Cumartesi, Nisan 20, 2024
tr
Ana Sayfa GENEL Hocalı gerçekleri

Hocalı gerçekleri

Soykırımın Hocalı kolu…
  “Ben savaşlar hakkında, Alman faşistlerinin gaddarlığı hakkında çok duydum, fakat Ermeniler 5-6 yaşındaki çocukları, sivil halkı katletmekle onları gölgede bıraktılar “.
(Fransız gazeteci Jan-İv Gnet)
  Soykırım insanlık tarihinin en ciddi ve karmaşık sorunlarındandır. Soykırım bir etnik toplumun dil, din, kültür vb. malum nedenlerle bilinçli şekilde yok etmeğe yönelik bir eylemdir. Bir grubun varlığının tamamen silinmesi amacıyla her türlü şiddet ve vahşeti içeren kuramdır.
  Tarih boyunca ezeli Azerbaycan topraklarını sahiplenmeye çalışan, kendi menfur ve sahte niyetlerini gerçekleştirmek ümidiyle yaşayan Ermeniler zaman-zaman bu isteklerini gerçekleştirmek için fırsat kazanmışlardır. Yirminci yüzyılın sonlarında da SSCB’nin çökmesi, yeni çatışma ocaklarının kurulması “Büyük Ermenistan” düşü ile çırpınan Ermenilerin aktifleşmesine ortam yaratıyordu. 1988-1991 yılları arasında Dağlık Karabağ çevresinde çok çelişkili, karmaşık bir durum idi. “Türksüz Ermenistan” sloganı altında mücadeleye kalkan Ermeni milliyetçileri Azerileri kendi dede-baba yurtlarından zorla çıkarıyor, etnik temizlenmeye maruz bırakıyorlardı. 1991 yılının Ekim ayından 1992 yılının Şubat ayına kadar, yani 5 ay süreyle ise Ermeniler Dağlık Karabağ’ı Azerbaycanlılardan neredeyse, “temizlemişlerdi”.
  Hocalı faciası Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun en korkunç sayfalarından biridir. Yüz yıllardır Azerbaycanlılara karşı şovenist, antoqonist ilişki yürüten Ermeni vahşetinin iğrenç ve hain sayfalarından biri (1905-1907; 1918-1920; 1948-1953 ve s.). 1992 yılı 25 Şubat 26’sına bağlayan gece Ermeni-Taşnak silahlı kuvvetleri ve eski Sovyet 366. motorlu alayı Hocalı bölgesine saldırdı, yüzyılın en dehşetli soykırımlarından biri gerçekleştirildi. Henüz 1991 yılının sonlarına doğru Ermeni silahlı birlikleri tarafından Hocalı, ablukaya alınmış, Dağlık Karabağ’dan ordusu çıkarıldıktan sonra tam kuşatılmıştı. Fakat bağımsız devlet yapılanması yoluna yeni temel atmış Azerbaycan’ın iktidarını eline geçirmek isteyen daireleri Hocalıdan daha “önemli” nitelendirdikleri kişisel çıkarlarıyla meşgul idiler. Devlet yetkililerinin aciz ve suskun pozisyonları da Hocalı faciası için zemin hazırlamıştı.
Hocalı’ nın ele geçirilmesi için gerçekleştirilen askeri operasyon sırasında şehrin yerli halkına karşı toplu şiddet gerçekleştirilmiştir. Bağımsız koridor hakkında ise Hocalı nüfuzu, hemen bilgilendirilmiştir. Olay tanıklarının ifadelerinden, Hocalı soykırımına dair dünya basınında demeçlerinden, fotoğraflardan, Ermeni katılımcıların itiraflarından görüldüğü gibi Hocalı faciası Ermeni milliyetçilerinin Azerbaycan halkına karşı yaptığı soykırım ve etnik temizlik politikasının en kanlı biçimidir. Bu soykırım eylemi başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi olmak üzere, birçok uluslararası hukuki-normatif düzenlemelere (İnsan hakları ve temel özgürlüklerin korunmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi, Cenevre Sözleşmesi vb.) Kaba şekilde ihlal edilmesine yol açmıştır. Barış, insanlık restore etmeye çalışan dünya birliği bu facianın organizatörleri ve katılımcılarına karşı kesin tutumdan vazgeçmesi, onların suçlanmasının edilmemesi adalet ve hümanizme yönelik faaliyetleri şüphe altına düşürüyor.
