Haber: İlker ÇAKAN
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin tutumunu değiştirmesi için çok uzun bir süre beklediklerini, ancak bugüne kadar hiç bir şeyin değişmediğini söyledi.
Alman Bild gazetesi , Başbakan Erdoğan ile yaptığı röportajın ikinci bölümünü yayınladı.
Başbakan Erdoğan, Türkiye ile yapılan AB’ye üyelik müzakerelerinin duraksadığı yorumunun yapılması ve Türkiye’nin buna daha ne kadar dayanabileceğinin sorulması üzerine, “Bu doğru. Müzakereler AB üyesi bazı güçlü ülkeler tarafından donduruldu. Türkiye’ye adil davranılmıyor. Başbakan olduğumdan bu yana AB 12 ülkeyi, hatta Kıbrıs Rum kesimini de kabul etti. Şansölye Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy iktidara gelmeden önce davet edildiğimiz AB zirvelerine de artık davet edilmiyoruz” şeklinde yanıt verdi.
“Başbakan Angela Merkel’den daha fazla şey mi bekliyordunuz?” şeklindeki bir soruya karşılık da Erdoğan, “Şansölye’nin, Türkiye’nin üyeliği konusundaki tutumunu değiştirmesi için çok uzun bir süre bekledik. Ancak birşey olmadı. Yine de müzakereleri sürdüreceğiz. Katılım şartlarını, bugün AB üyesi olan ülkelerden çok daha iyi bir şekilde yerine getiriyoruz” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, “Fransa Cumhurbaşkanı, Almanya’yı AB’de bir örnek olarak görüyor. Siz buna katılıyor musunuz?” şeklindeki bir soruya karşılık da, Almanya’nın örnek bir ülke olduğunu ifade ederek, “Ülkeniz krizden çok iyi çıktı ve yüksek borçları bulunan ABD, Japonya ve hatta İtalya’dan daha iyi durumda. Biz Türk ekonomisinin Alman ekonomisi ile iç içe olmasından dolayı mutluyuz” dedi.
“Türkiye’nin istikrarını tehlikeye sokacak hiç bir şey yapmayacağız”
Başbakan Erdoğan, “Eski rakip Yunanistan’ın çöküşünü Türkiye hangi duygularla izliyor?” şeklindeki bir soru üzerine de, “Yunanlıların bizim komşumuz ve dostumuz olması dolayısıyla Yunanistan’daki sıkıntıları üzülerek izliyoruz. Simitis, Karamanlis ve Papandreou, hepsi benim dostum. Düşmanlık ve nefretle hiç bir şey kazanılmaz” şeklinde konuştu.
“Türkiye, Yunanistan gibi borç krizi içinde olan avro ülkelerine kendi maddi kaynaklarıyla yardım etmeyi düşünebilir mi?” şeklindeki bir soruya karşılık Erdoğan, “Biz, Türkiye’nin istikrarını tehlikeye sokacak hiç bir şey yapmayacağız. Göreve geldiğimde yüzde 73 olan Türkiye’nin borçlarını yüzde 45’e düşürdük. Finans disiplininden taviz vermeyiz” dedi.
Erdoğan, “Türkiye bugün AB ülkesi olsaydı avroya girer miydiniz?” şeklindeki soru üzerine, “Bunu incelerdik ve böyle bir olasılığı hemen dışlamazdık” diye yanıt verdi.
Türkiye’nin Avrupa’dan uzaklaştığı şeklinde spekülasyonların yapıldığının hatırlatılması üzerine de Erdoğan, “Endişe etmeyin bu doğru değil, Türkiye Avrupa’dan uzaklaşmıyor. Ancak Avrupa, bazı ülkelerden dolayı bize soğuk davranırsa doğal olarak temel görüşler üzerinde yeniden düşünmemiz gerekir” şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, “Bild gazetesine 2004 yılında verdiğiniz demeçte, İsrail’in dostu olduğunuzu söylediniz, Bu hala geçerli mi?” şeklindeki bir soruya karşılık da şunları söyledi:
“İsrail, son olarak 9 Türk vatandaşının İsrail askerleri tarafından öldürüldüğü Gazze yardım filosuna düzenlediği saldırıyla bu dostluğa büyük zarar verdi. Bu, uluslar arası sularda yapıldığı için İsrail ile Türkiye arasında açıkça bir savaş sebebi olabilirdi. Ancak biz soğukkanlı davrandık. Şimdi bu olay nedeniyle İsrail’in özür dilemesi, ölenlerin ailelerine tazminat ödemesi ve Gazze Şeridi’ne yönelik ambargoyu kaldırması lazım. O zaman durumun yeniden normalleşmesini ümit ediyorum. Bakın, bizim de çabalarımızla İsrail’li asker Gilad’ın serbest kalmasını sağladık. Ancak İsrail’in de politikasını değiştirmesi lazım. Her şeyden önce Ortadoğu’da gerçek bir barışın sağlanması için İsrail’in yanı sıra bir de Filistin devletinin kurulması lazım. Filistinliler UNESCO’ya tam üye bir devlet gibi kabul edildi. Almanya’nın bu konuda ‘evet’ demesini ümit etmiştim, ne yazık ki ‘hayır’ oyu kullandı.”