ücretsiz olarak dağıtıldı. Amasya Haberci ilk sayısında okuyucusunun beğenisini kazandı.
  Haftalık olarak yayınlanacak Amasya Haberci Gazetesi; aktüalite, siyaset, yaşam, ekonomi, eğitim, sağlık, kadın, çocuk ve alışveriş sayfalarında şehrin nabzını tutmayı başardı. Renkli ve kuşe kağıda baskılı olan, içeriği ve özel röportajlarıyla Amasya Haberci Gazetesi, güçlü yazar kadrosu ile dikkat çekti. Amasya basınının güçlü kalemleri Amasya Haberci’nin bundan sonraki sayılarına kalemleri ile renk katacak. Zengin içerik ve renkli sayfalarıyla toplumun tüm kesimlerine hitap eden Amasya Haberci, bundan sonra her hafta okuyucularıyla buluşacak.
 
                                     
                                  Haberci Gazetesi 1.sayfa   Haberci Gazetesi 2 .sayfa  
 
                                             
                                Haberci Gazetesi 3 .sayfa     Haberci Gazetesi 4 .sayfa

Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesinin dördüncü sayısı çıktı

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Gürcistan-Acara Özerk Cumhuriyetinin başkenti Batum’da yayın hayatına başlayan ve Batumi-Georgia Network Medya Grup tarafından çıkarılan, Türkiye temsilciliğini de Habergünebakış Sitesinin yaptığı  (www.habergünebakis.com)  Karadeniz Bölgesinin Türkçe-Gürcüce dilinde haftalık olarak yayınlanan tek gazetesi olan Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesinin dördüncü sayısı çıktı.”Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi” nin kağıdı kuşe, haftalık tirajı 5.000 olup, renkli olarak yayınlanmaktadır.

 
              
        Haberci Gazetesi 1.sayfa    Haberci Gazetesi 2 .sayfa  Haberci Gazetesi 3 .sayfa
 
             
          Haberci Gazetesi 4.sayfa  Haberci Gazetesi 5.sayfa  Haberci Gazetesi 6.sayfa
 
                                 
                              Haberci Gazetesi 7.sayfa    Haberci Gazetesi 8.sayfa

Arhavili Enver Şatır’dan kemençeli ayakkabı tamiri

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Artvin-Arhavi ilçe merkezinde yıllardır ayakkabı tamirciliği yapan 1948 doğumlu 64 yaşındaki Arhavi’nin ünlü kemençecisi Enver Şatır ayakkabı tamir dükkanına gelen müşterilerinin ayakkabılarını yaptıktan sonra dükkanında bulunan iki kemençesinden birisini  alarak sözlü kemençe çalıyor. Gelen müşteriler mini kemençe konserinden oldukça mutlu oluyorlar. Arhavili kemençe ustası Enver Şatır ilçeye gelen yerli ve yabancı turistlerinde oldukça ilgisini çekiyor. Küçük yaşlardan itibaren kemençe çaldığını söyleyen Kemençeci Enver Şatır; “Kemençe benim tutkumdur, herkes beni tanır.” diyor

Gürcistan’ın organik meyve ve sebze ürünlerine Arhavi’de yoğun ilgi

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Artvin-Arhavi ilçesinde her hafta Cumartesi günleri açılan sebze ve meyve pazarında Gürcistan-Batum’dan Gürcistan vatandaşları tarafından Arhavi’ye getirilen organik sebze ve meyvelere yöre halkı yoğun ilgi gösteriyor. 

 
                                            

                                             Gürcistan organik meyve ve sebzeleri

Türkiye Gürcistan-Batum Başkonsolosu Engin Arıkan

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Gürcistan-Batum Başkonsolosluğu  görevine başlayan Engin Arıkan, güleryüzlü ve aktif kişiliğiyle ön plana çıkıyor. 1 Ekim B2011 tarihinde görevine başlayan  Batum Başkonsolosu Engin Arıkan; Ankara Gazi Anadolu Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunudur.

  Ayrıca,  İngiltere  Oxford  Üniversitesi’nin bir yıllık Dışişleri Programı’nı (Foreign Service Programme) tamamlamıştır. Dışişleri Bakanlığı’nda merkezdeki görevlerinin yanısıra Sana (Yemen) Büyükelçiliği’nde, Londra Büyükelçiliği’nde ve Brüksel’de Avrupa Birliği nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Daimi Temsilciliği’nde görev yapmıştır. Türkiye’nin 2005 yılında Avrupa Birliği üyelik müzakerelerinin başlamasından bu yana müzakere sürecinin içinde yeralan Arıkan, son olarak Brüksel’de Avrupa Birliği nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Daimi Temsilciliği Müsteşarlığı görevini yürütürken Batum Başkonsolosu olarak atanmıştır. Batum Başkonsolosu Engin Arıkan evli olup, İngilizce bilmektedir.

