Haber: İlker ÇAKAN
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin 15. Kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen Reklamda Yeni Düzenlemeler Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı’na katıldı. Çalıştay açılışında bir konuşma yapan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci şunları söyledi;
Reklam harcamalarında daralma yaşayan bir ülkeye baktığınızda, genellikle ülkenin ekonomisinde de bir daralma yaşandığını görürsünüz.
“Reklamların tüketicilerin satın alma tercihlerini doğrudan etkileyen en önemli ticari iletişim aracıdır. Reklam sektörünün tüm dünyada oluşturduğu ekonomik değerle ve diğer sektörleri canlandırarak ekonomiye sağladığı itici güçle iktisadî hayatın önemli bir gücüdür. Bir ülkenin reklam sektörünün yapısının, o ülkenin ekonomik görünümü hakkında ipuçları vermektedir. Reklam harcamalarında daralma yaşayan bir ülkeye baktığınızda, genellikle ülkenin ekonomisinde de bir daralma yaşandığını görürsünüz. İnternetle birlikte reklam türlerinin de değiştiğine ve reklamlarla daha sık karşılaştığımıza değinerek, reklamlardaki gerçeğe aykırı veya abartılı ifade ve beyanlarla tüketicilerin aldatılıp mağdur edilmesi sıkça karşılaşılan önemli bir sorundur. Obezite çağın önemli bir sorunudur. Hükümetimiz tarafından, Obezite ile Mücadele ve Kontrol Programı faaliyete geçirilmiştir. Bu mücadelenin başarıya ulaşması için, aşırı tüketimi tavsiye edilmeyen gıdalar olarak değerlendirilen cipsler, gazlı içecekler, çikolatalar gibi yüksek oranda tuz, yağ veya şeker içeren gıdaların reklamları ile ilgili olarak, ne gibi tedbirler alabileceğimiz hususunda gerekli çalışmaların bir Reklamcıları özgür bırakmak lazım.
Yaratıcı ve zeki olan bu insanları özgür bırakmak lazım
Reklamcıların özgür olması gerektiğine inanıyorum. Yaratıcı ve zeki olan bu insanları özgür bırakmak lazım. Zeki oldukları için, öz denetimlerle, kendi içinde yaşadıkları toplumun beklentilerine, etik kurallarına, değerlerine ve manevi kurallarına kurullardan da önce kendilerinin sahip çıkacağına inanıyorum. İhtiyacımıza en uygun tercihi yapabilmek için alternatif ürünler arasında zaman zaman karşılaştırma yapma ihtiyacı duyarız. Bu ihtiyacı gidermek amacıyla, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile birlikte, ülkemizde doğrudan marka ve ticari isim ve unvanlar açık açık zikredilerek karşılaştırmalı reklam yapılabilmesinin yolu açılmıştır. Ancak bu tür reklamların fiilen yapılabilmesi için 31 Aralık 2016 tarihine kadar bir geçiş süresi tanınmıştır. Bu uygulamada karşılaşabileceğimiz sıkıntılar, ülkemizin kendine has şartları, diğer ülke uygulamaları ve güncel gelişmeler göz önünde bulundurularak doğru bir şekilde tespit etmemiz ve bu sorunları giderecek tedbirleri alarak 2017 başına kadar uygun mevzuat altyapısını oluşturmamız gerekmektedir. Artık biz diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ürünleri karşılaştırabilelim; ürünlerin özellikleri üzerinden, marka ismi de vererek tüketiciyi doğru bilgilendirelim istiyoruz.
Türkiye reklam pastasının tüm dünya reklam pastasından yaklaşık
iki kat daha fazla büyüdüğünü söyleyebiliriz
Türkiye ekonomisindeki olumlu gelişmelerin sonucu olarak, ülkedeki reklam yatırımlarının yeterli olmamakla birlikte giderek büyüdüğünü, dünya reklam pastasının ise yaklaşık yüzde 5 civarında büyüdüğü söyledi. Bu verilere göre Türkiye reklam pastasının tüm dünya reklam pastasından yaklaşık iki kat daha fazla büyüdüğünü söyleyebiliriz.Toplam reklam yatırımları içerisindeki payı % 50 civarında olan televizyon mecrasının en büyük paya sahip olduğunu ama yıllar itibarıyla bu pay giderek azalmaktadır, % 23’lük pay ile ikinci sırada olan internet ve mobil reklamlara dikkati çekti. 2015 yılında, bir önceki yıla göre % 25 gibi büyük bir artış gösteren bu alanın toplam reklam yatırımlarındaki payı 1 milyar 484 milyon liraya yükselmiştir. Bütün bu veriler dikkate alındığında, çok yakın bir gelecekte reklam yatırımlarının büyük ölçüde dijital ortama kayacağını söylemek mümkündür.
Reklam sadece bir ürünü değil, hayat tarzını da pazarlamaktadır
Reklam sektörünün büyümesine önem veriyoruz, ancak bu büyümenin hukuka ve etik ilkelere uygun olması bir o kadar önemlidir. Tüketicileri aldatan, yanıltan, istismar eden ya da dürüst rekabet ilkelerine uygun olmayan reklamlarla halkın karşısına çıkan işletmelerin uzun vadede piyasada yer edinemeyecektir. Reklam sadece bir ürünü değil, hayat tarzını da pazarlamaktadır. Reklamlar kültürün, toplumsal değerlerin hem aktarıldığı, hem de yeniden üretildiği mecralardır. Bu nedenle medyanın her alanında çalışanlar gibi reklamcıların da sosyal sermayeyi ve kültürel öğeleri en çok kullanan ve yeniden üreten kişiler olarak reklam içeriğinde bazı noktalara azami dikkat göstermeleri gereklidir. Özellikle çocuklara reklamlarda yer verirken ve onlara yönelik ürünlerin tanıtımı yapılırken özel bir hassasiyet göstermelidir. Satış yapmak, kar sağlamak ya da karını artırmak için hukuki ve ahlaki değerleri görmezden gelen yöntemlerle halkın karşısına çıkmak; toplumumuzun değerleriyle, ilkeleriyle ve hukuk kurallarıyla bağdaşmaz.
Cezaların iyi tespit edilmesi gerekir. Çok düşük olursa caydırıcılığı olmaz
Tüm ticari reklam ve ilanları denetleme yetkisine ve görevine sahip olan ve sekreterya hizmetleri Bakanlık tarafından yürütülen Reklam Kurulu tarafından 2015 yılında yaklaşık 9 milyon 400 bin TL para cezası uygulanmıştır. Kurula toplam 2 bin 262 başvuru yapılmıştır. 1.748 reklam dosyası karara bağlanmış bunlardan 932’si kurul gündeminde görüşülmüş ve 774’ü mevzuata aykırı bulunmuştur. Cezaların iyi tespit edilmesi gerekir. Çok düşük olursa caydırıcılığı olmaz, bir anlamı olmaz. Ama çok yüksek tespit ederseniz de bu sefer o zulüm olur, o sektörü bitirmiş olursunuz, hiç ödenemez duruma gelir ve o şirket doğmadan hayatına son vermiş olur. O yüzden ayarı iyi tutturmak lazım. Verilen cezaların makul ve caydırıcı olması gerekir. İşte 2015 yılında Reklam Kurulu tarafından yaklaşık 9 milyon 400 bin lira para cezası uygulanmıştır.”