İYİ Parti lideri Meral Akşener 28 Şubat’taki ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimi için CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na açık desteğini tazeledi ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “istibdat” rejimine son vermek için “kazanmaktan başka seçeneğimiz yok” dedi.
Ankara’da bir basın toplantısı düzenleyen Akşener, 14 Mayıs’ta TBMM’nin Cumhur İttifakı çoğunluğunda kaldığına dikkat çekerek “Kılıçdaroğlu’nun kazanması lazım ki bu ucube sistemin denge ve denetleme mekanizması oluşabilsin” diye konuştu.
Akşener İYİ Partililere “Sadece kendiniz değil, aileniz, dostlarınız, arkadaşlarınızın arkadaşlarını büyük bir çaba harcayarak sandığa götürüp Kılıçdaroğlu’na oy verdirin” çağrısı yaptı.
Bir soru üzerine Kılıçdaroğlu’nun Sinan Oğan ve Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ile yaptığı görüşmelere de değinen Akşener şu yanıtı verdi:
“Sayın Oğan ve bir başka arkadaşımız dahil olmak üzere, [Muharrem] İnce de dahil, her türlü görüşme yetkisini, talepleri varsa o talepleri yerine getirme yetkisini, genel başkanlar olarak kendisine verdik. Bu görüşmeleri Kılıçdaroğlu yönetiyor. O yüzden, arzu ettikleri her türlü görevi, görevlendirmeyi, talebi yerine getirebilir.”
Kılıçdaroğlu’na destek ve anlamı
Akşener’in seçim gecesi İYİ Partinin elindeki ıslak imzalı sandık tutanaklarını CHP ilçe merkezlerine teslim edeceklerini de vurgulayıp tam işbirliği sunarak 28 Mayıs sorumluluğunun da CHP’de olacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin 14 Mayıs’taki ilk turu ardından ilk kez geniş çaplı açıklamalar yapan Akşener’in sergilediği bu duruşun dört anlamı var.
Birincisi, Kılıçdaroğlu’na Millet İttifakının oy tabanını genişletmesi için talip olana istediği sözü verme yetkisini ilan ediyor; ki buna Oğan ve İnce’ye -seçimi kazanmaları halinde- kabinede yer vermenin dahil olduğunu anlıyoruz.
İkincisi, 14 Mayıs’ta Kılıçdaroğlu’na İYİ Parti’den tam oy desteği gelmediği iddia ve “iftiralarına” karşı partililerinden tam destek talep ediyor.
Üçüncüsü, Akşener İYİ Partililere ve genel olarak seçmenlere “referandum niteliğinde” diye nitelediği 28 Mayıs seçiminin hem Türkiye hem de partileri için dönüm noktası olduğunu hatırlatıyor.
Dördüncüsü, Kılıçdaroğlu’na tam destek tazelerken hem yetki hem de sorumluluğun bu noktadan sonra onda olduğunu vurguluyor; adeta “günah bizden gitti” diyor.