Hopa Kaymakamı Abdullah Akdaş: “20 yıl önce olması gereken bir konuydu”

0

Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN

  Artvin-Hopa Kaymakamı Abdullah Akdaş, “Sarp Sınır Kapısı, Tır parkları, kimlikle geçiş”  konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;

  “Geçtiğimiz Ramazan Bayramının ikinci günü tır parklarını faaliyete geçirdik. Daha öncede söylemiştim iki tane tır parkımız olacaktı. Bunlardan birisi 300-350 tır alacak diğeri ise 80-90 arasında tır alıyordu. Bu iki parkımızı da böylece hizmete açtık. Sizin de söylediğiniz gibi 20 yıldır Sarp Sınır Kapısı açıktır. Sarp Sınır Kapısından yaklaşık 15 yıldır tırlar Gürcistan’a ve diğer ülkelere Azerbaycan, Ermenistan, Kırgızistan’a yük taşıyor. Ülkemizden transit geçen yabancı tırlarda var, yerli tırlarımızda var.

Tır parklarını gündeme getirdik ve taşıdık

  Bunlar Sarp sınır kapısının önünde uzun kuyruklar meydana getiriyordu. Sarp Sınır Kapısı ile Kemalpaşa arasında 4 tane tünelimiz var. Bu tünellerin içerisinde 100-150 tır kuyruk oluşturuyordu. Bu durum can ve mal güvenliği açısından tehlike arz ediyordu.  Biz geldiğimizde bu sıkıntıyı gördük. Bu sıkıntı memleketin, devletin sıkıntısıdır. Problemler, orada olan kazalar, milli servetten gidiyor. Orada olan kazalarda yaralananlar bizim vatandaşımız, yabancı vatandaş hiç önemli değil insandır. Bunların önüne geçmemiz gerekir diye düşündük. Tır parklarını gündeme getirdik ve taşıdık.

 
                                  
                           Hopa Kaymakamı Abdullah Akdaş Kopmuş TIR Parkında
 
Gümrük hakikaten son 4-5 aydır çok güzel çalışıyor

  Allahın izniyle 9 ayda yer tespiti dahil inşaat aşamasını bitirdik ve bayramın ikinci günü hizmete açtık ve şu an o çirkin görüntü yok. Tır kuyruğu yok. Tırlarımız sırasını biliyorlar. Çoğu zaman sıra bile olmuyorlar. Gümrük hakikaten son 4-5 aydır çok güzel çalışıyor. Bu park tırcılarımıza hayırlı, uğurlu olsun diyorum.  100-200’lük Tır kuyruğu sıralarında eskiden tuvalet, lokanta, mescit yoktu. Hepsi bir problemdi. Şimdi yeni yapılan Kopmuş Tır Parkımızda kafeteryasından, lokantasından, berber salonundan,  duşuna kadar tüm tesislerimiz; tırcılarımızın, şoförlerimizin, nakliye firmalarımızın hizmetindedir.

Camimiz pejmürde bir haldeydi

  Ben bu açıdan Hopa’da böyle bir hizmetin yapılmasına vesile olan bizimle beraber durmadan çalışan, gayret gösteren arkadaşlarımıza tüm teşekkür ediyorum. 20 yıl önce olması gereken bir konuydu, geç kaldı. Vatandaşlarımız kusura bakmasın. İnşallah bundan sonra da Sarp Sınır Kapısı Hopa istikametinde trafiğin düzgün akışını sağlayacak ek ilave tedbirlerde alınacaktır. Onun dışında Sarp Sınır Kapısı önünde bir çevre düzenlemesi yapmıştık. O çevre düzenlemesi neticesinde insanlarımızın oturacağı, kalkacağı, çay-kahve içeceği yerler meydana geldi. Camimiz vardı, pejmürde bir haldeydi. Bunlar toparlandı. Özellikle özel aracı ile gelen vatandaşlarımız için otopark yoktu, bunlar yapıldı. Kısa sürede bunlar tamamlandı. İnşallah bundan sonrada vatandaşımızın ihtiyacı olan, problem olarak addettiği konularda vatandaşımızın yanındayız.

 
                                
                                           Hopa Kaymakamı Abdullah Akdaş
                                   Kopmuş TIR Parkında TIR şoförleri ile birlikte
 
Çevre düzenlemesi hariç 1.800.000 TL. civarında bir harcama yaptık

  İki tır parkının maliyetini biz projelendirdiğimizde 800.000 TL. olarak düşünmüştük. Fakat daha sonra projede revize yaptık. Sistemi otomatik OGS sistemine dönüştürdük. Bununla beraber tesislerimizi daha modern bir hale getirdik. Basit bir şey olsun istemedik. Bununla birlikte proje revizeleri 2 milyon lirayı buldu. İhalelerimiz sırayla yapıldı. Şu anda Sarp Sınır Kapısı çevre düzenlemesi hariç 1.800.000 TL. civarında bir harcama yaptık. Bu harcama tamamen Kaymakamlığımız Köylere Hizmet Götürme Birliğimizin Bütçesinden karşılandı.     Bir kısım hala ödenmek üzere bekliyor.

