Yerlerin,
göklerin ve ikisi arasındakilerin yegane sahibi Hay ve Kayyum olan
Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Sizleri,
selamların en güzeli, Allah’ın selamı ile selamlıyorum,
esselamu aleyküm. Tohumlarını, 9 Mayıs 1990’da, bir avuç genç
ve yürekli işadamlarının toprağa attığı MÜSİAD, 27 yılın
sonunda kocaman bir çınara dönüştü. Kökleri Anadolu’nun
Ahilik bilinci ile derinleşen, dalları dünyanın dört bir yanında
erdemli ve ahlaklı iş yapabilme düşüncesi ile yeşeren MÜSİAD,
bugün uluslararası bir sivil toplum kuruluşu. Rabbime şükürler
olsun, 27 yıldır hak yolunda bir an olsun durmadan, hep daha
ileriyi düşünerek çalışan bir sivil toplum kuruluşunun yönetim
kurulu üyesi olarak konuşuyorum. Bu yolda bizimle birlikte yer
alan, kurucu başkanımız ve kurucularımız başta olmak üzere,
MÜSİAD düşüncesine fikren, kalben ve bedenen destek olan herkese
teşekkürlerimi sunuyorum.
MÜSİAD,
sadece bir iş adamları derneği değildir. 27 yıldır
düzenlediğimiz bütün organizasyonlar, hazırladığımız
raporlar, savunduğumuz fikirler ve inandığımız değerler, bunun
göstergesidir. Biz
iş adamlığını sadece para kazanmak, mevki elde etmek veya statü
sahibi olmak için düşünmedik, asla da düşünmeyeceğiz. Bizim
için iş adamlığı, toplumun dertleri ile dertlenmek, milletinin
çıkarlarını her şeyin üstünde tutmak ve lobilerin karanlık
yüzlerine boyun eğmeden dik durabilmektir. Hamdolsun 27 yıldır
MÜSİAD olarak hep birlikte dik durduk.
Ünlü
Gürcistan Şairi Şota Rusteveli der ki; ’Bir sevda peşinde
değilsen eğer, düşman olur özün, kendi özüne.” Bu veciz
söz, bireysel ve toplumsal hayatımızı şekillendiren vizyonu
ortaya koyarken, 27 yıl önce yola çıkan MÜSİAD’ın anlam
dünyasına da işaret etmektedir. Heyecanımızı ve coşkumuzla,
kendi sevdamızın peşinde koştuk elhamdülillah..MÜSİAD olarak
her zaman hem kendimizin hem de ülkemizin gelişimi için var
gücümüzle çalıştık. Kendimizi geliştirdik evet; önceki
başkanlarımızın vizyonu ve çalışma arkadaşlarımızın
değerli çabalarıyla teşkilat yapımızı güçlendirdik. Bugün,
Türkiye’de 86, yurtdışında 68 ülkede ise 181 noktada var olan
bir MÜSİAD’a ulaştık.
Malumunuz
üzere MÜSİAD Yurtdışı Teşkilatlanma olarak çok yoğun bir
yılı geride bıraktı. 2016’nın mart ayında Romanya ile
başlayarak Güney Afrika, Karlsruhe, Makedonya, Avustralya, Japonya,
Sudan ve Amsterdam Şube açılışları, Bükreş, Viyana, Köln ve
Frankfurt’ta AGİK programları gerçekleştirildi. Son olarak
İngiltere’nin başkenti Londra’da şubemizin açılışını
gerçekleştirdik. Çok yoğun ve verimli bir dönemi geride bıraktık
çok şükür.
2017
son dönemine girerken 3-5 Kasım tarihleri arasında Rotterdam, Den
Haag, Utrecht Şubelerimizin açılışlarını ve Dünya Genel İdare
Kurulu (DGİK) programımızı gerçekleştireceğiz. Devamında ise
yıl sonuna kadar Tiflis, Bakü, Belçika şubelerimizin açılışları
yapacağız. Yoğun bir dönem bizleri beklemekte. İnşallah hep
beraber gayret ederek bu periyottan alnımızın akı ile çıkacağız.
