Perşembe, Kasım 21, 2024
tr
Ana Sayfa GENEL Uluslararası ilişkiler sisteminde Azerbaycan Cumhuriyetinin yeri ve rolü

Uluslararası ilişkiler sisteminde Azerbaycan Cumhuriyetinin yeri ve rolü

  Günümüzde dünyada jeopolitik oyunların çok hızlı cereyan etmesi ve olayların her gün yeni bir yöne sapması dünya düzenini tamamen karışık bir hale getirmektetir. Dünyanın modern siyasi manzarası ve uluslararası ilişkiler sistemi Jeosiyaset kavramının kapsamını daha da genişletti.
Yirminci yüzyılın sonlarından itibaren uluslararası arenada yeni güç merkezlerinin oluşumu, devletlerarası ilişkilerin farklı açıdan gelişmesi yeni dünya düzeninin oluşmasına, laik önemli sorunların belirmesine neden oldu. Küreselleşen dünyanın en önemli, hassas noktalarından birinde bulunan Azerbaycan da istem dışı olsa da bu gerçeğe katıldı.
  Azerbaycan Cumhuriyeti’nin jeopolitik konumu ve mevcut uluslararası durumu bölgesel projelerin gerçekleşmesinde ülkemizin anahtar rolünü oynaması gerekliliğini yaratır. Bu bakımdan Azerbaycan’ın modern uluslararası ilişkiler sisteminde rolünü güncelleyen tezleri aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür:
  – Azerbaycan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını yeniden ilan etmesi ile uluslararası ilişkiler sisteminin bağımsız üyesine dönüştürülmesi;
  – XXI yüzyılın başlarından itibaren Azerbaycan’ın yeni dünya politikasında yenilikçi bir ülke olarak temsil edilmesi, dünya birliğine hızlı entegrasyonu, bölgenin önde gelen aktörüdür imajını yaratması;
  – Azerbaycan’ın Batı’ya entegrasyon politikası, uluslararası ilişkilerin önde gelen aktörüne dönüşmesi, bölgede cereyan eden proje ve yeniliklerin katalizatoru rolünde çıkış yapması, uluslararası ve bölgesel kuruluşlarla işbirliğinin karakterizasyonu;
  – BM GK-nun geçici üyesi olarak Azerbaycan’ın 2 yıllık etkin faaliyetinin perspektifleri, üyeliğin Cumhuriyetimizin laik imajına olumlu etkilerinin değerlendirilmesi;
 – Başarılı ve pragmatik enerji stratejisi, Batı’nın enerji güvenliğinin sağlanmasında Azerbaycan’ın önde gelen devlete dönüştürülmesi, gerekli işçi imajının alınması.
Dünya politikasının merkezi sayılan Avrasya’da bu bölge jeopolitik açıdan büyük önem taşımaktadır. Dünyanın siyasi ve ekonomik gücünün önemli bölümü toplanmış Avrupa yeni dünya düzeninde ne kadar öneme sahipse, Asya bölümü de bundan az olmayan bir önem taşımaktadır. Doğu ile Batı arasında geçiş rolünü oynayan Azerbaycan istese de istemese de yeni dünya düzenine karışmaktadır. Çünkü Avrasya dünya siyasetinin merkezi arenası olduğundan bu bölgede yerleşip tarafsız kalmak mümkün değildir. Ayrıca Azerbaycan coğrafi olarak ne tam Avrupa, ne de tam Asya devleti değildir. Avrupa ile Asya’nın altın köprüsü sayılan Azerbaycan dünya politikasını belirleyen devletler için hayati önemli jeopolitik mekandır.
  Bağımsız Azerbaycan için artık yeni dünya düzeni politikasında karmaşık, kapsamlı, uzun vadeli geostratejinin hazırlanması ve ortaya koymasının zamanıdır. Çünkü bölgede yaşanan veya yaşanacak küresel önemde siyasi süreçlerde aktiv olmamak cumhuriyetimiz için olumsuz sonuçlar doğura bilir. Bu küresel siyasette etkinlik ülkenin gelişimini ve güvenliğini sağlıyor. Azerbaycan’ın coğrafi konumu onun dünya düzeninde lider yöneticilerden olmasına olanak tanır. Ülkemiz Doğu ve Batı kültürlerinin buluştuğu mekanda, islam ve Hıristiyan dinlerinin sınırında bulunmaktadır. Bu nedenle dinlerarası diyalogda yer imkanına, tek dünya kültürünün oluşumundaki faaliyetine göre önemli rolü olabilir. Bu pozisyon Azerbaycan’ın yeni dünya düzeni politikalarının uygulanmasında önemini daha da artırıyor. Azerbaycan gelişmiş dünya devletleri ile karşılaştırıldığında bir az daha düşük dereceli sayılsa da potansiyeline göre orta dereceli devlettir.