  Hocalı katliamı Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı uzun yıllardır yürüttüğü kasıtlı soykırım politikasının bir parçasıydı. Hocalı soykırımına siyasi değer verilmesi
1993 yılında halkın ısrarı ile iktidara getirilen Haydar Aliyev iç istikrarın sağlanması, siyasi, ekonomik çöküşün önlenmesi yönünde faaliyete başladı. 1994’de ateşkesi sağlamayı başardı. Dış politikada temel görev Azerbaycan’ın bağımsızlığının tanınması ve Azerbaycan hakkında objektif fikrin oluşumu idi. Ayrıca Hocalı Soykırımı Azerbaycan’ın sosyal-politik fikir tarihinde önemli yerlerden birini tutmalı, bundan sonra devletin hem iç, hem de dış politikasında Hocalı soykırımı, onun objektif şekilde anlatılması, tanınması ön plana geçmeli, bu yolda fiili adımlar atılmalı idi. Maalesef, Azerbaycan’ın başının iç işlerine karıştığı, yeni ilerlemeye doğru attığı adımların zamanında yurt dışındaki imkanları kullanan Ermeniler dünya birliğine Hocalı Soykırımı hakkında çarpık bilgiler aktarmaya çalışmış ve bunu bir anlamda başarmışlardır.
Hocalı soykırımına siyasi değerin verilmesi Ulu önder Haydar Aliyev’in girişimleri ile olmuştur. Halen Cumhurbaşkanlığı yetkilerini kullanırken Yüksek Sovyet Başkanı Haydar Aliyev Ermeni saldırısının önlenmesi amacıyla acil önlemler alınması için BM Güvenlik Konseyi’nin derhal çağrılması talebi Güvenlik Konseyi Başkanına 26 Temmuz 1993 tarihli yazılı başvuru ile yapılmıştır. 1994 yılı 24 Şubat’ta Milli Meclisin kararı ile her 26 Şubat «Hocalı Soykırımı Günü” olarak anılması ve bu konuda uluslararası kurumlara bilgi verilmesi ile Hocalı soykırımına ilk kez siyasi değer verilmiş oldu. Milli lider Haydar Aliyev’in girişimi ile yüzyılın bu büyük faciası devlet tarafından yüksek düzeyde değerlendirildi. 1995 24 Şubat’ta Milli Meclisin dünya parlamentolarına ve uluslararası kuruluşlara Hocalı Soykırımı ile ilgili başvurusu yapıldı. Milli lider Haydar Aliyev Hocalı Soykırımının tanınmasının temel müsebbibi, girişimcisi olmuştur. Bu konudaki fikrini Ulu önder şöyle ifade etmiştir: “… 1994 26 Şubat arifesinde ben Milli Meclis’e teklif verdim. Milli Meclis karar aldı ve Hocalı Soykırımı Hocalı faciası günü ilan edildi. Bugün bizim tarihimizde, bizim takvimimizde matem günüdür, hüzün günüdür. Bunu biz kanunla kabul ettik…”,
  Soykırım kurbanlarını her zaman anarak, şehitlerin anısını aziz tutan milli lider Haydar Aliyev 1997 25 Şubat’ta “Hocalı soykırımı kurbanlarının anısına 1 dakikalık saygı duruşu ilan edilmesi hakkında” ferman imzaladı. Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev , Hocalı Soykırımının onuncu yıldönümü ile ilgili Azerbaycan halkına 2002 yılı 25 Şubat tarihli ulusa sesleniş konuşmasında belirtiyordu ki: “Bugün Azerbaycan hükümeti ve halkı önünde Hocalı Soykırımı ve tamamen Ermenilerin Dağlık Karabağ’da yaptıkları vahşetler hakkında gerçekleri olduğu gibi, bütün gerçeklik ve dehşetleri ile dünya devletlerine, parlamentolarına, geniş kamuoyuna duyurmak, tüm bunların asıl soykırımı eylemi olarak tanınmasını görevi durmaktadır. Bu Hocalı şehitlerinin ruhu karşısında bizim vatandaşlık ve insanlık borcumuzdur. Öte yandan, facianın asıl uluslararası hukuki-siyasi değer alması, onun ideologlarının, organizatörlerinin ve gerçekleştirenlerin layıkıyla cezalandırılması tamamen insanlığa yönelik böyle acımasız eylemlerin gelecekte tekrarlanmaması için önemli şarttır “.