Kendi kendine amorti eden bir yatırım oldu

  Biraz borçlandık. Bu konuda il özel idaresi elinden geleni yaptı. Sadece iş makinesi desteği verdi, onlara da teşekkür ediyorum. Şu an tır parkına giren her araç için bu hizmetten faydalandığı için belirlemediğimiz bir ücret alıyoruz. Aldığımız bu ücretle de bu borçlarımızı ödemeye başladık. Kendi kendine amorti eden bir yatırım oldu. Daha sonra borçlarımız bittikten sonra, amorti ettikten sonra, yine o elde edeceğimiz o gelirle Hopa’nın, Hopalı’nın sorunlarını çözmeye devam edeceğiz. Hem Hopalı kazanıyor, Hopa kazanıyor. Hem nakliye firmaları kazanıyor. Hem şoförlerimiz kazanıyor. Bu konuda kaybeden kimse yok, ülkemiz kazanıyor.

 
                                
                                        Artvin-Hopa Kaymakamı Abdullah Akdaş
                                              Kopmuş TIR Parkında incelemede
 
Toplam 1.800.000 TL. olan borcumuzun 1.000.000 TL.’sini ödedik

  Toplam 1.800.000 TL. olan borcumuzun 1.000.000 TL.’sini ödedik. Kalan borcumuz 800.000 TL.’dir. Borcumuzu da ödemeye devam ediyoruz. Bu sistemle yapılan hizmet tırcılarımız için yapılan bir hizmettir. Eskiden maalesef kuyruklar olduğu dönemde sollama dediğimiz olay yapılıyordu. Sıraya riayet edilmiyordu. Sistem şimdi otomatik olduğu için bu konuda bir problem kalmadı. İster istemez tüm şoförlerimiz kendi sırasına riayet edecektir. Tüm şoförlerimizi sıralarına riayet etmeleri konusunda özveriye davet ediyorum. Görevlilerin verdikleri yönlendirme ve talimatlara uymalarını bekliyorum.

Kendilerinin el kitabı şeklinde kullanacaklardır

  Aynı zamanda Tır parkalarına sahip çıkmalarını bekliyorum. Çünkü onlar için yapıldı. Devletin yatırımı, devletin malı ama bunlar kendilerine hizmet eden yapılardır. Ne kadar kollar ve korurlarsa o kadar hizmet alırlar. Eğer bir talepleri olursa, ihtiyaçları olursa bizim web sitemiz var, şikâyet kutularımız var. Taleplerini buradan alabiliriz. Ona göre de yanlış olan bir şeyler varsa, onları düzeltebiliriz. Onlara hayırlı, uğurlu olsun. Tır parkındaki sistemi anlatan, sistemin nasıl çalıştığını anlatan broşürlerimiz şu an hazırlanıyor. Bu broşürler tır parkına giren her şoföre verilecektir. İnşallah sizin gazetede onları yayınlarız. Hem Türkiye, hem Gürcistan ve hem diğer yabancı şoförlere bu broşürlerden birer adet alacaklardır. Hazırlanan bu broşürler; Türkçe, İngilizce, Rusça, Gürcüce dillerinde basılacaktır. Bunları kendilerinin el kitabı şeklinde kullanacaklardır.

Sarp Sınır Kapısının 9 ay önce Hindistan’ı andıran bir görüntüsü vardı

   Sarp Sınır Kapısının eskiden bundan yaklaşık 9 ay önce Hindistan’ı andıran bir görüntüsü vardı. Bir tarafta taşıyıcılar, bir tarafta 20-30 şoförün beklediği sıramatik denilen kuyruk, bir tarafta taksiciler bağırıyor, öbür tarafta dolmuşçular müşteri bekliyor. Böyle curcuna bir yerdi. Şu an yeşil alan olarak, vatandaşımızın hizmetine sunduğumuz yer çöplüktü. Denizin hemen kıyısında tahkimat deforme olmuştu. Deniz sürekli caminin etrafında yola doğru o malzemeyi alıyordu. Bize yakışır, memleketimize yakışır bir durum söz konusu değildi. Giden valimizin bu konuda büyük desteği oldu. Ona da ben buradan teşekkür ediyorum. Kaçkar Turizm Birliği’nin de çok desteği oldu.

