Şair olmak ayrı bir duygudur. Bu tür insanlar iç dünyalarını dışa yansıtırlar, yaşadıkları anı ve duyguları mısralarla anlatırlar. Yaşayan insan yaşadıklarını ya yazar veya şiirle anlatır. Güzel şiirler, güzel duygulu insanlardan çıkar. Şairler mesajlarını mısralarda anlatır. İşte size şairce düşününen measaj yüklü bir şiir;
YEŞİL GÖZLÜ ADAM
Yeşil gözlü siyah saçlı adam
Palas pier’in korkuluklarına dayandı
Yeşil gözleri
Gri denizin dalgalarından
Uzak ufuklara kadar uzandı ,kaldı
Saçları ıslaktı ilk günlerdeki gibi değildi alışmıştı
Islanmaktan nefret ediyordu ama alışmıştı
Üç aydır yaşadığı bu kentte
Son on yılda yürümediği kadar yol yürümüştü
Tüm sokaklarını adım adım gezmişti
Bu gece eli ilk defa şiire gitmişti
Bir şiir yazmak gelmişti yürek ucuna
Bir nokta gibiydi oysa
Hiçbir derdi yoktu burada
Hepsini ardında bırakmıştı
Hiç haber almadan yaşıyordu yakınlarından
Bir bu rahatsız ediyordu onu
Yiyor içiyor, uyuyor,geziyor bolca ıslanıyordu
Yalnızlığa alışamamıştı
Dostları olmalıydı yanı başında
Elleri ayakları kulakları olmalıydı
Ulaşacak, sevecek ne çok yüreği vardı oysa
Yalnızdı burada yapayalnızdı
Anlatacak ne çok şeyi vardı eşe dosta
Aslında onu üzen rahatsız eden saçma sapan hatıralarına
Ne çok güleceklerdi kimbilir
Alışmamıştı işte dayanamıyordu yalnızlığa
Uzaklardaydı gözleri çok uzaklarda
Bir tek denizle özdeşleştiriyordu memleketini
Sanki denizle ulaşabilirdi sevdiklerine
Gökyüzü yabancı gibiydi ona yıldızı bile olmayan
Sabahları akşam
Akşamları gece olan karanlık bu şehirden memleketini göremiyordu
Hemen her dilden,her dinden,her renkten insanlar tanımıştı
Kendi dilinden konuşanlara daha rastlamamıştı
Uzaklarda çok uzaklardaydı yeşil gözleri nemli
Ve iyice uzamış sakalları ve saçları ıslaktı
Elleri ile saçlarını geriye doğru attı gözlerini denizden ayırmadı
Memleketinin tüm denizlerini bilirdi
Kıyılarında balıkçı meyhanelerinde az mı rakı içmişti
Yemyeşil Karadeniz kıyılarında
Trabzonda Rize de salaş meyhanelerde deniz karşı çok küfür etmişti
Amasra da canlı balıkta mustafendi’de
Kraçeleri anımsadı kıtır kıtır
Buz gibi rakıyı ve enfes salatayı kaşık kaşık
Çakraz da bozköy de kar yağarken mangaldaki pirzolaların kokusu burnuna geldi
Ürperdi
Akçay da, urla da , iskele de
Kuşadasında bodrum da kaşta Fethiyede
Masmavi saydam denizlerinde ne kulaçlar atmıştı
Özgürce
Kabanına sıkıca sarıldı
Bir sigara yaktı
Evinde olmayı
Ayaklarını uzatmayı televizyona karşı
Ve piposu elinde gazete okurken düşledi kendini
Manş denizinin kıyısındaydı
Biraz ötesi okyanustu
Rotasını çizmişti
Nereye gittiğini biliyordu
Bir hat üzerindeydi
Sivas ta , gürün de gökpınar gölünden çıkmıştı
Rize de ikizdereden karadenize dökülmüştü
Sonra Kapadokya da Nevşehir derinkuyuda gölbaşındaydı
Elazığ Ağın da Keban baraj gölündeydi
Midyatta Beyazsuya ulaştı
Amasra Karadenizdeydi inci gibi
Beyşehir gölün kıyısındaydı
Şimdi İngiltere de Manş ın kıyısında
Ve az ötede Atlas okyanusu
Bir hat üzerindeydi
Şimdi sıra ıslanmaktaydı
Islanmalı bolca ıslanmalıydı
Her şeyin dakik ve düzenli olduğu bu ülkede
Evler hep aynıydı
Yollar ve kaldırımlar aynıydı
Hep aynı filmi izler gibi
Aynı saatte aynı yerde hergün aynı şey oluyordu
Mustafa Kemal ÖZGÜN