Enerji ve Tabii Kaynaklar Eski
Bakanı Dr. Hilmi Güler’in, Ordu Üniversitesinin 2016-2017 akademik
açılış yılı töreninde ülkemizin geleceğine yönelik mesaj
yüklü önemli gördüğüm aşağıdaki konuşmasını sizinle
paylaşmak istedim.
Türkiye
fiber optik ile bir köprü durumunda
“Türkiye; petrol ve doğalgaz
boru hatları ile geçiş coğrafyasında bulunuyor. Şimdi buna
demiryolu eklendi. Bakü-Tiflis- Ceyhan boru hattı. Şimdi de
fiberde bir köprü durumunda. Yani enerjide, elektrik hatlarıyla,
doğalgaz hattıyla, demiryoluyla, fiber optik ile bir köprü
durumundadır. Bu yüzden şöyle bir analiz yapmak gerekiyor. Ya
kaynak coğrafyası olacaksınız ya da geçiş coğrafyası. Türkiye
bir geçiş coğrafyası kaldı ki kaynakları da gayet yüksektir.
Örneğin Karadeniz başlı başına bir hidrat yatağı, taşlaşmış
katılaşmış doğalgaz kaynağı. Yani petrol doğalgaz bitse dahi
bunlar devreye girecek. Bunun dışında yenilenebilir enerji
konusunda müthiş bir bölge buna rağmen Ordu’nun dağlarında
bir tane rüzgar tribünü görülmüyor. Biz Rusya’dan aldığımız
doğalgazın yarısını elektrik üretmede kullanıyoruz. Halbuki
elektrik üretmede kullandığımız bu gazın yerine rüzgardan,
güneşten, biyogazdan elektrik elde etsek o kadar gazın yarısını
almamış olacağız. Dolayısıyla enerjide bağımsızlık
dediğimiz şey gerçekleşmiş olacak.
Bilgiye
kim daha çabuk ulaşırsa o kazanıyor
Bilgiye hiçbir dönemde bu kadar
yakın olunmamıştır. Şu anda endüstriyel 4.0 akımı diye bir
akım var dünyada. Bu akımın birinci dönem dediğimiz kısmı
buhar dönemiydi. Bu dönemin bitişinde elektrik dönemi başladı
yani ikinci dönem, burada da üretim kütle üretimine dönüştü
yani eskiden tek tek yaptığımız şey yüzlerce binlerce tamamen
akıllı makineler ve üretilmeye başladı. Üçüncü dönem
elektrikle birlikte bilgisayar dönemi burada da otomatik üretimler
başladı. Ve şimdi internetle birlikte dördüncü dönemdeyiz.
Bu
kadar ilerlemiş bir dünyada biz hedefe çok yakınız çünkü o
makinelerin programları bir kağıt kalemle yazılıyor. Yani
matematik bilen bir insan kağıdın üzerine yazacağı programla bu
sistemi harekete geçirebilir. Bir akıllı telefonu değerli kılan
içindeki programdır. Bu programı yazmada bu üniversite çok
önemli bir rol oynayabilir. Bu 4.0 dediğimiz dönemde her şey
değişti.
Dağdaki çobanla bu amfideki
öğrenci aynı fırsata sahip. İstediğiniz bilgiye anında ulaşmak
mümkün. Bilgiye bu kadar yaklaşılmış bir dönem yok. Bilgiye
kim daha çabuk ulaşırsa o kazanıyor. Bilgi eşittir güç. Biz bu
bakımdan avantaja sahibiz çünkü genç bir nüfusumuz var, geçiş
coğrafyasındayız. Önümüzde parlak bir gelecek var bu geleceği
birlikte sürdürmemiz lazım. Önemli olan hedef ve hedefin
ölçülebilirliğidir.”