Projemiz tam manasıyla bitmedi, devam edecektir

  Oradan sağladığımız küçük ödeneklerle biz bu işe başladık. Böylece orada çevre bu düzenlemesini yaptık. Bu memlekete yakışır bir ortam oldu. Türkiye’nin aynası dediğimiz kapılardan ülkemize giren vatandaş çöplükle değil, böyle düzensiz bir manzara ile değil, Hindistanvari bir manzara ile değil, artık modern bir görüntüyle karşılaşıyorlar. Bu bizim açıdan mutluluk verici bir olaydır. İnsanlarımızda bu ortama ayak uydurdular ve o ortama göre hareket etmeye başladılar. Özellikle Sarp Köylülerimiz koruyorlar ve sahip çıkıyorlar. Ama projemiz tam manasıyla bitmedi, devam edecektir. Orada çevre düzenlemesi adına şelale yapacağız. Aydınlatma sistemlerimizi biraz daha geliştireceğiz. İleriki zamanlarda küçük araçlar için yol kenarlarında kahvaltı evleri dediğimiz kahvaltı mekanları oluşturacağız. Bir turistin, bir yabancının ülkemiz hakkındaki düşüncesi bence biraz daha değişmiş olacaktır.

 
                                    
                           Hopa Kaymakamlığı Kopmuş TIR Parkı ve Dinlenme Alanı
 
Günde 7.500-8.000 yolcuyu Gürcistan’a gönderiyoruz

  Küçük araçlarla ilgili düzenlememiz var. Sarp Sınır Kapısından günde 350 civarında tır, yaklaşık 800-850 civarında küçük araç Gürcistan’a girmekte ve aynı oranda araç Türkiye’ye geri dönmektedir. Günde 7.500-8.000 yolcuyu Gürcistan’a gönderiyoruz. Aynı oranda yolcu Türkiye’ye giriyor. Hal böyle olunca bizim sınır kapımızın kapasitesi bellidir. Bazen küçük araçlarda yoğunluk olduğu vakit tır parkındaki ticari tırlarımız beklemek zorunda kalıyor. Sınır kapısında personel sıkıntısı da var. Aynı zamanda arabasını Türkiye’de bırakıp, yaya olarak geçenlerde var. Türkiye’de buradan başka hiçbir kara hudut kapısında yaya giriş kapısı yoktur. Nusaybin ve Cilvegözü Sınır Kapılarında yaya geçişi var ama bu kapılar ticari sınır kapıları değildir. Bunlar yaya geçişi olarak kurulmuş geçiş noktalarıdır. Hem ticari iş hacminin olduğu hem de turizm hacminin olduğu bu bölgede yaya geçişlerinin olduğu tek sınır kapısı Sarp Sınır Kapısıdır. Bizim asıl işimiz hem turizm açısından gelen turistlerin kuyrukta sıra beklememeleri, hem de ülkemizin can damarı olan ihracatın hiç beklemeden vatandaşımızın, firmamızın malını karşıya nakletmeleri bizim için çok önemlidir. Biz bu konuda düzenleme yapmak istedik.

Vatandaşımız çeşitli nedenlerle Gürcistan’a geçmek ihtiyacı hissediyor

  Bu küçük araç sayısı da her geçen gün artıyor. Vatandaşımız çeşitli nedenlerle Gürcistan’a geçmek ihtiyacı hissediyor. Bunun çeşitli nedenleri var. Çoğu karşı tarafta benzin, mazot ucuz olduğundan oradan mazot getirmeye çalışıyorlar, getiriyorlar. Bundan dolayı özel araçların haftada bir defa geçmesine müsaade edecek şekilde sistemi kurduk. Bu sistemimiz önümüzdeki günlerde faaliyete geçecektir. Fakat tarihini tam olarak bende bilemiyorum. Bu konuda üstlerimizin bize verecekleri talimatlarda önemlidir.

Çözümün haftada bir geçişte olduğunu düşünüyorum

  Çözümün haftada bir geçişte olduğunu düşünüyorum. Tırların ve yolcu otobüslerimizin sıra beklemeden işlemlerini çabucak yapıp, karşı tarafa geçmelerinin tek yöntemi küçük araç sayısının azalmasındadır. Otomobil ve pikap türü küçük araç sayısının azalmasıdır. Bunlara haftada birgün geçiş izni vereceğiz. Bu konuyla ilgili OGS sistemimiz hazır durumdadır. Karşı tarafta ihracat yapan, firma sahibi olan, dükkanı olan, esnaf olan veya çeşitli nedenlerle hergün gidip gelmesi zaruri olan kişilere günübirlik geçiş hakları vereceğiz. Bunun verileceği yerde Sarp Mülki İdare Amirliği’dir.

Mülki İdare Amirliği bir komisyon oluşturdu

  Mülki İdare Amirliği bu konuda bir komisyon oluşturdu. O komisyon değerlendirecek, evet bu kişi ihracat yapıyor, günübirlik gidip-gelmesi zaruridir diyecek ve tabi vatandaşımız onu belgeleyecektir. Aracına günübirlik giriş-çıkış hakkı vereceğiz. Fakat karşı tarafa sadece gezmek için, veyahut mazot alıp-gelmek için veya başka nedenlerle giden vatandaşlarımız özel araçlarıyla sadece haftada bir kez, 7 günde bir kez özel aracıyla geçebilecektir. İnşallah bu sistemde oturursak, Sarp Sınır Kapısındaki iş yoğunluğumuz azalacaktır. Asıl önem vermemiz gereken tırlara ve otobüslere daha öncelik vermiş olacağız.

