Perşembe, Nisan 25, 2024
tr
Ana Sayfa KÖŞE YAZISI ABD Türkiye ilişkileri bozulabilir mi? BM ve Kıbrıs’ta çözüm

ABD Türkiye ilişkileri bozulabilir mi? BM ve Kıbrıs’ta çözüm

ABD Türkiye ilişkileri bozulabilir mi?
ABD Başkanı Joe Biden’ın NATO Liderler Zirvesi kapsamında bulunduğu Madrid’de “(Türkiye’ye) F-16 uçaklarını satmalıyız ve aynı zamanda uçakları modernize etmeliyiz. Bunu yapmamak bizim çıkarımıza değil.” şeklindeki açıklamaları, ABD’deki Türkiye karşıtı lobileri harekete geçirdi. Bu lobiler, ABD Kongresinde yer alan 35 milletvekilinin imzaladığı bir yazı ile Başkan Biden’a “Türkiye’ye F-16 satmayın” mesajı, arkasından da Biden’a Türkiye’yi kötüleyen skandal bir mektup gönderdiler. Lobilerin Türk karşıtı hamleleri bizi şaşırtmıyor ancak meydanı bu dezenformasyon ustalarına bırakmak da doğru değil.
Şimdi gelelim ABD bu lobilerin etkisinde kalır mı konusuna; ABD’nin Balkanlar, Adalar Denizi, Doğu Akdeniz, Orta Doğu, Hazar Bölgesi, Kafkaslar ve Karadeniz Bölgesi ile ilgili stratejileri, Türkiye üzerine kurulu. Başrolde Türkiye bulunmakta. Başkan Biden’in ve Pentagon’un bu kışkırtmalara kapılmalarının ABD’nin bölgesel çıkarlarına zarar vereceği kesin. Yunanistan siyasi akla göre artık ABD için eskisi kadar önemli bir ülke değil. Yunan lobisinin çığırtkanlığı gerçekte bir düş kırıklığının gözyaşları.
Bana göre, Türkiye’nin Adalar Denizi’nde organize ettiği EFES-2022 askeri tatbikatına ABD’ye ilaveten 37 farklı ülkenin katılması Türkiye’nin bölgesel bir güç olarak ne denli önemli bir konumda olduğunu ortaya koyuyor. Orta Doğu’da bir dönem ABD’nin müttefiki konumuna yükseltilen Türkiye karşıtı örgütlerin, başarısızlıkları ile bu konumlarını süreç içinde kaybetmeleri ve 2022 yılına damgasını vuran Ukrayna-Rusya savaşıyla, dünyada gıda ve enerji krizinin ortaya çıkması gibi gelişmeler, -bölgesel barışın tesisi ile komşu ülkelere tahıl ve enerji aktarımı konusunda- Türkiye’nin bölgesel değerini ciddi olarak ortaya koydu. Ki, ABD Savunma Bakanlığı’nın Türkiye’nin F-16 filosunun modernize edilmesine destek çıkması ABD’nin bölgesel çıkarlarının Türkiye ile ne denli bağlantılı olduğunun göstergesi.
Tüm bu realitelere karşın ABD Başkanı Biden, ABD Kongresini ikna edemez ve Türkiye’ye yeni F-16 satışı gerçekleşemez ise Batı bloku içinde merkez kaymasının oluşmaya başlaması kaçınılmaz. ABD’nin, lobilerin çığırtkanlığı sonucunda İncirlik hava ve elektronik dinleme üssünü, Kürecik Hava Savunma sistemini, Sinop bölgesel dinleme tesislerini ve özellikle Türkiye’yi müttefik olarak kaybetmesinin, kendisi için -bölgesel olarak- büyük oranda güç kaybına yol açacağı açık.
Merkez kaymasından kasıt, ABD’nin doğudaki yönetim erkini başka ülkelere teslim etmesi. Bu kayma, Türkiye ile İngiltere arasındaki askeri ve ekonomik ilişkilerin gelişmesi olarak ortaya çıkabilir mesela… Batı blokunun ABD odaklı merkezi, doğu istikametinde Avrupa’ya doğru kaymaya başlayabilir. En önemlisi de Ankara’nın Washington’a bir katre kalan güveni iyice yok olabilir. Yani, ABD’nin artık zayıflamaya başlamış olan Balkanlar, Doğu Akdeniz, Orta Doğu ve Kafkaslar’daki etkisi, bölgesel güç olan Türkiye ile bozuşması ile kopma noktasına gelecek.
Özetle ABD artık tarafını seçmek zorunda. İşi düştüğünde “müttefikiz dostum!” diyerek bir parmak bal çaldığı Türkiye mi? Yoksa günümüzde artık bölgesel önemini kaybetmiş Yunanistan, Kıbrıs Rum Yönetimi ve Ermenistan gibi zayıf ve önemsiz ülkeler mi? Sadece lobicilikten beslenen bu dezenformasyon ustalarından etkilenmesinin, ABD’nin aleyhine olacağı önemli bir gerçek olarak ortada dururken, Biden ve tayfasının aklıselim hareket etmesi gerekecek.
BM ve Kıbrıs’ta çözüm
Guterres’in Kıbrıs’taki BM Barış Gücünün görev süresinin uzatılmasına ilişkin taraflara gönderdiği rapor taslağının içeriği, kullanılan dil ve yaklaşım, geçmişteki Rum ve Yunan yanlısı raporlara pek benzemiyor.
Bu defa raporda Kıbrıs konusunda geçmişte alınan kararlarla ve BM’nin ortaya koyduğu parametrelerle pek bir bağlantı yok. Geçmişte Kıbrıs sorununun üzerinde mutabık kalınan çözüm zemininden de hiç söz edilmiyor. Yani iki kesimli ve iki toplumlu Federasyona hiç değinilmemiş.
2017 yılında Crans Montana’da Rum lider Anastasiadis’in maksimalist istekleri nedeni ile çöken müzakereler bir türlü başlayamadı. BM Genel Sekreteri Guterres ise müzakereleri nasıl yeniden başlatacağının yolunu bulamamış gibi. Sanki 1977 yılında “Federasyon” hedefi ile başlayan müzakerelerin artık sonuç vermeyeceği gerçeğini, BM Genel Sekreterliği de anlamış. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ve Türkiye Cumhuriyeti’nin desteklediği “Kıbrıs’ta egemen eşitliğe dayalı ve iki devletli bir çözüm” kabul görmeye başlamış durumda.
Yeni olan gelişme ise, NATO’da İsveç ve Finlandiya’nın katılımı ile ilgili görüşmeler sürerken, perdelerin arkasında Türkiye’nin KKTC’nin NATO ülkeleri tarafından kabul edilmesi talebinin de görüşülüyor olması.
Yunanistan ve Kıbrıs Rum tarafının, Türkiye’nin AB üyeliği ve AB ile ilişkileri konusunda her fırsatta “veto yetkilerini kullanmaları”, Türkiye’nin de NATO içinde “veto yetkisini” kullanmasını olağan ve kabul edilebilir hale getirmiş olması da yeni bir gelişme. İşin ilginç yanı 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 3. garantörü İngiltere’nin de bu konuya olumlu bakması.
BM Genel Sekreterinin İyi Niyet Misyonu’na ve UNFICYP’in görev süresinin yenilenmesine ilişkin gayrı resmi olarak yayınlanan rapor 18 Temmuz’da istişare edilecek, Temmuz sonunda da yayınlanacak.
Yukarıda söylediğim gibi, Kıbrıs Rum tarafı müzakereleri 2017 yılında Crans Montana’da maksimalist isteklerle çıkmaza sokmuştu. Şimdide her zamanki gibi Kıbrıs Rum tarafı rapor taslağına itiraz edecek, içeriğinin değişmesi ve Türkiye’nin suçlanması için elden geleni yapacak ve rapor kendi isteklerine yakın çıkacak. Türk tarafı da raporu kabul etmeyecek.
Zaten Kıbrıs sorununun yıllardır çözülememesinin nedeni de tam olarak budur: Kıbrıslı Rumların çözüm istememesi, her imkanı kullanarak çözüme mani olmaları, adanın sahibi olduklarına, Kıbrıs Türklerinin azınlık olduğuna inanmaları ve Enosis ütopyaları. Anlayacağınız gerek KKTC’de, gerekse Güney Kıbrıs’ta kim başa gelirse gelsin, Rumların bu kafasıyla bir anlaşma olması mümkün değil.