Öte yandan lobi faaliyetlerimizde teşkilatlarımız vasıtasıyla
hızla devam etmektedir. Bu çalışmalarımızın bir neticesi
olarak 20 Eylül’de MÜSİAD USA şubemizin organizasyonunda çok
önemli misafirlerin katılacağı Dünya İş Zirvesi programını
gerçekleştireceğiz inşallah.
Türkiye’de
bulunan Gürcü kökenli vatandaşlarımızın sayısına
bakıldığında, iki ülkenin tarihsel bağlarının ne kadar güçlü
olduğu da anlaşılıyor. Osmanlı yüksek bürokrasisinde de, çok
sayıda Gürcü devlet adamı yer almıştı. 17 Gürcü Sadrazam,
173 Vezir, 6 Kaptan-ı derya, 23 padişah annesi ve daha burada
sayamadığımız çok sayıda Gürcü kökenli vatandaşımız bunun
göstergesidir. Bu Çalışkanlıkları ve sadakatleri ile tanınan
Gürcü dostlarımıza, günümüzde Karadeniz başta olmak üzere,
ülkemizin farklı şehirlerinde rastlamak mümkün. Aynı şekilde,
Tiflis ve Batum başta olmak üzere farklı Gürcü şehirlerinde de,
Türkiye’den gelen yurttaşlarımıza rastlamak çok olağandır.
Onlar kanalıyla, uzun yıllardır, orta ve büyük hacimli ticari
faaliyetler devam etmektedir. Fakat böyle sıkı bir ilişkinin
olduğu iki ülkenin, Hınkel’i, Haçapuri’yi, Hamsiyi, Mısır
Ekmeğini birlikte yiyen, Tulumun ezgileriyle, birlikte sevinen ve
hüzünlenen iki ülkenin, ticari ilişkilere baktığımızda; dış
ticaret rakamlarının, artış eğilimde de olsa, potansiyelin
altında olduğu da görülmektedir.
Öte
yandan iki ülkenin ticari ilişkilerine baktığımızda,Türkiye’nin
Gürcistan’a olan ihracatı, 10 yıl önce 200 milyon$ iken,
2016’da yaklaşık olarak 1,5 milyar$ rakamlaulaşmıştır.
Türkiye’nin Gürcistan’dan ithalatı ise 10 yıl önce 300
milyon$ iken, 2016 yılında yaklaşık olarak 186
milyon$’adüşmüştür. Gürcistan’la olan ticaretimizde, en
önemli ihracat kalemlerimiz otomotiv, maden, gıda ve demir-çelik
ürünleri olurken, önde gelen ithalat kalemleri ise petrol ve türev
ürünleri, otomotiv, ilaç, mineraller, gıda ve makine olmuştur.
İnanıyorum ki, daha ileri adımlar atılacak ve konuşulacak
rakamlar şimdikinden daha farklı olacaktır.
Türkiye, 2007
yılından beri Gürcistan’ın en büyük ticaret ortağı
durumundadır. Gürcistan’a en çok doğrudan yatırım yapan
ülkeler arasında da Türkiye ilk sıralarda gelmektedir. Öte
yandan 31 Mayıs 2011 tarihinde imzalanan ve 10 Aralık 2011
tarihinde yürürlüğe giren bir protokol uyarınca, iki ülke
vatandaşları birbirlerinin ülkelerine sadece kimlik bilgileri ile
seyahat edebilmektir.
Ekonomi
Bakanlığı’ndan alınan istatistiklere istinaden, Gürcistan’da
bugüne kadar, Türk müteahhitlik firmaları tarafından yaklaşık
3,5 milyar dolar tutarında proje üstlenilmiştir. Türk
firmalarının faaliyet alanları, enerji santrali, turistik tesis,
konut, karayolu inşası gibi alanlarda yoğunlaşmaktadır.