  Azerbaycan Cumhuriyeti’nin jeopolitik önemini artıran, ulusal çıkarlarının garantisi ve temel araçlardan biri de uluslararası alanda petrol faktörü ile ilgilidir. Amerika siyaset bilimcilerinden Konatın fikrine göre, jeosiyasetde petrol faktörü önemli bir rol oynar. Hazar’ın 200’den fazla petrol yapısının 145-i Azerbaycan sektöründe bulunmaktadır. Azerbaycan’ın zengin petrol kaynaklarına sahip olan coğrafi mekanda yerleşmesi XX yüzyılın 90’lı yıllarında milli lider Haydar Aliyev tarafından doğru değerlendirildi. Devletin petrol stratejisi zamanın talebine uygun olarak zamanında milli çıkarlara göre yöneltildi.
  Azerbaycan bugün Avrupa ve bütün dünya enerji pazarında lider güçtür. Azerbaycan’ın enerji piyasasına katılması ile yeni bir canlanma gözlemlenmiş, petrol-gaz altyapısının modernleşmesi doğrultusunda doğru politik adımlar atılmıştır. Görüldüğü gibi enerji politikamızla ilgili tüm adımlar düşünülmüş olarak atılmaktadır. Şu anda Azerbaycan Avrupa’nın enerji güvenliği konularının çözümünde Avrupa ile bu yönde ortak olarak çalışmaktadır.
  TAB Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan, Tacikistan gibi devletlerden oluşsa da, onun misyonu, kapsamı, mensup olduğu medeniyet doğrultusu gibi faktörler bu bloğa ek devletlerin katılmasını mümkün kılıyor. Hem de buraya diğer devletlerin kabulünü mümkün kılan etkenlerden bir de, TAB –ın yeni dünya düzeni  fikrini savunmasıdır.
  Cumhuriyetimizin ulusal çıkarlarının jeopolitik açıdan gerçekleşmesinin etkenlerini aşağıdaki tezlerle özetlenebilir:
  – Devlet bağımsızlığının, toprakların korunması jeopolitik açıdan Azerbaycan’ın ulusal çıkarlarının sağlanması açısından özel önem taşımaktadır. Çünkü Azerbaycan Batı ile Doğu arasında köprü rolünü oynamakla, bir çok ilgi ve menfaatlerin çarpıştığı karmaşık bir jeopolitik mekanda bulunmaktadır. Bu açıdan milli çıkarların jeostratejik değişikliklerin arka planda gerçekleşmesi sorunu özel aciliyet arz etmektedir;
 – Günümüz gerçekleri ispat ediyor ki, enerji devletinin temel gücüdür. Petrolle zengin olan ülkelerde jeopolitik petrol mekanı oluşmaktadır. Başarılı petrol stratejisi sonucunda Azerbaycan da bu mekana girmiştir. Bu durumda ise Azerbaycan’ın petrol servetinin verimli ve hedefli şekilde kullanımı,gelirlerin halkın geleceğinin gelişmesi yönlenünde harcanması her zaman ilk sırada olmuştur;
  – Azerbaycan kendisini tüm imkanlarını kullanarak modern uluslararası güvenlik sisteminde aktif şekilde katılmaktadır. Bu ise yeni tehditlerin gözaltında tutulması, kaldırılması, ayrıca devletin ulusal çıkarlarının korunması yönünde ciddi faaliyetin gerçekleştirilmesine olanak tanımaktadır.
  Güney Kafkasya bölgesi ve onun en umut verici ülkesi olan Azerbaycan küresel, bölgesel ve bölgeden öte güçlerin büyük dikkat merkezinde tuttuğu arazidir. Burada ikili ve çok taraflı düzlemde çıkarlar toplanmıştır. Bu açıdan Azerbaycan Cumhuriyeti’nin yeni dünya düzeninde rolü önemli ölçüde artmaktadır.        Bugün küresel ve bölgesel düzeyde jeopolitik güce dönüşmeye çalışan herhangi bir devlet Hazar bölgesinde, bölgenin öncü ülkesi olan Azerbaycan’da etkisini artırmayı öncelik olarak görüyor.