2003 15 Şubat’ta Hocalı göçmenlerinin Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na başvurusu yapıldı. Başvurunun amacı dünyanın nüfuzlu uluslararası örgütleri olan Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na 1992 Şubat’ında Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinde Ermeniler tarafından işlenmiş Hocalı soykırımı hakkında gerçekleri dünya kamuoyunun dikkatine sunmak ve bu kanlı cinayete hukuki-siyasi değer verilmesini sağlamaktan oluşmaktaydı.
  Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından da her yıl soykırım ülkemizin her yerinde soykırım kurbanları anılıyor. Soykırımın 20.yıldönümü ise 2012 yılında halk yürüyüşü ile yapılmıştır.
Başkentin Hürriyet meydanından başlayan, 60 binden fazla kişinin katıldığı halk yürüyüşü Hocalı faciası kurbanlarının hatırasını anmak ve Ermeni faşistleri tarafından insanlığa karşı işlenen vahşi cinayeti yeniden dünya kamuoyunun dikkatine sunmak amacı taşıyordu.
  Cumhurbaşkanı İlham Aliyev 2011 yılı 23 Şubat tarihli konuşmasında belirtmiştir ki: ” …bizim siyasetimiz, özellikle yurtdışındaki faaliyetimiz, Hocalı hakkında gerçekleri dünya birliğine göstermemiz bu durumu, neredeyse, tamamen değiştirdi… Hocalı Soykırımı Ermeni vahşetini göstermiştir… Ben eminim ki, gün gelecek Hocalı faciasını işleyen, sivil halka karşı zulüm eden, ahalini öldüren Ermeni suçluları yargı önünde cevap vereceklerdir. O gün gelecektir”.
Benzeri görülmemiş vahşeti, vahşetle işlenmiş, insanlığa sığmayan Hocalı Soykırımı ve genellikle, Azerbaycan halkının adaletsizliğe maruz kaldığı Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun tüm gerçekleri dünya kamuoyuna detayları ile iletilmesi, onların kesin konumlarını bildirmeleri için ciddi ve hedefli çalışma yapılmalıdır. Çünkü soykırıma siyasi tutumun bildirilmemesi yeni katliamların vuku verebileceği kanaatini, ayrıca zeminini oluşturur. Aynı zamanda soykırım faciasının objektif şekilde tanınması birliğin, dayanışmanın, hümanizmin onayı, uluslararası ispatının sonucu olarak zorunludur. Hocalı Soykırımı Ermenistan tarafından gerçekleştirilen kasıtlı ve düşünülmüş siyasetin bir parçası olmakla Ermeni barbarlığının, vahşetinin de en tepe noktasıdır. Bu trajedi her şeyden önce insanlığa, hümanizme karşı işlenmiş bir eylemdir.
Soykırımı tanıyan devletler Hocalı Soykırımı aynı zamanda Ermenistan tarafından gerçekleştirilen kasıtlı ve düşünülmüş siyasetin bir parçası olarak beyan edilmelidir. Tesadüf değildir ki, yirminci yüzyılın en kanlı ve korkunç cinayetlerinden biri olan Hocalı soykırımının dünya devletleri tarafından tanınması ve soykırım olarak kabul edilmesi, ona siyasi değer verilmesi yönünde gerçekleştirilen siyaset artık olumlu sonuçlar göstermektedir, dünyanın birçok devletleri tarafından bu soykırım eylemi kötülenmiştir.