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

SON HABERLER

Gürcistan, Avrupa’nın en güvenli ülkelerinden birisi

Gürcistan; farklı doğası, kültürü ve tarihi zenginliği ile bilinen muhteşem bir ülkedir. Gürcistan'ın adı Aziz George'dan geliyor Gürcistan'ın İngilizce ismi "Georgia"nın kökeni kesin olarak bilinmese de,...

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya

Anayasa Mahkemesi Başkanı Prof. Dr. Zühtü Arslan’ın görev süresinin 20 Nisan’da dolacak olması nedeniyle Anayasa Mahkemesinde Genel Kurul’da bugün başkanlık seçimi yapıldı. Genel Kurul’da...

Önce insan, sonra bakan

Ticaret Bakanlığı görevine başladıktan sonra yeni düzenleme ve başarılı çalışmaları ile kamuoyunun takdirini kazanan, “İhracatımızı yüksek teknolojili düzeylere çıkarma hedefindeyiz. İnovasyon, yatırım, üretim, katma...

Gümrük Muhafaza’dan 252 milyon lira değerinde kaçak eşya operasyonu

Ticaret Bakanlığı Gümrük Muhafaza ekiplerince Mersin ve Ankara'da gerçekleştirilen operasyonlarda, 252 milyon lira değerinde kaçak ticari eşya, makaron ve kıyılmış tütün ele geçirildi. Ticaret...

SON YORUMLAR

error: Content is protected !!