  Azerbaycan Batı’ya kendisinin Avrasya coğrafyasındaki önemli jeopolitik durumunu ve zengin enerji kaynaklarını gerekli düzeyde sunarak, Güney Kafkasya’nın lider devleti statüsünü koruyor. Şu anda bölgede ve dünyada yaşanan önemli ekonomik, siyasi, kültürel olay ve süreçlerde Azerbaycan devleti gerektiği gibi temsil edilmektedir, kendi konumunu belirtmiş ve çıkarlarını korumuştur.
  Cumhuriyetimizde gerçekleştirilen demokratik reformlar ve ekonomik değişiklikler, aktif dış politika bugün dünyanın en güçlü devletlerinin, prestijli kurum ve kuruluşlarının dikkatini Azerbaycan’a yöneltmiş, uluslararası hukuk normlarına uygun karşılıklı yararlı işbirliğinin kurulmasına ve gelişmesine uygun ortam yaratmıştır. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin jeopolitik çıkarları onun tüm alanlarda kendi ulusal devletinin kurulması ve bu doğrultuda hedeflere ulaşmak gibi ekonomik-siyasi kültürel yükselişinin temel faktörüdür.
  Yeni jeopolitik beklentileri zemininde Cumhuriyetimizin çağdaş gelişme stratejisinin uygulanması çok yönlü ve karmaşık bir süreçtir. Bu süreci zorlaştıran faktörleri ve ulusal gelişme stratejisi ile ilgili beklentileri aşağıdaki tezler şeklinde ifade etmek mümkündür:
  – Azerbaycan’ın bulunduğu Kafkasya bölgesi jeostratejik konumu açısından yeni dünya düzeninde büyük önem taşımaktadır. Bu durum yeni düzen içerisinde büyük güçler arasında dengeyi oluşturmak açısından, hem de petrol rezervlerine sahip olması nedeniyle ekonomik açıdan bakıldığında açıkça görülmektedir. Bu şartlar altında düzgün bir dış politikanın hayata geçirilmesi Azerbaycan’ın nüfuzu açısından çok önemlidir;
  – Bölgede mevcut çatışma, özellikle Azerbaycan’ın haksızlığa uğradığı Dağlık Karabağ sorunu Cumhuriyetimizin güvenliğinin sağlanmasın önemli ölçüde gerekli olduğunu bir daha ispat ediyor. AGİT-in Minsk Grubu üyelerinin sorunun çözümü sürecine samimiyetsiz yaklaşımı, kendi jeopolitik çıkarlarını sağlamaya çalışmaları askeri-stratejik kaynakların ordu kuruculuğuna yönelmesi, onun güçlü savunma gücünün oluşturulmasını zorunlu kılıyor. Aynı zamanda silahlı kuvvetlerin askeri-teknik ve personel potansiyelinin güçlendirilmesi de önemlidir.          Bu sonuçla söylemek mümkündür ki, Azerbaycan kendi askeri-jeostratejik ve güvenlik politikasının önceliklerini NATO ile işbirliği zemininde daha da genişleterek, kendi toprak bütünlüğünün sağlanmasına, bölgede çatışan çıkarlar arasında bir denge kurulmasına çalışacaktır;
  – Azerbaycan’ın uluslararası enerji güvenliğinin sağlanmasında yakından katılımıyla ülkemizin Avrupa’nın enerji güvenliğinde konumunu güçlendiriyor. Genellikle, Avrupa’nın enerji güvenliği yönünde Azerbaycan’la ilgili beklentileri de fazladır. Yakın yıllarda “Şahdeniz” de gaz ihracı maksimum düzeye ulaşacaktır. Tabii ki, bu zaman enerji güvenliği Avrupa’yı şimdikinden daha da çok düşündüren güncel mesele olarak gündemde olacaktır. “Umut” ve “Abşeron” dan üretimin başlaması ise Azerbaycan’ı gelecekte aslında dünyada büyük gaz ihracatçısı olan ülke olarak tanıtacaktır. Bu da Azerbaycan’ın Güney Kafkasya’daki jeopolitik konumunu daha da güçlendirecektir;