Hocalını tanıyan devletler ve eyaletler:

Devletler
ABD eyaletleri
Meksika;
Pakistan;
Kolombiya;
Çek Cumhuriyeti;
Bosna Hersek;
Peru;
Sudan

Massachusetts eyaleti;
Texas eyaleti;
New Jersey eyaleti;
Georgiya eyaleti;
Men eyaleti;
New Mexico;
Arkansas eyaleti;
Mississippi;
Oklahoma eyaleti;
Tennessee eyaleti;
Pensilvanya eyaleti;
Batı Virginia eyaleti;
Connecticut eyaleti;
Florida eyaleti

“Hocalı’ya adalet-Karabağ’a özgürlük” uluslararası bilgi ve kışkırtma kampanyası
  Hocalı gerçeklerinin dünyaya ulaştırılması, uluslararası dağıtım ve katliamın objektif değerlendirilmesi yönünde atılan adımlarda Haydar Aliyev Vakfının müstesna rolü göz ardı edilemez. Fonun emeği ve maksatlı faaliyetleri sonucunda dünya ülkeleri Ermeni saldırganlarının insanlığa sığmayan katliamları hakkında daha dolgun bilgilendirilmektedir. Bir takım devletler, uluslararası kuruluşlar, etkili kurumlar insanlığa karşı işlenmiş bu cinayetin asıl mahiyetini anlayarak katliamı şiddetle kınıyorlar. Haydar Aliyev Vakfı tarafından Hocalı soykırımı ile ilgili 100e kadar malzemenin yurtdışında sergisi düzenlendi, Azerbaycan kültürel mirasının düşman tarafından çiğnenmesi, kültürel-tarihi yapıların yıkılması ile ilgili çeşitli dillerde yayınlanan kitap ve kitapçıklar yurtdışında yayınlandı.
  Haydar Aliyev Vakfı Başkan Yardımcısı, İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Gençlik Forumu’nun kültürlerarası diyalog üzere Genel Koordinatörü Leyla Aliyeva’nın girişimiyle 2008 yılından itibaren faaliyete başlamış “Hocalı’ya adalet” kampanyası Hocalı gerçekliklerinin tanıtımı yönünde yorulmadan faaliyet göstermektedir.
Geçtiğimiz dönemler boyunca başarılı propagandası ile eyleme dünyanın birçok ülkelerinden yüzlerce gönüllü katıldı. Propaganda kampanyası sadece Hocalı soykırımını dünyaya tanıtmakla kalmamakta, aynı zamanda, Ermenistan’ın yıkıcı ve saldırgan politikalarının ortaya çıkarılması ile ilgili aktif çalışma yapıyor. Genellikle, İKÖ’ nün Diyalog ve İşbirliği uğrunda Gençlik Forumu da Ermenistan’ın işgalci tutumunun dünya çapında kötülenmesi yönünde net faaliyet gerçekleştiriyor. Onlarca ülkenin gençlik örgütlerini birleştiren İKÖ’ nün Gençlik Forumu İslam Konferansı Teşkilatı onaylanmış tesisatı, hem de BM “Medeniyetler alyansı” kurumunun resmi ortağıdır. İKT Gençlik Forumu Yönetim Kurulu 2008 yılının Nisan ayında Kuveyt’te düzenlenen 6’ncı oturumunda Haydar Aliyev Vakfı Rusya Delegasyonu Başkanı Leyla Aliyeva forumun kültürler ve medeniyetler arası diyalog konularında birinci baş koordinatörü seçilmesi ise İKT Gençlik Forumu’nun Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgaline daha çok dikkat ayırmasında önemli rol oynadı. İşte bunun sonucuydu ki, bu yıl 17 Mayıs İstanbul’da İKT Gençlik Forumu ve İSESKO – nun organizasyonu ile düzenlenen İKT uzmanlarının iki günlük toplantısında Leyla Aliyeva’nın girişimiyle başlatılan “Hocalı’ ya adalet – Karabağ’a özgürlük” kampanyası İKT uzmanları tarafından desteklendi ve 26 Şubat – Hocalı soykırım gününün İKT ülkelerinde insani felaketler kurbanlarının hatırasını anma günü olarak kutlanması konusunda karar alındı. Ayrıca, Hocalı katliamının islam ülkelerinde ders kitaplarına dahil edilmesi ile ilgili teklifin de İKT bakanlarının toplantısına sunulmasına karar verildi.
İKT Dışişleri Bakanları toplantısının 35. oturumunda “Hocalı’ ya adalet – Karabağ’a özgürlük” kampanyası ile ilgili kararın dışişleri bakanları tarafından desteklenmesi dünyanın 57 ülkesinde ilgili kampanyanın gerçekleştirilmesi için siyasi-hukuki tabanı oluşturulmasına yol açtı.2009 yılının Mayıs ayında ise İKT Dışişleri Bakanları Konseyi Şam’da geçen 36. toplantısında bakanlar Gençler Forumu hakkında kabul ettikleri nihai kararda “Hocalı’ ya adalet – Karabağ’a özgürlük” kampanyasını tam destekleyerek üye ülkeleri bu kampanyada aktif katılmalarının çağırdı. Bununla da Hocalı faciası hakkında gerçeklerin dünya kamuoyuna iletilmesine ve olayın dünya kamuoyu tarafından hukuki-siyasi ve manevi değerlendirilmesine ulaşmaya yönelik uluslararası bilgi ve kampanyası faaliyete başladı.
2011 yılında İslam Konferansı Örgütü Parlamentolar Birliği (İKÖ PB) Leyla Aliyeva’nın girişimi ile gerçekleş tirilen “Hocalı ‘ya adalet” uluslararası kampanyasına destek olarak beyanname kabul etti. İKÖ Parlamentolar Birliği Konseyi’nin Birleşik Arap Emirliklerinin (BAE) başkenti Abu Dabi’de düzenlenen 13’üncü oturumunda konseye üye ülkelerin kabul ettikleri Ebu-Dabi beyannamesinde Hocalı faciasını insanlığa karşı işlenmiş büyük bir suç olarak tanımaya çağırdı. Kararın 3’üncü fıkrasında yer aldı ki, İKÖ PB-ye üye parlamentolar Ermeni silahlı kuvvetleri tarafından Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Hocalı kentinde sivil Azerbaycanlı nüfusa karşı işlenen toplu katliamı insanlığa karşı suç olarak tanıyor. Belge üye devletler belirtilen suça ulusal düzeyde gerekli değerin verilmesine çağırıldılar.