Çıkış ve girişlerde yayalar için ayrı kapı açılacaktır

  Sarp Sınır Kapısında Türkiye’den çıkış ve gelişlerde yayalar ve tüm araçlar için kullanılan mevcut tek çıkış ve giriş kapısı vardır. Bu nedenle önümüzdeki günlerde çıkış ve girişlerde yayalar için ayrı kapı açılacaktır.

Bakanlar Kurulu karar verdiği an kimlikle geçiş başlayacaktır

  Başbakanımız Sarp Sınır Kapısına geldiğinde kimlikle geçişte önemli açıklamalarda bulundu. Bizde iki ülke açısından kimlikle geçiş sisteminin oluşabilmesi için gerekli alt yapı çalışmalarına başlamıştık. Alt yapı çalışmalarımız şu an için bitti fakat bu konuda biz hem İçişleri Bakanlığının, hem de Başbakanlığımızın talimatını bekliyoruz. Bu konuda da zannedersem konu Bakanlar Kurulu gündemindedir. Bakanlar Kurulu karar verdiği an kimlikle geçiş başlayacaktır.

Kendilerini geri çevirmek zorunda kalıyoruz

  Fakat buradan şunu önemle duyurmak istiyorum. Şu an için kimlikle geçiş yok. Bazı vatandaşlarımız kimlik geçiş başladı diye pasaport almadan Sarp Sınır Kapısına geliyorlar. Kendilerini geri çevirmek zorunda kalıyoruz. Kimlikle geçiş başladığı zaman hem ulusal basında, hem de yerel basında bunu vatandaşlarımızla paylaşacağız. Bu konuda bizden haber beklesinler. Boşuna masraf edip, kimlikle geçiş var diye Sarp Sınır Kapısına gelmesinler. Bu konuda yine süre veremiyoruz. Bu dediğim gibi Ankara’dan gelecek olan talimatla olacak bir iştir. Bu konuda Gürcü tarafı da hazırdır diye biliyorum.”

Artvin Valisi Necmettin Kalkan: “Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi iki ülkenin sesidir”

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Artvin Valisi Necmettin Kalkan, “Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi” ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi; Türkiye-Gürcistan arasında hem bir gönül köprüsü olup, aynı zamanda iki ülke arasındaki gelişmelerden bilgi sahibi olmak suretiyle iki ülke arasındaki dostluk bağları daha da güçlenecektir. Bunun sonucu olarak da Gürcistan Acara Bölgesi ile Doğu Karadeniz illeri arasındaki ticari, kültürel, ekonomik ilişkiler canlanacak ve daha da artacaktır. Haberci Gazetesi Gürcüce ve Türkçe yayınlanmış bir gazetedir bölge için güzel ve iyi bir gelişmedir.” 

Hopa Kaymakamı Abdullah Akdaş: “Haberci Gazetesini ilgiyle takip ediyorum ve gururda duyuyoruz”

0

Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN

  Artvin-Hopa Kaymakamı Abdullah Akdaş, “Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi” konulu yaptığım röportajda  şunları söyledi; “Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesini ilgiyle takip ediyorum ve gururda duyuyoruz. Geri dönüşü de alıyoruz. Gürcüce ve Türkçe yayınlanmış bir gazetedir. Bu konuda her zaman söyledim. Her türlü desteği vermeye hazırız. Gazetenin iki ülke vatandaşı için hem bilgilendirme, hem kültürel etkileşim ve birliktelik adına çok güzel bir misyonunun olacağını düşünüyorum.

  Bu misyonla hareket edildiğini de biliyorum. İnşallah önümüzdeki günlerde bunu gazete marifetiyle vatandaşlarımız, hem Acara Bölgesindeki bizim Osmanlı bakiyesi insanlarımız, Müslüman kardeşlerimiz, hem de yine Gürcistan’daki Gürcü komşularımız, aynı zamanda Doğu Karadeniz Bölgesi olsun, Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki bizim vatandaşlarımız arasında kültürel işbirliği ile sosyal, ekonomik işbirliği ile daha da güçlendireceğini düşünüyorum. Hayırlı, uğurlu olsun 3.sayıyı çıkardınız. İnşallah devam eder. Yeni valimize bu konuyu önemsediğimi belirttim.”