  – Azerbaycan’ın jeostratejik konumu Orta Asya ile Avrupa arasındaki enerji, ulaşım ve iletişim uluslu projelerin merkezinde durmasına uygun ortamı yaratmaktadır. Yani Azerbaycan gelecekte de Orta Asya ülkelerinin jeoekonomik ve jeopolitik çıkarları, bölgesel güvenliğinin sağlanmasında doğrudan katılacaktır. Çünkü Azerbaycan Cumhuriyeti Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney arasında köprü rolünü oynamak için gerekli imkanlara (uygun jeopolitik konuma, doğal kaynaklara, yüksek insan potansiyeline vb.) sahiptir. Bunu ünlü Norveç araştırmacısı Byörn Veqqe böyle bir cümle ile ifade etmektedir: “Azerbaycan dünyada en büyük yol ayrımıdır”.
  Analizler gösteriyor ki, Azerbaycan bölgenin geosrateji rolünde lider ülkedir; bölgesel projelerin temel girişimcisi ve katılımcısıdır. Bu ise sonuç olarak yeni jeopolitik değişiklikler eşiğinde Azerbaycan’ın bölgede liderliğinin korunmasına olanak yaratan stratejik adımların atılmasını gerektirir. Azerbaycan her alanda diğer devletlerle işbirliği yapmaya hazır olan ülke gibi kendi konumunu korumaktadır. Bu ister bölgesel, gerekse küresel ölçekte cereyan eden olay ve süreçlere ülkemizin aktif şekilde katılımını sağlayacaktır. Azerbaycan kendisinin jeoekonomik, askeri-jeostratejik ve güvenlik çıkarlarını, milli ilgi ve menfaatinin korunmasına hizmet eden stratejik konseptini dönemin gerçekleri ve gelecek beklentilerle uzlaşmış şekilde hazırlamaktadır.
  Gelecek dünyanın siyasi coğrafyasını tahmin etmek olağanüstü zor meseledir. Fakat küresel sistemde yaşanan tektonik çatışmalar, mini lokal savaşlar çok sayıda faktörler XXI yüzyılın jeostratejik şemasını kısmen anlatmaktadır. Devletin ve toplumun, vatandaşlarının menfaatlerinin korunması için tek dış politika, diplomatik becerisi yapılmalıdır. İster Azerbaycan, gerekse diğer ülkeler dış politikada dünyada yaşanan siyasi gerçeklerin mantığına ayak uydurmalı ve kendi politikasını hem de yeni dünya düzenine uygun kurmalı, düzgün uzlaştırmalıdır. Eğer Azerbaycan’ın devlet menfaatlerinin, ulusal çıkarlarının uluslararası devletler tarafından desteklenmesi Azerbaycan’ın hayatında önemliyse, diğer taraftan Azerbaycan ile işbirliği yapan Batılı ülkelerin ve enerji kaynaklarının güvenliği için de önemlidir.
  Böylece, küreselleşmenin derinleştiği bir dönemde dünya düzenin de yaşanan süreçlerin hangi mecraya sürükleyeceğini beklemek riskli yaklaşımdır. Dolayısıyla, gelecekte de Cumhuriyetimizin gücü ve kaderi milli birliği, ideolojik güvenliği, ayrıca, ekonomik bağımsızlığı, siyasi egemenliği korumak, tüm bunlara paralel olarak dünyaya entegrasyonu sürdürmesi politik yeteneğine bağlı olacaktır. Cumhuriyetimiz ise Batı ile Doğu arasında hem enerji, hem ulaşım, hem de bilgi teknolojileri koridorlar merkezi olma konumunu korumakla, bölgesel güvenliğin garantörü konumunu sürdürecektir.

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

SON HABERLER

Ticaret Bakanlığı’nın; döner, iskender, hamburger’de gramaj bilgisi denetimleri

Ticaret Bakanlığı; döner, iskender, hamburger’de gramaj bilgisi denetimlerine başladı.Ticaret Bakanlığı’nın konuya ilişkin yazılı açıklaması şöyledir; “Perakende olarak satışa sunulan mal ve hizmetlere ait fiyat etiketleri,...

Gürcistan-Acara “Gandagana” Festivali

Gürcistan-Acara Özerk Cumhuriyeti Başkenti Batum’da Avrupa Meyanında 22-23 Kasım tarihleri arasında “Gandagana" Festivali düzenlenecektir. İki gün boyunca Acara köylerinin varlığı ve yaşamı misafirlerin önünde...

Erdoğan Hristodulidis görüşmesi

Evvelki hafta Macaristan'ın Budapeşte şehrinde düzenlenen Avrupa Politik Topluluğu Zirvesinde,Güney Kıbrıs’ın lideri Nikos Hristodulidis’in, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğü iddiaları Kıbrıs Rum...

SON YORUMLAR

error: Content is protected !!