  Kampanyanın doğrudan yararlı tarafı Hocalı gerçeklerinin dünyanın birçok ülkelerinde yayılması, yüzyılın soykırım vahşetinin gösterisi ile sonuçlanmıştır. 2013 Aralık 9-11-de Gine Cumhuriyetinin başkenti Konakri de 57 ülkenin üye olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi (İİT DİBK) 40. toplantısında temsil olunan Diyalog ve İşbirliği Uğrunda İslam Konferansı Gençlik Forumu tarafından oturuma Hocalı faciasını soykırım belgesi olarak tanınması hakkında karar tasarısı sunuldu. İİT DİBK bu kararı kabul etmekle Hocalı faciasını soykırım eylemi olarak tanıdığını bir kez daha beyan etti. Oturumun beyannamesinde “Hocalı’ ya adalet” kampanyasına dair özel madde konulmuştur. Aynı paragrafta der ki: “İİT DİBK” Hocalı’ ya adalet “uluslararası bilgi kampanyasını alkışlıyor ve üye devletlerden bu soykırımı yasasını ulusal ve uluslararası düzeyde insanlığa karşı suç olarak tanınması için kampanyanın çalışmasında aktif yer almaya ve gerekli çaba göstermeye çağırmaktadır”. Kampanya kapsamında görülen amaçlı faaliyet sonucunda 2013 yılının Şubat ayında Kahire’de yapılan İİT yüksek kurumu olan devlet başkanlarının zirve toplantısında Hocalı faciası insanlığa karşı suç ve soykırım eylemi olarak tanındı.
  “Hocalı’ ya adalet” uluslararası bilgi ve kışkırtma kampanyası şimdi dünyanın birçok ülkesinde yüzlerce gönüllü tarafından başarıyla uygulanmaktadır. Bu yıl da kampanya “Yalanla mücadee için ateş yak” (“Light a fire to fight the liar”) başlığında propagandaya başladı ve artık dünyanın çeşitli ülkelerinde anma eylemleri gerçekleştirilmiştir.
  1992 yılı 26 Şubatı Hocalı faciası halkımıza karşı işlenen soykırımdır. Hümanizme, barışa, güvenliğe, insanların en temel ve önemli haklarına yönelik bir eylemdir. Bu tarih bir şehrin nüfusunun bilinçli, düşünülmüş şekilde yok edilmesi amacını taşıyan adımdır. Bu facia bir daha onu gösteriyor ki, Ermeniler sadece bizim topraklarımızı işgal edip, sahiplenmekle değil, hem de bizim bir millet olarak varlığımızı sonlandırmak hırsı ile yaşıyorlar. Ermeni milliyetçileri kendi bebeklerine bile Türk nefreti ile göz açtırıp, Türk düşmanlığının aşılıyorlar. Türkün azapla yok edilmesi, tarihten silinmesi bir görev gibi her Ermeni’nin karşısına konulmaktadır. Böyle bir gösterişli, acımasız, cellat, kinci bir ruhla büyümüş milletten hangi hümanizmi beklenir? Soykırım sonucunda şehrin 5 bin kişi nüfusundan 335 kişi şehit olmuş, Ağdamın merkezine ulaşmak umuduyla şehri terk eden 2500 Hocalı vatandaşından 613-ü düşman mermisiyle katliamın kurbanı olmuştur. Aynı zamanda 63’ü çocuk, 106’sı kadın, 70’i yaşlı ve kadın olmak üzere – 613 kişi Hocalı sakini katledildi, 8 aile tamamen yok edildi, 25 çocuk her iki ebeveynini, 130 çocuk ebeveynlerinden birini kaybetti. Düşman mermisiyle yaralanan 487 kişiden 76 tanesi çocuktu. 1275 Hocalı lı esir, 150 Hocalı lı ortadan kayboldu. Devletin ve vatandaşların malvarlığına 1 Nisan 1992 tarihindeki fiyatlarla 5milyar ruble değerinde hasar vurulmuştur. “Ermeni soykırımı” altında dünyaya yalan haberler yayan, tarihi ve insanlığı lekelemeye çalışan Ermeniler yakın geçmişte yaşanan trajediyi “Hocalı savaşı” adı altında sunuyor, vahşi niyetlerini gizlemeye çalışıyorlar. Maalesef, taraflı tutum sergilemeyen uluslararası birlikler Azerbaycan’ın hak sesini duymazdan geliyorlar.
  Bugün çok uluslu Azerbaycan milletinin önündeki temel görevlerden biri nerede yaşamasına bakılmaksızın Ermenilerin Dağlık Karabağ’da yaptıkları vahşetler hakkında gerçekleri olduğu gibi, tüm boyut ve dehşetleri ile dünya devletlerine, parlamentolarına, geniş kamuoyuna duyurmak, tüm bunların asıl soykırım eylemi olarak tanınmasını ulaştırmak görevi durmaktadır. Bu en azından Hocalı şehitlerinin ruhu karşısında bizim vatandaşlık ve insanlık borcumuzdur. Soykırıma siyasi değerin verilmemesi, Ermenistan hükümetinin yıkıcı politikalarının ortaya çıkarılması dünyanın enerji güvenliği için önemli rol oynayan Güney Kafkasya bölgesinde istikrarın ciddi şekilde bozulmasına yol açabilir. İnsanlığa karşı en büyük suçlardan biri olan Hocalı soykırımında bulunanlar, bu soykırıma ortak olanlar uluslararası hukuk kanunlarında yaptırımlarla yargılanmalı cezalandırılmalıdırlar.