Göynücek Kaymakamı Mehmet Mut: “Göynücek Amasya’nın tarım kenti olacaktır”

0

Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN

  Amasya -Göynücek ilçesi Amasya’nın tarım kenti durumundadır. Bamyasıyla ünlü Göynücek ilçesinde tarım arazisinin % 50’si sulanır durumdadır. Göynücek Kaymakamı Mehmet Mut ilçenin ekonomik ve sosyal yönden kalkınması için yoğun gayret gösteriyor. Kaymakam Mehmet Mut başarılı bir mülki idare amirinin halkın sorunlarıyla yakından ilgilenmesi üzerinde duruyor. Göynücek Kaymakamı Mehmet Mut Göynücek’te halktan biri gibi davranarak mesai içinde ve dışında halk ziyaretleri yapıyor. Onların sorun ve isteklerini yerinde dinliyor. Göynücek Kaymakamı Mehmet Mut “Göynücek ve başarılı bir mülki idare amiri” konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;

Göynücek’in çiçek bamyası çok meşhurdur

  “Göynücek 1954 yılında ilçe olmuştur. 36 köyü,  2 beldesi vardır. Sosyo-ekonomik yapısı daha çok tarım ve havyacılığa dayanır. İlçemizin dezavantajları olduğu gibi, avantajlarını da sıralamak gerekiyor. Bunların başında ilçemizin merkezinden geçen Çekerek ve Kertme Irmağı nedeniyle ilçemizde % 43 oranında sulu tarım yapılmaktadır. Bu yıl ihalesini yapıp,  inşallah Kasım ayı sonunda tamamlayacağımız Vali Halil İbrahim Daşöz Göleti ile birlikte ki bu göletin su kapasitesi 1,5 milyon metreküp, ilçe merkezimin bir bölümünü ve 4 köyümüzü sulayacaktır. İkizyaka Köyümüze DSİ’nin planladığı daha büyük göletle birlikte sulu tarımı % 50’nin üzerine çıkarmayı düşünüyoruz. Bu da ana geçim kaynağı tarım olan Göynücek için hayati bir önem kazanıyor. Amasya denilince akla elma, Göynücek denilince akla bamya geliyor. Göynücek’in çiçek bamyası çok meşhurdur. Üretimi yoğun bir şekilde yapılıyor ve çevre ilçelerden özellikle Konya’dan büyük bir talep var. 2006 yılından bu tarafa düzenlenen Bamya Festivalinin bu yıl beşincisini Ağustos ayının son haftasında düzenledik. Göynücek’in bamyası meşhur ve fakat bir kooperatif kurulamamış, bir birlik ve beraberlik oluşturulamamıştır.

Göynücek ilçesinde kaloriferli konut bulmak çok zordur

  Üretici üretiyor, asıl karı üreticiden alan tüketiciye satan kişiler kazanıyor. Bununla ilgili İlçe Tarım Müdürlüğümüze talimatımızı verdik. İnşallah bir kooperatif kurulmasını sağlayacağız. Buradaki emekçilerimizin emeklerinin heba olmamasını temin edeceğiz. İlçenin bamyası meşhur olup, burada tropikal bitkiler hariç, hemen hemen tüm bitkiler yetişiyor. Domates, karpuz, kavun, çilek, kiraz yetişiyor. İnnap denilen kirazı çok meşhurdur. Zaten klasik tarım dediğimiz soğan, pancar, buğday üretimi yapılmaktadır. Bu bölge tarım bölgesidir. Aynı zamanda hayvancılık sektörü gelişmiştir. İlçede; 15.000 büyükbaş hayvan, 5.000 küçükbaş hayvan,12.000 kanatlı hayvan, 2.000 adet arıcılık yapılan kovanımız vardır. Bu bakımdan baktığımızda Göynücek’in nüfusuna oranladığımızda hayvancılık ve tarım önemli bir yer kapsıyor. İlçemizin toplam nüfusu 11.252’dir.Ancak ilçemizin en önemli problemlerinden biriside yıllık binde 34 nüfus gerilemesidir. Birkaç yıl önce toplam nüfusumuz 20.000’in üzerinde olduğunu öğreniyoruz. Ancak büyük bir göç var. Ancak bunu bir sebebe bağlamak kolay değildir. Tarım arazilerinin azalması, makineleşme, konut ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Göynücek ilçesinde kaloriferli konut bulmak çok zordur. Bu sebeple memurlarımız burada kalmak istemiyor. Amasya’nın ilçemize uzaklığı 45 km. olup, bu yakınlık değerlendirilip, daha çok oraya geçiyorlar. Bu anlamda  ekonomik anlamda canlılığı ve sirkülasyonu azaltıyor.

