Pek çok şeyin söylenmek istendiği, nerden
başlanılmasının bilinemediği, kelimelerin boğazda düğümlendiği durumdayız.
Maalesef yüzlerce şehidimiz var. Buna kader demek ne kadar doğru. Bütün
kontroller yapıldı, her şey
mevzuata uygun, bu mu? Mevzuata uygun ama, alınması gereken tedbirler uygun
değilmiş ki yüzlerce insan hayatını kaybetti. Bütün sendikalar, siyaseten
hükümete yakın veya uzak yaptıkları açıklamalarda bunun dünyada böyle
olmadığını açıkladılar. Büyüklük olarak en çok madencilik yapan gelişmiş
ülkelerde son elli yılda neredeyse kaza olmadığını belirttiler bu sendikalar ve
ilgili kuruluşlar. Ama oransal olarak daha az maden işleten ülkemizde daha
fazla ölümlü maden kazası meydana gelmiş. Acaba o taşeron firma (medyada
firmanın bir partiye yakın olduğu iddia ediliyor) işçisine 40 TL. verip
karşılığında kaç katı para kazanırken vicdanları sızlıyor muydu? Sızlamaz ben
söyleyim, bu kapitalizmin, sermayenin acımasız dişlileridir, kömür karasına kan
karışır. Diğer maden faciaları nasıl unutulduysa, nasıl önlem alınmadı ise bu
da unutulur, yeniden 40 TL. karşılığında çalışacak yeni kurbanlar bulunur ve
bir sonraki faciaya kadar bu böyle devam eder gider. Aksi olsa idi bu faciaya
şahit olmazdık.
İktidar tarafından sıkça söylenen ve
toplumunda aşina olduğu bir söylemi vardır, “Karşımızda etkili bir muhalefet
yok”. Acaba iktidar muhalefetin hangi önerilerini ciddiye aldı da işleme koydu
bilemiyoruz. Soma ile ilgili olarak (Nisan 2014 son haftada) muhalefet
tarafından verilen önerge ciddiye alındı mı? Son olarak protesto gösterilerinde
bulunan o acılı insanlara daha sabırla yaklaşılsaydı, dövülmeseydi ne olurdu.
Sedyenin örtüsü kirlenmesin, çizmelerimi
çıkarayım mı dendiği sürece, hak arayacağına, hala kendisini, ailesini
düşüneceği yerde o madenlerde ölümüne, karın tokluğuna çalışacak insanlar
bulunacak ve facialar sona ermeyecektir. Taşeron firma ve firmanın sahipleri
içiniz rahat mı?
Başımız sağolsun.