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

SON HABERLER

Gürcistan, Avrupa’nın en güvenli ülkelerinden birisi

Gürcistan; farklı doğası, kültürü ve tarihi zenginliği ile bilinen muhteşem bir ülkedir. Gürcistan'ın adı Aziz George'dan geliyor Gürcistan'ın İngilizce ismi "Georgia"nın kökeni kesin olarak bilinmese de,...

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya

Anayasa Mahkemesi Başkanı Prof. Dr. Zühtü Arslan’ın görev süresinin 20 Nisan’da dolacak olması nedeniyle Anayasa Mahkemesinde Genel Kurul’da bugün başkanlık seçimi yapıldı. Genel Kurul’da...

Önce insan, sonra bakan

Ticaret Bakanlığı görevine başladıktan sonra yeni düzenleme ve başarılı çalışmaları ile kamuoyunun takdirini kazanan, “İhracatımızı yüksek teknolojili düzeylere çıkarma hedefindeyiz. İnovasyon, yatırım, üretim, katma...

Gümrük Muhafaza’dan 252 milyon lira değerinde kaçak eşya operasyonu

Ticaret Bakanlığı Gümrük Muhafaza ekiplerince Mersin ve Ankara'da gerçekleştirilen operasyonlarda, 252 milyon lira değerinde kaçak ticari eşya, makaron ve kıyılmış tütün ele geçirildi. Ticaret...

SON YORUMLAR

error: Content is protected !!