Türk
şirketleri Gürcistan’da yatırıma büyük ilgi göstermektedir.
Bu bağlamda, Gürcistan’daki önemli Türk yatırımları arasında
Tiflis ve Batum havaalanlarını, Paravanihidroelektrik ve Gardabani
termik santrallerini, Batum Uluslararası Üniversite Hastanesi’ni,
Tiflis yakınlarındaki Natakhtari bira ve meşrubat fabrikasını,
yine Tiflis yakınlarında (Ksani) şişe fabrikası ile Borjomi ve
Batum’daki beş yıldızlı otelleri saymak mümkündür.
Karşılıklı
olarak bu kadar yoğun olan ticari ilişkilere rağmen sıkıntılarda
yaşanmaktadır. Türkiye-Gürcistan arasındaki ticaret sürekli bir
artış eğilimi gösterse de iki ülke arasındaki dış ticaret
rakamları ve Türkiye’nin Gürcistan’daki yatırımlarının
miktarı potansiyelin altındadır. Türk firmalarının Gürcistan
faaliyetlerindeki temel sıkıntısı finansman sorunudur. Ulaştırma
sektöründe yaşanan sorunlar da iki ülke ticaretini olumsuz yönde
etkilemektedir. Farklı ülkelerde şube açarken en büyük
gayelerimizden biride bu sorunların çözümünde aktif rol almak,
devletimize ve milletimize hizmet etmektir. Genel Kurulunu yapmakta
olduğumuz MÜSİAD Batum şubemizde yeni yönetimi ile bu amaca
hizmet edecektir. Karşılıklı ilişkilerinin büyük mesafeler kat
edebilmesi için MÜSİAD’ın Tiflis ve Batumteşkilatları olarak
elimizden gelen mücadeleyi göstermeliyiz.
Bulunduğumuz
ülke ve bölgede daha aktif ve girişken olmalısınız. Ticaret ve
sanayi odaları, iş dünyasına hitap eden STK’larda daha çok yer
alarak buralarda yönetim kadrolarında bulunmanız gerek kendiniz
gerek kurumunuz gerekse ülkeniz için önemli faydalar vereceğini
düşünmekteyiz. Bu yönde daha çok gayret edilecek inşallah.
Bulunduğumuz bölgedeki Büyükelçiliğimiz Konsolosluğumuz ya da
Ticaret müşavirliğimiz ile ilişkilerimizi geliştirmeli, buradaki
akreditasyonumuzu sağlamalıyız. Sağlamalıyız ki daha etkin ve
verimli faaliyetlerde bulunabilelim.
Öte
yandan güçlü teşkilatlar oluşturmalı, hali hazırda var olan
teşkilatlarımızı da gerek kurumsal gerekse yönetsel açıdan
daha güçlü bir hale getirmeliyiz. Teşkilatlarımız ile
bulundukları bölgelerde oluşturduğumuz yerel güç, merkezi daha
güçlü kılmaktadır. Yerelde güçlülük merkezde de güçlü bir
yapıyı temin edecektir her daim.
Üyemize
daha çok fayda sağlamamız açısından iş geliştirmeye önem
vermeliyiz. Bulunduğumuz bölgedeki muhatap kurumlarla Mou ve
partnerlik anlaşmaları imzalayarak yeni networkler kazanmalıyız.
Bu da işin geliştirilmesi açısından önemli kazanımlar
sağlayacağını düşünüyorum. Sözlerime
son verirken, siz MÜSİAD dostlarına yürekten teşekkür ediyorum.
MÜSİAD Batum Şubemizin Genel Kurulunun rabbim’den hayırlara
vesile olmasını niyaz ediyorum. Hep
birlikte, daha da güçlenerek, azimle, inançla çalışmaya devam
edeceğiz. Allah’ın bereketi ve mağfireti üzerimize olsun.