Devlet-vatandaş işbirliği ile yapılan 200 kişilik orta öğrenci yurdu

  Göynücek’te göreve başlayalı yaklaşık 7 ay oldu. 38 üyeli Köylere Hizmet Götürme Birliğimiz vardır. 36 köy muhtarı ve 2 genel meclisi üyemiz ve benim başkanlığımda Köylere Hizmet Götürme Birliği toplanır. Köylere Hizmet Götürme Birliğimiz bu yıl; yol, su, içme suyu, sulama suyu şeklindeki hizmetlerimizin tamamını tamamladık. Yassıkışla Köyümüze yaklaşık maliyeti 80.373 TL. olan  içme suyu terfi hattı yaptık. Yeni Köye içme suyu terfi hattı, Alan Köye içme suyu deposu (110.883 TL.) yaptık. İkizyaka köyümüzün iki mezrasına içme suyu ile ilgili sondaj vurduk. Harmancık Köyünde ilk geldiğim ay içerisinde küçük çaplı sel felaketi oldu. Buradaki köprüyü sel uçurmuştu. Buraya güzel bir menfez inşa ettik.(63.170 TL.). Bunun dışında İller Bankasından ilçemize aktarılan 93.000 TL. bir yatırım oldu. Bu yatırımla da Şıhoğlu Köyümüze damlama-sulama projesi yaptık. Yol projelerine gelince 13.8 km.’lik bir yol harcamamız oldu. Bunların 7 km.’si ağ tipi dediğimiz birinci kat asfalt, geriye kalan 6.8 km. de B tipi dediğimiz ikinci kat asfalt şeklinde yapıldı. Bunların hepsini tamamladık. En önemli yatırımlarımızdan bir tanesi Sığırçayı ve Beşiktepe köyleri arasında bulunan Vali Halil İbrahim Daşöz göletidir. Bu göletin su hacmi 1,5 milyon metreküptür. DSİ projesine baktığımızda aslında küçük bir projedir. Göynücek gibi ufak çaplı ilçeler için oldukça önemlidir. Maliyeti eski parayla 2 trilyon 300 milyar civarındadır. İnşallah onuda Kasım ayı içinde açıp, hizmete sunmaya çalışacağız. Onun dışında devlet-vatandaş işbirliği ile yapılan 100 kız ve 100 erkek öğrenci olmak üzere toplam 200 kişilik orta öğrenci yurdumuz vardır. Bunun da şu an itibariyle % 50’sini tamamlamış bulunmaktayız.

Göynücek geleceği olan bir ilçedir

  Bundan sonrası devlet ikmal projelerine kaldı. Konut sıkıntısını çözmek amacıyla özel sektörle, belediyemizle çalışmalarımız devam ediyor, 100 konutluk bir projemiz var. İnşallah kaloriferli ve düzenli bir şekilde tamamlayacağız. Kanalizasyonsuz ve içme suyu bulunmayan hiçbir köyümüz yoktur. Köy yollarımız tamamlanmıştır. Bunun dışında küçük çapta yol yama işleri var. Biz mümkün mertebe bunları valiliğimiz, il özel idaremizle beraber gidermeye çalışıyoruz. Şu an itibariyle çok büyük bir problemimiz görünmüyor. 2012 bütçemizi kabul ettik, 2012 programımızı yapacağız. İnşallah çalışmalarımız devam edecektir. Göynücek geleceği olan bir ilçedir. Geçmişte de önemli bir nüfusa sahip olan bir ilçedir. Burada tarım ve hayvancılık yapıldığı takdirde ilçenin geleceğinin çok iyi olacağını düşünüyorum.

Göynücek’in tarım alt yapısı hazırdır

  Bir iş adamı burada seracılık ve meyvecilik yapıyor. Buranın çiftçilerimiz tarafından örnek alınması gereken bir yerdir. Artık klasik tarım dediğimiz kaba tarım zamanı artık geçti. Burada tarım alanının  % 50’sinden fazlası sulanmaktadır. Buranın geleceği yine tarıma bağlıdır. İlçenin kalkınmasına belki turizmde katılabilir ama ilçemizde turizm eseri olarak 3-5 yerden fazla bir yer görünmemektedir. Onlarda restorasyon yapılsa çok maliyet gerektirmektedir. Göynücek gelecekte Amasya’nın tarım kenti olacaktır. Belki kalkınma olarak ikincisi de hayvancılıktır. Göynücek’in tarım alt yapısı hazırdır. Göynücek’in içinden Kelkit Deresi ve Çekerek Irmağı geçmektedir. Bunları iyi değerlendirmek gerekir. Burayı kurtarabilecek tek sektör tarım sektörüdür.

Tatlı-sert bir yönetim anlayışının olması gerekiyor

  Mülki idare amiri bir denge mekanizmasıdır. Herkese aynı uzaklıkta ve aynı yakınlıkta olması gerekiyor. Tatlı-sert bir yönetim anlayışının olması gerekiyor. Vatandaşın ihtiyaçlarını ve isteklerini birebir iletebilmesi gerekiyor. Yönetişim çağında yaşıyoruz. Yönetirken yönettiğin diğer insanlarında isteklerini göz ardı etmemesi gerekiyor. Yönetime ortak olmaları gerekiyor. Ancak tabiî ki  bunu yaparken de herkes kendi çıkarı açısından  bakar, çıkar çatışması doğurmadan, herkesin ihtiyaçlarını ifade ederek, saydam bir şekilde hesap verebilir bir anlayışla yapması gerekiyor. İyi bir mülki idare amiri tabiiki hepimiz aynı dersleri alıyoruz, hepimiz aynı kitabi bilgileri okuyoruz.

 

                                              
                                            Göynücek Kaymakamı Mehmet Mut
 
Görev yaptığınız ilçeyi iyi tanımak gerekir

  Ancak hepimizin yönetim anlayışı çok farklıdır. İşte burada bilimsel anlamdan, sanatsal anlama geçiyoruz. Bu bir sanattır. Kişilerin yetenekleri ile alakalıdır. Anacak genel-geçer kurallar vardır. Bunlar halka yakın olmak, halkın ihtiyaçları ile uyanmak, onların ihtiyaçları nedir? Onların sıkıntıları nedir? Yarın daha müreffeh bir ülke yapabiliriz. Bunun hesaplamasını yapabilmek gerekir. Görev yaptığınız ilçeyi iyi tanımak gerekir. Bunun da aslında çeşitli yönleri vardır. Yapabileceğiniz yollar vardır. Bunlardan mesala bir tanesi oturup, kravatınızı, ceketinizi çıkardığınızda tebdili kıyafet vatandaşla oturup sohbet edebilmektir. Onların halini,  hatırını dinlemek, ya da onlarla muhabbet edebilmektir. Onlar sizin kaymakam olduğunuzu belki bilirler, belki bilmezler ama bunlarla oturabilmektir. İlçenin gidişatı hakkında en sağlıklı bilgiyi onlardan alabilirsiniz. O çemberi iyi oluşturabilmektir. Vatandaş size gelip, kendi derdini, ilçesiyle, köyü ile ilgili dertlerini birebir ifade edebilmesi gerekir. Bunun yolu sizi kaymakam olarak bildikleri iletebilmeleri ya da kaymakam olarak bilmedikleri halde iletebilmelerini sağlamaktır.

Kontrolsüz bir bürokrasi düşünülemez

  Kontrolü kaybetmeden, ama bazı çılgın şeyleri yapmak lazımdır, inisiyatif kullanmak lazım. Mülki idare amiri inisiyatif kullanan birisidir. Vatandaşın ihtiyaçlarını giderebilmesi için onlara hareket alanı sağlayacaktır. Bizim işimiz danışmaktır. Kontrolsüz bir bürokrasi düşünülemez. Ancak Bunun kontrolünü ne şartlarda yapacağız, nasıl yapacağız onu değerlendirmek lazımdır. Ama kontrolsüz hiçbir şey olmaz. İnsan kendini de kontrol etmesi gerekir. En sağlıklı bilgiyi tebdili kıyafet şeklinde, resmiyet dışında alabilirsiniz. Bununla ilgili bizde ağabilerimizden, büyüklerimizden öğrendiğimiz, Vali Recep Yazıcıoğlu hikayelerinden okuduğumuz şekilde hareket etmeye çalışıyoruz. Daha başarılı olunuyor. Sıkıntıları görebiliyorsunuz. Sabah 05.45’de çıkıp bir büroya gidip görebiliyorsunuz. Tabi o saatte resmi büroların bazıları açıktır. Yaşananları ve esnafın yaşadıklarını, ruh halini direkt birebir müşahede etme fırsatı buluyorsunuz. Bu durum halka güven veriyor. Sizi o saatte kaymakam bey de uyumuyor bizimle beraber, vali bey de uyumuyor bizimle beraber tabiî ki herkesin uykuya ihtiyacı var ama zaman bunları tekrarladığınız zaman halkın üzerinde iyi bir izlenim bırakıyor.

Devleti yanlarında görmeleri bir motivasyon, güven duygusu veriyor

  Aynı zaman da personel üzerinde kontrol edildiklerini, yapacakları işlerde daha dikkatli olmaları ihtiyaçlarını doğuruyor. Resmi dışında gayri resmi  kontroller daha önemlidir. Giresun Valimiz Dursun Ali Şahin ilçe kaymakamları ile yaptığı bir toplantıda “Daha çok gezen vatandaşla iç içe olan ayakkabısını eskiten onlarla ilgili görüşleri olan ihtiyaçları yerinde dinleyen kaymakam, makamında oturan kaymakam istemiyorum .”düşüncesini vurgulamıştır. Vatandaşın yanında bulunmak belki işi çözmeyecek ama sizi yanlarınızda görmeleri bir motivasyon sağlıyor. Devlet yanımızda, devlet arkamızda diyorlar. Bulunduğunuz ilçede devletin ve hükümetin temsilcisiniz. Hükümetin resmi işlerinin takipçisisiniz.  Devleti yanlarında görmeleri bir motivasyon, güven duygusu veriyor. Yöneticilerimizde buradaysa biz daha çok can havliyle çalışmamız gerekir  diye düşünürler. Bizler kendi il ve ilçelerimizde görev yapamıyoruz. Halk bunu görüp, dışarıdan gelen bizim için bu kadar çırpınıyorsa, bizim daha çok çalışmamız anlayışını buluyorlar. İçlerinizde olmanız, sürekli olarak iletişim halinde bulunmanız gerekir”

error: Content is protected !!